06 Haziran 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 28 Kasım 2016 yorum 13 Dondurucu! Ülke kışa giderek daha ağır ve dondurucu politikalarla giriyor. Bu durum yalnız AB Parlamentosu’nun kararıyla sınırlı kalmıyor. Suriye savaş bataklığı ve Şanghay şaşkınlığıyla tamamlanıyor. İçerde de ekonomi buzlu sularda yüzen eski bir gemi gibi sallanıyor! Gerçekte uzaklaşılan nedir? AB Parlamentosu’nun Türkiye’nin tam üyelik görüşmelerini bağlayıcı olmayan askıya almayı ya da sürecin dondurulmasını önermesi, bu ülkenin dünyadaki yeri yönünden tarihsel ve olağanüstü olumsuz bir gelişmedir. Çünkü karar toptan bir karşı çıkıştır; 107 çekimser, 37’ye karşı 479 oyla alınmıştır. Türkiye, Avrupa’daki geleneksel özgürlükçü, solcu, demokrat ve barışsever dostlarını da tamamıyla kaybetmiştir. Böyle bir keskin dışlanmışlık, yalnız bu ülkenin ekonomisinde olumsuz sonuçlar vermekle kalmaz; asıl büyük zararını, toplumsal gelişmenin çağdaş dayanaklarının yıkılmasıyla verir. Bu ülkenin Cumhuriyetçilerinin, solcularının ve özgürlükçülerinin, AKP’nin gerçekte dünya görüşünden kaynaklanan AB karşıtlığı oyununa gelmemeleri, tuzağına düşmemeleri gerekir. Asıl sorun, AB’den uzaklaşılmasının yaratacağı temel evrensel değerlerden, Cumhuriyetin çağdaşlaşma (Batılılaşma değil) doğrultusundan uzaklaşılmasıdır. Bu doğrultudan kopmanın bu ülkede yaratacağı, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü; düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel insan hakları; kadınerkek eşitliği; dürüst ve kurumları çalışan kamu yönetimi; sosyal devlet; çağdaş eğitim; bilim, giderek sanat ve spor alanlarındaki ağır olumsuzluk ve kayıplardır. Bilirsiniz, halk arasında “söyle arkadaşını..” diye başlayan bir tekerleme vardır. Şanghay Beşlisi Örgütü’ne yönelme, Türkiye’nin, yeni arkadaşlıklar ve buradan sonu karanlık alışkanlıklar edinmesidir. O arkadaşlıklarda yukarıdaki evrensel insanlık değerlerinden ve doğal olarak insan haklarında dayalı demokrasiden eser yoktur; çoğunun devlet yönetimleri, mafya örgütlerini aratmayacak kadar yolsuzluklara batmıştır. Pek çoğunda ilkellik kalıntısı idam vardır ve elbette tamamında başkanlık! AKP huyundan vazgeçmez! Geçen hafta çocukların cinsel sömürüsü nedeniyle suç işleyenlerin affını öngören AKP düzenlemesi, kamuoyunun ve muhalefetin yükselen güçlü sesiyle durduruldu. Bu çok büyük bir başarıdır. Ancak suçluların affedilmeyecek olması, yalnızca onların durumunu donduruyor; çocuklara yönelik cinsel sömürünün bundan sonra da sürdürülmeyeceği anlamına gelmiyor. Kaldı ki, yılların deneyimleriyle kanıtlandığı ve Cumhurbaşkanı’nın mutabakat ile olmalı diye yeniden gündeme getirdiği gibi AKP, düşünce yapısı gereği bu tür konularda ısrarından asla vazgeçmez! Bu nedenle, bu konudaki toplumsal duyarlılığın canlı tutulmasının sağlanması gerekir. Bu olayda çok başarılı bir sınav veren kadın hakları örgütlerinin çocukların cinsel sömürüsünü, ülke düzeyinde iletişim ağı oluşturarak engelleyecek biçimde yapılanmaları ve başardıkları duyarlılığın daha fazla toplumsallaşmasını sağlamaları çok yararlı olacaktır. Çocukların cinsel sömürüsünün engellenmesi yönünde atılan her adım temel insan haklarını güçlendirici niteliktedir ve bu nedenle de ayrıca çok önemlidir. Diğer yönden ülkemizde insan hakları ve özgürlükleri yerlerde sürünüyor. Düşünsel sömürü, yani insanların duygu ve düşüncelerinin yalanyanlış bilgilerle doldurulup iliklerine dek sömürülmesi tüm kötülüğüyle toplumu sarıyor. Ya bütün sömürülerin sütanası olan, onları besleyen ekonomik sömürü? Çocukların hakları konusunda gösterilen bu harika duyarlılık, büyüklerin sömürülmesini engelleyecek gelişmelere gebe olamaz mı?! Neden olmasın? Hem ne diyor şair: Umut fakirin ekmeği! 28 KASIM 2016 SAYI: 33290 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.27 06.10 06.31 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.59 12.59 15.23 07.41 12.44 15.11 07.59 13.06 15.37 Akşam 17.47 17.34 18.01 Yatsı 19.12 18.57 19.22 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] ‘Kimyasal IŞİD’inkimyasal gaz kullandığı iddiaları yalanlandı, değil psikolojik’ AFAD’ınraporunda gözyaşartıcı gaza işaret ettiği belirtildi Ağıtlarla uğurlandı Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Derecik Beldesi Gerdan tan indirildi. Şehidin yakınları, “Biz sana sarılacaktık. Tabutu Tepe üst bölgesinde önce na değil. Böyle gelmeyecek ki gün PKK’lilerin havanlı saldı tin hani? 5 gün sonra gelece rısında şehit olan 25 yaşında ğim diyordun. Terörün Allah ki Piyade Sözleşmeli Er Coş belasını versin. Lanet olsun kun İşleyen’in cenazesi Van bu teröre” diye ağıt yaktılar. Jandarma Filo Komutanlığı’nda düzenlenen törenin ardından C. İşleyen Şehit asker Karabük’ün Safranbolu ilçesine bağlı Düzce TSK’ya ait uçakla Zonguldak’a gön köyünde ikindi vakti düzenlenen tö derildi. İşleyen’in naaşı tören manga renden sonra köy mezarlığında top sı tarafından omuzlara alınarak uçak rağa verildi. l İHA/ DHA DUYGU GÜVENÇ Fırat Kalkanı çerçevesinde Haliliye bölgesinde IŞİD’in attığı bir roketin 22 ÖSO mensubunun göz ve vücutlarında kimyasal gaza maruz kalma belirtileri gözlendiği’ açıklanmıştı. Yapılan testlerin ardından bunun bir kimyasal silah olmadığı ortaya çıktı. AFAD’ın dün ilgili kurumlara sunduğu raporda “kimyasal bulguya rastlanmadığı” belirtildi. AFAD’ın raporu sunduğu kaynaklar IŞİD’in roketle attığının göz yaşartıcı bir madde olabileceğini belirtirken hedefin psikolojik olduğuna işaret etti. Kaynaklar atılan roket sonucunda 22 muhalifin “göz ve vücutlarında kimyasal gaza maruz kalma belirtileri gözlemlendiğini” belirtirken, kimyasal iddiasının Fırat Kalkanı’nda kontrol altına alınan bölgede ve Türk sınırında yaratabileceği psikolojik sonuçlara yönelik de önlem alındığı öğrenildi. IŞİD’in savaşan muhaliflere yönelik ‘psikolojik harekât’ yapmayı hedeflediğine işaret eden kaynaklar, alınan son raporlarda kimyasala rastlanmadığını belirtti. VEFAT Prof. Dr. ATAMAN TANGÖR’ü kaybettik. O bizim gönlümüzde ve hafızalarımızda daima yaşayacaktır. Dr. Erdal Atabek Dr. Şükrü Güner RAİ’DE 14 ÖLÜ 35 YARALI IŞİD bombalı araçla saldırdı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 24 Ağustos’ta başlattığı Fırat Kalkanı harekâtı 96. gününü geride bıraktı. Suriye’nin Çobanbay Rai bölgesinde sivillerin bulunduğu bölgeye IŞİD tarafından dün bomba yüklü kamyonetle düzenlenen intihar saldırısında 14 kişi hayatını kaybetti, 35 kişi yaralandı. Suriye’den açıklama Öte yandan Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, El Bab yakınlarında üç Türk askerinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili “Eğer Türkler, şikâyet edeceklerse kendilerine etsinler” dedi. Mikdat, Türkiye’nin Suriye’ye yabancı savaşçı göndererek ve bu kişilere silah vererek “Suriye ve Suriyelileri yok etmek” istediğini de öne sürdü. Bendeki Fidel Castro… Evet, ancak onu, yani bendeki Fidel Castro’yu yazabilirim, Çünkü tarihçi değilim. O yüzden Castro’nun tarihini yazmaya soyunamam. Ancak “Fidel Castro” olayı, 1959’dan bu yana hayatımda var. Yani yaklaşık altmış yıldır. Fidel bir devrimci kimliğiyle hayatıma girdiğinde, ortaokuldaydım. Ne komünizmi, ne “süper güç” kavramını ya da devrimin ne anlama geldiğini biliyordum. Bilgiler, zamanla parça parça geldi. Ardından adacıkların birleşmeye başlaması gibi, bilgi bütünleşmeleri başladı. Benim altmışlı yıllarımda zaten dünya da Castro olayına genelde parçalı bakıyordu. Kimilerine göre Fidel Castro, bir maceraperestin adıydı. Dünyanın iki devinden birinin, ABD’nin burnunun dibinde ve onun rızasını almadan, üstelik de ideoloji bağlamında ona ters mi ters bir devlet kurma peşinde olan bir maceraperest. Ve bu yüzden, belki daha doğru dürüst adımını bile atamadığı tarih sahnesinden en kısa zamanda silinip gitmeye yargılı biri. (Bu arada bir hatırlatma: İngiliz gizli belgelerine göre, Samsun’a çıkışından ve oralarda ortalığı karıştırmaya başlayışından sonra, Mustafa Kemal için de neredeyse öyle dememişler miydi: “Aklımıza her şey gelebilirdi, ama Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’da bağımsız bir devlet kurmaya kalkışacağını asla düşünemezdik!”) Bir maceranın gerçeğe dönüşmesi Oysa tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi, Fidel Castro da zarları çok düşünerekattıktan sonra bir daha geriye dönüp bakmayan gözü karalardandı. 1959’daki Devrim Yolu, Komünist Küba Devleti’nin kuruluşuyla noktalandı. Üstelik de komünizmi dünyadan silmeyi temel amaç bilen bir ABD’nin burnunun dibinde. Fidel Castro, zamanla efsanesini daha ilk adımlarıyla birlikte kendi yazmaya koyulan devrimcilerden oldu. Dava arkadaşı Che Guevara ile birlikte gerçekleştirdiği girişimler sonucu Küba, ABD’nin bir zamanlarki eğlence ve kumar sömürgesi olmaktan çıkıp, yirminci yüzyılın ikinci yarısında insanı insan kılan değerlerin birincil önem taşıdığı bir ülke oldu. Küba’ya hiç gitmedim. Ama bir ülkeye gidenlerin anlattıklarına eleştirel bir tutumla kulak verirseniz, artısı ve eksisiyle o ülkede olup bitenlerin doğru resmini kafanızda oluşturabilirsiniz. Anlatılanlar ve gerçekler Ve bu kulak vermeler sırasında beni, gerçekleri anlatacaklarından emin olduğum kişilerin söylediklerinden çok, Küba’yı birer “tatlı su turisti” kimliğiyle gezenlerin izlenimleri ilgilendirdi. Örneğin: “Mutfağı asla bizimkisi gibi değil, çeşit çok az!” (İyi de, Küba’da açlık bilinmeyen bir sözcük iken, bizim çeşitlerden kaç ölümlü tadabiliyor?) Ya da şöyle bir örnek: “Adamların onca kısıtlı koşullar altında bunca mutlu görünmeleri de bir tuhaf!” – Olabilir. Yani, rezidansları, her köşe başında AVM’leri, tek bir uluslararası bilimsel başarıya imza atmamış yüzlerce üniversiteleri olmayabilir. Ama sağlık sorunlarının, işsizlik sorunlarının, eğitim sorunlarının, ev bulamama gibi sorunlarının bulunmayışı da mutluluk nedeni sayılmaya yetmez mi? Kısaca söylemem gerekirse, hayatımın neredeyse üçte ikisini Fidel Castro’nun da bulunduğu bir dünyada geçirebilmiş olmaktan sınırsız mutluluk duyuyorum! PKK’linin cenazesi taşındı Tunceli’de çatışmada ölen “Roj Gabar” kod aldı PKK’li Recep Karakaş’ın, ailesinin oturduğu İzmir’de toprağa verilen cenazesi bu durumu protesto eden halkın tepkisi dinmeyince mezarlıktan alınıp il dışına götürüldü. PKK’li Karakaş’ın cenazesi geçen çarşamba günü Torbalı İlçesi’nin Ayrancılar Mahallesi’ndeki mezarlıkta toprağa verildi. Karakaş’ın cenazesinin Ayrancılar Mezarlığı’na defnedildiği kısa sürede duyulunca protestolar başladı. Kaymakam Aydın Memük ve Torbalı Belediye Başkanı AK Partili Adnan Yaşar Görmez’in girişimleri sonrasında PKK’li Recep Karakaş’ın cenazesi Ayrancılar Mezarlığı’ndan alınarak İzmir dışında bir yere götürülerek defnedildi. l İZMİR / DHA BBitlis’e kayyım atandı itlis Belediye Eşbaşkanları DBP’li Hüseyin Olan ve Nevin Daşdemir Dağkıran’ın tutuklanmasının ardından İcişleri Bakanlığı, Vali Ahmet Çınar’ı belediyeye kayyım olarak atadı. Bitlis kayyım atanan 35. belediye oldu. AVOA muhabirine gözaltı merika’nın Sesi (VOA) için çalışan serbest muhabir Khajijan Farqin’in Diyarbakır’da gözaltına alındığı öğrenildi. Bir aile yakını, gözaltı kararının nedenlerinin belli olmadığını söylerken, ailesi de avukatının Farqin’e ulaşamadığını ifade etti. Nüfus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. KAŞİF TÖRE AĞANOĞLU C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear