24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 20 Mart 2017 EDİTÖR: NECDET ÇALIŞKAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Savaşın olduğu yere gitmemek daha riskli Suudi Arabistan’ın da yer aldığı coğrafyadaki kadim jeopolitik sorunlara değinen Murat Ülker: Milyonlarca tüketiciye ulaşmamak yatırımcı açısından daha büyük risk Çıktıkları küresel yolcu yan milyonlarca tüketiciye ulaşmamak ma lukta Suudi nasına gelir ki, yatı Arabistan’ın önem rımcılar için bu mev li bir köşe taşı hat cut riskten daha bü ta ilk noktası oldu yük kayıp olacaktır. ğunu anlatan Yıldız Bir de hangi konuda Holding ve Pladis Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, tüketiciyi anlamanın OBülcyaüyktaş yatırım yapacağınız önemlidir. Bizim sektörümüz gıdayla ilgili. İnsanlar her du ve ulaşmanın en kri rumda yiyip içecek tik şey olduğunu dile getir lerdir. Dünyanın en büyük gı di. Yatırım ortamı açısından da şirketleri yıllardan beri Ortadoğu’nun jeopolitik risk bölgede üretmekte, satmakta ler içerdiğini, ancak tüketici dırlar. Tabii ki biz de orada ye ulaşmamanın yatırımcı açı yız, yatırımlarımızı sürdürüp sından daha büyük bir risk lider olduğumuz ülkelerde li olduğunu söyleyen Ülker, ti derliğimizi pekiştireceğiz, di caretin gelişmesinin de barı ğerlerinde pazarımızı geniş şın sağlanması ve yaşamasın leteceğiz. da önemli bir role sahip oldu ğunu vurguladı. Bir günde pa 5 bin kişiye istihdam zarlık edilip alınan Cidde fabrikasında, Godiva ve United Biscuits (UB) yolculuğunda, geriye dönüp baktığında en önemli şeyin pazarı iyi anlamak olduğunu düşünen Murat Ülker’in, bu coğrafyaya ve pazara ilişkin gözlemleri ile Cumhuriyet’in sorularına verdiği yanıtları özetle şöyle: n Türkiye’nin bugünkü yatırım ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’nin Ortadoğu’ya benzer, eş bir jeopolitik riskinin olduğunu düşünmüyorum. Elbet sınırlarımızın hemen arkasındaki savaş veya çatışma varsa da, bu durum hükümetin ve ordunun Yiyip içecekler kontrolü altında. Bu manada herhangi bir istikrarsızlık n Cidde ve Riyad fabri ya da riskle karşı karşıya de kalarının yer aldığı ülke ve ğiliz. Memleketimizde güven içinde yer aldığı coğrafya içinde yatırımlarımızı sürdür önemli jeopolitik riskler içe mekteyiz. riyor. Sizce yatırım ve istih Biz holding olarak 1944’ten dam için uygun bir ortam beri ülkede yatırımlara devam var mı? ediyoruz, yatırımlarımızın Jeopolitik riskler maalesef yüzde 60’ı Türkiye’de. Bu se sözünü ettiğiniz coğrafyanın ne 5 bin kişiye istihdam sağ kadim sorunudur. Bu coğraf lama hedefimiz var. 2021’e yada elbet bu sorunların çözü kadar ise pladis olarak 5 mil mü siyaset müesseselerinden yar TL’lik yatırım planımız gelecek. Fakat ticaretin, en mevcut. düstrinin gelişmesi ve refahın n Avrupa ülkeleri ile yaşa artması da barışın ihsas edil nan gerilim Türkiye’nin eko mesinde mühim bir rol oyna nomik ilişkilerini sizce na yacaktır. Jeopolitik riskler ne sıl etkiler? deniyle buradan uzak kalmak, Türkiye’nin Avrupa ülkeleri aynı zamanda burada yaşa ile olan ticari ilişkileri birkaç Murat Ülker ‘Kamyonların depoyu bulabilmesi ile başladık’ Murat Ülker, S. Arabistan ile ilgili olarak şunları söyledi: “İlk gittiğimde 5 milyon dolarlık bir ihracatımız vardı. O zaman için iyi bir paraydı. Bir senede işin hacmini 2 misline çıkardık. Yaptığımız iş basitti. Kamyonların depoyu bulmasını sağlıyorduk. Geriye baktığımda asıl başarının, sevkıyatlarla müşterileri buluşturmak olduğunu görüyorum.” yüzyıllık bir geçmişe sahip. Günümüzde de endüstriyel ve ticari ilişkiler, hem ülkemizin hem de Avrupa ülkelerinin ekonomilerinde önemli yüzdelere sahip. Geçmişten günümüze zaman zaman yaşanan siyasi krizler her coğrafyada değişik dönemlerde kendini gösterebilmektedir. Fakat geçici sorunlar zamanla aşılır, ülkeler arası ticaret sağlıklı bir şekilde yoluna girer. n Hollanda ile zirveye çıkan gerilimde bir ekonomik ya da siyasi yaptırım söz konusu olabilir mi? Bu karar biz iş dünyasının değil, hükümetimizin tasarrufundadır. Bize bu konuda alınacak kararlara uymak düşecektir. S. Arabistan fabrikasını bir günde aldı İlk olarak 1970’li yıllarda geldiği Suudi Arabistan pazarının, o günlerde ilgisini çektiğini belirten Murat Ülker, bu piyasaya girme kararını nasıl verdiklerini ise şöyle aktardı: “Babamın Suudi Arabistan’da iş yapması önce bir zorunluluktan başladı. İhracat karşılığı kredi almıştı ve bu kredi ile makinelerimizi yenileyip çeşitlerimizi artırmıştık. Zamanı gelince de ihracat taahhüdümüzü yerine getirecektik. İhracat için de pazar araştırması yapması gerekiyordu. Ortadoğu ülkelerinde geniş muhiti olan eski Şan lıurfa milletvekillerinden Salih Özcan ile bölgeye gitti. Beyrut, Kuveyt, Bahreyn ve Suudi Arabistan pazarlarını gezmişler. Suudi Arabistan’da İngilizlerin (şimdi bizim olan UB) hâkimiyetini görmüşler. Babam bu geziden bir sürü numune ve biraz da bozuk moralle döndü. Pazarın koşullarında rekabet edemeyeceğimizi ve zarar edeceğimizi düşünüyordu. Fakat bir yerden başlamak gerekiyordu. İşimiz bir kamyon bisküvi göndermekle başladı... Fabrika kurarken pazara yakın olmanın avantajlarını kullandık. İhracatta belli bir hac me ulaşınca, Sabri Bey imalat imkânı olur mu diye takip etti. 2000’de bir yatırımcı burada bir yağ fabrikası kurmuş önce. Sonra çikolataya dönmüş ama başarılı olamamış. O sırada ben de kayınvalidem ve kayınpederimi hacca götürmüştüm. Umre ve hac arasında Cidde’ye gittim. Bir günde pazarlığı bitirip fabrikayı aldım. Bugün Suudi Arabistan’da bisküvide pazar lideriyiz, işlerimiz kârlı. Çikolata da gayretlerimiz sürüyor. Dünyanın en büyük cirolu Godiva dükkânı Riyad’dadır. Dükkân açmaya devam ediyoruz.” Çikolatalı gofret sıcakta yenmiyor Dünyada üç yerde bisküvi pazarında bir numara olduklarını anlatan Ülker, bunları Türkiye, İngiltere ve Suudi Arabistan olarak sıraladı. Ülker, “Arap dünyasında da bir Arap Gümrük Birliği var. Hem Mısır, hem Suudi Arabistan’ı bir araya getirince üç fabrika oluyor. Buralardaki imalatla, birkaç yüz milyonluk Arap dünyasına serbest dolaşımla mal satılabilecek. Ayrıca, buradan Afrika ülkelerine de mal satılabiliyor. Dubai üzerinden de Hindistan ve Pakistan’a; Batı Hint Okyanusu kıyılarına da mal satılıyor. Bu manada Suudi Arabistan’ın stratejik önemi var” dedi. İklimin tüketiciler üzerinde etkisine değinen Murat Ülker, şöyle konuştu: “Mesela Suudi Arabistan’da Çokoprens çok satılır buna karşın Ülker Çikolatalı Gofret satılmaz. Çünkü sıcak memleket. Çokoprens’in çikolatası içinde olduğundan, bulaşmadan yeme imkânı var. Fakat çikolatalı gofret satılmaz. Çünkü, çikolatası tümüyle ambalaja bulaşıyor, sıcaktan.” ABD emoji İspanya asık surat Murat Ülker, yıllar içinde iş yaptığı ülkeler ve insanların beklenti ve iş yapma biçimlerini de şöyle özetliyor: “130 ülkeyle direkt ticaretim var. Kimi güler yüzden hoşlanır, kiminde daha mesafeli bir ilişki gerekir. Amerikalılarda güler yüz şarttır. İlla ki Amerikalılar bir ‘samimi emoji’ isterler. İspanya’da, Türkiye’de ise asık surat muteberdir… Mesela, Türkler, İtalyan ve Araplarla toplantılar pek uzun olur. Çünkü üçü de pazarlıkçıdır. Suskun ve biraz da sıkıcı olmakla birlikte en kısa toplantı ise Japonlarladır. O nedenle bir ülkeye ilk kez girildiğinde pazarı tanımak için GOYA artık bir zorunluluk. Yani (Gez oturma yerinde artık... olarak kısaltılan pazar ve dükkân gezme).” Dumankaya’dan ev alanlara yeni takvim FETÖ soruşturması kapsamında 22.09.2016’da mahkeme kararıyla yönetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilen Dumankaya Grubu’nda ev alan hak sahipleri aylardır evlerinin teslim edilmesini ya da inşaatların devam etmesini bekliyor. Dumankaya Şirketler Grubu Yönetim Kurulu’ndan hak sahiplerine gönderilen açıklamada, “Önümüzdeki dönemde; inşaatların başlangıç tarihleri ve teslim süreçleri sizlerle paylaşılacaktır” denildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 4 Yönetim kurulumuz göreve geldiği ilk günden itibaren grup şirketlerimizin ticari faa liyetlerini sekteye uğratan birçok sorunlu konuyu tek tek ele almakta ve sonuçlandırmaktadır. 4 Henüz paydaşlarımızın sorunlarına etkisi hissedilmese de belli bir süre içinde kalıcı çözümlerle düğüm olmuş tüm konular nihayetlendirilecektir. 4 Bu süreç içerisinde önceliğimiz yarım kalan inşaat projelerinde inşa süreçlerinin yeniden planlanması ve en kısa sürede tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmesi olmuştur. 4 Bu kapsamda geliştirdiğimiz tüm çözüm seçenekleri değerlendirilmektedir. l Ekonomi Servisi Dumankaya İnşaat’ın Maltepe, Sancaktepe, Kartal, Halkalı ve Bahçeşehir’de yarım kalan projelerinde 3 bini aşkın konut bulunuyor. Organik tarım desteği için son tarih 24 Mart ŞemsiBayraktar Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 9 Ocak 2017 tarihinde başlayan organik tarım desteği başvurularının 24 Mart 2017 Cuma günü mesai saati sonunda tamamlanacağını bildirdi. TZOB Başkanı Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2016 yılı tarımsal destekleri kapsamında verilecek olan organik tarım desteğinin dekarda, birinci kategori ürünlerde 100 TL, ikinci kategori ürünlerde 70 TL, üçüncü kategori ürünlerde 30 TL, dördüncü kategori ürünlerde 10 TL olarak öde neceğini belirtti. Destek ödemelerinin, organik tarım yapan, Organik Tarım Bilgi Sistemi (OTBİS) ve Çiftçi Kayıt Sisteminde (ÇKS) 2016 üretim yılında kayıtlı, 2016 yılı hasadını gerçekleştirmiş, ürettiği ürüne ürün sertifikası düzenlenmiş olan çiftçilere ödeneceğini vurgulayan Bayraktar, “Üreticilerin başvurularını Gıda, Tarım ve Hayvancılık il/ilçe müdürlüklerine 24 Mart 2017 mesai bitimine kadar yapmaları gerekmektedir. Aksi takdirde üreticilerin destekten faydalanmaları mümkün olamayacak” dedi. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Evet = Felaket AKP rejiminin “Nazi”, “faşist”, “haydut devlet” hezeyanları beni kaygılandırmıyor. Nasıl olsa, AKP yönetimi yine 180 derece dönecek. Beni kaygılandıran, bu seri “U” dönüşleri üreten “arzusunu, realite sanma” hastalığı. Yaptıkları yapacaklarının... Bu hastalığın kaynağında, fantastik bir İslamcı dünya görüşünün AKP liderliğinin anlağında oluşturduğu “resim” var. Dinci dünya görüşünün “kırık aynasında” şekillenen bu resim “U dönüşleri arttıkça” realiteden biraz daha uzaklaşıyor; uzaklaştıkça da arzuları cevapsız kalıyor, davranışlara, düş kırıklığı, paranoya yön veriyor. Referanduma giderken, ülkeyi bekleyen riskleri daha sağlıklı düşünebilmek için bu hastalığının bugüne kadar yol açtığı “U dönüşleri” anımsamakta yarar var. Önce “stratejik derinlik” vardı; yerini “onurlu yalnızlığa” bıraktı. Bahreyn’de “dikkat yeni Kerbela olabilir” çıkışı da, “kendi işine bak” fırçasıyla suskunluğa... Libya’da önce, “NATO’nun burada ne işi var?”, “petrol hesabı yapmayın” diyerek efelendiler sonra, NATO operasyonuna katılmaya hazır olduklarını açıkladılar; “Mavi Marmara” krizi de geldi “Giderken bana mı sordunuz?” noktasında söndü. “Komşularla sıfır sorun”, “Kardeşim Esad” derken, aniden Sünni eksenli dış politika, Suriye iç savaşında radikal İslama koridor olmalar, malum TIR’lar, “Altı ay sonra yıkılır” sanrıları... Şimdilerde, “Esad kalabilir” noktasındayız. Rus uçağı düşürüldü, “Emri ben verdim, yine veririm” dayılanması da özür dileriz “aslında FETÖ imiş”e dönüştü. Şimdi, Suriye cephesindeki maceralarının yol açacağı yeni “U” dönüşleri bekliyoruz. İç politikada da durum farklı değil: Demokratikleştirme, Avrupa Birliği’ne üyelik, Kürt açılımı vaatleri, yerlerini Başkanlık projesini zora sokan her şeyi ve herkesi ezme, susturma politikasına bıraktı. Ekonomide, AKP dönemi, neoliberalizm, serbest piyasa ile başladı, şirketlere el koymaya, kaynağı belirsiz döviz girişlerine, rant temelli bir ahbap çavuş kapitalizmine geldi... Fanteziler her yerde... Peki, AKP liderliği bu “U dönüşlerinden” bir ders çıkardı mı? Ne gezer. Aklıma, Einstein’in delilik tanımı ve Talleyrand’ın, Fransız tarihinin yüz karası Bourbon hanedanı için söyledikleri geliyor: “Ne bir şey öğrendiler ne de bir şey unuttular.” Son günlerde gazetelerde boy gösteren hezeyanlara bakmak yeter. “Faşist AB, bize Yahudi muamelesi yapıyor”dan, Haçlı Hilalli posterinden sonra, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: “Artık Türkiye’yle nasıl konuşacağınızı öğreneceksiniz... Türkiye hükmeder... çünkü 2 milyar ümmetin de temsilcisidir.... bize nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz, siz öğrenmezseniz biz size öğreteceğiz ”... “Yakında Avrupa’da kutsal din savaşı başlayabilir”. İçişleri Bakanı Soylu: “Her ay 15 bin mültecinin önünü açalım da aklınız bir şaşırsın.” Ve akıl hocaları: AK Parti İstanbul Milletvekili ve anayasa profesörü Burhan Kuzu: “3. havalimanı Almanya’yı korkuttu”… “Hollanda’yı da kaygılandırıyor.” Yeni Şafak’ta Hayrettin Kahraman da “Batı’nın engellemesine kulak asmadan bu silahları (nükleer) satın almaya değil, icat etmeye bakmamız gerekiyor” (Kuzey Kore olalım) diyor. Ülkede ekonomik, demografik (dört gençten biri işsiz; bu toplumsal basınç boşalacak kanal arıyor) göstergelerin, uluslararası ve bölgesel dinamiklerin “kaos” işaretleri verdiği bir dönemdeyiz. Karşımızdaysa, realiteyle tüm bağlarını koparmış, patolojik bir sanrısal bozukluk içinde, “2 milyar ümmetin temsilcisi” olduğuna inanan bir liderlik var. Referandum da “EVET” derseniz, daha şimdiden tüm muhalefeti, farklı sesleri susturmaya kararlı olduğunu kanıtlamış bu İslamcı liderlik tüm gücü elinde toplayacak. “EVET” demek, felakete davetiye çıkarmak olacak. ‘Turizm orman kanunu ile yönetilmez’ Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, Türkiye’nin en iyi kayak merkezlerinden Uludağ’da sorunlar yaşandığını belirterek, “Uludağ için kayak merkezi deniliyor ancak birinci bölge Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na, ikinci bölge Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı” dedi. Ağaoğlu, grubun geleneksel Uludağ buluşmasında, “Burası kayak merkezi ise kayak merkezi için ne gerekiyorsa o yapılmalı. Palandöken ve Erciyes’e devletin çok güzel yatırımları oldu. Biz Ağaoğlu olarak bugüne kadar Uludağ’a 100 milyon dolar yatırım yaptık. Birinci bölgede oteller boş, şimdi köpekler cirit atıyor” dedi. Ağaoğlu, “Bugün gerçekten Uludağ’ın eteklerinde bir sürü köy var. Gidin o köylere doğudaki köylerden çok daha geri durumda. Otelimizde çalışan insanların yüzde 60’ı, yüzde 70’i civardaki köylerdendi. Burası civar köylerde çalışan insanlara iş ve aş kapısı. Uludağ’ı Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın kanunu ile idare edersen olmaz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear