26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 7 Ekim 2016 Tamgün eğitim zor2 EDİTÖR:HAKANAKARSU TASARIM:MÜGEKAYGUSUZ eğitim 2019’da her okulda tamgün eğitim hedefini tutturmak için İstanbul’daki okulların yarısına ek bina yapılması gerekiyor. Başbakan Binali Yıldırım’ın 2019’da tüm okullarda tam gün eğitime geçileceğini açıklamasıyla, eğitim dün yasından fark lı tepkiler gel di. Milli Eği tim Bakanı İs met Yılmaz ise üç yıl içinde 17 ilde 77 DENİZ ÜLKÜTEKİN bin derslik yapmayı hedeflediklerini açıkladı. MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Öz can ise Türkiye’nin üç yıl içinde hede fi tutturacak gücü olduğunu, ama özel likle İstanbul’da okulların tam gün eğitime uygun hale getirilmesinde bü yük sıkıntılar yaşanabileceğini söyle di. Özcan’ın açıklamaları şöyle: “Öncelikle Başbakan’a, eğitimi Türkiye’nin gündemine getirdiği için samimi olarak teşekkür ediyorum. Sürekli bir gündemimiz var, ama bu gündemde eğitim ne yazık ki yer almıyor. Oysa bugün, bu coğrafyada Türk milletinin varlığı küresel güçler tarafından sorgulanıyor. Bu topraklarda güçlü olmazsak tutunamayız. Güçlü olmanın yolu da bilinçli, dünyayı bilen, dünyayla yarışabilen yurttaşlar yetiştirmekten geçer. Hatırlayın, Atatürk, ilk Maarif Kongresi’ni Sakarya Savaşı’nın en yakıcı günlerinde topla mıştı. Bu yüzden tamgün eğitime geçişin ekonomik kalkınma programına dahil edilmesini önemli buluyorum. Öte yandan bu hedefin 2019’da gerçekleşmesi o kadar kolay görülmüyor. İstanbul’dan örnek verirsek, ilk ve orta öğretim düzeyinde örgün eğitim veren okulların neredeyse yarısı ikili eğitim yapıyor. Bu okullara yeni bina gerekli. Türkiye’nin bunu yapacak gücü var. Ancak geçmişteki gelişme hızına baktığımızda “başarırız” demek zor. Esas sorun zaten İstanbul ve bü Tamgün eğitim önündeki engeller 4 3 yılda en az 77 bin yeni derslik ihtiyacı. 4 İstanbul’da mahalle arasındaki okulların genişletilmesi yönündeki fiziki engeller. 4 İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin 2019’da hedefi tutturmak adına, gerekli altyapıları sağlamadan, sınıfları kapasitesinin üstünde doldurma olasılığı. yükşehirlerde. Anadolu’nun çoğu bölgesinde ikili eğitim veren okul oranı yüzde 20’lerde seyrediyor. Buralarda 2019’da tamamen tamgün eğitime geçilmesi mümkün. Öte yandan bunun hedef olarak belirlenmesi olumlu bir gelişme, çünkü çocukları sabah 7.30’da okullara toplayıp öğlen 1’e kadar dersleri sıkıştırmak, öğlen gelenleri de akşam 6’ya kadar okulda tutmak doğalarına aykırı.” l BAKAN İSMET YILMAZ ‘Reis’ sorusunu savundu Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, sözleşmeli öğretmenlik mülakatında bazı öğretmen adaylarına yöneltilen “Reis denilince aklına kim geliyor” sorusuyla ilgili, “Turgut Reis’ der, ‘Piri Reis’ der veya bir başka reis onun hakkında da fikrini söylesin, bunun ne zararı var? Bunlar mülakata halel getirmez” dedi. Yılmaz’ın açılışına katıldığı Çağrı Koleji’nin duvarlarındaki Kuran’dan çok sayıda ayetin yanı sıra “Türk’ün anayasasına hak yol İslam yazacağız” ifadesi dikkati çekti. Yılmaz, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ile birlikte Özel Çağrı Okulları İlkokul bölümünün açılış törenine katıldı. Yılmaz törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yılmaz, Başbakan Yıldırım’ın açıkladığı tamgün eğitim sistemi ile ilgili eleştirilere, “77 bine yakın derslik ihtiyacımız var. Bugün burada okulu kim açtı, özel sektör. Özel sektörle birlikte biz 77 bin dersliği yaparız” karşılığını verdi. Yılmaz, bu düzenlemeye öğretmen sayısının yetmeyeceği eleştirilerine de “Öğretmen sayımız yeterli” yanıtını verdi. Arapça hazırlık geliyor İlköğretim 5. sınıfların yabancı dil ağırlıklı olması planı ile ilgili olarak da Yılmaz, “5’inci sınıflarda İngilizce var ancak hazırlık mahiyetini kazanır şekilde İngilizcenin ağırlık seviyesini artıracağız. Kaç saatin yabancı dil olacağı konusunda çalışmalarına devam ediyor. Yabancı dil Fransızca, Almanca, İngilizce ve Arapça olabilir. Hangisinin ikinci yabancı dil olacağına okul aile birlikleri yani veliler karar verecek. Fransızca dersi istiyorum derse Fransızca, Almanca aldırmak istiyorum derse Almanca, Arapça diyorsa Arapça” bilgisini verdi. l Dayanışma Akademisİ Fikir özgürlüğü dersi işlendi Kocaeli Üniversitesi’nde (KOÜ) görevlendirden uzaklaştırılan 19 akademisyenin kurduğu “Kocaeli Dayanışma Akademisi”nde dersler sürüyor. Eğitim Sen Şubesi’ndeki derse öğrenciler, akademisyenler ve yurttaşlar katıldı. Dayanışma akademisinde üniversiteden uzaklaştırılan Doç. Dr. Güven Bakırezer, “İfade Hürriyeti ve Epistemolojik temelleri” konusunu işledi. DİHÜ’da yer alan habere göre, Bakırezer, düşünce özgürlüğünün temel bir hak olduğunu çoğunluğun diktatörlüğünün, azınlığın fikirlerini görmezden gelemeyeceğini vurguladı. Bakırezer, ifade özgürlüğünün belli kavramlar içinde sığmayacağına da dikkat çekti. KOÜ öğrencilerinden Ferya Yıldız, “Burada olmak çok güzel, Güven hocamızı çok özlemişiz. Biz her koşulda hocalarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. Öğrencilerden Mahir Kaya ise, hocalarına destek vermeye devam edeceklerini belirterek, derslere süreklilik sağlayacağını söyledi. Çok sayıda öğrenci, akademisyen ve yurttaşın katılım sağladığı ders sorucevap ve tartışmalarla sona erdi. Bir sonraki derste ise “Bilim ve Teknik” konusu işlenecek. Alt katı lağım basan okulda eğitim rezaleti Ankara’da 1300 öğrencinin eğitim gördüğü Keçiören Esertepe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde spor salonları, soyunma odaları ve atölyelerin bulunduğu bodrum katı lağım suları altında kaldı. Aileler, lisenin drenaj sistemindeki hata nedeniyle bodrum katında yükselen lağım sularının, çürüyen ve korozyona uğrayan duvarların, kanalizasyon atıklarının bastı ğı atölyelerin, soyunma odalarının ve pislikten geçilmeyen tuvaletlerin fotoğraflarını paylaştı. Veliler, okulun faciaya davet çıkardığını belirterek, “15 Temmuz’da kahramanlık destanı yazan bu milletin çocuklarının eğitimöğretim gördüğü bir okulda, bu görüntüler kabul edilemez” dedi. Konu hakkında Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) de şikâyette bulunduğunu be lirten bir veli, “Okulun drenaj sisteminin su seviyesinin üstünde kaldığını ve bu yüzden sürekli kanalizasyon suyunun bastığını öğrendik. Bodrum katında inanılmaz kötü bir koku var. Duvarlar su nedeniyle çürümüş” dedi. Öte yandan Esertepe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yetkilileri, konu hakkında ‘yetkileri olmadığı’ nedeniyle konuşmadı. l DHA Okulöncesi hem zorunlu hem de ücretsiz olmalı FİGEN ATALAY Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Okulöncesi eğitim zorunlu hale gelecek” açıklaması, yıllardır bunun için uğraş veren eğitimcileri sevindirdi. Ancak bu eğitimin hem tamamen ücretsiz ve kaliteli olması hem de bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekiyor. Yani, bu eğitimin, çocuk koruma politikaları, sağlık sistemi gibi çocuğu ilgilendiren her konuyu kapsaması, başarıya ulaşması için çok önemli. Kurulduğu 1993 yılından bu yana bu alanda çalışmalar yapan Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ile birlikte hazırladığı “Her Çocuğa Eşit Fırsat’’ başlıklı bilgi notunda, Türkiye’de erken çocukluk eğitiminin önemi konusunda kamuoyunda tüm yaş grupları, bölgeler ve sosyoekonomik düzeyler arasında farkındalığın yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Ancak, erişimde yaşanan sorunlar ve eğitimin paralı olması nedeniyle, önemli oranda çocuğun okulöncesi eğitimden yararlanamadığı ai leler tarafından vurgulanıyor. 4+4+4 ile geriledi Bilgi notuna göre, son 10 yılda Türkiye’de erken çocukluk eğitimi ile ilgili önemli gelişmeler yaşanmış olmasına rağmen; 201112 öğretim yılında %65.7 olan 5 yaş okullaşma oranı “4+4+4” sonrasındaki dönemde düşüş göstererek, 201516öğretim yılında %55.5’e geriledi.. Bunun sonucunda çocukların bir kısmı okulöncesi eğitim almadan ilkokula başlamak durumunda kaldı. Para istenmemeli Bugüne kadar okulöncesi eğitim için devlet okullarında velilerden aylık 200 TL’ye kadar katkı payı istenmesi, yoksul aileler için bü yük engel oluşturdu. Bu nedenle okul öncesi eğitim için velilerden hiçbir ücret istenmemesi öncelikler arasında yer almalı. Çok boyutlu olmalı AÇEV’in bu konuda önerdiği öncelikli adımlar şunlar: 4 Türkiye’de en az bir yıl zorunlu ve nitelikli okul öncesi eğitim yaşama geçirilmeli ve en kısa zamanda daha erken yaşlara da hizmet sunacak modeller ve en risk altında olan çocukları önceliklendirecek politikalar geliştirilmeli. 4 Erken çocukluk eğitimi sürecinde aile katılımı güçlendirilmeli. 4 Türkiye’ye uygun ve katılımcı bir biçimde geliştirilmiş olan “Erken Çocukluk Eğitimi Kalite Standartları” bir rehber olarak uygulanmalı. 4 Öğretmenlerin mesleki standartları ve hizmet öncesi eğitimin niteliği iyileştirilmeli. 4 Erken çocukluk dönemi çok boyutlu olarak ele alınmalı. Erken çocukluk eğitimi alanlar: 4Okulda daha başarılı olurlar. 4Daha uzun süre öğrenim yaşamında kalırlar. 4 Daha yüksek statülü işlerde çalışırlar. Avrupa’da yüzde 100 5 yaş okullaşma oranları: l Türkiye: Yüzde 55.5 l AB ülkelerinin pek çoğu: Yüzde 100 l Meksika: Yüzde 70 l Fas: Yüzde 49 l Kenya: Yüzde 53 ‘Toplumu çökertme’ projesi ve CHP Son zamanlarda her eğitim yılında çocuklarımız için kötü sürprizler hazırlayan Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl da şaşırtmadı: “Proje okullar” adı altındaki uygulamayla, zaten sayıları çok azalmış olan birkaç başarılı resmi okulun da “seviyesizleştirilmesine” başladı. HHH Bu adım, resmen ve alenen, daha büyük bir projenin, “Türkiye’yi çökertme projesinin” bir parçası gibi görünüyor... “Bilişim Çağına” girmiş olan dünyada, ülkemizin geleceğini eğitim yoluyla belirleyen Bakanlık, büyük bir hızla, “cahilleştirme projelerini” devreye sokuyor: 1) 4+4+4 ile eğitim düzeni altüst ediliyor; müfredat programları değiştiriliyor... 2) Mevcut okullar İmam Hatip Okulu’na dönüştürülüyor... 3) TEOG denilen, lise düzeyinde seçme sınavına giren öğrenciler doğrudan İmam Hatip Okullarına yönlendiriliyor... 4) Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, şimdi bir de, tarihsel ve örgütsel geleneklerinin gücüyle hâlâ başarılı eğitim yapabilmeyi sürdüren, sayıları çok azalmış olan resmi okullara da “Proje okullar” uygulaması adı altında el konuluyor! Böylece bugünün dünyasında bile zaten zor tutunan bir ülke olan Türkiye’nin, geleceğin dünyasında yaşaması hemen hemen olanaksızlaştırılıyor. HHH Proje okullar kapsamında, şu anda tüm ülkede 155 okul, 7000’i aşkın öğretmen ve on binlerce öğrenci söz konusu... Aralarında Kabataş Lisesi, Vefa Lisesi, Cağaloğlu Lisesi gibi ünlü okullar var! Buralara önce, tercihan FETÖ dışında tarikat bağlantısı olan bir müdür atanıyor, öğretmenler darmadağın ediliyor ve sonra da o müdür o okulun canına okuyor! HHH EĞİTİMLE TOPLUMU İLERİ TAŞIMAYI DEĞİL, KENDİ CEHALET DÜZEYLERİNE GERİ ÇEKMEYİ HEDEFLİYORLAR: Bu iktidarın bir bakanı eğitim düzeyi yükseldikçe oylarının düştüğünü söyleyerek, dinbaz politikacıların niçin çağdaş ve uygar eğitime karşı olduklarını açıkça belirtti. Bu iktidarın bir başka bakanı, tarım ülkesi olduğumuzu, icat yapamayacağımızı, ancak ara teknik eleman yetiştirebileceğimizi söyleyerek, kendi özgüven eksikliğini tüm ülkeye teşmil etti ve Bilişim Devri eğitimine karşı çıktı. HHH Bir yandan OHAL ile, ülkenin Meclis’i devre dışı bırakılır, medyası susturulur, insanları hapse atılırken, öte yandan çocuklarımız harcanarak geleceğimize de ipotek konuluyor! Veliler ve öğrenciler isyan içinde... UYUMA CHP! 3 yaşa Kuran, 4 yaşa hafızlık Cemaat şeyhi ile Saray’ın avukatının kurduğu kolejde Anayasaya aykırı öğretim SİNAN TARTANOĞLU FETÖ’ye ait okullar kapatılırken, Nakşibendi Şeyhi Mahmut Esad Coşan’ın kurucusu olduğu ASFA okulları, çocuklara 3 yaşındayken Kuranıkerim dersi, 4 yaşındayken de hafızlık dersi veriyor. Şeyh Coşan’ın “Çocuklarınızı bu güzide okullara yazdırınız. Politik güçlenme ve galibiyet, askeri üstünlük ve zaferin de kaynağı budur” ifadelerini kullandığı okulda çocuğu okuyan veliler arasında anayasa ve yasalara göre bir özel öğretim kurumunda din öğretiminin yasaklanmasına karşın bir Yargıtay üyesi bile var. Okulun kurucularından biri ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı AKP milletvekili Ali Özkaya. Okulda gün, “Gönül sohbetleri” ile başlıyor. Kuranıkerim okuma talimleri ve Arapça dersleri ile devam ediyor. Her günün programında öğle ve ikindi namazları bulunuyor. Her öğrenci, sınıfın Kuranıkerim öğretmeni ile 15 dakika birebir okuma yapabiliyor. Ezberlenecek sayfalar, hoca eşliğinde tabletli hafız programı sistemi ile ezberletiliyor. Anayasaya aykırı Anayasanın 24. maddesi “Din ve ahlak eğitimi ile devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır” hükmünü içeriyor. Özel Öğretim Kurumları Yasası’nın 3. maddesinde ise “din eğitimiöğretimi yapan kurumların aynı eya benzeri özel öğretim kurumları açılamaz” ifadesi var. Ancak ASFA okulları 1987 yılından beri MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün denetiminde eğitim veriyor. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise Cumhuriyetin okul ile ilgili sorusuna, anayasa kuralını anımsatarak, “Din eğitimi devletin güvencesinde ve kontrolünde yapılır. Bir şey bakanlığa gelirse inceleriz” yanıtını verdi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear