26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 28 Mart 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET ‘İçtihadınıza uyun’ haber 5 AYM önünde açıklama yapan HDP’liler, eş genel başkan ve vekillerinin 143 gündür tutuklu olduğunu belirterek Yüksek Mahkeme’ye kendi kararlarını hatırlattı HDP, tutuklu eş genel başkan ve milletvekillerinin tutuklanmasının üzerinden 143 gün geçmesine karşın, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvurunun hâlâ gündeme alınmaması üzerine AYM önünde Yüksek Mahkeme’ye içtihatına uyma çağrısı yaptı. HDP Eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 13 milletvekilinin tutukluluğu konusunda Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurular bugüne kadar işleme alınmadı. HDP Sözcüsü Osman Baydemir, HDP MYK üyeleriyle birlikte dün itibarıyla 143 gündür tutuklu olmalarına karşın milletvekillerinin başvurularını gündeme almayan AYM önünde basın açıklaması yaptı. Baydemir yaptığı açıklamada, 143 gündür eş genel başkanlarının, grup başkanvekillerinin ve milletvekillerinin hukuk çiğnenerek tutuklu olduğunu anımsattı. Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla HDP fikriyatına saldırıldığını söyleyen Baydemir, “55 HDP milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. Fezlekelerin hepsi sadece kendimizi ifade etmemizden kaynaklı. Düşünün, bir siyasi partinin eş genel başkanları grup başkanvekilleri ve milletvekilleri grup toplantıları salonunda ifade etmiş olduklarını dışarıda da ifade ettikleri için cezaevindeler. Bu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ve anayasanın ihlalidir. 143 gündür adalet arıyoruz. Adalet 143 gündür çiğneniyor” diye konuştu. ‘Balbay kararı ortada’ AYM Başkanı ve üyelerine çağrı yaptığını söyleyen Baydemir, “Gecikmiş adalet, adalet değildir. AYM’nin daha önce verdiği (Mustafa) Balbay kararı ortadayken, bir içtihat kararı varken halen mahkemenin karar vermemiş olmasının önündeki engel nedir? Kim bu kararlaşma sürecini önlüyor? Eğer bir önlem mekanizması yoksa sayın mahkeme neden hâlâ karar vermedi?” dedi. Türkiye’nin referandum sürecinden geçerken 6 milyon oy almış bir partinin başkanları ve milletvekillerinin cezaevinde olduğunu kaydeden Baydemir, “Bu bile başlı başına, referandum sürecinin gayri meşru olduğunu gösterir” dedi. HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, dokunulmazlıkların kaldırılmasının bir siyasi darbe operasyonu olduğunu belirterek, “AYM ilk etapta karar alma şansına sahipti. Bizim daha önce yaptığımız başvuru dikkate alınsaydı sonrası böyle gelişmeyecekti. Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla başlayan siyasi darbe operasyonu AYM’nin tavrıyla kolaylaştı. O tarihte AYM’nin karar vermesi tarih önünde sorumluluktur” diye konuştu. Tutuklamalardan 2 hafta sonra başvuru yaptıklarını söyleyen Sancar, “AYM’nin yapması gereken çok açıktı. Derhal o başvuruları gündeme almak ve gecikmeden karara bağlamak. Önümüzde içtihat var. Balbay ve Haberal kararları. Bu kararlar olumlu ve isabetli kararlar olarak tarihe geçti. Can Dündar ve Twitter gibi konularda da yine özgürlük lehine yorum yaparak hızla karar verdi. Balbay kararından sonra o tarihlerde tutuklu olan milletvekilleri de başvurdu. Kemal Aktaş ve Selma Irmak 1 Ocak 2014’te başvurdu, 2 gün sonra AYM olumlu karar veriyor, tutukluluğun sona ermesine hükmediyor. Gerekçe Balbay kararı. Bu kararda ‘milletvekillerinin yargılanması tutuksuz yapılır’ diyor. Bu, onları seçen insanların seçme hakkına saygının gereğidir. Kendi verdiğiniz kararların gereğini yerine getirmenizi talep ediyoruz, daha fazlasını değil” dedi. l ANKARA /Cumhuriyet Cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu’na ‘İspat et, istifa edeyim’ dedi ama... Erdoğan’ın ‘yok’ dediği ‘fesih’ AKP broşüründe CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun anayasa değişikliği kabul edilirse Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i feshedebileceği yönündeki açıklamalarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı AKP’nin referandum broşürü yalanladı. İstanbul Büyükçekmece’deki açılış töreninde konuşan Erdoğan, fesih yetkisiyle ilgili Kılıçdaroğlu’na yüklenerek “Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i feshetme yetkisi var diyor. Yalan söyleme. Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i feshetme yetkisi yok. Bunu ispat et ben Cumhurbaşkanlığı’ndan istifa edeceğim. Ama o da kalkıp şu CHP’den ayrılsın ki, CHP ondan kurtulsun” diye konuştu. AKP’nin referandum için hazırladığı broşürlerde ise “Fesih yetkisi yeni sistemde seçimlerin karşılıklı olarak yenilenmesi yoluyla gerçekleşebilecektir. TBMM 3/5 çoğunlukla, Cumhurbaşkanı da dilediği zaman bu yetkiyi tek başına kullanabilir” deniliyor. Atatürk ‘evet’ dermiş! Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleşen “4. TÜGVA Gençlik Buluşması” programında yaptığı konuşmada ise Cumhuriyetin Osmanlı’nın devamı olduğunu ve Çanakkale Savaşı’nın da 15’lilerin savaşı olduğunu anlattı. Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal, ‘Gençler geleceği sizlere emanet ediyorum’ diyor. Çanakkale, ayağında çarığı olmayan, üniforması olmayan, silahında mermisi olmayan genç Mehmetçiklerin savaşıydı. Sizler tüm yoksulluğa rağmen tarihe Çanakkale geçilmez diye yazdıranların evlatlarısınız. 15 Temmuz gecesi F16’lar, tankların karşısında yılmayan gençler vardı. Ama Kılıçdaroğlu sen neredeydin, Atatürk Havalimanı’nda kaçıyordun. Biz seninle Atatürk Havalimanı’nda buluşabilirdik ama yok. Neymiş Bakırköy’e gitmiş” diye konuştu. Daha sonra televizyonda canlı yayına ka tılan Erdoğan, Alman Bild gazetesinin “Atatürk olsa hayır derdi” başlıklı haberini eleştirdi. “Atatürk’ün hafıza kayıtlarını okuyacak kadar özellikleri mi var? Ne alakası var bunun Atatürk’le” ifadesini kullanan Erdoğan “Tam aksi, Atatürk kalksa bu düzenlemeye kendisi de böyle yaşadığı için ‘Evet’ derdi. Çünkü Atatürk bizim yapmak istediğimizi yaptı. İnönü ile geçinemedi. En önemli mesai arkadaşıydı. O da damdan düşenlerdendi” dedi. l Haber Merkezi ‘Çözüm süreci geride kaldı’ Referandumun ardından Çözüm Süreci’ne dönülüp dönülmeyeceği konusunda Erdoğan şöyle konuştu: “Biz şu anda Güneydoğu’da terörle çok ciddi bir mücadele veriyoruz. Çözüm süreci falan onların hepsi geride kaldı. Bizim bu noktada oturup konuşacağımız kişi yoktur. Şu anda evlerini terk eden insanlarımızla başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere bütün bakanlarımız direkt görüşmeler yapıyorlar. Bizim meselemiz Kürtçülüğü dayatmasına, ırkçılığı getirir, biz bunun karşısındayız. Ne Lazcılık, ne Türkçülük şuculuk yok. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında birleşmişiz. ‘80 milyon kardeştir’ diyoruz.” Oğan, MHP yönetimini suçladı Yozgat’ta ailesinin de bulunduğu araca saldırıdan Durmaz, Çetin ve Bozdağ’ı sorumlu tuttu Evethayır demeden anlatıyorlar İstanbul’daki hukuk fakültelerinden bir araya gelen öğrenciler, halka ‘Evet, Hayır’ı telkin etmeden, anayasa değişikliği referandumunu hukuki sonuçlarıyla anlatıyor. Hukuk Öğrencileri Meclisi’ni oluşturma düşüncesi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde (İÜHF) okuyan bir arkadaş grubunun fikri olarak ortaya çıkıp önce İstanbul’daki hukuk fakültelerine, oradan da İzmir, Ankara ve Eskişehir’e yayıldı. Bağımsız milletvekili Ümit Özdağ, dün Yozgat’ta saldırıya uğrayan eski milletvekili Sinan Oğan ile Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Referandum sürecinde muhaliflere acımasızca baskı uygulandığını belirten Özdağ, “Ne kadar baskı yapsalarda ne kadar halkı korkutmaya çalışsalarda gümbür gümbür ‘Hayır’ geliyor. Son güne kadar Türkiye’yi dolaşmaya devam edeceğiz” dedi. Oğan ise Yozgat’taki saldırıyı MHP genel başkan yardımcıları Şevkat Çetin ve Sadir Durmaz’ın organize ettiğini belirterek, 7 yaşındaki kızı ve ailesinin olduğu araca ağır ve alçakça bir saldırı düzenlendiğini söyledi. Hayır oyunun çok önde olduğunu, hükümetin bu nedenle referandumu iptal ettirmek istediğini kaydeden Oğan, “Yeni planları, ülkücülerin arasına kan davası sokarak bu referandumu iptal ettirmek. Yozgat’ta olan buydu. Saldırının olacağı istihbaratı valiye, Emniyet müdürüne ve Bekir Bozdağ’a iletildi. Ora ‘Yıldırım haklı mı acaba?’ Referandum çalışmaları kapsamında Karabük’te, Başbakan Binali Yıldırım’ın kendisine yönelik eleştirilerine yanıt veren Özdağ, şöyle konuştu: “Çıkıyorsun ‘Abidik gubidik adamlar başbakan oluyor’ diyorsun. ‘Çanakkale geçilmez biz geçtik’ diyorsun. Ya biz onu Fransız ve İngiliz donanması için söyledik arkadaş. Üstelik karşıdan karşıya geçilmez anlamında söylenmedi. Hakikaten bazen acaba Yıldırım haklı mı, abidik gubidik adamlar başbakan oluyor mu diye de düşünmeden edemiyorum.” l DHA da polisin tedbiri olayı önlemeye yönelik değildi. Polisin planı ‘kan dökülsün sonra biz gelip müdahaleyi yapalım’dı. Kavga sırasında polisin hiçbir müdahalesi olmadı. Aracıma tekme tokat saldıranların bellerinde silah olduğunu gördüm. O yüzden silahlı saldırı diyorum’ diyor. Bizlerden birine birşey olursa bunun sorumlusu AKP ve tetikçileridir” diye konuştu. Tutsak... Nereden başlasam neler anlatsam bilemiyorum... Gözlerimi gökyüzüne çeviriyorum, gri gökyüzüne bakıyorum; mavilerin özlemi içinde çiçeklenen ağaçlara bakıyorum, düşler kuruyorum. Üşüyorum... Beklentilerin avuntularıyla oyalanıyorum. Sınırsız bir sessizlik içindeyim. Teröre kurban giden insanlarımız, derin sularda dolaşmamız, ağlayan analarımız, bebelerimiz, nice avuntular içinde bir kuş gibi kanat çırpan insanlarımız. Bir yanda düşünceyi ifade özgürlüğü diğer yanda demokratik değerler. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin 34 No’lu Genel Yorum Beyanı: “Düşünceyi ifade özgürlüğü her özgür ve demokratik toplumun temel taşını oluşturur...” Bu ne demektir? Düşünce ve ifade özgürlüğü, salt “kişinin tam anlamıyla gelişimi açısından olmazsa olmaz bir koşul” olmakla sınırlı kalmayıp, demokratik toplumun varlığını kabul etmek anlamı taşır. HHH Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi, medyada çalışan gazetecilerin işlevlerini eksiksiz haliyle yerine getirebilmek için, gerekli koruma ve bağımsızlıktan yararlanması gerektiğini, zira toplumu bunlarla bilgilendirdiğini, toplumun tam anlamıyla özgür olabilmesi ve kamusal söylemin daha güçlü hal alması için bunun “olmazsa olmaz bir koşul oluşturduğunu” söyleyerek bu düşünceyi daha da pekiştirmiştir. Demek oluyor ki, bireysel olarak gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik saldırılar, gazetecilik işlevine karşı saldırı anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla demokrasilerde kamuoyu tartışması olanaklarını zayıflatmaktadır. Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi’nin bir kararında bu şöyle somutlandırılmıştır: “Gazetecilik, ancak bu işi yapanların tehdide ya da fiziksel, ruhsal, manevi saldırıya, başka bir taciz eylemine maruz kalmaması halinde özgürce yerine getirilebilir. Bu tür saldırılar gazetecilerin bireysel ifade özgürlüğüne yönelik ihlal oluşturmaktan başka, toplumdaki diğer bireylerin her türden bilgi ve görüş isteme ve edinme hakkına da müdahale etmektir.” Gazetecilerin ve medya çalışanlarının önemli “toplumsal rolü” göz önüne alındığında, hukuk dışı, keyfi ve yargısız infazlara ilişkin BM Özel Raportörü Christof Heyns tarafından işaret edildiği gibi, bu kişilere yönelik her türlü saldırı “insan hakları projesinin temellerine ve bir bütün olarak bilgilendirilmiş topluma” yönelik saldırılar olarak görülebilir. HHH Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi birçok kez özellikle demokratik bir toplumda, hukukun üstünlüğüne dayalı olarak yönetilen bir devlette, basının üstün rolüne değinmiştir. Mahkeme ayrıca, görsel işitsel medyanın “hayati bir kamu bekçisi rolü” oynadığını ve basından çok daha doğrudan ve güçlü bir etkiye sahip olduğunu belirtmiştir. Peki, Türkiye’de durum nedir? Türkiye’de 149 gazeteci tutuklu, zindanda... Cumhuriyetin yazar ve yöneticileri, 149 günden beri tutuklu... Bunlar yetmiyormuş gibi tutuklu meslektaşlarımız için Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle diyor: “149 gazeteci içeride diyorlar, listeye baktım 5’i çocuk istismarcısı, hırsız, katil, geri kalanı 144’ü terörist...” Devletin en tepesindekine “yalan söylüyorsun” demek bize yakışmaz. Aydın Engin’in dediği gibi efendilik bizde kalsın. Cumhurbaşkanı’nın bu iddiayı kanıtlaması gerekir. HHH Nereden başladık, nerelere geldik. Gözlerimi gökyüzüne çeviriyorum. Gri bir gök altında bir süre yürüyorum... İşte böyle sevgili Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör ve Ahmet Şık... Hepinizin gözlerinden öperim... l BAŞBAKAN YILDIRIM: Anketlerle ilgilenmiyoruz Başbakan Binali Yıldırım, televizyon kanallarının genel yayın yönetmenleri ile Çankaya Köşkü’nde buluştu. ‘Evet’ ve ‘hayır’ oylarının birbirine yakın olduğunun söylenmesi üzerine Yıldırım, “Kampanya yapıyoruz, anketlerle ilgilenmiyoruz. Rahat bir şekilde evetle sonuçlanacağına inanıyorum” dedi. Yıldırım, seçim barajı ve seçim çevreleri için dar bölge, daraltılmış bölge seçenekleri için “Seçim barajı indirilebilir. 16 Nisan’dan sonra oturup konu şalım, biz hazırız” dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “AB ile müzakereler için referanduma gidebiliriz” sözleriyle ilgili “Referandum her konuda olabilir. Siyasetin karar veremediği konularda imdada vatandaş yetişiyor” diyen Yıldırım, “16 Nisan’ın ardından bazı Avrupa ülkeleri ile ilişkiler normalleşebilir” demeyi de ihmal etmedi. Yıldırım, idamın referandum konusu olup olamayacağı için de “Herkes varsa biz de varız” diye konuştu. l ANKARA l İÇİŞLERİ BAKANI Soylu: Yıkılmaz bir sistem kuracak Trabzon’un Maçka ilçesinde partililere hitap eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, anayasa değişikliğiyle ilgili olarak, “Sizden önceki nesillerin çektiğini, bizden sonra gelecek nesiller çekmesin istiyoruz. Diyorlar ki, ‘Tayyip Erdoğan için tamam da ondan sonra ne olacak?’ Tam da bu işte. Tayyip Erdoğan tecrübesiyle, bilgi siyle, güveniyle, cesaretiyle, milletle olan iradesi ve muhabbetiyle birlikte sistemi kuracak. Öyle bir sistem kuracak ki, kim gelirse gelsin, gelenin zayıflığı, gelenin kuvvetliliği, gelenin eksikliği, aksaklığı yüzünden Türkiye ile kimse oyun oynayamayacak. Top atsan yıkılmaz bir sistem oluşturacak Recep Tayyip Erdoğan” dedi. l DHA Bakan Bucaklar’ın düğününde Şanlıurfa’da AKP Gençlik Kolları Başkanı Sedat Ertürk ile işadamı Suphi Bucak’ın kızı Songül Bucak’ın düğününe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, AKP Gençlik Kolları Genel Başkanı Melih Ecertaş, Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna, AKP milletvekilleri Mahmut Kaçar, Mehmet Akyürek ve Kasım Gülpınar, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, ilçe belediye başkanları ile çok sayıda davetli katıldı. Çelik halay çekerken davetliler deste deste dolar atma yarışına girdi. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear