26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 12 Kasım 2017 EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: EMİNE BİLGET İslam çoktur! Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Kadın Danışma Konseyi Genç Kadınlar Liderlik ve Girişimcilik Programı Sertifika Töreni’nde Suudi veliaht prensi Muhammed bin Selman’ın önceki haftalarda gündeme gelen “ılımlı İslam ülkesi olacağız” sözüne yanıt verdi. Biliyorsunuz Veliaht Selman, Hong Kong menşeli çekici kadınrobot Sophie’ye vatandaşlık vererek modern zamanlarda tüm dünyada fokur fokur kaynattıkları SelefiVahhabi İslam’ın suyunu “ılıtma” yolunda anlamlı bir adım da atmıştı!.. Biz, bakalım daha ne matraklıklar karşımıza çıkacak diye beklerken Erdoğan devreye girdi ve ılımlı İslam’dan bahseden veliahda isim vermeden ayar verdi: “Bir konuyu yeniden köpürttüler: Ilımlı İslam. Bu ılımlı İslam kelimesinin patenti Batı’ya ait. Bunu söyleyen kişi, kendine ait olduğunu düşünüyor olabilir ama sana ait değil. İslam’ın ılımlısı ılımsızı olmaz. İslam tektir. Kimse İslam’ı çeşitlendirme gayreti içine giremez.” Düne kadar ağızlardan “dostum, kardeşim” taltiflerinin düşmediği, ama şimdi “Bunu söyleyen kişi” denilerek irtifa kaybına uğratılmış Suudi prensi, “ılımlı İslam’ın patenti Batı’da olsa da biz cismini sizden öğrendik” diyor mudur acaba?! AKP yıllarca Batı’nın “ılımlı İslam” kavramlaştırmasının somut karşılığı olarak dünyada ayırt edildi, kabul gördü, destek buldu. O dönemde Erdoğan başta olmak üzere AKP kadroları kendilerini “siyaseten” dinle de, Müslümanlıkla da özdeştirmemeye dikkat etmekteydiler. Öyle ki Alman Hristiyandemokratlardan hareketle kendilerine “Müslüman demokrat” nitelemesi yapıldığında dahi bunu “düzeltme” yoluna gitmekteydiler. Sözgelimi 3 Aralık 2004’te Financial Times muhabirine verdiği demeçte Erdoğan, “Açık ve seçik olarak şu gerçeğin altını çizmeme izin verin; dinle siyaseti birbirine karıştırmayı doğru bulmuyoruz. Biz Müslümandemokrat değiliz, muhafazakârdemokratız” demekteydi. Elbette “radikal İslam” tabiri gibi “ılımlı İslam” tabiri de Batı’ya aittir. Ama Erdoğan’ın 13 yıl önce kendisini ve partisini tanımlarken kullandığı “muhafazakâr demokrat” tabirinin patenti de Batı’ya aittir. Ve İslam’ın içinden birileri de çıkıp İslam’da ne demokrasi, ne de muhafazakâr demokrasi olur diyebilir, demiştir, demeye de devam edecektir. Erdoğan her dönem “İslam’ın ılımlısı, ılımsızı olmaz” dediğini söylüyor. Her dönem ne demiş olursa olsun, bir dönem “Biz dinle siyaseti karıştırmıyoruz” dediğinde, “Biz Müslüman demokrat bile değil, muhafazakâr demokratız” dediğinde Batı, onu ve partisini ılımlı İslam’ın temsilcisi olarak kodladı, işte o kadar. Batı artık bu “kodlama”dan vazgeçti!.. Ve yıllarca Batı patentli “radikal İslam” olarak kodlanmış Suudi Arabistan’ın yine Batı patentli “ılımlı İslam” olma hedefine şimdi Erdoğan lâf ediyor; “İslam’ın ılımlısı ılımsızı olmaz; İslam tektir” diyor. Hayır, İslam çoktur, çoğuldur. İslam, hem tarihsel süreçte, hem de coğrafî enlemboylamda muazzam bir söylem ve pratik çeşitliliği içinde karşımıza çıkar. “Kitab”ın tek olması, bu çeşitliliği önleyememiştir. Üstelik bu çeşitlilik, hep birbiriyle çatıştı ve çatışmaya devam ediyor. O yüzden Diyanet eski başkanı, dünyada her gün katledilen ortalama bin Müslümanın yüzde 90’ının “kardeşi”, yani diğer Müslümanlar tarafından katledildiğini söylemişti 2014’te. Ayrıca ilginçtir, Cumhurbaşkanı Erdoğan için olduğu gibi, İslam’ı dünyaya tehdit sayan İslamofobik herkes için de İslam tektir!.. İslam’ın sıkı savunucusu olan Erdoğan’ı hiçbir şey, İslam’ın en sıkı düşmanlarıyla böylesi “yekpare” bir İslam kavramlaştırması kadar aynı noktada buluşturamaz. İslam’ı ölesiye sevmek ve öldüresiye yermek gibi karşıt kutuplarda demirlemiş iki pozisyon da aynı özcü “tek İslam” anlayışında birleşirler. Şu farkla ki “İslam tektir” diyen İslamofobik kafa, bu “Tek”liğe karşılık olarak IŞİD’i veya El Kaide’yi veya Taliban’ı veya İran’ı alır. (Bakın, burada bile teklik içinde çokluk var!) “İslam tektir” diyen Erdoğan için de bu “Tek”lik, kendinden menkuldür!.. Tıpkı Suudi İslam’ın tekliğinin, İranî İslam’ın tekliğinin, Pakistanî İslam’ın tekliğinin, Endonezya’dan Fas’a kadar açılan yelpazede her yerdeki İslam’ın tekliğinin de kendinden menkul olması gibi... Kitabın yorumunda inanılmaz ayrıntılı bir çeşitliliğin mevcut olduğu İslamiyet, tek bir topluluk içinde bile birden fazla İslami bakış açısı ortaya çıkarır. Ve şu işe bakın ki bunların hepsi, “tek”tir!.. haber 3 Bugün koşulacak 39. Vodafone İstanbul Maratonu nedeniyle bölgedeki birçok yol saat 04.00’ten itibaren trafiğe kapalı olacak. İHL dayatması 230/8 0 240/1 0 0 170/9 0 200/1 1 0 190/6 0 160/ 1 0 110/ 2 0 180/3 0 230/9 0 190/6 0 190/4 0 210/1 5 0 70/2 0 240/1 6 0 100/3 0 50/5 0 110/6 0 160/2 0 80/6 0 190/9 0 90/5 0 160/1 0 0 TARİHTE BUGÜN 1969: Moskova’ya giden Cevdet Sunay, Sovyetler Birliği’ni ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı oldu. 1999: Bolu, Düzce ve Kaynaşlı’da, 7.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi; 894 kişi öldü, 4.948 kişi yaralandı. tutmadı CHP’den çarpıcı rapor: Son 2 yılda imam hatip lisesi sayısı yüzde 26 artarken imam hatip lisesinde okuyan öğrenci sayısı yüzde 10 azaldı Grup Başkanvekili Engin Altay, Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) imam hatip okullarına ilişkin ayrıntılı sorular sordu. Bakanlık’tan gelen kapsamlı verileri değerlendiren Altay, ortaya çarpıcı bir rapor çıkardı. İmam hatip okullarını lise ve ortaokul olarak ayrı ayrı işleyen rapor, AKP’nin durmadan bir yenisini açtığı, teşvikleri seferber ettiği, mezunlarına devlet kadrolarında öncelik vaat ettiği imam hatip okullarının, toplumda cazibesinin giderek azaldığını ortaya koydu. Rapora göre; 20062007 eğitim öğretim yılından 20152016 dönemine kadar imam hatip liselerinin öğrenci sayısında ciddi bir artış söz konusuyken,son 2 yılda bu okullardaki öğrenci sayısı yüzde 9.34 azaldı. İlk neden başarısızlık Bu düşüşün AKP’nin özellikle yoksul semtteki çocuklara imam hatipleri dayattığı, gerici müfredatı getirdiği dönemde yaşandığına dikkat çeken Altay, raporuna şu notları düştü: “Bu azalışta imam hatip liselerinin akademik anlamda başarısının düşüklüğü ile doğrudan ilintilidir. 2017 LYS lise türlerine göre TM puanı ortalama Rapordaki bu grafikte AKP’nin imam hatip liseleri sayısını artırdığı son 2 yılda öğrenci sayısının azaldığı görülüyor. Yani AKP, yeni İHL’ler açtıkça, rağbet daha da azalmış. larına bakıldığında fen lisesi öğrencilerinin 340, sosyal bilimler lisesi 318, özel lise 241, Anadolu lisesi 234, Sağlık meslek lisesi 199, imam hatip lisesi öğrencilerinin ise 180 ortalama puan aldıkları ortaya çıkmıştır. Bir diğer neden ise dini eğitim diye çıkılan yolda eğitim dinselleştirilmiş, görüleceği üzere toplum bunu reddetmiştir. Bu durum; sosyologlara araştırma konusu, AKP’ye ise ders olmalıdır.” Rapora göre; imam hatip liselerinde öğrenci sayısı ile imam hatip liselerinin sayısı arasında ise ters orantı var. Rağbet düştükçe İHL artmış Yani AKP, yeni imam hatip liseleri açtıkça, rağbet daha da azalmış. 20062007 eğitim öğretim yılında 455 olan imam hatip lisesi sayısı 20172018’e gelindiğinde 1452’ye yükselmiş. Öğ Anadolu liseleri iKi kat kalabalık Altay, raporda okul türlerine göre, okul başına düşen öğrenci sayılarını da ayrıca işliyor: “Anadolu imam hatip lisesi bünyesindeki imam hatip ortaokullarında okul başına 181 öğrenci düşerken, ortaokullarda ise 309 öğrenci düşmektedir. Sonuç olarak normal ortaokulların Anadolu İmam Hatip Lisesi bünyesindeki imam hatip ortaokullarından yüzde 70 daha kalabalık olduğu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, Anadolu Liselerinin Anadolu İmam Hatip Liselerinden yüzde 51.28 oranında daha kalabalık olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.” renci sayısının yaklaşık yüzde 10 azaldığı son iki yılda ise okul sayısında yüzde 26.37 artış gerçekleşmiş. Altay, raporda öğrenci ve açılan okul sayısı arasındaki ters orantının altını çiziyor. Tek başına bu çelişkinin bile MEB’in, kaynaklarını akılcı ve toplumun yararına değil, AKP’nin eğitimdeki inat politikalarına göre kullandığının göstergesi olduğunu vurguluyor. Veliler, 5 bin öğrencinin eğitim gördüğü okulu yıkmaya başlayan iş makinelerinin önüne geçti. Veliler dozerleri durdurdu ZEHRA ÖZDİLEK AKP iktidarı ile yıldızı parlayan inşaat şirketi Taşyapı’nın rezidans projesi için yıkımına başlanan Şişli Endüstri Meslek Lisesi’ne (EML) giden veliler, iş makinelerinin önüne geçerek yıkımı durdurdu. Öğrenci velisi Esra Aksu, “Prefabriği buraya yaptırmayacağız. 17 bin dönüme 5 bin tane öğrenci zaten sığmıyor. Şimdi 5 bin metrekarelik prefabriğe nasıl yerleştirecekler? Önce matematik hesabı yapsınlar” dedi. Çevik kuvvet ekipleri, bir süre oturma eylemi yapan velileri yıkım alanından çıkardı. Veliler, “Yine geleceğiz, vazgeçmeyeceğiz” dedi. ‘Nöbet tutarız!’ Aksu, prefabrik okul istemediklerini belirterek, “Çocuklarımız 300, 350 metrekare atölyelerimizde eğitim alıyor. Atölyelerin içinde otomobil, motosiklet, milyonlarca motor parçası, soyunma odaları, lavaboları, derslikleri, bilgisayarları var. Burada 80 metrekare prefabriğe bizim çocuklarımızı yerleştirip bunun adına eğitim diyecekler. Prefabrik yerine ilk önce bizim okulumuzu yapsınlar. Biz kararlıyız bu konuda. Gerekirse günler boyunca nöbetleşe kalacağız” diye konuştu. l İSTANBUL DUST ER GÜNDE 25SATDELC’Eye C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear