24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 20 Kasım 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Erdoğan’ın hayalinin maliyeti katlanıyor! Sağlık Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘hayallerini süsleyen’ şehir hastanele ri için ilk adım olarak 2018 bütçesin den 2 milyar 544 milyon lira ayırdı. Bütçe tahminlerine gö re bu maliyet önümüz deki 2 yılda 8’e katla nacak. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Baş kanı Prof. Dr. Raşit Tü ŞEYMA PAŞAYİĞİT kel, “31 tane şehir hastanesi yapılacağını bili yoruz. Tüm şehir hasta neleri yapıldığında yıllık toplam kira bedelinin 5 milyar civarında olacağı nı tahmin ediyoruz. Yıllık kira bedel lerine ayrıca hizmet bedelleri de ekle necek” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Haya lini kurduğum proje” dediği “Kamu Özel Ortaklığı” ile devletin kendi ara zisinde kiracı olduğu şehir hastanele ri için Sağlık Bakanlığı 2018 yılı büt çesinden 2 milyar 544 milyon 317 bin lira ayırdı. Sağlık Bakanlığı, “Yap kirala devret modeli ile yaptırılan hastanelerin kira bedeline” 1 milyar 274 milyon 684 bin, otopark, mar ket, kantin, laboratuvar, temizlik gi bi masrafları içeren “hizmet bedeli ne” de 1 milyar 269 milyon 633 bin lira ödenek ayırdı. Şirketler, bedel siz olarak tahsis edilen 4 hazine ara zisi üzerine şehir hastanesini kurdu. Şehir hastanelerinin 1’i sağlık kam pusu olmak üzere 18’inin sözleşme si imzalandı, 8’inin onayı bekleni yor, 1 hastanenin de ön fizibilite ça lışmaları devam ediyor. Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinde; şe hir hastanelerinin kira ve hizmet be deli olarak 2019 yılı için toplam 6 mil yar 118 milyon 481 bin lira, 2020 yılı için de 10 milyar 452 milyon 256 bin lira tahmini bütçe belirlendi. Sözleşmelerin ‘ticari sır’ olarak saklan dığı şehir hastanelerinin yükümlülükle ri, nasıl işleyeceği, uluslararası ortakla rının kim olduğu, çalışan personelin söz leşmeli mi, kadrolu mu olacağı belirsiz liğini koruyor. Şehir hastanelerinin ge lecekte katılım paylarının daha da artıp maliyetinin yüksek olmasından dolayı parası olmayanın hizmet alamayacağı, Yozgat gibi görece daha ufak şehirler de kurulan şehir hastanelerinin devlet ile üniversite hastanelerini körelteceği ve “hizmetlerde” taşeronlaşma olacağı öngörülüyor. Ayrıca; Sağlık Bakanlığı, doluluk garantisi vermediğini söylese de şart namelerde yapılan yüzde 70 doluluk garantili fiyatlandırmayla; hastane sa hibi şirketin, döner sermayesi yet mediği takdirde bakanlık ya da hazi ne bütçesinden karşılayarak yurtta şın cebinden sermayeye rant akacağı Şehir hastaneleri için 2018 bütçesinden 2.5 milyar lira ayrıldı. TTB Genel Başkanı Tükel, hastaneler yapıldığında sadece yıllık kira bedellerinin 5 milyar lira olacağını söyledi Sır sözleşmeler EHnŞhnprueaaııdnmşsthodlmtiarğaaçtunaHamaşlenağıtşassauMmkit’ç.naeialAçianrsninrsenı iakkssbnçaeiea’ŞrınslşaOıeeişl’ladehıDnutariıTrdlelkamÜakişBııkoşymiotolrkıım.leryaanat ve şehir merkezlerinin uzağına AVM mantığı ile yapılan hastanelerin sağlık hizmetlerine erişim zorluğu yaratacağı konuları soru işaretlerini koruyor. ‘Hastaneler şehir dışında’ Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Raşit Tükel, konuyla ilgili Cumhuriyet’e değerlendirme yaptı. Kalkınma Bakanlığı’nın “Dünyada ve Türkiye’de Kamu Özel İşbirliği Uygulamasına İlişkin Gelişmeler 2015” başlıklı raporunda 17 şehir hastanesi için devletin 27 milyar dolar kira ödeyeceği bilgisine karşın devletin bütçesinden 2018’de 2 milyar 544 milyon 317 bin lira ayrılmasını sorduğumuz Tükel, “18 sözleşme tamamlandı. Bu 18 şehir hastanesinin kiraları, bizim hesaplarımıza göre yılda 3 milyar lirayı geçiyor. 31 tane şehir hastanesi yapılacağını biliyoruz. Tüm şehir hastaneleri yapıldığında yıllık toplam kira bedelinin 5 milyar civarında olacağını tahmin ediyoruz. Yıllık kira bedellerine ayrıca hizmet bedelleri de eklenecek” yanıtını verdi. Tükel, devasa şehir hastanelerinin yapılmasına karşın verimliliğin sağlanamayacağını belirterek, “Bu hastaneleri yaparken bir taraftan da şehir içindeki hastaneleri kapatmak zorundasınız. Çünkü Başbakanlığa bağlı Yüksek Planlama Kurulu şehir hastanelerinin yapılmasına ancak bu koşulda karar veriyor. Kurul açılacak şehir hastanesi yatağı kadar hastane yatağını ya da bununla orantılı olarak hastane kapatılması durumunda onay veriyor” diye konuştu. Adana il merkezinde kamu hastaneleri 3 bin 11 yatak kapasitesi ile hizmet vermekteyken Adana Şehir Hastanesi yapıldıktan sonra 3 bin 25 yatak kapasitesi ile hizmet verilmesinin planlandığını belirten Tükel “Ankara’da Etlik ve Bilkent şehir hastaneleri yapıldığı zaman 12 tane hastane kapatılacak. Böyle bakıldığında kolay ulaşılabilir, şehrin içinde etkili, verimli çalışan hastaneler kapatılır ya da yatakları azaltılırken, ‘şehir hastanesi’ adı adında büyük bloklardan oluşan, sağlık hizmeti vermenin çeşitli zorluklar içerdiği, ulaşımda zorluk yaşanacak hastaneler yapılmış oluyor” ifadelerini kullandı. l ANKARA “Ticari sır” olarak kabul edilen sözleşmelere ancak dava dosyalarına girdiğinde ulaşılabildiğini vurgulayan Tükel, Adana Şehir Hastanesi’nin sözleşmesini örnek vererek, “Hastanede görüntüleme, nükleer tıp, laboratuvar, radyasyon onkolojisi, patoloji alanına ilişkin tıbbi hizmetler ve tüm tıp dışı hizmetler, şirketin verdiği taşeronlar tarafından işletiliyor. Tıbbi hizmetlerin taşerona verildiği alanlarda hekim dışındaki tüm personel taşeron firmanın çalışanları. Bu alanlarda hekimlerin de taşeron firma elemanı olarak çalıştırılması gündeme gelebilir. Şehir hastanelerinde kamu çalışanı olma vasfının kaybedileceğini, güvencesiz, sözleşmeli çalışmanın hâkim hale geleceğini öngörmek zor değil” dedi. Şartnamelerde hastanenin yüzde 70 doluluk oranına göre belirlenen miktar üzerinden fiyatlandırma yapıldığına dikkat çeken Tükel, “Hasta sayısı yüzde 70’in altına düşerse o zaman garanti edilen bu fiyatı ödemek durumunda kalıyorsunuz. 6428 sayılı kanuna göre şehir hastanelerinin kiraları döner sermayeden ödeniyor. Kanuna göre döner sermayeden yapılacak ödemelerde öncelik bu kiranın karşılanmasında. Hastanenin döner sermayesi yetmezse, ki yetmesi mümkün değil, kira ve hizmet bedelleri Sağlık Bakanlığı bütçesinden ya da Hazine’den karşılanıyor. Sonuçta, siz oradan sağlık hizmeti almasanız bile sizin cebinizden bir şekilde para çıkacak” diye konuştu. ‘Soçi’nin hazırlığını yaptık’ Antalya’da Rusya, İran ve Türkiye dışişleri bakanlarının katıldığı Suriye zirvesi yapıldı. Zirvede Soçi’de masaya yatırılacak konular üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin katılımıyla 22 Kasım’da Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenecek Suriye konulu üçlü zirvenin hazırlıkları kapsamında, Dışişleri Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile Antalya’da bir araya geldi. Belek’teki bir otelde yapılan toplantının ardından açıklama yapan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Lavrov ve Zarif ile liderler zirvesi öncesi hazırlık toplantısı yaptıklarını söyledi. Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey memurlarının Tahran’da önceki gün bir araya gelerek, ön hazırlık yaptığını anlatan Çavuşoğlu, kendilerinin de Soçi Zirvesi ile ilgili gündeme gelecek konular arasında görüş alışverişinde bulunduklarını dile getirdi. Hangi adımlar atılacak Toplantının amacına ilişkin Çavuşoğlu, “Bugüne kadar Suriye konusunda neleri başardık ve bundan sonra hangi adımları atmalıyız. Astana süreciyle beraber İran ve Rusya ile özellikle sahada ateşkesin tesis edilmesi, çatışmasızlık bölgelerinin, gerginliği azaltıcı bölgelerin oluşması ko Rusya: Şiddet azaldı, siyasi çözüm sürecine geçilebilir Antalya’daki üçlü zirve sonrasında açıklamalarda çerçevesinde gerilimi azaltma bölgelerinin işleyişi bağlamın bulunan Rusya Dışişleri Bakanı da bu ülkedeki askerisiyasi Sergey Lavrov, “Faydalı bir gö gelişmelerin ana eğilimleri ele rüşmeydi. Taraflar tüm konular alındı. Taraflar, Suriye’de şiddet üzerinde anlaştı” dedi. Lavrov, seviyesinin Suriye’deki taraflara Suriye’deki gerilimi azaltma silahlı çatışmadan siyasi çözüm bölgelerinin ise genelkurmay sürecine geçmeyi sağlayacak başkanları arasında ayrı bir top oranda düştüğünü saptadı.” lantıda ele alınacağını açıkladı. Bakanların Soçi’de yapılması Rusya Dışişleri Bakanlığı, S. Lavrov planlanan Suriye Ulusal Diyalog toplantıyla ilgili açıklama Kongresi ile ilgili hazırlık sürecini sında, bakanların Suriye’de şiddet görüştükleri belirtilen açıklamada, “Bu seviyesinin siyasi çözüm sürecine inisiyatif, Birleşmiş Milletler Güvenlik geçmeyi sağlayacak oranda düştüğü Konseyi kararında öngörüldüğü üzere, nü saptadıklarını belirtti. Açıklamada, birleşik ve güçlü bir Suriye’nin çıkarları “Bakanlar, Suriye’deki çözüm sürecinin için uzlaşma arayışını ve Suriye ulusal tüm konularıyla ilgili derin bir düşünce diyaloğu düzleminde tüm meselelerin paylaşımında bulundu. Astana süreci çözümlenmesini hedefliyor” dendi. nusunda olumlu anlamda önemli mesafeler katettik. Geçen seneye göre şartlar daha iyi durumda; ama siyasi çözüm olmadan bunun sürdürülebilmesi mümkün değil. Bir taraftan DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadelenin devam etmesi gerekiyor. Diğer taraftan da siyasi sürece ağırlık vermemiz gerekiyor. En son Soçi’de, Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin’le yap tığı toplantıda da bu değerlendirmeyi biz, ikili düzeyde yapmıştık. Bu zirvede de liderler, kendi aralarında yine değerlendirmeyi yapacaklar ve alınan kararlar neticesinde üç ülke olarak çalışmalarımızı yoğunlaştırarak devam edeceğiz” diye konuştu. Bakan Çavuşoğlu, gerçekleştirdikleri toplantıda bugüne kadar yapılanların özetini çıkardıklarına ve bundan sonra birlikte atılacak adımların neler olduğu konusunda fikir alışverişinde bulunduklarına değindi. Gazetecilerin Suriye’deki gelişmelerle ilgili sorularını da yanıtlayan Çavuşoğlu, “YPGPYD konusunda hassasiyetimiz ortada. Bunun bizim için herhangi bir toplantıya katılmasının kabul edilemez olduğunu başından beri tüm muhataplara, sadece burada katılan ülkelere değil, Cenevre formatındaki toplantılar marjında da herkese söyledik. Bizim bu konudaki hassasiyetimiz devam ediyor. Tüm taraflar da üçlü zirvenin tarafı olan İran ve Rusya da bu hassasiyeti çok iyi biliyor” dedi. İdlib gündemdeydi Toplantıda Astana süreci ile henüz tam anlamıyla hayata geçirilmemiş konuları değerlendirdiklerini de belirten Bakan Çavuşoğlu, “İdlib’de gözlemcilerin bir an önce içinde ve dışında, bunların kim olacağı belli. İçeride Türkiye olacak. İdlib’in dışında etrafında da Rusya ve İran olacak. Bunları da kısaca değerlendirdik; ama bu zirve öncesi genelkurmay başkanlarımız da güvenlik ile ilgili arkadaşlarımız da bir araya gelecek ve bu teknik detayları o arkadaşlarımız kendi aralarında görüşerek zirveye rapor edecek” diye konuştu. l DHA haber 5 MÜDAFAAİ HUKUK HAREKETİ PARTİSİ Ege adalarının işgaline protesto Müdafaai Hukuk Hareketi Partisi üyeleri, Yunanistan tarafından işgal edildiği belirtilen Ege’deki Türk adalarına gitti. AKP hükümetine çağrıda bulunan grup üyeleri, Koyun Adası’nın işgal altında olmasını protesto etti. Parti üyeleri İzmir Çeşme’den yola çıkarak Koyun Adası’na gitti. Grubun yolculuğu sırasında geniş güvenlik önlemleri alındı. Müdafaai Hukuk Hareketi Partisi Genel Başkanı avukat Kadir Kartal, ada yakınında yaptıkları basın açıklamasında “2004 yılından itibaren Türkiye’nin vatan toprakları Yunanistan tarafından adım adım işgal edilmiştir. Bugün Türkiye’ye ait 18 ada ve bir kayalığa Yunan bayrağı çekilmiş, Yunan askeri, adalarda konuşlanmıştır. Balkan Savaşı’nda ele geçirilemeyen, Türkiye’nin kurucu anlaşması olan Lozan’da verilmeyen İzmir Koyun Adası’ndaki işgal öyle boyutlara varmıştır ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı kendi topraklarımız olan Koyun Adası’na pasaport ile girmek zorunda kalmıştır” dedi. ‘Sessizlik kabul edilemez’ İzmir Koyun Adası’nın 6 millik Türk karasuları içinde yer aldığını anımsatan Kartal, özetle şunları söyledi: “Hükümetin söylediği gibi basit terkedilmiş bir kayalık değildir. 11.5 km uzunluğu olan, İstanbul’daki Büyük Ada’nın 3 katı büyüklüğünde olan bir adamızdır. Yunanistan’ın asker çıkardığı, kilise yapıp papaz atadığı, Türkiye’ye karşı taarruz tatbikatları yaptığı adalarımız ile ilgili hükümetimizin sessizliğini sürdürmesi kabul edilemez. Tapusu, mülkiyeti vatanımıza ait olan adaya çıkamamanın üzüntüsü içersindeyiz. ” TBMM Başkanı bugün seçiliyor TBMM Genel Kurulu’nda, Meclis Baş kanlığı seçimi bugün yapılacak. AKP’den İsmail Kahraman, CHP’den Zekeriya Temizel, MHP’den Celal Adan, HDP’den Selma Irmak, İYİ Parti’den Yusuf Halaçoğlu’nun yarışacağı seçimlerin üçüncü turunda AKP’li Kahraman’ın seçilme si bekleniyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kahraman’ın adaylığını ‘kerhen’ kabul etmesi nedeniyle AKP’de fire çıkabileceği belirtiliyor. Oylamanın gizli olması nedeniyle AKP içinden az da olsa Kahraman’a oy vermeye cek milletvekilinin olduğu belirtiliyor. Meclis Başkanlığı seçimi, bugün TBMM Genel Kurulu’nda gerçekleştirilecek. Anayasa gereği ilk iki turda üçte iki çoğunluk (367) aranacak. İlk iki turda seçimin tamamlanmaması durumunda üçüncü tura geçilecek. Üçüncü turda salt çoğunluğu (276) sağlayan aday Meclis Başkanı seçilecek. AKP’nin milletvekili sayısı, üçüncü turda seçimi kazanmak için yeterli bulunuyor. AKP’li Tamer Dağlı’nın, yedek aday konumunda olması nedeniyle herhangi bir şansı bulunmuyor. Berberoğlu’na ziyaret Suçsuz olduğum anlaşılacak MAHMUT LICALI TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda CHP ve HDP’li üyelerin tutuk lu milletvekillerinin ziyaret edilmesi konusun daki talepleri uzun süredir gerçekleştirilmi yordu. Komisyon bünyesindeki Cezaevi Alt Komisyonu’nun geçen haf ta Maltepe Cezaevi’ne ger çekleştirdiği ziyarette komis yon üyesi AKP, CHP ve HDP’li vekiller burada tutuklu olan CHP’li Enis Berberoğlu’nu zi yaret etti. Edinilen bilgiye göre, Berberoğlu’nun tek başına Enis Berberoğlu kaldığı koğuşta bir adet masa, bir adet sandalye ve kitap lar bulunuyor. Koğuşun temiz olduğu belirle nirken, Berberoğlu’nun cezaevi yönetiminden memnun olduğunu ilettiği öğrenildi. Cezaevin deki durumunun nasıl olduğu sorusu üzerine Berberoğlu’nun “Cezaevi ne kadar rahatsa ben de o kadar rahatım. Sonuçta cezaevi, özgürlü ğünden mahrumsun” yanıtını verdiği belirtildi. ‘Casus olmadığım ortada’ Berberoğlu’nun komisyon üyelerine 1 Aralık’ta yapılacak duruşmayla ilgili de bilgi vererek, umudunu koruduğunu dile getirdiği belirtilirken, “Casus olmadığım, ajan olmadığım ortada. Yargı sürecini bekliyorum. Eninde sonunda haklılığım anlaşılacak. Suçsuz olduğum anlaşılacak” diye konuştuğu kaydedildi. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear