26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 6 Kasım 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 160/6 0 220/1 2 0 190/8 0 160/7 0 170/6 0 160/6 0 100/2 0 120/6 0 210/7 0 170/8 0 130/5 0 190/1 1 0 80/3 0 220/1 5 0 100/0 0 60/1 0 100/2 0 150/2 0 110/3 0 190/9 0 200/9 0 200/1 0 0 TARİHTE BUGÜN 1860: Abraham Lincoln ABD Başkanı seçildi. 1893: ‘Kuğu Gölü’, ‘Fındıkkıran’ gibi bale müziklerinin bestecisi Çaykovski’nin ölüm yıldönümü. 1971: İstanbul Kültür Sarayı’nın adı, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) olarak değiştirildi. CHP’li Ali Şeker: Sağlık sistemi Beyaz Kod’unçöktü, bedelini arada kalan sağlık kara tablosuçalışanları ödüyor CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, Başbakanlık İleti şim Merkezi (BİMER) üze rinden talep ederek aldığı SİBEL BAHÇETEPE Sağlık Bakanlığı’nın Beyaz Kod verilerini kamuoyuyla paylaştı ve sağlık sistemi nin çöktüğünü, bunun bedelinin de sağ lıklı sağlık hizmeti alamayan halkla, bo zuk sistem arasında kalan sağlık çalışan larına ödetildiğini söyledi. Sağlıkta şiddeti takip için açılan Beyaz Kod istatistiklerini değerlendiren Dr. Şeker, “Yatırımı insana değil, binaya yaparak geli şim sağlayabileceğini zanneden bir anlayış sağlık sistemini yönetiyor. Sistemi işlemez hale getiren iktidar, sorumluluğunun bede lini sağlık çalışanlarına ödetiyor” dedi. Performans sisteminin sağ lık çalışanları üzerinde oluş turduğu baskı sonucu geçen hafta 2 genç doktor ve 1 tıp öğrencisinin intihar ettiğini kaydeden Şeker, “İktidarı de falarca uyardık, sağlık siste minin koca bir garabete dönüşeceğini defalarca anlat Ali Şeker tık. Ama her olayda olduğu gibi AKP İktida rı uyarılarımızı duymadı, görmedi, umur samadı” diye konuştu. BİMER’den aldığı beyaz kod verilerine göre şiddete uğrayan ve mağdur olan sağlık çalışanlarının ada let arayışı adına yaptıkları 9 bin 977 başvu runun 5 bin 61’inde soruşturmalar devam ederken, 2 bin 343’ünün iddianame hazır lanarak mahkemelere intikal ettirildiğini anımsatan Şeker özetle şunları kaydetti: “Davalar yavaş ilerliyor. Verilen ce zalar caydırıcı değil. Bakanla 2 yıl ön ce yaptığımız görüşmede Sağlıkta Şiddet Yasası’nın hemen çıkartılacağı söylen mişti ama henüz bir teklif gelmedi. Sağ lıkta Şiddet Yasası bir an önce Meclis’e getirilmeli ve yasalaştırılmalıdır.” ŞİDDETLİ ÜÇ KENT Şeker’in paylaştığı Beyaz Kod verileri ne göre sağlıkta yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili bazı veriler şöyle: l 2013 yılında 10 bin 715 sağlık çalışanı; 2014 yılında 11 bin 174 sağlık çalışanı; 2015 yılında 12 bin 245 sağlık çalışanı; 2016 yılında 11 bin 867 sağlık çalışanı; 2017 yılının ilk 6 ayında ise 5 bin 347 sağlık çalışanı çeşitli şiddet olaylarına maruz kaldı. l 2017’nin ilk 6 ayında şiddete maruz kalan toplam 5 bin 347 sağlık çalışanının yüzde 55’i hekim; yüzde 37’si hekim dışı sağlık personeli; diğerleri ise idari personel. l 2016 rakamlarına göre şiddet uygulayan 8 bin 951 kişinin yüzde 70’i erkek, yüzde 30’u kadın; yüzde 50’si hasta yakını, yüzde 36’sı ise hastanın kendisi. l 20132017 ortalamalarına göre sağlıkta şiddet olaylarının büyük çoğunluğu devlet hastaneleriyle, eğitim ve araştırma hastanelerinde gerçekleşiyor. l Hekimlere yapılan müracaat sayısına göre 2016 yılında en fazla şiddet olayının yaşandığı 3 kent sırasıyla Karabük, Iğdır ve Çorum. En az şiddet olayının yaşandığı kentler ise Şırnak, Elazığ ve Batman. Ata’dan Ana’ya koştular Armut Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın mezarının bulunduğu İzmir Karşıyaka, anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Karşıyakalılar Ata’sını ve Zübeyde Hanım’ı, 24. Ata’dan Ana’ya Saygı Koşusu’ ile andı. Her yaştan 1081 sporcunun katıldığı koşuda Yalı Caddesi’ni takip eden sporcular Girne Caddesi’nden Atatürk Caddesi’ne dönüp, 3.6 kilometrelik parkur sonunda Zübeyde Hanım Kabri’ne ulaştı. Dereceye girenlere madalya ve kupa verildi. 33 farklı kategoride gerçekleşen koşuda; İzmir’in çevre ilçelerinden sporcular da yer aldı. Engelli sporcuların da bulunduğu koşuda en küçüğü 10, en büyüğü ise 85 yaşındaki Atatürk sevdalıları madalyalarını aldı. Tekerlekli sandalye ile yarışı tamamlayan Özgür Yetkin ve Okan Aracagök’e de kupalarını Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar verdi. Bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Aile Kategorisi’ne yedi aile katıldı. l İHA silah sayıldı Bursa’da kadınların tezgâh kavgasında fırlatıldı Bursa’da Ağustos 2016’da meyve satmak için tezgâh açan Hatice Kadıoğlu ile Zekiye Konuk arasında “müşteri” nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma sırasında kadınlar, birbirine tezgâhlarındaki elma ve armutları attı. Başına armut isabet etmesi sonucu hafif yaralanan Konuk’un şikâyeti üze rine Kadıoğlu hakkında dava açıldı. Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sonunda, Kadıoğlu’nu “kasten yaralama” suçundan 120 gün adli para cezası veren mahkeme, suçun yaralamaya elverişli olduğu için “silah”tan sa yılan armut ile işlenmesi nedeniyle cezayı 1/2 oranında artırıp, 180 gün adli para cezasına yükseltti. Sanığın iyi halini dikkate alan hâkim, cezayı 150 güne düşürüp, günlüğü 20 liradan 3 bin lira para cezasına çevirdi. Konuk’un avukatı Baran Güneş, Denizli’de yaşanan benzer bir olayda atılan terliği “silah” sayan mahkeme kararını anımsattı. l DHA Avcılar’da pazar yeri için referandum İstanbul Avcılar’da Ahmet Taner Kışlalı Caddesi ile 3 sokakta çarşamba günleri kurulan semt pazarının taşınması yönündeki tartışmalar sonuç vermeyince dün referanduma gidildi. Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli, halkın sağlıklı ve güvenli ortamda alışveriş ihtiyacını karşılamasından yana olduklarını, halkın demokratik bir ortamda kendi düşüncesini sandığa yansıtacağını söyledi. Ambarlı İlkokulu’nda dün kurulan 6 sandıkta yapılan referandumda Merkez Mahallesi’nde oturanlar oy kullanabildi. Referandumda kullanılan toplam 765 oyun 411’inin ‘Evet’, 335’inin ‘Hayır’ ve 19 oyun ise geçersiz olduğu görüldü. Buna göre, pazar yeri Ambarlı Mahallesi’ndeki kapalı semt alanına taşınacak. Okumaktan vazgeçmek, kendinden vazgeçmektir! George Orwell’in “Aspidistra” adlı romanından ilginç bir ayrıntı hiç aklımdan çıkmaz. Romanın kahramanı, paradan nefret eden ve şair olmak isteyen ama bunda da bir türlü istediği noktaya gelemeyen Gordon, bir kitapçı dükkânında çalışmaktadır. Bu, bizim bildiğimiz anlamda insanlara sadece kitap satılan değil, aynı zamanda günübirlik ya da haftalık kitap “ki sel kitle kültürüne “sıçramış” Türkiye’de yazılı kültür, olsa olsa 196080 arasında toplumsal bakımdan belirgin bir etkinlik kazandı. Dönem, iktisadi sınıf bilincinin yükselişi; buna bağlı olarak politikideolojik hareketliliğin ateşlice öne çıkışı; kültürel, sanatsal, edebi arayışların, hem de henüz endüstriyelleşmemiş mahiyette, tamamen insanitoplumsal itkiyle artışı ile ayırt edilir. ralanan” da bir dükkândır. Kitap, hayatımıza damga vur Elbette kiralanan kitaplar öy duysa en çok bu dönemde vur le kuramsal, sanatsal, akade du. mik türden eserler değildir; da Ama elbette aynı nedenle ki ha çok dönemin çok satan aşk, cinayet, polisiye romanlarıdır bunlar… Yine de fark ederiz ki 1930’lar Londra’sında okuma alışkanlığının toplumda belirgin bir yeri vardır. Kitap, sıradan insanın gündelik hayat akışında bile öne çıkmış bir kaynaktır. Tıpkı bugünkü hayatın içinde tabın iktidar sahipleri açısından en büyük tehlike de addedildiği dönemdir bu. Kitapların yasaklandığı, suç delili sayıldığı, aramalarda saklandığı, hatta yakıldığı bir dönem… HHH İşte kitabın kimileri için nimet, kimileri içinse “lânet” sayıldığı, “ekran”ın olduğu gibi!.. ama her ne olursa olsun hayatın HHH içinde öne çıktığı bu kısa döne Türkiye, Orwell’in min ülkeye bir “hediyesi” de ki “Aspidistra”sında yansıdığına tap fuarlarıdır. benzer bir gündelik hayat tecrübesinden geçmedi hiç… Bizim, bir dönem film tutkumuzu karşılama yolunda videokaset, VCD, DVD kiralamak için kapısından girdiğimiz dükkânlar olmuştur. Ama kütüphanelerden ödünç kitap alma dışında (elbette bu da çok yaygın olmayan çerçevede) kitlesel ilgiye açık ki Bunlar arasında en geniş etki ve ilgiye açık olan da 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, kitapların ha bire yasaklandığı ve yakıldığı günlerde bir “yayıncı dayanışması” çabasıyla ortaya çıkan TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı… Bu yıl 36’ncısı, iki gün önce ralık kitap dükkânları gördüğü açıldı. müz bir dönem yoktur. Büyük heyecanla oradaydık! Çünkü Türkiye’nin yazılı kültür Ekransız değil, asıl kitapsız bir evresi, Batı’da olduğu gibi yüz dünyanın renksiz, sessiz, ha yıllara yayılan bir tarihsel yelpazeye sahip değildir. “Okumanın kitleselleşmesi” demek olan matbaa, neredeyse 350 yıl geç girer bu topraklara ve girse de kitleselleşmesi söz konusu olmaz. Cumhuriyetin başında hâlâ yüzde 10 civarında okuryazar nüfus vardır ve önce bu oranı Batı’da olduğu gibi yukarılara çekmek gerekmiştir. reketsiz ve albenisiz olduğuna inanan kitap tutkunları olarak!.. HHH Elbette genel panorama çok farklı: Günün 3 saatini cep telefonuyla, 2 saatten fazlasını televizyonla geçirirken sadece “1 dakika” kitap okumaya ayıran bir toplum olduğumuz kaydedildi geçenlerde. (17’nci yüzyılın ikinci yarısında Kitabın yerini ekranın böylesi Amerika’da kolonilerden Mas ne “mütehakkim” şekilde alma sachussets ve Connecticut’da sı, düşünce merkezli bir hayatın ise erkeklerin yüzde 90, kadınlarınsa yüzde 62 oranında okumayazma bildikleri kuvvetle tahmin edilmektedir.) HHH Ayrıca kaydetmek gerekir ki yazılı kültür sadece okuryazar olmak demek de değildir. Yazılı kültür, okumadan duramamak demektir ve Orwell’in romanın hızla seyir merkezli bir hayata dönüştüğünü işaret ediyor. Ama düşünceden vazgeçmek de insanlıktan vazgeçmekle eşdeğer bir durum çıkarıyor karşımıza. Kitap fuarının, fuarlarının herhalde bugünün görsel kültür Türkiye’sindeki en hayati işlevi de bu noktada belirginleşmekte: da karşımıza çıkan tablo biraz Bize, “Düşünceden, dolayısıy da bunu aksettirir. la kendinden vazgeçme ey in Sözlü folk kültürden gör san” uyarısında bulunmak!.. Annelerden bebek arabası eylemi Manisa’da toplu ulaşımda bebek arabalarının açık şekilde halk otobüslerine bindirilmesinin yasaklanması üzerine bir grup kadın, bebek arabasındaki çocuklarıyla birlikte eylem yapıp kararı protesto etti. Anneler adına konuşan Raziye Aktürk, “Bu karara göre, bebek arabasıyla halk otobüsüne binecek olan kişi üstün yetenekli olmalı. Aynı anda hem bebeği, hem bebeğin çantasını, hem de bebek arabasını kapatıp elinde tutarak otobüse binmeli” dedi. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear