28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 7 Aralık 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Kılıçdaroğlu hakkında Cumhurbaşkanına AKP liderinehakarettensuç duyurusu yapıldı. Dilekçede Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı TCK kalkanı!olduğu‘UNUTULDU’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Man Adası belgeleri ve Rıza Sarraf’ın iti rafları üzerinden kendisini sert sözlerle eleştiren CHP Genel Baş kanı Kemal Kılıç daroğlu hakkında savcılığa suç du yurusunda bulun du. Bunun üzeri ne Ankara Cum ALİCAN ULUDAĞ huriyet Başsavcılığı, Kılıçda roğlu hakkında “Cumhurbaşkanı na haraket” iddiasıyla soruştur ma başlattı. Ana muhalefet lide rinin, siyasi rakibi olan AKP Ge nel Başkanı hakkındaki sözle rinin “Cumhurbaşkanına haka ret” olarak görülmesi dikkat çek ti. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bu durumun siyaset alanını daralta cağını kaydetti. Bunun demokra siye aykırı olduğunu ifade eden Kanadoğlu, “Ana muhalefet lide rinin dokunulmazlığını siyasi ik tidarın başına hakaret ettin di ye kaldıracaksın? Ne denir buna? Demokrasi trajedisi veya kome disi... Ne derseniz deyin...” dedi. Kılıçdaroğlu, önceki gün dü zenlenen “Eşitlik ve Adalet Ka dın Buluşması”nda Erdoğan’a yüklenerek, kendisini 1725 Ara lık dosyasını “kapatmakla” suç ladı. Rıza Sarraf hakkında ca susluktan soruşturma başlatıl dığını anımsatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın MİT tarafından gön derilen yazı ile Sarraf’ın faaliyet lerinden haberdar olduğunu kay detmişti. Kılıçdaroğlu, “Eğer va tana ihanet eden birilerini arı yorsanız, o birilerinin başında Saray’da oturan vardır” dedi. ‘AKP’ saklandı Buna siyaseten yanıt vermeyen Erdoğan, avukatı Hüseyin Aydın aracılığıyla dün Kılıçdaroğlu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. 11 sayfalık dilekçede, Erdoğan için “Cumhurbaşkanı” sıfatı kullanıldı, ancak “AKP Genel Başkanı” olduğu gizlendi. Dilekçede, Kılıçdaroğlu’nun, önceki gün yaptığı açıklamalarla “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu işlediği öne sürüldü. Kılıçdaroğlu’nun sarf ettiği ifadelerin, FETÖ’nün uzun zamandır Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik yürüttüğü algı oluşturma çabalarının bir parçası olduğu sa Tezcan, Erdoğan’ın suç duyurusunun ardından, bir basın toplantısı yaparak ‘Onlar bizi yargıyla korkutacaklarını sanıyor’ dedi. Tehditlere pabuç bırakmayız CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Tayyip Hakaret arıyorlarsa ağızlarından çıkan hakaret. Her yere hakaret edi Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Ke yorlar. Oysa bu ülkede ihanetin mal Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunması ve soruşturmanın jet hızıyla açılması ile il adı bunların yönetim dönemleridir. Kimseye kaptırmazlar vatana ihanet meselesini. Buyursunlar hodri gili olarak, “Siyaseti genel başka meydan. . Bu tehditlere pabuç bı nımız onların icazetiyle yapmıyor. rakmadık bırakmayacağız” dedi. vunulan dilekçede, “Olayın, münferit bir hadise olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Esasında davalının ve Genel Başkanı olduğu siyasi partinin Cumhurbaşkanımıza yönelik söylemleri, FETÖ’nün söylemleriyle bire bir örtüşmekte olup bu doğrultudaki söylem ve politikanın örgüt tarafından adı geçen siyasi partiye empoze edildiği hususunda toplumda yaygın bir kanaat oluşmaktadır” denildi. FETÖ’nün 1725 Aralık operasyonları sonrası Erdoğan’a yönelik mesnetsiz ve dayanaksız iddialarla algı oluşturmak amacıyla yurtiçi ve yurtdışında yaygın bir kampanya başlattığı iddia edilen dilekçede, şu ifadeler yer aldı: “Kılıçdaroğlu da ilk günden itibaren söz konusu kampanyayı sahiplenmiş ve Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında haksız ve gerçek dışı iddialarla kampanyaya katkı sağlamıştır. 1725 Aralık yargı darbesiyle ortaya çıkan gerçekler ışığında söz konusu kampanyanın 1725 Aralık yargı darbesine meşruiyet kazandırmak amacıyla planlanıp icra edildiği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. 1725 Aralık darbesinin azmettiricilerinin, Türkiye’de başarısız olmanın verdiği kin ve öfkeyle ABD’de ad li soruşturma kılıfı altında benzer iddialarla dava açtığı ve davanın kamuoyuna yansıtıldığı bugünlerde aynı kampanyanın FETÖ tarafından başlatılması ve eş zamanlı olarak şüpheli ve Genel Başkanı olduğu parti tarafından asılsız iddiaların dile getirilmesi ve hakarete varan ifadeler kullanılması, yukarıda ifade edilen işbirliğinin bir yansıması olarak değerlendirilmelidir.” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, dilekçeyi işleme koyarak Kılıçdaroğlu hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan soruşturma başlattı. Savcılık, suç unsuru bulursa Kılıçdaroğlu hakkında fezleke düzenleyerek, dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle TBMM Başkanlığı’na gönderecek. Türk Ceza Yasası’nın 299. maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçu, 16 Nisan referandumu öncesinde de yürürlükte olan bir hükümdü. Ancak referandumla yapılan anayasa değişikliğiyle Erdoğan AKP Genel Başkanı olurken, Cumhurbaşkanına hakaret suçu, TCK’de aynen kalmaya devam etti. Bu da siyasi olarak eleştirilen Erdoğan’a yönelik her sözün Cumhurbaşkanına hakaret suçuna sokulmasına neden oldu. l ANKARA ‘Demokrasi trajedisi’ Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 16 Nisan’da anayasaya evet diyenlerin, şimdi ortaya çıkan bu durumu düşünmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı’nın partili olması durumunda, ortaya çıkan sonucun bu olacağını dile getiren Kanadoğlu, şunları söyledi: “Bu ne demektir? Siyasi iktidarı eleştirmek için herhangi bir şekilde muhalefet partileri artık çok dikkatli olmak zorundalar. Ancak TCK 299. maddenin kaldırılması lazım. Bu hüküm, tarafsız cumhurbaşkanı olarak düşünülmüş ve getirilmiş. Yoksa demokratik bir düzen içerisinde bir siyasi parti lideri aynı zamanda cumhurbaşkanı olmamıştır. Bu demokrasiye yaraşır bir olay değil. Mevcut düzen içerisinde böyle sonuçların çıkması, oy verenlerin düşünmesi gereken şeydi.” Bu durumun siyasetin alanını daraltacağını dile getiren Kanadoğlu, “Demokrasilerde böyle şey olmaz. Cumhurbaşkanı, tarafsız davranacağına dair yemin etti ve anayasanın buna ilişkin 103. maddesi de aynen duruyor. Bir parti genel başkanına tarafsız davranacağı konusunda yemin ettiriyorsanız olay orada yanlış. İşin komik tarafı cumhurbaşkanına hakaretten soruşturma açıp dokunulmazlığın kalkmasını isteyeceksiniz. Böyle bir şey olur mu olur? Ana muhalefet liderinin dokunulmazlığını siyasi iktidarının başına hakaret ettin diye kaldıracaksın. Ne denir buna? Demokrasi trajedisi veya komedisi... Ne derseniz deyin...” değerlendirmesini yaptı. Sabih Kanadoğlu Sıkıyönetim gibi yargılama haber 5 Yıldızların suskunluğu... Gözlerimi kapadığımda akşamüstü yağmurları başlıyor, varlığımın yetişemeyeceği gelecek zamanlarda bir seferberlik karanlığı içimi kaplıyor... Bir küçük kız çocuğu masallar anlatıyor, bir resim kendini arayanlara yardımcı oluyor... Bir gerçek ki, tüm aynalara inat, bir heves ki şarkılarda olduğu gibi hüzünlü... Perdeyi biraz aralamanın saati geldi belki... Sonra uzun süren bir sessizlik... O anda titreyen bir yüreğin sesini duyuyorum, yaslı ırmakların içinden geçip bilinmeyen mevsimlere ulaşıyorum... Sevinçsiz kelimeler nedir sizce? Yıldızların suskunluğu neyin habercisidir bizce? Işıklı bir göğü özlüyorum!.. Güneşli sabahları!.. Özgürlüğün kanadında, aşkla tanışan kadınları... Ve ben sabah sabah Kartal Kavaklı Mahallesi’nde dolaşıyordum... Çocuklar koşturuyordu sokaklarda... Kendi aralarında konuşuyorlardı: “Kim bu amca?” Kadınlar kara çarşaflıydı!.. Kadınlar ürkekti!.. Kavaklı Mahallesi’nin Anafartalar Caddesi’nde bir ölüm sessizliği egemendi... HHH Kaçak düşleri kovalıyor gibiydim... Ucu denize çıkan yollarda değil, bir başka ülkenin, ne bileyim Afganistan’ın Kâbil kentinin mahallesindeydim... Onlar bana yabancı, ben onlara yabancıydım... Oysa İstanbul’daydım... Çocukları sevmek istedim, kaçtılar... Kadınlar hızlı adımlarla uzaklaştılar... Ellerim ceplerimde yürüyordum... Büyük hayıflanmaların doludizgin olduğu kış sabahında, sevecenliğin titrek kumaşını arıyordum... Bir yas kalabalığından arındırılmış, hüzünlerle örülmüş yazgının derinliğinden bir anlam çıkarmaya çalışıyordum... Bulanık ırmaklar, mavisi çalınmış denizler, acının o çoğalan fotoğrafları... Sahi neredeydim ben? Nasıl gelmiştim, nasıl geti rilmiştim, nasıl getirilmiştik? Işığı kilitleyen, özgürlükleri çiğneyen kafelere girmiş kadınlar... Suskunlar, hiç konuşmuyorlar!.. Korkuyorlar!.. Kilitlenmiş dillerinde, kapatılmış gözlerinde acı var onların!.. Bingöl’den, Muş’tan, Mardin’den gelmişler!.. Yoksullar!.. Benim ülkemin kadınları onlar!.. Uzak üzüntülerin, dökülen çiçeklerin, insan kokularının içinde değiller... Yapayalnızlar!.. Uzun bir yolculuğa çıkmış gibiyim... Anafartalar Caddesi’nden ayrılıyorum... Kartal’da denizin yanıbaşındayım... İnce bir sis bulutu var denizin üzerinde... Aç martılar... Bir süre denize bakıyorum... Çıplak bir çığlığı, belki de sevincin kocaman merdivenini arıyorum. Mevsimler yanıyor yüreğimde... Bir fırtına esiyor... Tarlakuşlarının şakıdığını duymak istiyorum, başak kümecikleri üzerine düşen güneşin ışıklarını görmek!.. Öyküden de, yazgıdan da vazgeçilmez biliyorum, inancın damıttığı zehrin, acımasızlığın gölgesini görüyorum... HHH Kahroluyorum... Kartal’da işte o mahallede... Bana çok uzak duran çocuklar, kara çarşaflı kadınlar... Buz tutmuş kalabalığında ölüler konuşmaz, bilir misiniz? Çocukların gözleri gülmez, size hiç söylediler mi? İşte akşamüstü yağmurları başladı yine. Yine gözlerim kapalı... Titreyen bir yüreğin sesini duyuyorum, uzun süren sessizliğin ardından... Yıldızların suskunluğu neden acaba? Siz de ışıklı göğü özlüyor musunuz? Haydi perdeyi aralayın biraz!.. Tutuklu Figen Yüksekdağ, Sincan Cezaevi içindeki duruşmasında yasaklar altında savunma yaptı; ‘Biz siyasetçiyiz, siyaset yapanlar konuşur, beğensen de beğenmesen de...’ dedi Demirtaş için uluslararası bildiri HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklanma tarihinden 399 gün sonra bugün Ankara’da görülecek ilk duruşması öncesinde uluslararası alandan düşünürler, yazarlar ve politikacılar bir destek ve dayanışma metni imzaladı. Noam Chomsky, Slavoj Zizek, Nancy Fraser, Elfriede Jelinek gibi önde gelen uluslararası düşünürler ve yazarlar ile Pablo Iglesias, Gerry Adams, Katja Kipping, Yannis Varoufakis gibi siyasetçilerin imzaladığı metinde “HDP’nin uğradığı sistematik baskı, Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu HDP milletvekillerinin tutuklanması, kabul edemeyeceğimiz bir şey olup Türkiye’nin demokratik çoğulculuğuna bir saldırıdır” dendi. l ANKARA/Cumhuriyet Bir yılı aşkındır tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başka nı Figen Yüksekdağ, tutuklu yar gılandığı davanın üçüncü duruş masında da tahliye edilmedi. Parti üyeliği ve milletvekilli ği Yargıtay tarafından düşürülen Yüksekdağ, hakkında hazırlanan 7 ayrı fezlekenin birleştirilme siyle, “Terör örgütü yöneticiliği”, “Terör örgütü propagandası yap mak”, “Toplantı ve Gösteri Yürü yüşleri Kanunu’na muhalefet”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “Suç işlemeye tahrik” suçla rından yargılandığı davada ha kim karşısına çıktı. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sin can Ceza ve İnfaz Kurumları Yer leşkesindeki duruşma salonun da görülen davaya, tutuklu sanık Yüksekdağ ve çok sayıda avuka tı katıldı. Yüksekdağ davası ile bugün görülecek Selahattin De mirtaş duruşması nede niyle Ankara Valliği, cezaevi önünde topla nılmasını, eylem ya pılmasını yasakla dı. HDP’lileri duruş maya götürecek oto büsler polis tarafın dan çektirildi. Duruşmaya Avrupa’dan gelen ya Figen bancı he Yüksekdağ yet ve ga zeteciler DEMİRTAŞ DOSYASI SEVK EDİLDİ Diyarbakır’da gözaltına alınarak 4 Kasım 2016’da “Terör örgütü üyeliğinden” tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı bireysel başvuruyu görüşen ve 5 üyeden oluşan AYM İkinci Bölüm, dosyayı AYM Genel kurulu’na sevk etti. Genel kurul, önümüzdeki haftalarda toplanarak son kararı verecek. Demirtaş dilekçesinde, tutuklamaya konu suçlamaların ifade özgürlüğü ve siyasi faaliyet kapsamında ki eylemlere ilişkin olması ve tutukluluk nedeniyle milletvekilliği görevinin yerine getirilememesi nedenleriyle de ifade özgürlüğü ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarının ihlal edildiğini bildirmişti. Bir yılı aşkın zamandır tutuklu olan Demirtaş, bugün Sincan Cezaevi içerisindeki duruşma salonunda hâkim karşısına çıkacak. Binin üzerinde avukatın savunacağı Demirtaş için 20 kişilik izleyici sırası bulunan salonun ayrılması tepki çekti. l ALİCAN ULUDAĞ / ANKARA “güvenlik gerekçesiyle” alınmadı. Savunmasında, yabancı gözlemcilerin ve bazı izleyicilerin salona alınmamasını eleştiren ve gözaltına alındıktan sonraki yaşadığı süreci anlatan Yüksekdağ, “Türkiye’de siyaset ve söz söyleme hakkına bir darbe yapıldı. Türkiye’de yargı hiçbir zaman bu kadar bağlı ve baskı altında olmamıştır. Çok açık; bir el bu mahkemenin üzerinde, bu heyetin üzerinde basınç oluşturuyor. Bunu biliyordum ancak bu artık kendini gizlemeye bile gerek görmüyor” dedi. “Bizim hakkımızda zaten karar verilmiş kılıf lazım” ifadesini kullanan Yüksekdağ, “Kendi suçlarının üzerini örtmek için birilerini suçlu, tehlikeli ilan ediyor. Bizler de o birileriyiz. İddianame o kadar içler acısı ki, bu ko nuşmalardan dolayı, terör örgütü yöneticisi durumuna getirmiş savcı. Biz siyasetçiyiz, siyaset yapanlar konuşur, beğensen de beğenmesen de bu onun görevidir. Bizim davalarımız zaten hukuki davalar değil siyasi komplo davaları” dedi. Mütalaasını vermesi için söz hakkı verilen duruşma savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme, mevcut delil durumu, sanığın üzerine atılı suçların katalog suçlardan olması ve birleştirme kararı verilen dosyalara ilişkin savunmalarının henüz tamamlanmamış olması gerekçesiyle Yüksekdağ’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dava, 20 Şubat 2018 tarihine ertelendi. l ANKARA /Cumhuriyet Türkiye’de bilgisayar teknolojisinin / bilişimin öncülerinden, seçkin bilim adam? Dr. Necdet Bulut bundan 39 y?l önce Trabzon’da karanl?kfaşist güçler taraf?ndan katledildi. Ülkemizin geleceğinin Necdet Bulut’lar?n an?lar?n?n ve mücadelelerinin yaşat?lmas?yla ayd?nlanacağ?na olan bütün inanc?m?zla, sevgili arkadaş?m?z, Dr. Necdet Bulut’un an?s? önünde sayg?yla eğiliyoruz. TÜRKİYE İŞÇİ PARTİLİ ARKADAŞLARI Anma için buluşma: 08 Aral?k 2017 Cuma saat 13:00’te Ankara/Karş?yaka Mezarl?ğ? ikinci kap? önü C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear