26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CAM BARDAKLA MÜZİK ŞÖLENİ Polonyalı Anna Szafraniec ile Arkadiusz Szafranice Solo’nun oluşturduğu “Glass Duo” ikilisinin Eskişehir Büyükşehir Senfoni Orkestrası ile verdiği konser büyük beğeni topladı. Polonyalı ikilinin kullandığı müzik aleti, her bardağın bir notaya karşılık geldiği 56 cam bardaktan oluşuyor. İkili dört kez bis yaptı. l CAN HACIOĞLU / ESKİŞEHİR Pazartesi 21 Kasım 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY YAS GÜNÜ DEĞİL, ONU ANLAMA FIRSATI Koç Topluluğu, 10 Kasım kampanyalarını kitap haline getirdi Koç Holding, son on bir yıldaki 10 Kasım’larda yaptığı yaratıcı çalışmaları kitap haline getirdi. Her 10 Kasım’da, Atatürk için hazırladığı çalışmalarla kamuoyunun ilgisini çeken Koç Holding, bu yıl “Bazı borçlar vardır, ödeyemezsin” sloganını kullandı. Kurumun 2012’de kullandığı “Olmasaydın olmazdık” sloganı da gündem oluşturmuş, 2007’deki sonsuzluk işaretli kampanya ise bir sembol haline gelmişti. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Ali Y. Koç, “Anma çalışmalarımızın toplumumuz tarafından samimiyetle sahiplenilmesi bizleri mutlu ediyor” dedi. Koç, kitaba yazdığı giriş yazısında ise şöyle diyor: “Koç Topluluğu olarak 10 Kasım’ı hiç 2006 bir zaman bir yas günü olarak yorumlamadık, ulu önder Atatürk’ü anmanın ve anlamanın bir fırsatı olarak gördük. Bu ülkenin her alanda gelişimi, iyileşmesi ve yükselmesi için kurum olarak genlerimizde bulunan Atatürk düşünce ve değerleri ışığında çalışmaya ve üretmeye devam ettik. Çünkü Atatürk’ü anlamak, bu ülke için ça 2007 2008 2010 2012 lışmak ve üretmektir. Vizyonerliği sayesinde bugün dahi ülkemizin ihtiyaç duyduğu çözümleri, Atatürk’ün ölümsüz fikirlerinde ve bu reformlarda bulabiliyoruz. Bu anlamda her sene kendisini saygı ve şükranla andığımız bu geleneği başlatmış olmaktan dolayı büyük bir mutluluk yaşıyoruz. Ne mutludur ki 2007 yılında kullanmaya baş ladığımız sonsuzluk işareti, toplumla paylaştığımız ortak bir inancın sembolü haline geldi.” Kitap 2006’daki kampanyayla, Atatürk’ün şu sözüyle açılıyor: “Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyecek sin. Herkes sana karşı çıkacaktır, önüne sonsuz engeller yığacaklardır, fakat sen bunlara dayanıklı olacaksın. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, kimsesiz ve araçsız kabul ederek, hiç kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana ‘büyüksün’ derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin.” l Haber Merkezi Baraj çekildi tarih göründü Üçüz nineleri ölüm ayırdı ORDU’nun Perşembe ilçesinde yaşayan tek yumurta üçüzlerinden 84 yaşındaki Hayriye Sarı, ilik kanserinden hayatını kaybetti. Türkiye’nin tanıdığı en yaşlı üçüzleri ölüm ayırdı. Doğdukları günden beri birlikte olan üçüzlerden Hayriye Sarı (ortada) hayatını kaybetti. Ordu’nun Perşembe ilçesi Yazlık Mahallesi’nde yaşayan Hacer, Emriye ve Hayriye Sarı kardeşler Türkiye’nin en yaşlı üçüzlerindendi. Doğdukları günden bu yana hastalıkta ve sağlıkta yan yana olan üçüz nineleri ölüm ayırdı. Yaşlılığa bağlı hastalıkları sebebiyle hastaneye kaldırılan ve bir süredir Fatsa Devlet Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavi gören Hayriye Sarı, bu sabah hayatını kaybetti. Hastanede dahi yanından ayrılmayan kardeşleri Emriye ve Hacer Sarı, kardeşlerinin ölümü üzerine büyük üzüntü yaşadı. l İHA Çocuk yapana bedava tatil İtalya’nın Assisi kentinde bir grup otel, kendi tesislerinde konaklarken hamile kalan müşterilerine tatil hediye ediyor. “Fertility Room” (doğurganlık odası) adlı proje, İtalya’daki düşük doğum oranlarına karşı girişimde bulunmak ve yerel turizmi güçlendirmek amacı taşıyor. Projeye katılan otellerde kalan müşteriler, bu sırada hamile kaldıklarını ispat ederse ileride aynı tesiste bedava tatil ya da para iadesine hak kazanıyor. Müşterilerin kanıt olarak, otelde kaldıktan 9 ay sonra bebeklerinin dünyaya geldiğini gösteren belgeler sunmaları gerekiyor. Belediyenin turizmden sorumlu meclis üyesi Eugenio Guarducci tarafından yeni oluşturulan Turizm Masası biriminin tasarladığı Fertility Room projesine şimdilik 10 otel ve tesis katılıyor. l BBC Türkçe Eski şişelerden SICAK SU Arjantin merkezli sivil toplum kuruluşu Sumando Energias’ın gönüllü ekibi, yoksul ailelerin sıcak su ihtiyacını karşılamak için bir girişim başlattı. Ev yapımı sistemle, soda kutuları, plastik şişeler ve süt kutularından güneş panelleri imal ediliyor. Euronews’in haberine göre, başkent Buenos Aires’in 40 kilometre kuzeyindeki Garin’de sistemi inşa etme eğitimi veren gönüllü işçiler, güneş ısısının daha iyi emilmesi için boruları siyah renge boyuyor, bu şekilde güneş kolektörü, elektrik ya da gaz kullanmadan suyu ısıtıyor. Güneş, solar kolektörünün tüplerini ısıtırken, sıcak su, depolama tankına akıyor. Garin sakinlerinden Luis Alberto Quinona “Burası fakir bir mahalle ve bazen ışık yok. Su yok. Bu geri dönüşümlü güneş paneli bize çok yardımcı olur çünkü çocuklarımız var. Elektrik yoksa da sıcak suyumuz olur” diyor. 3 bin aile için güneş paneli üretilecek Güneş enerjisi potansiyeli yüksek olan Arjantin’de hayata geçirilen projeden Sumando Energia’nın kurucularından Pablo Castano giderek artan gönüllü yoksul kesimler yararlanıyor. Aşağıda panelin bitmiş hali görülüyor. sayısının yardımıyla yılda 3000 aile için güneş panel leri inşa etmeyi amaçla dıklarını söylüyor. Suman do Energia, 2014’ten bu yana 36 güneş paneli kur du ve bu malzemeleri gü neş enerjili ısıtıcılara dö nüştürmek isteyenlere iki günlük bir eğitim atölye si sundu. Ailelerin inşaat sürecine şüm yapmak güzel. Hiç ge dahil edilmesi, STK’nin yerli ri dönüştürmemiştim. Kullan halkı güçlendirme ve geri dö dığım her şeyi çöpe atardım. nüşüm hakkında eğitim plan Önceden, çöpler plastik poşet larının anahtarını oluşturu içinde günlerce beklerdi, çün yor. Garin sakinlerinden An kü çöpçü onu almaya gelmez gel Guelari, bu inisiyatif saye di.” Geçen eylül ayında Arjan sinde yepyeni güneş enerjili tin İstatistik Kurumu tarafın bir banyoya kavuşmuş olacağı dan açıklanan rakamlara gö için çok mutlu: re, Arjantinlilerin üçte biri “Bunlar attığımız çöpler ve yoksulluk içinde yaşıyor. Ra çevreyi kirleten şeylerdi. Fa por, nüfusun yaklaşık yüzde kat şimdi onları evde sıcak su 17’sinde temiz su bulunmadı temini gibi pratik şeyler için ğını da söylüyor. kullanabiliyoruz. Geri dönü l Haber Merkezi Bodrum’daki gölde su düzeyinin 8 metreye inmesiyle 300 yıllık köy ortaya çıktı Bodrum’daki Mumcular Barajı’nda yağışların azalmasıyla birlikte su düzeyinin 8 metreye kadar inmesi, baraj sularının altında kalan 3 asırlık Çömlekçi’nin eski yerleşim yerini gün yüzüne çıkardı. Bodrum’un Mumcular Mahallesi’nde DSİ tarafından 1991’de yapımı tamamlanan tarımsal sulama ve kullanma suyu amaçlı Mumcular Barajı’ndaki su miktarı, yağışların azalmasıyla 20 milyon metreküpten 2 milyon metreküpe kadar düştü. Yaklaşık 1 milyon 500 bin metrekare yüzölçümüne ve 82 metre derinliğe sahip barajdaki su düzeyi 8 metreye kadar indi. Azalan su düzeyi nedeniyle yaklaşık 300 yıl önce Anadolu’dan göçen Yörüklerin kurduğu Çömlekçi köyünün harabeleri ortaya çıktı. Geçimini çömlekçilik ve kiremitçilikten kazanması nedeniyle Çömlekçi köyü adı verilen eski yerleşim yerinde, sular altında kalan kiremit fabrikası, 7 yel değirmeni, han ve su kemerleri görünür oldu. Çömlekçi köyü ilk olarak, 1955’te bölgenin gölet Emekli arkeolog ve Bodrum Kent Konseyi Tarih Grubu Başkanı Ayşe Temiz, yel değirmeni, tarihi su kemeri, kiremit fabrikası ve han kalıntılarının mutlaka kayıt altına alınması gerektiğini söyledi. haline çevrilmesiyle sular altında kaldı, daha sonra bölgeye baraj yapıldı. Hatıralar canlandı Çırkan Dağı eteklerine taşınan Çömlekçi Mahallesi’nde oturan evli ve 3 çocuk, 7 torun sahibi 76 yaşındaki Celal Yalçın, şun ları anlattı: “Çocukluğumuz buralarda geçti. O zaman baraj yoktu. Değirmenler eski baraj ve kiremit fabrikası vardı. Bodrum ve Milas’taki evlerin tamamında bu fabrikadan üretilen tuğla ve çatılarda kiremitler kullanıldı. Yıllar sonra anılar tekrar gözümüzde canlandı.” l DHA Orman Bakanı, kuraklığın sorun olmayacağını savundu Eroğlu: Su sıkıntısı yok, A, B, C planlarımız var Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Hersek Lagünü’nde 200 sülünün doğaya salınması töreninde kuraklıkla ilgili açıklamalar yaptı. Eroğlu, “Bu sene kuraklık olmasına rağmen su sıkıntısı yok” dedi. Bakan Eroğlu, şöyle konuştu: “Bazıları diyor ki ‘Efendim kişi başına düşen su miktarı azaldı.’ Efendim, yağışlardan değil, nüfus artınca yağan yağmuru nüfusa bölerseniz elbette azalır. Eskiden nüfusumuz 25 milyondu, Allah’a şükür şimdi 79 milyon. 25 milyona böldüğümüz zaman kişi başına su miktarı daha yüksek, 80 milyona bölerseniz daha düşük çıkacak. Bunun yağışla alakası yok. Bu şekilde bir kriter geliştirmişler. Dünyada kişi başına düşen su miktarı, ya da kullanılabilir su miktarını nüfusa bölerseniz bu. Bakın İstanbul hemen şurada. İstanbul 6.5 milyonken su yoktu. Haftada bir gün su verebiliyorduk. 1994’te ben İSKİ Genel Müdürü olduğumda. Suyu akıllı kullanmak... Şimdi ne oldu, İstanbul 18 milyon, 2071 yılına kadar suyu var. Maksat su azlığı, vesaire değil. Kişi başına düşen su miktarı ölçü değildir. Mühim olan suyu akıllı bir şekilde yönetmektir” l DHA Eroğlu, “Yok efendim Türkiye su fakiri olacak, bilmem ne olacak. 2050 yılında su olmayacak. Bunlar doğru değildir. Bizim A, B, C planlarımız var, merak etmeyin” diye konuştu. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear