26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA dishab@cumhuriyet.com.tr AB sınırlarında yeni önlemler Avrupa Parlamentosu’nda AB’deki İslamcı terör saldırılarını önlemeye, AB vatandaşlarının cihatçılara katılmasını ve geri dönüp birlik sınırlarından içeri girmesini engellemeye yönelik önlemler kabul edildi. Schengen Sınır Kanunu’nu değiştiren yeni önlemler, AB’nin dış sınırlarını geçen AB vatandaşları dahil herkese kimlik bilgileriyle ilgili sistematik denetim öngörüyor. Cumartesi18Şubat2017 Samsung veliahtı rüşvetten tutuklandı MÜNİH KONFERANSI BAŞLADI Trump’a Alman uyarısı: AB’ye zarar verme Transatlantik ittifakının köşe taşlarından olan Münih Uluslararası Güvenlik Konferansı’na bu yıl ABD Başkanı Donald Trump’a yönelik eleştiriler damga vurdu. 53. Konferans’ın 60 ülkeden 500 katılımcısı arasında ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Almanya Başbakanı Angela Merkel, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Başbakan Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Savunma Bakanı Fikri Işık var. ‘Rusya eşit değil’ Dün Alman Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, “Amerikalı dostlarımızın Avrupa ve NATO hakkında konuşma tonlarının kıtamızın uyumu üzerinde doğrudan etkisi var. İstikrarlı AB ve güçlü NATO Amerika’nın da çıkarına. Dünyanın angaje ve sorumlu bir ABD’ye ihtiyacı var” dedi. Trump’ın Rusya’yla yakınlaşma politikasına “Müttefikler ile değerlerimiz, sınırlarımız ve uluslararası hukuka açıkça meydan okuyanlara aynı mesafede durmak gibi bir politika olamaz” eleştirisini getiren kadın bakan, tüm NATO üyelerinin altına imza attığı temel değerlerin işkenceye yer bırakmadığını, sivil can kayıplarının önlenmesi ve ihtiyacı olanlara yardım edilmesini gerektirdiğini hatırlattı. “Terörle savaşın Müslümanlarla savaşa dönüşmemesi” ikazında bulundu. ‘En kırılgan güvenlik’ Konferans Başkanı Wolfgang Ischinger, “Trump’ın fikirleri genel kabul görürse, Atlantik ötesi ilişkilerde tam bir felaket olur. Britanya’nın AB’den ayrılma kararını başka üyelerin örnek alması çağrısının taraftar bulması bir çeşit silahsız savaş ilanıdır” uyarısı yaptı. Ischinger, “Uluslararası güvenlik 2. Dünya Savaşı’ndan beri hiç bugünkü kadar kırılgan olmadı. Batı’nın hâkimiyetindeki liberal dünya düzeninin sonuna yaklaşıldı” görüşünü savundu. Üç günlük konferansın güvenlliği için rögar kapakları bile mühürlendi. Schulz, Merkel’i açık ara solladı Almanya’da eylülde yapılacak genel seçimler de CDU’lu Başbakan Ange la Merkel’in Sosyal Demok rat Parti’den (SPD) rakibi olan Martin Schulz’un popülarite si roket gibi yükse liyor. ZDF anketine göre, halkın yüzde 49’u Schulz’u baş bakan görmek is terken Merkel’i 4. kez başbakan gör Schulz mek isteyenlerin oranı yüzde 39’a indi. Ocak sonunda Merkel’e destek yüzde 44, Schulz’a 40 düzeyindeydi. SPD’nin oyların da hızlı yükselişe neden olan eski Avrupa Parlamentosu Baş kanı Schulz, Almanya’nın en sevilen siyasileri sıralamasında da Merkel’i geride bıraktı. Güney Kore’yi sarsan “Dişi Rasputin” skandalı Samsung’a uzandı. Devlet Başkanı Park Geunhye’nin yakın arkadaşı, tarikat lideri Choi Soonsil’in devlet işlerine müdahil olduğunun ve Park’ın adıyla vakıflardan topladığı paraları zimmetine geçirdiğinin ortaya çıkması ile patlak veren kriz kapsamında daha önce ofisleri savcılar tarafından basılan teknoloji devi Samsung’un başkan yardımcısı ve veliahtı Lee Jaeyong rüşvet, zimmetine para geçirmek ve yalan ifade vermek suçlaması ile tutuklandı. Savcılık geçen ay Lee’nin tutuklanması için mahkemeye başvurmuş ancak mahkeme yeterli kanıt olmadığına hükmetmişti. ‘Kaçma olasılığı var’ Mahkeme bu kez yeni delillerin elde edildiğini ve Lee’nin kaçması olasılığı değerlendirilerek tutuklanma kararı verildiğini belirtti. Lee’nin gece boyunca Seul’deki gözaltı merkezinde tek kişilik bir hücrede kaldığı gelen bilgiler arasında. Lee, şirketteki liderliğini garantilemek amacıyla, 2015’te Samsung’un iki alt şirketinin birleşmesi sürecinde hükümetin desteğini sağlamak için Choi Soonsil’le bağlantılı vakıflara 38 milyon dolar bağış yapmakla suçlanıyor. Samsung’dan yapılan açıklamada Choi’nin vakıflarına bağış yapıldığı kabul edilmiş ancak karşılığında hükümetten destek beklentisi olduğu suçlaması reddedilmişti. Şirketten Lee’nin tutuklanması ile ilgili yapılan açıklamada ise davanın ilerleyen aşamalarında gerçeklerin ortaya çıkması için ellerinden gelenin en iyisini yapacakları kaydedildi. Mahkeme bitene kadar tutukluluk sürecinin devam etmesi öngörülürken sürecin 18 aya kadar uzaması ihtimaller arasında bulunuyor. Savcıların iddianameyi hazırlamak için önlerinde 10 gün var ancak bu sürenin uzatılabileceğine dikkat çekiliyor. Trump’ın teklifine ‘hayır’ dedi UlFuElsymangelnGökslrüikegvaveeninnndielairklreıayDdllaadHnbeaışotrmwtşiaaalrandnlı,ğı Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in yetkisi olmadığı dönemde Rusya elçisi ile görüşmesi skan dalı yüzünden istifası, ardından seçim kampanyası ekibinin Rus istihbarat yetkilileriyle sürekli telefonda görüştüğü haberleriy le zorda kalan ABD Başkanı Do nald Trump, kötü haberler alma ya devam ediyor. Trump Ulusal Güvenlik Danışmanı olması için teklif götürdüğü emekli Korami ral Robert Harward’dan ret yanıtı alırken basın, bunun için birçok sebep sıraladı. Anlaşmazlığın Harward’ın bu pozisyona kendi ekibiyle gel Trump’ın göçmenlere yönelik sert çıkışlarına tepkiler mek istemesi, ancak Trump’ın ka sürüyor. ABD’de kimi kentte önceki gün göçmen bul etmemesinden kaynaklandığı, savunma sanayii devi Lockhe çalışanlar ekonomiye etkilerini gösterme amacıyla işyerlerine gitmeme, kepenk açmama eylemi yaptı. ‘CNN’E ÇIKIŞTI’ ABD Başkanı Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner’in, yönetimin CNN’nin haberciliğiyle ilgili endişelerini iletmek üzere sahibi olan Time Warner şirketinin üst düzey yöneticileriyle görüştüğü ileri sürüldü. Wall Street Journal’in Beyaz Saray yetkililerine dayandırdığı habere göre, Kushner, Beyaz Saray’a çağırdığı Time Warner’ın iletişim ve pazarlamadan sorumlu başkan yardımcısı Gary Ginsberg’e kayınpederine yönelik adaletsiz yayımlarla ilgili şikâyetlerini iletti. Aynı zamanda Kushner’in CNN Başkanı Jeff Zucker dahil bir dizi yöneticiyle daha görüşerek baskıda bulunduğu belirtildi. ed Martin’in BAE şubesini yöne ten Harward’ın bu işi bırakması halinde gelir kaybına uğrayacağını hesapladığı, ailevi kaygılarının da olduğu ileri sürüldü. Bununla ilgili soruları yanıtlayan Harward, Trump yönetiminin kendisine çok uygun olduğunu, kararının kişisel sebeplerden kaynaklandığını söyledi. “Ekibini getirmek istediği” iddiaları sorulunca topu Trump’a atıp “Sanırım bunu başkana sormak gerekiyor” yanıtını verdi. Donanmanın SEAL özel birliklerinin eski komutanı olan, Irak, Afganistan’da operasyonlar yöneten Harward, kendi emeklilik törenine paraşütle inmesiyle de tanınıyor. ‘Trump yalana izin verdi’ Flynn’in ise Rusya skandalıyla ilgili FBI’ya 24 Ocak’ta verdiği mülakatın ayrıntıları ortaya çıktı. WPost’a göre Trump göreve gelmeden Rus elçiyle yaptığı konuşmada hem Rusya’ya yaptırımların kalkma sını görüşmediğini hem de konuşmanın tüm ayrıntılarını hatırlamadığını savunan Flynn, yalan söylediğinin ortaya çıkması halinde hapis cezası gerektiren ağır suçla itham edilebilir. Ancak FBI’nın hakkında soruşturma başlatmama kararı aldığı Flynn hakkında son sözü adalet bakanlığı söyleyecek. Trump’a yakın Fox News kanalı da ABD Başkanı’nın, Flynn’in Rus elçiyle görüşmesinin ardından içeriğinden haberdar olduğunu ve Flynn’in görüşmeyle ilgili Başkan Yardımcısı Pence’e yalan söylemesine izin verdiğini duyurdu. Önceki günkü basın toplantısında sızıntı yapanlara, ifşaatçılara ve bunları yayımlayan medyaya ateş püsküren Trump, “Rusya ile iyi geçinmek istediğini, ama yanlış, korkunç, yalan habercilik yüzünden ABD halkının bunu zayıflık olarak algılayacağını, Rus gemisi batırma emri vermesi halinde ise bunu muhteşem diye alkışlayacağını” söyledi. Yasak kararında ısrarlı “Muhtemelen Putin, ‘Trump’ın Rusya ile iyi geçinmeye çalışması bile imkânsız, hep bu yalan haberlerin üzerinde yarattığı baskı yüzünden’ diyecek... Bu bir utançtır” diye konuşan ABD Başkanı, diğer yandan yargı tarafından askıya alınan ülkeye kısmi giriş yasağı için yeni kararname yayımlayacağını duyurdu. Yargıyı “Kötü mahkeme, kötü karar” diye eleştiren Trump, yeni emrin çok daha iyi şekillendirilmiş olacağını savundu. Nüfusunun çoğu Müslüman 7 ülkenin vatandaşlarına vize, oturma izni ve yeşil kartları olsa bile giriş yasağı getiren kararın Müslüman çoğunluklu olmayan ülkelerin de eklenmesi ve oturma izni olanları kapsamaması halinde yargıya takılmayabileceği yorumu yapılıyor. En zor veda... Pakistan’ın güneyindeki Sind bölgesinde önceki gün bir Sufi türbesini hedef alan ve en az 20’si çocuk, 80 kişiyi öldüren IŞİD’in intihar saldırısının ardından dün kurbanlar için cenaze törenleri düzenlendi. Saldırıda can veren 13 yaşındaki Zişan’ın annesi ve diğer kurban yakınları en zor vedadaydı. Genelkurmay Başkanı Cavit Bacva “Ulusun kanının her damlasının intikamı derhal alınacaktır” derken ordu ülke çapında düzenlenen bombardımanlarda 100’den fazla militanın öldürüldüğü ve çok sayıda militanın yakalandığını öne sürdü. Afganistan’ın iki bölgesine roket atışı yapıldı. Ancak yetkililer, olası hedeflere yönelik gerekli korumayı sağlamamakla eleştiriliyor. Pekin’le buzları eritme çabası ABD Başkanı Donald Trump’ın Pekin hükümetinin “Tek Çin” politikasını sorgulamasıyla gerilen ilişkiler sonrası, yeni başkanın, geçen hafta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in “ricası” üzerine “Tek Çin” politikasını desteklediğini açıklayarak ortamı yumuşatması üzerine iki ülkenin dışişleri bakanları dün ilk kez bir araya geldi. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ile ABD’li mevkidaşı Rex Tillerson, Almanya’nın Bonn kentindeki G20 zirvesinde buluştu. Vang Tillerson’u beklerken objektiflere yansıyan kareler ise ilginç görüntüler oluşturdu. Çin Dışişleri’nden yapılan açıklamada Vang’ın küresel istikrarı sağlamanın ABD ve Çin’in ortak sorumluluğu olduğunu ve iki ülkenin çıkarlarının farklılıklarına ağır bastığını dile getirdiği aktarıldı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner ise iki ülke arasındaki farklılıkların yapıcı bir biçimde ele alınırken karşılıklı işbirliğinin görüşüldüğünü belirtti. Toner ayrıca Tillerson’un Kuzey Kore’nin giderek artan nükleer tehdidini ve fü Çin Dışişleri Bakanı Vang’ın ze programını ABD’li mevkidaşı Tillerson’ı gündeme ge beklerkenki görüntüleri tirdiğini söy objektiflere yansıdı. ledi. İki bakanın ticaret ve yatırım konusunda eşit bir ortam yaratılmasının gerekliliği üzerine konuştukları da aktarıldı. Dikenli telleri aştılar İspanya’nın Kuzey Afrika’daki toprağı Ceuta’ya geçebilmek için Fas sınırından 700 göçmen dikenli telle çevrili 6 metre yüksekliğindeki duvarı aşmaya çalıştı. Ceuta’ya geçebilen 500’ü sevinç gösterileri yaptı. TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 13Cumartesi 18 Şubat 2017 nilwgun@cumhuriyet.com.tr Başkanlık sisteminin Trump’la imtihanı “Başkanlık Sisteminin Başarısızlığı” kitabında Juan Linz, bu yönetim tarzının özellikle kutuplaşmış toplumlarda hastalıklı sonuçlara yol açtığını anlatır. Sistemin işleyişinin doğrudan “kutuplaşmayı bilediğini” belirten tanınmış siyaset bilimci bunun “başkanlığın sıfır toplam oyunu olmasından kaynaklandığını” söyler. “Başkanlık sistemi” üzerinde yapılmış en ayrıntılı analizle tanınan Linz; “Çünkü başkanlıkta kazanan parsayı toplar” der ve ekler: “Kutuplaşma bilenir ve (dolayısıyla) meşruiyet gölgelenir. Başkanın 45 yıl için seçildiğini düşünün. (Karşıt) tarafların tabanları arasındaki sertleşme ve gerilimi, bu dönemde düşürecek bir mekanizma yoktur. Yenilen taraf 45 yıl bekleyecektir. Gerilim tırmanır!” Trump’ın Beyaz Saray’da geçirdiği ilk üç hafta, Linz’in sözlerinin sağlaması gibi. Son seçimler, ABD’nin en gerilimli, en kutuplaşmış seçimi oldu. Trump yandaşları mitinglerde “Hillary’yi içeri tık!” diye bağırdı. Clinton da Trump Beyaz Saray’ının ABD için “badire/ apocalypse”le eşdeğer olacağını söyledi. “Amerika Birleşik Devletleri”nin adı bu görülmemiş çekişme nedeniyle “Amerika Birleşmemiş Devletleri”ne çıktı. Gerilimden beslenen liderlik Trump’ın seçimi kazanmasıyla Beyaz Saray’a sahiden de hızla “badire” havası çöktü. Öyle ki “Beyaz Saray/Beyaz Ev” in adı göz açıp kapayana dek “Kaos Ev”e çevrildi. Trump kampanyada vaat ettiği gibi Clinton’ı hapse atmadı ama onunla hesaplaşmasını sürdürüyor. Çiçeği burnunda başkan, başından sonuna dek izlediğim “Kaos Ev”deki 1.5 saatlik ilk basın toplantısının önemli bölümünü hâlâ Clinton’la bitmeyen itişmesine ayırmıştı. “Rusya ile ilişkilerim nedeniyle sürekli bana saldırılıyor” diyen Trump; “Rusya ile benim özel ilişkim yok. Ama asıl Clinton’ın var. Hillary Clinton (Dışişleri Bakanlığı döneminde) ABD’nin önemli uranyum kaynaklarının yüzde 20’sini Rusya’ya verdi!” dedi. Tümüyle gerçek dışı bir iddiaya dayanan bu “düello”nun aslında bir tek amacı var: Bizim Türkiye’de çok iyi bildiğimiz bir taktikle “gerilimden beslenmek” ve “yüksek dozlu gerilimin” ardına gerçek gündemi saklamak. Trump’ın gürültüye getirmek istediği gerçek gündem; Beyaz Saray’da 3. haftasını doldurmadan istifa etmek zorunda kalan ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn’in skandalı. Başkanın dış politika, savunma, antiterörizm stratejilerini tanımlayan kilit organ olan “Ulusal Güvenlik Konseyi”nin başındaki şahsın böyle ışık hızıyla “kellesinin düşmesi”, başkanın otoritesine bir darbe. Trump, bu çok büyük yarayı şimdi gerilimle örtmeye çalışıyor. Sade eski rakibi Demokrat adaya değil, önüne gelen herkese, Flynn skandalını yazan medyayla beraber skandalı sızdıran istihbarat odaklarına ve “Müslüman yasağı”na taş koyan yargıçlara yaylım ateşi açıyor. ‘Hayır’ için yeterli neden Beyaz Saray’daki ilk basın toplantısında Trump, bu nedenle “hodri meydan” dedi ve özellikle de basın organlarını birer birer yerden yere vurdu. “New York Times”a “iflasın eşiğindeki gazete” dedi. CNN’i “yalan haber yapmak”, “nefret, kin kusmakla” suçladı. BBC muhabirine de “Siz de CNN gibisiniz” demeyi ihmal etmedi. Soru yönelten gazetecilere çocukları okulda tahtaya kaldıran öğretmen edasında bir bir… “iyi soru”, “kötü soru” diye derecelendiren Trump’ın bu büyük şovu, tam “reality” kıvamındaydı. Basın camiasını, hiçbir ABD başkanının yapmaya cesaret edemediği şekilde karşısına almaktan çekinmeyen Trump, “basının aracılığını ortadan kaldırarak Amerikan halkıyla doğrudan konuşmayı” hedefliyor ve bunu açıkça böyle söylüyor. Bu yeni bir durum. Şimdiye dek tüm başkanlar; kurumlara ne kadar tavır alırlarsa alsınlar, “kurallara” uymaya hep özen gösterdiler. Trump, diğer başkanlardan farklı olarak, sırf kişilere ve kurumlara değil “kurallara” da meydan okuyor. “Kuralları” sil baştan, yalnız kendi çıkarları doğrultusunda, bildiği gibi tanımlamaya kararlı görülüyor. “Gelişmiş” dediğimiz ABD sisteminin saplandığı bu çukur ve kaydettiği irtifa kaybı, başkanlık sistemine “Hayır” demek için başlı başına yeterli neden. Katil sığınmacıya müebbet hapis İsveç’te bir mahkeme, 2012’de 7 askerin öldürülmesinde rol oynadığı gerekçesiyle Suriyeli bir sığınmacıyı müebbet hapse mahkum etti. Mahkeme kararında, Haysem Ömer Sakhanh’ın (46) İdlib’de faaliyet gösteren Süleyman Grubu’na katıldığı, olaya ilişkin sonradan ortaya çıkan görüntülerde elinde uzun namlulu silahın bulunduğu ve Suriye ordusu mensubu 7 kişinin katledil mesi emrini verdiği belirtildi. C MY B nilgun@
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear