26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 24 Mart 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Muhalif akademisyen için haber 5 intikam yasasıYmygÖaeavrdKaedşYkelçaalseetmasrsiia.sı’Enavmanekeegikkrölleiezlvienkeltbehnilaedczeieışrzltkaaeannçmıaşıtşyı.lomİşka Hükümet, barış bildirgesine imza atan akademisyenler için özel denilebilecek bir yasa tasarısı hazırladı. Meclis’e sevk edilen tasarıya göre, “Bölücü amaçlarla veya terör ni teliğinde eylemlerde bulunmak ve bu eylemleri destekleyenler” hem üniveriteden atılacak hem de kamudaki SİNAN görevine son veriTARTANOĞLU lecek. Akademisyenlere yönelik maddeler şöyle: l Hocalıktan ve devletten atma yasada: Daha önce yönetmelikle düzenlenen üniversite öğretim üyelerinin suç ve cezalarına ilişkin hükümler, anayasanın “kanunsuz suç ve ceza olamayacağı” hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmişti. Tasarı ile öğretim elemanlarına yönelik suç ve ceza tanımlarının Yükseköğretim Yasası’na eklenmesi öngörüldü. Böylece, “uyarma, kınama, aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma” suçları, suç tanımlamaları ve suçlara verilecek cezalar yeniden düzenlendi. l Akademisyenlere özel düzenleme: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan barış bildirgesine imza atan yüzlerce akademisyene tepki göstermesinin ardından hukukçular, Anayasa Mahkemesi’nin yönetmeliği iptal eden kararını anımsatarak, YÖK’ün ve üniversitelerin akademisyenler hakkında hiçbir soruşturma açamayacağını, karar ile YÖK’ün disiplin yönetmeliğinin hükümsüz hale geldiği yorumlarını yapmıştı. Hükümetin sunduğu tasarı ile akademisyenlere yönelik idari ceza işlemlerin de kapısı açılmış oldu. l Terör suçuna devletten atma cezası: Bölücü amaçlarla veya terör niteliğinde eylem Emekli de olsa soruşturulacak: Barış bildirgesine imza atanlar arasında çok sayıda emekli öğretim üyesinin de bulunması nedeniyle tasarıda emeklilik veya başka nedenlerle görevi sona eren akademisyenler de unutulmadı. Verilecek ceza emekli veya üniversitesinden ayrılmış akademisyenin özlük dosyasında saklanacak. Ceza, kamu görevine döndüğü veya vakıf üniversitelerinde işe başladığı an uygulanacak. Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarının infazı üniversite disiplin kurulu tarafından yapılacak. lerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek; ideolojik ve siyasi amaçlarla eylemlerde bulunmak bu eylemleri açıkça desteklemek suretiyle kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal ve kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, iş yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya yardımda bulunmak suçları kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılacak. l YÖK Başkanı’na süper soruşturma yetkisi: Siyasi ve idelojik amaçlı bildiri ile ilgili suçlar, siyasi parti faaliyetinde bulunmak ve siyasi parti propagandası yapmak; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, menfaat sağlamak, siyasi ve idelolojik amaçlarla eylem yapmak, intihal, bölücü amaçlarla veya terör niteliğinde eylem yapmak veya bu eylemleri desteklemek suçları işleyen öğretim üyeleri ile ilgili olarak YÖK Başkanı doğrudan soruşturma açabilecek. YÖK Başkanı’nın soruşturma açması durumunda ceza YÖK Disiplin Kurulu tarafından verilecek. sÜunsivtuerrusiltaemlearzEAyğkaailtdnieımzmSdiesenyğ:einl ler EğitimSen, tutuklu akademis narak barış talebini ifade etmenin yenler Esra Mungan, Muzaf yaptırımı olamaz. Esra Mungan ve fer Kaya ve Kıvanç Ersoy için dün diğer hocalarımızın yanındayız. Boğaziçi Üniversitesi kampusunda İfade özgürlüğünün bilimin vazbir basın açıklaması yaptı. Açıkla geçilmez bir parçası olduğunu tüm mada, “Bilimin üretildiği ve payla kamuoyuna tekrar hatırlatmak isşıldığı üniversitelere yönelik yıp tiyoruz. Hocalarımıza yöneltilen ratma politikaları bilim insanlarını bu suçlamanın en kısa sürede düşsusturamayacaktır. Gittikçe daral mesini bekliyor ve herkes için basa da hâlâ var olan demokrasi ala rış, barış için herkes diyoruz” ifanı içinde, ifade özgürlüğüne daya deleri yer aldı. l İSTANBUL TUTUKLU AKADEMİSYENLERE DESTEK VEDAT ARIK Özgürlüğe kadar nöbet Güneydoğu’daki operasyonlar ve sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan hak ihlalleriyle ilgili olarak “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan akademisyenlere yönelik tutuklamaları protesto etmek için Bakırköy Kadın Cezaevi önünde ‘Özgürlük Nöbeti’ başlatıldı. Bildiriyi imzalayan 1128 akademisyen arasında yer alan ve gözaltına alınan, Muzaffer Kaya (Nişantaşı Üniversitesi), Yrd. Doç. Esra Mungan (Bo ğaziçi Üniversitesi) ve Doç. Kıvanç Ersoy (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı. Akademisyenler için nöbeti bir gün Bakırköy Kadın Cezaevi önünde bir gün de Metris Cezaevi önünde dönüşümlü olarak 12.00 ile 15.00 saatleri arasında tuttuklarını belirten Prof. Doç. Dr. Beyza Üstün, arkadaşlarının özgürlüklerine kavuşana kadar nöbet tutmaya devam edeceklerini kaydetti. Barış için sesimizi yükseltmeliyiz SİBEL BAHÇETEPE Çantasında HDP’nin Nevruz davetiyesi çıktığı için savcılıkca hakkında sınır dışı kararı talep edilen ve bu kararı beklemeden ülkeden giden Bil ChaCrkiusakmdİSnoethgnemuiuplirizşhsiytyeeuent:ns’eon gi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi İn giliz akademisyen Chris Stephenson, Türkiye’ye geldikten sonra Cumhuriyet’e konuştu. Dündar’ın yargılanması Paris, Ankara, İstanbul ve Belçika’da üst üste yaşanan terör saldırıları ile ilgili Step Türkiye’nin önünü açmayacak Chenson, “Tek çaremiz barış için sesimizi yükseltmek. Yeryüzünde güvenli yer olma hris Stephenson, MİT TIR’ları haberi nedeniyle yargılanan Cumhuriyet Genel Yayın dığını görüyoruz. Brüksel’e gidersen güvenli değil, Londra’ya gidersen de. Kaçış yok. Tek çaremiz barışı sağlamak. Bu insanlık görevi” dedi. Çantasında HDP’nin Nevruz davetiye Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün yarın görülecek olan mahkemeleri ile ilgili ise şunları söyledi: “Cumhuriyet Gazetesi gibi bir gazetenin genel yayın yönetmeni böyle bir şekilde yargılanması düşünülmez bir şey. Bütün bunlar üzücü ve si çıktığı için gözaltına alınmasına şaşırdı şaşırtıcı. Bu Türkiye’nin önünü açmayacak, ba ğını anlatan Stephenson, “Bu politik ortam 23 yıl önce daha güzeldi, daha az korku rış sağlamayacak mevzular. Bu yoldan dönüp barış yoluna girmek lazım.” ile yaşıyorduk, şimdi daha dikkatli olunmalı” değerlendirmesini yaptı. Stephenson, 25 yıldır yaşadığı Türkiye’den ayrılırken çok üzüldüğünü, yeniden döndüğü için mutlu olduğunu anımsatarak, “Ama tutuklu olan arkadaşlarımız için mevcut şiddet ortamı için halen üzülüyorum, buruk sevinç yaşıyorum” dedi. Stephenson, tüm bu süreçten en çok 13 yaşındaki kızının etkilendiğini anlatarak, şöyle de vam etti: “Eşim Türk. Kızım bu durumdan çok acı çekti. Türkiye’ye ailemle birlikte döndük. Yeniden İngiltere’de hayat kurma planları yapmaya başlamıştık. Bu bizim için zor oldu. Avukatlarımla değerlendireceğiz, henüz gelişme yok. Türkiye’deki halkların demokrasi isteğine inanıyorum. Her şeyin güzel olacağını düşünüyorum. Bana gösterilen ilgi bunu gösterdi. ” l İSTANBUL Torbadan kayyum da çıktıHükümetin torba tasarısında şirketlerin yönetimlerine terör şüphesiyle el koyma planı bulunuyor MUSTAFA ÇAKIR Hükümetin TBMM’ye dün sunduğu “torba tasarı” ile terörizmin finansmanı suçuyla mücadele kapsamında şirket yönetimlerine kayyum atanabilecek. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) herhangi bir işlemi terörün finansmanı suçuyla ilişkili olduğuna dair şüphe varsa 7 gün süreyle durdurabilecek. İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirleri de uygulanabilecek. Kanal İstanbul’da kıyamet kopacak n Tasarı ile “Kanal İstanbul” projesine yasal statü sağlandı. Buna göre “su yoluna”, “imar planı kararıyla yapay olarak oluşturulan ve deniz araçlarıyla ulaşımın sağlandığı su geçitleri” tanımı getirildi. Kanal İstanbul’un geçeceği yerlerdeki Hazine veya özel idareye ait araziler belediye ya da özel idareye bedelsiz terk edilecek. Bu yerlerin üzerinde bina varsa arsası hariç sadece binanın bedeli için ödeme yapılacak. n Tasarı ile Kanal İstanbul “düzenleme ortaklık payı” (DOP) kapsamına alındı. DOP, park, dinlenme tesisi, karakol gibi yapıların yapılması amaçlı uygun görülen yerlerin kamu yetkisi kullanılarak özel mülkiyet sahiplerinden alınması anlamına geliyor. Böylece Kanal İstan bul da park, dinlenme tesisi gibi değerlendirilecek ve geçeceği yerlere denk gelen araziler özel mülkiyet sahiplerinden alınacak. Bedelsiz el koyma n Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, Kanal İstanbul güzergâhındaki arazilerin yüzde 40’ına bedelsiz el konulacağına, bölge üzerinde bulunan tarım arazilerinin, orman alanlarının imara açılacağına dikkat çekti. n Kaçak yapılara 1 Kasım 2015’ten önce yapılmış olması ve kentsel dönüşüm kapsamında olması şartıyla elektrik, su ve doğalgaz bağlanabilecek. Dönüşüm uzarsa 5 yıl daha abonelikler devam edecek. l ANKARA İşler karışık Rıza Sarraf davasının savcısı Preet Bharara, Türkiye’den gelen yoğun ilgiyle bir anda sosyal medya fenomeni oldu. Savcı, bu ilgiyi karşılıksız bırakmadı. Hem esprili bir mesajla, şiş kebabı sevdiğini ancak rüşvet almayacağını açıkladı ve sonrasında cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Twitter hesabını takibe aldı. Memlekette muhalefetten ve yargıdan umudunu kesen milyonların, Amerikalı bir savcının kararıyla heyecanlanması da içinde bulunduğumuz durumun iyi bir özeti. Bharara, iktidar çevrelerince pek sevilmeyecek. İktidar medyası önceki gün beceriksizce kendisini photosopla cemaatçi ilan etmeye çalıştı. Fakat kendileri için bile çok acemi bir hamle olduğu için bundan şimdilik vazgeçildi. İktidara yakın gazeteleri okuyanlar dün Rıza Sarraf’a ilişkin bir şey öğrenemediler. Belli ki tepeden talimat gelene kadar “sus emri” verilmiş. İşleri gazetecilik değil emir erliği olanlar da hemen buna uymuş. Şu aralar aramızın kötü olduğu Rusya ile ortak bir noktamız var. Savcıyı sevmeyen tek iktidar bizde değil. Bharara’nın Rusya’ya girişi yasak. Bir yolsuzluk iddiasını ortaya atan hukukçu Sergei Magnitsky, Rusya’da hapishanede şüpheli koşullar altında hayatını kaybetmişti. 2009’da uluslararası kamuoyunu bir hayli meşgul eden bu olaydan sonra ABD Kongresi, Magnitsky’nin ölümünden sorumlu tuttukları bazı Rus yetkililerin ülkeye girişlerini yasaklayan bir karar verdi. Rusya da buna tepki olarak aralarında savcı Bharara’nın da olduğu birçok Amerikalı yetkilinin Rusya’ya girişini yasakladı. Bu listeye Bharara, Rus istihbaratına çalıştığı ileri sürülen silah kaçakçısı Viktor Bout davasının savcısı olduğu için eklenmişti. 25 seneye mahkum olan Bout davasında görevli Amerikalı yetkililer ise Rusya’nın kara listesine girmişti. Özetle, Rıza Sarraf’a dokunan savcı, yüksek uluslararası siyaseti ilgilendiren davalara alışık biri. İşlerin ciddileşeceği kesin. Türkiye’nin kendini söz konusu savcı özelinde Rusya ile aynı kampta bulması da ilginç olacaktır. İttifaklar sürekli değişiyor. Ortadoğu’da beraber hareket eden Rusya ile İran’ın da aralarının eskisi gibi olduğu söylenemez. Ambargonun kalkmasıyla İran, petrol ve doğalgaz piyasasına bu defa altın külçeleri, devlet yetkililerine verilen büyük komisyonlar ve paraları iç eden aracılar olmadan giriyor. Bu da ekonomisi doğalgaz üretimine dayanan Rusya için istenmeyen bir rekabet. İran da Sarraf’ın ortağı olduğu ileri sürülen Babek Zencani’nin idama mahkum olması yeni İran hükümetinin Ahmedinejad hükümetinden aldığı bir intikam. Sarraf’ın tutuklanması belki de ABD’nin sisteme entegre etmek istediği İran’ın yeni iktidarına bir destek. Ambargoyu delmek için küresel bir yolsuzluk düzenlemiş İran’ın eski hükümetinin ardındaki güçlere karşı nükleer silahtan vazgeçerek ambargoyu kaldırmış yeni hükümetin elinin güçlendirilmesi ve bu yolla Rusya’nın bir müttefikini kaybetmesi de bir amaç olabilir. Şu var ki dava ilerlemeden çoğu tespit spekülasyondan ibaret kalacak. Yine de insan, bu dava Türkiye’de kimin elini güçlendirir diye sormadan edemiyor. Kim bilir, belki de iktidar odakları içinde Erdoğan’ın başkanlık zorlamasından rahatsız ve partisini ondan özgürleştirmek isteyenler vardır. Velhasıl, Suriye savaşında Katar ve İran doğalgazı boru hatları arasındaki rekabetin de rol aldığını hesaba katarsak, bu tutuklamanın uzun süre gündemde kalacağını söylemek mümkün. Davutoğlu’ndan HDP’ye: Zalimler Başbakan Ahmet Davutoğlu, dokunul mazlıkların kaldırılması konusunda yaptıkları hamleyle muhalefet partilerine “şah mat” yaptıklarını belirterek, HDP’yi “Onlar zalimler, onlar katillerle ortaklık yapan kalleşler” diye nitelendirdi. Davutoğlu, “Onlara hadlerini bildirmeyi biliriz” dedi. Partisinin il başkanları toplantısında konuşan Davutoğlu, Suriyeli göçmenleri ağırlayan tüm illere teşekkür ederek “Ben bunlara ensar ili diyorum. Kilis, bir ensar ili oldu, diğer illerimiz gibi” diye konuştu. Davutoğlu, Brüksel’deki bombalı saldırıların arkasında Batı ve uluslararası toplumun yanlış Suriye politikasının yattığını savundu. Yeni anayasa taslağının yazım çalışmalarına önümüzdeki hafta başlayacaklarını kaydeden Davutoğlu, en geç nisan sonuna kadar yazım çalışmalarını tamamlayıp, en geç haziran ayında anayasa önerisini TBMM’ye getireceklerini söyledi. Devlet ısrarcı: Muhbir Öte yandan Davutoğlu’nun imzasının olduğu “Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları” hakkında, 16 Şubat’ta çıkarılan genelge, davalık olmasına karşın kamu kurumlarına gönderilmeye devam ediyor. İstanbul’daki CHP’li belediyelere de ulaşan genelge, muhbirliği dayatması nedeniyle tepki çekmişti. l İSTANBUL C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear