Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Pazar 6 Mart 2016 TASARIM: SERPİL ÜNAY Akrabam susineği! AKP Isparta milletvekili Sait Yüce, Darwin Teorisi’nin ve Freud’un Psikoanalitik Kuramı’nın eğitim sistemimizden çı karılmasını yerine tevhid inancını önceleyen sis temin getirilmesini istemiş. Milli Eğitim Bakanlı ğı müsteşarı da bu talebi yerinde bulmuş. Ben de bu talebe katılıyorum. Şu Darwin’in söyledik lerine bak; insanın en yakın akrabası bir günlük ömrü olan susineğiymiş. İnsan böyle aşağılanır mı? Adamın niyeti yaradılışla ilgili tüm efsaneleri yerle bir etmek. Resmen terörist! Oysa ne kadar güzeldir insanın yaratılması hikâyesi. Cennet te yılanın memnu meyve elmayı süzülerek melek Havva’ya sunması ve melek Havva’nın da bir er kek meleğe göz koyup ona elmayı ısırtması. Ve cennetten kovularak dünyaya atılmaları. Şaşkın iki melek, yer gök dinazor dolu. İki de bir de bir yanardağ fışkırıyor. Ama Tan rı kovduğu melekle ri korumaya karar lı, Havva’yla Adem aşna fişne olup da Akraba susineği! Havva ilk insanoğluna gebe kalınca, ne yapmış, onları mağara kovuklarında saklamış ve dokuz ay sonra Havva ilk insanı dünyaya ge tirmiş. Sonra gene birini doğurmuş e, insanoğ lu nasıl çoğalmış? Aman Işıl bunlara girme, ba şına taş yağabilir. Okullarda akrabalarımızı tanıtmaya hiç gerek yok! Ayrıca ülkemizin doktorlara, genetik mü hendislerine hiç mi hiç ihtiyacı yok! İlk kalp nak linde insan kalbine en benzediği için domuz kal bi kullanılmıştı. Bu bilgi çok tehlikeli, malum di nimize göre domuz mundar bir hayvandır. Böy le bir hayvanın kalbi insana konulabilir mi? Töv be, tövbe! Bence eğitim sistemine yaradılış teori si mutlaka eklenmeli ve hastanelerin tümü kapa tılmalıdır. Madem insanın ömrü, daha doğduğu gün bir yüce güç tarafından tasarlanıyor, öyley se hasta olduğunda kimseler doktora, hastane lere başvurmasın, paşa paşa evlerinde beklesin ler, ya ölürler, ya ölürler... Şimdi gelelim, Freud’un psikoanalitik zırvala rına. Adam bir bilinçaltı tutturmuş. Çocukların belli bir yaşa kadar kızsa babalarına erkekse an nelerine âşık olduğunu söylüyor. İlk aşklar an neler, babalar! Freud yapma, bizde Diyanet di ye bir kurum var, onun öyle fetvaları var ki, se nin dudakların uçuklar. Örneğin, sen çocukların bir süre sonra anne ve babalarından kopmaları ve sağlıklı birer birey olarak büyümeleri gerekti ğini söylüyorsun ya. Biz de böyle değil, fetvalar dan biri; babaların kız çocuklarına karşı istek du yabileceği ve bunun bazı durumlarda fiiliyata ge çirilmesinin günah olmayacağı yolunda. Sen bi lirsin Sodom Gomore günlerini, yani kimin eli ki min cebinde belli değil. Babalar da az cengâver değil, senin özellikle üzerinde durduğun önem li bir tehlike olarak toplumları uyardığın ensest (yani akrabalar arası cinsel ilişki) biz de almış yü rümüş. Halının altına süpürüp duruyoruz. Freud sen çok tehlikelisin! Defol başımızdan. Hele kadınların pek çok fiziksel hastalığının ana nedenini cinselliğe bağlıyorsun ya, senin ya tacak yerin yok. Biz de hocalar var, sanırım el yordamıyla, bazı kadın hastaların histeriye kapıl dıklarını anlamış durumdalar. Ve tabii gelsin, ka dın hastalar açsınlar göbeklerini, hocamız şöyle bir ellesin, hani akraba ya da anneler orada de ğilse artık Allah ne verdiyse... Hocalar bu muh teşem eylemlerinin karşılığı epey yüklü bir para alıyorlar. Sonra kızın ya da kadının gene histerisi kabarıyor, hastalıklar başgösteriyor, haydi gene hocaya. Anladın mı bize öyle bilimsel sözler söy leme Freud! Biz bu işi senden iyi biliriz! Vay canına ne kadar bilimsel bir yazı yazmı şım. Bu durumda en iyisi ben huzurlarınızdan uzaklaşıp en yakın akrabamız susineğiyle (bu labilirsem tabii) bir fotoğraf çektireyim. Belli mi olur belki Darwin haklıdır! 6 MART 2016 SAYI: 33023 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.58 04.43 05.07 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.23 12.22 15.32 06.07 12.07 15.18 06.30 12.30 15.42 Akşam 18.09 17.54 18.17 Yatsı 19.27 19.11 19.33 yorum 13 Kimi kahrından öldü. Kimi intihar etti. Kimi eşinden ayrıldı, çocuklarının vesayetini kaybetti. İstisnasız hepsi en değerli, en verimli çağı nı, bazıları her şeyini kaybetti. Ezici çoğunluğu; çocukluğunu, gençliği ni, kimi ömrünü verdiği; oysa canı pahasına sevdiği ordudan emekli ya da ihraç edildi. Öyle günlerce, aylarca değil; yıllarca ha pis yattılar. İşsiz, parasız kaldılar. Kendisini en sevenlerin başını koparmaya, Askeri lobotomien değerli beyinlerini yemeye alışık bu iha net ülkesinde; başbakan başsavcı kesildi. İlkesiz ve ahlaksız gazeteciler polisliğe, muhbirliğe hatta enkizitör yargıçlığına soyundu. Tam da onlar gibi allame geçinen hödüklere inanmak için yaratılmış kamuoyunda mahkum ettirdiler onları; sahtekâr yargıç ve savcılardan önce... Yüz karası bir yargı parodisinde, bir ABD projesi olan Fethullah Gülen cemaatinin düpedüz ajanı, bizzat vatan haini savcı ve yargıçlar; yüzlerce masumu sahte kanıt, düzmece komplolarla mahkum ettiler. süreç içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını derinden üzen davalar beklendiği şekilde beraatla sonuçlanmıştır. 2. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak; hukukun üstünlüğüne saygının gereği ve adil yargılanma ilkesi çerçevesinde, söz konusu yargılamaların hakkaniyete uygun neticeleneceğine olan inancımız sürekli olarak muhafaza edilmiş, verilen beraat kararları ile birlikte bu yöndeki inanç ve beklentilerimizin haklılığı tekrar HHH Sonra kaçtı o sahtekâr yargıç ve savcılar... Hayatı karartılan, ömrü ve mesleği çalınan, onuru ayaklar altına alınıp ordudan atılan hükümlülerin masum oldukları anlaşıldı. Ve artık kimsenin gözünde şanlı olmayan, benim gibi düşünenlerin indinde hiçbir itibarı kalmayan TSK, 29 Şubat’ta fıkra gibi bir açıklama yayımladı. Eğer kötü bir şaka değilse, hepimizi aptal yeri ortaya çıkmıştır. 3. Alınan bu kararlar çerçevesinde, beraat eden personelimizin, ailelerinin ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının sevincini yürekten paylaşır, kendilerine sağlıklı ve mutlu günler dileriz.” HHH Bendeniz, en değerli subayları heba edilirken suspus olmakla yetinmeyip hemen hepsine belki de en acı tekmeyi vuran TSK’nin açıklamasını patlıcan ne koyan Genelkurmay hazretleri, şöyle buyurmuş la mı döveyim, biberle mi yiyeyim diye düşünürken; lardı, ciddi ciddi: Tamer Karslıoğlu’ndan bir ileti aldım: “1. Kamuoyunda farklı isimlerle adlandırılan, son “Bu açıklamayı yapan Genelkurmay ile yıllar ön rasında sahte delillerin kullanıldığı ortaya çıkan ve ce İstanbul Askeri Casusluk Davası’nın iddianame “Toplumsal dayanağı kalmayan bir ordu, hızla toplumsal tehlikeye dönüşür.” GUSTAVE LE BON sini vahim bularak beni ordudan atan kurumun aynı olması insan aklına atılan bir bomba gibi. Davamda tüm sanıklar beraat etti ve gerekçeli kararda hâkim bu davayı açanlarla ilgili suç duyurusunda bulundu. Davadaki tek karacı subay bendim. Daha iddianame aşamasında, bir tek ben atıldım. Her yönüyle hukuk sınırlarını aşan alçakça muamelelere maruz kaldım. Bu sebeple sadece iddianameyi vahim bularak TSK’den ilişiğimin kesildiğini kanıtlayan belgeyi ekte değerlendirmeniz için sunuyorum. Benim gönderdiğim belge ile Genelkurmay açıklaması taban tabana zıttır. Saygılarımla.” HHH Belge elimde. Yarbay Tamer Karslıoğlu*, GES Komutanlığında bilişim uzmanı, şifre çözücüydü. Askeri Casusluk davasında, sahte kanıtlarla mahkum edilmesi bile beklenmeden TSK’den atıldığına bakılırsa, değerli bir beyin olduğuna kuşku yok. Çünkü Genelkurmay’ın açıklaması, orduda pek kafa kalmadığını açıkça gösteriyor. Kumpas davaların amacı da zaten buydu: Uygulanan beyin lobotomisi, yüzde yüz başarılı! * http://www.hurriyet.com.tr/gecmisimigelecegimielimdenaldilar28901249 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Önce babayı alıp gitmek gerek Akıllara karpuz kabuğu düşürmez inşallah! Amerikan Temsilciler Meclisi Salonu’nda, Kanuni Sultan Süleyman’ın resmi asılıdır. Elbette Amerikalılar, 46 yıl saltanat sürmüş padişahımızın resmini Tayyip Bey’i kıskandırmak için asmış değiller. Tarihten ünlü 23 kanun koyucusu arasında Kanuni’yi gördükleri için bunu yapmışlar. Bizim TBMM salonunda ise, Atatürk’ü zaten çoktan geçtik, 36 padişahımızdan birinin bile tek portresi yok! İyi ki de yok. Yoksa bir de onların “indirildi bindirildi” dedikodusuyla uğraşacaktık. HHH Kanuni, Amerikan Meclisi’nde... Ama dedikodusu Facebook’tan WatsApp’a bizim sanal âlemde... İddiaya göre Amerikalıların Kanuni’yi baş tacı etmesi annesi, dolayısıyla kendisi de, Yahudi olması sayesinde! Bilindiği üzere Musevi inancına göre, “Yahudilik, babadan değil anneden geçiyor!” Kanuni’nin babası Yavuz Sultan Selim, annesi ise Yahudi asıllı Polonyalı Helga Hanım (Hafza Sultan). Bu anlamda Yahudiler de bir gün Tayyip Bey’e “Van minit!” çekerlerse şaşırmamak gerek. Dünya Savaşı’nda Hitler’den kaçan Yahudilerin Türkiye’de önemli hizmetler ve görevler üstlenmeleri gibi; 1492 yılında da, İspanya’dan sürgün edilen Yahudiler Osmanlı’da çok önemli görevlere getirilmişlerdi. (II. Bayezid ve Yavuz Selim’in hekimbaşısı Joseph Yasef Hamon’du.) İstanbul’daki vergi toplama düzeninin sorumlusu, hazinenin başına tayin edilen Eliyah Mizrahi’dir. HHH Muhteşem Yüzyıl pek değinmedi. Ama Kanuni, Yahudi geleneğini evlilik sonrasında da sürdürdü. Eşi Hürrem Sultan’ın Ukraynalı Musevi kızı Roxolena olduğu cümlenin malumu. HürremKanuni çiftinin kızları Mihrimah için de damat olarak Rüstem Paşa’yı seçmeleri de rastlantı değil, Çünkü Rüstem Yahudi. Kaptanı Deryaları Yusuf Paşa ise Rüstem Paşa’nın kardeşi! Kanuni’nin, daha sonra Hürrem’den olma oğ lu padişah II. Selim’i, Yahudi asıllı Raşel (Nurbanu Sultan) ile evlendirmesi iddiaya göre “zincirin” sürmesi için. İddia bu. İlber Hoca ne der bakacağız! İslama göre Müslüman bir erkek her tür “ehli kitap ve iffetli” (Yahudi ve Hıristiyan) hatun ile evlenilebilir... (Maide suresi 5/5) Kanuni’nin Yahudi evliliğinin İslamca bir sakıncası yok. Yahudi bir anneden doğması ve hele de çocuklarını Yahudilerle evlendirmesi Musevi törelerine çok uygun. Çünkü “Anne Yahudi ise çocuk da Yahudi!” Babanın esamisi hiç mi hiç okunmuyor! HHH İslamda da benzer bir anlayış var! Tıpkı erkeklerin sünnet olması ve domuzun haram olması gibi! Bu bilgi, ilmihallerden değil, “Hayat bilgisi”! Muhterem pederim defnedilirken, duaya hazırlanan imam efendi, kabirin başında kulağıma eğilip, “Merhumun annesinin adı ne idi?” diye sordu. “Annesi Fatma, babası...” diyecek oldum. Elini kaldırıp, “Baba lazım değil!” diye sözümü kesti. Ve duaya başladı. Şaşırmıştım. Ama o hengâmede, “Neden?” diyemedim. Nihayet dün fırsat çıktı. Diyanet İşleri eski başkanlarından Mehmet Nuri Yılmaz Hoca’ya sordum. “Çocuğun kimden doğduğu kesindir. Kimden olduğu ise Allah ile anne arasındadır! Sorulmaz!” “Yaa? Ya demek erkeğin adı anılmaz!” “Evet! “Bu gerçeği niye yaymıyorsunuz. Tüm feministler 5 vakit namaza başlasın!” Yılmaz Hoca gülerek ekledi: “Bir başka sebep de şudur. Babayı sormak konuyu, Hz. İsa’nın babasının kim olduğuna kadar götürür!” HHH “Ananı da al git!” demişti. Oysa, Musevilik gibi İslamiyet de, “Babanı al git!” diyor. Sahi, kimim ben? “Facebook sizi eşinizden daha iyi tanıyor” başlığını görünce gülümsemiştik. Bazılarımız şöyle tepki göstermişti: “Olur mu canım öyle şey!” Haberde, Cambridge ve Stanford Üniversitesi’nden bilim insanlarının gerçekleştirdiği bir araştırmadan söz ediliyordu. Geliştirdikleri yapay zekâ yazılımı, Facebook’taki beğenileri kullanarak nasıl bir kişiliğe sahip olduğumuzu anlıyormuş. Yapay zekâ, araştırmaya gönüllü olarak katılan binlerce kişinin Facebook’taki beğenilerini incelemiş. Sonra “deneklerle” ve yakınlarıyla anketler yapılmış. Sonuçlar karşılaştırılmış. Araştırmacılar diyor ki, Facebook sayfanızda 70 beğeniniz varsa, yazılım sizi oda arkadaşınızdan daha iyi tanımaya başlıyor. Eğer 300 beğeniniz varsa yazılım sizi eşinizden bile daha iyi tanıyabiliyor. Haberi okudukça içimize bir kuşku düştü: “Böyle bir şey gerçekten olabilir mi? Makineler ‘ruhumuzu’ kitap gibi okuyabilirler mi?” Araştırmayı yöneten Youyou Wu, bu tip yazılımların iş ve eş bulmada çok yararlı olabileceğini söylemiş. Yani “ruh ikizimizi” artık yapay zekâ bulacak. Ne güzel. Sonra iş için bir şirkete başvurduk diyelim. Şirket bir yazılıma Facebook sayfamızı inceletecek. İşe uygun olup olmadığımızı “şıp” diye anlayacak. Haydi buyrun. Ayrıca bu bilgilerle şirketler bize nasıl daha kolay mal satabileceklerini de öğrenebilecekler. Uzmanlar işin bu ytöannaühmneet@dgemğaiinl.cmomeyi unutmuşlar. Sonra şöywlwewb.ahirmsetatahn.ncoemgeliyor aklıma: Akşam kapımıza polis dayanmış, “Facebook verilerine göre suç işlemeye eğilimlisiniz, ifadenizi alacağız” deyivermiş. Olabilir mi? HHH “Bu işin sonu nereye varacak” diye düşünürken, Prof. Dr. Nuri Bilgin’in “İçerik Analizi” kitabı geçiyor elime. Son 50 yılda içerik analizi tekniklerinde yaşanan gelişmeleri, basit bilgilerden çıkarılabilen sonuçları görünce şaşırıyorum. Danimarkalı yazılımcı Sore LouveJensen geçen hafta Facebook verilerini kullanarak arkadaşlarının ne zaman uyuyup ne zaman uyandığını ölçen bir yazılım geliştirmiş mesela. HHH Arkadaşlarla sohbetimiz sırasında ortak bir dostumuzun Facebook sayfasındaki bilgileri dikkatimizi çekiyor. Kendisi hakkında o kadar çok bilgi vermiş ki. Hem de gönüllü olarak: Adı, soyadı, fotoğrafları, yaptığı iş, nerelerde yaşamış, eğitimi, akrabaları... Sevdiği müzikler, kitaplar, filmler, köşe yazıları... Delphi’deki Apollon Tapınağı’nın girişindeki “Kendini bil” sözünü meğerse çok önemsiyormuş. Bilmiyorduk. Şöyle dedi bir arkadaşımız: “Böyle giderse, Facebook beni benden bile daha iyi tanıyacak.” HHH Bir bakmışsınız, Facebook akıllı bir ayna çıkarmış. Grimm Kardeşler’in “Pamuk Prenses” masalındaki o tümceyi anımsar mısınız: “Ayna ayna söyle bana, var mı benden güzeli bu dünyada?” Gelecekte buna benzer soruları Facebook’un “akıllı aynasına” sorabiliriz. Kimim ben deriz. O da, bizim verdiğimiz bilgileri analiz eder ve bize bizi anlatır. Küçük bir ücret karşılığında elbette. Ayrıca derler ya, bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Eh arkadaşlarımızı Facebook’tan iyi bilen var mı? “Peki ‘kişisel verilerin gizliliği’ ve ‘unutulma hakkı’ ne olacak” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Sahi ne olacak? SAYISAL LOTO 12034353742 6 BİLEN: 1 Milyon 606 Bin 72 Lira 50 Kuruş (Devretti) 5 BİLEN: 4 Bin 936 Lira 30 Kuruş 4 BİLEN: 57 Lira 3 BİLEN: 8 Lira 20 Kuruş C MY B