28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 3 Kasım 2017 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Umutlarımızı yitirdik Dünya dönüyor Bir yıl önce bugün, İstanbul’un Vatan Caddesi’ndeki Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün nezarethanesinde gözaltında tutuluyordum, Cumhuriyet’ten 12 arkadaşımla birlikte... Cumhuriyet okurları bir yıldır bize yapılanları biliyor. Özetlemek gereksiz. Silivri’de dört arkadaşımız kaldı. Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık, Emre İper. Ben 25 Eylül’de çıktım. Özetinin özeti budur. Sonra insanlar sorar oldular, “Yazılar ne zaman başlıyor?” diye... Merak edenlere “Yakında” diyordum. Öyle çıkar çıkmaz değil; zamana ihtiyacım vardı. 11 ay boyunca sadece yerli medyayı izlemek zorunda bırakılarak mukayese ve doğrulama imkânı elinden alınmış profesyonel bir gazetecinin halini tahayyül edebilirsiniz. Bu yerli medya hangi haberleri görmezden geliyordu, gördüğünden ise ne anlıyordu, şişirdiği yalanlar, küçülttüğü gerçekler ve bunların yanı sıra kenara ittiği bakış açıları, tartışmaktan kaçındığı konular nelerdi? Bu soruların bir kısmına Silivri’deyken dahi bir cevap bulabiliyordum. Bazı sorular ise maalesef cevapsız kalıyordu. Medya, bastırılmış, yoksun ve yoksul bırakılmış olanlarla, satın alınmış, boyun eğmiş ya da iktidarın tetikçiliğine yazılmışlardan mürekkepti ve bu medyaya mahkumken neleri kaçırdığımı öğrenmek için Silivri’den çıkmam gerekiyordu. Beni serbest bıraktıkları 25 Eylül’den bugüne, vaktimin bir bölümünü Silivri’de geçen 11 ayda neleri atlamış olabileceğimi araştırmakla geçirdim. Yazmaya ise kendimi hazır hissettiğimde başlayacaktım. İşte bir yıl sonra bugün, ilk yazıyla karşınızdayım. Bundan böyle Cumhuriyet’e bir katkım olacaksa, bu katkı yazı yazmakla sınırlı kalacak, yazıya odaklanacağım. Cumhuriyet’e karşı düzenlenen operasyonun kapsamındaki hukuksuz, delilsiz, akla ve mantığa aykırı davanın sanıklarından biri olmam, gazeteci olarak kalmamı engellemeyecek. Galilei’nin hikâyesi bilinir. Ben “Dünya dönüyor” demeye devam edeceğim. “Ama, yine de, her şeye rağmen Dünya dönüyor” değil. Sadece, yalın anlamıyla “Dünya dönüyor” diyeceğim. Çünkü, zaten, mahkemede de sadece ve sadece “Dünya dönüyor” dedik biz, ben ve tüm arkadaşlarım. Bizi yargılayan siyasi iradeye hitaben, “Siz haklıymışsınız, Dünya’nın döndüğünü ileri sürmek sapkınlıkmış” dedikten sonra, kendi kendine “Ama yine de dönüyor” diye mırıldanan çıkmadı içimizden. 1 Kasım 2015 Genel Seçimleri’nin akşamında bir ana akım televizyon kanalında katıldığım programda, sandıktan o günün terör ve kaos tehdidi altında demokrasi umudunu gölgeleyen bir sonuç çıkmasına rağmen, “Enseyi karartmayın” demiştim. Tam iki yıl önceydi. O günden bu güne ülkemizin demokrasi, hukuk ve insan hakları alanında yaşadığı felaketler ortada. Tutuklandığım Türkiye’nin durumu, yaklaşık bir yıl sonra serbest bırakıldığım Türkiye’ninkinden daha az kötüydü. Buna rağmen bugün de, yine, her şeye rağmen, “Enseyi karartmayın” diyorum. Çünkü Dünya dönüyor. Eski dilde Dünya’nın bir adı da “devran”dır. Devran, ayrıca zaman, talih de demektir. Devran da döner. l VALİLİKLER UZATTI Ankara ve Antep’te yasaklara devam OHAL kapsamında Başkent’teki yasaklar bitmek bilmiyor. Ankara Valiliği, yeni bir yasak kararı daha yayımlayarak 2018 Ocak sonuna kadar Ankara genelinde park, bahçe ve umuma açık alanlarda açlık grevi, oturma eylemi, anma toplantısı, konser gibi toplu etkinlikler yapılmasını yasakladı. Yasak kararının temelinde KHK ile ihraç edilmelerinin ardından direnişe başlayan ve sonrasında eylemlerini açlık grevine dönüştürmelerinin ardından tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın olması dikkat çekti. Kararda, 2 akademisyene destek vermek isteyenlerin eylem yapacakları belirtilerek “Tutuklanmalarını protesto etmek amacıyla 24 saat esasına göre ilimizin muhtelif yerlerinde, parklarında açlık grevi veya oturma eylemi düzenleneceğine dair istihbarat alınmıştır” denildi. Kararda, açlık grevinin 239. günündeki Gülmen ve Özakça’nın haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmamasına karşın, “DHKPC Kamu Emekçileri Cephesi (KEC) mensubu” olduğu iddia edildi. Gaziantep Valiliği tarafından alınan kararla da merkez Şehitkamil, Şahinbey ve Oğuzeli ilçelerinde, açık alanda yapılacak her türlü toplantı, açıklama, kampanya, eylem gibi etkinliklere yönelik yasak 1 ay daha uzatıldı. l ANKARA GAZİANTEP / Cumhuriyet Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra’dan tutuklamaya tepki Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın eşi Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Buğra, tutuklama kararına yazı açıklamayla tepki gösterdi. Buğra, “Tutuklama kararı ile yitirdiğimiz yegâne şey Osman Kavala’nın özgürlüğü değil, aynı zamanda demokrasi, barış ve hukukun üstünlüğüne dair umutlarımızdır” dedi. Ayşe Buğra, eşinin 1 Kasım 2017’de saat 04:10’da ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçlaması ile tutuklandığını anımsattı. Buğra, şu ifadeleri kullandı: “Söz konusu karar endişe vericidir. Zira, tutuklama kararı için kullanılan ‘iletişim tespit tutanakları ve fiziki takip tutanakları’ FETÖ/PDY mensubu kamu görevlilerinin henüz görevde olduğu dönemlere aittir ve bu uygulamalara dayandırılan her türlü karar, yargılanan bir dönemi açıkça meşrulaştırmaktadır. Bu durum ayrıca, Osman Kavala’nın tutuklanmasına neden olan delilleri toplayan örgüt üyeleriyle birlikte darbe teşebbüsüne kalkışmış olması anlamına gelmektedir ve bu durum, hukuka aykırı olmaktan öte trajikomiktir. Osman Kavala’nın hangi eylemlerle, hangi para hareketleriyle, hangi delillerle Gezi Olaylarını finanse ve organize ettiği ortaya konamazken ve o tarihten bu yana hiçbir soruşturma ve suç lamaya maruz kalmazken bugün bu gerekçelerle tutuklanmasını düşündürücüdür.” Yazar Murathan Mungan, Kavalanın tutuklanması üzerine Twitter hesabından paylaştığı mesajında, “Beni tanıyıp Osman Kavala’yı tanımayanlar için: Aklım, kalbim, hayat tecrübem, ahlakım, vicdanım, hakkaniyet ve adalet duygumla ona kefilim” dedi. Serbest bırakın Hakikat Adalet Hafıza Merkezi de Kavala’nın serbest bırakılmasını istedi. Açıklamada, Osman Kavala’nın tutuklanmasını bu endişe verici siyasi iklimin bir parçası olarak görüyor, bu iklimin Türkiye’nin demokratikleşmesi, hu 1.5 yıl sonra kuk üstünlüğü ve insan hakla rı mücadelesi açısından sadece zarar verici olacağını biliyoruz. Osman Kavala’nın bir an önce serbest bırakılmasını ta lep ediyoruz. İnsan haklarına uyan, demokratikleş me yolunda iler leyen ve çoğul culuğu tanıyan Türkiye için mücadele et meye devam edeceğiz” de nildi. İSTANBUL / Cumhuriyet Osman Kavala davaAyşeBuğra 10 Ekim katliamına ilişkin müfettişlerin ihmalle suçladığı polislere değil, müfettiş raporunu haberleştiren gazetecilere dava açıldı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Ekim Gar katliamından önce bazı polis müdürlerinin katliamı önceden haber veren istihbarat raporlarını dikkate almadığına dair müfettiş raporuna ilişkin haberler nedeniyle Cumhuriyet muhabiri Kemal Göktaş, eski Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ile Evrensel muhabirleri Cem Gurbetoğlu ve Tamer Arda Erşin hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Suçlama konusu haberlerin yayımlanmasının üzerinden 1.5 yıl geçtikten sonra düzenlenen iddianamede, 101 kişinin hayatını kaybettiği ve IŞİD’in üstlendiği katliam için “patlama olayı” denilmesi dikkat çekti. Savcılık ayrıca haberlerin müfettiş raporlarına dayanılarak yazıldığından da bahsetmedi. Basın Kanunu’ndaki 4 aylık dava açma süresinin geçmesine rağmen açılan davada, sorumlu yazıişleri müdürleri yerine iki gazetenin genel yayın yönetmenine dava açılması ise “bilgileri dışında haber yayımlanamaz” denilerek savunuldu. Gazetecilere 3 yıla kadar hapis cezasının istenmesine karşılık, sorumlulukları polis müfettişleri tarafından ortaya konulan polis müdürlerinin yargılanmasına izin verilmemişti. ‘Hedef gösterdiler’ İddianamede, Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te “yaşanan patlama olayı sonrasında” 13 14 Nisan 2016 tarihli evrensel.net internet sitesinde ve Cumhuriyet gazetesinde “Bu olay yaşanmadan önce Ankara’da bu tip canlı bomba eyleminin yaşanabileceğine ilişkin istihbarat bilgilerinin Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ile paylaşıldığı, buna rağmen yetkililerce önlem alınmadığı”na ilişkin haber yapıldığı belirtildi. Söz konusu haberlerde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polis müdürlerinin isimlerinin, görev yaptıkları birimlerin de açıklandığı ifade edilen iddianamede soruşturma kapsamında ifadesi alınan Cumhuriyet muhabiri Kemal Göktaş ile Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ve Evrensel muhabirleri Cem Gurbetoğlu ile Tamer Arda Erşin’in “haber yapma haklarını kullandıklarını, herhangi birini hedef gösterme gibi bir kasıtlarının bulunmadığını” söyledikleri aktarıldı. ‘İzin vererek iştirak’ Haberin yapıldığı tarihte Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni olan Can Dündar’ın ifadesi alınamadığı için hakkında yakalama kararı çıkarıldığı belirtilen iddianamede Cumhuriyet ve Evrensel muhabirlerinin terörle mücadelede görev alan personelin hüviyetlerini açıklayarak Terörle Mücadele Kanunu’nun 6/1. maddesinde düzenlenen suçu işledikleri iddia edildi. Savcı Ali İhsan Akdoğan, Dündar ve Polat’ın sorumlu yazı işleri müdürü olmamalarına rağmen haberle ilgili suçlanmasını ise savcı şöyle açıklamaya çalıştı: “İlgili haberlerin, yayın sorumluları olan ve bilgileri dışında bu haberlerin yayımlanması ihtimali olmayan genel yayın yönetmenleri şüpheli Fatih Polat ve Can Dündar’ın bu haberin yayınlanmasına izin vererek suça iştirak ettikleri anlaşılmıştır.” İddianame Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. l ANKARA / Cumhuriyet ÇAĞLAYAN ADLİYESİ’NDEKİ ADALET NÖBETİ 31. KEZ TUTULDU Tarihe not düşmüyoruz akışını değiştiriyoruz Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu edildiği dava kapsamında tutuklu bulunan avukatımız ve İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay nezdinde haksız tutuklamalara tepki için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde başlatılan Adalet Nöbeti dün 31. kez tutuldu. Nöbete, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı, 9 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan avukatlarımız Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör, çizerimiz Musa Kart ve yazarımız Hakan Kara da katıldı. Oyuncu olmayacağız Nöbette ilk konuşmayı yapan avukat Gülendam Şan Karabulutlar, Cumhuiyet davasının son celsesinde duruşma esnasında savcılığın tutuklanan Osman Kavala hakkındaki soruşturmadan belge yolladığını anımsatarak, “Sanki soruşturma aşaması tamamlanmamış, yargılamaya geçmemişiz gibi dosyamıza belge göndermeye devam ediyorlar” dedi. Avukat Karabulutlar, Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Emre İper’in tutukluluklarının devamına ge rekçe olarak gösterilen hususların asıl gerekçe olmadığını bildiklerini vurgulayarak, “Adeta bir tiyatrodayız. Oyunu yazanlar belli, kim olduklarını biliyoruz. Sahneye koyan bu mahkeme, hepimiz görüyoruz. Bizler de zorunlu oyuncularız. Ama biz artık bu oyunun oyuncusu olmayacağımızı buradan ifade ediyoruz” diye konuştu. Adalet istiyoruz Avukat Karabulutlar’dan sözü devralan avukat Prof. Dr. Serap Keskin Kiziroğlu da, her şeyden önce birer insan olarak ama ayrıca ve özellikle hukukçular olarak adalet ve hukuk devleti istediklerine dikkat çekti. Avukat Can Atalay ise konuşmasında, “Ankara’da direnenlere ev sahipliği yaptığı için tutsak edilmeye çalışılan İnsan Hakları Anıtı gibi, İstanbul’da Themis heykeli bu ülkenin geleceğine haksızlığa ve zulme karşı direnen insanların simgesi olarak geçecek” dedi. Atalay, 31 haftadır süren bu mücadelenin Türkiye’nin geleceğine yazılmış bir mektup olduğunu ve insanları bu mektubu onur ve gururla okuyacaklarını söyledi. “Burada tarihe not düşmüyo ruz, tarihin akışını değiştirmeye kararlı olduğumuzu söylüyoruz” diyen Atalay, “Burada sadece söz söyleyen sonra da evine dönen yurttaşlar olarak bulunmuyoruz. Direndiğimiz için buradayız. Tarihi değiştirmeye söz veriyoruz” ifadelerini kullandı. Unutmadığımız için... Açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanan avukatlarından olan Engin Gökoğlu’nun 30 Ekim’de Tekirdağ 2 No’lu F tipi cezaevinde kolunun kırılarak ‘terbiye’ edilmeye çalışıldığını belirten Atalay, şunları söyledi: “Yargı bürokrasisinin suça bu kadar ortak olduğu, Fethullahçı hâkim ve savcılardan sonra belki de ilktir. Mahkeme yargılama yapıyormuş gibi, savcı elindeki delillerle değerlendirme yapıyormuş gibi avukatlık yapmamız bekleniyor. Buradaki arkadaşlarımızın tümü bunu reddettikleri için burada. Arkadaşlarımızın tümü tahliye olan arkadaşlarımıza sevinirken içeride kalan arkadaşlarımız için mücadele etmeyi bir an için unutmadıkları için burada” l İSTANBUL / Cumhuriyet ÇAKIRÖZER, ABD’DE KONUŞTU ‘Basın susarsa halk susar’ CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Uluslarara dedi. Türkiye’den örnek veren Çakırözer, “Maalesef sı Eğitim Enstitüsü tarafından Türkiye’de basın özgürlüğü Washington’da düzenlenen Kü nün hali hiç olmadığı kadar resel Liderlik Forumu’nda ko kötü. Şu anda ben bu salon nuştu. ‘Basın Özgürlüğü’ vur da sizlere konuşurken, kısa gusu yapan Çakırözer, demok süre önce birlikte çalıştığım rasilerde bireylerin doğru ka Cumhuriyet gazetesindeki rarlar alması için bilgilenme meslektaşlarım bir yıllık tu lerinin şart olduğunu belirterek “İnsanlar gerçeği bilsinler Çakırözer tukluluklarının ardından bir kez daha mahkeme önünde ki doğru kararlar alabilsinler ve seçil ler. Suçsuz olduklarını anlatmaya, öz miş liderlerini denetleyebilsinler. Bu gürlüklerine, ailelerine kavuşma uğra yüzden bilgi sahibi olmak her zaman şı içindeler. Hepimizin, hepinizin ül ve her yerde önemlidir. Bunu sağlayan kelerinde demokrasi otoriter yönetim da gazetecilerdir, basın özgürlüğüdür” ler tarafından saldırı altında. Hatta şu anda bu toplantının yapıldığı ABD’de bile basın özgürlüğü tehlike altında” diye konuştu. Gazetecilerin hapse atılmasının, diğer meslektaşlarının otosansür uygulamasına neden olduğunu belirten Çakırözer, “Eğer tarihten bir ders alacaksak, basını susturmanın insanları susturmakla eşanlamlı olduğunu hiç ama hiç unutmamalıyız. Bu çok önemli sorun karşısında pes edecek miyiz? Hayır. Bırakamayız. Ülkelerimizin demokrasisi, halklarımızın hak ve özgürlükleri için bırakamayız. Demokrasi ve özgürlük mücadelemiz devam edecek” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear