26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 14 Kasım 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN teslim olmayız 5 ‘Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulanabilir’ ‘Elinden geleni ardına koyma’ Avrupa Parlamentosu Başkanı Mar mik önlemler olarak neler yapabiliriz’i tin Schulz, Türkiye’de yaşanan si düşünmeliyiz” dedi. Türkiye’nin de üye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Wang Yi ile yasi gelişmelerin ardından Ankara’yı si olduğu Gümrük Birliği’nde yıl sonun görüştükten sonra düzenlenen basın toplantı cezalandırmakla tehdit edip ekonomik da reformlar olacağını söyleyen Schulz, yaptırım işareti verdi. Schulz müzake “Ben, milletvekilleri ve gazetecile releri askıya almak yerine bazı “eko rin tutuklanmasından sonra Gümrük nomik önlemler” alınabileceğini belir Birliği’nin genişletilebileceğini düşüne terek “Eğer biz Türkiye ile ilişkilerimi miyorum” dedi. “İdamı” uygulamaya zi kesersek, muhaliflere ve cezaevinde koyması halinde Türkiye’nin kırmızı çiz kilere yardım etme imkânımız kalmaz. giyi aşmış olacağına işaret eden Schulz Türkiye ile diyaloğun sürdürülmesin “İşte o zaman AB ile müzakere süreci ‘CumhuriyetSchulz den yanayım. Ama AB olarak ‘ekono bitmiş olur” dedi. l Dış Haberler Çavuşoğlu sında, Schulz’un ekonomik yaptırımlar ve müzakerelerin kesilmesine ilişkin açıklamaları sorulunca sert yanıt verdi. Çavuşoğlu, “Schulz, üst perdeden tehditkâr açıklamalar yapıyor. Söylediklerinin bizim için fazla önemi yok. Gücü yetiyorsa PKK faaliyetlerine son versin. Ekonomik yaptırımlarla ilgili ve diğer konularla ilgili elinden geleni ardına koymasın. AB ve Parlamento başkanının ikiyüzlülüğünü görüyoruz” dedi. yok Derdimiz bir değil Bazılarımız, haklı olarak daha da otoriterleşecek ve nihayet Türk tipi başkanlık sistemi ile tek adam rejimine dönüşecek, bu zemine oturacak bir düzenin korkusunu, endişesini, üzüntüsünü yaşıyor. Diğer bazıları sanıyor ki, böyle bir rejim kurulursa artık ülkeyi rahatça idare edecek, yeni bir düzen kuracaklar. Korkular yersiz değil ama daha beteri olabilir; zira bazılarının istediği düzen, sandıkları gibi “sürdürülebilir” değil. Bu ülkede, “otoriter bir istikrar düzeni” kurmak hayalini kuranların sandığı gibi kolay değil, ol madığı için daha beteri, kaos ve daha edilmek isteniyor’ fazla gerilim kapıda bekliyor. Tarih çok baskı rejimi gördü, hepsi birbirine taş çıkaracak işler yaptı ama hiçbiri tutunamadı. Ama sanmayalım ki otoriter rejimlerin tutunamaması kendi başına bir umut kaynağıdır, bu tür rejimlerin varlığı bir dert, tutunamaması başka derttir. Bu tür rejimler tutunamadı diye, kapılar demokrasiye, özgürlük lere, daha iyi bir düzene açılmaz. Tam tersine bu tür rejimler sadece İKLİM ÖNGEL CHPGenel Başkan Yardımcısı ve CHP Cezaevleri İnceleme Komisyonu Sözcüsü Veli Ağbaba ve Muğla milletvekili Nurettin Demir, 10 Kasım’da Silivri Cezaevi’ne gerçekleştirdikleri ziyarette gazetemize yönelik soruşturmada tutuklanan Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Turhan Günay, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Hakan Kara, Önder Çelik ve Bülent Utku ile görüş CHP’li Ağbaba ve Demir, Silivri’de tutuklu 9 yazar, varlıkları ile değil, çöküşleri ile de yıkım getirir. Zira bu tür rejimler, düzeni değiştirmek adına önlerine çıkan her şe çizer ve yöneticimizi ziyaret etti, rapor hazırladı yi buldozer gibi ezer geçer, ortalık harabeye döner, o harabeden yeni bir çıkış yolu bulmak zordur. O halde en iyisi başımıza gelenlere katlanmak demek istemiyorum, gidiş sandığımızdan daha Murat Sabuncu vahim olabilir diyorum; her türlü savrulmaya karşı sağlam durmak için olanların ciddiyetinin farkında olalım diyorum. Demokrasinin olmadığı yerde, de mokratik mücadele zemini ortadan kal kar ama bu zeminin korunmasında ıs rarcı olmak lazım. Bu konuda en büyük tü. Ziyarete ilişkin raporda tutuklu yöneticilerimizin ifadeleri şöyle yer alıyor: ‘HERKES İÇİN ÖZGÜRLÜK’ l Murat Sabuncu: 9 gün boyunca gazete alamadık, ilk kez dün gazete alabildik. Cumhuriyet’e karşı yapılan operasyon, bu gazeteye değil, Cumhuriyet anlayışına yapılan bir operasyondur. Bizim işimiz gazetecilik. FETÖ’cü bir sav Turhan Günay Kadri Gürsel Önder Çelik Musa Kart Güray Öz Bülent Utku Mustafa Kemal Güngör Hakan Kara görevlerden biri ana muhalefet partisine düşüyor. Çaresizlikten tüm ümitleri ona bağlayanlardan da tüm sorunları ana muhalefete yıkanlardan da değilim; böylesi, siyasi şaşılık olur. Ancak, böylesi dönemlerde ana muhalefet fazladan önem ve sorumluluk taşır, taşıması gerekir. Hal böyle iken, CHP’nin son bildirgesi maalesef çok umut kırıcı oldu. İktidarı, “teröre yardım ve yataklık”la it cının iftirası nedeniyle buradayız. Canı ham etmek, nerden baksanız ciddiyet mız acıyor, yine de suçsuzluğumuzun en siz bir tutum, bu tutumun iktidarın ül kısa sürede anlaşılacağını biliyoruz. Tür kenin tüm sorunlarını “terör”le izah et kiye cezaevlerinde 200’ün üzerinde gazeteci tutukluyken, vekiller cezaevine konmuşken sadece kendimiz için özgürlük istemek bizi utandırır. O yüzden bütün düşünce suçluları ve muhalifler için, herkes için özgürlük istiyoruz. Okurlarımızın ve halkımızın önünde saygıyla eğiliyoruz, başka kimsenin önünde eğilmiyoruz. Yapılan haberlerin arkasında duruyorum. Bana sordukları soruların birisi ‘Abant toplantılarına katıldın mı?’ Abant toplantısına konuşmacı olarak değil, muhabir olarak katıldım. 2 bin 500 toplantıya katılmışım, AKP’nin iftarına, kampına, CHP’nin mitingine, TÜSİAD’ın toplantısına, HDP’nin Nevruz’una katıldım. Böyle olursa herkes suçlu olur. Yapılan operasyon, Cumhuriyet’in savunduğu demokrasi, insan hakları, laiklik, özgürlük, hukukun üstünlüğüne yönelik bir operasyon. Sadece Cumhuriyet gazetesi değil, Cumhuriyet de yok edilmek isteniyor. Herkes duyarlı olmalı. ‘ÖLÜ DOĞMUŞ BİR DAVA’ l Kadri GÜRSEL: Bu operasyon Cumhuriyet’i yok etmeye yönelik bir operasyon. Cumhuriyet gazetesini yok etmek için bizi buraya soktular. Okuru, STK’si, örgütlü toplumu karşı çıkarsa, bu operasyon boşa çıkar. Bizim burada başımız dik, alnımız açık. Bize yönelik suçlamaları duyunca gülüyoruz. Bunlar akla, hukuka tamamen aykırı. 20082009’dan bu yana görülen siyasi davalar arasında Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon en gülüncü, siyasi açıdan en dayanaksız olanıdır. Avukat ve bizler nöbetçi hâkimin karşısında tutuklanmadan önce bize atılan bütün suçları paramparça ettik. Ölü doğmuş bir davayla karşı karşıyayız. Bizzat savcı, Selam Tevhid davasının sanığı. Adil yargılanma hakkımız çiğnenmiştir. Siyasi operasyonun boşa çıkarılması için örgütlü toplum tepki göstermelidir. 12 Temmuz’daki ‘Erdoğan babamız olmak istiyor’ yazısının son paragrafından suçluyor. Sigara bırakmayı hicveden bir Her voltaya çıktığımda... ‘Cneatdgı aövstıneırngeensi’ Veli Ağbaba Nurettin Demir CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Cezaevleri İnceleme Komisyonu Sözcüsü Veli Ağbaba, Silivri’deki ziyarete ilişkin gözlemlerini şu sözlerle anlattı: “İki milletvekili cezaevine gittik, aynı tutuklularla görüşecektik ancak bize ‘Aynı anda görüşemezsiniz’ dediler. Bunu zar zor aşabildik. Cezaevlerinde mektup yazmanın ve dışarıdan kitap sokmanın ilk kez, neredeyse imkânsız hale geldiğine tanıklık ettik. CHP olarak gazetecilerin tutuksuz yargılanmasının esas olması gerektiğini savunuyoruz. Cumhuriyet gazetesi gibi kurulduğu günden itibaren terör örgütlerinin karşısında bir yayın politikası izleyen, AKP iktidarının Gülen hareketiyle kol kola olduğu dönemlerde dahi FETÖ aleyhinde yayın yapan bir gazeteyi, FETÖ ve PKK ile aynı çizgide göstermek, muhaliflere yönelik cadı avı başlatıldığının en net göstergesi.” l Turhan Günay: 20112013’te Yeni Gün Ajansı’nın yönetim kurulunda bulundum, idari görevde bulundum, kitaplarla ilgili yazılarım var, siyasi hiçbir yazım yok ama yazdıklarımı okuyamayan bir savcı var. 51 bin TL’yi 51 milyon TL gören bir savcı var. Bin TL’lik ilanı 1 milyon TL olarak gördüler. Musa Kart: Her voltaya çıkışımda / Silivri’nin tüm kargaları / Üşüşüyor başıma / Hakkımda açılan davayı anlatıyorum / Onlar gülüyor / Ben gülüyorum... Hakkımda açılan dava çoktu, çok dava açıldı, yargılandım. Öteden beri karikatüre karşı hoşgörüsüz bir adam, bu vesileyle açtılar. 3 gün hiç uyutmadan parmak izi almak için beklettiler. 10 karikatür gösterdim, 5’i PKK eleştirisi, 5’i FETÖ eleştirisi barındırıyor. 1. sayfa karikatürleri, sadece benim değil Cumhuriyet gazetesinin de fikri. PKK ve FETÖ’ye sert eleştiriler gazetenin de fikri aynı zamanda. Daha önceden damgalanmış bir torbaya her kesimden muhalif attılar ama bu torba dikiş tutmaz, patladı patlayacak. l Mustafa Kemal Güngör: Vakıf yönetim seçimi yasaya aykırı yapıldı deniyor. Bu konuda hukuk dersi vermekte iken tutukladılar. Bu iktidarın hedefi Cumhuriyet’i bitirmek. l Hakan Kara: 34 yıl çalıştım, 20 yıl haber müdürlüğü yaptım. Bu soruşturma trajikomik bir soruşturma. Ergenekon gibi uydur ma deliller var. Kaçan savcı Zekeriya Öz’ü kopya ediyorlar. Zekeriya Öz yöntemiyle soruşturmayı yürütüyor. Zekeriya Öz’ün ruhu hâlâ dolaşıyor. Savcı 7 haberi sordu. Dava açılmamış haberler nedeniyle buradayız. Bizi FETÖ’ye yardım etmekle suçluyorlar. Savcıyı da FETÖ’ye üye olmakla suçluyorlar. O hâlâ görevini yapıyor, biz içerideyiz. l Önder Çelik: İçi boş bir şey, yazılan, çizilen, sosyal medya haberleriyle ilgili suçlamalar var. Haberlere niye müdahale etmediniz diye soruyorlar. Cumhuriyet’in yayın çizgisine bir saldırı, Atatürkçü yayın çizgisine bir saldırı, bu. Yazarlarıyla, çizgisiyle FETÖ ile mücadele eden bir çizgimiz var. 7 reklamı suç gösteriyorlar. Sabah 85 kez, biz 7 kez reklam almışız. Bu mantığa göre Sabah gazetesinin tüm yazarları ve çalışanları tutuklanmalı. İstikbal yataklarında yatanlar tutuklanmalı bu mantıkla. Bülent Utku: Vakıf yönetimi olarak bu yazılardan sorumlusunuz deniyor ama bu Basın Yasası’na aykırı. Can Dündar’ın yaptığı haberi gündeme getiriyorlar. Anayasa Mahkemesi ‘haber’ demiş. Bu haberden Erdem Gül ve Can Dündar yargılandığı halde o davadan bizi de yargılamaya çalışıyorlar. Bir davadan hem Can Dündar hem Erdem Gül’e hem de bize ceza vermeye kalkıyorlar. l ANKARA mesinden ne farkı var? Siyaseti, birbirini teröre destek ile it ham etmeye indirgemek, iktidar söyleminin açtığı yoldan tıpış tıpış gitmekten başka nedir, hangi derde deva olur? Siyaset bir kere “terörle mücadele”ye indirgenirse, bir daha içine düştüğü çukurdan çıkamaz, bunu anlamak çok mu zor? Türkiye’nin Batılı “dostları”nın ve onların dostlarının içinde bulunduğumuz halde sergiledikleri tutum da başka dert. AB’nin Türkiye’de demokrasi zaafları, basın özgürlüğü, HDP’li milletvekillerin tutuklanmasına karşı sert tepki göstermesi son derece anlaşılır bir şey, ama AB büyükelçilerinin HDP grup toplantısına katılması neyin nesi? Bu tablonun, iktidarın Batı karşıtı söylemlerine fazladan su taşıdığını, toplumda zaten var olan Batı düşmanlığını körüklemekten başka bir şeye yaramayacağını anlayamıyorlar mı? Dahası, en büyük sorunlarımızdan biri, demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını “Batı’nın bizi zayıflatmak için kullandığı bir araç”tan ibaret gören bir anlayışın iktidarda olması ve bu anlayışın ciddi bir toplumsal desteğe sahip olması. O nedenle, bu kafayı cilalayacak tutumların bu ülkeye faydası yok, bari gölge etmesinler. Zaten zamanında, bu ülkenin demokratlarının “iç dinamikler yetersiz, o nedenle, bizi ancak dış dinamikler kurtarır, haydin AB’ye” tavrı, vereceği zararı verdi. Bu aklın devamı, daha büyük zarar verecek kimse; görmüyor mu? Demokrasi dediğimiz şey ne sandıktan ibaret ama ne de dışardan gelecek bir şey. Bu ülkenin geleceğine dair iddiası olanlar ya bu ülkenin içinde, bu ülkenin dinamikleri ile mücadele verecek ya da boş versinler gitsin. Yoksa, bu ülkede yaşamakta, bu ülkede direnmekte kararlı olanlara fazladan yük oluyor, haklı davalara gölge düşürüyorlar. Bazıları dostumuz, bazıları arkadaşımız ve hepsi çok iyi niyetli de olabilir ama gerçek bu, kusura bakmasınlar. yazıydı o. Sigara içmek isteyen çocuk lar, engellemek isteyen babalardır. Otoriter bir babanın antitezi asi evlattır. Ben, asi evladın, Tunus’taki gibi kendisini ya ADD: HEP Sahip çıkacağız Köln’de özgürlük mitingi kan biri değil, sigarasını söndüren bir kişi olabileceğini söyledim. Bundan dolayı darbeyi savunuyorsun diyorlar. Sübliminal mesaj falan bilmem, açık yazan biriyim. Geçmişte mahkemeleri izlerken gördüğüm komedilerin çok daha fazlası burada yaşanıyor. Gazetemiz Cumhuriyet’e yönelik operasyonda 10 yazar ve yöneticimizin tutuklanmasına tepkiler sürüyor. Yazılı bir açıklama yapan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğlu, demokrasinin en önemli kriterinin basın özgürlü bette mümkün değil” ifadesini kullandı. Cumhuriyet’e yönelik operasyonun kabul edilemez olduğunu belirten Millioğlu, şu ifadeleri kullandı: “İktidarın kendisine muhalif tüm kesimleri farklı gerekçelerle bertaraf etme çabalarının nafile olduğunun bilinmesini, bundan önce Almanya’nın Köln kentinde Alevi Birlikleri Federasyonu öncülüğünde önceki gün “demokrasi, barış ve özgürlük” mitingi yapıldı. 20 bin katılımcının olduğu mitingde Federal Hükümet ve AB’yi “Türk hükümetinin antidemokratik politikalardan geri dönmesi ya alındığını söyleyip Türkiye’deki gazetecilerle dayanışma içinde olunması çağrısı da yaptı. Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen ise Federal Hükümet’in tutumunu eleştirdi. Mitinge, Düsseldorf’ta planlanan protesto gösterisini iptal ederek Köln’e gelen Kürt dernekleri de des ‘DIŞARIDA MÜCADELE’ l Güray Öz: Kitap gelmiyor. Yazmak yasak. Burada kalmak, bu mücadelenin bir parçasıdır. Dışarıda mücadele sürdüğü sürece biz burada kalırız. ğü olduğunu vurgulayarak, “Dünyada en fazla tutuklu gazetecinin olduğu, binlerce gazetecinin baskılarla işsiz bırakıldığı, onlarca yayın organının kapatıldığı bir ülkede demokrasiden söz etmek el olduğu gibi bundan sonra da Ulu Önder Atatürk’ün devrimlerinin, kazanımlarının, Cumhuriyetimizin, laikliğin savunucusu olacağımız bilinmelidir.” l SELAHATTİN GÖKATALAY /MALATYA için baskı yapmaya” çağrısı yapıldı. Deutsche Welle’nin haberine göre mitinge katılan Alman Gazeteciler Birliği (DJV) Başkanı Frank Überall Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın özgürlüğünün askı tek verdi. Eylem sırasında olay da çıktı. 200300 kişilik grubun “molotofkokteyli yakması nedeniyle” polisin olaya müdahale ettiği ve çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı belirtildi. l Dış Haberler C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear