26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 5 Kasım 2016 2 teslim olmayız EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Gece nöbetine katılanlar halaylar çekti Nöbete çocuklarıyla gelenler de vardı. ’te direniş çok güzel Nöbetin 4’üncü gününde Fenerbahçe Manchester United maçıyla heyecanlandık, tiyatro gösterisiyle hem güldük hem düşündük, halay çektik, türkülerle hüzünlendik Gazetemizin Şişli’deki merkezinde devam eden gece nöbetinde, önceki gün, Fenerbah çe ve Manchester United maçının he yecanı vardı. Fenerbahçe’nin galibi yeti nöbette büyük bir neşeye sebep oldu. Mü zisyenler Mehmet Eki ci ve Hasan Deniz, bağ lama eşliğinde söyledik leri türkülerle, bahçe SEYHAN AVŞAR dekileri coşturdu. Tiyatro İmge’nin gösterisi ise hem güldürdü hem de düşündürdü. Çünkü, grubun ilk oyu nun adı, “Medya Maymunu’, ikinci gösterisinin adı ise “Çark”tı. ‘Çoğunluk despotizmi...’ İnşaat İşçileri Sendikası üyeleri, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” diyerek “Teslim olmayacağız” yazılı pankartla nöbete destek oldu. Sonra, İstanbul Tabip Odası (İTO) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyeleri, beyaz önlüklü hekimler geldi. İTO Genel Sekreteri Samet Mengüç, yıllarca teorik olarak öğrenilen faşizmin, bu döneminde fiilen yaşandığına dikkat çekti: “Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara karşı hep birlikte olmak için buradayız. Biz hekimler, insanların bir bütün olarak, iyi halde yaşamasına ve insanların yaşadığı çevreyi de iyi hale getirmek için uğraşırız. Önemli olan sağlıksız durumu ortaya koyan şeylere müdahale etmektir. Bir yerde bir saldırı, hak gaspı varsa ilk önce var olan saldırıyla mücadele etmek lazım. Biz fiilen bir çoğunluk despotizmi yaşıyoruz. Bu faşizmin bir çeşididir. Demokrasinin bir komplikasyonudur. Demokrasi, çok nadir de olsa kendi içinde üretir bunu. Şimdi bu despotizmi kovma günüdür. Özgürce ve kardeşçe yaşamı hep beraber öreceğiz.” Suruç’un devamı... Suruç Yaralıları ve Tanıkları Platformu üyesi gençler de Cumhuriyet’e omuz vermekten geri durmadılar. Bahçede, “Amed’i, Suruç’u, Ankara’yı unutma” sloganları atan gençler, “Diktaya karşı direnen Cumhuriyet gazetesinin yanındayız” pankartı taşıdılar. İçlerinden Koray Türkay, Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyonun, 20 Temmuz Suruç katliamının siyasi başka bir boyutu olduğunu vurguladı. Türkay, “Ülkede açık bir faşizm mevcuttur. AKP ile mücadele eden herkes saldırı altındadır. Bugün AKP faşizminin saldırısına maruz kalmış Cumhuriyet gazetesinin yanında olmak için buradayız. Bizler bir araya gelerek faşizme karşı ortak bir hare Müzisyenler Mehmet Ekici ve Hasan Deniz Tiyatro İmge’nin Medya Maymunu ve Çark adlı gösterileri hiciv doluydu. ‘Eşiği aştırmayız’ Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, CHP milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, CHP il başkan yardımcıları Muharrem Çatalkaya, Kemal Yılmaz, Tahsin Epli, Ceren Özmen, Muhterem Aktaş, Veli Coşkun, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Servet Demir de önceki gece bizimleydi. Salıcı, “Ülke üzerindeki baskının son noktası Cumhuriyet gazetesine yapılan şafak operasyonudur. Cumhuriyet gazetesi eşiğinin aşılmasına izin vermeyeceğiz” dedi. kette bulunmalıyız” diye konuştu. Halaysız nöbet olmaz Tiyatro İmge sanatçıları, sokakta iki ayrı gösteri sundular. İlk oyun “Medya Maymunu”nun konusu, susturulmak istenen özgür basındı. “Çark”ta ise FETÖ üyelerinin evinden çıkan 1 dolarlara gönderme yaptılar. Fethullah Gülen’in insanları buyruğu altına nasıl aldığını anlattılar. Tiyatro üyesi Şahin Tümüklü, “Özgür basının susturulmasının karşısında bir tarafız. Mücadelenin tarafıyız. Direnenlerin tarafıyız. Spartacus’ten, Şeyh Bedrettin’e, Nâzım Hikmet’ten Kutsiye Bozoklar’a hep direnenlerin yanında olduk. Cumhuriyet gazetesinden DİHA’ya, JINHA’dan, Evrensel Kültür’e özgür basın susturulamaz” dedi. Devrimciler anıldı Destek için gelenler, Mehmet Ekici ve Hasan Deniz’in konseriyle coş tu, halaylar çekti. Ekici, Salkım Söğüt, Leylim Ley, Çav Bella, Omuz Tutun Beni gibi sevilen türküleri seslendirdi. Dinleyiciler ise şarkı aralarında, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla, operasyonu protesto etti. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya için “Denizim” türküsünü seslendiren Ekici, “Burada kendimi Gezi Direnişi’nde hissettim. Sayı olarak az olsak da, ruhumuz aynı” dedi. Ekici, kapatılan TV 10 televizyonu için her cumartesi günü saat 14.00’te Galatasaray Meydanı’nda düzenlenen eyleme katılma çağrısı da yaptı. Maç heyecanı... Fenerbahçe’nin, İngiliz devi Manchester United’ı Kadıköy’de 21 yendiği maç, gece nöbetinde nefesler tutularak izlendi. Sow ve Lens’in golleri ağlarla buluşurken, ekran başındakiler de hop oturup hop kalktılar. Maç sonrası, öğrenciler ders çalışmaya çekildi. Diğer tarafta, gece forumu çoktan başlamıştı. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, yine ve yeniden masaya yatırıldı. Öneriler, fikirler birbiriyle yarıştı. Sohbet sürerken, uykusu gelenler battaniyelere sarılıp koltuklara kıvrılmıştı. Baskın haberi geldi Gecenin ilerleyen saatlerinde HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın evinin basıldığı, HDP’li milletvekillerinin gözaltına alındığı haberi geldi. Nöbet tutanların enerjisi de düştü. DİSK Basınİş üyesi Aydın Nadir, “AKP’nin halkın iradesine yaptığı darbenin adı açık faşizimdir. Sokaklarda, meydanlarda demokrasi narası atanlar bugün bir halkın iradesini yok sayıyor. Unutmasınlar, AKP ve Saray kaybedecek” diye tepki gösterdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Tükeniyoruz, hadi artık! “Sözün bittiği yerdeyiz” dediler. “Sakın ha” dedik: “Söz, insanın barış dilidir. O biterse, ne konuşacak?” Söz hükmünü yitirdiğinde, kürsü silaha devredildiğinde, ne olduğunu görmedik mi? Yiten 40 bin candan hiçbir şey öğrenmedik mi? HHH “Dokunulmazlıklar kaldırılmalı” dediler. “Aman ha” dedik: “Meclis, demokrasinin beşiğidir. Onun koruma kalkanı kalkarsa kim konuşacak?” Meclis devreden çıktığında, halkın iradesi elinden alındığında ne olduğunu görmedik mi? Yıllarca hapis yatan Kürt vekillerin daha güçlü bir direnişi tetiklediğini görmedik mi? Onları hapseden zihniyetin çöküşünden hiçbir şey öğrenmedik mi? HHH Gazetemizin bütün yöneticilerini, can arkadaşlarımızı bir sabah baskınında alıp götürdüler. Evlerimizi arayıp saçma sapan iddiaları kendini savunma imkânı olmayan insanların ardından püskürttüler. Tıpkı darbeciler gibi… Daha onların görüş yasağı kalkmadan, önceki gece yarısı Meclis’i bombaladılar. Tıpkı 15 Temmuzcular gibi… Halkın sesine ve milletin iradesine saldırdılar üst üste… Ve dünya zorbalıklarını duymasın diye interneti kestiler gece yarısı… İnsanlar haberleşir, dayanışır, direnir korkusuyla tüm iletişim kanallarını kestiler; sanki bu, zulmü gizlemeye yetermiş gibi… HHH Bilmem, dokunulmazlıklar kaldırılsın diye kulis yapanlar, Meclis’in boynunu zalimin giyotinine gönüllü yatıranlar pişman mıdır şimdi? Alet oldukları kumpasa bakıp sızlanıyorlar mıdır? Bunları konuşmak için çok geç… 4 Kasım darbesinden sonra bize düşen, bundan sonrasını düşünmek… Başkanlığı uğruna ülkeyi yakmayı kafasına koymuş bir Neron’a karşı tek bir itfaiye aracı yok elimizde… Tutuklamalar var, saldırılar var, şehitler var, yaklaşan bir iç savaş tehlikesi var; fakat bu faciaya dur diyebilecek tek bir aklıselim sahibi yok ortada... Ama neyse ki, birileri, öbürlerinin birer birer hapsedilmesini korkuyla izleyip “Ama onlar da…” diye başlayan cümlelerden bahaneler ürettikçe sıranın kendisine geldiğini gördü. Yangının ateşini kapısında duydu. “Dokunulmaz” yok artık… Hep birlikte bir uçurumun tam kenarındayız. Ya hep bir arada durup karşı koyacağız ya da uçurumun dibini boylayacağız. HHH Yapılması gerekeni bir örnekle açıklayayım: Biz hapisteyken 80’lerinde bir genç adam, tek başına, bir tahta sandalyeyle hapishanenin önüne geldi. Kış ortasında, elinde kitabıyla, meydana oturup bekledi. Sadece bekledi. Saatlerce bekledi. Bu onun, “Uyanın” çağrısıydı; “Tükeniyoruz” kaygısıydı; “Hadi artık” çığlığıydı. Duyuldu. Ertesi gün hapishane kapısında yüzlerce tahta sandalye vardı; yüzlerce cesur insan… Onların aylarla çoğalan güçlü sesi, uzakta bir sarayı tedirgin etti. Bir tahta sandalye, altın tahtın iradesini devirmeye yetti. Mete Akyol, bize nasıl direnileceğini öğretip gitti. Şimdi Cumhuriyet’in önünde o sandalyeler… Anısı önünde saygıyla eğiliyor ve örnek alıyoruz: Uyanın, tükeniyoruz. Hadi artık! Yayıncılar yanımızda Yayıncılar Birliği İkinci Başkanı Fahri Aral, Evrensel Basım Yayın’dan Cavit Nacitarhan ile Sorun, Agora, Alef, Ayrıntı, Bulut, Günışığı, Habitus, İletişim, İstos, Literatür, Metis, On8, Pencere, Say, Sel, Tekin, Yordam, Boğaziçi Gösteri Sanatları (BGST) Yayınları, Metis Yayınları, Doğan Kitap ve Özgürlük Dünyası Dergisi temsilcileri dün gazetemize destek ziyaretinde bulundu lar. Aral, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Mesleğini ancak düşünce ve ifade özgürlüğünün bulunduğu bir ortamda sürdürebilecek olan biz yayıncılar, Cumhuriyet gazetesine, Evrensel Kültür’e ve tüm basına yönelen saldırıları kınıyoruz. Hukuka, halkın iradesine saygı gösterilen bir ülkede yaşama ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear