26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 7 Aralık 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY haber/yorum 13 Çalıyor ama çalışıyor Sadece hayvanlar, bitkiler değil kelimeler de zamanla evrilir: Birçok kelime tükenir, unutulur, bir çoğunun da anlamı değişir: Mesela “ameliyat” Arabistan’da “amele” yani “işçinin yaptığı/ çalışma/ eylem” anlamına gelirken ülkemizde zamanla cerrahın hastayı kesip biçerek tedavi etmesini yansıtmak için kullanılmaya başlanmıştır. Soydaşlarımızın yaşadıkları birçok ülkede “yaramak” fiilinden kaynaklanmış bir kelime olan “yarak”, “yararlı nesne” anlamında kullanılırken biz bu kelimeyi önce “silah” sonra da erkek üreme organı anlamında kullanmışızdır. “Hırsız” kelimesi de eskiden oldukça kötü anlamlar taşırken günümüzde artık ayıplanacak bir davranışı, bir suçu değil, adeta takdir edilecek, hatta alkışlanacak bir marifeti belirtmek için kullanılmaya başlanmıştır. Yurttaşlarımızın bir bölümünün (son tahminlere göre yüzde 38’i) bazılarından bahsederlerken sıkça “Çalıyor ama çalışıyor da...” demeleri işte bu gerçeği yansıtır. Gelinen bu aşamada eğitimcilerimize önemli görevler düşmektedir: Gençlerimizin bu alanda gelişmeleri için gerekenleri yapmalıdırlar. Bu şekilde gençlerin ileride belki de ülkenin büyükleri arasında yer almalarına katkıda bulunmuş olabileceklerdir. Charles Dickens, Oliver Twist romanında bu gerçeğin İngiltere’de ta Victoria devrinde kavranıldığını ve yetim çocuklara meslek edinmeleri için uygulamalı hırsızlık ve yankesicilik kursları açıldığını anlatır: Uygulamalı yankesicilik derslerinde gençlerden, tavandan sarkıtılan askıya giydirilmiş bir ceketin ceplerindeki paraları, bu giysiye bağlı çıngırakları harekete geçirmeden almaları istenirmiş. “Hırsızlık Yüksekokulları”nın ve üniversitelerde “Hırsızlık Bölümleri”nin açılmasına izin verilmelidir. Bu bölümlerde “Çantacılık, Jiletçilik, Sövüşçülük, Güvenlik Kameralarına Yakalanmama” dersleri verilmeli, “Kapkaççılık” becerileri öğretilmelidir. Mesleklerinde ilerlemek isteyenler için “Ambargo delme ve Şoplifting” (dükkânlardan giysi, iç çamaşırı vb yürütmek) gibi konularda master ve doktora yapma fırsatları da yaratılmalıdır. Her ülkenin üniversitelerinde sanatta, bilimde vb önalmış insanların adlarını taşıyan amfiler, kütüphane ve laboratuvarlar vardır. Bizde de Hırsızlık yüksekokullarında bu alanlarda varlık göstermiş olan büyüklerimizin adlarını taşıyan derslikler bulunmalıdır. Bu konuda henüz dünya çapında ünlenmiş olanlarımız maalesef azdır: Mesela Beyazıt Kulesi’ni ve Galata Köprüsü’nü satarak tarihe geçmiş olan bir Sülün Osman var... Başka? Bugün emin değiliz ama bakarsınız yarın, bugün bildiğimiz bazı özel isimler de aynen yukarıda açıkladığımız tilcikler gibi bu konuda yeni anlamlar kazanır, biz de bunları, yürütme akademilerinin duvarlarına yazarız. 3 aylık eşini katleden kocaya ağırlaştırılmış müebbet Bursa’da şiddet nedeniyle evi terk eden 3 ay önce evlendiği eşi Deniz Güneş Adıyaman’ı (18) çağırdığı parkta 10 yerinden bıçaklayarak öldüren Mehmet Adıyaman (19), ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Mehmet Adıyaman, geçen mart ayında işten eve geldiğinde de eşini, “Çalışırken giydiğin iş önlüğünün üst düğmeleri neden açıktı. Ayrıca yemekte neden benim yanıma gelmedin de erkek arkadaşınla oturdun?” diyerek dövdü. Deniz Güneş Adıyaman, ertesi sabah bir mektup bırakarak aynı ilçede yaşayan annesinin evine gitti. Mehmet Adıyaman, konuşma bahanesiyle parka çağırdığı eşini 10 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Cinayetten sonra polise teslim olan Mehmet Adıyaman, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Adıyaman hakkında Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “ağırlaştırılmış ömür boyu hapis” istemiyle dava açıldı. l BURSA/DHA 7 ARALIK 2017 SAYI: 33664 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:37 06:20 06:40 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:09 13:03 15:22 07:50 12:47 15:10 08:09 13:10 15:37 Akşam 17:44 17:31 17:58 Yatsı 19:10 18:56 19:21 Rıza Sarraf, bir haftadır ABD’de ‘rüşvet verdim’, ‘hayali ihracat yaptım’, ‘ambargoyu deldim’ diyor. Şemalarla, dokümanlarla anlatıyor. Telefon kayıtları, yazışmalar delil olarak mahkemeye sunuluyor. Aklımızın alamayacağı rakamlar havada uçuşuyor, 50 milyon Avro’lar, 7 milyon dolarlar hatırlanmayacak teferruatlar olarak konuşuluyor. Türkiye’de AKP’sinden havuz medyasına hep bir ağızdan ‘yalan’ diye bağırılıyor. Elleriyle ödül verdikleri, şeref madalyası takılmasını istedikleri, ekranlarında cari açığı kapatmakla övündürdükleri, ‘vatansever’ arkadaşlarına ‘hain’ deyiveriyorlar. Ülkedeki savcıların biri de kalkıp “yahu nedir bunlar, şu iddialara bir bakalım” demiyor, diyemiyor. Nasıl desinler zaten o kadar meşguller ki. Siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler… Muhalif kim varsa onlar hakkında soruşturma dosyası hazırlamaya çalışmaktan yorgun düşmüşler ki yetişemeyince kopyala yapıştır kararlar bile çıkabiliyor ‘bağımsız’ ve ‘tarafsız’ yargıdan.. Panama, Malta, Man… Yine aklımızın alamayacağı rakamlar havada uçuşuyor. Vergi cennetlerinde offshore şirketler ve siyasilerin yakınlarının, iş insanlarının adı dolaşıyor. CHP Genel Başkanı elinde banka dokümanlarıyla anlatıyor. Fakat savcılar yorgun olmalı ki bu iddialara da dönüp bakmıyor. Ama iddiaları yazanlara peş peşe davalar geliyor… HDP ve CHP’li milletvekillerine fezlekeler yağıyor. Haksızlık etmeyelim HDP’lilere sağanak halinde demek daha doğru. Artık sayısını eminim onlar da bilmiyordur, çünkü öyle anlar oluyor ki henüz gelmeyen fezlekelerin Çünkü onlar HDP’li… yolda olduğunu yandaş medyadan okuyorlar. Hani neredeyse gözünün üstünde kaşın var diye cek boyuta vardırmış Rıza’yı, Malta’yı, Panama’yı ya da Man’ı görmeyen savcılar. Cuma namazı kıldın suç, barışı anlattın hem de ayetlerle suç, çoğulcu ve yerinden yönetim bir anayasa mı istedin büyük suç… Sırrı Süreyya Önder, gözaltına alındığında çıkarıldığı mahkemede savunma yapmıştı, o da suç… Meral Danış Beştaş, eş genel başkanlar ve milletvekilleri tutuklandığında Meclis kürsüsünde onların fotoğraflarıyla birlikte bir konuşma yapmıştı. Tabii ki suç… Savcı suçu bulmuş ve yazmış; “merdivenlerde yola taşmadan, kamu düzenini bozmadan, herhangi bir slogan atmadan ve herhangi bir yazılı materyal açmadan oturmaya devam ettikleri görülmüş...” Doğal olarak suç… Selahattin Demirtaş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugün unuttuğu bir sözünü hatır latmış. Hani Bahçeli’nin AKP ve Saray iktidarı için ‘hırsız’ dediği sözünü. Bu da suç. Evet, söyleyen Bahçeli, hatırlatan Demirtaş. Ama söyleyene değil hatırlatana fezleke… Ee haklı savcılar tabii bu da suç… İşte bu fezlekeleri bir sergi yaptı HDP yönetimi. Adı da “Utanç Sergisi”. Öyle ki Meral Danış Beştaş, başka bir örnek veriyor fezlekelerin ciddiyetine ilişkin: “Diyarbakır’dan son gelen fezlekelerin hepsi dört ay önce tayini Fethiye’ye çıkan savcıya ait. Şu anda görevde olmayan bir savcının imzasıyla fezlekeler gönderiliyor.” Tutuklu, tutuksuz ayrımı yapmadan yağdırıyor savcılar fezlekeleri. Şimdiye dek yazdıkları fezlekelere bakınca suç bulmak konusunda da bir sıkıntıları yok. Çünkü onlar HDP’li. Yakında şöyle bir fezleke görürsek şaşırmayalım: “HDP grubuna girerken görüldü.” Mayıs 2016’da milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kalkması gündeme geldiğinde yağmaya başlayan fezlekelerin halini o günlerde Mithat Sancar, Meclis kürsüsünden şu sözlerle eleştirmişti: “Ben 30 yıl hukuk hocalığı yaptım, pek çok iddianame inceledim fakat bu dönemde gördüğüm iddianameler kadar felaket, feci iddianame görmedim. Bu fezlekeleri, iddianameleri hazırlayan savcılar içinde benim bir nebze emeğim olanlara bu emeği helal etmiyorum. Başkana, krala itaat için hukuku bu kadar rezil duruma düşürenlere emeklerimi helal etmiyorum.” Sancar’ın o gün yaptığı konuşmayı bitirirken kullandığı sözünü bir kez daha hatırlamakta fayda var: “En büyük suçlar gerekli olanı değil fazla olanı elde etmek için işlenir.” 23 yaşındaki Feray Ş.’nin katil zanlısı polis Fatih Burak Aykul’un yargılanmasına başlandı ‘Şantaj ve tuzak var’ iddiası Mersin’de üniversite son sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Feray Ş.’nin katil zanlısı polis memuru Fatih Burak Aykul’un yargı lanmasına başlandı. Tutuklu sanık Aykul, silahla oynadıkları sırasında silahın kazara ateş aldığını iddia etti. Feray’ın annesi Aysel Ş., “Olaydan yarım saat önce kızımla telefonla konuştum. Baskı altında, sanki biri silahı kafasına dayamış da konuşuyor gibi ürkek ve korkak bir ses tonu vardı” dedi. Mahkeme, ABİDİN YAĞMUR olayın kaza olup olamayacağının tespiti için bilirkişi görevlendiril mesine ve Feray Ş.nin ölümüne ne den olan merminin gidiş seyrinin tespiti için olay yerinde keşif yapılmasına karar verdi. Mersin Üniversitesi son sınıf öğrencisi Feray Ş., geçen eylülde Mezitli’deki evinde ateşli silah la ağır yaralanma sonucu yaşamını yitirdi. Olay anında Feray Ş.’nin evinde olan polisi memuru Fa tih Burak Aykul, silahla şakalaştıkları sırada si lahın kazara ateş aldığını iddia etti. Savcılık, sanık polis memurunun tutuklanmasını talep ederek Adli Tıp raporlarının gelmesinin ardından “kasten adam öldürme” suçlamasıyla dava açtı. Polis memuru Aykul’un yargılandığı davanın ilk duruşması Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Fatih Burak Aykul, Feray Ş.’nin ailesi ve tarafların avukatları katıldı. Sanık Aykul, savunmasında, kendisine ait silahın şarjörünü çıkardıktan sonra Feray Ş.’nin bir süre silahı incelediğini ve o sırada şakalaşırken silahın ateş aldığını öne sürdü. Avukatlar, “Sanık, maktul vurulduğunda 112 Acil Servisini kendi telefonuyla değil de kızın telefonuyla aramış ve sanık o sırada kendi telefonuyla çeşitli aramalar yaparak başkalarıyla konuşmuş. Sanık olay yerine polisler gelmeden ve kapıya gelip zile basan komşulara kapıyı açmadan önce bu görüşmeleri yapıyor. Diğer önemli nokta ise; sanık eğer o sırada 112’yi ararken dairenin kapısını açıp komşulardan yardım isteseydi belki de Feray’ın kurtulma şansı olurdu, ama kapıyı ısrarla çalan komşulara sanık kapıyı bir müddet açmıyor” diye savunma yaptı. Avukatlar, ayrıca sanığın ifadesinde, maktul ile birlikte alkol aldıklarını söylediğini fakat maktulün kanında alkol çıkmadığını söylediler. Duruşmada müşteki olarak dinlenen anne Aysel Ş., “Bu şahıs yalan söylüyor. Kızıma şantaj yapmıştır, tehdit etmiştir. Kızım hiçbir erkeği değil yabancıyı evine asla almazdı. Olaydan yarım saat önce kızımla telefonla konuştum, baskı altında, sanki biri silahı kafasına dayamış da konuşuyor gibi ürkek ve korkak bir ses tonu vardı” dedi. Baba Bekir Ş. ise “Kızım, hayatımızda hiç görmediğimiz bu sanık tarafından öldürülmüştür. Polisin görevi bir başkasına ait meskene girip orada masum birini öldürmek mi? Gencecik bir kızı öldürüp sonra da delileri yok etmeyi iyi becermiş. Kızımızı tehdit ederek, şantaj yaparak, tuzak hazırlayıp kasten ve bilerek öldürmüştür” dedi. Dava, 18 Ocak’a ertelendi. l MERSİN TUSKON davasında Kavurmacı savunma yaptı: ‘ByLock’u tutuklandıktan Ömer Faruk Kavurmacı sonra öğrendim’ FETÖ’nün iş dünyası yapılanmasına yönelik kapatılan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ve üye şirketlerine yönelik 21’i tutuklu 86 sanık hakkında açılan davanın 9. duruşmasında dün İBB eski Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı savunmasını yaptı. “FETÖ üyesi değilim” diyen Kavurmacı, “FETÖ’ye finans sağlamadım. Şahsi mal varlığım bulunmamaktadır. Gerek vergi dairesi, MASAK raporla rında da terör örgütü FETÖ / PDY ile işbirliğime rastlanılmamıştır. Aile şirketlerimin terör örgütü FETÖ’ye finans sağladığı iddia edildi. İlgisi ve alakası olmayan kayınpederim Kadir Topbaş’ın adı da terör örgütü FETÖ ile yan yana getirilmek için adeta bir fırsat oluşturuldu” diye konuştu. TUSKON’A ticaret amaçlı üye olduğunu söyleyen Kavurmacı, şöyle konuştu: “Çekilmez hal alan tedbir kararlarının ve kayyum kararlarının kaldırılması nı talep ediyorum. FETÖ üyesi değilim. ByLock kullanmadım. 1725 Aralık’dan sonra iki oğlumu da Fatih Koleji’nden aldım. FETÖ’nün yurtlarında kalmadım, okullarında okumadım. 2014 yerel seçimlerinde şirketimin ön cephesine Başbakanımızın ve Kadir Topbaş’ın fotoğraflarını astım. AK Partiyi destekledim. 15 Temmuz’dan sonra kaçmadım. Milletimin hizmetinde kalmayı tercih ettim. Beraatimi ve tahliyemi talep ederim.” l DHA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Ankara’da FETÖ operasyonu Gülen’in yeğeni gözaltında Ankara Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) firari üyelerini sakladığı gaybubet evi olarak adlandırılan 65 adrese düzenlediği operasyonda, haklarında yakalama kararı bulunan 97 şüpheliden 60’ı gözaltına aldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu’nca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Organize Suçlarla Mücadele şubelerince yürütülen çalışmalar sonucu, halen örgüt adına faaliyette bulunduğu tespit edilen 97 kişi hakkında yakalama kararı verildi. Bu kapsamda Ankara merkezli, İstanbul, Afyon ve Kırıkkale illerine kapsayan operasyon başlatıldı. Şüphelilerin kaldığı ve “gaybubet evi” olarak adlandırılan 65 adrese, Organize Suçlar ekiplerince düzenlenen operasyonlarda öne 47 kişi gözaltına alındı. Devam eden operasyonlarda ise gözaltı sayısının 60’a yükseldiği açıklandı. Şüphelilerin bu evlerde gizlenerek örgütsel faaliyetlerine devam ettikleri ve toplantılar yaptıkları tespit edildi. 40’ı ByLock kullanıcısı olan şüphelilerin örgütün Ankara ve mühendis yapılanmalarında görev aldığı öğrenildi. Gülen’in yeğeni de var Soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen şüphelilerin tamamının, devam eden FETÖ soruşturmalarında arandıkları ve ikametlerini terk ederek “gaybubet” evlerinde saklandıkları öğrenildi. Yakalanan şüpheliler arasında, örgütün elebaşı Fetullah Gülen’in yeğeni Selman Gülen ile firari mahrem imamlardan bazılarının da bulunduğu kaydedildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin sürdüğü, 30 firarinin yakalanması için de operasyonların devam ettiği bildirildi. l ANKARA / Cumhuriyet İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden almış olduğum 143 No’lu geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. TUĞBANUR ŞAŞMAZ Sürücü belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. ATİLA SÖNMEZ C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear