28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 22 Mayıs 2016 6 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN İstanbul Büyükşehir Belediyesi önemli bir karara imza attı. Karar Harbiye Cemil Topuz rır, yabancı arkeologlar getirir, üstünde yaşadığımız topraklardaki Palmira kentini Suriye Ordusu geçen günlerde IŞİD teröristlerinden geri aldı. Bakınız bu da entere lu Açıkhava Tiyatrosu ile ilgilidir. eski uygarlıkları ortaya sandır; yazı uzadı, devam edersem 1930’lardan kalma bu tarihi tiyatro çıkarmaya çabalarlar dış politika tahliline dönüşme teh nun yıkılmasına karar verilmiş. Ne dı. “Eski Türkiye” yeni likesi belirecek ki, yazının konak denini henüz bilmiyoruz. Tehlike mi eserlerde o eski uygar layacağı sayfa da tehlikeye girebi arz ediyor? O tarihi sahnede taşlar lıkların izini sürmeye, lir. Politika sayfalarından yola çıkıp, mı çürüdü, yoksa başka bir neden onlardan ilham almaya yeri de yeni de dar Kültür sayfası le mi yıkacaklar, yerine ne ve nasıl da meraklıydı. nı sıkıştırması, olmadı Dış Politika bir şey yapılacak meçhuldür şimdilik. ‘Açıkhava HHH Açıkhava tiyatrosu sayfalarına doğru ilerlemesi ya da “pek karışık olmuş, siyasi mizah HHH Tabii bazı tahminlerimiz var. “Eski Türkiye”ye aittir bu yapı. 13 yıl Külliyesi’ mi Olsun? da bunlardandır. Bugü sayıp oralara sürelim” denilmesi ne kadar hem de işlev ihtimaldir, ki hiç tercihim değil. li olarak kalmayı başar HHH lık “yeni” iktidar ise bu eskilerden mıştır. Ama gelin görün Neyse bunca laftan sonra açık hiç hoşlanmıyor; hemen yıkıp ye molozun ilerlemeye engel olduğu ki “yeni Türkiye”nin ça söylemeli artık; Açıkhava nisini yapmak istiyor. Bu “yık yap” nun düşünülmesidir. Rantabl değil bu tarihi, eski eserlere tahammü Tiyatrosu’nu rahat bırakın. Vekille yönteminin yıkarken de yaparken dir bu durum. Bu rantabl sözünden lü yoktur; yıkılacak, yeniden yapıla re de anladık el birliği ile dokundu de ekonomiye katkısının, “millet “rant”ın altını çizip münafıklık et caklardır. Yalnız gelecekte tarih ya nuz, maliyetini de bir zahmet iyi he le ilgili hevesleri tuhaf” bazı müte menin de âlemi yoktur. zacak olanların bu eski eser imha saplayın. “Keser döner sap döner ahhitlere yararının büyük olduğunu HHH merakının Suriye’de Palmira antik gün gelir hesap döner” diye bir laf unutmak olmaz. Ama asıl mesele Liberal yazar çizer arkadaşları kentinin kalıntılarını top ateşine tu var; eskidir. Sözlüklerde “reform” yüzde 99’u Müslüman olan, yakın mızın “yeniyi” eleştirirken “biz bi tan IŞİD eylemlerine benzetmele konusunda yenisiniz, fazla hızlı gi da “bir İslam ülkesi olduğu” ana liyorsunuz eskisine de karşıy ri de mümkündür ki, bu tür müna dip, Açıkhava Tiyatrosu’ndan Külli yasasına da yazılması muhtemel dık” demeyi unutmadan zikrettik fıklığın tarih yazımında sıklıkla kul ye çıkartmasanız iyi olur derim. Bu Türkiye’nin gelişmesine set çektiğinin, pek Batı kokan ilk Cumhuriyet yılları eserlerinin, tarihi kalıntıların, çanak çömlek, taş, çakıl ve leri “eski Türkiye”, kadim uygarlık kalıntılarına çok meraklıydı. O eski dönemlerin iktidarları kısıtlı bütçelerde ille de arkeolojiye pay ayı lanıldığı, yalnızca bir “dost uyarısı” benimki, dikkate alınmalı mıdır acaba? HHH iş TÜBİTAK’a havale “papaz eriği” meselesine benzemez, elinize yüzünüze bulaşmasın derim... Başka da bir şey demem... .Imza atana ihraçAntalya’da başlayan CHP kampında Kılıçdaroğlu VEKİLLERE SERT ÇIKTI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’da milletvekilleri ve Par ti Meclisi (PM) üyeleriyle bir ara ya geldiği toplantıda kendisine yö nelik eleştirilere yanıt verdi. Edini len bilgiye göre Kı lıçdaroğlu, HDP Eş başkanı Selahat tin Demirtaş’ın, do İKLİM ÖNGEL kunulmazlık ile ilgili anayasa deği şikliğini Anayasa Mahkemesi’ne götürmek için ge rekli imza desteği çağrısına yanıt vererek, “İmza veren, bundan son ra bağımsız siyaset yapar. Biz bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürmeyeceğiz. Ancak bireysel başvurmak isteyen olursa yardım ederiz” dedi. Kılıçdaroğlu, partide her kafadan bir ses çıktığını, bu nedenle halkın güvenmediğini söyleyerek, “Halkın sağduyusuna ben güveniyorum ama halk bize güvenmiyor. Kendi ayağımıza kurşun sıkma gibi bir geleneğimiz Kılıçdaroğlu var. Herkes ulvi ve büyük şeyler konuştuğu için projelerimizi anlatmıyor. En çok genel başkan olan parti burası. Herkes genel başkan. Birbirimizi eleştiriyoruz, Başkaları arkadaşının ayıbını örter biz eleştiririz. Sonra da döner deriz ki bu CHP neden iktidar olamıyor” dedi “Bizim arkadaşlarımızın yüz de 99’u beni dinlemekten çok Erdoğan’ı dinliyor. Çünkü söylediklerimizin hiçbirini kimse duymamış. Ama Erdoğan ta Yemen’de söylese kulak kabartıyor. Böyle bir garabetimiz var” diyen Kılıçdaroğlu, bunun aşılması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu “Bir karar alıyoruz AKP’ye yarar, bir karar alıyoruz HDP’ye. Biz ayrı partiyiz. Biz kendi kararlarımızı alır, kendi görevlerimizi biliriz” dedi. Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’nin Balıkesir mitingini hatırlatıp mitinglere yasak koydu. Kılıçdaroğlu, “Disiplinsiz davrananı önseçime koymam” dedi. Kılıçdaroğlu, izinsiz TV’ye çıkmayı da yasakladı. l ANTALYA İNCE: HAYIR DEMELİYDİK ELEŞTİRİ YAĞMURU Basına kapalı bölümde, Kılıçdaroğlu’na sert eleştiriler yöneltildi. Kamp, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada partinin tutumuna yönelik sert tartışmalara sahne oldu. Muharrem İnce, CHP’nin dokunulmazlık oylamasında hayır oyu vermesi gerektiğini belirterek “Evet diyenler bir yıl sonra çocuklarına, eşlerine dahi anlatamayacak, çocuklarının yüzüne bakamayacak” dedi. İnce, savcıların ellerini ovuşturmuş beklediğini, kendisiyle birlikte “Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, Eren Erdem’i ilk etapta tutuklayacaklarını öngörebildiğini” söyledi. İnce, Kılıçdaroğlu’nun Davutoğlu ile helalleşmesine ilişkin, “Parçalanmış çocuk bedenleri ortadayken bizim adımıza helallik veremezsiniz” yorumu yaptı. Eren Erdem “öneriye evet tavrı” ile ilgili olarak “AKP’nin ne diyeceği üzerine siyaset yapılmaması gerektiğini” kaydetti. Hilmi Yarayıcı “1994’te yaşananlar görüldüğünde, bunun bir çözüm olmadığını görüp hayır oyu kullanmalıydık” dedi. Gülsüm Bilgehan “Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından Avrupa Parlamentosu ve AB kanadından telefon alıyorum. Bütün dünya kamuoyunu karşımıza aldık. Bizim kendi doğrularımızı savunmamız gerekiyordu” dedi. l ANTALYA Sancar, İsmet İnönü, Ata ve bilim Önce şu metni okuyun: Erdal’a 1948: Bütün kuvvetimizi ve tesellimizi senin ilim adamı olarak yetişmene hasretmeye uğraşıyoruz. Var ol evladım, sıhhatin ile, neşe ile memlekete faydalı bir ilim adamı olarak yetişmeye çalış. İyi bir akademik tahsile ne kadar ehemmiyet verdiğimi bilirsin. Hepimiz öğrenme, hem de akademik ilim düşkünüyüz. Bunun zevki ve şerefi aile içinde sana nasip olacak. Hepimiz seninle ayrıca iftihar duyacağız. Seçkin bir ilim adamı yetiştirmek bir aile için ne mutlu. Hep iyiyiz. Gözlerinizden öperiz. İsmet İnönü HHH Yer Pembe Köşk. Özden Toker, tarihi büyük toplantıların müze evin şimdiki sahibesi, İnönü Ailesi, Aziz Sancar onuruna verdiği yemekte, önceden arşivden çıkarıp hazırladığı bu etkileyici mektubu okuyor. Tabii, mektup Erdal İnönü’ye yazılıyor. İnönü ABD’de doktora yapıyor. İsmet İnönü oğlunu teşvik ediyor. “Akademik ilim düşkünüyüz” diyor, bunun ne büyük şeref olduğunun altını çiziyor, “memlekete faydalı” ifadesini kullanıyor. Seçkin bir bilim insanına sahip olmanın aile için mutluluk kaynağı olduğunu yazıyor.. Nerede böyle bir devlet adamı kaldı günümüzde? Oğullarını zengin etmeye yönelik faaliyetleri ilk sırada yer alan bir iktidar yapısından bahsediyoruz. Bunlardan biri “ne yani oğlum ekmek parasını kazanmasın mı” diye de savunma yapmıştı. Sancar ve İnönü Aziz Sancar, toplantıda kısa ve öz konuşmasında, Cumhuriyet’in bilime verdiği önemi vurguladı ve Nobel Ödülü’nü Atatürk’e Cumhuriyet yönetimine ve kurduğu eğitim sistemine borçlu olduğunu, bu okullarda mükemmel öğretmenleri sayesinde çok iyi eğitim aldığını söyledi. Ayrıca İsmet İnönü’yü de andı. Einstein’in İnönü’ye yazdığı mektubu, Atatürk’ün Üniversite Reformu’nu ve Alman bilim adamlarını ülkeye davetini anımsattı. “Benim de çok yi Alman hocalarım oldu üniversitede” dedi. Özden İnönü Toker, Sancar’ın bu konuşmasının ardından İnönü’nün Erdal Bey’e yazdığı mektubunu çıkardı ve okudu! Aziz Sancar’ın anlattığı ile İnönü’nün mektubu ne kadar örtüşüyor ve birbirini destekliyordu! Not: İnönü, oğluna 400 kadar mektup yazdı! Yanında oturmakta olduğum için Özden Hanımefendi’nin okuduğu mektubun fotoğrafını çekebildim. Sancar da cesaretle izin alarak o da fotoğrafını çektirdi mektubun. Cteummehliunrdiyeeitnbşailiemd ildi Şimdi mektubu yeniden okuyun lütfen. İsmet İnönü’nün bilime verdiği önem, Cumhuriyetin bilime bakışıdır. Kurtarıcı ve Kurucu’ların Cumhuriyeti, bilim, bilimsel bilgi temelinde nasıl da inşa ettiklerinin belgesidir. Öyle ki, “memlekete faydalı” olması için oğlunu bilim insanı olmaya özendiriyor İnönü. Erdal İnönü de gerçekten ABD’de çok parlak bilim doktorasını verdi. 1963 yılında Nobel Fizik ödülü kazanan, ünlü fizikçi Eugene Wigner, doktora hocasıydı. O süreçte Princeton Üniversitesi’nde, Grup Teorisi’nde yeni olan Wignerİnönü Büzüşmeleri diye bilinen buluşunu yaptı ve bilim kitaplarına girdi. Aziz Sancar tabii ki bu kurucu devlet adamlarının açtığı yolda ilerleyerek Nobel’e uzandı, bunu da ülkesiyle iftihar ederek söylüyor. HHH “Türkiye’de ilim adamları arasında ecnebi müellifler tarafından site edilen kaç kişi ve kaç eser vardır?” Yıl, 1931, Atatürk’ün Darülfünun’u (son) ziyaretinde sorusu Asotaru’nsıun o müthiş Kaynak: Kadro Aylık Fikir Mecmuası, 1933 Ata’nın şu sorusu da bilim cumhuriyeti isteğinin kanıtıdır: “Türkiye’de ilim adamları arasında ecnebi müellifler tarafından site edilen kaç kişi ve kaç eser vardır?” Yıl, 1931, Atatürk, Darülfünun’u (son) ziyaretinde bu soruyu soruyor. Bu anektod, Dr. Muhlis Etem’in, Kadro Aylık Fikir Mecmuası, 1933 tarihli sayısında, “Bizde kürsü iktisatçıları ve iktisat ilmi” yazısında geçiyor. Bu derginin tıpkıbasımı yapıldı. Tam cümle şöyle: “Cumhuriyet hükümeti adamları başta Büyük Gazi olmak üzere Türkiye’de ilim hareketini takip ediyordu. Mülga (ilga edilmiş, kapatılmış) İstanbul Darülfünunu iki sene evvel ziyaretleri esnasında müderrislere en can alıcı suali sordular: Türkiyede ilim adamları arasında ecnebi müellifler tarafından site edilen kaç kişi ve kaç eser vardır?” İşte Sancar bu bakışın ürünüdür. Keriman Halis ve Nutuk’tan Dahası var: Mustafa Kemal 1932’de ilk Dünya güzeli seçilen Keriman Halis’e gönderdiği mesajda şöyle der: “Övünç duyduğumuz tabii güzelliğinizi fenni tarzta muhafaza ediniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey ... yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır.” Ve NUTUK’u şu sözlerle sonlandırır: “Efendiler bu beyanatımla milli hayatı son bulmuş farzedilen büyük bir milletin istiklali nasıl kazandığını ve bilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve modern bir devleti nasıl kurduğunu ifadeye çalıştım.” Sağ ol Aziz Sancar.. ‘Alçak, şerefsizler’Kılıçdaroğlu’ndan, CHP’yi terörle bir gösterenlere: Kılıçdaroğlu, Antalya kampının açılışında ise hem dokunulmazlık oylamasını hem de gündemi değerlendirdi: ‘Buyur bitir terörü’ Dokunulmazlıkların kaldırılması TBMM’nin bir kararıdır. Bizim tavrımız ta başından beri belliydi. Kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıklara karşıyız. Düzenlemeye itirazlarımız oldu, ama yeterince paylaştığımız kanısında değilim, vekil arkadaşlarımızın yeterince bunları dilendirdiği kanısında değilim. Hepimiz bu süreci net bir biçimde halkımıza anlatmalıyız. Hiçbir bakanın dokunulmazlığı kalkmadı, başbakanın da dokunulmazlığı kalkmadı, bunu çok iyi anlatmalıyız. Yasa düne kadardı, bugünden itibaren yeni bir gün başladı. Buna da itiraz ettik. Bundan sonra niye dokunmuyorsun? Terör olayı bu kadar ciddiyse niye tarih sınırlaması getiriyorsun? Tam bir aldatmaca. Yasayı terörle mücadele için çıkardılar. Göreceğiz terörü bitirecekler mi, bitirmeyecekler mi? Her gün soracağız.   ‘Yine gideceğiz’ İki şehidimizin cenaze törenine katıldım. Ceplerine yumurta koyup şehit cenazesine gelmişler. Şehidi istismar etmek için. Şehitlere saygısızlık bizatihi en büyük terör eylemidir. Savcılara çağrıda bulunuyorum, bu teröristleri yakalamak senin görevindir, bu alçaklara hesabını sormak zorundasın. CHP’yi terörle bir göstermek isteyenler veya çaba içinde olanlar, namussuz, alçak, şerefsiz insanlardır. Sanıyorlar ki iki yumurta atacağız bir daha gelmeyecek, inadına geleceğim. Bunların birer piyon olduğunu biliyorum, arkasındaki alçaklara sesleniyorum. Neden fareler gibi karanlıklara gizleniyorsunuz, neden erkekçe karşıma adam gibi çıkmıyorsunuz. Şehitlerimize kelle diyen adama ne yaptı bunlar, protesto mu ettiler, önüne gidip, diz çöktüler, ellerini öptüler. Kimliğini ve kişiliğini 510 kuruş para için satan adama en hafif deyimiyle alçak denir. ‘Adayın sicili temiz değil’ ‘Artık darbeleri geriye bıraktık’ diye düşünürken saray darbesiyle Türkiye karşı karşıya geldi. Yarın (bugün) AKP’nin kongresi yapılacak. Bir kişinin iki dudağına hapsedilmiş bir siyasi parti var. Bu başbakan adayının siyasi ve ekonomik sicili temiz değil. Kirlilikten beslenen süreci hep beraber yaşayacağız. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear