26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 17 Aralık 2017 6 Kimi filozoflara siyasal eylemin içinden baktığımızda şaşırırız. Şaşı miş, ilki 1927, dört farklı baskısı bulunan “Siyasal Kavramı” (Der Begriff des rır ve sorarız; aklıyla, eylemiyle Politischen) başlıklı çalış Hitler’e, Nazi partisine katılmış, masında, siyasetin sınıflar, onun hizmetine girmiş bir “dü etnik gruplar ya da inanç şünür”, yeniden akademik tar lar arasında değil, kaba tışmaların öznesi olmayı nasıl ca dost ve düşman ayrı başarabilir ki? Onlardan birisi; Carl Schmitt, aynı yolda yürü Düşmanyen Heidegger gibi akademiye mına dayandığını anlatır. Schmitt’in “siyasal”ında yalnızca “dost” ve “düş dönemese de hukuk felsefesinde pek çok tartışmaya yol aç Gerekiyorsa...mış tezlerin sahibi olarak uzun man” vardır. Düşman genellikle dışarıdadır ama aynı zamanda devletin hu süre etkili oldu, olmaya da de zurunu sağlamak gereki vam ediyor. HHH 1933 yılında Nazi partisine giren Schmitt’in, milyonlarca insanın ölümüne yol açan savaşı başından sonuna yaşadığını, her şeyi bildiğini, bu dönemde, yalnız parti üyesi olarak değil, Nasyonal Sosyalist Hukukçular Birliği’nin başkanı olarak da Hitler rejimine hizmet ettiğini hatırlamamız gerekiyor. Ve yine savaş sonrasında kendisine, biyografisi görmezden gelinerek ler mi var. Aslında kafamız karışık değil. Schmitt de anlı şanlı bir Nazi. Bu kargaşanın nedeni, Schmitt’in, “tek adamı” meşru kılan teorisini, “demokrasi” olarak nitelenemeyecek parlamenter sistemle hesaplaşma kılığında, “anayasal ve anayasal olmayan diktatörlük”, “olağanüstü halin sürekliliği” gibi tezlerle genişletmiş, zenginleştirmiş olmasıdır. Schmitt parlamentoları sevmedi; “inanmadı yorsa bir “iç düşman” da neden icat edilmesin. HHH Özetle Schmitt parlamenter sistemin işe yaramazlığına, temsil yeteneği olmadığı iddiasına dayanır; parlamentonun değil, ekonomi, din vb. çıkar gruplarının öncelikli olduğunu belirtir. Biz de biliyoruz ki parlamenter demokrasi, gerçek temsili sağlayamayan bir sistemdir. Peki bu saptamadan ne çıkar? Bizim Schmitt’e itirazımız, empa değerli bir düşünür muamelesi ğı demokrasinin” gerçekleşe tiyle yaklaşmakta zorluk çekme yapıldığı da unutulamaz. ceğine de inanmıyordu zaten. mizin nedeni yalnızca parlamen HHH HHH to eleştirisi değil ki; “ötekilere” Bir kafa karışıklığı ile mi kar Schmitt aslında demokrasi hayat hakkı tanımayan kurgusu şı karşıyayız, yoksa gerçekten yi imkânsız, imkânsız olduğu için ve otoriteyi kutsayan eylemi. Schmitt’in tezlerinde bizim gör de lüzumsuz buluyordu. “Zama HHH mekte zorlandığımız bir şey nın ruhuna” göre sürekli değiş “Ötekilerin” yok oluşunu “teorileştiren” Schmitt, savaşın sonuna kadar görevini sürdürdü. Savaştan sonra kısa süre, bir yıl kadar kampta kaldı, serbest bırakıldı. Zaman neyi gerektiriyorsa onu yapmış olmanın “huzuru” içinde ömrünü tamamladı. Peki ben “Temsili demokrasinin” “demokrasi” ile ilgisinin olmadığını anlatan, asla sempati duymadığım tuhaf düşünürü bu konuda haklı buluyor olabilir miyim? Yok, hayır o kadar da değil, parlamenter demokrasiye haklı ve sert eleştiri, onun yerine geçmek isteyen bir otorite olmadığı zaman daha çok anlam kazanır. HHH Tamam hatırladım şimdi; ben bu yazıyı tümüyle pratik kaygılarla, ölümü kutsamadığım için, aynada hayatı görerek kurmuştum; sonra yazmaya koyuldum: Kendilerini pazarlayan yeni Schmitt’lere gerek yoktur. Gereksindiğimiz; gelir dağılımının adaletsiz, adaletin çift anlamlı “mülke” bağlı olduğunu her yerde, herkese anlatmak, mümkünse hayatı “ötekilerle” birlikte, karanlık bir ruhla değil, aydınlık yüzlerin neşesiyle örgütlemektir. Barışma hediyesi Tarihi yarımadanın siluetine hançer gibi saplanan ve hakkında tıraş lama kararı verilen ama uygu lanmayan 16/9 gökdelenlerinin müteahhidi Me sut Toprak’ın yap tırdığı imam ha tip lisesiyle ilgi li tartışma yarata HAZAL OCAK cak imar planı değişikliğine gidildi. İstanbul Bü yükşehir Belediyesi’nde AKP’li üyelerin oylarıyla kabul edilen teklifle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın mezun olduğu lise nin çevresindeki evler kamulaş tırılarak okul alanına dahil edi lecek. Fatih’teki İstanbul İmam Hâtip Lisesi’nin yıkılıp yeniden yapılmasının ardından adı Re cep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi olmuştu. Fatih’te Katip Muslahattin Ma hallesi’ndeki Recep Tayyip Er doğan Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin yıkılıp yeniden yapıl ması için 2015 yılında okulun mezunlarından işadamı Mesut Toprak ve İBB arasında bir pro tokol imzalanmıştı. Okulun ge çen 29 Eylül gerçekleşen açılışı na Cumhurbaşkanı Erdoğan ka tılmıştı. Erdoğan, ‘küstüm ko nuşmuyorum’ dediği Mesut Toprak’a teşekkür etmişti. Bu da Toprak ile Erdoğan’ın okulun ye niden yapılmasıyla barıştıkları şeklinde yorumlanmıştı. İki ay sonra teklif Açılıştan iki ay sonra önceki gün İBB Meclisi’ne tartışma yaratacak bir imar planı değişikliği teklifi geldi. Teklifte ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü okulun çevresinde yer alan toplam 21 parselin okul alanına katılmasını istedi. Müdürlüğün yazdığı dilekçede gerekçe olarak özetle şöyle denildi: “Okul giriş çıkışının daha güvenilir hale gelmesi, ders saatleri dışında öğrencilerin çeşitli aktivitelerle bilgi ve görgülerinin arttırılmasına matuf bina ve tesislerin yapılması ve okul bünyesindeki eğitimcilerin konaklama ihtiyacının giderilmesi için daha geniş bir alana ihtiyaç duyulduğundan okulumuzun bitişiğindeki toplam 21 parselin kamusal kullanıma uygun hale getirilmesine yönelik plan tadilatının ivedi olarak yapılması istenmektedir...” CHP: İnsanlara sorun Teklif CHP’li Meclis üyelerinin ‘ret’ oyuna karşın AKP’li Meclis üyelerinin oylarıyla kabul edildi. Kabul gerekçesi olarak teklifin ‘donatı alanlarını arttırıyor’ olması gösterildi. Okula katılmak istenen parsellerin bir kısmı konut bir kısmı da ilköğretim alanı olarak görünüyor. Teklifin kabul edilmesiyle bu parseller kısmen yaya meydanları kısmen de sosyal kültürel tesis alanı olarak işlendi. Karara itiraz eden CHP’li Meclis üyesi Hüseyin Sağ, “Konutlar ne olacak, belki insanlar evlerini vermek istemiyor. Neden sorulmuyor insanlara” diye konuştu. Erdoğan’ın küstüğü müteahhidin yaptırdığı imam hatip lisesi için, çevredeki evler kamulaştırıldı Erdoğan ‘küstüm’ demişti Erdoğan, İstanbul’un sihüetini bozduğu gerekçesiyle 16/9 kulelerini inşa eden okul arkadaşı Mesut Toprak’a küsmüştü. Erdoğan “Sahibiyle konuştum. Tıraşlayın dedim. Ama hiçbir şey yapmadılar. O yüzden çok kırıldım, 5 yıldır konuşmuyorum” demişti. Okulun ünlü mezunları Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, ilahiyatçı yazarlar Prof. Dr. Emin Işık ve Prof. Dr. H. Mahmut Çamdibi. Yılmaz’ların evlat acısı Mesut Yılmaz’ın büyük oğlu Yavuz Yılmaz, Beykoz’daki evinde ölü bulundu Yılmaz’ların evi gün boyu ziyaretçi akınına uğradı. ABD’den dönen Yılmaz çifti önce hastaneye ardından evlerine geçti. Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın büyük oğlu Ya den tek el silah sesi geldiğini ifade ettiler. vuz Yılmaz, İstanbul’da hayatını Yavuz Yılmaz’ın Adli Tıp Ku kaybetti. Polis, Beykoz Konakla rumu’ndaki otopsi işlemleri ta rı’ndaki evinde yatağında silah mamlandı. Yavuz Yılmaz, Bey la vurulmuş halde bulunan 38 koz’daki aile mezarlığında baba yaşındaki Yavuz Yılmaz’ın ba annesinin yanında toprağa veri bası Mesut Yılmaz’a ait Smith lecek. İşadamı Abdurrahim Al Wesson marka tabanca ile ayak bayrak Adli Tıp Kurumu önün ta sağ tarafından sıkılan kurşun de yaptığı açıklamada, “Üzüntü la intihar ettiğini belirledi. müz, acımız çok büyük ama ma Mehmet Yavuz alesef ne Mesut Yılmaz Yılmaz’ın evde çalışanla Bey’in Berna Hanım’ın ra bir gün önce izin ver haberi yok bu olaydan. diği öğrenildi. Çünkü Amerika’ya te Korumalar, önceki ak davi için gitmişlerdi ve şam saatlerinde Yılmaz’ı normalde bu akşam ge eve bıraktıklarını sabah leceklerdi. Sabah olay saatlerinde de dışarı çı olduğunda uçaktalardı. karmak için tekrar eve Uçakta interneti kapat geldiklerini söylerken, tırdık ki kimse bilgi ve “Kapıyı çalmamıza rağ remesin” dedi. men açmadı. Bunun üzerine kendisine telefonla Haberleri yoktu ulaşmaya çalıştık. Ancak telefonu da açmayınca Yavuz Yılmaz Mesut ve Berna Yılmaz, dün akşam saatle şüphelenip çilingir ça rinde ABD’den döndü. Acı haber ğırdık. Çilingir kapıyı açtığın yolda Abdurrahim Albayrak ta da kendisini şakağından vurul rafından Yılmaz ailesine veril muş bulduk. Silah başucunday di. Şişli’deki Florence Nightinga dı” dediler. le Hastanesi’nde oğullarının ce Polis kamera kayıtlarını ince nazesini görmeye giden Yılmaz lerken eve herhangi birinin gi çifti daha sonra Beykoz’daki ev rişçıkış yaptığını tespit edeme lerine geçti. Birçok isim gece bo di. Polis, şoförü, koruması ve ev yunca taziye ziyareti için Yıl de çalışanlardan oluşan 4 kişi maz’ların evine koştu. nin ifadesini aldı. Komşuları, ev l İSTANBUL / Cumhuriyet Siyasilerden başsağlığı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mesut Yılmaz’ın küçük oğlu Hasan Yılmaz’ı ve amcası Turgut Yılmaz’ı telefonla arayarak başsağlığı diledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Mesut Yılmaz’ı arayarak taziyelerini iletti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, büyük üzüntü duyduğunu belirtti. TBMM Genel Kurulu’nda, dün bütçe görüşmeleri sürerken eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın oğlunun ölüm haberi geldi. Konuyla ilgili söz alan İçişleri Bakanı Soylu, “Yılmaz ailesi ve özellikle Mesut Yılmaz’ı sevenlere başsağlığı diliyorum, Allah rahmet eylesin” dedi. TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ile yerlerinden söz alan AKP, CHP, HDP ve MHP grup başkanvekilleri de başsağlığı dileklerini iletti. YARIN TOPRAĞA VERİLECEK Yavuz Yılmaz’ın yarın Marmara İlahiyat Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Kanlıca Mezarlığı’nda toprağa verileceği öğrenildi. haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / Elif Tokbay TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Yalnız ve güzel ülkem’den işbirliği ve dayanışmaya... Yazı programımda bugün dünya üzerinde işbirliği ve dayanış var hep, ama biz şimdilik sonraki sıradayız! ABD’nin buna ömrü yeter mi bilmem!) mayı gündeme getireceğim ve AKP’nin yarattığı “yalnız ve güzel ülkem”i özellikle de Ortadoğu’da yıkacak “bir dayanışma ve işbirliği” düşün Anımsayın, yakın zamandan başlayalım: Saddam’ı İran üzerine kışkırttı ve bu iki ülkenin 10 yıl savaşmasına destek verdi. İki ülke de zayıfladı ve olası cesiyle sürdürüyorum. “ekonomik ve demokratik” ge Avrupa Birliği modelini, in lişmesi geri tepti. sanlığın ve ülkeler geleceğinin Sonra, ABD Irak’ı yalan üze umutlu bir laboratuvarı olarak rine kurulu alçakça küresel po gördüm hep. Bu modele “barış litikalarla parçalayıp dağıttı. içinde dönüşüm evrimleş Sonra da Suriye’nin parça me” örneği gözüyle baktım.. lanması için, Sünni topluluklara Ortak bir gelecek.. Ortak bir kışkırtıcı destek verdi. refah.. Ve bir “Değerler Avrupası”. IŞİD’i yarattı Hâlâ öyle bakıyorum. İtirazlarda bulunanlar var. Benim de itirazlarım var ama bu yazıda amaç AB eleştirisi değil. 100 milyonu aşkın insanın öldürüldüğü iki dünya savaşı bu topraklarda çıktı. AB, üçüncü büyük savaşı önlemenin de adıdır. Savaş çıkartacak aşırı bir milliyetçiliği önleyecek bir yapı var orada. Belki bu doğrultuda yapının ve ortak değerlerin giderek güçlendirilmesi gerekir. Bugünkü “muhafazakâr” dalganın güncel özel nedenleri var. Bir başka konu. Hem Irak hem Suriye’de IŞİD’in ortaya çıkması için gerekli koşulları sağlamış oldu. Sonra Suriye’nin kalıcı parçalanmasının yolunu, PKK liderliğindeki Kürtlere verdiği destekle açtı. Bunu da “yarattığı” IŞİD terör katiller ordusuna karşı savaşta PKK’yi kullanarak ve onların yolunu açarak yapıyor. İran var sırada. Suudileri kullanıyor. Bunu da Sünni ile Şii mezhep ayrımından yola çıkarak yapıyor. Kim mezhep üzerine bir politika izlerse bölgede İslam dünyasına en büyük iha Üç önemli yaklaşım modeli Bu yazı kapsamında vurgu neti yapıyor demektir. Zaten İsrail var İran’a karşı. Ve merak etmeyin, PKK’yi de cepheye sürer. lamak istediğim, bir Avrupa dayanışması ve işbirliğidir. Bir ayağı önemli ölçüde İran ile yararlar zinciri Ortadoğu’da olan ve en çok oradaki gelişmelerden ulusal ölçekte en çok etkilenen Türkiye, bölgede nasıl bir politika Türkiye’nin baş çıkarı hem de vicdanı davranışı, ABD’nin bu poltikasını önleyici gelişmeler yaratmasında. izlemeli? İran giderse, Türkiye de gi Temel soru budur ve “reel politika” açısından bir değerlendirme yapmak zorundasınız. Hayallerle değil, gerçeklerle ilgilenerek. 1) Bazı şeyler var, önüne geçemezsiniz. 2) Bazı şeyler var size zarar vermeyecek şekilde etkileyebilirsiniz. 3) Bazı şeyleri de doğrudan tasarlayarak ve programlayarak eyleme döker ve hem ülke hem bölge için geniş bir yararlar zincirinin oluşmasına önayak olursunuz. der. Bu iki ülke, bir dayanışma ve işbirliğine girmeli. Sıkı sıkıya. Bilim ve teknolojide işbirliği, iki ülkeye de önemli katkılar sağlar. Bunu sonra yazacağım. Bugün bir siyasi (hatta askeri) ilişkiler yumağı örülüyor. İyi bir şey. İlginç olan daha 56 ay öncesine kadar yandaş medyanın İran’a karşı kampanya açmasıydı. Hangi kör veya lanet art niyetli bu kampanyayı öne sürmüştü, araştırılması gerekir. İran ile “Ortadoğu’da hâkimiyet” üzerine bir rekabet ABD parçalayıp ufalıyor bölgeyi düşüncesi, inanılabilecek gibi değil, düşüncesi bile kötü. İran açısından da bu böyle olmalı. Burada üçüncüsü üzerinde duruyorum birkaç yazıda. Amerikan emperyalistlerinin Ortadoğu’da birbirine düşürüp parçalama politikasının bir ucunda hep İran var. (Merak etmeyin, bir ucunda da Türkiye Tersine, uzun süreli bir yakınlaşma ve her alanda dayanışma esas alınmalı. Bu iktidarın küçük günlük pratik yararlar politikasıyla gerçekleştirilebilecek bir iş değil. Ulusal bir politika gerekli.. OKUL MÜDÜRÜ TOPRAĞA VERİLDİ Öğretmenliği ayaklar altına aldılar İzmir’de iki öğrencisi tarafından pompalı tüfekle öldürülen okul müdürü Ayhan Kökmen (47), son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze namazına eşi Ümmü Kökmen, çocukları Doğukan ve Egehan Kökmen’in yanı sıra Beydağ Kaymakamı Gürkan Üçüncü, İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, Ödemiş Belediye Başkanı Mahmut Badem, ilçe milli eğitim müdürle ri, birlikte çalıştığı öğretmenler ve yakınları katıldı. Okul müdürü Ayhan Kökmen’in oğulları Doğukan ile Egehan birbirlerine sarılarak destek oldular. Eşi Ümmü Kökmen ise “Öğretmenlik mesleğini ayaklar altına aldılar” dedi. Kökmen’in cenazesi öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Yeşilköy Mezarlığı’na defnedildi. l İHA TAVUKLU Pilavdan 39 kişi zehirlendi Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesi Prof. Dr. Osman Öz şi Tekirdağ Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı.Tedavi sonra türk İmam Hatip Ortaokulu’nda sında 39 kişi taburcu edilirken ‘Kutlu Doğum Haftası’ nedeniyle olayla ilgili başlatılan soruştur düzenlenen etkinlikte katılımcıla mada pilavı yapan F.E.’nin ifade ra ve öğrencilere tavuklu pilav ve si alınarak serbest bırakıldı. İl Gı ayran dağıtıldı. Yemekten son da Tarım Hayvancılık Müdürlüğü ra karın ağrısı ve mide bulantı ekipleri inceleme yapmak için pi sı şikâyetiyle 13’ü öğrenci 39 ki lavdan örnek aldı. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear