26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 13 Kasım 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ FETFÖETsÖansıkalanrığı kı usartvacrıdyııOCPUEYRMEANHSİUYSRKOİAYNNEUTDNADLA Gazetemize yönelik operas Cumhuriyet’e operasyonu yürütürken FETÖ davasında yonu yürüten, FETÖ davası sanığı Cumhuriyet Savcısı yargılandığı ortaya çıkan savcının görevde kalmasını sağlayan Murat İnam’ın, “görevinden uzaklaştırılmaması” yönünde oy kullanan HSYK üyelerinden Mustafa HSYK üyeleri de FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanmış Kemal Özçelik ve Mahmut Şen’in, yer aldı. HSYK Başmüfettişi Mus ci Dairesi, 10 Aralık 2015’te Baş oy farkla savcılığa devam edebil15 Temmuz darbe girişimi sonra tafa Zengin ve HSYK Müfettişleri kan Mehmet Yılmaz ve 6 üyesiyle di. Tüm hâkim ve savcıların gö sında “FETÖ üyesi olmak” suçun Hüseyin Turgut İmamgiller ile Ta toplandı. Daire, 54 savcı ve hakim revlerinde kalmaları için görüş dan tutuklandıkları ve 24 Ağustos rık Demir’in hazırladığı, 7 Aralık hakkında dava açılmasına izin ver bildiren Mustafa Kemal Özçelik 2016’da meslekten ihraç edildik 2015 tarihli 1121 sayfalık rapor di. 49’unun görevden uzaklaştırıl ve Mahmut Şen, 15 Temmuz darleri ortaya çıktı. Savcı İnam, Yar da, Selam Tevhid soruşturmasında ma sürelerini oy çokluğuyla uzattı. be girişimi sonrasında FETÖ üye gıtay 16. Ceza Dairesi’nde, Selam görev alan savcı ve hâkimler için İnam’la birlikte 5 savcı ve hâkimin si olmak suçundan tutuklandı. 24 Tevhid soruşturmasında kumpas “FETÖ / Paralel Devlet Yapılanma görevden uzaklaştırılması talebini Ağustos 2016’da meslekten ihraç kurduğu iddiasıyla, ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve 67 yıl 3 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. İnam’ın yurtdışına çıkışı da yasaklandı. Adalet Bakanı Be sı kapsamında planlı ve sistematik bir şekilde yürütülen bir organizasyonun parçası olarak hareket ederek mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını oy çokluğuyla reddetti. ‘Hepsi kalsın’ dediler HSYK üyeleri Mustafa Kemal Özçelik ve Mahmut Şen tüm sav edildiler. Tahliye edildi Selam Tevhid soruşturmasında görev alan 54 hâkim ve savcının kir Bozdağ, İnam’ın gazetemize yö bozacak nitelikte eylemlerde bu cı ve hakimlerin görevde kalmaları görevde kalmaları yönünde oy kulnelik operasyonla görevlendirilme lundukları sonuç ve kanaatine va yönünde oy kullandı. HSYK üyele lanan ve darbe girişimi sonrası tu siyle ilgili “Keşke böyle bir görevlendirme yapılmamış olsaydı. Talihsizlik” demişti. Odatv’deki haberde, Mu rılmıştır” tespiti yapıldı. ri Ramazan Kaya ve Muharrem Öz tuklanan Mustafa Kemal Özçelik’in ‘Meslekten çıkarılsınlar’ kaya da savcı İnam’ın da aralarında olduğu 5 savcı ve hâkimin gö geçen günlerde tahliye edildiği bildirildi. Özçelik’le birlikte tutukla Raporda, Murat İnam’ın da arala revde kalmalarını istedi. Başkan nan eski HSYK Başkanvekili Ah rat İnam’ın sanık olmasına neden olan HSYK Teftiş Kurulu rında olduğu bu 54 savcı ve hâkim Mehmet Yılmaz, üyeler Taci Bay met Hamsici ile HSYK üyesi Kerim için “meslekten çıkarma cezası uy han ve Hayriye Şirin Ünsel ise 54 Tosun’un da 6 Kasım günü tahliye Başkanlığı’nın soruşturma raporu gulanması ve kovuşturma yapılma ismin de görevden uzaklaştırılma edildikleri basına yansıdı. ‘Soruşturma yok hükmünde’ve HSYK incelemesinin ayrıntıları sı gerektiği” belirtildi. HSYK İkin sını istedi. Murat İnam, böylece 1 l İSTANBUL / Cumhuriyet Hukukçular, Cumhuriyet’e yönelik operasyonun hukuka aykırı olduğunu vurguladı Hukukçular, gazetemize yönelik soruşturmayı yürüten FETÖ davası sanığı savcı Murat İnam için, “görevinden uzaklaştırılmasın” diye oy kullanan ve oyçokluğuyla savcılık yapmasını sağlayan iki HSYK üyesinin, FETÖ üyeliğinden tutuklanmasının ve meslekten ihraç edilmesinin bu soruşturmayı “yok hükmünde kılacağına” vurgu yaptı. Hukukçuların görüşleri şöyle: l Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu: Bu konular yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile ilgili konular. Bu nedenle yargı bağımsızlığının, tarafsızlığının ve hesap verilebilirliğinin olmadığı her uygulamanın bugün zedelendiğini görüyoruz. Türkiye’de yargı bağımsız, tarafsız ve hesap verebilir hale gelmeden, kamuoyunu ilgilendiren her soruşturma toplumu bölmeye, kutuplaştırmaya yarayacak. Bundan en büyük zararı da Türkiye görecektir. l Avukat Doğan Erkan: Hukukta ihsası rey denilen bir kural vardır. Yani, tarafsızlığına kuşku düşürecek bir durum olduğunda savcı kendisi re’sen çekilir. Kendisiyle ilgili en ufak bir şüphe varsa yürüttüğü soruşturma reddedilir. Bu soruşturmayı yürüten savcı “kripto FETÖ’cü savcı mıdır?” Önce bunu anlamaya çalışıyoruz. Bu soru akla gelen ilk soruysa, hukuku tartışamıyoruz ki. Ayrıca bu HSYK üyelerini kim atadı? Hukuku tartışmak istiyorsak, öncelikle bunların tümüyle temizlenmesi lazım. Cumhuriyet’e yönelik soruşturmayla ilgili de şu anda yapılması gereken şey, yürüyen soruşturmayla ilgili “yok hükmünde” kararının verilmesidir. Savcı derhal görevden alınmalıdır. Hemen yeni savcıların atanması gerekir. Örneğin, 1725 Aralık sürecinde nasıl ki “soruşturmayı yürüten savcılar FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle soruşturmalar kapatıldıysa”, “Cumhuriyet gazetesi ile ilgili soruşturmayı FETÖ’cü de olsa soruşturulsun” mu denilmedilir? Yani, “Bize FETÖ’cü savcı serbest, onlara yasak mıdır?” Aynı zamanda derhal CMK’ye göre tutukluların tahliyesi istenmelidir. l Avukat Turgut Kazan: Ortaya çıkan bu durumda sorun yeniden ele alınmalı. O savcının soruşturmadan alınmasını bırakın meslekten uzaklaştırılması gerekir. Bu skan dal Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklamasıyla kapatılamaz ki zaten kapatılmamıştır da. O savcı görevine devam ediyor. Bu soruşturmayı sağlıklı yürütecek birinin görevlendirilmesi gerekir. l Avukat Celal Ülgen: Odatv’nin yeni haberi vehametin boyutlarını değiştirdi. Daha derin ve kapsamlı bir sorunla karşı karşıyayız. Ben olaya bir savcının masumiyet ilkesi açısından da bakmıştım. Ama HSYK’nin da işe katılmasıyla bunun bilinçli bir tercih olduğu ortaya çıktı. Zaten Adalet Bakanı’nın gaz alan açıklamasından sonra soruşturmadan alınmaması da bu savımızı güçlendiriyor. Hukuk ayaklar altında. l Prof. Dr. Köksel Bayraktar: Bu sorunun cevabını yargı da arıyor ve veriyor. Yargının, yargıçlığın tarafsız ve bağımsızlığı, onun hakkında aleyhe bir şey söylenmemesi ile olur. Yargıçlar eskilerde halktan daha kopuk yaşarlardı, bağımsızlıklarına gölge düşmesin diye. Bu duruma HSYK’nin bir çözüm bulması gerek. Bu tür konular gittikçe fazlalaşıyor. Bu durum yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile uyuşmuyor. Bırakın büyük davaları normal davalarda bile halkı nasıl inandıracaksınız? HSYK bu savcıyı görevden alabilir. l Avukat Can Atalay: Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ve açık hukuka aykırılıklar nedeniyle bu yargılamanın en başından itibaren hukuka aykırı olacağı açık. Bu kabul edilemez bir durum. Bu savcının, değil bu dosyada herhangi bir dosyada görev yapamayacağı, itirafçı olduğu söylenen savcıların herhangi bir biçimde savcılık görevine devam edemeyeceği kanımızca açık. PKK ya da DHKPC üyeliği nedeniyle hakkında ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve onlarca yıl hapis cezası istenen bir savcı olsaydı anılan örgütler iddiasıyla sürdürülen soruşturmalarda görev yaparlar mıydı? HSYK görevden alıp almayacağını kendisi bilir. Bu saatten sonra ne yaparsa yapsın Cumhuriyet gazetesine yönelik bu operasyon çökmüştür. Hukuka aykırılıklar başka hiçbir şeye gerek bıraktırmayacak şekilde ortaya çıkmış durumdadır. l İSTANBUL ANKARA / Cumhuriyet ‘Cumhuriyeti’ bu gazeteden öğrendik Amasya’da Köy Enstitüsü’nden mezun öğretmenler Cumhuriyet gazetesine sahip çıktı. Hüsamettin Çıtır, “Ben cumhuriyetle doğdum, cumhuriyet çocuğuyum, cumhuriyetle yaşadım, cumhuriyetle de öleceğim. Aklım erdiği günden beri de cumhuriyeti anlatan, ilke ve devrimlerini savunan Cumhuriyet gazetesini okumaya başladım ve bugün hâlâ okuduğum tek gazetedir. Cumhuriyet gazetesi ile hesaplaşanlar gazete üzerinden cumhuriyetle, Atatürk ilke ve devrimleriyle hesaplaşmaktır” dedi. Abidin Karagöz de “Bir köy çocuğu olarak Akpınar Köy Enstitüsüne gittiğimde hiçbir şey bilmiyordum. Okula Cumhuriyet gazetesi geliyor ve ara sı ra okuyorduk. Cumhuriyetin, laikliğin, demokrasinin ne demek olduğunu bu gazeteden öğrendim ve o gün bu gündür bu gazeteyi okumaya devam ediyorum. Bugün olmuş Cumhuriyet okumazsam kendimi iyi hissetmiyorum. Cumhuriyet’e operasyonlar yapılmasının nedeni cumhuriyet ilkelerini, laikliği, demokrasiyi yok etmektir” diye konuştu. Vahit Pehlivantürk de “Cumhuriyet gazetesinin yazarlarının tutuklanması hürriyetin tutuklanması, düşüncenin tutuklanması, demokrasinin tutuklanması, Atatürk ilke ve inkılaplarını savunan insanların tutuklanması demektir. Atatürkçülüğün tutuklanması demektir” diye konuştu. l MEHMET MENEKŞE Hâkim FETÖ’cü çıkınca verdiği karar iptal edildi Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi, baktığı bir davada kararı veren önceki hâkimin 15 Temmuz sonrası tutuklanmasını gerekçe göstererek örnek bir karara imza attı. Sanığa verilen hapis cezasının infazını durdurdu. Yargılamayı da yenileyecek. Kandıra’da Ö.B. isimli vatandaşın davası dünkü Hürriyet’te yer aldı. Ö.B., 2011 yılında yargılandığı mahkeme tarafından ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘İzinsiz kazı yapmak’, ‘Ormandan ağaç kesmek’, suçlarından toplam 41 ay 20 gün hapis cezasına mahkum edildi. Ö.B’nin ‘suç işlemeye meyilli’ olduğuna kanaat getiren mahkeme, sanığın cezasını ertelemedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de kararı onadı. Ö.B. hakim ve savcılara yönelik FETÖ operasyonundan sonra yeniden yargılanma talebiyle mahkemeye başvurdu. Hakkında karar veren hâkim ve savcıların darbe girişimi kapsa mında tutuklandıklarını belirtti. Ö.B’yi mahkum eden Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi, bu kez de infazın durdurulmasına ve sanığın yeniden yargılanmasına karar verdi. Yargıç Furkan Enes Ünal, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yargı mensuplarının tutuklanmış olmasının, halkın vicdanında adalete olan güveni sarstığına dikkat çekti. Türk milleti adına bağımsız karar veren mahkemelerin ve yargı mensuplarının itibarlarının kazanılmasının yine yargı mensuplarının yapacağı işlemlerle sağlanabileceğini vurguladı. Ünal, “Neticede çıkabilecek her türlü kararın aynı nazarda daha makbul olacağı göz önünde bulundurularak, hükümlünün talebinin kabulü ile infazın durdurulmasına, CMK’nin 3/1c maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesine ilişkin karar verilmiştir” dedi. l Haber Merkezi teslim olmayız 5 Kafka’nın Dava’sını okudunuz mu? Günlerden cuma... Hava sabah soğuk ama güneşliydi, öğle saatlerinde bembeyaz bulutlar, göğüm mavinin derinliğiyle buluştu... Gazetede odamdayım... Franz Kafka’nın Şato ve Dava’sını (Can Yayınları) okumanın tam zamanıdır. Uğur Dündar’ın deyişiyle Kafka, Nazi zulmünü haber veren bir yazardır. Yozlaşma, çürüme, umutsuzluk, acı, hüzün... Bir toplumda korku egemen olursa, insanlar konuşamaz, yazı yazamaz, düşünemez. Özellikle Kafka’nın “Dava”sında bu yozlaşma ve umutsuzluğun nasıl insanları kuşatma altına aldığına tanık oluruz. Deneyimli gazeteci ve televizyoncu Uğur Dündar “Korku çağı” başlıklı (5 Kasım 2016) yazısında şöyle diyor: “... ... ... Yazımı sonlandırırken bir sözünü anımsıyorum: ‘Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen bir balta gibi olmalı’ Kafka’yı okurken arkadaşım Prof. Dr. Haluk Şahin’in ‘Can Çekişen Bir Meslek Üzerine Notlar’ (Say Yayınları) okumanızı öneririm... ” Yıllar çabuk geçiyor... Hasan Cemal’in yazısını okurken anılar denizine dalıyorum. Yaşadıklarım ve yaşayacaklarım... 80 darbesi ve sonrası... Bir gece yarısı gözaltına alınışım... Çocuklarım... Nezihe, Betül, Kemal... Annem ve teyzem... Nadir Nadi’nin bize gönderdiği mektup... Hasan, bunları anlatmış yazısında. “Ortalık bir anda dalgalandı. Herkes kadehini bağıra çağıra başyazarımız için kaldırdı. Cumhuriyet’e kavuşmakla sanki yeniden doğmuştuk. Bu yazıyı Cumhuriyet için, başta 12 Eylül’ün o karanlık günlerini birlikte yaşadığımız Hikmet Çetinkaya olmak üzere hapisteki gazeteciler için yazdım. Hiç tasalanmayın.” HHH Biz diktatörler gördük, diktatör bozuntuları... Bildiğimiz yolda yürüdük. Korkmadık, yılmadık. Tek silahımız vardı, o da kalemimiz! Farklı siyasal ideolojilerden gelen meslektaşlarımıza Silivri’de yatan arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum... Hani yurtdışına “çuvalla para götürdüğü” öne sürülen Akın Atalay vardı, İcra Kurulu Başkanı ve Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı... Almanya’dan döndü... Ey kara vicdanlılar, ey ahlaksız herifler o yazıp çizdiklerinizden, televizyonlarda konuştuklarınızdan utanmayacak mısınız? Ben Akın’ı karşılamaya gidemedim, sağlık sorunlarımdan ötürü. Gitsem bile yüzünü göremeyecektim. Sen benim mangal yürekli arkadaşım, ben senin “Hikmet Abi”nim. Biz Cumhuriyet’i laiklik temelinde demokrasimizi geliştirmesi için yönetmeye başladık. Terörü savunmadık, lanetledik. Her türlü ayrımcılığa karşı çıktık. Temel hak ve özgürlükleri savunduk. Her Kürt yurttaşımızı potansiyel terörist olarak yaftalamadık. Akan kanın durması için, güvenlik güçlerinin değil PKK’nin silah bırakması gereğini vurguladık. Ezenin değil ezilenin yanında olduk. İnsanları ötekileştirmedik. Biz vicdanımızın sesini dinlediğimiz için vicdansızlar yüzünden arkamızdan hançerlendik. HHH Sevgili Yalçın Doğan, arkadaşlığımız 40 yılı aşıyor, tıpkı Hasan Cemal ile olduğu gibi... Bizim için, Doğan Akın’ın kaptanlığında açık denizde yelken açan “t24”ten bir derleme yaptın. Yazdıklarını buraya koymadık, “t24”te bizi seven dostlar okusun... Ama yine de okurlarım için önemli bir bölümü paylaşacağım: Cumhuriyet Vakfı’nın 2013’teki genel kurulu “usulsüz seçimle” suçlanıyor. Gözaltına alınma nedenleri arasında önemli bir gerekçe olarak gösteriliyor. Hatta, hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş bile bunu söyleyip aradan sıyrılmaya çabalıyor. Madem Cumhuriyet’e bir operasyon kararı var, o zaman belki daha inanılır başka iddialar sıralamak gerekir. Ama mesele o iddiaları bulmakta, çünkü yok, ara ara, bulamazsın. HHH Ben de, Yalçın Doğan’ın yazdıklarına birkaç tümce ekleyeyim: “O iddiaları sıralayamazlar. Çünkü her şey yasal zeminde yapılmıştır. Usulsüz seçim de yok. Şikâyetçiler o nedenle ortaya iddia atamıyorlar Sevgili Yalçın Doğan.” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear