26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 1 Şubat 2017 14 yorum TASARIM: İLKNUR FİLİZ Köşemen GENÇDES gençleri destekliyor ama nasıl? Başbakan Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, 27 Ocak’ta Çankaya Köşkü’nde “GENÇDES 2017 Projesi”nin tanıtımını yaptılar. “GENÇDES, gençlerimizin kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılımını artırmayı amaçlayan, sanatın çeşitli dallarında üretecekleri eser ve projeler ile gençlere ve çocuklara yönelik üretilecek eser ve projelerin hayata geçirebilmesini sağlayacak destekleme programıdır” diye tanıtılıyor. GENÇDES, geçen yıl destek vermeye başlamış. Bakan Nabi Avcı’nın söylediğine göre 2016’da 91 projeye 8.3 milyon lira destek verilmiş. GENÇDES kapsamında “Eser Üretim Desteği”, “Etkinlik ve Proje Desteği” ve “Sanatsal Faaliyet Desteği” başlıklarında destekler veriliyor. 2017’de 53.6 milyon lira destek dağıtılacak. Başbakan Binali Yıldırım’ın konuşmasından GENÇDES desteklerinin kültür ve sanatla sınırlı olmadığı anlaşılıyor. Başbakan gençlere yönelik destekler kapsamında geçen yıl 8 milyar lira dağıtıldığını, 2017 yılı için 54 milyar lira ayırdıklarını bildirmiş. Kültüre, sanata ayrılan payın ne kadar küçük olduğu dikkati çekiyor. GENÇDES’in web sitesinde (gencdes.kulturturizm.gov.tr) “Eser Üretim Desteği başlığı altında tüzelkişilere Tarihimizin önemli şahsiyetleri ve olayları ile masal kahramanlarının tanıtımına yönelik’ Belgesel Film, Uzun Metraj Animasyon ve Çocukların sorumlu birey olarak yetişmelerine katkı sağlayacak içeriğe sahip; Bilgisayar Oyunu, Uzun Metraj Animasyon Etkinlik ve Proje Desteği başlığı altında, 1429 yaş arasındaki gençler ile gençlere ve çocuklara yönelik etkinlik ve projeler için gerçek ve tüzelkişilere Geleneksel sanatlar, Sahne sanatları, Plastik sanatlar, Edebiyat, Müzik, Sinema Sanatsal Faaliyet Desteği başlığı altında, 1429 yaş arasındaki gençlere Animasyon Film (Kısa metrajlı), Belgesel Film, Kısa Film, Dergi, Edebi Eser Yazım, Tiyatro Metni Yazım, Müzik Yapım türlerinde destek verilecektir” bilgisi yer alıyor. Yardımlar gençlere yönelik gibi görünse de desteklerin daha çok tüzelkişilere, herhalde dernek, şirket ya da kurumlara verileceği anlaşılıyor. Yüzde 100’e varan destekler söz konusu. Projeleri bakanlık adına ilgi alanlarına göre Sinema Genel Müdürlüğü, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü gibi bakanlık birimleri yürütüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı şeffaf bir kurumdu. Özellikle yaptığı destekler konusunda bilgilere internet siteleri üzerinden ulaşmak mümkündü. 61 ve 62. hükümette Kültür ve Turizm Bakanlığı yapan Ömer Çelik döneminde şeffaflıktan vazgeçildi. Nabi Avcı döneminde de aynı durumun devam ettiğini görüyoruz. Türk edebiyatının yabancı dillere çevirisine destek için yürütülen TEDA, edebi eserlere destek için verilen EDA projeleri örneklerinde olduğu gibi ne kurullarının kimlerden oluştuğu ne de kimlerin ya da hangi eserlerin bu desteklerden faydalandığı biliniyor. Bu projeler bu nedenle çok eleştirildi, güvenilirlikleri sorgulandı, yıpratıldı. Aynı durumun GENÇDES için de geçerli olduğunu görüyoruz. 2016’da 91 projeye 8.3 milyon lira destek verilmiş ama ne 91 projenin adlarını, içeriklerini, kimler tarafından yürütüldüklerini, tabii hangi projeye ne kadar destek verildiğini öğrenebiliyoruz ne de bu destekleri bakanlık adına kimlerin verdiğine dair bilgi var. Bu durum o kadar “sır”ki Başbakan Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın katıldığı tanıtım toplantısında bile açıklanmamış. Projeye başvuracak kurumlar ya da gençler nasıl bir proje yaparsam destek alırım sorusuna cevap bulamayacak. Sadece şu bilgi var: GENÇDES başvuruları 30 Ocak 2017’da alınmaya başlamış. 06 Mart 2017’ye kadar internet sitesinden başvuru alınacakmış. Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN posta@cumhuriyet.com.tr ‘Tarlada bir, pazarda beş’ İRFAN O. HATİPOĞLU Mustafa Kemal Üniversitesi Kış aylarının karakışa çevrildiği dönemlerde, haberciler İstanbul semt pazarlarını dolaşarak “Tarlada 1 lira olan lahananın pazar tezgâhında nasıl 5 lira” olduğu araştırır ve sonrasında tartışma başlatılır. Tarlada sebzelerin çürüdüğü, meyvenin alıcı yokluğundan dalında kaldığı vurgulanır. Bu geleneksel tartışma, Cumhurbaşkanı’nın katılımıyla farklı bir boyut kazandı. Cumhurbaşkanı’nın “Tarlada 1 lira olan domates pazarda 78 lira nasıl olur” diye sorması, çarpıklığın giderilmesi için ilgililere talimat vermesidir. Cumhurbaşkanı’nın talimat vermesi ile tarladan semt pazarına ulaşma sürecinde fiyat aralığı ne kadar kısaltılabilir bilinmez ama referandum sürecine giren ülkemizde, vatandaşının “pazar filesi”ni nasıl dolduğuna kaygı duyan bir cumhurbaşkanın olduğu algısı oluşturmada oldukça başarılı. Aslında üretim artıyor Kentlerimizde İstanbul sebze ve meyvenin pahalı tüketilmesi üretim eksikliğinden kaynaklanmıyor. Çiftçilerimiz tüm zorluklara karşın yeterince üretmeyi sürdürüyor. Ziraat Odası verilerine göre 2016 yılında, bir önceki yıla göre tahıl dışında tüm hayvansal ve bitkisel ürünlerin üretiminde artış var. Örneğin meyve üretiminde yüzde 6.8, sebzelerde yüzde 2.4 artış olduğu gibi. İstanbul bostanları Öyleyse neden tüketiciler pahalı tüketmekten, üreticilerde ürünlerini değerinde ya da hiç satamamaktan şikâyetçi oluyor? Bunun değişik nedenleri var. Ana neden uygulanmakta olan serbest pazar ekonomisi izlencesidir. Siyasal iktidarların seçimlerini yapsatçıdan, petrolcüden, nakliyeciden, rantiyeciden yana yapmasından. Doğa karşıtlığı uygulamalar. Tarım alanlarının özensizce sanayi alanlarına dönüştürülmesi, otoyollarla dilimlenmesi. Kent içi verimli toprakların betonlaştırılması, küçük aile tarım işletmelerini korumak yerine endüst Kentlerimizde sebze ve meyvenin pahalı tüketilmesi üretim eksikliğinden kaynaklanmıyor. Çiftçilerimizin ürettiğini değerinde sattığı, tüketicilerin de uygun fiyatla tüketebildiği bir sistem kurmalıyız. İstanbul’un küçük üreticileri her şeye rağmen bostanlarından vazgeçmiyor. riyel tarımın egemen kılınmak istenmesi... Siyasal iktidar tarafından “rant” yaratmanın en kolay yolu kentleşmede görüldü. Bunun için kırsal alanda insanlar planlı bir şekilde yoksullaştırılarak kentlere yönlendirildi. Kentler obezleşti. Oluşan obez kentler kuruldukları yerin verimli arazilerini, sulak (dere, ırmak, göl) alanları yok ederek çölleştirdi. Oysa sürdürülebilir kentsel yaşam anlayışı, günlük sebzemeyve gereksiniminin büyük bölümünün kent çevresindeki tarım alanlarında üretilerek karşılanmasını kapsar. Bu alanlarda yapılan üretim ile kentlerin günlük sebze gereksinmeleri karşılanır, dışarıdan getirilen ürünler içinde dengeleyici unsur olur. Bunun bilinen örneği 700 yıllık geçmişe dayanan İstanbul bostanlarıdır. Bostanlar hızla yok edildi. Bostanlarla, semtlerle özdeşmiş ürünler betonlaşmaya yenildi. Yalnızca bununla kalınmadı. Yakın çevresindeki (Marmara Bölgesi) tarım toprakları betonlaştırıldı. Kontrolsüz sanayileşme ve ürettiği atıklarla topraklar kirletildi. Er gene Nehri başta olmak üzere bölgenin tüm su kaynakları, topraklara bereket taşımak yerine ağır metal, kimyasal atıklarla kirletiliyor, verimsizleştiriliyor. Tarımsal üretim İstanbul ve çevresinden sürekli öteleniyor. Artık İstanbullu lahana, semizotu, soğan, maydanoz, nane, marulu kol mesafesi uzağında yetiştirilen bostanlardan değil, bir bağ maydanozu, tereyi 1500 km uzakta üretilip... (Hatay Samandağ) getirilirse tüketebilir duruma geldi. Üreticinin desteklenmesi Kentlerimizin ucuz meyvesebze tüketmesinin diğer yolu küçük (aile işletmeleri) üreticilerin örgütlenmesinden, desteklenmesidir. Küçük üretici için üretmek yaşamının temelidir. Emeğinin değeri dışında beklentisi yoktur. Ürettiği ürünü hiçbir zaman değerinde satamaz. Geliri yıl boyu yaşamını sürdürmeye yetmediği için ürettiği, borç aldığı aracılarca el konur ya da “piyasa çekmiyor abi...” söylemiyle dolaşan aracılara ürünü kaptırır, genellikle parasını alamaz. Yaşadıkları nedeniyle korkak ve ürkektir, örgütlen meyi, dayanışmayı sevmez. Çünkü demokratik örgütlenme girişimleri bastırılmış, “dirliği” bozmakla suçlanmışlardır. Devletin gözetimi ve denetiminde örgütlenmelerine izin verilir. Devletin kontrolünde kurulan kalkınma kooperatifleri siyasal iktidarların arka bahçeleri olur, kısa zaman aralığında kooperatif yöneticicileri mafyalaşarak çiftçilere dert olmaya başlar. Bu nedenle kooperatifçilik yerine “esnek birliktelik” olarak tanımladığımız, çiftçilerimizi yükümlük altına sokmayacak, ürün bazında dönemsel birlikteliği kapsayan yeni örgütlenme biçimi geliştirilmelidir. Belediyelerin görevi Esnek birliktelik uygulamasının ana taşıyıcısı büyükşehir belediyeleri olmalı. Çünkü tarımsal üretimin yüzde 75’i büyükşehir belediyeleri sınırları içinde yapılıyor. Üreticiler dönem içinde hangi üründen, ne kadar üreteceğini büyükşehir belediyelerinin tarım birimlerine bildirmeli, belediyeler de taban fiyat belirlemelidir. Belirlenen taban fiyattan piyasayı düzenleyici alımlar yaparak, hedef büyükşehir belediyesi yaş meyvesebze hallerinde, semt pazarı esnafına doğrudan satış yapması sağlanmalı. Belediyeler bu uygulama ile hemşerisi olan küçük üreticinin ürününü değerinde satmasını sağlarken, hedef kent yurttaşlarının da daha ucuz sebzemeyve tüketmesinin önü açılmış olur. Büyükşehir belediyelerinin bu organizasyonu yapması için yasal engel yok. Yeterince insan kaynağı, fiziki altyapısı var. Çağrıyla olmaz Çiftçilerimizin ürettiğini değerinde sattığı, tüketicilerin de uygun fiyatla tüketebildiği bir sistem kurmalıyız. Küçük aile işletmeleri ve kentsel tarımın koruması, demokratik örgütlenmesinin önünü açması ilk aşamadır. Cumhurbaşkanı’nın “tarlada bir lira olan domates nasıl sekiz lira olur” çağrısı ile semt pazarlarında ürünlerin ederinde satılmasını sağlayamazsınız. Ancak Cumhurbaşkanı mahcup olur. Ağca’dan Çakıcı’ya ziyaret Papa 2. Jean Paul ve gazeteci Abdi İpekçi suikas Ağca, cezaevinde yaklaşık bir saat Çakıcı ile görüştü. Meh tının faili Mehmet Ali Ağca, met Ali Ağca, Türkiye’ye gel Bolu F Tipi Cezaevi’nde yatan diğinde kendisini ilk Alaattin Alaattin Çakıcı’yı ziyaret etti. Çakıcı’nın karşıladığını belir Dün sabah Bolu’ya giden terek “Oradan özel bir huku Ağca, savcılıktan aldığı izin kumuz var. Manevi arkada le cezaevinde yatan suç örgü şımızı ziyaret ettim. Kendisi tü lideri Alaattin Çakıcı’yı zi ni iyi gördüm, dimdik ayakta. yaret etti. Papa 2. Jean Paul’e Mehmet Ali Ağca Cesaret ve kararlılıkla hayatı yönelik suikast girişimi ile na devam ediyor. İnşallah en dünya gündemine oturan, gazeteci Ab kısa zamanda özgürlüğüne kavuşur ve di İpekçi suikastının faili Mehmet Ali aramıza katılır” dedi. l DHA Nefret mesajına inceleme Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı kuruluşların Facebook hesaplarından Hıristiyan ve Yahudilere yönelik nefret içeren mesajlar paylaşıldığının ortaya çıkmasının ardından DİTİB konuyla ilgili inceleme başlatacağını duyurdu. DİTİB Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, Köln’de yaptığı açıklamada “kışkırtıcılık içeren bu eylemin” DİTİB’in eyalet teşkilatları veya merkezinin bilgisi dışında gerçekleştiğini belirtti. Aşıkoğlu, belirli bir gruba yönelik düşmanlık ve özellikle ırkçılık, antisemitizm ve İslam düşmanlığı ile mücadele ettiklerini belirterek, antisemitizmin ve Hıristiyanlara yönelik düşmanlığın “kabul edilemez” olduğunu vurguladı. Almanya’da, DİTİB’e bağlı çalışan imamların Gülen yanlısı kişilere yönelik casusluk yaptığının ortaya çıkması tartışma yaratmıştı. DİTİB, imamların casusluk yaptığını kabul etmiş, Alman federal savcılığı soruşturma başlatmıştı. l Haber Merkezi 1 Şubat 2017 SAYI: 33355 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.41 06.24 06.46 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08.09 13.25 16.02 07.51 13.09 15.49 08.11 13.32 16.15 Akşam 18.27 18.14 18.40 Yatsı 19.49 19.35 19.59 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI behicak@yahoo.com.tr DR. ERDAL ATABEK’ten SEMİNER GÜNÜMÜZDE ANNELER BABALAR VE ERGENLER TEOG Özelinde SINAVLAR Ne yapmalıyız? Ne Yapmamalıyız? kamilmasaraci@gmail.com.tr 4 Şubat 2017 Cumartesi Saat: 11.0013.00 KOZZY Kültür Merkezi KozyatağıKadıköy Ücretsiz Tanıtım Toplantısı Koordinatör: Av. Özlem Etöz: 0533.366 87 59 AKUT yaz 2930’a gönder, 10TL bağış yap, bir can da sen kurtar! C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear