26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 14 Kasım 2016 10 Dışardaki ‘siz’den haberler, öğütler Arkadaşlar keyfinizin yerinde olduğunu biliyorum. Olsa olsa dışarıdan fazla ve ayrıntılı haber alamamak gibi sıkıntılarınız vardır. Boşverin, büyütmeyin. Böyle günleri bir daha bulamazsınız. Yan gelip yatın, sırtüstü yatın, mavrayla kuvvet verin. Toplu mesaj bu kadar. Şimdi artık her birinize tek tek. Akın (Atalay), Bugünlerin kıymetini bil. Sen farkında değildin belki ama sürmenaj sınırında dolanıyordun. Düşün, bir süreliğine (mesela bir hafta, bir ay, iki ay) Cumhuriyet’in bitip tükenmez dertlerini çözmen gerekmeyecek. Kitap oku, yan gel yat, sırtüstü uzan, hülyalara dal. Paramızı çıkıştırabilirsek yapacağımız Toskana gezisini düşle. Chianti şarabı, keçi peyniri ve taze ekmek... Anladın! Merak etme burası tıkır tıkır yürüyor. Biliyorum avukat arkadaşlarımız aracılığıyla sana yine onlarca (yüzlerce, binlerce) “Cumhuriyet derdi” aktarıp neyi, nasıl çözeceklerini danışacaklar. Olsun, avukatlar sabahın köründe, akşamın karanlığında da ziyaretine gelecek değiller ya... Özgürlüğün tadını çıkar benim akıllı arkadaşım... Murat (Sabuncu), Sana kötü haberlerim var. Maalesef Yazıişleri Müdürü Bülent (Özdoğan) kaptanlığındaki genç ekip senden, benden iyi, hatta fazla iyi bir “Cumhuriyet” çıkarıyorlar. Tirajı da patlatmışlar. Arada bir şımarmasınlar diye yazıişleri katına çıkıp “Oğlum ne yaptınız manşeti, hangi haberleri girdiniz, siz şimdi abuk sabuk işler yaparsınız” diye gürleme dümenine yatıyorum. Ama nafile. O Bülent ve “kızlıerkekli” takımı, başlarını ekranlarından kaldırıp yüzüme bile bakmadan “Abi, hadi sen odana in, yazını yaz, dayanışma için gelen misafirlerle ilgilen” deyip beni sepetliyorlar. Hani bıraksam “Ayağımıza dolanma yeter, senden başka isteğimiz yok” diyecekler. Çıktığında sana nasıl davranacaklar bilemiyorum. Yani hazırlıklı ol... Terlituzlu alnından öperim benim haber delisi Genel Yayın Yönetmenim... Musa (Kart), Senin için “Biraz başını dinlesin benim hücre arkadaşım” gibi laflar ettim ama lafı ağzıma tıkadılar. Biri, “Oradan da çizebilir ama Aydın Abi” dedi. “Silivri’de boya yok, tiner yok, fırça yok. Nasıl çizsin” diye seni korumak istedim. Dilleri çarık gibi. “O karakalem çizsin, biz burada boyarız” demesinler mi? (Laf aramızda fena fikir değil ama bunu onlara belli etmedim. Sen yan gelip yatanlar kervanından uzak durma e mi?) Turhan (Günay), Biliyorsun TÜYAP Kitap Fuarı başladı. Dün arkadaşlarımız “Turhan’sız kitap fuarı olmaz” deyip fuarda toplandılar; hem “nümayiş” yaptılar, hem nalına mıhına konuştular. Bu arada, bizim Deniz Kavukçuoğlu,TÜYAP’ın da komutanı ya, “Turhan yoksa kitap fuarı da yok” diyesiymiş. Yani bu yılki fuarı iptal etmeye kalkmış. Böyle dediler ama bu haberi henüz doğrulatamadım. Yarın, öbür gün fuara gidip bizzat Deniz’e soracağım. Kadri (Gürsel), Hem Donald Trump hem Hillary Clinton ayrı ayrı telefon ettiler, “Hani seçimleri izlemek üzere Kadri Bey buraya gelecekti. Göremedik onu. N’oldu” diye sordular. “Trump Putin Erdoğan dünyası nasıl bir dünya olacak, konulu derin bir çalışma için Silivri’deki özel rezidansına çekildi” diye bir maval uydurdum. Yuttular. HHH Haydaaaaa... Yerim bitti. Önder (Çelik), Mıstık (Mustafa Kemal Güngör), Bülent (Utku), Güray (Öz), Hakan (Kara) size bir başka Tırmık’ta yazarım artık. Hoş görün e mi? ‘Ensar’ Meclis gündeminde CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası el konulan okul ve yurtların bazılarının Ensar Vakfı’na tahsis edildiği iddialarını TBMM gündemine taşıdı. FETÖ’nün darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz sonrası, OHAL ilan edildiğine, KHK’lerle kapatılan kurumlar arasında 881 eğitim kurumu ve 108 öğrenci yurdu olduğuna dikkat çeken CHP’li Ekici, bu okul ve yurtların bazılarının Ensar Vakfı’na devredildiğine ilişkin medyada çıkan haberleri anımsattı. Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Ekici, “Kapatılan okullardan kaçı ve hangileri Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak eğitimöğretim faaliyetine devam etmektedir? Kapatılan okullardan Ensar isimli vakfa devredilerek eğitimöğretim faaliyetlerine devam edenleri var mıdır” sorularını yöneltti. haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Bunun onuru bize utancı size aittir’ Sosyal projeler yürüten derneklerin yöneticileri, kapatma kararıyla özgürlüklerin kısıtlandığını ve toplumun vicdanına büyük bir darbe vurulduğunu ifade etti MAHMUT ORAL/ YUSUF ZİYA CANSEVER/ ABİDİN YAĞMUR İçişleri Bakanlığı tarafından insan hakları, hukuk, çocuk, kadın, göç ve kültür ile ilgili çalışmalar yürüten 370 derneğin kapısına bir gecede mühür vuruldu. Derneklerden yapılan açıklamalarda sivil toplum kuruluşlarının demokrasinin olmazsa olmazı, toplumun vicdanı olduğu vurgulandı. Keyfi uygulamalarla özgürlüklerin kısıtlandığı, demokrasinin yara aldığı dile getirildi. Faaliyetleri durdurulan 370 derneğin 47’si Diyarbakır’da bulunurken, bunların arasında Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD), Kürt Yazarlar Derneği, Mezopotamya Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEYA DER), Göç Edenlerle Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği (GöçDer), Özgür Kadın Kongresi (KJA), Dicle Fırat Kültür Merkezi de bulunuyor. KJA adına açıklama yapan eski Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, derneklerin kapatılmasını “Türkiye’nin yüz kararası” olarak niteleyip “Bu kararı tanımıyoruz, onlarca yıldır kadına yönelik şiddete, devlet kaynaklı şiddete karşı mücadele veriyoruz” dedi. Kürt kültürünü tanıtma ve geleceğe aktarma konusunda çalışmalar yapan Dicle Fırat Kültür Merkezi ile Kürt Yazarlar Derneği’nin de kapısına mühür vuruldu. MHD: Sıfır demokrasi Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) kararın hukuk dışı olduğunu vurgulayarak, “Ülkeyi sıfır demokrasi noktasına getiren bu uygulama ve kararların meşruluğu yoktur. Bizler Cizre, Sur, Polis kapatılmasına karar verilen dernekleri mühürlerken zaman zaman tartışmalar da yaşandı. Gever ve Silopi başta olmak üzere ülkeyi acı deryasına boğan suçlular hesabını verene dek çalışmalarımızı yürüteceğimizi bildiriyor, tüm halkımıza bu zor zamanları aşmak için hukuksuzca işlenen her suçun karşısında olacağımızın sözünü veriyoruz” ifadelerine yer verdi. ‘Tek adamlığa gidiyoruz’ Demokratik Toplum Kongresi (DTK) derneklerin kapatılması üzerine yaptığı açıklamada, “Sivil toplum örgütleri, bütün demokratik ülkelerde, toplumun vicdanını, gelecek vizyonu ve perspektifini oluşturan, şekillendiren, demokratik toplumun olmazsa olmazıdır. Sivil top lum örgütlerinden yoksun bir toplumun, güçlü bir gelecek beklentisi de olamaz. Türkiye bir darbeler sürecine girmiş, bir diktatörlüğe doğru hızla gitmektedir. Demokratik kişi ve kurumları, kendine insanım diyen herkesi bu saldırlar karşısında tepki göstermeye ve birlikte direnmeye çağırıyoruz” denildi. Van’da kapatılan 39 dernekten biri de Van Kadın Derneği (VAKAD). 12 yıldır kentteki dezavantajlı kadınlara yönelik sosyal ve kültürel alanlarda çalışma yürüten derneğin faaliyetlerinin durdurulması tepki çekti. VAKAD Yönetim Kurulu Başkanı Zozan Özgökçe, yaptığı yazılı açıklamada, “Binalarımıza, ofislerimi ze, kapılarımıza mühür vurup, anahtarlarımızı alabilirsiniz ama mücadelemizi, dayanışma ruhumuzu alamazsınız. Kapımıza mühür vurabilirsiniz ama gözlerimize, aklımıza, ruhumuza, çalışmalarımıza mühür vuramazsınız. OHAL dediğiniz şey sizin korku hallerinizdir. Biz kadın hareketinin bir parçası olmaktan onur wduyuyoruz. Derneğimizin ofisinden, kapısından, anahtarından bile korkulması bizi onurlandırıyor; bu utanç sizindir” ifadelerini kullandı. GöçDer: Rahatsız oldular Akdeniz GöçDer Kurucu Başkanı Selahattin Güvenç, göç mağdurları için çalışma yaptıklarını, TBMM ve BM’de sunumlar yaptıklarını vurgulayarak, “Derneğimiz 2003 yılında 30 kişi tarafından kuruldu. Dernek, ülke içinde zorla yerinden edilen insanların sorunlarıyla ilgileniyordu. Göç konusunda ciddi araştırmalar yaptık. Barış sürecinde raporlar yayımladık. TBMM’nin çağrısı üzerine Meclis’e sunum yaptık. BM Genel Kurulu’na Türkiye’deki göç edenlerle ilgili raporlar sunduk. Çadırda yaşamla ilgili çalışmalarımız BM gündemine taşındı. Çeşitli projeler yürüttük. Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Genel Kurulu’na katıldık. AB ilerleme raporlarında bizim derneğimizin raporlarına atıfta bulunuldu. Bir yere bağlantılı olmak filan bunlar hikâye. Çalışmalarımız devleti rahatsız etti. 2 yıldır derneğimiz mali müfettişler tarafından inceleniyordu. Mahkemeye verdiler. Bütün davalardan beraat ettik. Keyfi bir kararla derneğimizi kapattılar” diye konuştu. l DİYARBAKIR/ VAN/ MERSİN ‘Yetkililer biliyor üstünü örtüyor’ Adıyaman’daki çocuk tacizi skandalını ortaya çıkardığı için evi basılan, internet sitesi kapatılan gazeteci Boğatekin gazetemize konuştu Adıyaman’ın Gerger ilçesinde 76 çocuğun hademe M.S.G’nin cinsel tacizine uğramasıyla ilgili skandalı ortaya çıkaran Gerger Fırat Gazetesi’nden gazeteci Özgür Boğatekin’in evi basıldı, polis mahkeme kararını gerekçe göstererek zorla haberi sildirdi. Zanlının görev yerinin 3 kez değiştirildiğine dikkat çeken Boğatekin, yetkililerin olayı yıllardır bildiğini ve üzerini kapatmaya çalıştığını söyledi. Boğatekin, “Ne zaman bir cemaat, bir tarikat yazdık bunları yaşadık” dedi. Boğatekin, Gerger’de yurtların gelecek seneden itibaren kapatılması için hazırlık yapıldığına dair iddialar olduğunu söyledi. Taciz skandalını 10 gün önce tesadüfen adliyede öğrendiğini belirten gazeteci Özgür Boğatekin, “Ben taciz skandalıyla ilgili ilk haberi 4 Kasım’da yaptım. Adliyeye geniş güvenlik önlemleri altında bir şahsı getirdiler. Çok sayıda polis vardı. Sorduk hademe olduğunu söylediler. Yerel kaynaklarımızdan okulda taciz iddiasıyla getirildiğini öğrendik. Savcılık gizlilik kararı olduğunu belirterek, ‘Dosya gizli bilgi veremeyiz’ dedi. Müfettişlerin geldiğini 34 öğretmenin açığa alındığını öğrendim. Bunun üzerine kendi sitemden haberi yazdım. Polisler evimi bastı. ‘Bu haberi kaldıracaksın yayın yasağı var’ dediler. Bu yönde bir tebligat almadığımı söyleyince mahkeme kararını gösterdiler ve haberi zorla sildirdiler. Bunun üzerine sosyal medyada yaşananları yazdım. CHP ve HDP’li milletvekileri konuyu Meclis’te gündeme getirince olay duyuldu” diye konuştu. ‘Yetkililer biliyormuş’ Taciz skandalının 23 yıldır sürdüğünü, yetkililerini olaydan haberdar olduğunu söyleyen Boğatekin, “23 yıldır hiç mi fark edilmemiş? Bu kişinin sürekli görev yeri değiştirilmiş. Tacizlerini sürdürünce 3 kez başka okula gönderilmiş. Valiliğin, milli eğitim müdürlüğü ‘Cemaat yazınca başımıza BU geLİYOR’ Yıllardır habercilik yaptığını ifade eden Boğatekin, “Menzil Şeyhi ile ilgili 1991’de babam Hacı Boğatekin haber yapmaya gittiğinde tarikat mensuplarınca dövüldü, kamerası kırıldı. 2008’de FETÖ yazdık hepimiz hapse girdik. Şimdi de imam hatip okulunda yaşanan bir taciz skandalıyla ilgili haber yaptığımız için bunları yaşıyoruz. Karda yollarda insanlar ölüyor diye haberler yazdık hiçbir şey olmadı ama ne zaman bir cemaat bir tarikat yazdık bunları yaşadık. Avukatlarımız internet sitemizin kapatılmasına bugün itiraz edecek. Kararı bekleyeceğiz” dedi. nün, okul aile birliğinin haberi varmış. Biz ilk başta 30 çocuk diye duyduk, CHP Milletvekili Barış Yarkadaş 76 çocuğun ifadesinin alındığını söylüyor. Bu kişiyle ilgili bir cemaate ait yurtta 2 çocuğa tacizde bulunduğuna dair iddia da var. Tabii ki şu an iddia boyutunda” dedi. ‘Onun hesabı duruyor’ Taciz zanlısı M.S.G’nin facebook’taki sosyal medya hesabında çocuklarla çekilmiş fotoğrafları olduğuna dikkat çeken Boğatekin, “Bu fotoğraflar sosyal medyada, internet sitelerinde günlerce yayımlandı, çocuklar afişe oldu. Biz haber yaptığımız için haberimiz sildirildi, internet sitemize erişim engeli getirildi ama o çocukların mağdur olmaması için o sosyal medya hesabına düne kadar erişim engeli getirmediler” diye konuştu. Çocukların gizlice adliyeye getirildiğini ifade eden Boğatekin, “Geçen günlerde hakkımda açılan bir dava için adliyeye gittiğimde 56 çocuk gördüm, ‘Hayırdır, niye buradasınız’ diye sordum. Çocukları apar topar kaçırdılar. Meğer bu olayla ilgili ifadeleri alın mak için getirilen çocuklarmış. Yanlarında bir psikolog, pedagog veya Sosyal Hizmetler görevlisi yoktu. Sosyal Hizmetler’den böyle bir talepte bulunulmadığı yönünde bilgi aldık. O çocuklara ve ailelerine psikolojik destek veriliyor mu bilmiyorum ama zannetmiyorum. Çocukları gece 02.00’de ifade için getirdiklerini, tost ısmarladıklarını duyuyoruz. Aileler de afişe olmamak için kendilerini gizliyor. Şikâyetçi oldular mı onu da bilmiyoruz, dosyada gizlilik kararı var” dedi. ‘Yurtları kapatacaklar’ Gerger’deki yurtların gelecek seneden itibaren kapatılması için hazırlık yapıldığını duyduklarını anlatan Boğatekin şunları söyledi: “Bu yurtlar ilçenin dışında. Güvenlik veya polis görmedik. Sadece nöbetçi öğretmen kalıyor. Okul müdürleri diğer ilçelerde kalıyor Gerger’e saat 10.00’da geliyor. Yurtları gördüklerini bile zannetmiyorum. Yurtların gelecek seneden itibaren kapatılacağı, taşımalı eğitimle çocukların ilçeye taşınacağı yönünde hazırlık olduğu söyleniyor.” BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ Saray’ın rektörü tanıdık Prof. Dr. Özkan’ın, AKP Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay’ın kardeşi olduğu öğrenildi Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü seçimlerinde, aday olmamasına karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından rektör olarak atanan Prof. Dr. Mehmed Özkan’ın AKP Eskişehir milletvekili Emine Nur Günay’ın kardeşi olduğu ortaya çıktı. Rektör yardımcısı olan Prof. Özkan, mart ayında Prof. Gülay Barbarosoğlu’yla birlikte, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attığı için tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan’ın serbest bırakılması için dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’yla görüşmüştü. Prof. Özkan kimdir? Prof. Mehmed Özkan, 1986 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarına ABD’de Vanderbilt Üniversitesi Elektrik Mühendisliği programı kapsamında, robotik cerrahi ve akıllı robotlar alanlarında devam eden Özkan, 1988’de master ve 1991’de doktora derecelerini aldı. Özkan, lisansüstü çalışmaları boyunca Vanderbilt Üniversitesi’nde araştırma görevlisi, “Intelligent Robotics” laboratuvar yöneticisi olarak ABD, Japon endüstriyel projelerinde ve NIH destekli projelerinde de çalıştı. Vanderbilt Üniversitesi Nörocerrahi Kliniği’nde cerrahi robot ArGe çalışmalarından sorumlu araştırmacı olan Özkan, 1992’de doktora sonrası araştırmaları için Japonya’nın Tokyo şehrinde özel bir kuruluşta devam etti. Özkan, 20122016 yıllarında rektör danışmanı, Ağustos 2016’dan bu yana da araştırmadan sorumlu rektör yardımcısıydı. Özkan’ın, AKP Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay’ın da kardeşi olduğu belirtildi. Günay, aynı zamanda AKP MKYK, TBMM Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Divan Kurulu üyesi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear