24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 2 Aralık 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY haber 13 Gazeteciler, akademisyenler, avukatlar içerideki meslektaşları için kadıköy’de buluşuyor El ele, göz göze, söz söze Gazeteciler, akademisyenler, avukatlar bugün Kadıköy’de, yargılanan ve tutuklu olan meslektaşları için “Sözümüz var” eylemi düzenleyecek. 14.00’te Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’nda başlayacak yürüyüş için yapılan açıklamada, özgürlük isteyen herkes Kadıköy’e çağırıldı. Eylemle ilgili gazeteciler, “Herkes sussun istiyorlar. Kimse düşünmesin, konuşmasın, itiraz etmesin; herkes biat etsin... O yüzden gazetecileri tutukluyorlar, akademisyenleri üniversitelerden tasfiye ediyorlar, haklarında davalar açıp yıldırmaya çalışıyorlar. Boyun eğmemekte ısrar edenler savunmasız kalsın diye avukatları hapse tıkıyorlar. Peki, bu karanlık tabloya razı mı olacağız? Elbette ki hayır! Çünkü bizim hakikate, barışa, demokrasiye, eşitlik ve özgürlüğe sözü müz var. Sözümüzden feragat etmeyiz. Çünkü biliyoruz ki, sözün bittiği yerde faşizm başlar. O yüzden sözünü al da gel! Sözünü söylemek için gel. Kadıköy Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’na gel, el ele, göz göze, söz söze yürümek için gel!” çağrısı yaptı. Gazeteciler, bugünkü eylem için sosyal medyada #YarınBuluşalım hastagiyle duyurularına devam etti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Suç aleti: Haber Tutuklu CHP’li milletvekili Enis Berberoğlu’nun hakkındaki mahkumiyeti bozarak yeniden yargılama yapan istinaf mahkemesinde duruşma savcısı, eksikler giderilmeden müebbet hapis cezasının onanması yö nünde görüş bildirdi. 170 gündür tutuklu CHP Milletvekili Enis Berberoğlu, MİT TIR’ları haberleri nedeniyle çarptırıldığı 25 yıl hapis ceza sının bozulmasının ardından Bölge Ad liye Mahkemesi’nde dün yeniden hâkim karşısına çıktı. Kartal’daki Bölge Adli ye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nde görülen du ruşmaya Berberoğlu’nun avukatları Murat Ergün, Yiğit Acar ve Zeynel Öz CANAN COŞKUN türk, Berberoğlu’nun eşi Oya Berberoğlu ve kızı Dilara Berberoğlu katıldı. Davanın tarafı olan Cum hurbaşkanı Erdoğan ile MİT’in avukatla rı da salonda yer aldı. Berberoğlu ile da yanışma amacıyla CHP Milletvekilleri Selin Sayek Böke, Selina Doğan, Zeynep Altıok, Tur Yıldız Biçer, Gamze İlgezdi, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Sibel Özde mir, Lale Karabıyık, Engin Altay, Gür sel Tekin, Mustafa Balbay, İlhan Kesici, Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, Tah sin Tarhan, Erkan Aydın, Murat Bakan, Muharrem Erkek, Yakup Akkaya, Ka zım Arslan, Mahmut Tanal, Ali Özcan, Onursal Adıgüzel, Dursun Çiçek, Oğuz Kaan Salıcı ve Utku Çakırözer de salo na geldi. Mahkeme başkanı Sadık Öz kan, Berberoğlu’nun kolluk aracılığıyla duruşmaya kendi isteği ile gelmek iste mediğini aktardığını söyledi. Ardından Berberoğlu’nun avukatı Ergün söz ala rak böyle bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. Berberoğlu yarım saatlik bir ge cikmeyle duruşma salonuna getirildi. Gizli duruşma Mahkeme başkanı duruşma başın da gizlilik hususunda tarafların görü şünü sordu. MİT avukatı Ümit Ulvi Ca nik, ilk derece mahkemede gizlilik kara rı olduğunu anımsattı. Berberoğlu’nun avukatı Murat Ergün de dosyada kamu oyunun bilmediği bir şey kalmadığını vurgulayarak, kamuoyunda tartışıldığı nı, kuralın duruşmanın aleni olması ol duğunu söyledi. Mahkeme de ara kara rında MİT’in 27 Mart 2014 ve 6 Şubat 2014 sayılı yazılarına atıfta bulunarak, kamu güvenliği gerekçesiyle duruşma nın kapalı yapılmasına karar verdi. He yet, Berberoğlu’nun eşi ve kızını bu ka rardan istisna tuttu. Berberoğlu’nun salon boşaltıldıktan sonra yeniden savunma yaptığı öğrenil di. Mahkemeye de sunduğu savunma sında, yargılandığı davanın adını med ya, fikir ve ifade özgürlüğü davası ola rak koydu. Davanın konusunun medya özgürlüğü olduğu “suç aletinden” bel li olduğunu söyleyen Berberoğlu, “Çün kü 25 yıl hapis cezasına uygun düşe cek başka bir suçta mesela cinayette, Tutuklu CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun istinaf mahkemesinde yeniden yargılandığı davanın ilk duruşmasında, esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, dosyadaki eksiklere karşın müebbet istedi Enis Berberoğlu Salonun boşaltılmasının ardından bölge adliye mahkemesinin önünde açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, mahkemenin aldığı karara saygı duyarak salonu terk ettiklerini belirterek “Bugün adaletin tecelli edeceğine, yürekten inanıyoruz. Tuzun kokmadığını düşünüyoruz. Bu bakımdan mahkemeden, adalet ölçüleri içerisinde hukukun evrensel normları içerisinde ve yürürlükteki hukuk mevzuatları çerçevesinde bir karar çıkacağını umuyoruz, bekliyoruz” dedi. dosyama suç aleti olarak tabanca, bıçak, zehir konulacaktı. Hayali ihracatçı veya banka hortumcusu olsam, banka hesaplarımdaki trilyonlar, rüşvetler anlatılacaktı. Ama benim dosyam da bunların hiçbirisi yok. Peki ne var? Tek bir gazete haberi” dedi. İstisna yarattım MİT TIR’ları haberiyle ilgili olarak süren davada kendisiyle birlikte beş kişinin yargılamasının sürdüğünü anımsatan Berberoğlu, şöyle konuştu: “Aydınlık gazetesinden iki gazeteci hakkında yeni dava açıldı, onlar da tutuksuz ve umarım öyle devam eder. Sadece ve bir tek ben istisna yarattım... 25 yıl hapis cezası aldım ve hapisteyim. Haber aynı, mahkeme heyeti de öyle... Peki fark nerede? Bence diğerlerinden farkım, siyasetçi ve ana muhalefet partisi milletvekili olmam.” MİT TIR’ları davasında savcılığın kötü niyetli olduğunu belirten Berberoğlu, Dündar’ın “Tutuklandık” kitabını yazmadan önce 3 Aralık 2015’te Akşam gazetesinde Dündar’ın haber kaynağının savcılığa göre CHP’li bir vekil olduğunun yazıldığını anımsattı. Berberoğlu, haberde kendinin de aralarında yer aldığı beş CHP’li vekilin isminin sayıldığını belirterek, “Niyet baştan belliydi, amaç benim üzerimden mensubu bulunmakla gurur duy duğum partimin kurumsal kimliğine çamur atmaktı” dedi. 25 yıldan ağır FETÖ’ye üye olmadan yardım etmekle de suçlandığını anımsatan Berberoğlu şu ifadeleri kullandı: “İnanın bu itham benim açımdan 25 yıllık hapis cezasından bile ağırdır. Çünkü bugüne kadarki gazetecilik ve devlete, demokrasiye düşman olanlar, bana, gazeteme ve partime de düşmandır. Bu kuralın istisnasını bugüne kadar görmedim. Nitekim Ergenekon kumpasında işkence altında verilen ifadelerle çizilen şemalarda, iddianamelerde ismim geçti, gazete manşetleri ile iftira atıldı. Dayanamadım, Zekeriya Öz isimli savcıya gücünün zirvesinde iken 2008 yılında dava açtım. FETÖ’ye yardım ettiğim yönündeki deli saçması karşısında savunma yapmaya gerek duymuyorum.” Gerekçe aynı Duruşmada Berberoğlu’nun avukatlarının Aydınlık gazetesi çalışanları hakkında Ocak 2014’te TIR’lardaki mühimmata ilişkin yayımladıkları fotoğraf ile ilgili hazırlanan iddianameyi sunduğu öğrenildi. Avukatların buna ek olarak Ankara Temsilcimiz Erdem Gül ve eski Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar’a devletin gizli kal ması gereken belgelerini açıklamak suçundan verilen cezaya ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesini sunduğu bildirildi. Berberoğlu’nun savunmasından sonra duruşma savcısının Berberoğlu’nun müebbet hapis cezası ile cezalandırılması yönünde esas hakkında görüş bildirdiği öğrenildi. Berberoğlu’nun avukatları mütalaanın mahkumiyet kararını veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçesiyle birebir aynı olduğunu söyledi. Tutukluluğa devam Mahkeme heyeti de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak, Dündar ve Gül hakkında verilen kararla ilgili dosyanın Yargıtay’dan dönüp dönmediği hususunun sorulmasını kararlaştırdı. Berberoğlu, Gül ve Dündar’ın örgüte yardım suçundan, Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel ve gazetenin eski İstihbarat Şefi Ceyhun Bozkurt’un devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçundan süren yargılama dosyasının da istenmesine karar verdi. Mahkeme, Berberoğlu’nun tutukluluk halinin de devamına karar vererek, duruşmayı 16 Ocak 2018’e erteledi. Tekirdağ’dan dayanışma ziyareti Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, danışmanları İpek Elif Atayman, Şeref Çetin, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Rıfat Poyraz gazetemize destek ziyaretinde bulundu. Gazetemizin İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan ve yazarımız Erdal Atabek ile bir araya gelen Albayrak, “Cumuhuriyet gazetesi ile dayanışmak için buraya geldik. Gazeteyi düzenli olarak takip ediyoruz. Elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz” dedi. Cumhuriyet’e ziyaret Akademisyenler: Davamıza katılın Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Görkem Doğan, eski İstanbul Tabip Odası Başkanı Başkanı Prof. Mustafa Taner Gören ve Marmara Üniversitesi, İktisat Fakültesi’nden KHK ile ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu da Orhan Erinç’le görüştü. Akademisyenler, hem Cumhuriyet davasıyla ilgili desteklerini ilettiler, hem de 5 Aralık’ta başlayacak akademisyen davalarına katılma çağrısı yaptılar. Akademisyenler hakkındaki iddianamelerde, terör örgütü propagandası iddiasıyla 7.5 yıl hapis cezası talep ediliyor. 5 Aralık 2017 günü İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde İstanbul ve Galatasaray üniversitelerinden 10 akademisyen 10 dakika aralıklarla hâkim karşısına çıkacak. Hakkında dava açılan akademisyenler arasında Prof. İbrahim Kaboğlu, Prof. Raşit Tükel, Prof. Şebnem Korur Fincancı ve Prof. Gencay Gürsoy da yer alıyor. l İSTANBUL / Cumhuriyet İktidar blokunun çimentosu ‘FETÖ’ silahı mı? Son günlerde “Fethullahçı Terör Örgütü” üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınıp, ardından büyük çoğunluğu tutuklanan kişi sayısında dikkat çekici bir artış var. Ekim sonunda Dışişleri’nin eski personeli olan 123 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı. On gün önce “mahrem imamlar” oldukları iddiasıyla 134 kişi hakkında yakalama emri verildi. Son olarak iki gün önce, 333’ü asker 363 kişi hakkında savcılık yakalama emri verdi. Bu askerlerin büyük bölümü muvazzaf subay, bir kısmı ise daha önce ordudan ihraç edilmiş. Bütün bu gözaltına alma ve onu genellikle izleyen tutuklama kararlarında, şüphelilere yönelik somut suç delili nedir daha bilmiyoruz. Terör örgütü suçu iddiasıyla birlikte savunma hakkına otomatik olarak getirilen kısıtlamalar, bir yıldan fazla bir zaman boyunca şüphelilerin hangi somut delillere dayandığını bilmeden tutuklu kalmalarına yol açabiliyor. Tutuklananlar arasında yasadışı işler yapmış olanlar kadar, Gülen cemaatinin gizli faaliyetlerini bilmeden ilişki kurmuş olanlar ve hiçbir biçimde bu cemaatle ilişkisi olmayanlar olması ihtimali son derece yüksek. Yakalama kararı çıkarılan kişilerin bir kısmının, sayısı giderek artan itirafçıların verdiği isimler olduğu ama esas çoğunluğu telefonunda ByLock programı kayıtlı olduğu iddia edilenlerin oluşturduğu, medyaya yansıtılan bilgi kırıntılarından anlaşılıyor. ByLock kaydının terör örgütü üyeliğine yeterli delil olarak addedildiği bu olağanüstü hukuk düzeninde, bu kaydın kişinin bilgi ve iradesi dışında da gerçekleşebileceği olgusunu savcılar ve tutukluluk kararı veren sulh ceza hâkimlikleri dikkate almıyor. MİT’in elinde ByLock programı yüklemiş veya bu programa istemi dışında cep telefonu yansıtılmış kişiler listesi var. Bu listede tam kaç kişi olduğu kamuya açıklanmadı. İktidarın yürüttüğü baskı ve sindirme politikasının ihtiyaçlarına göre bu listeden veya başka kaynaklardan devşirilen isimler hakkında, grup halinde ve belli aralıklarla yakalama emirleri çıkarılıyor. Muhalefet partileri, bu bilkuvve şüpheli havuzu içinde eski veya halen AKP milletvekili ve parti yöneticisi olan çok sayıda kişinin isminin yer aldığını iddia ediyor. “FETÖ” suçlaması işte tam bu durumda son derece etkili hale gelip, iktidar blokunun çatlamasını engelleme silahına dönüşüyor. Son haftalarda yeniden hız verilen, grup halinde “Fethullahçı Terör Örgütü” üyesi yakalama kararlarının arkasında, iktidarın başının bu suçlamayı kendi partisi içinde ve çevresi üzerinde baskı ve sindirme aracı olarak kullanıyor olması da yatıyor. ABD’de Zarrab davasında ortaya saçılan ve belki daha fazlası önümüzdeki günlerde çıkacak olan gayet somut ve bir o kadar vahim rüşvet suçlamalarının AKP içinde çatlak sesler çıkmasına yol açmasını engellemenin en etkili yolu, FETÖ’cülükle suçlanma tehdidinin herkesi kapsayacak biçimde canlı kalması. Bu tehdidin AKP yöneticileri ve milletvekilleri üzerinde Demokles’in kılıcı gibi asılı duruyor olması, Reis’in arkasında partinin hiç fire vermeden, çatlak ses çıkarmadan durmasını sağlıyor. Aynı zamanda yüksek yargı üyelerinin bir kısmı dahil olmak üzere genel olarak yargı, iktidar medyası ve sivil ve askeri bürokrasi üzerinde son derece etkili bir susturma, sindirme ve yönlendirme aracı bu. Man Adası’ndaki “milli ve yerli ticari” faaliyetlerin sergilendiği, yeniden Reza Zarrab oluveren kişinin ifşa ettiği işlemlerin ortaya saçıldığı, iktisadi bunalım işaretlerinin arttığı, uluslararası itibarın yüz kızartıcı hale geldiği bir ortamda, “FETÖ” suçlaması giderek daha fazla namlusu iktidar blokundakilere doğrultulmuş bir silah işlevi görüyor. 70 yaşında gözaltına alındı Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Keçili köyünde yaşayan 70 yaşındaki Osman Arslan, önceki gece evinde gözaltına alındı. “Örgüte üye olmak” iddiasıyla gözaltına alınan Arslan’ın İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürüldüğü belirtildi. l Yurt Haberleri C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear