26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Kızılordu Korosu yenilenen kadrosuyla CRR’ye geliyor Dünyanın en eski ve en büyük korolarından biri olan Aleksandrov Rus Kızılordu Korosu, CRR’ye geliyor. 80 yıllık tarihe sahip Aleksandrov Rus Kızılordu Korosu ve Dans Topluluğu, hem geçen yıl Karadeniz’de düşen uçakta kaybettiği 64 üyesini anmak hem de sanatın engel tanımadığını bir kez daha göstermek üzere 8 Nisan Cumartesi günü 20.00’de CRR sahnesinde olacak. Bu zamana kadar büyük savaşlara ta nıklık eden koronun yenilenen kadrosuna İstanbul konserinde Duma Kültür Komitesi Başkan Yardımcısı, Duma Milletvekili ve aynı zamanda Rusya Devlet Sanatçısı olan Iosif Kobzon eşlik edecek. Salı 28 Mart 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr Sanatçı hayatlarından 15 çıkan bir ülke portresi Gazeteci Özlem Özdemir’in, eserleri ve hayat duruşlarıyla hep mücadele vermiş, hatta bedel ödemiş sanatçılar ve yazarlarla yaptığı söyleşilerini buluşturan ‘Cumhuriyet Işığında Söyleşiler’ kitabı, kişisel anlatılardan süzülen bir ülke portresi sunmasıyla dikkat çekiyor. Gazetecilerin yaptıkları söyleşileri, röportajları bir kitapta buluşturması âdettendir. Açıkçası bu tür kitap lar genellikle yan ya na eğreti duran söyle şilerin bir derlemesin den öteye geçemez. Öz EZGİ ATABİLEN lem Özdemir’in Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan “Cumhuriyet Işı ğında Söyleşiler”i ayrılıyor diğerle rinden. Çünkü gazetecinin tüm rö portajlarına taşıdığı kendi hayat gö rüşü ve duruşuyla bir çerçevesi oluş muş kitabın. Aslında biz buna üs lup diyoruz... Özdemir’in hepsi alan larında kendini ispat etmiş, eserleriy le ve hayat duruşlarıyla mücadele ve ren ve bedel ödemekten korkmayan sanatçı ve yazarlarla yaptığı söyleşi ler kişisel portrelerin yanı sıra bir ül ke portresi de çiziyor bu üslup saye sinde. Türkiye’nin son yıllarda için den geçtiği keskin dönüşüm sürecin de sanatçıların neler düşünüp, neler hissettiklerini kayda geçiriyor... Yıl dız Kenter’den Zülfü Livaneli’ye, Gen co Erkal’dan Emre Kongar’a, Mel tem Arıkan’dan Barbaros Şansal’a ka dar 23 kişiyle yaptığı, bir bölümü da ha önce Bir gün gazetesinde yayımlan mış, 8’i ise ilk kez bu kitapta okuna cak 21 söyleşisinin buluştuğu kitabı Özlem Özdemir’le konuştuk. Özdemir, “Şikâyet etmek ve seyirci kalmak yeri ne bir şeyler yapabilmeliydim diye dü şündüm. Benim elimden yazmak geli KİTAPTA KİMLER VAR? Meltem Arıkan, Lale Belkıs, Cahit Berkay, Muazzez İlmiye Çığ, Nükhet Duru, Genco Erkal, Mert Fırat, Mehmet Güleryüz, Yıldız Kenter, Mine G. Kırıkkanat, Emre Kongar, Faize Kuhar, Sevim Baban, Zülfü Livaneli, Yıldırım Mayruk, Nazlıcan Özkan, Tuncay Özkan, Fazıl Say, Barbaros Şansal, Hıfzı Topuz, Metin Uca, Soner Yalçın, Sumru Yavrucuk. yordu ve bu da benim mücadele biçimimdi” diyor. n Kitaptaki isimlerden ikisi özgür yaşam hakları ellerinden alınmış kişiler. Barbaros Şansal kitabın yayımlanmasından birkaç gün sonra serbest bırakıldı. Meltem Arıkan, yazdığı “Mi Minör” oyunu ‘Gezi provası’ sayıldığı için ülkesinde yaşayamıyor... Bir yandan da ülke başkanlık referandumuna sürükleniyor. Neler söylemek istersiniz? Meltem Arıkan en yakın dostlarımdan biri ve kendi deyimiyle absürt bir oyun yazdı, hayatı absürt oldu! O günleri unutmam mümkün değil... Düşündükçe öfkeleniyorum, insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı... Ama her gün tanık olduğumuz bir başka adaletsizlik ile bunu demenin de anlamı kalmadı! Barbaros’a gelince... İnsanların işlemediği bir suç yüzünden serbest kaldığına seviniyoruz... Sevdiğim insanların kimsenin canını yakmadığı, çalmadığı, kimseyi öldür mediği halde sadece iktidarın düşüncesini paylaşmadığı için üzülmelerini görmekten çok yoruldum... Referandum yaklaştıkça, benzer haksızlıklar artabilir. ‘Evet’ çıkması için dilerim daha tatsız olaylar yaşamayız. Bu ülke hepimizin ve tek dileğimiz huzur içinde yaşamak! Cumhuriyet bu nedenle çok önemli ve tüm kaybettiklerimize rağmen onu korumamız gerekiyor. Özellikle biz kadınlar için Cumhuriyet’in yaşaması hayati, çünkü kadın bu rejimin bir numaralı öznesi. Benim fikrimi soruyorsan, egemenliği halka veren bir sistemden vazgeçip tek bir kişinin egemenliğine geçmeyi bu toprakların kabul edeceğini düşünmüyorum. Hayır’lısı.. n Söyleşilerden aklınızda kalan, en unutulmaz anekdotlar neler? O kadar çok ki... Anekdottan ziya de hisleri saklayan biriyim ben. Bunun için kitapta her söyleşinin başına o kişiyle ilgili hislerimi ve düşüncelerimi yazdım. İlk aklıma gelen isimlerden biri Muazzez İlmiye Çığ. Artık Mersin’de yaşadığı için söyleşi için oraya gittim. Beni pembe ojeleri, ruju ve takılarıyla kendine bakmayı ihmal etmeyen tam bir Cumhuriyet kadını karşıladı. Dimağı pırıl pırıldı, uzun sohbetimizde verdiğimiz araların hepsinde, ben bazen unuttuğum halde o kaldığımız yerden başladığında küçükdilimi yutuyordum. Ve söyleşinin kimi yerleri ülkede yaşananlar sebebiyle kimi zaman gözyaşlarıyla ilerledi, o nedenle hiç unutmayacağım sohbetlerden biri... Tuncay Özkan ve Nazlıcan ile yaptığım söyleşi de özel, çünkü Tuncay Bey’in özgür kaldığı üçüncü gündü. Baba kız altı yıl sonra buluşmuşlardı ve çıktıklarında özgürlük kahvesi içme sözlerini bu söyleşide gerçekleştirdiler, çok duygulandığımı hatırlıyorum... Kültür hazinesi Orhan Kurt uğurlanıyor Müzikten resme birçok sanat dalında gerçekleştirdiği başarılı çalışmalar nedeniyle UNESCO tarafından 2008’de ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ilan edilen Karagöz sanatçısı Orhan Kurt, yaşama veda etti. Karagöz’ün yurtiçinde ve dışında tanın masında, yaşamasında önemli rol oynayan Kurt’un cenazesi bugün öğle vakti Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Feriköy’deki aile kabristanına defnedilecek. Kültürel tarihimize önemli katkılarda bulunan sanatçı, 1930 İstanbul doğumlu. Karagöz sanatının inceliklerini ve tasvir yapımını ustası Ragıp Tuğtekin’den öğrendi. Aynı zamanda resim, hat ve müzikle de uğraşan sanatçı, Karagöz musikisinin günümüze aktarılmasına çok emek verdi. Kurt’un vefat haberi üzerine taziye mesajını ileten isimler arasında Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı da yer aldı. l DHA Düzenli’nin resimlerine dokunarak bakacaksınız Ressam Hülya Düzenli’nin “kör olma” ve “renk” algısı üzerine düşündüren “Dokunarak Bakmak” adlı sergisi İstanbul Beyoğlu’ndaki rh+artpoject’te ziyarete açıldı. Sanatçı sergide körlüğü yalnız fiziksel değil, kavramsal olarak da ele alıyor ve sergi konseptini şöyle dile getiriyor: “Bu resimlere dokunacağız. Bir dansın müzik metni üstüne bu danstaki gerekli hareketleri not etmek için kullanılan grafik işaretler gibi ben de her renk için grafik bir anlatım kullandım. Renkleri alışılagelmişin dışında dokunarak anlamaya çalışacağız. Kabarık çizgilerden oluşan doku, çizginin yönleri aracılığıyla hissedilebilir. Çizgi de tıpkı renk gibi dikey, yatay, eğik, kıvrık, eğimli olduğunda farklı duygular yaratır.” Sergi 10 Nisan’a kadar devam edecek. l Kültür Servisi Gidon Kremer ve Kremerata Baltica’dan çifte kutlama Günümüzün en etkileyici ve özgün sanatçılarından Grammy ödüllü keman virtüözü Gidon Kremer’in bundan tam 20 yıl önce kendisine ve müzik dünyasına 50. yaş armağanı olarak kurduğu Kremerata Baltica, “geleceğin yıldızları”nı tanıttığı dünya turnesi kapsamında bir kez daha İstanbullu hayranlarıyla buluşacak. 70. yaşını kutlayan Letonyalı sanatçı Kremer, topluluğuyla birlikte İş Sanat’ta vereceği konserde, sahneyi genç keman sanatçısı ClaraJumi Kang ile paylaşacak. Konser 7 Nisan Cuma akşamı saat 20.30’da başlayacak. Biletler Biletix ve İş Sanat gişesinde. ClaraJumi Kang Dört hükümdar üzerinden 16. yüzyıl portresi Wall Street Journal’ın en popüler tarihçi olarak nitelediği John Julius Norwich’in 16. yüzyılın portresini dört hükümdar üzerinden anlattığı “Dört Hükümdar” kitabı Hep Kitap tarafından yayımlandı. Ebru Kılıç’ın Türkçeye çevirdiği kitap feodal Avrupa’nın ulus devletlere geçtiği, Doğu’da Osmanlı’nın güçlendiği, İspanya ve Portekiz’in keşiflerle zenginleştiği zamanları anlatıyor. Kitaptaki dört hükümdar ise; 151547 yılları arasında Fransa’yı yöneten 1. François, 150947 yılları arasındaki egemenliğinde yaptığı sansasyonel evlilikler ve Anglikan Kilisesi’nin kuruluşuyla bilinen 8. Henry, kutsal RomaGermen İmparatorluğu’na 151956 yılları arasında hükmeden 5. Karl, 152066 yılları arasında hüküm süren ve Avrupa’nın “Muhteşem” dediği Sultan Süleyman. Kitapta dört hükümdarın renkli, dinamik yaşamları ve birbirleriyle kesişen yolları aktarılıyor. l Kültür Servisi Fotoğraf: Gülay Ayyıldız Yiğitcan Hollywood’da grev rüzgârları Hollywood’dan gelen haberler Amerikan Yazarlar Sendikası’nın (WGA) yeni bir grev kararı alabileceğine işaret ediyor. Sendikanın pazarlık komitesi geçen cuma günü üyelerine bir mektup yollayarak kendilerine grev yetkisi için oy vermelerini istedi. Öte yandan bu oylama için bir tarih belirtilmediği gibi verilecek oylar da otomatik olarak bir greve yol açmayacak. 13 Mart’tan bu yana WGA ile Film ve TV Yapımcıları Birliği (AMPTP) arasında süren pazarlıkların tıkandığı ve sendikanın da bu yüzden böyle bir adım atma ihtiyacı hissettiği anlaşılıyor. Pazarlık komitesinin mektubunda “İki haftadır devam eden görüşmeler sonucu yapımcıların tekliflerinde yazarlar için bir dolarlık bile artış olmadı. 51 milyar dolar kâr elde ediliyor ama yapımcı şirketleri zengin eden ürünleri yaratan bizler için bir kuruş bile yok. Sadece bu da değil, emeklilik ve sağlık haklarımız için yaptığımız teklifler de karşılık bulmadı” deniliyor. Variety’nin haberine göre AMPTP bu mektuba Yazarlar Sendikası’nı görüşmeleri yarıda bırakmakla suçlayarak cevap verdi. Halen yürürlükte olan sözleşme 1 Mayıs’ta bitiyor ve herkes şimdi WGA’nın bir greve gidip gitmeyeceğini merak ediyor. En son 2007’de bir grev olmuş ve 100 gün boyunca yazarlar kalem bırakmıştı. l Kültür Servisi Camille Claudel müzesine kavuştu Heykeltıraş Camille Claudel’in Fransa’da bulunan aile evi müzeye dönüştürülerek ziyarete açıldı. Önceki gün yapılan açılışla sanatçı ölümünden 70 sene sonra kendi müzesine kavuşmuş oldu. Musée Camille Claudel, sanatçının ünlü heykeltıraş Rodin’le ayrılığından sonra parçaladıklarından geriye kalan tüm eserleri içeriyor. Ayrıca sanatçı ya ait Paris’teki Musée Rodin’de bulunan küçük koleksiyonu tamamlayarak Claudel’in sanatsal üretimi hakkında geniş bir izlenim imkânı sunuyor. 150’den fazla esere yer vererek nihayet Claudel’e Rodin’le eşit şartları sağlayacak olan müzenin direktörü Cécile Bertran, “İki sanatçının eserleri arasındaki bağlantıları ve farklılıkları göstereceğiz. Bu da birbirlerine nasıl ilham verdiklerini gözler önüne serecek” diyor. l Kültür Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear