26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 2 Ekim 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm programı hastaları olduğu kadar hekimleri de isyan ettiriyor. Kamu hastanelerindeki bitmek bilmeyen kuyruklar, hastalardan alınan katkıkatılım paylarına her geçen gün bir yenisinin eklenmesi, performansa dayalı ödemelerin nitelikli sağlık hizmetini ortadan kaldırması gibi pek çok faktör sağlıkta gelinen noktayı da gözler önüne seriyor. sağlık/dizi 7 l Kadınlar haykırdı ‘Bu yasalar böyle geçmez’ Binlerce kadın dün eşzamanlı sokak lara çıkarak kamuoyunda “Müftülük Yasası” olarak bilinen “Mağdur Hakları ve Nüfus Hizmetleri” yasalarını protesto etti. İstanbul Kadıköy Süreyya Operası önünden toplanan yüzlerce kadın da “Bu yasalar böyle geçmez” dedi. Paran kadar sağlıkHastalar:Hastaneler bakımsızlıktan kaderine terk edilmiş AKP hükümetinin Sağlıkta Dönüşüm programı ile sağlığın ücretsiz olduğu, sıra beklemeden muayenelerin yapıldığı söylemleri de gerçeği yansıtmıyor. SİBEL BAHÇETEPE Yurttaşlara kamu hastanelerinde ay lar sonrasına randevular verilirken, uzun kuyruklar ve alınan katkı katılım payları, muayene ücretle ri de hastaları çileden çıkarıyor. İstanbul’da sağlık hizmetini ye rinde gözlemlediğimiz hasta nelerde yaşananlar, gelinen noktayı aslında gözler önüne seriyor. Hasta ve hasta yakın ları “Randevular aylar sonra sına veriliyor. O da yetmezmiş gibi muayene vaktinde de içe ri almıyorlar, saatlerce sıra bek lemek zorunda kalıyoruz. Hasta neler bakımsızlıktan kaderine terk edilmiş durumda. Hizmet alabilmek için ya adamın, ya paran olacak” diye rek sistemini eleştiriyor. Uzayıp duran kuyruklar Sağlıkta yaşanan sorunlar her geçen gün katlanıyor. Parası olan özel hastanelere giderken, olmayan hastane kuyruklarında beklemek zorunda kalıyor. Sağlık hizmetlerinde niteliğin her geçen gün düştüğünü söyleyen hekimler ve hastalar, “Hani sağlıkta reform” diye soruyor. Biz de sağlıkta yurttaşların yaşadıklarını görmek için Çapa’daki İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi, Haseki, Şişli ile Okmeydanı eğitim ve araştırma hastanelerine gidiyoruz. Hastane polikliniklerine randevu alamayan yurttaşların acil servislere yönelmesiyle, bu servislerde yoğunlukların yaşandığını görüyoruz. Hastanelerde göze çarpan bir başka durum hastanelerin fiziki özellikleri oluyor. durumda. Randevular aylar sonrasına veriliyor. Hani sağlık hizmeti parasızdı? Hani kuyruklar yoktu? ‘Saatlerce sıra bekliyoruz’ İÜ Tıp Fakültesi’nde bir hasta ile başlıyoruz konuşmaya. Adını vermek istemeyen A.Y., şunları söylüyor: “Randevular geç tarihlere veriyorlar, o da yetmezmiş gibi muayene vaktinde hastaları içeri almıyorlar, saatlerce sıra beklemek zorunda kalıyoruz.” ‘Ya adamın, ya hatırın olacak’Asansör Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi’ndeki bir hasta arızaları Halil Hafızoğlu, “Sağlık hizmetleri abarttıkları kadar mükemmel değil. Ya adamın, ya paran ya da hatrın olacak. bitmiyor Hastaneleri gezerken, ‘Sağlık düzeldi’ diyorlar. Hiçbir şeyin düzeldiği yok. Vatandaşı kandırıyorlar. Eskiden ilaç kuyruğunda duruyordun diyorlar. Şimdi de randevu almak için bekliyoruz. Eczaneye gidiyorsun yok katkı payı, yok reçete payı, yok muayene parası derken bir dünya ödeme yapıyorsun” diyor. hasta ve hasta yakınları, ‘3 ay sonrasına randevu’odaların küçük ve kalabalık olmasından şikâyet etmeye başlıyor. Hasta ve hasta yakınları, muayane Hastanelerin yoğunluğundan yakınan D.A. adlı hasta ise Eskişehir’de Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “20’lik diş ağrısıyla apar topar hastaneye gittiğimde, iki dakikalık bir muayene sonrası antibiyotik verdiler ve üç ay sonraya ameliyat tarihi verildi. Daha sonra dişimin ağrısını bir süre tarif ettikten sonra, iki ay sonraya yer verebileceklerini söylediler.” kuyruğuna bir de sık sık yaşanan asansör arızaları nedeniyle asansör kuyruklarının eklendiğini de söylüyor. ‘Yataklar Nuh Nebi’den kalma’ Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören Fevzi Arslan adlı hasta ise “Gastroenteroloji bölümüne saat 09.30’da geldim. Bölüm sadece pazartesi ve çarşamba günleri öğlene kadar randevu veriyor, bu nedenle sıra gelmiyor. Çok zaman kaybediyoruz, dolayısıyla tedavilerimizin uzun sürmesine neden oluyor” diyor. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne tedavi için gelen eczacı Kemal K. ise şunları anlatıyor: “Hastanenin imkânları kısıtlı. En doğru olanı hastaların tekli odalarda kalması. Bir eczacı olarak söylüyorum, sağlık açısından özellikle enfeksiyon riski açısından en doğru olan hastanelerde hastaların tek kişilik odalarda kalması. Tek kişilik odalar da var, dört kişilik odalar da... Hastaların durumuna göre tek kişilik odalarda kalınabiliyor. Ama her hasta özeldir. Örneğin Cerrahpaşa, Çapa, Şişli Etfal gibi hastanelere yeterli destek verilmiyor. Geçmişten bugüne iyi doktorları olan yerler yeterli desteği almıyorlar. Biz buraya gelmeden önce dört ay boyunca Cerrahpaşa’daydık. Oranın imkânları daha kötüydü. Doktorları iyi olmasına rağmen imkânları yetersizdi. Yataklar Nuh Nebî’den kalma. Sağlığa yapılan yatırım her zaman eksikti. Bunu da özel hastaneler furyasıyla gidermeye çalıştılar ama yeterli olup olmadığı tartışılır. Tek sıkıntı özel hastanelerde ciddi farklar söz konusu. Kızım burada değil de özel hastanede yatsaydı, bu işlemler 3040 bin lira tutacaktı. Bu hastanede bir de asansör sıkıntısı var o da biraz bizim insanımızın sorunu, altı kişilik asansöre sekiz kişi binince bozuluyor ve kavga oluyor.” Dr. Samet Mengüç ‘Kaçınılmaz sonun başlangıcı’ İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç, AKP hükümetinin Sağlıkta Dönüşüm programında sona doğru gelindiğini belirterek “Bizler 1314 yıldır aslında aynı şeyleri söylüyoruz. Sağlıkta Dönüşüm programı nitelikli sağlık sistemini amaçlamıyor. Bu sistem daha çok sağlık alanında rant sağlamak ve sağlığı ticaret şeklinde değerlendiriyor. Hastalara müşteri, hastanelere ticarethane olarak bakılıyor. Ne kadar hasta artarsa, sistem o kadar amacına ulaşmış oluyor” diyor. ‘Hastalar mâğdur’ Nitelikli sağlık hizmetinden uzaklaşıldığını anlatan Mengüç, özellikle uzun süre tedavi gerektiren, kronik hastalıkları olan hastalar ile kanser gibi hastalarının mağdur olduğunu söylüyor. Mengüç, “Çünkü uzun tedavi gerektiren hastalar sisteme rant sağlamıyor. Bir hekimin 1520 gün bu hastalara bakması ile bir günde poliklinik hizmeti vermesindeki performans ücreti eşdeğer gibi. Böyle olunca hekimlerde de isteksizlikler ortaya çıkıyor” değerlendirmesini yapıyor. “Gereksiz tahlil ve tetkikler arttı” diyen Mengüç, ülkemizde bir yılda 120 milyona yakın kişinin acil servislere başvurduğunu anımsatarak şöyle devam ediyor: ‘İflas kaçınılmaz’ “80 milyona yakın nüfusumuz var. Bu da demek oluyor ki her insan ortalama 1.5 kez acile gitmiş. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar çok kişi acile başvurmuyor. 100 milyonluk ülkede 30 milyon kişi acile giderken, 80 milyonluk ülkede 120 milyon kişi acile gidiyor. Bu bile Sağlıkta Dönüşümü ortaya koyuyor. Sağlıkta dönüşüm programı yavaş yavaş iflas ediyor. Bunun karşılığının olmadığı görülme ye başlandı.” bitTi 2 bin 100 Naim Süleymanoğlu Karaciğer yetmezliği nedeniyle yoğun bakımda tedavi gören olimpiyat ve dünya şampiyonu halterci Naim Süleymanoğlu’nun tedavisi için karaciğer nakli gerekmesi organ bağışı konusunu tekrar gündeme getirdi. Samsun Organ ve Do Süleymanoğlu ku Nakli Bölge Koordinatörü Dr. Mehmet Kazak, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de organ nakline ihtiyaç duyan yaklaşık 25 bin hastadan 2 bin 100’ünün karaciğer nakli için beklediğini söyledi. Kazak, “Buna karşın yıllık yapılan karaciğer nakli sayılarımız 12001400 civarında” dedi. Samsun Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinatörü Dr. Mehmet Kazak, bir anda ortaya çıkabilen ya da bazı nedenlere bağlı olarak yıllar içinde gelişebilen karaciğer yetmezliğinin, tedavi edilmediğinde kişinin yaşamını tehdit edebildiğini belirtti. l DHA l TRAFİKTE CEP TELEFONU 2 saniye bakmak 13 araçlık yol demek Emniyet Genel Müdürlüğü araştırmalarına göre, trafik kazalarının nedenleri içinde sürücü kaynaklı kazalar ilk sırada yer alıyor. “Usta sürücü yoktur dikkatli sürücü vardır” diyen Taksi Sahipleri Derneği Başkanı Mustafa Pala, “2016 yılında 190 bin 954 kazaya sürücülerin neden olduğunu biliyoruz. Araç yolculuklarında 2 saniye telefona bakan sürücü 13 araç boyunda mesafe kat ediyor” dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı’nın yaptığı araştırmaya göre, 2016 yılındaki kazalarda sürücü kusurları ilk sırada yer alıyor. Geçen yıl yaşanan 190 bin 954 kazaya sürücülerin kusuru neden oldu. Geçen yıl ayrıca 24 bin 926 kazaya ise kavşaklarda geçiş önceliğine uymayan sürücüler karıştı. Mustafa Pala, “Hayatta kalmak için dikkatli olmak gerekiyor. Emniyeti elden bırakmadan kurallara güvenmek gerekiyor” diye konuştu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) istatistiklerine göre, 2016 yılında karayollarında yaşanan 1 milyon 182 bin 491 kazada; 3 bin 493 kişi kaza yerinde, 3 bin 807 kişi ise yaralanıp sağlık kuruluşlarına sevk edildikten sonra kazanın sebep ve tesiriyle 30 gün içinde hayatını kaybetti. Yaşanan kazaların sebeplerine bakıldığında, yüzde 89.6’sının sürücü, yüzde 8.7’sinin yaya, yüzde 0,8’inin yol, yüzde 0,5’inin taşıt ve yüzde 0.4’ünün ise yolculardan kaynaklı kusurlar olarak tespit edildi. İstatistiklerin gösterdiği gibi yaşanan kazaların büyük bir kısmı insan faktöründen kaynaklanıyor. l İZMİR/İHA THY uçağı kuş sürüsüne girdi İstanbul Brüksel seferini yapan Türk Hava Yolları’na (THY) ait 143 yolculu uçak, kalkıştan bir süre sonra kuş sürüsüne girdi. Geri dönen uçak havalimanına sorunsuz bir şekilde inerken yolcular terminale alındı. Olay sonrası uçağın motor panellerinde hasar meydana geldi. Uçak seferden çekilirken, yolcular tahsis edilen başka bir uçakla yaklaşık 2 saatlik bir rötarın ardından saat 10.20’de Brüksel’e gönderildi. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear