26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 30 Ekim 2016 6 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ Eskiler, yani bizden daha yaşlı olanlar, uluslaşma sürecinin parçası olan Dil Devrimi’nin yeni sözcüklerini kullanmaya özen gösterir, aynı zamanda karşılığı henüz bulunamamış ya da yerleşmemiş sözcüklerin eskilerini de öyle rastgele değil yerli yerinde kullanmaya özen gösterirlerdi. “İdrak” bunlardan biridir. “Cumhuriyetimizin 50 yılını idrak ettik” derlerdi örneğin. Yani “anladık, kavradık, ona ulaştık, onu algıladık” derlerdi. HHH İktidar sahipleri ve kimi liberaller değil ama bizler Cumhuriyetin 93. yılını idrak ettik. Yeminli düşmanlarının, “zamanın ruhuna” uymayı çağdaş olmakla karıştıranların idrak etmelerini beklemiyoruz. Çünkü onlar uluslaşma sürecinin sıkıntılarını değerlendiremiyor, tuhaf özgürlük anlayışlarıyla hedefe doğru gidişin temel taşı olan laikliği kavramakta zorlanıyorlar. Aklın özgürlüğünü, laikliği savunanları “laikçi” diye küçümsemeleri bundandır. Özellikle de kör inancın kapattığı kadının kapatılışını “özgürlük” diye savunurken gerçek özgürlüğü yalnızca kendileri için icat edilmiş saydılar. demokratik bir Cum huriyet yerine, kendi ni sınırlamış, kapıları gericiliğe ardına kadar açılmış, inişli çıkışlı bir düzen egemen oldu. HHH Ama savaş bitmedi. Laiklik ve kadın hak ları temelinde geliş Cumhuriyeti Yok Edemediler me perspektifine sahip, demokratikleşme potansiyeli taşıyan Cumhuriyet yıkılmadı. O nedenle işe sıfırdan başlamayacağız. HHH Uluslaşma sürecini yaşayan Cumhuriyetin gelişme ufku demokratikleşme yönündeydi. Bunu daha kurtuluş yıllarında, daracık bir alana sıkışmış topraklarda, 30’u aşkın yörede topladığı kongrelerle göstermişti. Cumhuriyet o kongrelerin devamıdır. Genç Cumhuriyetin kendini toparlamaya çalıştığı dönemin sınıfsal kavgalarının gerçekçi bir haritasını ise Nâzım Hikmet Memleketimden İnsan Manzarala Yaşam biçimini, insan haklarını, düşünce özgürlüğünü, örgütlenme hakkını, işçi, emekçi sınıfların şimdi ellerinden alınmış olsa bile bilinçlerinde, toplumsal hafızada yaşayan kazanımları hayat bulacak. Büyük bir şımarıklıkla “tamam, teslim olun artık” diye efelenenler kazandıklarını yitirmek üzere oldukları korkusuyla, telaşıyla hırçınlaşıyorlar. Ellerinden kayıp gidiverecek bir zaferin korkulu sarhoşluğu içindeler. HHH rı adlı destanında anlatır. Kapita Bu nedenle kimi arkadaşların “iş lizm güçlendiğinde, emperyalistle bitti, sıfırdan başlayacağız” sap re karşı mevziler tek tek terk edildi, taması yanlış anlaşılabilir kaygı sı taşıyorum. Belki bu arkadaşlar bundan sonra eski dönemlerin hatalarından, kusurlarından kurtulma fırsatı olarak yeni bir Cumhuriyet tarif ediyorlar. Ama toplumlar fabrika ayarlarına döndürülmüş telefonlara, formatlanmış bilgisayarlara benzemez. Ne tarihe böyle bakılabilir ne de gelecek “reddi mirasla” kurulabilir. Tarih böyle gelişmiyor, böyle yapılmıyor. Kısacası, Cumhuriyeti korumak, laiklik karşıtlarıyla her alanda savaşmak edilgen bir tutumu değil arkadaşların her zaman kanıtladıkları gibi devrimci bir ruhu ifade eder. HHH Demek ki mahallede, sokakta, okulda, fakültede, yazarak, çizerek, konuşarak, neredeysek orada “sathı müdafaa etmenin” her anlamda demokratik yollarını bularak devam edeceğiz. Bu, eskinin tarihsel bakılmadığı için sürekli gündeme getirilen “kusurlarını” değil, kazanımlarını tartışarak başarılabilecek bir iştir. Cumhuriyetin canını çok yaktılar, çok eksilttiler, çok kayıp var ama İsmet Özel’in en devrimci şiirinde dediği gibidir; “ölüyoruz, demek ki yaşanılacak.” Idam polemIGI Erdoğan: Meclis’e gelecek, yakın, merak etmeyin Yıldırım: Tek başına yapamayız 29Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle dün sabah Anıtkabir’e giden Cumhurbaşkanı Yaklaşık 2 bin Erdoğan’ın öğle saatlerinde Ankara kişinin davet Yüksek Hızlı Tren’in açılış törenin edildiği resep de “Öleceksin gideceksin. Biz anıt siyona ilk kez manıt istemiyoruz” ifadesini kullanması dikkat çekti. Erdoğan konuşması sırasında alandan “İdam isteriz” sloganları üzerine “Yakın... Yakın.. Merak etmeyin... Hükümetimiz parlamentoya bunu getirecek, ben inanıyorum ki geçecek bana geldiği an ben onaylayacağım. Egemenlik MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı. Davetliler, Mehteran Birliği ve 16 Türk devletinin bayraklarıyla karşılandı. milletin olduğuna göre mesele bit Saray, HDP’li miştir. Batı’nın ne dediği değil mil vekilleri davet letimin ne dediği önemlidir” diye etmedi. CHP konuştu. lideri Kemal Erdoğan Cumhuriyet ile ilgili ola Kılıçdaroğlu rak “Tek parti devrinde çok yanlış bir şekilde milletimizi geçmişinden kopartan suni bir modernleşme projesine hapsetmeye çalıştılar. Biz milletimizi köklerinden kopartıp ye resepsiyona Başbakan: Uzlaşma şartkatılmadı. ni ve asla kendisine uymayacak bir elbise giydirilmesine karşı çıkıyoruz. Yoksa Cumhuriyet, bizim Cumhuriyetimiz. Milletimiz yeni bir rejim üretme bahanesiyle kendi varlığına saldırılara, her zaman direniş göstermiştir” değerlendirmelerini yaptı. “İdam isteriz” sloganları üzerine de “Hükümetimiz parlamentoya getirecek” dedi. ‘Fatih’in torunu Erdoğan’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ankara garının açılışında “yakın” diyerek hükümeti işaret ettiği idam tartışmasına ilişkin Başbakan Binali Yıldırım, Saray’da düzenlenen 29 Ekim Resepsiyonu’nda “Tek başına kaldıramayız, uzlaşma şart” dedi. Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Saray’da Cumhuriyet re rularını yanıtlayan Yıldırım, “Cumhurbaşkanımızın sürekli söylediği bir şey var: ‘Halkın talebinin karşısında durulmaz.’ Dolayısıyla idamın toplumsal bir talep olduğu biliniyor, 15 Temmuz darbe girişimiyle beraber ama unutmayalım ki idamı AK Parti’nin tek başına kaldırma imkânı yok. Dolayısıyla partilerle bir uzlaşma sure doğru olmaz. Benim şehitlerimin hesabını AB mi verecek?” dedi. Bahçeli’ye teşekkür Erdoğan, resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başkanlık sistemi tartışmaları ve yeni anayasa tartışmalarına ilişkin konuyu gündeme getiren MHP lideri için “Bahçeli’ye şahsım ve mille Başbakan Binali Yıldırım ise “Atamız Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan denize indirdi. Onun torunları Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları trenleri arabaları denizin altından geçiriyor” dedi. Ankara, İstanbul ve Konya’nın YHT hatları ile bağlandığını dile getiren Yıldırım, “Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentini birbiri ile YHT hatları ile birleştirmiş ol Tezcan’a silahlı saldırıduk”dedi.lANKARA/Cumhuriyet sepsiyonu verdi. Resepsiyonuna ilk kez MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı. Bahçeli, dün öğlen saatlerindeki Cumhuriyet Bayramı tebrik törenine de katıldı, elini sıkarak Erdoğan’ın bayramını tebrik etti. Milletvekillerine davetiye gönderen Saray, HDP’li vekilleri davet etmedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu resepsiyona katılmadı. Resepsiyonda gazetecilerin so tiyle ancak olabilecek durum” değerlendirmesinde bulundu. Yıldırım, “İdam cezasının getirilmesine ilişkin, partilerle bir uzlaşı çabanız olacak mı?” sorusuna da, ‘Gayet tabii’ karşılığını verdi. Erdoğan: Gecikmesin Resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan ise idam konusunda ısrarını devam ettirerek, “Bu işin geciktirilmesi tim adına teşekkür ediyorum” diyen Erdoğan, “Başkanlık sistemi halka giderse, benim milletim gereğini yapacaktır” dedi. Kılıçdaroğlu’na sitem Kılıçdaroğlu’nun darbe girişimi ile ilgili “Beyefendi tatildeydi” sözlerine tepki gösteren Erdoğan, “Cumhurbaşkanı’na nasıl ‘beyefendi tatilde’ dersiniz? Bu tartışma beni rencide etti” dedi. Osmanlı’yı diriltecek hiçbir güç yoktur İktidar sahipleri Cumhuriyet Bayramı’nı seviyor mu? Başka yapacakları hiçbir şey yok, sahiplenecekler. Cumhurbaşkanı en büyük kazanım demek zorunda kaldı. Kendi geçmişi, kimliği ve bulunduğu yer şüphesiz ki ona bunu söyletiyor. Hayatın en gerçek anıdır bu. Cumhuriyet, imparatorlukla birlikte padişahlığın da çöküşü ile kuruldu. Padişahlıkla birlikte hilafet de çökmüştü. Hayatın en gerçek bir başka anıydı. Milli Kurtuluş Savaşı “vatanı kurtarma” savaşından çok öte bir şeydi. Vatan kurma savaşıydı. Evet Osmanlı’nın kökeni Türklerdi, Avrupalılar hep Türk derlerdi. Ama Osmanlı “Türk” değildi. Daha çok bir milletler topluluğunun yönetimiydi. Osmanlı İmparatorluğu’nu çökmekten, padişahlığı yok olmaktan hiçbir şey kurtaramazdı. Hiç... bir... şey. İlk tarihsel kanıt, tüm imparatorlukların bir şekilde yok olmaya mecbur olduklarıdır. Bu olay, yüzyıllar boyunca bir imparatorluğun yerini diğerinin alması şeklinde gerçekleşti. İkinci tarihsel kanıt, tüm imparatorlukların çökmesi ve yerlerini ulus devletlere bırakması kaçınılmazlığıdır. Bu adeta bir toplumsaltarihsel determinizm biçiminde gerçekleşti. OÇosmktaannlıçökmüştü Osmanlı belki de 100 yıl daha çok yaşayan bir imparatorluk oldu. Ayakta kalması için hiçbir neden kalmamıştı. Avrupalılar bilimsel, teknolojik, savaş sanatı ve silahları, ekonomi ve ticaret.. yani bir büyük gücü ayakta tutacak ne varsa Osmanlılardan katbekat üstün duruma gelmişlerdi. Tekrar ediyorum: Osmanlı’yı ve padişahlığı yok olmaktan hiçbir şey kurtaramazdı. Tanzimat’lar, hem imparatorluğun hayatını uzatmak ve o dönemin “çağdaşlığını” yakalamak hem de padişahlığın yerine adım adım Cumhuriyetin temellerinin atılması süreçleridir. Kurtuluş Savaşı öncesi padişahlık şeklen vardı. İrade çoktan Cumhuriyetçilerin eline geçmişti. Cumhuriyet, nitelik ve yönetim biçimi olarak zaten vardı. Kurtuluş Savaşı süreçlerini padişahlık yönetmedi. Cumhuriyetçiler her şeyi kurdu, 29 Ekim’de de şeklen ilan edildi. Meclis’te buna karşı çıkanlar, nasıl bir tarihsel süreçte yaşadıklarının bilincinde olmayan, kendine güvensiz, kafası özgür olmayanlardı. ACubmdühluhraimyeittççii oollaanmaz Evet gerçek bu. Bu yönetimin kafası, dünyayı kavramaya yetmiyor. Osmanlı’nın devamıyız, Yeni Osmanlıyız diyenlerin, Abdülhamitçilik cakası satanların dünyayı anlamaları sıfır. Ne Abdülhamitçi olabilirler, ne Osmanlı’nın kaybettiği toprakları geri alabilirler. Bu aslında Osmanlı’nın asla çökmemiş olduğuna ilişkin bir halüsinasyondur. İktidarı uyandıracak olan, ancak büyük bir bela olabilir. Fakat başlarına gelecek bir bela ne yazık ülkenin tümünü derinlemesine etkileyecek ve Kurtuluş Savaşı’nın tüm kazanımlarını bile tartışma konusu yapacaktır. Zaten Lozan’ı tartışmaları da budur. Sözde Osmanlı’yı mezarından diriltecekler. Ne Abdülhamitçi olabilirler, ne Lozan’ı reddedebilirler, ne Musul da Musul laflarının bir karşılığı olabilir... Ne de ÖSO’nun arkasında, Esad’ı çökertebilir ve Suriye’de kendilerine bağlı bir askeri ÖSO bölgesi ve yönetimi kurabilirler. ÖSO, Suriye’den “pay alma” örgütlenmesidir. Kurulmasını bekledikleri “masa” da bu güçle “hak sahibi” rolü oynamanın adıdır. Bu tehlikeli bir oyundur. Suriye’nin birliğini değil parçalanmasını hedef alma girişimidir. İyi niyetli bir ÖSO’nun yapacağı tek şey, Suriye yönetimi ile ittifak ve birlikte harekettir. Tersine ÖSO ile Suriye güçleri, karşılıklı askeri cephelerdir. iKsatizyaonrçsluı nmuızç?ıkmak İktidar uçaklarını Suriye’de bağımsız uçuramıyor yine... Ruslar, bu kez Suriye’yi öne sürerek, vururuz dedirtiyor. Suriye’den hak sahibi olma politikası, bu ülkeyi parçalar ve buradan korkularınız gerçek olur. Bunu görmüyor musunuz? Görüyorlar da son kartlarını oynuyorlar. Son karttan sonra Esad ile işbirliği var. Kucaklaşacaklar, oradaki hayatın tek gerçeği bu. Şu gerçeği, olguyu anımsatayım: Bu kucaklaşmayı ne kadar erken yaparsanız o kadar fazla kazancınız olur. Ne kadar geç, o kadar büyük kayıp. Ankara’da bunu görecek kimse yok mu? Bırakın hayalleri, Cumhuriyete sahip çıkın. Bu ülkeyi bize armağan edenler; çok yaşayın, ebedi yaşayın... CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ı Aydın’da bir kişi bacağından vurdu YUSUF ÖZKAN CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Aydın’da silahlı saldırıya uğradı. Tek kurşunla sağ bacağından yaralanan Tezcan, hastaneye kaldırıldı ve sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Tezcan’a ateş eden ve yaralama suçundan sabıkası olduğu ortaya çıkan saldırgan Alparslan Sargın ise Kuşadası’nda yakalandı. Bir süre önce Artvin’de suikast girişiminde bulunulan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da bugün Tezcan’ı ziyaret edecek. Tezcan, dün akşam il başkanlığında Cumhuriyet Bayramı nedeniyle düzenlenen resim sergisi açılışına katıldıktan sonra, partililerle birlikte akşam yemeği için hemen üst kattaki Hamsinoz Restoran’a geçti. Restoranda bulunan Sargın ise saat 19.00 sıralarında partililerin olduğu masaya küfür ederek yürüdü ve belinden çıkardığı silahla Tezcan’ın ayağına bir el ateş etti. Daha sonra yanındaki arkadaşı Fatih Y. ile kaçtı. Sargın saldırıdan 2.5 saat sonra Kuşadası’nda yakalandı. Fatih Y. ise teslim oldu. Tezcan, ambulansla Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Olayın şokuyla önce ne olduğunu anlayamayan Tezcan, daha sonra sağ bacağındaki kanamayı fark etti. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılarak ameliyata alındı. Olay anında Tezcan’ın yanında bulunan CHP’li Süleyman Bülbül, “O anda biri bağırarak kalktı, bir el ateş edip, sonra da küfür etti ve kaçtı” dedi. Saldırganın “HDP’ye destek veren kişiyi yaşatmam” dediği iddia edildi. CHP Milletvekili Metin Lütfi Baydar, dizin üzerinden kurşun girdiğini ve bir kırık bulunduğunu dile getirdi. Saldırının duyulmasının ardından CHP kadroları Aydın’a hareket etti. Parti yöneticileri gençlik kollarına sürekli “provokasyona gelmeyin” çağrıları yapıldı. Aydınspor’un eski başkanlarından Naci Yeşilyurt’ın yeğeni olduğu belirtilen Sargın’ın, MHP’ye yakın olduğu söyleniyor. Sergi açılışında başkanlık tartışmaları üzerinden AKPMHP ittifakını eleştirmesi nedeniyle Tezcan’a saldırdığı öne sürüldü. Başbakan’dan telefon Tezcan’ı ziyaret eden Genel Sekreter Kamil Okyay Sındır, saldırının Türkiye’deki siyasi iklimden kaynaklandığını vurguladı. Başbakan Binali Yıldırım, Tezcan ile görüştüğünü belirtti. Kılıçdaroğlu’nu arayan Yıldırım, geçmiş olsun dileklerinde bulundu. l İZMİR ‘CHP’Lİ OLDUĞU İÇİN HEDEF OLDU’ Bülent Tezcan’ın uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralanmasıyla tepkiler yükseldi. CHP lideri Kılıçdaroğlu “Kişisel bir husumet olmadığı, Sayın Tezcan’ın CHP’li olduğu için hedef olduğu anlaşılıyor. Bu olay CHP’ye yönelik provokasyonların arttığını gösteren gelişmelerden biri. Daha önce de bana kurşun atmışlardı. Herhalde özel bir çatışma alanı yaratılmak isteniyor’’ dedi. Kılıçdaroğlu saldırganın “Şehitlerimiz var siz burada ahkâm kesiyorsunuz’’ diye bağırdığı iddialarına ilişkin olarak “İktidarda CHP mi var ki şehitler konusunda bizden şikâyet edecek? Yaşanan doğrudan doğruya tahriktir” yorumu yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik Artvin’deki suikast girişiminin ardından bu olayı beklediklerine dikkat çeken Genel Başkan Yardımcısı sağduyu çağrısında bulundu. Özel, “Bülent Tezcan’ın hedef seçilmesi de olasıdır. Türkiye’yi karıştırmak isteyen birileri tezgâhlar planlıyor, amaçları provokasyon. Sakinliğimizi korumak zorundayız. Çok hassas günlerden geçiyoruz. Hukuk içinde hesap soracağız’’ dedi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear