28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 28 Aralık 2017 haber 4 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Yargıya KHK’li ayar ‘Bizden biridir ne yapsa yeridir’ Saldırgan sivillere, yargı muafiyeti getiren 696 sayılı KHK çok tartışıldı. İktidar kanadı, başta Adalet Bakanı olmak üzere, düzenlemenin 15 Temmuz darbesiyle sınırlı olduğunu söylerken metinde yer alan “ve devamı niteliğindeki” ibaresi konusunda herhangi bir açıklama getirememektedir. Burada öncelikle bir noktayı vurgulamakta yarar görürüm: Düzenleme yalnızca 15 Temmuz darbesiyle sınırlı da olsa evrensel hukuk (AKP hukuku değil) açısından yine de sakıncalıdır. Bir kimseye ceza maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı ancak yargı kararına bağlıdır. Yasamanın yerine yürütmenin kaim olmasıyla yapılan KHK düzenlemeleri yargının yerine de kaim olamaz. Tabii bu söylediklerimiz, evrensel hukuk kurallarının uygulandığı ülkeler için geçerli. Ama olayın bu yönü bir yana bırakılıyor ve tartışma 696 sayılı KHK’nin bir defaya mahsus olup olmadığı noktasında yoğunlaşıyor. Bu konudaki tartışmaya iktidar kanadından katılanlar içinde, en değerli katkı da AKP’nin anayasa “uzmanı” Prof. Dr. Burhan Kuzu’dan geldi. HHH Eskilerin “ismiyle müsemma” diye adlandırdıkları durumun tam tersine adındaki “kuzu”dan ziyade “kurt”u çağrıştıran Burhan Kuzu, çoğu iktidar mensubunun aksine, 696 saylı KHK için içten ve açık şu tweet’i atmış: “İşin özeti şu: 15 Temmuz benzeri bir darbe veya terör saldırısı YENİDEN GERÇEKLEŞİRSE bu ihanete müdahale edecek vatandaşımız kanuni olarak koruma altına alınacak...” Ne var ki Burhan Kuzu, ilk kez eğip bükmeden gerçeği dosdoğru, apaçık söylemişken AKP yönetiminin talimatı üzerine tweet’ini değiştirmiş. Zavallı Burhan Kuzu bunca yıllık siyaset yaşamında bir kere gerçeği vurgulamışken ona da partisi müsaade etmemiş. Bir defa eline geçen fırsatı da kaçırmış. Burhan Kuzu, kendi öz görüşünü dile getirdiği açıklamasında, 696 sayılı KHK için, “İleriyi kapsar, kapsamaz yerine tartışılması gereken düzenleme doğru mu değil mi, biz doğru diyoruz. Zaten hukukta yeri olan bir görüş” diyor. Burada bir noktayı açmakta yarar var. Bu evrensel hukukta değil, Ahmet İnsel’in de, 23 Aralık Cumartasi günkü köşesinde Günther Jacobs’a da atıf yaparak değindiği “Düşman Ceza Hukuku”nda yeri olan bir görüştür. Kişileri devletten (iktidardan demek oluyor) yana olan ve olmayan diye ikiye ayıran ve iktidardan yana olmayanı düşman sayan hukuk anlayışının ürünüdür “düşman ceza hukuku.” Ceza hukukunda suçların kanuniliği ilkesine uygun olarak, suçun nesnel olarak tanımı yapılır. Failin fiilinin ona uygun olup olmadığına bakılarak hükme varılır. Düşman ceza hukukunda ise fiilden, suçtan yola çıkılmaz, failden hareketle sonuca varılır. HHH Şu kısa açıklamadan rahatlıkla anlaşılacağı üzere, evrensel ceza hukukunda tanımı nesnel olarak verilmiş suç herkes için aynıdır. Fiil tanıma uyuyorsa herkes için suçtur, uymuyorsa, kimse için suç değildir. Türkiye’de AKP iktidarında uygulanmakta olan düşman ceza hukukunda ise fiilden önce faile baklır, bir eylemin faili devletten (iktidardan) yana (yani makbul kişi) ise ne yaparsa yapsın suç değildir, ama fail devletten (iktidardan) yana değil, (yani düşman) ise aynı fiil suç olarak kabul edilmektedir. Burada yargının işlevi, karşısına getirilenin yandaş mı, yoksa düşman mı olduğunu iyi saptamaktır. Dikkat buyurunuz, düşman ceza hukukunun egemen olduğu ülkelerde vatandaşlar ya iktidardan yanadırlar ya da düşman. İkisinin arası yoktur. Düşman ceza hukukunun egemen olduğu ülkelerde, radikal İslamcıların bir zamanlarki sloganlarında belirtildiği gibi, “bitaraf olanlar bertaraf olur” (tarafsız olanlar tasfiye edilirler). Bir zamanlar bu ülkenin çocuklarına “anayasa hukuku” okutmuş olan Burhan Hoca’nın hukukta yeri var dediği işte budur. Kısacası Burhan Kuzu’nun hukukta yeri var dediği 696 sayılı KHK şu fikirden hareket eder: Mademki bizden biridir / ne yapsa yeridir. Başsavcılık, Aldan’a soruşturma başlattı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, hafta sonu yayımlanan 696 sayılı KHK’yi eleştiren CHP Muğla milletvekili Ömer Süha Aldan hakkında soruşturma başlattı. Aldan, konuk olduğu bir radyo programında hafta sonu yayımlanan 696 sayılı KHK’de, darbe girişimi ve terör olaylarını bastırmaya katılan sivillerin cezai sorumluluğunun olmayacağını öngören düzenlemeyle ilgili “Benim bir sürü itim var bunları salarım sokağa demektir” değerlendirmesinde bulunmuştu. l ANKARA / Cumhuriyet KHK ile ilahiyat mezunlarının din kültürü öğretmenliğine devam etmeleri sağlandı. Daha önce yürütmeyi durdurma kararı veren Danıştay da ‘yeni karara gerek yok’ dedi Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bölümü mezunu bir öğretmen adayının atamalar daki adaletsizliğe ilişkin açtı ğı davada ata maların yürüt mesini durdur ma kararı veren Danıştay ge ri adım atmak OZAN ÇEPNİ zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo ğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın müdahil olduğu sü recin ardından son çıkan KHK ile de Danıştay’ın kararı yok sayılarak ilahiyat fakültelerin den mezun olup din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğine atananların, öğretmenliğe de vam etmeleri sağlandı. Danış tay da son KHK’nin imza tari hinden 10 gün sonra başvuru hakkında yeniden karar ver meyeceğini açıkladı. Bir ayda değişti İlk olarak ilahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen olma MEB MüJDE VERİR GİBİ Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Danıştay’ın yeni kararına iliş kin “Davanın esastan görülmesi sırasında Danıştay 12. Dairesi’nin 30/11/2017 tarihli kararıyla dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir. Bakanlığımız Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı karar gerekçesi doğrultusunda gerekli düzenlemeyi yapacaktır. Böylece ilahiyat fakültesi mezunlarının din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak atanmasının önünde herhangi bir engel kalmamıştır” ifadelerini kullandı. larına olanak sağlayan “Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esaslarına İlişkin Çizelge” din kültürü ve ahlak bilgisine ilişkin düzenlemenin yürütmesini durdurma kararı veren Danıştay 12. Daire Başkanlığı’nın kararı Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) itirazlarına karşın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından 9 Ekim’de onandı. İtirazların reddedilmesinin ardından yenilgiyi kabul eden Talim ve Terbiye Kurulu (TTK), Tebliğler Dergisi’nin kasım sayısında “Öğretmenlik atama çizelgesi”nde değişikliğe giderek din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmen atamaları bölümünden ilahiyat fakültesini çıkardı. Danıştay gerekçesinde, MEB düzenlemesi ile ilahiyat fakültesi mezunlarının atanmasının hukuk devleti, eşitlik ilkesine aykırı olacağı ve devlete güveni sarsacağı vurgulanmıştı. Hükümet baskısı TTK’nin işleminin ardından karara ilişkin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ “İlahiyat mezunlarını yedirmeyiz. Mahkemenin işi mi bu? Kimin öğretmen olacağına Danıştay karar veremez, idare mahkemeleri karar veremez. Yasayla düzenlenebilir, yasa da yasanın verdiği yetkilerle idare bunu düzenleyebilir” demiş, konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından istişare edilerek yasal düzenleme hazırlıkları yaptıklarını açıklamıştı. Hükümet, OHAL kapsamında çıkardığı son KHK ile de Danıştay’ın öğretmen atamalarına karşın yürütmeyi durdurma kararını yok sayarak ilahiyat fakültelerinden mezun olup din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğine atananların, öğretmenliğe devam etmelerini sağladı. Gerekçe açıklanmadı Son KHK’nin imza tarihinden 10 gün sonra Danıştay’ın kamuoyunda geniş yer bulan konuya ilişkin “dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı” vermesinin temelinde mağdurun şikayetinden 1 yıl sonra atamasının gerçekleştirilmesinin rolü olduğu belirtiliyor. Danıştay kararının gerekçesini henüz açıklamadı. l ANKARA Erdoğan: Esed bir terörist ‘Tunus’tan zeytinyağı alabiliriz’ AKP hükümetinin politikaları ülkemizde zeytin ağaçlarını tehlikeye sokarken Erdoğan, Tunus ziyaretinde yaptığı konuşmada “Nerede bazı sıkıntılar var bunları aşalım istiyoruz. Ne gibi ithalatlar yapabiliriz ki buradaki cari açığı düşürelim. Zeytinyağı ithalatı olabilir, bu konuda çalışmalar yapılacak” sözleri dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Afrika turunun son durağı olan Tunus’u ziyaret etti. Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı ElBaci Kaid esSibsi ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında “Esed ile yürümek mümkün değil. Esed bir defa kesinlikle açık ve net söylüyorum: Devlet terörü estirmiş bir teröristtir. Suriye’de huzur yok ve Esed ile de bu huzur oraya gelmez. Astana süreci var. Aynı şey Cenevre ile de adeta mütemmim cüz durumundadır” dedi. Erdoğan, Kudüs ile ilgili olarak “Nereye gidersem gideyim söylüyorum ve bununla ilgili kitabım var... Dünya 5’ten büyüktür. Biz boşuna bunu söylemiyoruz. Bir ülke BMGK’yi kitleyebiliyor. O beş ülke arasında Müslüman ülke var mı? Yok. Kudüs için A, B ve C planlarımız vardı. B planı BM genel kuruluydu. Burada amacımıza ulaştık. Dolar ve tehditle bu işin olma yacağı ortaya çıktı. Artık Filistin için adımlarımızı atacağız. Türkiye olarak bizim Filistin’de büyükelçi olarak görevlendirdiğimiz bir başkonsolos var. Yani Doğu Kudüs bizim için başkenttir. İsrail şu anda kendisi çalıp kendisi oynuyor. 10 tane ülke ile dünyayı yanınıza alamazsınız, alamadınız da gerçek ortada” dedi. l Haber Merkezi Başbakan’dan Gül’e sert yanıt Yıldırım, eski Cumhurbaşkanı’nın ve muhalefetin ‘cezasızlık düzenlemesi’ tepkisi için ‘Bunlar boş konuşmalardır. Dilinde falan da sorun yok’ dedi Başbakan Binali Yıldırım, KHK ile sivillere cezasızlık getiren düzenleme ile ilgili olarak hem muhafeletin hem de eski Cumhurbaşkanı Adullah Gül’ün tepkisinin sorulması üzerine, “Bu konuşmalar boş konuşmalardır” dedi. Yıldırım, Gül’ün “KHK’nin yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık” değerlendirmesinin sorulması üzerine de tekrar “Hayır hiçbir düzeltme yapılmaya neden gündeme taşın mıştır, anlamak müm kün değil” ifadelerini kullandı. Yıldırım, Su udi Arabistan ziyare ti öncesinde Esenboğa Havalimanı’nda basın Yıldırım, Kral Salman’la görüştü. toplantısı düzenledi. CHP’nin darbe giri cak. Dilinde falan da bir so şimi konusundaki kafa karı run yok” ifadelerini kullandı. şıklığının devam ettiğini di Yıldırım, “Darbe zamanı yapılmış bir düzenleme... O zaman gündem olmayan bugün le getiren Yıldırım, “Başından beri darbe teşebbüsüne bir türlü inanmamıştı. Anamuha lefet partisi böyle davranmakla şehitlerimizin kemiklerini sızlatıyor. Gazilerimizi fevkalade rahatsız ediyor. Bu tutum ve davranış asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı. Kamu görevlileri için de KHK ile benzer bir düzenleme getirildiğini, Meclis’te görüşüldüğünü belirten Yıldırım, “CHP, Meclis’teydi. Daha sonra da Anayasa Mahkemesi’ne götürülmedi” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Akşener, Bozdağ’a yüklendi “Bekir Bozdağ gözleri yaşara yaşara ‘Hocaefendi’ diyordu” İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 696 sayılı kanun hükmünde Kararname ile (KHK) ile ilgili eleştirilerini Yozgat’ta da sürdürdü. Akşener, “KHK bizim için yok hükmündedir. Şişman bir adam vardı, bir dönem, zırhlı makam aracı tahsis edilmişti, bu ülkenin Genelkurmay Başkanı, bu şahıs tarafından hapse atılmış ve alkışlanmıştı iktidar tarafından. Ben o zamanlar Meclis yönetiyordum. Sayın Bekir Bozdağ, bu FETÖ grubuyla ilgili gözleri yaşara yaşara, ‘Hocaefendi, hoca efendi’ deyişini hatırlıyorum. CHP’lilerin ağzından, ‘F’ çık sa hepsi beraber ortaya çıkarlar ama en şiddetli savunan da sayın bakandı. Şimdi buradan bürokrasiye sesleniyorum; kanuna uymayan, anayasa suçu işlenen bu KHK’nin kanunsuz emirlerini yerine getirirseniz, Zekeriya Öz’ün yanında yer almanız son derece mümkündür. Sakın ola Zekeriya Öz’ün durumunu unutmayasınız. Bürokrasideki arkadaşlara sesleniyorum, sakın ola ki kanunsuz bir iş yapmayasınız. Aynı sayın Erdoğan der ki dönüp size, ‘Bana mı sordunuz kardeşim.’ Kalırsınız suçla baş başa” dedi. l DHA Akşener, Kırşehir’de platforma çıkarak halka seslendi. HDP’den ‘meclis’i topla, dilekçesi HDP, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a kanun hükmünde kararnameler çıktığı gerekçesiyle tatilde olan Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmasını talep etti. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, “HDP’ye kapatmaya çalıştıkları Meclis’i OHAL KHK’leri ile tüm Türkiye’ye kapatmaya çalışıyorlar. Nasıl bizi tasfiye etmeye çalıştılarsa milletvekillerimiz rehin alındıysa şimdi tüm Türkiye’yi rehin almak istiyorlar” diye konuştu. Kerestecioğlu ve Ahmet Yıldırım, dün TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırması için dilekçe sundu. Dilekçede, son çıkan KHK’lerle parlamentonun devre dışı bırakıldığı ve OHAL rejimiyle yönetildiği belirtildi. l ANKARA / Cumhuriyet FATURA DEVLETE Danıştay’a ‘sağlık’ kıyağı SİBEL BAHÇETEPE Son yayımlanan KHK’den Danıştay başkanı, Danıştay başsavcısı, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile bunların emeklileri ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık giderlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin tabi oldukları hükümler ve esaslar çerçevesinde Danıştay bütçesinden ödenmesi çıktı. Danıştay üyelerine sağlanan bu hakkın “imtiyazlı sağlık hakkı” olduğu belirtilirken “Eşitlik ilkesine de aykırılık yarattı” tepkisi geldi. Eski Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir İl Başkanı Dr. Ergün Demir ve eski İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç, “Danıştay üyelerine tanınan böylesi bir ayrıcalık niçin tüm yargı mensuplarına ve milletin aslına tanınmamaktadır? Sağlık ve sosyal güvenlik adaleti bakımından bir milli vicdan sorgulaması yapılması gerekmez mi” diye sordular. Kılıç ve Demir, “Yurttaşlar gibi ceplerinden katılım payı ve ilave ücret ödemiyorlar. Faturayı kurum ödüyor. Oysa anayasanın ‘kanun önünde eşitlik’ başlıklı maddesi; ‘hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” diyor. Demokratik hukuk devleti ilkesini Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayan bir devlet yapısı içinde Danıştay üyelerine ‘eşitlik ilkesine aykırılık, üstünlük ve imtiyaz’ın bir OHAL KHK’si ile verilmesi düşünülemez.” l İSTANBUL düzeltme istendi SP’den ‘beyaz Toros’lu KHK eleştirisi Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, son KHK’de yer alan ‘sivillere yargı muafiyeti’ düzenlemesiyle ilgili “Bu ülke, geçmişte kendisini devlet yerine koyan ve devlet adına iş yapmaya çalışanlardan çok çekmiştir” diyerek Abdullah Gül’ün KHK uyarısının dikkate alınmasını söyledi. Karamollaoğlu, 696 sayılı KHK’de yer alan ve ‘sivillere yargı muafiyeti’ düzenlemesine ilişkin uyarıda bulundu. Düzenlemenin çok yanlış olduğunu ve nereye gideceğinin belli olmadığını belirten Karamollaoğlu, “Herkes biliyor ki; bu tür kararnameler, yarın beklenmeyen ve istenmeyen sonuçlar doğurabilir. ‘Bir zamanların beyaz Toroslarının yerine şimdi siyah minibüsler mi geliyor acaba’ diye, bir endişe doğuyor şimdi. ‘Acaba faili meçhuller dönemine yeniden mi giriyoruz’ diye bir hava oluşuyor’” dedi. Başbakan Binalı Yıldırım’ın, “KHK metninde düzeltme yapılmayacak” ifadelerinin anımsatılması üzerine Karamollaoğlu, “Başbakanın bu açıklaması beni üzüyor. Kendileri söylüyor, ‘Bu, bu manaya gelmez’ diye. O zaman hangi manaya gelmeyeceğini ifade edin, ama bunu KHK ile yapın. Ne olur yani itibarınızdan bir şey mi kaybedersiniz” diye sordu. Karamollaoğlu, “11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün KHK ile ilgili eleştirisini nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna ise “Kendi içlerinden birisinin bunu söylemiş olmasını ben önemsiyorum ve iktidarın da önemsemesi gerektiğine inanıyorum” diye yanıtladı. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear