26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 8 Mart 2016 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Kadınlar her yerde ekonomi 9 Eğitimden yoksun bırakılsalar da, emekleri sömürülse de kadınlar, iş hayatında, alanlar da, sivil toplum örgütlerinde daha fazla yer almak için mücadele seslerini yükseltiyor Küresel refahın arttığı bir dönemde milyonlarca kadın hâlâ düşük maaşlı, düşük nitelikte ve sağ lık hizmetlerinden bile mah rum kaldığı işlerde çalışmaya mahkum bırakılıyor. Türkiye’de 8.7 milyon kişi sosyal güvenlik kuruluşlarına kayıtlı olamadan, güvencesiz şekilde çalışıyor. Bugün Dün ya Emekçi Kadınlar Günü, an cak Türkiye’deki kadınların yüzde 44’ü yani 3.6 mil yon kadın kayıt dışı istihdam edi liyor. Kadınların en ŞEHRİBAN fazla kayıt dışı ol KIRAÇ dukları alanı üc retsiz aile işçiliği oluşturuyor. Ücretsiz aile işçisi olarak istihdamda yer alan ka dınların sayısı 2 milyon 111 bi ni buluyor. Buradaki kayıt dışı lık oranı yüzde 92’yi aşıyor. Kayıt dışılık kısa vadede sağ lık yardımından, analık sigorta sından, hastalık sigortasından, iş kazası ve meslek hastalığı si gortasından yararlanamama gi bi olumsuzluklara yol açıyor. Kayıt dışılık uzun vadede ise yaşlılık, malullük ve ölüm si gortalarından yararlanılamama sını beraberinde getiriyor. Yüzde 94 güvencesiz Türkiye İstatistik Kuru mu’nun (TÜİK) Kasım 2015 verilerine göre istihdama katılan kadınların 2 milyon 352 bini tarım sektöründe çalışırken tarımdaki kadınların yüzde 94’ü yani 2 milyon 254 bini güvencesiz çalışıyor. Türkiye’de çalışma çağındaki kadınların işgücüne katılım oranı, sadece yüzde 33.6. 11.5 milyon kadın ev işleri ve çocuk bakımı nedeniyle işgücü piyasasına katılamıyor. 1 milyon 276 bin kadın ailevi ve kişisel nedenlerle çalışmıyor. 246 bin kadının iş bulma ümidi yok. Çalışan kadınların ise yüzde 14’ü çocuk sahibi olduktan sonra çalışma yaşamından kopuyor. Düşük ücret Türkiye’deki kadınlar erkeklerden ortalama yüzde 75 daha düşük kazanç elde ediyor. Cinsiyetler arası maaş farkı çocuklu kadınlarda daha da yüksek. Birleşmiş Milletler Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi, Dünya Kadınlarının Gelişimi 20152016 Raporu’na göre, Fransa ve İsveç’teki kadınlar erkeklerden ortalamada yüzde 31 daha az kazanırken, bu oran Almanya’da yüzde 49, Türkiye’de ise sarsıcı şekilde yüzde 75 oldu. Raporda kadınların hâlâ sendikalar, uluslararası finans kuruluşlarında yöneticilik pozisyonlarında temsil edilmesinin yetersiz olduğu vurgulandı. Şiddete uğruyorlar Kadınlar iş hayatlarında başarılı olduklarında ise engellerle karşılaşmaya devam ediyor. Avrupa’da yönetici seviyesindeki kadınların yüzde 75’i ve hizmet sektöründe çalışan kadınların ise yüzde 61’i işyerinde cinsel tacize uğruyor. Türkiye’de evlenmiş kadınların yüzde 38’i yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. 4 kadından 1’i ise ekonomik şiddete maruz kalıyor; yani ya çalışmasına engel olunmuş, ya işten ayrılmak zorunda kalmış ya da kazancı elinden alınmış durumda. Tek kanatla uÇamayız TÜSİAD 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolaysıyla yaptığı açıklamada “Kadınların hayatın her alanına eşit katılımı için siyaset, kamu, iş dünyası ve sivil toplumdaki tüm liderlere önemli bir sorumluluk düşüyor” ifadesini kullandı. Açıklamada kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğuna işaret edilerek şöyle denildi: nKadına yönelik şiddete karşı mevzuat ve uygulama güçlendirilmeli, şiddet uygulayanı hiçbir şekilde mazur görmeyen caydırıcı bir anlayış hukuk alanında hâkim kılınmalı. n Kadınlar “çocuk mu, kariyer mi” ikileminde bırakılmamalı, kreşler yaygınlaştırılmalı. n Kadınların her alanda potansiyelini gerçekleştirebildiği bir ülke iklimi yaratabilmeliyiz; hep birlikte ve hiç vakit kaybetmeden. Kadınların gücünü hayatın her alanına eşit katmalıyız. Tek kanatla uçamayız. Özgürce yaşam için ‘YAŞA’ Boyner Grup, 2009’dan bu yana her yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde tüm grup şirketleri ve markalarının katılımıyla hazırladığı özel ilanlarına bu yıl “Kadınlar Yaşasın” diyerek hazırladığı “#Yaşa” ilanıyla devam ediyor. Grup, kadınların saklanmadan, katlanmadan, korkmadan, hayallerinin peşinde, sevgiyle, umutla ve özgürce yaşaması dileğini bu yıl “#Yaşa” sloganıyla gündeme getiriyor. Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, iş hayatında ve yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmeyi bir “kadın” meselesi değil, bir “demokrasi” meselesi olarak gördüklerini vurguladı. Ümit Boyner Güler Sabancı kadınlar için reform istedi. Ayrıcalık değil eşitlik istiyoruz Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, artık kadınların iş hayatındaki varlığının bir ‘tercih’ değil, başarıya giden yolda bir ‘zorunluluk’ olduğunu söyledi. Sabancı, kadınlar olarak ‘ayrıcalık’ değil ‘eşitlik’ istediklerini vurgulayarak, “Kadınların niteliklerine, becerilerine, yetkinliklerine göre eşit şekilde değerlendirilmelerini istiyoruz. Ancak eşitliğin sağlanabilmesi için, kadınlarımıza hakları olan eşit fırsatların verilmesi ve desteklenmeleri gerekiyor. Bunun başında, ‘başaracaklarına dair özgüven ile yetiştirilmeleri’ ve başarıda en önemli unsurlardan biri olan ‘eğitim hakkı’ geliyor” diye konuştu. Kadın sorunlarının çözümü için her şeyden önce büyük bir ‘zihniyet dönüşümü’ne ihtiyaç olduğunu vurgulayan Sabancı, “Bu dönüşüm; verimlilikten inovasyona kadınların işe pozitif etkisini anlamakla başlıyor. Her alanda daha iyi bir gelecek için beklediğimiz reformlar, bu alanda da en hızlı şekilde yapılmalı” dedi. 8 Mart’ı hamasete 3. köprüde işçiye ulufe 3. köprünün açılış töreninin görkemli reklamlar, şov sahnelerinin başını, yine insan onurunu acıtmanın ötesinde, insan hakları, demokrasi, sendikal haklar, işçi sınıfının onuru adına yine çok kırıcı bir sahne yaşandı. Ülkemizde geçerli sendikal düzen, güçlü sendikacılığın varlığından söz edilebilseydi, sendikal örgütlülüğün etkin gösteriler, protesto eylemleri ile kamuoyunu uyarmaları gereken, onur kırıcı bir sadaka pazarlığı yaşanmazdı. Cumhurbaşkanı kameraların karşısında inşaatın büyük patronundan, inşaatın bitiminde, Ramazan Bayramı’ndan önce 3’er bin lira ikramiye vermesini istedi. Sultanlığın ulufe dağıtması üslubunda, işi bitiren patronlardan işçiye ulufe dağıtılması üslubunda bir şeyler verilmesi talimatlarının daha önce de örneklerini yaşamıştık Sultan’ın ulufe dağıtması üslubunun geçerli yönteme dönüşmüş olmasıdır göze batan. Dünyanın “en görkemli, en büyük, en geniş, en uzun, en çağdaş teknoloji ile, en kısa zamanda, öz kaynaklarla yapılmış...” reklamlarıyla en çelişen, bu ulufe dağıtma talimatının, işçi sınıfı, sendikal haklar, örgütlülükteki hali pürmelalini teşhir boyutudur can acıtan.. “İkramiye ver, sadakana say” talimatından sonra bile büyük patron “Bakarız, inşallah” sözcükleri ile mırıldandığında, Cumhurbaşkanı’nın “Tamam, bu iş bitti” dediğinde, konu mankeni olarak yerleştirilmiş işçilerden beklenen alkışlar asıl onur kırıcı, acıtıcı.. HHH Bilinçli hiçbir ayrıntı bilgi vermeden, bu uluslararası en iddialı köprü inşaatında yetkili sendika, sendikalardan tekzip içerikli de olsa açıklama bekliyorum.. İddia ediyorum işçilerin özgür iradeleri ile bir sendika seçimi, toplu pazarlık düzeninin geçerliliği hak götüre, sendika ve sözleşme varsa, işçiler işe alınmadan önce çerçeveleri çizildi. Sonra işe alınan, iş bulabilmenin nimet olduğuna inandırılan işçiye, bu dayatılan sözleşme metnine göre ücret, kimi haklar ödendi. Yine iddia ediyorum ki, hani o en ileri teknolojisiyle övünülen 3. köprü inşaatında; sonuç olarak dünyada iş cinayetlerinde rekorun kırıldığı inşaat sektörümüzün koşullarında, üretimin zorluğu süreleriyle uyumlu yakışan bir ücret, çalışma düzeni hak götüre.. Olabildiğince en ucuz işçilik maliyeti adına, olumsuz koşullarda, angarya çalıştırmalar, taşeronluk, aklınıza gelen ne kadar sömürü yöntemi varsa hepsi birden geçerli oldu.. Sultanlığın yönetim gücünden çok, işverenliğin söz konusu üretimin uygun ihalesini alması ile başlayan, ucuz emek sömürüsü ile de beslenen ilişkiler ağı söz konusu olduğunda.. Soma’da artık yargıya yansımış utanç verici boyutları ile, göz göre göre yüzlerle madencinin canına mal olan cinayet sadece bir boyut. Kamu işletmesinin çok kârlı, çok yağmacı, çok olumsuz koşullarda, çok ucuz işçilikle üretilebilmesinin karşılığında sonu gelmeyen pek çok suçu da içeren kirli ilişkiler söz konusu oluyor. Yevmiyeli mitinglere taşınan işçiler sadece küçük ayrıntı. Kazara ölümden dönmenin acılı koşullarında kameralar karşısında kimi gerçekleri konuşan işçilerin, bölge çapında patronların kara listelerine alınıp, yıllar sonrasında bile işsizliğe, açlığa mahkum edilmeleri örnekleri yaşanıyor.. HHH Sonrasında dün bir kez daha canlı yayında reklamlar, şov adına, bize izletilen, yandaş işçi konfederasyonlarına sipariş edilmiş etkinlikler gerçekleşiyor. 8 Mart kadın hakları, emekçi kadınların bizde yerlerde sürünen hakları gündemli etkinlikte, kürsüye çıkan kadın işçilerin, kadın emeği sömürüsü kapsamında konuşmalarıyla, işçi, emek sömürüsüne duyarlı(!) gözlerden kimi yaşlar akıyor.. Kameraların zumlu görüntüleriyle ana haberlerde, hem de yandaş medya kanallarında, yayınlarında bir daha bir daha seçmen gözlerine sokuluyor.. Al gülüm ver gülüm ilişkilerinde, emekçinin haklarının, insani gelişmişlikte dünyanın en gerilerinde süründüğü araştırmaların çarpıcı sonuçlarını dinlerken canımız biraz sıkılsa da.. Ulufe algısının pekiştirildiği sultanlık düzeni pazarlaması, sendikal düzenin yasaklı olmasının demokrasi insan haklarıyla çelişkisini, sarı sendikacılığı, yandaş medya, sermaye düzenlerini sorgulamak akla gelmiyor.. kurban etmeyelim Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KA GİDER) gelecek 10 yılda, 3 milyon daha fazla kadın çalışan ve yüzde 50 daha fazla kadın girişimci olması ile Türkiye’nin cinsiyet eşitliği ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi konularında örnek gösterilen bir ülke olması anlamına geleceğini ifade etti. KAGİDER “8 Mart’ı hamasete kurban etmeyelim” açıklamasını yaptı. Öte yandan kadın istihdamında öne çıkan Yapı Kredi, 2015 sonu rakamlarına göre işe alımlarda kadın istihdam oranını yüzde 62’ye yükseltti. Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Faik Açıkalın, “2015 sonunda kadın yönetici oranımız yüzde 44 oldu. Hedefimiz gelecekte bu sayıyı daha da yukarılara çıkarmak” dedi. KISA... KISA l İşte güven yok Etik ve İtibar Derneği’nin hazırladığı Edelman Güven Barometresi’ne göre dünyada devlete güven yüzde 48 iken, iş dünyasına güven yüzde 57. Türkiye’de ise her iki kuruma da güven yüzde 41 ile dünya ortalamasının altında. Erkeklerin yüzde 21.7’si özgeçmis¸lerini konusunda yalan söylerken, kadınlarda bu oran yüzde 16.3. l Fitch tahmin düşürdü Kredi kuluşu Fitch, 2016 için global ekonomik büyüme tahminini yüzde 2.9’dan 2.5’e çekti. Fitch, son raporunda büyüme tahminlerinin çok sayıda ekonomi için aşağı yönlü revize etti. Kurum, gelişmekte olan piyasalar için büyüme tahminini de yüzde 4.4’ten 4.0’a çekti. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear