26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 15 Aralık 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Muhalife OHALTÜRKİYE OLAĞANÜSTÜ HALDE 4 AY 22 GÜNÜ GERİDE BIRAKTI 22Temmuz’da 3 ay süreli OHAL ilan eden hükümet, bu süreyi 19 Ekim’de 3 ay uzattı. Çıkarılan 12 KHK’nin verdiği yetki ile 118 bin kişi hakkında idari işlem yapıldı. 85 bin kamu görevlisi ihraç edildi, 18 bin kamu görevlisi iade edildi. 96 bin kişi “şüpheli” olurken 40 bin kişi tutuklandı. Belediyeler ve üniversitelerin KHK’lerin verdiği güçle belirlenen yöneticiler tarafından idare edilmesinin önü açıldı. Gazetemizin 10 yönetici, yazar ve çizeri tutuklandı, toplam 121 basın yayın kuruluşu kapatıldı. HDP’nin eş genel başkanları dahil 12 milletvekili tutuklandı. Çok sayıda muhalif derneğin kapısına kilit vuruldu. 9 ayrı kentte düzenlenen 10 terör saldırısında 59 polis ve 10 asker şehit oldu, 80 sivil yaşamını yitirdi, 712 kişi yaralandı. 4 ay 22 günlük OHAL kapsamında “Milli Güvenlik sorunlarının” çözülmesi amacıyla şu adımlar atıldı: n 118 bin kişiye FETÖ ve PKK işlemi: Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un son açıklamalarına göre, 4 aylık OHAL döneminde FETÖ ve PKK ile iltisakı oldu ğu gerekçesiyle 118 bin 837 kişi hakkın da işlem başlatıldı. n 72 bin 720 ihraç: Haklarında so ruşturma başlatılan kamu görevlilerin den 85 bin 771 kişinin ka mudaki görevine son veril di. Bunlardan 46 bin 117 tanesi görevinden uzaklaş tırıldı ve haklarındaki iş lem devam ediyor. SİNAN TARTANOĞLU n 18 bin 258 iade: İhraç edilen veya açığa alınan ka mu görevlilerinin kendileri veya yakınla rı valiliklerde ve bakanlıklarda kurulan komisyonlara başvurdu. 70 binden fazla mağduriyet başvurusu yapıldı. Hakkında işlem başlatılanlar arasından 18 bin 258 kişi görevine iade edildi. Hükümet ih raçlar ve açığa almalar nedeniyle doğan mağduriyetin “yüzde 1’in bile altında ol duğunu” açıkladı. Ancak rakamlar “FETÖ temizliğinde yaklaşık yüzde 10 oranında hata yapıldığını” ortaya koydu. n 96 bin şüpheli: 96 bin 556 kişi hakkında şüpheli sıfatıyla savcılık işlemi yürütüldü. 39 bin 378 kişi tutuklandı. 31 bin 612 şüpheli adli kontrol şartı ile ser best bırakıldı. 4 bin 359 kişi hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı. Cezaevleri kalabalıklaştı n 195 bin toplam tutuklu ve hükümlü: İnsan Hakları Derneği’nin 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle yayımladığı raporda, OHAL ilan edilmeden önce cezaevlerindeki toplam tutuklu ve hükümlü sayısı yaklaşık 180 bin olarak belirtildi. OHAL sonrası sayı 215 bini buldu. OHAL KHK’si ile cezaevlerindekilerin 1 yıl erken koşullu olarak salıverilmelerinin önü açıldı. Söz konusu düzenlemeden 30 binden fazla tutuklu yararlandı. Ancak tutuklamalar devam ettiğinden cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 195 bine çıktı. n 20 bin 88 askere ihraç: TSK’nin muvazzaf personelinden 3 bin 665 kişi FETÖ ile irtibatlı oldukları gerekçesiyle ihraç edildi. 16 bin 423 askeri öğrencinin de TSK ile ilişiği kesildi. 2 bin 855 personel hakkında ise soruşturma devam ediyor. 15 Temmuz itibarıyla Jandarma Genel Komutanlığı dahil orduda 358 general görev yapıyordu. 4 aylık OHAL süreci içinde Kara, Hava ve Deniz kuvvetleri komutanlıklarında görev yapan 150 general ihraç edildi. Soruşturmalar kapsamında 116 general, 6 bin 125 albay ve diğer rütbelerden askerler tutuklandı. n 10 bin polise ihraç: 4 Ekim’de 12 bin 801 polis açığa alındı. Daha sonra bunlardan 3 bin 181’inin görevine iade edildiği açıklandı. Ancak iade işleminin yapıldığı gün 2 bin 205 polis de ihraç edildi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yürütülen soruşturmalar kapsamında toplamda 10 bin 29 polis ihraç edildi. 7 bin 503 polis tutuklu. Yargıya tırpan n Yargının beşte birine ihraç: HSYK, 14 Kasım tarihli açıklamaya göre, 3 bin 696 hâkim ve savcıyı açığa aldı. Bunların arasında 173’ü yüksek yargı organlarından olmak üzere 3 bin 456 kişi hakkında ihraç kararı verildi. Hakkında soruşturması devam eden 240 hakim ve savcının 203’ü ise 15 Kasım tarihli HSYK Genel Kurulu kararı ile ihraç edildi. Kalan 47 hakim ve savcı hakkında soruşturma devam ediyor. İhraç edilen hâkim ve savcı sayısının, askeri hâkimler hariç olmak üzere tüm yargı bürokrasisinin yaklaşık 5’te birine denk geldiği hesabı yapılıyor. 2 bin 263 hâkim ve savcı ile 142 Danıştay ve Yargıtay üyesi de tutuklandı. n Öğretmenler atıldı, okullar kapatıldı: Çıkarılan KHK’lerle toplamda 30 bin 382 öğretmen ihraç edildi. 11 bin 500 öğretmen de PKK ile ilişkisi gerekçesiyle açığa alındı. 6 bin 7 öğretmen daha sonra göreve iadeyeti edildi. FETÖ ile irtibatı, iltisakı veya aideti tespit edilen bin 60 özel okul, 345 özel öğretim kurumu ve 844 özel öğrenci yurdu olmak üzere toplam 2 bin 249 özel kurum kapatıldı. n 64 bin 533 üniversiteli etkilendi: OHAL’in ilk döneminde çıkarılan KHK’lerde 15 üniversite kapatıldı. Bu üniversitelerdeki 64 bin 533 öğrenciden, 20 bin 110’u devlet üniversitelerine, 25 bin 732’si ise vakıf yükseköğretim kurumlarına yerleştirildi. Toplamda 45 bin 979 üniversite öğrencisi yükseköğreni BASINDA KHK KIYIMI 9ve 10. KHK’lerin yayımlanmasından hemen sonra Cumhuriyet Gazetesi’nin 9 yazar, çizer ve yöneticisi gözaltına alındı. Operasyon sırasında yurtdışında olan Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, kendi isteği ile yurda döndüğü anda gözaltına alındı. Gazetenin 10 yöneticisi ifadelerinin ardından tutuklandı. Basın ve ifade özgürlüğüne karşı atılan adımlar Cumhuriyet Gazetesi ile sınırlı kalmadı. Çıkarılan ilk KHK ile 3 haber ajansı, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi ve 29 yayınevi kapatıldı. Toplamda 115 basın yayın kuruluşunun kapısına ilk anda kilit vuruldu. Çıkarılan son KHK ile 10 gaze te, 2 ajans, 3 dergi daha kapatıldı. Ayın KHK ile 6 gazete, 1 televizyon, 2 radyo “pardon” denilerek açıldı. Böylece 4 aylık OHAL döneminde 121 basın yayın kuruluşu kapatıldı. Basın yayın kuruluşlarının kapatılmasına ilişkin kararlar sadece KHK kapsamında alınmadı. KHK’lerle verilen yetkiyle Başbakanlıkta kurulan komisyon, yeni bir KHK yayımlanmasına ihtiyaç duymadan çok sayıda basın yayın kuruluşunun yayınını durdurdu. Çağdaş Gazeteciler Derneği Ankara Şubesi’nin son raporuna göre basın ve ifade özgürlüğüne yönelik hayata geçirilen yaptırımlar şöyle: “184 basın emekçisi gözaltına alındı; 56 basın mensubu tutuk landı; 6 gazeteci hedef gösterildi ya da tehdit edildi; 8 haberle ilgili erişim engeli getirildi; 2 olaya ilişkin yayın yasağı konuldu; 22 dava ve soruşturmaya devam edildi; 6 yeni soruşturma ve dava açıldı; 1 gazeteci hayatını kaybetti; 6 gazeteci darp edildi; 6 haber sitesine erişim engeli getirildi; 2 haber sitesi kapatıldı; 24 yayın lisansı iptal edildi; 2 gazete hakkında yayın durdurma kararı verildi; 29 yayınevi ve dağıtım şirketi kapatıldı; Bir mizah dergisinin dağıtımı engellendi; 3 basın merkezine polis baskını düzenlendi; kapatma kararları ile 866 gazeteci işinden oldu; 32 parlamento muhabirinin kartı iptal edildi; 620 basın kartı iptal edildi. mine devam etti. Kalan 18 bin 554 üniversite öğrencisi ise yatay geçiş yaptı ya da üniversite eğitimini tamamlamadı. n DoktOrlara ihraç: Sağlık ve yardımcı sağlık hizmetlerinde çalışan 4 bin 792 hekim ihraç edildi. n Belediyelerde KHK yönetimi: İçişleri Bakanlığı’na KHK ile belediyelere kayyım atama yetkisi verildi. Bu kapsamda 39 belediyeye kayyım atandı. DBP’li belediyelerin kayyımları mülki idare amirleri arasından, daha önce görevlendirmesi yapılan 3 AKP’li belediyenin kayyımı ise belediye meclislerinin mevcut AKP’li üyeleri arasından belirlendi. Sadece “eşbaşkanlık” unvanını kullandıkları gerekçesiyle HDP’li belediye yöneticilerinin 2 yıl hapis istemiyle yargılanmalarının önü açıldı. Rektör seçimleri n Üniversitelere KHK yönetimi: AKP, YÖK yasasında yıllardır yapmak istediği değişikliği KHK ile yaşama geçirdi. Üniversitelerde rektörlük için kurulan seçim sandıkları kaldırıldı. Rektörler adayları listesinin YÖK tarafından hazırlanması, Cumhurbaşkanlığı’nın bu liste içinden atama yapmasına yönelik düzenleme KHK ile yapıldı. YÖK’ün verdiği listeyi beğenmemesi durumunda Cumhurbaşkanı’na istediği profesörü istediği üniversiteye atama yetkisi verildi. n AKADEMİSYENLERE İHRAÇ: Çıkarılan iki KHK ile toplamda 3 bin 850 öğretim üyesi de bulundukları yükseköğretim görevlerinden ihraç edildi. İhraç edilen hocalar arasında Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atan, attığı imzası daha sonra geri çeken, bildiriye imza atmayan ama ayrıca hazırlanan destek bildirgesine imza atan, hiçbirini yapmayıp bulunduğu üniversitenin yönetiminin imza attığı uygulamalara muhalefet geliştirenler de yer aldı. n Hukuk derneklerine kapatma: OHAL döneminin başında çıkarılan KHK ile 104 vakıf ve bin 125 dernek tamamen kapatıldı. OHAL’in ikinci döneminde ÇHD, ÖHD, Barış Derneği, Gündem Çocuk Derneği gibi muhalif insan hakları ve hukuk dernekleri kapatıldı. Son yayımlanan KHK ile KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası’nın 100’e yakın üyesi ihraç edildi. 12 HDP’li tutuklandı Aralarında partinin eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 10 HDP’li milletvekili tutuklandı. 10 Aralık tarihinde İstanbul Beşiktaş’taki terör saldırısının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Yarından tezi yok, intikam alınacak” açıklamasını yaptı. Ertesi gün çok sayıda gözaltı işlemi için düğmeye basıldı. 1213 Aralık tarihlerinde 28 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda, toplam 568 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında HDP ve DBP’li il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra, gazeteciler ve sosyal medyada yayın yasağını ihlal eden ya da saldırı ile ilgili olarak önlem alınmadığı yönünde eleştiri yayımlayanlar da yer Selahattin Demirtaş Figen Yüksekdağ aldı. HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ve HDP Siirt Milletvekili Besime Konca’nın da tutuklanması ile tutuklu HDP’li sayısı 12’e çıktı. 10 TERÖR SALDIRISINDA 149 ŞEHİT Gözyaşı dinmedi 22Temmuz’da başlayan OHAL döneminde terör saldırıları da durmadı. 1 Ağustos’ta Bingöl’de seyir halinde çevik kuvvet aracına PKK tarafından saldırı düzenlendi. 7 polis şehit oldu. 18 Ağustos’ta Elazığ Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen PKK saldırısında üç polis şehit oldu, 217 kişi yaralandı. 20 Ağustos’ta Gaziantep’te sokakta yapılan düğünde kalabalığın arasına karışan canlı bomba 54 kişiyi öldürdü, 91 kişiyi yaraladı. 26 Ağustos’ta Cizre Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan PKK saldırısında 11 polis şehit oldu, 78 kişi yaralandı. 6 Ekim’de İstanbul Yenibosna’da Polis Merkezi’ne TAK tarafından düzenlenen saldırıda 10 kişi yaralandı. 9 Ekim’de Hakkâri Şemdinli Durak jandarma karakoluna düzenlenen saldırıda 10’u asker 15 kişi şehit oldu, 13’ü asker 26 kişi yaralandı. 4 Kasım’da Diyarbakır’da hem IŞİD hem TAK tarafından üstlenilen emniyet müdürlüğü saldırısında 10 sivil, iki polis şehit oldu, 100 kişi yaralandı. 10 Kasım’da Mardin Derik Kaymakamlığı’na düzenlenen saldırıda Derik Belediyesi’ne kayyım olarak atanan kaymakam Muhammed Safitürk şehit oldu, iki kişi yaralandı. 24 Kasım’da Adana Valiliği’ne düzenlenen saldırıda iki kişi yaşamını yitirdi. 33 kişi yaralandı. 10 Aralık’ta düzenlenen saldırıda İstanbul Beşiktaş’ta düzenlenen TAK saldırısında 36’sı polis, 44 kişi yaşamını yitirdi, 155 kişi yaralandı. haber 11 Çürüme... En zoru nedir biliyor musunuz? Baskı, korku falan değil. Hayır, yazamamak da değil. En zoru, etraftaki insan kirliliğine katlanmak zorunda olmak. Siz, kendinizi ne kadar korumaya çalışırsanız çalışın, eninde sonunda her gün karşılaşıyorsunuz o kirlilikle. Hele de bizim mahallede. Farkında mısınız nasıl da dökülüyor gazetecilik ve gazeteciler? Baskıcı dönemlerde insanların birbirlerine sataşmaları, satmaları, çirkinleşmeleri alelade olaylardır. Bu hikâye, insanlık tarihi kadar eski bir hikâye. Hannah Arendt’ten George Orwell’e kadar onlarca yazar 20’nci yüzyılın totaliter rejimlerinin birey üzerindeki “çürüme” etkisini çok güzel anlatmıştır. Ama ne yalan söyleyeyim; bizde adeta ayrı bir seviyeye çıkmış gözüküyor bu kişilik çürümesi. Teknolojiyle, televizyonla, sosyal medyayla hızlanan bir çözülme. Herkes şu ya da bu biçimde gücün, kudretin, erdem ve fikirlerden daha üstün olduğuna inanıyor. Dünyada en çok gazetecinin hapiste olduğu ülke, dünyada gazetecilerin en kötü sınav verdiği ülke aslında. Sanat dünyasından futbola kadar her tarafımızda kirlenen ruhlar; çürüyen kişilikler; takla atanlar; akrobasi yapanlar var. İzlemek bile acıklı. Televizyonu açmasanız da, köşelerini okumasanız da her yerden bitiveriyorlar. İnsanın ellerini iyice bir yıkayıp kapıyı çekip gidesi geliyor. Ama nihayetinde, gitmek yok. Memleket bizim, insanlar bizim. Alınyazımızda bugünleri yaşamak varmış. Bu medya sirkini, bu pespayeliği, bu freni patlamış ülke halini yaşamak dışında bir seçeneğimiz yok. Mevcut sürecin en büyük ıstırabı da bu: Çürümeyi gözlemlemeniz için mecburen sizi ön sıraya oturtuyorlar... Bazen düşünüyorum da, “Bizans oyunları” lafının bu topraklardan çıkmış olması tesadüf değil. Hem Batı dillerinde, hem de Türkçede benzer şekilde “iktidar oyunları” ya da “ayak oyunları” anlamına gelen bu ifade, bu toprakların siyasi kodlamasını güzel özetliyor. Bizans dediğiniz bizlere çok uzak değil. Osmanlı’nın Bizans’tan ciddi bir kültürel miras edindiğini biliyoruz. Üstelik bilimsel olarak Anadolu’nun genetik haritasının, bize anlatıldığı gibi at sırtında Orta Asya’dan gelen Oğuzların Kayı boyu ahalisiyle örtüşmediği; aslında bu toprakların kadim halklarının bir karışımı ve devamı olduğunu da biliyoruz artık. Alın size Bizans... Bu topraklarda kahramanlar yok mu? Var. Fazlasıyla. Sözünü sakınmayan, eğilip bükülmeyen, sağlam duran, kendi halkını koruyan, kollayan çok insan var. Her yerde, her sektörde var. İşte onlar da bu topraklarda yaşamayı katlanabilir kılan nedenlerin başında geliyor. Ama dedim ya; etraftaki, hele de bizim sektördeki cazgırlığa, kirliliğe, yalakalığa tahammül etmek mümkün değil. Bu yetmiyormuş gibi, bir de toplumun ruh hali var. Toplum, öfkeli. Ancak bu öfkenin yatışması değil büyümesi isteniyor. İnsanlar her gün daha agresif olmaya, daha saldırgan tweet’ler atmaya, trolleşmeye, komşusundan, hemşerisinden nefret etmeye teşvik ediliyor. Muhbir olmaları, yetmediğinde kendi temsil ettikleri toplum kesiminin sokak gücü olmaları isteniyor. Vurmaları, kırmaları emrediliyor. Ve biz gazetecilerin hiçbir şey yokmuş gibi bu gidişata sessiz kalmamız isteniyor. Meslektaşlarımın çoğunu görmüyorum. Sizler gibi ben de çoğuna katlanamıyorum artık. Ekranda izlemiyorum, yazılarını okumuyorum. Sürekli o mide bulanıklığıyla yaşamaktansa varsın o yorumları, o programları dinlemeyeyim diyorum. Aslında beklentilerimiz çok yüksek de değil. Hepimiz halden anlarız. Böyle bir ortamda kimseden büyük cesaret, büyük çıkışlar falan da beklemiyoruz. Medyada ayakta kalabilmek için bazı fedakârlıklar yapmak zorunda olduklarını da biliyoruz. Sadece bu kadar heyecanla cellatlığa soyunmaları, giyotinin etrafında heyecanla bekleşen kalabalıklar gibi neşeli halleri, insanı tiksindiriyor... KHK eylemine müdahale: 4 gözaltı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı önünde bir araya gelen Enerji Sanayi Maden Kamu Emekçileri Sendikası üyesi 20 kişilik grup, yayımlanan KHK’lerle ihraç edildiklerini söyleyerek, eylem yapmak istedi. Polis yetkilileri, grup üyelerine güvenlik gerekçesiyle eylem yapamayacaklarını söyleyerek, dağılmalarını istedi. Bunun üzerine bir süre dağılmayan eylemcilerle polis arasında kısa süreli arbede yaşandı. Yaşanan arbede sonrası polis ekipleri, 4 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan, Ömer Kök, Murat Çeşme, Volkan Yaramış ve Özkan Boğan adlı KESK üyelerinin Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü öğrenildi. l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear