24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 16 Aralık 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘Darül Harb!’ “44”canımızı alan son terör saldırısı, üzerinden neredeyse bir hafta geçmesine karşın bütün boyutlarıyla ülkenin gündeminde kalmayı sürdürüyor; kuşkusuz böyle olması gerekir. Ne var ki yaşanan, yaşamakta olduğumuz bu yoğun acının “siyasal” boyuta taşınarak kullanılması daha da “iç yakıcı” oluyor. Katliam, dış basının da gündeminde; Türkiye’nin bu duruma nasıl geldiğini, dünden bugünden çok daha gerilere uzanarak ortaya koyuyorlar. İngiltere’nin “Independent” gazetesinde “P. Cockburn”, “Erdoğan terörün Türkiye’de hayatın kalıcı bir özelliği haline gelmesinin koşullarını kendi yarattı!” yorumunu yaparken, bu koşulların öyle biriki günde oluşmadığını vurgulayıp, bir “süreci” de işaret ediyor. Dolaysiyle bugün yaşadıklarımızı değerlendirirken şöyle bir geriye dönüp bu sürece bakmamız gerekiyor. Zaten “Erdoğan” da böyle yapıyor(!), bu doğrultuda konuşuyor; “eskiler”e değiniyor; durmadan “Lozan”ı hedef tahtasına oturtuyor; dolaysiyle “İnönü”yü veryansın eleştiriyor. Çarşamba günü, “muhtarlar toplantısındaki” konuşmasında Beşiktaş katliamından söz ederken, “eski defterleri kapatalım” demesine karşın sanki bunu söylememiş gibi yine “eski”ye uzandı; “Kurtuluş Savaşı”nın “eksik” olduğunu söyledi; yetinmedi; “Çanakkale Savaşı”nın da “eksik” olduğunu dile getirdi; böylece bugün yaşanan tüm olumsuzlukların bu “eksik”ler dolaysiyle önceki dönemlerden kaynaklandığını açıklayıverdi; üstelik partilerin (CHP, MHP) başkanları, Başbakan’la birlikte topluma “birlik beraberlik” çağrısı yaparken; ayrıca halk caddelerde, alanlarda “birlik beraberlik” yürüyüşleri, eylemleri yaparken... Böylece toplumsal bir olayın, bu tepkinin, “siyasal” bağlamda kullanmanın hangi boyutlara dek uzandığının da bir örneğini verdi. Kuşkusuz bu “kullanım”, başka kapıları da açar, başka örneklerin de anımsanmasına, anımsatılmasına neden olur; bunlardan birine değinelim. “1970”li yıllar biterken, özellikle “1980”lerde terör örgütlerinin dünyada çoğaldığı, ayrıca “Doğu”da, “din” temelli, “dinci” terör örgütlerinin yerden fışkırırcasına arttığı görülür; bu “dinci” terör örgütlerinin hemen hepsinin de “ABD” ile bir bağlamda (Yeşil Kuşak) ilişkisi olduğu da bilinir; “Hizbİslam”, “Hizbullah”, “El Kaide”, “Taliban”, en azılı terör örgütleri arasında, akla ilk gelenler olarak sayılabilir. Bunlardan, “Afganistan”ın, “Rus” işgalinden kurtarılması amacıyla (!) “ABD” desteğinde kurulup, adım adım da önü alınamaz bir terör örgütüne dönüşen “Hizbİslam”ın kurucusu “Hikmetyar”ın, “Refah Partisi İstanbul İl Başkanı” olan “R.T. Erdoğan” tarafından ülkemize davet edilmesiyle tanışıp öğrenmiştik (1985); o günlerde, “Erdoğan’ın Hikmetyar” ile birlikte çektirdiği o ünlü resimden söz edilmesinin bu terörün yok edilmesinde nasıl bir rolü olmazsa, Atatürk’ün, komutan ve “Başkomutan” olduğu “Çanakkale Savaşı”nın, “Kurtuluş Savaşı”nın ya da “İnönü”nün imzaladığı “Lozan”ı, özellikle tam da şu sırada gündeme getirip “eleştirmek”, “birlik” ve “beraberliğe” değil, bölünmeye neden olabileceği apaçık ortada değil midir? Üstelik “haksız” olarak eleştirmek... “Terör”ün, “akıl”la dolaysiyle bilim, bilgi yoluyla yok edileceği de açıkça belli değil midir? Yazının başlığına gelince, bu Arapça adlandırmanın anlamını “anaokul”a giden, çocuklarımızdan, torunlarımızdan öğrenebiliriz; çünkü onlara “Arapça” öğretiliyor; ilerideki “bilimsel temelli” eğitime başlangıç olarak(!)... Değerli dostlar, yarın da karanfillerimizle, “Şehitler Tepesi”nde olalım, “birlik beraberlik” çağrısının sürdürülmesine eylemli olarak katılalım. 16 ARALIK 2016 SAYI: 33308 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.42 06.24 06.45 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08.16 13.07 15.23 07.57 12.51 15.11 08.15 13.14 15.38 Akşam 17.46 17.34 18.01 Yatsı 19.12 18.58 19.23 haber/yorum 13 On yıl önce gidip gördüğüm, sokaklarında dolaştığım, El Medine Çarşısı’na, tarihi MÖ 3000 yıllarına uzanan kalesine, Ulu Cami’ye, Osmanlı Şifahanesi’ne, çeşitli Mezopotamya devletleri, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Arap egemenliği, Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mirdasiler, Ukayliler, Büyük Selçuklu Devleti ve diler oluşturuyordu. Öteden beri izledikleri bağımsız dış siyaset nedeniyle İran’la birlikte Suriye’yi de bölgede çıban başı olarak gören ABD, rejim karşısında yer alarak ülkedeki olaylara müdahil oldu. Suudi Arabistan, Katar gibi demokrasinin d’sinden korkan baskıcı feodal ülkeler bir anda “demokrasi ve insan hakları havarisi” kesilerek ABD saflarında yer 431 yıl süren Osmanlı İmparatorluğu dönemlerini ya aldılar. Kısa bir zaman sonra “birkaç ay geçmeden” şayan bu kadim kente, bu medeniyet beşiğine ve in Şam’daki Emevi Camisi’nde cuma namazı kılmaya sanlarına hayran olmuştum. Mutlu insanlar yaşıyordu hazırlanan politikacıların yönetimindeki Türkiye de bu o kentte, ilköğretimden yükseköğrenime tüm eğitim kurumları ve öğrenci yurtları ücretsiz, ülke içi ulaşım, gümrük vergisi yok denecek derecede düşüktü.  O güzel kent batağa sürüklendi. Rejime karşı silahlanarak ayaklanan güçlerle rejim arasındaki çatışmaların yol açtığı boşluktan yararlanan IŞİD, El Nusra, İslami Cep “Süt Veren” anlamına gelen Halep, 1963 yılından beri Arap Sosyalist Diriliş Partisi (BAAS) tarafından yönetilen Suriye’nin nüfusça en kalabalık kentiydi. İç yok artık he, Ahrar uşŞam, Ensar edDin Cephesi ve irili ufaklı daha birçok İslamSünni söylemli örgütlenmeler ülkenin geniş bölgelerini işgal edip bölüştüler. savaş öncesinde il merkezinde 2 milyon 132 bin kişi HHH yaşıyordu. 2009 yılı verilerine göre ülkede kişi başına ortalama yıllık gelir 4.887 dolardı.  Kültürü, Mezopotamya kültürü, İslam dini ve geleneksel Arap ve Kürt kültürü etrafında biçimlenen Suriye çeşitlilikler içinde yüksek bir kozmopolit toplum ve canlı bir kültüre sahipti. İslam etkisi, Arap ve Kürt kültürünün; mimari, müzik, giyim, mutfak ve yaşam tarzında görülmekteydi. HHH Suriye rejimi, sosyal ve kültürel alanda izlediği eşitlikçi politikaların yanında ülkedeki Kürt varlığına yurttaşlık hakkı vermemek, muhalefete söz hakkı tanımamak, aydınlar üzerinde baskı kurmak, seyahat özgürlüğünü, internetteki sosyal paylaşım sitelerini yasaklamak, muhalif medyayı susturmak gibi çeşitli siyasal uygulamaları açısından Tunus ve İsrail dışındaki tüm Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi antidemokratikti.  “Böyle bir ülkede insanlar nasıl mutlu olabilir ki” diye sorabilirsiniz. Olabilirler, çünkü insanlar tanıdıkları, yaşadıkları bir şeyi özlerler. O insanlar hiçbir zaman demokrasiyi tanımamışlar, yaşamamışlardılar ki... Aynı şekilde toplumları demokrasiyle hiç tanışmamış çeşitli Arap ülkelerinde protestolar, ayaklanmalar biçiminde Batı emperyalizmi tarafından estirilmeye başlayan Sünniİslam renkli Arap Baharı rüzgârı kısa zamanda Şii kaynaklı Arap Alevisi/Nusayri azınlığın yönettiği Suriye’yi de etkisi altına aldı. Ülke nüfusunun yüzde 74’ünü Sünniler, yüzde 12’sini Nusayriler, yüzde 10’unu Hıristiyanlar, yüzde 3’ünü Dürziler, az sayıda Şii İsmaililer, Caferiler ile Yahudiler ve Ezi Çatışmalar kısa zamanda çok ölümlü bir iç savaşa dönüştü. Her iki tarafın silahlarıyla yüz binlerce insan yaşamını yitirdi. 5 Mart 2011’de Dera’daki gösterilerle yolu açılan iç savaş süresince, bugüne kadar rejimin lideri Esad, Rusya’nın ve İran’ın dolaysız destekleriyle gücünü ve konumunu korumuştur. Rejimin son başarısı Halep’in muhalif silahlı güçlerden geri alınmasıdır. Ne var ki Halep yoktur artık. Halep, yakılmış, yıkılmış bir kenttir. Kentleri yaşatanlar insanlardır. İnsanlar da kenti terk edince geriye çölleştirilmiş bir taş yığını kalacaktır. Bir kez daha gördük ki savaşların insana en acı vereni iç savaşlardır. Suriye iç savaşından insanlığın alacağı çok ders vardır. Doğal ki ders almasını bilene... Müfettişlere MEB ayarı Öğretmenlere yönelik soruşturmaların merkezden yürütülmesine yönelik yönetmeliğin detayları ortaya çıktı artık; müfettişler merkezden atanacak Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) kadrosuna 500 maarif müfetti lecek. Edinilen bilgiye göre, uygulama ile yerelde oluşabilecek risklerin en aza indirilmesi ön yan EğitimSen Genel Başkanı Kamuran Karaca, müfettişlerin merkeze bağlanmasının soruşturmalarda hu Böylece müfettiş faaliyetlerine yönelik merkezi müdahale mekanizması oluşturuldu. Bundan sonra öğretmenlere şi alacak. Geçen günlerde Resmi görülürken, taşra teşkilatında kukun işlemesini zorlaştıracağını be açılan soruşturmalarda hukuk değil, Gazete’de yayımlanarak yürürlü ki müfettişler sadece araştırma lirtti. Yerel teşkilatlardaki müfettişle MEB’in istediği çizgi izlenecek.” ğe giren yönetmeliğe göre yapılacak alımların detaylarının yer aldığı kılavuza göre, MEB bünye DENİZ ÜLKÜTEKİN ve rehberlik ağırlıklı çalışmalar rin 15 Temmuz’dan sonra MEB’in zor Karaca sözlerini şöyle sürdürdü: yürütebilecek. Merkeze alınacak lamasıyla EğitimSen’li öğretmenlere “Geçen yıl 29 Aralık’ta yaptığımız müfettişler, 2 binden fazla taş soruşturma açtığını, ama soruşturma greve yönelik MEB’in zorlamasıyla sinde 500 kişilik çekirdek denetim eki ra teşkilatı müfettişi içinden seçilecek. larda hukukun işlediğini ve öğretmen çok sayıda soruşturma açıldı. Ancak bi kuruldu. Türkiye genelindeki eğitim Başvurular için son tarih 23 Aralık. Mü lerin göreve iade edildiğini kaydeden bu öğretmenlerimiz görevlerine geri denetimi ve soruşturma işlemleri bu lakatlar 3 17 Şubat arasında yapılacak, karaca şöyle konuştu: “Müfettiş sayı döndü. Şimdi bu soruşturmalar yeni ekip tarafından yürütülecek. sonuçlar 27 Şubat’ta açıklanacak. sının azaltılması ve denetimin mer den yaptırılmaya başlandı. Bu da şu Bu uygulamayla birlikte, yerelden denetim ilkesi terk edilirken, müfettişler Hukuk değil MEB’in talebi kezi hale getirilmesi, tamamen soruş nu gösteriyor. Yeni yapılanmayla beturmalarda MEB’in istediği kararların raber hukukun yerini merkezin ta bundan sonra merkezden görevlendiri Konu hakkında görüşlerini açıkla çıkmasına yönelik bir uygulamadır. lepleri alacak.” O yelekler art arda patladı Sakarya Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, Darbe Komisyonu’nda Şanlıurfa Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde yakaladıkları iki intihar yeleğinin İstiklal’de ve Atatürk Havaalanı’nda patlatıldığını anlattı MAHMUT LICALI TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’na bilgi veren Sakarya İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde Şanlıurfa’da yakaladıkları Suriyeli canlı bomba Ebu Haydar’ın alması gereken intihar yeleklerini Jandarma’nın kasıtlı olarak almadığını belirterek, söz konusu intihar yeleklerinin İstiklal Caddesi ve Atatürk Havaalanı’nda patladığını ifade etti. Pınarbaşı’nın açıklamaları özetle şöyle: Biz yakaladık mahkeme serbest bıraktı: Suruç patlaması oldu. Ceylanpınar’da iki polisimiz şehit edildi sonra. Bu sürece nasıl gelindi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi haziranda Ceylanpınar Belediye Başkanı’na bombalı ve silahlı saldırı yapıldı. Bu olayı gerçekleştirenleri üç gün önce Akçakale’de bombalamada kullanılan aracı, bombayı yerleştirenleri ve Viranşehir’de beş dakika arayla başkanı takip eden aracı tespit ettik. Bombayı patlatanları tespit ettik. Mahkemede hepsi serbest kaldı. Bu örgütün PKK ile kol kola girdiğini ve ülkeyi kaosa sokmak istediklerini söylediğim için her türlü iftiraya maruz kaldım. Yakaladıklarımız İstanbul’da patladı: 8 Temmuz’da,Şanlıurfa’da Gül ve Davutoğlu’na kritik sorular Toplantısında CHP’li Sezgin Tanrıkulu, geçmiş dönemde 4’ü hâlâ milletve kili olan toplam 12 AKP milletvekilinin Fetullah Gülen’le yarım saat görüştüğünü, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ABD’de Gülen ile yaptığı ziyaretlerin AKP Genel Merkezi’ne sorulması gerektiğini ifade etti. Çıkan tartışma üzerine AKP’li üye Selçuk Özdağ, Davutoğlu’na Gülen ziyaretinin, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de Gülen’e referans olunduğuyla ilgili mektup ilettiği iddiasının sorulduğunu belirtti. Ebu Haydar isimli Suriyelinin evine operasyon yaptık. Evinde patlatılmaya hazır iki canlı bomba yeleği, iki kalaşnikof, iki susturuculu tabanca, mıknatıslı bomba ele geçirildi. Jandarma içinde FETÖ’nün hakim olduğunu öğrendik. Bombalar araştırılınca Haydar’a gelecek olan ve almadığı, Jandarmanın haberinin olduğu bombayı, başka birisinin İstanbul’a sevk ettiğini, İstiklal bombası olduğunu tespit et tik. Diğer bombanın Atatürk Havalimanı patlamasındaki ile aynı ürün olduğu, silahların benzeri olduğu ortaya çıktı. Yeleğin dikiminden bile aynı makineden çıktığı belli. İçindeki TNT’nin oranı aynı. Bizim bulduğumuz bomba ile İstanbul’da bulduğumuz bombalar aynı. Tarihleri de uyuşuyor. Bu patlamalardan oradaki görevlilerin ihmal değil, kasıtlı olduğunu gördük. l ANKARA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr AİHM, Türkiye’ye sokağa çıkma yasağını sordu Güneydoğu’daki sokağa çıkma yasaklarına ilişkin şikâyetleri değerlendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ankara’dan açıklama talep etti. Strasbourg merkezli mahkemeden yapılan açıklamada, sayısı 160’ı geçen başvuruların çoğunun acil olduğu belirtildi. Ayrıca AİHM’nin şikâyetler hakkında vereceği karar ertelendi. Mahkemeden yapılan açıklamada, kararın sonra verileceği kaydedildi. l Haber Merkezi Kardak’ta Türk ve Yunan botları arasında yakın temas Bodrum Gümüşlük’e 3.5 mil uzaklıktaki Kardak’a dün sabah gelen 10 Yunan balıkçı teknesi gerginliğe yol açtı. Yunan sahil güvenlik botunun Gümüşlük önlerindeki Çavuş Adası’na yaklaşması, bazı Yunanlı balıkçıların ise Kardak’a ip atarak bağlanmaya çalışması gerginliği arttırdı. Yunan helikopteri ise Kardak üzerinde bir süre uçtu. Bölgeye gelen iki Türk sahil güvenlik botu, balıkçıları ve Yunan botlarını Türk sularından çıkardı. Yunan botları, Türk botuna yarım metre kadar yaklaştı. l DHA Emekli 3 komutana 500’er bin lira tazminat Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz davasında yaklaşık 3.5 yıl tutuklu kaldıktan sonra beraat eden emekli tümamiral ve albaylara manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Mahkeme kararında, “uğramış olduğu manevi zararlarının karşılığı olarak” Tümamiral Mustafa Aydın Gürül, albaylar Ertuğrul Uçar ve Taylan Çakır’a 500’er bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. l Haber Merkezi Soma’dan Şirvan’a dayanışma ziyareti Sosyal Haklar Vakfı Derneği Başkanı ve eski CHP milletvekili Melda Onur başkanlığında bir heyet, 2014’te Soma faciasında yaşamını yitiren 301 madenciden 5’inin aileleri ile birlikte Siirt’in Şirvan ilçesinde bakır madeninde 17 Kasım’da meydana gelen heyelanda yaşamını yitiren 16 madencinin ailelerini ziyaret etti. Soma’da oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden İsmail Çolak, “Buraya gelmemizin amacı Şirvanlı 16 madenci kardeşimizin acılarını paylaşmaktır. Acıları acımızdır” dedi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear