26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 2 Ekim 2017 4 ‘Meclis’in onurunu savunuyoruz’EKyErdeadminroaıntğlevba’daenery’andi HDP, yeni yasama yılının açılışında Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi önünde açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Meclis açılışındaki sözlerine yanıt veren HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “AKP Genel Başkanı yerimizin Kandil olduğunu söylemiş. AKP Genel Başkanı her türlü yolu kullanarak muhalefetten kurtulmak istiyor. Biz asla AKP Genel Başkanı’nın bu rüyalarını gerçekleştirmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Hakkâri Milletvekili Abdullah Zeydan tarafından gönderilen mesajda ise “AKP’nin yaşadığı metal yorgunluğu değil metan zehirlenmesidir” dendi. Erdoğan’ın muhalefetten kurtulmak istediği için HDP’li vekillerin tutuklandığını söyleyen Kemalbay, ‘Bu rüyalarını gerçekleştirmesine izin vermeyeceğiz’ dedi ‘10 milletvekili rehin’ Edirne F Tipi Cezaevi önünde yapılan açıklamada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Grup Başkanımız Edirne Hapishanesi’nde rehin alınmış durumda. Yasama döneminin açılışında Edirne’de olmayı anlamlı buluyoruz. Meclis, halkların iradesini yansıtan yerler olması gerekirken AKP Saray iktidarının TBMM’yi getirdiği noktayı gözler önüne sermek, Meclis’teki antidemokratik tabloyu kamuoyunun dikkatine sunmak, toplamda 10 milletvekilinin rehin alındığı bir tabloya alışmadığımızı göstermek için buradayız. Bizim burada olmamız Meclis’in onurunu da savunmaktır” dedi. ‘Demokrasi mücadelesi’ 7 Haziran 2015’te HDP’nin barajı aşarak Meclis’e girdiğini anımsatan Kemalbay, “Fakat bu tablo Erdoğan iktidarı tarafından tasfiye edilmesi gereken bir tablo olarak ele alındı. 1 Kasım’da da antidemokratik koşullarda seçime girmemize rağmen halklarımız bize barajı aşma gücünü verdi. 15 Temmuz darbe girişimini ‘Allah’ın bir lütfu’ olarak görenler 20 Temmuz darbesini gerçekleştirdi ve antidemokratik ikim hâlâ devam ediyor. Yürüttüğümüz demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak buradayız. Milletvekillerimiz ve eşbaşkanlarımız da bu demokrasi mücadelesinin parçası oldukları için cezaevindeler” diye konuştu. ‘Tek adam Meclis’i’ Mücadeleyi hem Meclis’te hem de toplumun her alanında sürdüreceklerini ifade eden Kemalbay, “Bugün Meclis bir ‘tek adam Cezaevine 4 kilometrede durduruldular Edirne Valiliği’nin cezaevi çevresinde 4 kilometrelik alan içinde her türlü etkinliği yasaklayan kararı nedeniyle polis cezaevine 4 kilometre kala karayolunu trafiğe kapatarak geniş güvenlik önlemleri aldı. Otomobillerle Edirne’ye gelen HDP’liler TEM yolunun Edirne girişinde polis ekipleri tarafından durdurup milletvekilleri nin isim listeleri alındı, onlara eşlik eden araçlar ise arandı. HDP’liler bir lokantada beklerken avukatlar cezaevine giderek Demirtaş ile görüştü. Görüşmenin ardından HDP’li vekiller polisin önlem aldığı noktaya 150 metre mesafede ellerinde tutuklu HDP’li milletvekillerinin fotoğraflarıyla açıklama yaptı. ‘AKP’de metan zehirlenmesi yaşanıyor’ T utuklu HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş ve Hakkâri Milletvekili Abdullah Zeydan’ın cezaevinden gönderdiği mesaj ise HDP Sözcüsü Osman Baydemir tarafından okundu. Mesajda şöyle dendi: “Bugün TBMM, tutuklu milletvekillerini, daha doğrusu siyaseten rehin alınmış vekilleri bir yıla yakındır cezaevlerinde tutmalarının eksikliği ve gölgesi ile açılıyor. Geçen yıl zarfında parlamentonuzun ve parlamento başkanının tutuklu vekillerle ilgili bir gündemi ele almamış olması büyük bir utanç olarak tarihe geçmiştir. Her cümlelerinde milli iradenin üstünlüğünden söz edenler, bizatihi kendileri halkın iradesini yasadışı bir şekilde cezaevine atıp rehin almışlardır. Bizi cezaevine gönderenler savcılar ve mahkemeler değil, AKP, MHP ve bir grup CHP’li milletvekilidir. Bir kez daha belirtiyoruz; biz siyasi kararla tutuklandık, yargı sadece bunun usulü, formalite tiyatral işlevini yerine getiriyor. Ancak siyaseten HDP’ye tasfiyeyi daya tanların kendisi giderek tasfiye noktasına gelmiştir. Bizim binlerce arkadaşımız içeride, milyonlarca yoldaşımız da dışarıda ortaya koyduğumuz direniş sayesinde HDP bu süreçte güçlenerek ve büyüyerek çıkmayı başarmıştır. Kendisini güçlü gibi gösteren AKP tam bir hezimet ve dağılma sürecine girmiştir. AKP’nin yaşadığı metal yorgunluk değil metan zehirlenmesidir. Bunun da esas nedeni siyasetin tam bir cüppeye dönüşmüş olmasıdır. Mutlaka kazanacağız.” meclisi’ olarak açıldı. Dokunulmazlıkları hukuksuzca kaldırılan milletvekillerinin rehin tutulmasına karşı elbette sesimizi çıkarmamız gerekir. AKP Genel Başkanı yerimizin Kandil olduğunu söylemiş. AKP Genel Başkanı her türlü yolu kullanarak muhalefetten kurtulmak istiyor. Biz asla AKP Genel Başkanı’nın bu rüyalarını gerçekleştirmesine izin vermeyeceğiz” dedi “AKP Genel Başkanı, Selahattin Demirtaş’tan korkmaktadır” diyen Kemalbay, “Bu Türkiye halklarının barış, kardeşlik, özgürlük mücadelesidir. Kadınların mücadelesidir, emek mücadelesidir” diye konuştu. Ceylan Bağrıyanık gözaltına alındı “Çözüm süreci” döneminde HDP’nin kurduğu İmralı heyetinde yer alan Özgür Kadın Hareketi üyesi Ceylan Bağrıyanık, Van’da hakkında yakalama kararı bulunduğu gerekçesiyle Van Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Bağrıyanık, ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Ceylan Bağrıyanık, İmralı heyetine eski DEP milletvekili Hatip Dicle ile birlikte dahil edilmişti. Özgür Kadın Hareketi’nden yapılan açıklamada, “Kadın Hareketi’ni, demokratik çözüm ve müzakere sürecinde İmralı heyetinde temsil eden arkadaşımızın asılsız ihbar gerekçesiyle gözaltına alınması kabul edilemez” dendi. l DHA Kürkçü: Senin yerin cezaevi Ertuğrul Kürkçü HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TBMM’nin açılışına katılmayan HDP’li milletvekilleri için kullandığı “Onların yeri Kandil” ifadesine sert tepki gösterdi. Kürkçü, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nin kapısında olduklarını belirterek, “İlk adil seçimden sonra burası senin yerin olacak biliyorsun” diye yazdı. ‘AKP’nin yüzde 60’ı hapse girer’ Saadet Partisi’nin (SP) İstanbul 6. Olağan Kongresi yapıldı. Kongrede konuşan SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, hükümete eleştirilerde bulundu. “Adalet rafa kalktı” diyen Karamollaoğlu, “Adalet, iktidar mensuplarını önüne getirip diz çöktürecek güçte olmalı. Devlet adalet üzerine inşa edilir. Adalet kamil manada tecelli ederse adalettir. Siz adaleti kamil manada sağlayamazsanız bunun alternatifi zulümdür” diye konuştu. Karamollaoğlu, SP İstanbul il yönetim kurulu üyesi avukat Musta fa Yaman’ın FETÖ suçlamasıyla tutuklanmasını anımsatarak, “‘Herhangi bir telefonda ByLock bulduğunuz zaman bu o kişinin telefonunu ByLock üzerinden kullandığı anlamına gelmez diyor’ ilim adamları. Ama ceza vermek isteyenlerin umurunda değil. ‘Biz karar verdik, kimin telefonunda ByLock çıktıysa biz hapse atarız’ diyorlar. Bunu kamil manada uygulasınlar; AK Parti’nin yüzde 60’ı hapse girer. Önce siz kendi içinizi temizleyin. Mustafa Yaman’ın bunlarla bir ilgisi yoktur” diye konuştu. l DHA haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK Kutsal... İnsan tarihin her döneminde bir “kutsal” aradı. İnsanlığın totem dönemi bu arayışı açıklar. Güvenilmez bir dünyada sığınacağı bir koruyucu insanın vazgeçilmezi oldu. KUTSAL. Üç özelliği hep içinde barındırdı. Birincisi, reddedilemez varlığı. İkincisi, sığınılan, koruyucu bir güç olması. Üçüncüsü, her yaşananda o gücün bildiği bir nedenin olması. İşte, tapılan bir “totem”den tektanrılı dinlerin Tanrısına kadar kutsal gücün kabul edilen özellikleri bunlar olmuştur. Bu güce inananlar, inanmayanları “kâfir” saymışlar, onları dışlamışlar, kimi zaman öldürmüşlerdir. Kutsal temelli eğitim, tarih boyunca yaşanmıştır. Örnek. “Cizvit tarikatının eğitimi”dir. HHH Cizvit tarikatı, Katolik mezhebinin radikal bir kolu olarak 1543 yılında kuruldu. İspanyol Ignatius Loyola (14911556), Paris’te tamamladığı ilahiyat eğitimi sonrasında bu tarikatı kurdu ve “Jesuitler Cizvitler” olarak tanınan bu oluşum okullar açarak eğitime başladı. Dünyanın her köşesinde “misyon evleri” kurarak “misyon okulları” açtı. Eğitimlerinin temel ilkeleri “dindar kişiler” yetiştirmek, dünyayı dindar yapmaktı. İlk temel kuralları “itaat” olmuştu. İtaat ve öğretilen her şeyi sorgusuz sualsiz kabul etmek. İkinci ilke, “adanmış çalışkanlık” idi. Bu anlamda çok çalışkan öğrenciler yetiştiriyorlardı. Üçüncü ilke de, “dayanışma ve kardeşlik” oluyordu. Tarikat mensupları kardeşti. Brezilya’dan Japonya’ya kadar yayılan bir ağ kurdular. Kimi zaman desteklendiler, kimi zaman yasaklandılar. Din temelli eğitim işte budur. Din temelli eğitim, özgür insan aklının eleştirilerini reddeder. Bu nedenle de bilimsel tartışmaları kabul edemez. Çağının gerisinde kalmasının temel nedeni de budur. Burada, yapısal bir engel vardır ve aşılamaz. Türkiye’de tarikatlara bırakılan eğitimin tehlikesi de buradadır. Bu tehlikenin tek çaresi ise “laik eğitim”dir. Özgür aklın gelişimi ve özgür insan iradesinin kararlılığı. Bunlar olmadan bir ülkede doğru hiçbir şey olamaz. HHH Gelelim “Kutsal siyaset”e. AKP siyaseti kutsallaştırıyor. Başkanlarını “kutsal bir yere” koyuyor, dokunulmazlık kazandırıyor. Erdoğan, artık kutsaldır. AKP iktidarı da kutsallaştırılıyor. Tarikatlardan sesler yükseliyor. Bu iktidara desteğin dinin emri olduğuna ilişkin gizli, açık mesajlar yayılıyor. Bilinmelidir ki, “kutsal iktidar” ile demokrasi bir arada olamaz. Kutsal iktidar, mutlak iktidardır. Demokrasilerde ise hiçbir iktidar mutlak değildir. Demokrasi, halkın özgür iradesiyle seçim yapabildiği rejimdir. Özgür irade yoksa demokrasi de yoktur. Özgür akıl yoksa halk da yoktur. İnsan kalabalığı bir toplum demek değildir. Toplum, özgür akılla hareket eden özgür iradelerin örgütlü oluşudur. Kutsal siyaset, mutlak iktidarla sonlanır ve değiştirilemez. Osmanlı, padişahı azleder ama yerine gene yeni padişahı getirirdi. Kutsal siyaset bu nedenle de demokrasi ile bağdaşamaz. Ya kutsal ticaret? HHH Kutsal ticaret de bu işin bir parçasıdır. “Helal ticaret” adıyla ticaretin kutsal tekeli kurulur. Helal gıda, helal et, helal süt olarak pazarlananlar büyük bir sektör oluşturur. Gariptir ki, “helal olma” buralarda biter. “Haram Mercedes” gene “kutsal liderler”i taşımaya devam eder. “Haram Gâvur Jeti” gene bu “kutsal şahsiyetleri” uçurur. Belki de okuyup üfleyerek haramı helal kılma yolları vardır, biz bilemeyiz. Gıdanın helalini arayan dinci cemaat paranın haramına neden göz yumar? İşte bu belli değildir. Haram paraları Amerika Rıza Sarraf ve şürekası üzerinden sorgularken bizimkiler artık haramın helale karıştığı iktidarlarını sürdürüyorlar. Ama dikkat. Artık bu iktidar onlara helal edilmiyor. İşten atıp açlığa mahkum ettikleri yüz binler. Hapse atıp aldırmadıkları binlerce insan. Ahını aldıkları akademisyenler. Susturmaya çalıştıkları gazeteciler. Satın aldıkları cibiliyetsizler. Rüşvetle kiraladıkları dönekler. Karaktersizler. Palyaçolar. Rüzgârgülleri. Zenginleşen asalaklar. Unvan kazanan yalakalar. Bu iktidar artık sizin haramınızdır. Bu iktidar size haram kılınmıştır. Ya tövbe edip ayrılacaksınız, Ya da haramilerin sonuna katlanacaksınız. Eden bulur... C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear