26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR 16 Cuma 18 Kasım 2016 kultur@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Sinema, TV ve tiyatro oyuncusu Mete Dönmezer Mete 69 yaşında hayata veda etti. Bir dönemin en popüler dizilerinden Kaynanalar’da “Şoför Dursun” rolü Dönmezer nü canlandıran Dönmezer bir çok Yeşilçam filminde oynamış ve 2010 yılında yönetmenliğini Atalay hayata Taşdiken’in yaptığı “Kız Kardeşim” filmindeki rolüyle 2. Kiev Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yar veda etti dımcı Erkek Oyuncu ödülünü almıştı. Mete Dönmezer’in vefatını Zeliha Sunal şu sözlerle duyurdu: “Bir süre önce felç geçiren ve son yıllarından huzurevinde olan tiyatro, sinema ve dublaj sanatçısı abimiz Mete Dönmezer’i kaybettik.” Dönmezer 40 yılı aşkın oyunculuk kariyerinde “Eylül”, “The İmam”, “Hoşçakal Yarın” gibi sinema filmlerinde ve “İkinci Bahar”, “Ruhsar”, “Çiçek Taksi”, “Ver Elini İstanbul” gibi dizilerde rol almıştı. Can erok Gazetemize destek ziyaretinde bulunan usta tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy, Cumhuriyet’e yönelik operasyonu “basın özgürlüğüne şiddetle aykırı” sözleriyle eleştirdi. Şensoy gazetemizle dayanışmak için ‘Ferhangi Şeyler’ oyununu oynayacak. Ücretsiz sahnelenecek oyunu herkes gazete bayisinden bir Cumhuriyet gazetesi alarak izleyebilecek. ‘Direnmemiz gerek’ 25 KASIM’DA CUMHURİYET İÇİN OYNAYACAK Ferhan Şensoy’un 2 bin 138’incisini Cumhuriyet’le dayanışmak için sahneleyeceği oyunu “Ferhangi Şeyler”, 25 Kasım Cuma günü saat 20.00’de Ses Tiyatrosu’nda izlenebilir. Yılmaz Odabaşı: Cumhuriyet şiirlerimizi bağrına basan bir gazetedir CEREN ÇIPLAK EZGİ ATABİLEN Usta tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy önceki gün, tiyatro ekibi Ortaoyuncular’la birlikte gazetemize destek ziyaretinde bulundu. Haber servislerini gezerek gazete emekçilerine dayanışma mesajları ileten Şensoy, “50 yıllık dostum” dediği Hikmet Çetinkaya’nın odasında uzun süre gazetemiz çalışanlarıyla sohbet etti, rim Kanada’ya 10 gün sonra gelirdi. Ama ben o zaman, yani bugünkü imkânlar yokken bile yurtdışındayken de Cumhuriyet tiryakisi ve okuruydum. Bu son olaylarda Cumhuriyet gazetesinde yönetici ve yazar arkadaşlarımızın tutuklanmasını basın özgürlüğüne şiddetle aykırı buluyorum. Nitekim dünyanın bir sürü ülkesinden de bu eleştiri getirildi. Ortada bir suç yok. Basın susturulmak isteniyor. Buna karşı direnmemiz gerektiğine inanıyorum.” Şair, yazar Yılmaz Odabaşı, dün gazetemize destek ziyaretinde bulundu. Odabaşı, Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerini tutuklayan zihniyetin hiçbir hukuksal dayanağı olmadığını vurgulayarak bu tablonun Türkiye’yi dünya önünde utandırmaktan başka bir anlam taşımadığını söyledi. Odabaşı, şunları söyledi: “Türkiye’de siyasal İslamın bir direniş geleneği yok fakat solun, demokratların bu ülkede Pir Sultan’dan, Nesimi’den Şeyh Bedreddin’den bu Vedat ARIK Çetinkaya’dan gazetemizin tutuklu 10 yazar ve yöneticisinin durumlarıyla ilgili bilgiler aldı. ‘50 yıllık okurunuzum’ Ferhan Şensoy, gazetemize yapılan operasyona dair yorumlarını ise kısaca şöyle ifade etti: “Ben ilkokulun son sınıflarından itibaren, yani 50 küsur yıldır Cumhuriyet okuruyum. Bizim evimize başka gazete girmezdi. Fransa’da eğitim gördüğüm zaman, annem bir hafta sonra elime ulaşan Cumhuriyet gazetelerini bana haftalık ‘Cumhuriyet için sonuna kadar oynarım’ “Gazetenin bulunduğu sokakta oyun oynamam teknik olarak mümkün değil. Ama Ses Tiyatrosu’nda bu dayanışma için ‘Ferhangi Şeyler’ oyununu ücretsiz olarak oynamayı planladım. Bilet olmayacak. Herkes gazete bayisinden bir Cumhuriyet gazetesi alarak salona girecek ve oyunu izleyebilecek. Herkesin elinde Cumhuriyet gazetesi olacak. Ses Tiyatrosu 500 kişilik. güne sadece Cumhuriyet dönemini bile dikkate alırsak, Şefik Hüsnü’den Mustafa Suphi’lerden başlayıp Nâzım Hikmet’ler Yılmaz Güney’lere uzanan büyük bir mücadele geleneği ve büyük bir kültür sanat mirası var. Sadece ümmetecdad söylemleriyle yığınları kolluk kuvvetleriyle korkuyla sindirmeye çalışanlar, laiklerin ve demokratların bu büyük ve soylu mücadele geleneğini asla gözardı etmemeliler. Cumhuriyet bizim 78 kuşağı olarak da kimliklerimizi edinmeye ça tesi, bazıları bugün aramızda olmayan Mehmed Kemal, İlhan Selçuk gibi ağabeylerimizin şiirlerimizi bağrına bastığı bizlerde çok güzel anılar ve bir duruş bırakmış, miraslarına hep saygılı olduğumuz ve olacağımız bir tutuklayan zihniyetin hiçbir hukuksal dayanağı yoktur. Bu tablo Türkiye’yi dünya önünde utandırmaktan başka bir anlam taşımıyor. AKP’nin haksız yere mağdur ettiği Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin her koşulda ya olarak gönderirdi. Daha sonra Kanada’da Eğer izdiham olursa yine yaparım. Ben lıştığımız yıllardan bugüne okuduğu mecradır. nında olduğumu beyan etmeyi vicdani da tiyatro çalışmalarım oldu. Gazetele Cumhuriyet için sonuna kadar oynarım.” muz bir gazetedir. Cumhuriyet gaze Cumhuriyet yazar ve yöneticilerini bir sorumluluk sayıyorum.” Bu haftanın en iyisi ‘Mezuniyet’... “Mezuniyet” Birkaç yıl önce “4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün”le Cannes’da büyük ödül Altın Palmiye’yi kazanarak tüm dünyada tanınan Romanyalı yönetmen Cristian Mungiu’nun bu yılın Cannes festivalinde de en iyi yönetmen ödülüne layık görüldüğü son filmi “BacalaureatMezuniyet”, 2 yerli, 4 yabancı filmin gösterime girdiği bu haftanın en iyisi sinema yazarlarının ortak kanısıyla. Konusu, hekim bir babanın saldırıya uğrayan kızının kazandığı İngiltere bursunu kaybetmemesi için lise bitirme sınavlarında yasadışı yollardan hile yapması olarak özetlenebilecek “Mezuniyet”, eski demirperde ülkesi Romanya’daki genel yozlaşma ve ahlaki çöküşe ilişkin gözlem ve saptamalarıyla ‘evrensel bir nitelik kazanan’, okkalı, oturaklı ve etkileyici bir dram. Romanya sinemasının umutlarından yönetmen Mungiu’nun yılın en çok ses getiren, başarılı filmleri arasında yer alacak “Mezuniyet”i, özenli anlatımı, başarılı senaryosu ve oyunculuklarıyla öne çıkan, meraklısına 2 saat boyunca süregelen bir paranoya ve gerilim duygusu da veren, görülesi bir Romanya Fransa ortakyapımı. Oyuncu kadrosunda hekim baba rolündeki Adrian Titieni’yle mağdure kızını canlandıran Maria Dragus’un öne çıktığı “Mezuniyet” tüm sinemaseverlere salık verilecek türden, sinefil’lik bir film kısacası. ‘Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?’ Bir hokus pokus filmi “Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?” Yazar J. K. Rowling’i 2000’li yılların başından beri para ve ün sahibi yapan Harry Potter filmlerinin birincisinde bir ders kitabı olarak gördüğümüz “Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?Fantastic Beasts and Where to Find Them”, Rowling’in H. Potter âlemindeki sihirli yaratıklar hakkında yazan Newt Scamander (“Danimarkalı Kız”dan anımsadığımız Oscar’lı İngiliz oyuncu Eddie Redmayne) adındaki bir kaşifyazarın, 1926’nın New York’undaki yerel büyücücadı gruplarıyla başından geçen inanılmaz serüvenleri kaleme aldığı ansiklopedik gezi notlarından, David Yates’in yönetmenliğinde, Katherine Waterstone, Dan Fogler, Ezra Miller gibi ünsüz oyuncuların yanı sıra Colin Farrell, Jon Voight, Ron Perlman gibi ünlüleri de içeren, zengin bir kadroyla beyazperdeye uyarlanmış, bol özel efektli bir fantastik üstünyapım. Büyük olasılıkla tıpkı Harry Potter filmleri gibi gişede para basacak, popüler bir seriye dönüştürülecek bu bol büyülü, cadılı, hokuspokus filmi, pek şaşırtmasa da seyircisine hayli göz boyayacak ve oyalayacak, 2 saati aşkın, eğlencelik bir kaçış vaat ediyor. Bize pek bir şey ifade etmese de öncelikle bu türün tiryakilerince kaçırılmayacak bir fantastik. Orta yaş romantizmi “İkinci Şans” Sinemamızın Mahsun Kırmızıgül gibi, eski şarkıcı, yeni oyuncuyönetmen kuşağından Özcan Deniz’i, “Asmalı Konak” dizisinde birlikte oynadığı Nurgül Yeşilçay’la yıllar sonra yeniden bir araya getiren “İkinci Şans”, bildik klişelerin yinelendiği, yavan ve beylik bir orta yaş romantizmi filmi. Korku filmi meraklılarına... “Ölüm Alfabesi” 1960’larda, Los Angeles’ta düzmece ruh çağırma seansları düzenleyerek iki kızını büyütmeye çalışan, kocasını yeni kaybetmiş, dul bir annenin, giderek günün birinde gerçekten ruhların saldırısına uğramasını hikâye eden, Amerikan yapımı korku filmi “Ouija: Origin of EvilÖlüm Alfabesi: Kötülüğün Başlangıcı”, 1914 yapımı korku filmi “Ouija”da anlatılan olayların öncesine uzanan, vasat bir yapım. Yönetmen koltuğunda Mike Flanagan’ın oturduğu “Ölüm Alfabesi” de ancak korku türü meraklısına öğütlenebilecek bir film. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear