26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 5 Kasım 2016 4 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN teslim olmayız Altın vuruş yakın Şu sıralarda, idam cezasının yeniden ihdasının gündemin baş sıralarına çöreklenmesinden, en fazla hoşnut olacak kişi, kuşkusuz Fethullah Gülen’dir. Gülen’in iadesinin Washington’dan istendiği ve bu amaçla sunulan dosyanın etkileyiciliğinin bizzat Amerikan yetkilerinin ifadelerinden belli olduğu bir sırada hiçbir şey idam cezasının yeniden getirilmesinin önerilmesi kadar Gülen’in ekmeğine yağ süremezdi. Üstelik, cezaların kanuniliği ilkesi gereği, idam yeniden konsa bile, FETÖ’cülere uygulanamayacak. İktidarın da bu gerçeğin farkında olduğu Başbakan’ın sözlerinden de anlaşılıyor. Ayrıca, bu cezanın yeniden ihdası Türkiye’nin kurucularından olduğu Avrupa Konseyi’nden çıkarılmasına kadar varabilecek sorunlar doğuracak. İdamın yeniden getirilmesinin tartışmasının bile çıkarlarına fena halde ters olmasına rağmen iktidar, idamda ısrarlı. Bu ısrarın akılla açıklanabilir bir yanı yok. HHH Terörün tırmanmasından, PKK beklediğini elde edemez, hendek eylemleri yerel halktan örgütün umduğu desteği göremezken, öte yandan şiddete şiddetle yanıt vermenin dışında, demokratik özgürlükçü devlet politikalarının geliştirilememesinin Kürt sorununun çıkmaza saplanmasına yol açtığı kafaya dank etmişken, polisiye önlemlerin yanı sıra, sorunun daha fazla özgürlük ve demokrasi, Kürt kimliğine daha titiz bir saygı çerçevesinde çözümünün zorunluluğunun görüldüğünü kanıtlayacak politikaların yürürlüğe konmasının, bunun için Kürt sorununda, ağırlığın siyasal platforma kaydırılmasının kaçınılmazlığı gün gibi ortaya çıkmışken seçilmiş, sivil Kürt siyasetçilerin sivil, özgürlükçü, demokratik, barışçıl siyasi çözüme doğru çekilmesi, sivil siyasetin ve Meclis’in çözüm çabalarının odağı haline getirilmesinin zarureti anlaşılmışken, seçilmiş sivil Kürt siyasetçilerin gözaltına alınıp tutuklanmasının yeni mağdurlar yaratma açısından en çok PKK’ye yarayacağını cümle âlemin gördüğü ortamda, Demirtaş ve arkadaşlarının gözaltına alınmalarının, siyasal iktidara hiçbir şey kazandırmayacağını herkes anlar. Ama iktidar anlamamakta direniyor ve tutulmaması gereken yolu tutuyor. Bunun akılla izahı mümkün değil. HHH 1982 yılında çok uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı yapmış olan İhsan Sabri Çağlayangil ile siyasi yasaklı oldukları dönemde, saatlerle sürecek kasetler dolduran bir söyleşi yapmıştım. Söyleşinin bir yerinde Çağlayangil’in söylediği şu sözler hiç aklımdan çıkmamıştır: Ben Amerikan Dışişleri Bakanı’nın yanına kapıyı vurmadan girebilirim ama herhangi bir Arap ülkesi büyükelçisinin karşısında ayak ayak üstüne atmaya çekinirim. Tecrübeli siyasetçi Araplardaki Osmanlı kompleksini kastediyordu. Cumhuriyet diplomatlarının hepsi, bu kompleksi bilir ve bölgede “ağabeylik” taslamaktan özenle kaçınırlar. Bugünkü iktidar ise, bol bol Osmanlı böbürlenmesiyle şişinmekte ve Şebak lideri Hunain El Kaddo’nun arkadaşımız Ceyda Karan’a söylediği gibi (bknz. Cumhuriyet 04.11.2016 safya 8) “nefret yaratmaktadır.” Bu politikanın da akılla açıklanması mümkün değildir. Hangi olaya bakarsanız bakın görürsünüz ki, iktidar aklın yolunu ve dengesini yitirmiştir, birbiri ardından kendi kuyusunu kazan uygulamalar içindedir. Bu şaşkınlık içinde, çareyi daha fazla şiddet, daha fazla baskı, daha fazla saçmalamada aramaktadır. Baskıcı yönetimler, uyuşturucu bağımlılarına benzerler, nasıl ki, uyuşturucu bağımlılarını gittikçe artan doz, zamanla kesmez olur, sonunda iş ölümü getiren “altın vuruş”a yol açarsa, diktalarda da saçmalama ve şiddet dozu artar, artar, sonunda altın vuruşa kadar varır. Her olay gösteriyor ki bizde de “altın vuruş”a az kaldı. Gece karanlık olsa da güneş elbet doğar Senarist, şair, müzisyen Bilgesu Erenus, dün gazetemize dayanışma ziyaretinde bulun du. Erenus, “Bildik isimlere ve kurumlara, son günlerde giderek tırmanan haksız uygulamalar aslında mevcut iktidarın aç gözlü küresel ser mayeye yaranmak için başarıyla yerine getirdi ği bir ev ödevidir sevgili dostlar” dedi. Bu uygu lamaların, arada bir uluslararası tepki almaları nın yanıltmaması gerektiğini dile getireren Ere nus, finans kapitalin, can alıp, yakıp yıkmada ar tık hiçbir sınır tanımadığını söy ledi. Erenus, şöyle devam et ti: “Başka türlü; çocukların, yedi, sekiz koldan, asker, polis, gerilla olarak, çocuk, taşeron ve mülte ci işçi olarak, fuhuş, organ nakli ve uyuşturucu aracılığıyla sürek li elimizden alınıyor olmasını na sıl açıklayabiliriz? Buna bir çare Bilgesu Erenus diyorsak, 1968 dünya gençliği ile her türlü kötülüğün anası para yı reddedebilen bir kuşak Taksim Gezi gençliğini buluşturabilmekte çare. Bu buluşmanın gerçek leşebilmesi için de nicedir unutulan bir sloganın tüm köşeleri tutması gerekiyor. Yalnızca mevcut iktidar ve muhalefete değil, sendikalara da duyu rabilmemiz mümkün. Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar, her şey emeğin olacak.” Erenus, sözlerini Bertold Brecht’in dizeleriyle tamamladı: Irmakların suyu taşları sürükler Bir gün yok olur gider zorbalar Alır büyüklerin yerini küçükler. Gece karanlık olsa da güneş elbet doğar. CUMHURİYET’İN KALESİ Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) ve İstanbul Çağdaş Demokratlar Muhasebeciler Derneği üyeleri öğleden sonra kalabalık bir grup olarak gazetemizi ziyaret etti. TÜRMOB Genel Sekreteri Yahya Arıkan, 1990 yılından bu yana Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu laik ve demokratik Cumhuriyet’e taraf olduklarını belirterek, “26 yıldır Atatürk çizgisinden ayrılmadık ve taraf olmaya devam edeceğiz. Tabii bugünlere gelmemizde özgür basının çok önemli bir yeri var. Cumhuriyetin bir kalesi de Cumhuriyet gazetesidir. Şimdi bu kaleyi yıkmaya ve özgür basını susturmaya çalışıyorlar. Ama biz örgütlü olduğumuz sürece bu kaleler ayakta kalacaktır. Bir an önce bu yanlışın düzeltilmesini ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu. Aydınlanma güçleri birleşmeli Gazetemizi ziyaret eden Prof. Dr. Coşkun Özdemir, 60 yıllık Cumhuriyet okuru olduğunu, Cumhuriyet’te 35 sene de yazarlık yaptığını belirterek şunları söyledi: “1946 yılında lise öğrencisiyken, bu millete nasıl bir darbe vurulduğuna tanık olmuş bir insanım. Hasan Âli Yücel’i devirdiler. Köy Enstitülerine hü cum ettiler. Hiçbir iktidar Atatürk’ün hedefine sadık kalmamıştır. Bu iktidar da Cumhuriyeti benimsemiyor. Büyük bir muhalif kesim var. Neden bir araya gelinmiyor? Bu gazeteye bir hukuksuzluk yapılıyor. Aydınlanma güçleri neden bu kadar kopuk? Artık bu güçler bir araya getirilmeli.” Cumhuriyet’e destek artarak sürüyor Herkes tepki vermeli DESTEĞE GELENLER Sosyolog Pınar Selek’in babası avukat Alp Selek, kardeşi Seyda Selek, CHP Sultanbeyli İlçe Başkanı Murat Kantekin, CHP Üsküdar İlçe Başkanı Erdoğan Altan, Üsküdar İlçe Gençlik Kolları Başkanı Mert Bahçetepe, Güngören Pirsultan Abdal Kültür Derneği üyeleri, Çağdaş Demokrat Odalar Platformu Grup Başkanı Dr. Yahya Arıkan ve üyeler, İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMOK) Dönem Sekreteri Kazım Mermer, müzisyen Mehmet Ekici, dün yazarımız Dr. Erdal Atabek ile görüşerek dayanışma duygularını iletti. Sanatçı Sadık Gürbüz ise gazetemizi telefonla arayarak, destek mesajını iletti. Gürbüz, “Sağlık sorunlarım nedeniyle gelemedim ama kalbim Cumhuriyet çalışanlarıyla. Cumhuriyet gazetesi, hiç hak etmediği günleri yaşıyor. Mücadelesi, mücadelemizdir” dedi. Omuz omuza durmalıyız Gazetemize yapılan operasyonların ardından gazetemize gelen destekler devam ediyor. Gazetemiz önünde devam eden nöbet sürerken; milletvekilleri, gazeteciler, sendika ve odalar gazetemizi ziyaret ederek, dayanışma ve destek mesajlarını iletti. HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu operasyonlar hakkında, “Tek tipçiliğin teksesliliğin hayata geçirilmesini amaçlayarak Başkanlık’a giden yolda hak ihlalllerini görünmez kılmak için yapılan bir operasyondu” değerlendirmesi yaptı. “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganını işaret eden Kerestecioğlu, “Herkesin bunu anlaması gerekiyor, susmamak gerekiyor. Çünkü başka bir yol yok” dedi. Yaşanan son süreç için ‘çürümüşlük’ nitelemesi yapan Kerestecioğlu şunları söyledi: “Kimse kimsenin aynısı olmak veya aynı düşünmek zorunda değil. Zaten biz buna hep karşıyız. Muhalif olmak böyle bir şeydir. Tek olmak istemezsiniz. Tek olmak çok sıkıcı bir şeydir zaten. Dolayısıyla kimse kimseyi ötekileştirmeden yan yana omuz omuz durmamız gerekiyor. Çünkü bu, faşizmin döşediği yollardır. O yollardaki taşları bizim özgürlüğe umuda doğru döşememiz gerekiyor. Bunun için omuz omuza olmamız gerekiyor.” Meclise gelecek KHK’ler için “Biz Meclis’te elimizden geldiğince ses olmaya çalışıyoruz” diyen Keresteceoğlu, Meclis’te gerçeklerin konuşulmadığını belirterek “Meclis’in bir işlevi yok” ifadesini kullandı. Desteğe gelenler CHP milletvekilleri Uğur Bayraktutan, Tufan Köse, Barış Yarkadaş, Şafak Pavey; eski CHP milletvekili Malik Ecder Öz, Mehmet Ali Serindağ, gazeteci Ayşe Önal, 78’liler Derneği. l ANKARA / Cumhuriyet Öz’ün odasına pankart Gazetemize yönelik operasyonun ardından Ankara Büromuzun önünde başlatılan nöbet sürüyor. Gözaltında tutulan yazarımız Güray Öz’ün Ankara Bürosu’ndaki odasına TGS Ankara Şubesi tararafından “Bu işyerinde cesaret var” pankartı asıldı. Pankart ilk olarak İstanbul’daki merkez binamıza asılmıştı. TGS’nin sosyal medya hesabından paylaştığı pankartın fotoğrafına “Cesaret bulaşıcıdır” yorumu yapıldı. Gazetemize yönelik operasyonun 5. gününde de Şişli’deki binamıza çok sayıda siyasi, hukukçu, aydın, sendika ve demokratik kitle örgütü temsilcisi ve okurlarımız, destek ziyaretinde bulundu. Ziyarete gelenler, “Hukuka, halkın iradesine saygı gösterilen ülkede yaşama ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Cumhuriyet’in yanındayız” mesajını yinelediler. Avukat Alp Selek: Tek söylenecek şey artık Türkiye’de hukukun kalmadığı. Hukukun kalmadığı yerde de hukuk ile ilgili bir şey söylenemez. Söylenecek bir şey yok artık. Eskiden bir üst merciye itiraz yapılırdı onu da kaldırdılar. Artık iddianame olana kadar insanlar niçin tutuklandığını da bilmiyorlar. Bunlar bir hukuk devletinde olmaması gereken şeyler. En kısa zamanda bunların düzeltilmesini diliyorum. CHP Sultanbeyli İlçe Başkanı Murat Kantekin: Türkiye’nin hızla despotik bir anlayışa sürüklenmesine direnecek demokratik kalelerden biri olan Cumhuriyet gazetesinin susturulmak istenmesi Türkiye demokrasisine vurulan bir darbedir. Eğer 15 Temmuz hain darbe girişimi amacına ulaşsaydı yine aynı şeyi yapacaktı. Çünkü tüm otokratik güçler, demokrasiye ve demokrasi yanlılarına karşıdırlar. Bizim Mustafa Kemal Atatürk’ten devraldığımız demokratik Cumhuriyeti daha da ileriye taşımamız gerekiyor. Bu noktada tüm baskılara direnmeliyiz. Başka Türkiyemiz yok, hep birlikte barış içinde yaşamak için demokrasi, özgürlükler, laiklik ve hukuk devletine sahip çıkmamız gerekiyor. Çağdaş Demokrat Odalar Platformu Grup Başkanı Dr. Yahya Arıkan: Biz aslında 26 yıldır Cumhuriyet gazetesinin mücadelesine benzer bir mücadele veren bir meslek grubuyuz. Özel yasalar çıkarıldı bizler ile ilgili. Hiçbir meslek örgütünde olmayan bir seçim sistemi ilk defa mali müşavirlere uygulanan bir sistem. Biz her genel kurulda laik, demokratik Cumhuriyete, insan haklarına taraf olduğumuzu söyledik. Bir kale gibi 26 yıl mücadele ettik. Bizim için Cumhuriyet gazetesinin özel bir yeri var. Bu olaylar ilk değil ama bunun özü gazetenin tamamen susturulmasına yönelik bir olguyu bir yurttaş olarak kabullenmek mümkün değil. Enerjimizi ve birikimimizi ülkemizin insanlarına güzel gelecek adına arayacağımıza zaman kaybından bir şey değil. Mali müşavirler muhasebeciler olarak atılan adımları şiddetle reddediyoruz, bir an evvel bunlardan vazgeçilmesi ve herkesin kendi işine bakmasını, daha çok özgürlüğün, daha çok insan haklarına saygılı bir ülke olmasını diliyoruz. Mücadelede yanınızdayız. CHP Üsküdar İlçe Başkanı Erdoğan Altan: Yalnızca Cumhuriyet gazetesine yapılan bu operasyonun yanı sıra bu gün HDP’ye yapılan yarın muhtemelen başka sivil toplum kuruluşlarına, muhalif gözüken gruplara yapılacak. Aslında toplumun bütün kesimlerinin bu konuda göstereceği tepki bir anlam ifade eder. İşte biz bu gerekçeyle buradayız. Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyet ile eşdeğer bir gazete. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear