16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 25 Kasım 2016 EDİTÖR: ALPER IZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK Barış arayışındaki Türk’e ‘terör’den tutuklama! Mardin Belediyesi Eşbaşkanı’yken görevden alınan ve ‘Terör örgütü üyeliği’ iddiasıyla gözaltında bulunan Ahmet Türk, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı İçişleri Bakanlığı tarafından 17 Kasım’da Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınan, 21 Kasım’da da gözaltına alınan Ahmet Türk, dün çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Türk’ün hangi cezaevine gönderileceği belirtilmezken, İstanbul’a getirildiği öğrenildi. Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türk’ün eşi Mülkiye Türk’ü ziyaret etti. Ziyarete HDP Diyarbabakır Milletvekili Altan Tan da katıldı. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alındıktan sonra geçen pazartesi günü Mardin Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla gözaltına alınan Ahmet Türk, 4 gündür gözaltında tutulduğu Mardin Emniyeti’ndeki işlemlerinin ardından dün sabah geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından tutuklanması istemiyle Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edilen Türk, tutuklandı. ‘Büyük acılar yaşadı’ Baykal, dün sabah uçakla Mardin’e giderek, CHP Mardin İl Başkanı Mahmut Duyan ve il yöneticileri ile birlikte Türk’ün eşi Mülkiye Türk’ü evinde ziyaret etti. Türk’ün 12 Eylül darbesinin ardından tutuklandığını anımsatan Baykal, “12 Eylül’de yaşadıklarını, maruz kaldıklarını ben de üzüntüyle izlemiştim. Kasrı Kanco’ya gelmiştik, orada ziyaret etmiştik Ahmet Bey’i. 12 Eylül’den sonra gözaltına alındı, büyük acılar yaşadı. O günleri Ankara’da beraber hatırladık, değerlendirdik. Artık o olayların yaşanmayacağı bir ülke özlemimizi birbirimize ifade ettik. Aradan, Ahmet Türk 12 Eylül’den bu yana 36 yıl geçti. Şimdi tekrar maalesef belli olaylar devam ediyor. İnşallah o günler gene geçecek. İnşallah hep birlikte güzel günleri birlikte yaşayacağız. Bu acı, bu kötü günler geride kalacak” dedi. Ahmet Türk’ü yıllardır tanıdığını belirten Baykal, “Şiddetin, terörün dışında bir siyaset arayışı içerisinde oldu. Rahmetli Şerafettin Elçi de şiddetin dışındaki bir siyaseti temel almıştı bunu biliyorum. Beraber hükümetlerde bulunduk, arkadaşlık yaptık. Ahmet Bey’le aynı parlamentoda, aynı parti çatısı altında yaşadık. Ortada bir arkadaşlık bir dostluk var. Maalesef ülkede öyle bir siyasal ortam yaratıldı ki, bu ortamın içinde şiddete, silaha, teröre karşı siyaset yapmak isteyen insan da kendini tutsak hissediyor, rehin hissediyor ve bir parçası haline dönüştürül Deniz Baykal, Ahmet Türk’ün eşi Mülkiye Türk ile bir araya geldi. meye zorlanıyor. Ahmet Bey’in de çıktığından sonraki desteği ve katkısıyla yeni bir anlayışla Türkiye’de terörü, silahı ortadan kaldırırız. Buna şiddetle ihtiyaç var. Bölgede yaşayan insanların ihtiyacı var, ülkenin ihtiyacı var, artık yeter yani” diye konuştu. Ahmet Türk’ün eşi Mülkiye Türk de Deniz Baykal’a ziyaretinden dolayı teşekkür etti. Görüşme devam ederken HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da Ahmet Türk’ün evine gelerek Deniz Baykal ile bir araya geldi. Sağlık sorunları var Bir gazetecinin, Ahmet Türk ile görüşüp görüşmediği sorusuna yanıt veren Baykal, “Ahmet Türk’ün iyi olduğunu umut ediyorum. Kendisinin sağlık sorunları var. Yetkililer bunu dikkate alıyorlar” dedi. l MARDİN/ DHA Baykal Başsavcı ve ValiYLE görüştü Deniz Baykal ve beraberindekiler Mardin Adliyesi’nde Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştü. Mardin Valisi Mustafa Yaman’ı da ziyaret eden CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türkiye’de yaşanan terör olaylarına da değinerek, terörle hiçbir yere varılamayacağını söyledi. ‘Bölge yaşanılamaz oldu’ Türkiye’nin son dönemde, dünyanın diğer ülkelerinde görülmeyen bir şiddet saldırısına maruz kaldığını belirten Deniz Baykal, “Özellikle bu bölge 300 bin insanın göç etmek zorunda kaldığı bir ortamı yaşamıştır. Binlerce insan kaybedildi. Çok büyük acılar yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Böyle bir acıyı yaşamış, böyle bir travmaya maruz kalmış toplumun, şiddet konusunu yeniden değerlendirilmesi kaçınılmazdır. Bu mücadele ne sonuç vermiştir? Şiddete maruz kalan insanları doğrudan perişan etmiştir, ölümler, ekonomik kayıplar ve bu bölgede hayatın sürdürülemez olması oldu. Bu bölgede yaşayan bütün insanların, şiddeti bir politika olarak ortaya koyanlar karşında net bir tavır almasına ihtiyaç var. Terör, hukukun, demokrasinin, insan haklarının, kimliğin düşmanıdır. Artık, şiddeti etkisiz kılacak yöntemleri bulmamız lazım” dedi. Suriye için sağduyu çağrısı Kılıçdaroğlu Türkiye’nin bölgede denge sağlayan ülke olma özelliğini yitirdiğini söyledi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında El Bab operasyonuna katılan Türk askerlerine Suriye rejiminin hava saldırısında 3 askerin şehit olması, 1’i ağır 10 askerin yaralanması üzerine yaptığı açıklamada, “Bu çok tehlikeli bir kapıya bizi getirebilir” dedi. Türkiye Otelciler Federasyonu’nun (TÜROFED) Antalya’nın Kundu turizm bölgesindeki bir otelde düzenlenen 5. Olağan Genel Kurulu’na katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana Valiliği önündeki terör saldırısıyla ilgili, “Tatsız bir konu, hepimizin sabah aldığı en kötü haber. Terör kimden gelirse gelsin nereden gelirse gelsin amacı ne olursa olsun, arkasında hangi güç olursa olsun bütün siyasi partiler, meslek kuruluşları, meslek örgütlerinin terör konusunda ortak payda geliştirmesi gerekiyor” değerlendirmesi yaptı. “Terörü bitirmek için bizden ne istiyorsanız vermeye hazırız” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her olaydan sonra söyledim. Bu ülkenin insanı teröre evlatlarını vermemeli, ülkemizde huzur istiyoruz. Son 14 yıllık çerçeveye bakıldığında PKK vardı, iki örgüt daha önümüzde duruyor. Birisi IŞİD diğeri FETÖ. Ne oldu da 14 yılda Türkiye 3 örgütle muhatap oldu?” Türkiye denge ülkesiydi Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında Türk askerlerine yönelik düzenlenen hava saldırısına ilişkin açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Fırat Kalkanı’nda 3 şehit, 10 ağır yaralı var. Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklama Suriye’de rejime ait uçaklarla askerimi zin vurulduğu şeklinde. Bu çok tehlikeli bir kapıya bizi getirebilir. Tehlikeli sürecin içine Türkiye’yi sürükleyebilir. Hükümet yetkililerine sağduyu ile davranmalarını tavsiye ediyorum. Türkiye denge ülkesiydi. Türkiye başvurulan bir kapıydı sorunların çözümünde. O noktadan bir hayli uzaklaştık” dedi. Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’nin Avrupa Birliği ile sürdürdüğü müzakerelerin geçici olarak dondurulmasını tavsiye eden kararını değerlendiren Kı lıçdaroğlu, “AB’ye üyelik için Ankara Antlaşması’nı imzalayan rahmetli İsmet İnönü’dür, 1963 yılında. ‘Uygar dünyanın bir parçası olmalıyız’ diye yola çıkılmıştır. Ama bugün geldiğimiz noktada insan hakları, demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü gibi kavramlar Türkiye’de olmadığı için kararları bir süre durdurdu. Müzakere yapılmayacak. Bu bizim için çok ağır bir yaptırımdır. Bunun ekonomik olarak arkası gelecektir, siyasi olarak gelecektir” dedi. l ANTALYA/ İHA ‘Mareşal Atatürk’ resmini geri astılar 15Temmuz darbe girişimi sonrasında muhalefet kulisinden indirilen Atatürk resminin kopyası CHP’li milletvekilleri tarafından dün geri asıldı. CHP’li milletvekilleri resmi asmaya çalışırken zaman zaman polisle aralarında tartışma yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “Burası muhalefet kulis. Muhalefetin rızası dışında bir işleme muhalefet el koymuştur” dedi. Öte yandan açıklama yapan TBMM Başkanlığı, “Atatürk’e ait halı tablonun replikası, Başkanlığımızın bilgisi ve rızası dışında, muhalefet kulisi tarafındaki giriş kapısının yanındaki duvara asılmıştır. TBMM’nin her köşesi ve her yeri, bütün milletimize aittir ve hiçbir partinin müştemilatı değildir. Ne şekilde tefriş edileceğine karar verme yetkisi de mevzuatımıza göre Başkanlığa aittir” denildi. Demirtaş’ın mesajı sansürlenerek geldi HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın grup toplantısında okunması planlanan ve yaklaşık 20 sayfadan oluşan mesaj; neredeyse yarısı cezaevi yönetimi tarafından sansürlenerek HDP Meclis Grubu’na iletildi. Edirne Cezaevi’nde tutuklu olan Demirtaş’ın geçen salı günü gerçekleştirilen HDP grup top lantısında mesajı Ankara’ya ulaşmadığı gerekçesiyle okunamamıştı. Mesaj önceki gün HDP’ye ulaşırken, Demirtaş’ın Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeler, güncel siyasi konularla ilgili değerlendirmeler yaptığı ve yaklaşık 20 sayfadan oluşan mesajının neredeyse yarısı sansürlendi. Demirtaş’ın mesajının bazı bölümlerinin kağıtla kapatıldığı; bazı bölümlerinin ise daksil aracılığıyla sansürlendiği belirlendi. Faks aracılığıyla gönderilen mesajın cezaevinde sansürlendiği belirtildi. Demirtaş hakkında kesinleşmiş bir karar bulunmazken mesajın sansürlenmesi HDP’de büyük tepkiyle karşılandı. Demirtaş’ın mesajında ana muhalefet partisi CHP’ye yönelttiği eleştirilerin sansürlenmediği belirtilirken; AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a eleştirilerin yöneltildiği bölümlerin ise tamamen sansürlendi ği değerlendirmesi yapılıyor. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen; eş baş kanlar, milletvekilleri ve belediye başkanlarının tek kişilik odalarda tutulmasının kötü muamele ve işkence olduğunu belirterek, “Tek kişilik odalarda tutulma ısrarının kendisi insan hakları ihlalidir” dedi. Bilgen, Demirtaş hakkında kesinleşmiş hiçbir karar yokken mesajın sansürlenmesinin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçeceğini söyledi. haber 5 Nasıl bir ülke burası? Diyelim ki, Türkiye’nin dışarıdan nasıl göründüğü önemli değil, ekonomiyi falan da boş verelim, diyelim onların dediği umurda değil. Asıl mesele, Türkiye içeride nasıl görünüyor? Kamuda on binlerce insan işten atılıyor, özlük haklarını kaybediyor, yüz binlerce insanın geleceği ne olacak belli değil. Belli ki bunların hepsi “terörist” olarak görülüyor. Peki, nasıl bir yerdir, on binlerce insanın “terörist” olduğu bir ülke? Ya onların sefalete mahkum edilen aileleri, onların suçu nedir, ne olabilir? Kürt siyasetçiler hapiste, yani milyonlarca insan teröristleri mi temsilcisi olarak seçti? Nasıl bir ülkedir, milyonlarca insanın “terör”e destek verdiği bir ülke? Yüzlerce gazeteci hapiste, diyelim fikirleri “muzır” bulunuyor, ama nasıl terörist olur gazateci de, ülkeyi nasıl yıkmaya çalışır, çalışsa dahi bir ülke nasıl yazılıp çizilen ile yıkılır? Nasıl bir ülkedir böyle bir ülke? Batılıları bir yana bırakın, böyle bir ülke size nasıl görünüyor? İçiniz rahat mı sahiden? Yanlış giden bir şeyler yok mu, sahiden? Daha dün, analar ağlamasın diye başlatılan ve büyük umut olan barış süreci nasıl tam tersine döner? “Teröristler barışı hazmedemedi” diye mi? Yani teröre teslim mi olduk? Onlar öyle istedi diye mecburen analar ağlamaya devam mı edecek? Yirmi yaşında bir delikanlı, askerde, mermiler ile “Zeynep” yazmış, fotoğraf çektirmiş, dün şehit düştü, Zeynep’i bir daha göremeyecek, içiniz cızlamıyor mu? “Şu işi bir daha düşünelim” demek için daha kaç genç toprağa gömülecek? Neden “şüheda” fışkırsın toprak? Bir şair, vaktiyle öyle dedi diye mi? Dediyse dedi, şüheda fışkırmasın artık topraktan! Vatan koruması için mi? Nasıl korunacak vatan böyle? Ölümü değil, yaşamı kutsayarak, vatanı korumanın yolu yok mu? Bu ülkede yaşayan insanlar, daha fazla toprağa gömülmeden yapılacak her şey tükendi mi, sahiden? Yoksa, nasılsa kendi çoluk çocuğunuz fışkırmayacak topraktan rahatlığı mı? Nasıl bir rahatlık böylesi? Biliyorum, bunları soranların sonu da meşkuk, öyle olduğu için sesler kesilmiş, ama bu sessizlik hayra alamet mi sanıyorsunuz? Gücü elinde bulunduran, korkutup sindirmeyi başarır, öylesi zor değil, zor olan korkutmadan ve de ses çıkarandan korkmadan, gönül rahatlığı, gönül yaparak ülke yönetmek, maharet orada. Dahası, öylesi mümkün, gözden çıkarılacak bir yer değil bu ülke, yeter ki yanlış görülsün, o bile değil, “Acaba bu işte bir yanlış var mı, başka çare yok mu” diye düşünmeye tenezzül edilsin. “Başka bir çare bulun” diyeni hapse atmak kolay, işinden atmak, hayatını zindan etmek kolay, ama “böyle bir ülke, nasıl bir ülke olur, nasıl bir ülke oldu” diye hiç düşünmeyecek misiniz? Dahası, “haksızlık karşısında susan şeytanların” ülkesini yönetmek daha mı emniyetli sanıyorsunuz? Unutmayın, burası sizden önce de, size karşı yapılan haksızlıklara susan şeytanların ülkesiydi, şimdi onlar sizin yanınızda, onlar hep öyledir. Ama o şeytanlar ülkesinin dikişi tutmadı, sizinki tutacak mı sanıyorsunuz? Unutmayın, sizin bir hesabınız varsa, Allah’ın da bir hesabı vardır ve o hesap adalet ve doğruluk üzredir. Belli ki, işler ilerledi, o kadar ki, Pakistan’dan atom bombası tekniği almak gibi hayaller içindesiniz. Nedir bu ülke için kurguladığınız gelecek, Kuzey Kore mi yapacaksınız bu ülkeyi, olacak iş mi ve de içinize sinecek mi öylesi? Belki de, bizim günahlarımızın vebali sizsiniz, peki siz vebalinizden hiç korkmaz mısınız? Bu ülkede yaşanan tüm acıların vebali, artık sizin üzerinizde, hiç düşünmez misiniz? İyi ki, bir kutsal inancın mensubu imişsiniz, olmasanız daha ne yapacaktınız acaba? Bal demekle ağız tatlanmadığı gibi, din, din demekle mümin olunmaz, bilmiyor musunuz, düşünmüyormusunuz? Tövbe etme zamanı gelmedi mi? Unutmayın Allah tövbe edenleri sever. AİLESİNİ RUM ÇETESİ KATLETMİŞTİ Tuğgeneral İlhan yaşamını yitirdi Lefkoşa Hastanesi’nde görevi başındayken, 23 Aralık 1963 günü oturdukları Türk mahallesinin Rum çetesi tarafından basılması sonucu, Kıbrıs Türk tarihine “Banyo Katliamı” olarak geçen saldırıda, 3 çocuğu ve eşini kaybe den emekli Tuğgeneral Dr. Nihat İlhan (92) yaşamını yitirdi. İlhan, bugün Elazığ İzzetpaşa Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından toprağa verilecek. Bir süredir Ankara Gazi Üniversitesi’nde tedavi gören İlhan için Elazığ İzzetpaşa Camii’nde tören düzenleNihat İlhan necek. 1924 yılında Harput’ta doğan Dr. İlhan, 1951 yılında Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Dr. İlhan, 19511952 yılları arasında Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde staj yaptı. Üsteğmen, yüzbaşı ve binbaşı rütbelerini alan Dr. İlhan, 20 Mart 1963 yılında Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Baş Tabipliği’ne Genel Cerrahi ve Ortopedi Uzmanı olarak tayin edildi. Dr. İlhan, Tuğgeneral rütbesi ile emekli oldu. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear