25 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 5 Kasım 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Mafya yöntemiyle haber 11 operasyon yapılıyor’ Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’e ve HDP’lilere yapılan operasyonla ilgili, ‘Seçimle gelen seçimle gider’ dedi ve egemenliğin Saray’a hapsedilmek istendiğini söyledi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemize ve HDP’ye yapılan operasyonların “mafya yön temiyle” gerçekleştirildiğini belirterek, “Çılgınlara ülkeler teslim edilemez. Akıl baliğ olma yanlara ülke teslim edile mez. Seçimle gelen seçim le gider. Kan davasıyla ül ke yönetilmez” dedi. CHP HAKAN DİRİK lideri, ülkenin freni kopmuş bir kamyon gibi yokuş aşağıya gittiğini vur guladı. Ahmet Adnan Say gun Sanat Merkezi’nde düzenlenen par tisinin belediye başkanları toplantısının açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, devle tin kin ve intikam duygularıyla yönetile meyeceğini vurguladı. Egemenliğin padi şahın değil, milletin olduğunu, bunun da Atatürk döneminde yapılan anayasanın ilk maddesi olduğunu kaydederek, şunla rı söyledi: “Şimdi egemenlik Saray’a hap sedilmek isteniyor. Sen millet değilsin, tek başına bir bireysin. Demokrasiyi sa vunuyorsanız, seçimle gelenin seçimle gitmesini savunacaksınız. Seçimle gelen lerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır. Seçimle gelenleri ben yakalayacağım, hapse atacağım, öldüreceğim, mafya yön temleriyle susturacağım onları derseniz o ülkeye barışı asla getiremezsiniz.” Freni kopmuş kamyon gibi Operasyonların “terörle mücadele” adı altında gerçekleştirildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Elbette ki teröre hep birlikte siyasi görüşümüz ne olursa olsun, dur demek zorundayız. Terörle mücadelenin akılla ve mantıkla yapılması lazım. Sivrisineklerle uğraşarak terörü bitiremezsiniz. Bataklık kurumuyorsa terörü önleyemezsiniz. Açık ve net söylüyorum. ‘Musul’a Rakka’ya gideceğiz’ diyorlar. Bir soru sormak istiyorum. Burnunuzun dibinde Kandil var, neden bir şey yapmıyorsunuz? Açık ve net söylüyorum. Türkiye iyi yönetilmiyor. Freni kopmuş kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Nereye gittiğimizi kimse bilmiyor” dedi. Direnme hakkı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık isteğine ilişkin, “Türkiye’yi onun iki dudağı arasına hapsetmek istiyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, Hitler örneğini vererek “direnme hakkını” anlattı. Kılıçdaroğlu, “Neden illa başkanlık diyorlar? Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmek istiyorlar. Eğitim mi, onun istediği olacak. Kadın erkek eşitliği, onun istediği gibi olacak. Elbette ‘Meclis bir kez daha bombalandı’ HDP’ye düzenlenen operasyonla ilgili CHP’den tepki geldi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Bozdağ’ın açıklamaları bunun hukuki değil siyasi olduğunu ve kararın Saray patentli olduğunu gösteriyor” dedi. HDP operasyonuna CHP’den gelen tepkiler şöyle: Selin Sayek Böke: Başkanlık yolunda tüm muhalifler susturulmak isteniyor. Ülkemizin birliği ve demokrasi tehdit altında. Faşizme karşı bir araya gelmeliyiz. Özgür Özel: 15 Temmuz başarılı olsaydı bu görüntüler AKP’lilere yapılacaktı. Bunun da karşısında durduk. 90’larda ensesine basılıp, beyaz Toros’a bindirilen vekil görüntülerini alkışlayanlar vardı, ama bugün onlar utanç görüntüleri. Bugün de bir utanç sayfası açılıyor. Seçimle gelen seçimle gider. Biz vekillerin tutuksuz yargı lanmasını savunuyoruz, suçu kesinleşirse görevinden sonra cezasını çekebilir. Bu muamele, hangi partiye yapılırsa yapılsın yakışmaz. Bozdağ’ın açıklamaları bunun hukuki değil siyasi olduğunu ve kararın Saray patentli olduğunu gösteriyor. Sezgin Tanrıkulu: Bu gece yapılan sadece darbe değil aynı zamanda ülkeyi bölme harekatıdır! TBMM bir kez daha bombalanmıştır. l ANKARA ki hepimiz yasalara, hukuka uymak zorundayız. Ama birileri hukuka uymazsa, hukuku çiğnerse, kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatırsa o zaman bu halkın doğal olarak direnme hakkı vardır. Direnme hakkı, Alman Anayasası’nda vardır. Anayasaya konmuştur, niçin? Hitler’den örnek alınarak konulmuştur. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez. Akıl baliğ olmayanlara ülkeler teslim edilemez. Bilgisi olmayan insanlara, basiretli davranmayanlara ülkeler teslim edilemez. Önyargılarını öne koyup düşüncelerin önüne set çekenlere ülkeler teslim edilemez.” Dikta için mi şehit oldular Kılıçdaroğlu, “Terörle mücadele ediyorum diye gazetecileri, sanatçıları, yazarları, er ve erbaşları hapse atacaksın. Parantez içinde Adil Öksüz’ü serbest bırakacaksın. Bu konuda tek kelime bile etmeyeceksin. Adil Öksüz’ün eline neden kelepçe takılmaz? GPS cihazını Öksüz’e kim vermiştir? O cihazı Türkiye’ye hangi kurum ithal etmiştir. Bunları bilmek bi zim hakkımız. Hükümet kanadından tık yok. Niye tık yok? 15 Temmuz darbe gecesi hayatını kaybeden 240 şehidimiz Türkiye’ye dikta gelsin diye mi şehit oldular? Türkiye bir kişinin iki dudağı arasına hapsedilsin diye mi şehit oldular? Yoksa bu ülkede demokrasi kaçınılmaz olarak gelsin, gerekirse biz hayatımızı feda ederiz diye mi geldiler?” diye sordu. Öte yandan Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’la telefonla görüştü ve geçmiş olsun dileklerini sundu. l İZMİR Siyaset yeni krizlere gebe! EMİNE KAPLAN HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekillerine yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonu, anayasa değişikliği, idam ve referandum ekseninde geçen siyasi tartışmaları yeni bir boyuta taşıdı. HDP’lilerin vekilliklerinin düşmesi durumunda ara seçim olasılığı da dillendirilmeye başlandı. Ancak AKP kanadında, ara seçime özellikle bölgede HDP’nin milletvekili çıkarmasında zorluk yaşamayacağı düşünülerek sıcak bakılmıyor. HDP’li milletvekillerinin yargılanmaları sonucunda hüküm giymeleri durumunda mahkeme kararının TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla birlikte vekilliklerinin düşmesi, boşalan milletvekilliği sayısının 28’i bulması durumunda ara seçime gidilmesi gündeme gelebilecek. Bir ara seçimin gündeme gelmesi durumunda ağırlıklı olarak bölge illerinde yapılacak seçimde HDP’nin milletvekili çıkarmasında zorluk yaşamayacağını düşünen AKP’nin, bu nedenle ara seçime sıcak bakmadığı kaydediliyor. Gözaltına alınan HDP’lilerin tutuklanması, HDP’nin Meclis grubunu etkilemiyor. Bir siyasi partinin Meclis’te grup kurabilmesi için en az 20 milletvekilinin bulunması gerekiyor. HDP’lilerin vekilliğinin düşmemesi nedeniyle partinin grup sorunu bulunmuyor. Hükümete göre ‘hukuki işlem’ Açıklama ihtiyacı Başbakanlık, gece yarısı düzenlenen HDP operasyonlarını dünyaya açıklama ihtiyacı hissetti. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün operasyon ile ilgili açıklamasında “Hakkında suç isnadı bulunan bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra, ifade vermeye gitmedikleri gerekçesiyle HDP’li milletvekiline gözaltı kararı uygulanıyor” denildi. l ANKARA Savcı FETÖ tutuklusu! CANAN COŞKUN Tutuklanan İmralı Heyeti üyesi ve HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken hakkındaki fezlekeyi, MİT TIR’larının durdurulması davasında, ‘darbeye teşebbüs’ iddiasıyla tutuklu yargılanan, dönemin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Karaca’nın hazırladığı ortaya çıktı. Savcı Karaca, Baluken’in, “Örgüte üye olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüt üyesi olmak suçunu işlediğini” iddia etti. Emekli albay Cemal Temizöz’ün, 2009’da Gülen cemaatine yönelik operasyon hazırlığındayken Balyoz ve faili meçhul soruşturmalarında tutuklandığı öne sürülmüştü. FETÖ’nün, eski PKK itirafçılarını gizli tanık yaparak Temizöz’ü suçladığı iddia edilmişti. HSYK müfettişleri, Temizöz’ün de yargılandığı faili meçhul davasında görev yapan savcılar Ergün Tokgöz, Ahmet Karaca, Adem Özcan, başsavcı Durdu Kavak, hâkim Menderes Yılmaz hakkında soruşturma başlattı. Karaca, daha sonra, MİT TIR’larına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, 14 Ocak 2015’te HSYK 2. Dairesi’nce meslekten ihraç edildi. Karaca, bir gün sonra da görevinden uzaklaştırıldı. MİT TIR’larının durdurulması ve aranmasına ilişkin davada tutuklu yargılanıyor.” İstanbul’da bulunan Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Haliç Kongre Merkezi’nde bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım, HDP’lilerin gözaltına alınmasına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye bir hukuk devleti. Hukukun önünde hiç kimsenin geçiş üstünlüğü yoktur. Yapılan işlem hukuk içerisinde bir işlemdir. Yani daha önce mahkemeler dokunulmazlıkları kaldırılan toplam 154 milletvekili hakkında çağrı yapmışlar, bunlardan HDP milletvekilleri dışında tamamı gitmiş ifadesini vermiş ve yasal süreç devam etmektedir. HDP milletvekillerinden sadece 1 tanesi gitmiş, 54’ü bu çağrıya uymamıştır. Yani hukukun üstünlüğünü tanımamışlardır. Dolayısıyla yapılan işlem mahkemelerin yaptığı çağrıyı yerine getirmemesi üzerine gerçekleşen bir işlemdir.” Yıldırım, internetteki yavaşlama ve sosyal medyaya uygulanan erişim yasağı ile ilgili olarak, “Güvenlik için uygulamalardır. Bunlar geçici tedbirlerdir. Tehlike bertaraf edildikten sonra her şey normale döner” dedi. ‘Kanunun gereği yapıldı’ Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HDP milletvekillerinin gözaltına alınmasına ilişkin, “Biz gitmeyeceğiz, ifade vermeyeceğiz şeklinde açıklamalar yaptılar. Böyle bir durumda da kanun, hukukun gereklerinin nasıl yerine getirileceğini açıkça yazmaktadır. Kanunun yazdığı biçimde hukukun gerekleri yerine getirilmektedir” dedi. İslamcımilliyetçi blok işbaşında Daha beş gün önce gidişatın hızlandığını söylemiştik. Hızlanma ne kelime, frenleri patlamış bir kamyonun içinde hepimizi yokuş aşağı götürüyor iktidar. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekillerinin gözaltına alınmasından sonra, bu gidişatın ne olduğunu özetledi. “Bu gece yapılan sadece bir darbe değil, aynı zamanda ülkeyi bölme harekâtıdır! TBMM bir kez daha bombalanmıştır. Bu çok tehlikeli bir provokasyondur. Bu gece itibarıyla AKP altı milyon insana ‘verdiğin oyların hükmü yok’ demiş ve ülke bütünlüğüne ağır bir darbe indirmiştir.” Evet, ülke bütünlüğüne indirilen bu ağır darbe, bugün Kürt sorununda iktidar partisi etrafında oluşan İslamcımilliyetçi blokun desteğini elde ederek, başkanlık rejimi görünümlü diktatörlüğün altyapısını hazırlamak için yapılıyor. Başbakan’ın tutuklamalar ve iletişimin ülke çapında kâh kesilmesi kâh yavaşlatılmasıyla ilgili ileri sürdüğü gerekçe, “tehlike(nin) bertaraf edilmesi”. Sonra her şey normale döner, diyor. Kastettiği normal, koca bir ülkenin bir kişinin iki dudağının arasından çıkanların, kafasından geçen tahakküm arzularının, etrafında topladığı aklı gidip gelen bir güruhun hezeyanlarının hepimizi bir felakete sürüklemesi. Bugün iktidar, bertaraf etme bahanesini ileri sürdüğü tehlikenin esas yaratıcısıdır. HDP eş genel başkanları ve diğer milletvekillerinin tutuklanması, bu gidişatta iktidarın gaza daha fazla basması anlamına geliyor. Bir çılgınlık nöbetine tutulmuş, Kürt nefreti ve korkusuyla gözü dönmüş, iktidara yapışma telaşı içinde aklını ve iradesini başkasına teslim etmiş bir koalisyon, bizi felakete sürüklüyor. İktidarın orkestra şefinin karşısında toplanan bu blokta elbette ümmetçi İslamcılar var. Yerli faşizmin tescilli temsilcileri ve ulusalcı etiketli ırkçıları var. Cumhuriyet gazetesine kayyım atanması için başlatılan operasyonun arkasında Cumhuriyet’in bazı eski yöneticilerinin yer alması şaşırtıcı değil. Dün Yalçın Doğan’ın bu konudaki değerlendirmesini Deniz Kavukçuoğlu köşesine taşıdı. Evet, bu faşizanümmetçi iktidar bloku içinde bu kişiler de var. Onları destekleyen Türk nasyonalsosyalist partisinin yayın organı ve Erdoğan devletinin baş borazanları, Cumhuriyet gazetesinin “FETÖ ve PKK yandaşlarının” elinden kurtarılıp, esas sahiplerine geri verileceğini bas bas bağırıyorlar. Yerli faşizmin resmi temsilcisi bunu destekliyor. Cumhuriyet’e hem FETÖ/PDY hem PKK/KCK örgütlerinin propagandasını yapma suçlamasını yönelten savcının “Fethullah Terör Örgütü” üyeliğinden sanık olması da ne bir rastlantı, ne de “talihsizlik”. İktidara hâkim olan hırsın yarattığı telaşın, nefretin körelttiği aklın mükemmel bir özeti. Böyle bir suçlamaya ancak böyle bir savcı yaraşırdı. Mayıs ayında dokunulmazlıkların kaldırılmasına yeşil ışık yakan aymazlık, bugün Adalet Bakanı’nın “Türkiye hukuk devletidir, herkes hukuk önünde eşittir, herkese uygulanan hukuk HDP milletvekillerine uygulanıyor” demesine fırsat veriyor. Diyeceksiniz ki, uysa da “yaptım” uymasa da iktidarı bu. O fırsat olmasa başka fırsat bulur, yaratırdı. 1994’te milletvekilleri derdest edilirken anayasa değişikliği mi yapılmıştı? Milletvekilleri lojmanları ve Meclis ablukaya alınmıştı. O zaman bunu yapan şahin DGM savcısının temsil ettiği zihniyet ve irade, İslamcı ihya tutkusuyla güçlendirilmiş olarak misliyle iktidarda. Sadece iktidarın değil, hepimizin altında kalacağı büyük bir felakete doğru hızla sürükleniyoruz. Cumhuriyet gazetesine FETÖ propagandası yapma suçlaması yönelten savcının aynı anda FETÖ üyesi olmaktan sanık olarak yargılanıyor olması gibi, ülkeyi bölecekler gerekçesiyle HDP milletvekillerini tutuklatan irade telafisi mümkün olmayacak bir bölme harekâtı yürütüyor. Durum, antik Yunan mitolojisinde tanrıların insanlarla oynadığı, onlarla hem alay ettiği, hem de bazılarına güç ve iktidar bahşeder gibi yapıp başlarını döndürürken, nihai felaketlerine doğru yönlendirdiği trajikomik anlatılara ne kadar benziyor, değil mi? Bahçeli’den eleştirilere yanıt MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında fiili Başkanlık sistemi düğümünü MHP’den başka hiçbir partinin çözemeyeceğini belirterek, sistemle ilgili partisini ve kendisini eleştirenlere sert yanıt verdi. “Parlamenter sistemden yanayız, daha nasıl anlatayım?” diye soran Bahçeli, “halkın tercihinin başkanlıktan yana olması karşısında” ise “MHP olarak ülkeyi mi terk edelim, devlete millete karşı mı çıkalım? Bazıları gibi ülkeyi çökertme faaliyetlerinde mi bulunalım? Halk ne diyorsa biz onu yapmak zorundayız” görüşünü dile getirdi. l SELDA GÜNEYSU /ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear