26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Suriye’de gazeteci öldürüldü Halep’te İran devlet kanalı IRIB için çalışan gazeteci Mohsen Khazaei muhaliflerin havan topu saldırısında yaşamını yitirdi. Minyan bölgesine yönelik saldırıda ayrıca aynı kanalda çalışan kameraman da yaralandı. Öte yandan, Suriye ordusunun Halep kentinin doğusunda muhaliflerin son dönemde ele geçirdiği bölgelerde hakimiyeti yeniden kazandığı belirtildi. Bu arada Rusya’nın içinde denizaltıların da yer aldığı donanma filosunun dün Suriye kıyılarına yaklaştığı duyuruldu. Uçak gemisi Amiral Kuznetsov’un öncülüğündeki en az 6 geminin yer aldığı filonun Akdeniz’e yönelik seyri NATO tarafından da yakından izleniyordu. Muhaliflere desteği12 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ nilwgun@cumhuriyet.com.tr Pazar 13 Kasım 2016 Trump, başkanlık koltuğuna oturduktan sonra Washington’ın Suriye politikasında köklü çekebilirdeğişikliğe gidebileceğinin sinyalini verdi ‘Trump başkan olmayabilir’ iddiası Newsweek dergisi, gerçekleşmesi halinde Donald Trump’ın başkanlığını engelleyebilecek ihtimalleri yazdı. ABD’de seçmen başkan adayına verdiği oy ile bu başkan adayına oy vereceğini taahhüt eden bir “seçici kurul” üyesini belirlemiş oluyor. Bu seçici kurul, gelecek ay toplanıp başkanlık oylaması yapacak. Başkan seçilmek için gereken seçici kurul üyesi sayısını (270) aşan Trump başkan olacak. Ancak daha önce Trump’a oy verme taahhüdünde bulunan üyelerin bu sözlerinden cayıp Hillary Clinton’a oy vermesi de mümkün. Kimi yorumda, birçok eyalette iki aday arasında farkın çok az olduğuna işaret edilip Clinton cephesinin itirazıyla delege sayısının değişebileceği olasılığı gündeme getiriliyor. Utah Üniversitesi hukuk profesörü Christopher Lewis Peterson da Trump’ın başkan seçilmesi durumunda, bu görevden uzaklaştırılması için hakkındaki yolsuzluk suçlamalarına da işaretle yeterli delilin elde olduğunu savunuyor. Bagram’da ABD üssüne saldırı ABD’nin Afganistan’daki en büyük askeri konuşlanması olan Bagram Hava Üssü’ne Taliban saldırı düzenledi. ABD Savunma Bakanı Ash Carter, intihar saldırısı olduğu düşünülen patlamada 2’si asker, 2’si müteahhit olmak üzere 4 ABD’linin öldüğünü belirtti. Bölgedeki yerel yetkililer patlamada en az 17 kişinin de yaralandığını kaydetti. Bazı kaynaklar patlamanın üsteki yemekhanede meydana geldiğini iddia ederken bu saldırının bölgedeki güvenlik açığını gözler önüne serdiği görüşünü dile getirdi. Önceki gün de Kâbil’de Alman misyonuna yönelik Taliban saldırısı gerçekleşmişti. 3 bakan görevden alındı Öte yandan Kâbil’de siyaset sahnesinde de tansiyon yükseliyor. Afganistan parlamentosunda 3 bakan haklarındaki güvenoylamasında gerekli desteği bulamadı, yetersiz performans gösterdikleri gerekçesiyle görevden alındı. Anayasa çerçevesinde parlamentonun bakanları koltuktan indirme hakkı bulunan ülkede bu son gelişmenin halihazırda siyasi açıdan zor günler geçiren Devlet Başkarı Eşref Gani yönetiminin elini zorlayacağına işaret ediliyor. Görevden alınan isimler ise Dışişleri Bakanı Salahuddin Rabbani, Kamu İşleri Bakanı Mahmud Baligh, Sosyal Hizmetler Bakanı Nesrin Oryakhel. IŞİD, Sufileri hedef aldı Pakistan’ın Belucistan eyaletinin güneyinde Kuzdar bölgesinde Sufi Şah Norani’nin türbesinde meydana gelen patlamada aralarında çocukların da olduğu en az 25 kişi yaşamını yitirdi, 35 kişi de yaralandı. IŞİD saldırıyı üstlendi. Kimi yerel kaynak can kaybını 40 olarak duyurdu. Saldırının 14 yaşlarındaki bir çocuk tarafından gerçekleştirilen intihar eylemi olduğu iddia edildi. Patlamanın türbe içinde kalabalık bir grubun tören için bulunduğu sırada gerçekleştiği belirtildi. Geçen Haziran ayında da ülkenin önde gelen Sufi ozan Amjad Sabri uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirmişti. ABD’de başkanlık seçimlerinin galibi Donald Trump, Obama yönetiminin Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esad’a karşı “ılımlı” muhalifleri destekleme politikasını değiştirerek muhaliflerden desteği çekeceğinin sinyalini verdi. Wall Street Journal (WSJ) gazetesine verdiği ilk röportajında Trump şu ifadeleri kullandı: “Tavrım şöyle: Sen Suriye ile savaşıyorsun, Suriye IŞİD’le savaşıyor ve senin de IŞİD’den kurtulman gerek. Rusya şu anda tamamen Suriye’nin yanında. Başımızda bir de bizim yüzümüzden giderek güçlenen İran var. İran da Suriye’nin yanında. Şimdi biz Suriye’ye karşı isyancılara destek veriyoruz ama bu insanların kim olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok.” Trump’a göre, “ABD’nin Esad’a saldırması kendilerini Rusya’yla savaşırken bulmaları” demek. Vaatlerinde yumuşama Kampanya sürecinde kullandığı ayrıştırıcı dil nedeniyle tepki çeken Trump, çok ileriye gidip gitmediği sorusuna “Hayır. Ben kazandım” yanıtını verdi. Başkan seçilirse Demokrat aday Hillary Clinton’ı eposta skandalı nedeniyle yargılayacağı sözünü veren Trump, bu kez de bu konunun kendisi için öncelikli olmadığını söyledi. Kampanyası boyunca “Obamacare” adıyla bilinen Sağlık Reformu’nu facia olarak nitelendirerek yasayı feshedeceğini savunan Trump, bu konuda fikrini değiştirebileceğine işaret etti. Trump, Beyaz Saray’da bir araya geldiği Barack Obama’nın yasanın bazı kısımlarının korunması konusunda tavsiyelerde bulunduğunu ve Obama’ya saygısından dolayı bu tavsiyeleri inceleyeceğini dile getirdi. Bu arada, Trump WSJ söyleşisinde herkesin birbirini sevdiği bir ABD istediğini söyledi. Protestoculara yönelik sert dilini de yumuşatarak twitter hesabından “Geçen gece küçük birkaç grup PROTESTODA KAN DÖKÜLDÜ Trump karşıtı protestolar tüm hızıyla sürüyor. Başta New York, Los Angeles ve Chicago olmak üzere pek çok bölgede göstericiler önceki gece ve dün de yine meydanlardaydı. Oregon eyaletinin Portland kentindeki gösterilerde bir kişinin silahla vurularak yaralandığı belirtildi. protestocunun harika ülkemize olan tutkusunu göstermesi hoşuma gidiyor. Hepimiz bir araya gelip gurur duyacağız” mesajını paylaştı. Juncker dalga geçti AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker, Lüksemburg’da gençlerle buluştuğu bir panelde ABD’nin müstakbel başkanına ilişkin açıklamalarda bulundu. Trump’ın “Belçika’nın çok güzel bir kent olduğu” yönündeki gafını anımsatarak “Bence, Bay Trump dünyanın tanımadığı bölgelerine seyahat edene kadar iki yıl kaybetmiş olacağız” dedi. BM Genel Sekreter Yardımcısı Jan Eliasson da Trump’ın örgüt içerisinde kaygı yarattığını belirterek “Şu an zor bir dönemdeyiz. Ancak soğukkanlılığımızı korumalıyız” diye konuştu. Öte yandan, Guardian yazarlarından Monisha Rajesh, twitter hesabından yaptığı paylaşımda Trump’a suikast çağrısında bulununca tepki çekti. Rajesh, tepkiler üzerine sosyal medya hesaplarını silerken gazete yönetiminden yapılan açıklamada Rajesh’in gazeteye dışardan yazan biri olduğu belirtildi. Bu kez Türkiye uyardı Dışişleri Bakanlığı, ABD’de yaşayan veya ABD’ye seyahat planı yapan Türk yurttaşları gösteriler nedeniyle “tedbirli ve dikkatli” olması konusunda uyardı. ABD elçiliklerinin, güvenlik gerekçesiyle defalarca Türkiye’deki yurttaşlarını uyarmasının ardından uyarının bu kez Türkiye’den ABD’ye olması dikkat çekti. Protestolarda çok sayıda kişi gözaltına alındı. Park karşıtları vazgeçmiyor Güney Kore’de Devlet Başkanı Park Geunhye’nin yakın arkadaşı, bir tarikat liderinin kızı olan Choi Soonsil’in resmi bir görevde bulunmamasına rağmen devlet işlerine müdahil olduğunun ortaya çıkmasının ardından tepkiler dinmek bilmiyor. Başkent Seul’de dün sokaklara çıkan protestocular Park’ın istifasını talep etti. Gösteriye, üç muhalefet partisi de destek verdi. Göstericilerin sayısının bir milyona ulaştığı belirtildi. Park ile ilişkisini kullanarak işadamlarını bazı vakıflara bağış yapmaya zorlamakla da suçlanan Choi’nin kültürel ve spor faaliyetlerini destekleme adı altında, yardım kuruluşlarından zimmetine milyonlarca dolar geçirdiği de iddia ediliyor. Park ile ilişkisini kullanarak kendisine maddi çıkar sağlamakla suçlanan Choi, yurtdışından ülkeye dönmesinin ardından 3 Kasım’da gözaltına alınmıştı. Park olayla ilgili 2 kez televizyona çıkarak kamuoyundan özür dilese de tepkiler giderek artıyor. Ufukta bir Kıbrıs turu daha İsviçre’deki 5 günlük görüşmeden 20 Kasım’da yeniden buluşma kararı çıktı Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda KKTC Cumhurbaşka önceki gece yapılan açıklamada, “Bu beş gün içinde belirgin bazı ilerlemeler sağ nı Mustafa Akıncı ve Rum lider Nikos landı” denildi. Siyasi kulislere yansıyan Anastasiadis’ın katılımıyla İsviçre’de ger haberlere göre, önceki günkü görüşme çekleşen 5 günlük Kıbrıs müzakare tu lerin ardından Anastasiadis, KKTC tara ru önceki gün sonuçsuz sona ererken ta fından masaya getirilen önerilere yanıt raflar 20 Kasım’da yeniden bir araya gel için zamana ihtiyacı olduğunu dile getir me kararı aldı. Mont Pelerin kasabasın di. BM’nin açıklamasında da Rum lide da gerçekleşen, BM Genel rin zaman istediğine işa Sekreteri Ban Kimun’un ret edilerek tarafların da açılışını yaptığı zirve bu konuda uzlaştığı ve nin gündeminde, Kıbrıs Cenevre’de 20 Kasım’da sorununun en zor başlık yeniden buluşma kararı ları arasında yer alan toprak konusunun da olduğu belirtiliyordu. BM’den Akıncı ile Anastasiadis, Ban ile birlikte. aldığı belirtildi. Bu turun 3 gün sürebileceği gelen bilgiler arasında. ESKİ ELÇİYE RUS VETOSU Rusya’nın, ABD’nin eski Moskova elçisi Michael McFaul’un ülkeye girişine izin vermediği belirtildi. Obama yönetimi sırasında 20122014 arasında Moskova’da elçilik görevinde bulunan McFaul’un yasak kararını, Clinton’ın başkanlığı kazanması halinde geçiş sürecine destek verme amacıyla Rusya ziyareti için bu ülkeye yönelik vize başvurusu sırasında öğrendiği kaydedildi. Kararın Moskova’nın ABD’nin yaptırımlar çerçevesinde bazı Rus yetkililere yönelik ABD’ye giriş yasağına misilleme olduğu savunuluyor. ‘Cesur Yeni Dünya’nın Başkanı Trump Trump’ın Beyaz Saray’a çıkışını sadece malum otoriter liderler alkışladı. Dünya ise çok büyük bir belirsizliğin içine savruldu. ABD’de Trump’ın başkanlığına ilişkin sıklıkla sorulan soruları politico.com sitesi şöyle sıralıyor: 1. Trump, Clinton’ı seçim kampanyasında vaat ettiği üzere hapse atacak mı? 2. Çıkar çatışmasını önlemek için işlerini bırakacak mı? 3. İran’la nükleer anlaşmayı bozacak mı? 4. Meksika sınırına duvar örecek mi? 5. Putin Rusyası’na yaptırımları kaldıracak mı? 6. Müslümanların ABD’ye girişini engelleyecek mi? 7. Kayıtsız göçmenleri ABD’den atacak mı? 8. (Ödemediğini itiraf ettiği) Gelir vergisi bildirimlerini bundan böyle ABD Başkanı olarak yapacak mı? 9. Aklına eseni yazdığı “Twitter hesabını” açık tutacak mı? Sorular uzatılabilir... ‘Altsağ’ faşizmi Trump’ın başkanlığı yalnız ileriye yönelik belirsizlikler doğurmakla kalmadı, mevcut dünyanın tanımadığımız karanlık yüzünü de taşan bir lağım çukuru gibi faş etti. Kendi adıma örneğin, Trump’ı başkanlığa taşıyan muhafazakârların giderek “alternatif sağ” diye tanımlanan bu derece “hastalıklı” bir kategoriye dönüştüğünü ben bu 8 Kasım’da tespit ettim. “Alternatif sağ” aslında bildiğimiz faşizm. Ama “alternatif sağcılar”, her konuda “siyaseten usturuplu/politically correct” olmaya karşı çıkarken, kendi “faşizmlerine” “faşizm” demeyi reddediyorlar. “Faşist” yerine kendilerini kulağa daha makul(!) gelen “alternatif sağ” diye tanımlıyorlar. Kim bu “alternatif sağcılar”? Kadın düşmanları, yabancı... Müslüman... Yahudi düşmanları, siyah ırkın düşmanları, eşcinsel düşmanları... Liste böyle uzayıp gidiyor. “New Yorker”dan Andrew Marantz “alt sağ/alt right” kısaltmasıyla anılan “alternatif sağ”ı, “beyazların üstünlüğünü savunan beyazlar, koyu maçolar, komplo teorisyenleri, saldırgan nihilistler ve de sosyal ağlardaki trollerin gevşek bir koalisyonu” olarak tanımlıyor. Bu artık bizim bildiğimiz, tanıdığımız “sağ”dan çok farklı bir şey. Klasik “sağ”ın olmazssa olmazlarından sayılan “muhafazakâr dindarlık”, mesela bundan böyle bir “altsağ” kriteri değil. “Altsağ”cılar, damardan “dinsiz” olabiliyorlar... Bu “gevşek cephe”nin ortak paydası her halükârda, faşizmin en tipik öğesi olan “şiddet yandaşlığı” şeklinde tezahür ediyor. “National Review” dergisinden David French; Trump’ı destekleyen “altsağ”cıların ortak özelliklerini “liberal olmayan görüşler ve gözdağı, şiddet kültürü” olarak özetliyor. French; Trump’ın bu duruşu besleyen ve şiddet kullanmayı özendiren Gateway Pundit, Info Wars gibi aşırı sağın internet ağlarından yararlandığını anlatıyor. Sosyal ağların zaferi Trump’ın zaferinin arkasındaki yeni olan diğer boyut da gene zinhar tanımadığımız bu aşırı sağ yeni medyalar. 4chan, 8chan, Breitbartcom gibi adlarını yeni yeni duyduğumuz (faşist!) propaganda ağları; Mike Cernovich gibi yükselen “altsağ”ın yeni sosyal medya starları, bu seçimde hep Trump’a arka çıktılar. “New York Times”, “Washington Post” gibi aralarında en prestijli ana akım yayın organlarının olduğu 229 ABD gazetesi Trump’a karşı Clinton’a destek verirken, sadece bir düzine yerelulusal gazete Trump’ın arkasında durdu. Buna karşın Trump sırtını tamamen sosyal medyaya ve “altsağ” ağlara yasladı. Seçim gecesi CNN’e konuşan Obama danışmanlarından biri, Trump’ın zaferini; bu “sosyal ağlar ve reality TV uzmanlığı” ile açıkladı. “’30’larda Roosevelt, o yılların yeni iletişim aracı radyoyu iyi kullandığı için Beyaz Saray’a çıkmıştı” diyen uzman ilave etti: “’60’larda Kennedy TV’yi ustalıkla kullandığı için başkan oldu. 2008’de Obama ‘internet’i ‘değişim mesajını’ iletmekte çok büyük başarıyla kullandı. Bu seçimde de Trump, ‘sosyal medya’ya hâkim olarak zafer sağladı!” Realityşov dünyası, faşist eğilimli yeni “altsağ” medyalar, bu ortamda üretilen yeni “posttruth/gerçek ertesi siyaseti”... Trump’ın üzerine basarak yükseldiği “Cesur Yeni Dünya” bu! (Posttruth için bakınız 15 Eylül Sağnak.) “Cesur Yeni Dünya”ya hoş geldiniz! Askerler CIA için çalışıyormuş Ürdün’de bu ay başında öldürülen 3 ABD askerinin CIA ile birlikte Suriye’de savaşacak “ılımlı” muhalifleri eğittiği ortaya çıktı. Washington Post, söz konusu askerlerin CIA programının parçası olarak bölgede olduğunu duyururken, haberde 4 Kasım günü 3 askerin öldürülmesinin, CIA’in 2009’dan beri yaşadığı “en fazla ölümün olduğu olay” olduğu öne sürüldü. C MY B nilgun@
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear