26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 2 Ekim 2016 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Haberleşme Bakanı haber Hep OHAL Sürekli OHAL... OHAL’in uzatılması kararına şaşırdıysanız, size şaşarım. Yani ne bekliyordunuz ki, “bu kadar olağanüstü hal yeter, devlet artık FETÖ ile mücadelesine, hukukun sınırları içinde kalarak, onun haklar ve özgürlükler konusunda öngördüğü güvencelere saygı göstererek, devam edecektir” denerek, olağan hale geçilmesini mi? Böyle bir olasılık sıfırdı. Nitekim, “mesele derin” diyen Cumhurbaşkanı, 3 ayın değil, bir yılın bile belki yetmeyeceğini söylüyor ve ekliyor: Kimse bize takvim belirlemesin! Cumhurbaşkanı bunları söylerken İnsan Hakları Derneği 50 günlük OHAL uygulamasının bilançosunu, 40 bin gözaltı, 20 bin tutuklama, 80 bin çalışanın açığa alınması olarak açıklıyordu. Bu durumda akla şöyle bir soru geliyor: Sanki darbe başarıya erişseydi, ne olacaktı? Aynı şey olmayacak mıydı? Şimdi OHAL uzuyor, sonra tekrar uzayacak, ardından kimbilir kaç defa daha. Artık sürekli OHAL dönemine giriyoruz. Artık olağanüstü hal, olağan hal olmuş bulunuyor. Hem söyler misiniz, bunca yıllık devri Tayyip’ten sonra olağan halin ne olduğunu hatırlayan kaldı mı? HHH Yurttaşın hukuk güvencesinden yoksun, mal ve can güvenliğinden, ifade özgürlüğünden mahrum kalması için, OHAL’in ilanına da gerek yok ki. Her şeyin tek kişinin iki dudağı arasında olduğu, “yürütmeyle uyumlu yargı” formülüyle, yargı bağımsızlığının çiğnendiği, yurttaşın, sorgusuz sualsiz işinden atılma, içeri tıkılma, polis tarafından vurulma durumları karşısında sığınacağı hiçbir yer ve kurum olmadığı düzensizlik düzeni OHAL olmadan da egemendi. Reis düzeninde, iki türlü Olağanüstü Hal vardır: OHAL’li olanağanüstü hal hali, OHAL’siz olağanüstü hal hali. Temel hak ve özgürlüklerden yoksunluk, sorgusuz sualsiz işinden atılma, içeri tıkılma, artık olağan olduğuna göre, anayasanın 120. maddesinde öngörülen OHAL olmadan da olağanüstü hal içindeyiz. Vatandaşın aklını fıttırmasını istiyorsanız durdurup sorun: Olağanüstü hal nedir? Olağan hal nedir? Bana aralarındaki farkı anlatabilir misiniz? Yahut da daha ince daha çileden çıkarıcı şu soruları da sorabilirsiniz: Olağan kime göre olağandır, olağanüstü kime göre olağanüstüdür? Olağanüstü bir önderin dediğim dedik, çaldığım düdük ilkesine göre yönettiği bir ülke olağan hal altında yönetilebilir mi? Olağan hal uygulamalarıyla olağanüstü hedeflere varılabilir mi? Olağanüstü insanlara alelade olağan rejim uygulamaları hak reva mıdır? Olağanüstü hal uygulamalarıyla mı, olağan halle mi, bir toplum daha ileri gider? HHH Yukarıdaki sorulara herkes meşrebine göre yanıt verebilir. Yalnız unutulmaması gereken şudur: Artık hep olağanüstü hal, sürekli olağanüstü hal dönemine giriyoruz. Durum böyle olunca da olağanüstü olağan olmuş demektir. Bu durumda her şey olağandır, hiçbir şey olağanüstü değildir. Her şeyin, normal, her şeyin olağan olduğu toplumlarda, kural dışı da kural olacağından, herhangi bir değer yargısı, her hangi bir norm olamaz. Olağanüstünün, olağan, her şeyin normal olduğu toplumlarda, her şey mubahtır. Her şeyin, normal ve mubah olduğu toplumlarda, serbest yasaktır, yasak serbest. Böyle bir toplum, nasıl olur diye merak ediyorsanız, çevrenize bakın! Göreceksiniz ki, her şey olağan, her şey normaldir. telefondan korkuyor! Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, siber güvenlik önlemleri içeren bir genelge gönderdi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Haberleşme Genel Mü personelin yükümlülükleri gibi hususları içeren yazılı parola politikasının kurumda oluştu dürlüğü, darbe girişiminden rulması, uygulamaya geçirilme yaklaşık 1 ay sonra, tüm kamu si ve personele duyurulması. kurum ve kuruluşlarına, kurumlar tarafından alınması ge SİNAN TARTANOĞLU n İki haneli veya 1111, 0000, 1234 gibi kolayca tah reken siber güvenlik tedbirleri min edilebilir parolalar ile ilk paketi gönderdi. Paketin, “ülkemiz kez verilen parolaların değiştirilme de yaşanan gelişmeler sonucu” alın den kullanılması, parolanın eposta ması gereken tedbirleri içerdiği be ile iletilmesi, diğer personelle sıklık lirtildi. la paylaşılması gibi bilgi güvenliği MİT’e ve Saray’a tedbir açısından önemli risk oluşturabilecek uygulamaların önlenmesi. ‘Öğretmenime dokunma!’ ABİDİN YAĞMUR Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname uyarınca açığa alınan öğretmenlerin görevlerine iade edilmesi için “Öğretmenime Dokunma” sloganıyla imza kampanyası başlattı. İmza kampanyası öncesinde Özgür Çocuk Parkı’nda bir etkinlik düzenlendi. Gösteride, “Bilimsel, laik, anadilde eğitim ve barış isteyen öğretmenler onurumuzdur”, “Türkiye’nin aydınlık yüzü EğitimSen’den elinizi çekin” yazılı pankartlar açıldı. Katılımcılar, “Öğretmenime dokunma” yazılı tişörtler giyindi. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Kemal Göksoy, 11 bin 301 öğretmenin açığa alınmasının ardından binlerce öğretmen hakkında da soruşturma açıldığını vurgulayarak, “Bu hukuksuz açığa almaları OHAL kanunlarıyla açıklamak bile mümkün değil” dedi. MERSİN “Hizmete Özel” koduyla hazırlanan tedbir paketi; aralarında, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı ve MİT’in de olduğu tüm kamu kurum ve kuruluşlarına gönderildi. Yazıda, “Bahse konu tedbirlerin gerek sistem gerekse personel düzeyinde farkındalığın arttırılması amacıyla uygulanması” istendi. Pakette yer alan tedbirler şöyle: ‘Açığa alınan erişemesin’ n Bilişim sistemlerine erişimlerde kurum çalışanlarının yetkilendirilmesi ve emeklilik, istifa, işten çıkarılma, açığa alınma gibi nedenler ile ücretsiz izin, askerlik, doğum izni gibi uzun süreli işe ara vermelerde kurum çalışanlarının sisteme erişim yetkilerinin gecikme olmaksızın dondurulması veya kaldırılması süreçleri net bir şekilde belirlenip uygulamaya konularak bu doğrultuda yetkisiz erişimlerin önüne geçilmesi. n Güçlü parola oluşturulması, parolaların belli periyotlarla değiştirilmesi parolaların gizliliğine ilişkin İletişim eksikliği vurgusu n Güncel gelişmelerden hareketle önemi ortaya çıktığı üzere ve iletişim eksikliğinden doğan problemlerin tekrar yaşanmaması adına Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi personeli iletişim bilgilerinin Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi’ne bildirilmesi. Telefonlar dolaplara n Kritik görev icra eden kamu kurul ve kuruluş personelinin çalışma ortamlarında veya görevi sırasında yanında bulundurduğu akıllı cihazın görevin gizliliğini tehlikeye düşüreceği bilinciyle hareket etmesi ve kritik konuların görüşüleceği toplantılara cep telefonu gibi akıllı cihazların alınmamasına yönelik kurumsal düzenlemelerin yapılması; kurum girişlerindeki ziyaretçi kayıt noktalarında kilitli dolaplarda muhafaza edilmesi. n Kurum mahiyetini içeren görüşme ve yazışmaların whatsapp, viber gibi anlık mesajlaşma uygulamaları üzerinden yapılmaması. l ANKARA Kurtulmuş FETÖ’ye karşı medrese istedi Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Gülen cemaatiyle mücadelenin formülünü “camileri, medreseleri, dergâhları yeniden inşa etmek” olarak açıkladı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hükümetin tartışılan Gülen cemaatiyle mücadele planlarına bir yenisini daha ekleyerek, yeni formülü “dergâhları ve medreseleri yeniden inşa etmek” olarak açıkladı. Kurtulmuş, Kocatepe Cami’nde düzenlenen Camiler Haftası’nın açılış töreninde, din görevlilerine ve katılımcılara seslendi. Kurtulmuş “Eğer camilerimiz tam manasıyla bütün milleti, bütün cemaati toplama yeri olsaydı, insanları çeken bir yer olsaydı, birtakım insanları toplamak için FETÖ benzeri sahte örgütlere ihtiyaç kalmayacaktı” dedi. Kurtulmuş’un, cemaatle mücadelenin yolunu “kapısı herkese açık olan camileri, medreseleri, dergahları yeniden inşa etmek” olarak açıklaması dikkat çekti. Camilerin yeniden toplumun merkezi haline gelmesinin herkesin önceliklerinden biri olduğunu belirten Kurtulmuş, “Camiyi yeniden arınma, toplanma, toplumun merkezi, toplumsal sorunların çözüm merkezi haline getirmek zorundayız. Bunu yaparsak FETÖ benzeri sahte örgütlenmelere hiçbir şekilde meydanı boş bı rakmayacağız” ifadelerini kullandı. Kurtulmuş’un “Kerbela şehitlerinin bi ze öğrettiğinin sadece tarihi bir kıssa olmadığını, 15 Temmuz akşamı göstermiştir” ifadeleri dikkat çekti. Kurtulmuş, “Kerbela şehitlerinin mücadelesiyle birlikte insanlık tarihinin başından itibaren var olan iki çizgi çok daha net bir şekilde ortaya çıktı. Bir tarafta ehli beytin haksızlığa karşı duran çizgisi, bir taraftan Kabil ile başlayan Yezid ile devam eden haksızlığın ve isyanın çizgisi. Yezid’in ve Yezid siyasetinin dünyaya öğrettiği üç şey vardır. Saltanat, servet ve sulta. Yani güç bulurlarsa kullanırlar, güç görürlerse kaçarlar. Yezid siyasetinin özelliği budur. Ama Hazreti Ali’nin ve ehli beytin, Hazreti Peygamber’in ve İslam şühedasının ortaya koyduğu yol ise güç, ne kadar güçlü olursa olsun onun karşısına dikilmektir. Aziz milletimiz, 15 Temmuz akşamı uçaklara, helikoptere, tanklara ve makineli tüfeklere karşı zulmün, isyanın, tuğyanın yani Yezid siyasetinin araçlarına karşı göğsünü siper ederek Hazreti Ali, Hazreti Hüseyin ve Hazreti Hamza gibi dikilmesini bildiler ve şehit olmasını bildiler” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Görmez: Camiler 24 saat açık olmalı Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Camiler, 24 saat açık olmalıdır” dedi. “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” töreninde konuşan Görmez, camilerin tüm gün açık olması üzerine eğildiklerini belirterek şunları söyledi: “Camiler, namaz vakitlerinde açılan, namazdan sonra kapatılacak devlet daireleri değildir. Camiler, Allah’ın evleridir. Bizim Diyanet olarak camilerin kapısına kilit vurma hakkımız olamaz, olmamalıdır. Allah’ın evi 24 saat her kardeşimize kapısını açık tutmak durumundadır. Gece yarısında dahi bir kardeşimiz bir mabedin önünden geçerken içine girip Rabbine yönelme hakkına sahip olduğunun farkında olmalıdır. Onun için son yıllarda en çok üzerinde durduğumuz hususlardan bir tanesi, camilerimizin açık bulundurulmasıdır.” l ANKARA/Cumhuriyet Başbakan’dan yaşlılara ziyaret Başbakan Binali Yıldırım, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan yaşlıları ziyaret etti. Yıldırım, eşi Semiha Yıldırım ile huzurevine gelişinde kendisini çiçeklerle karşılayan yaşlıların elini öptü. Huzurevi sakinleriyle fotoğraf çektiren ve yaşlılarla sohbet eden Yıldırım’ın ziyareti yaklaşık 1.5 saat sürdü. Ziyarette Başbakan Yıldırım’a Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık da eşlik etti. Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, yaşlılara “Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak kadrola rı sizler hazır hale getirdiniz. Bizim vazifemiz de sizlerin emanetini, torunlarımıza devretmek. Sorunları torunlara bırakmadan, büyük Atatürk’ün bize işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine taşımak için durmadan yılmadan çalışmaya devam edeceğiz” dedi. ‘Ne Alevisi ne Sünnisi’ Bugün Hicri Yılbaşı olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Hz. Hüseyin efendimizin Kerbela’da hunharca şehit edildiği aydayız. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. Ne Alevisi ne Sünnisi, değil miyiz tek bir millet. Kardeş kavgasına asla asla geçit vermeyeceğiz” mesajını verdi. ‘9.4 milyarlık borç yapılandırıldı’ Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB) yeni hizmet ve eğitim binasının açılışına katıldı. Ağbal, bazı alacakların yapılandırılmasına ilişkin kanun kapsamında 1 milyon 711 bin mükellefin yeniden yapılandırma, 125 bin mükellefin de matrah artırımı ve kayıtların düzeltilmesi için başvuruda bulunduğunu belirterek, “Bugün itibarıyla yaklaşık 9.4 milyar lira ödenmemiş vergi borcunu yapılandırdık. Matrah ve vergi artırımı kayıt düzeltmelerinden de 1.5 milyar liralık tahakkuku yapmış olduk. 31 Ekim son başvuru tarihi” dedi. l ANKARA Daş’ın ailesi iadei itibar istiyor Darbe girişimi sırasında İstanbul’da hayatını kaybeden ve memleketi Kahramanmaraş’ın Andırın İlçesi’nde, sessiz sedasız gömüldükten 2 hafta sonra ortaya çıkan cep telefonu görüntüleri ve silah arkadaşlarının ifadeleri ile halka ateş etmeyi reddettiği için intihar ettiği ortaya çıkan astsubay çavuş Ferhat Daş’ın ailesi, oğullarının itibarının geri verilmesini istedi. Baba Ahmet Daş, “O gece komutanının emrine karşı çıkarak, ‘Sivillere ateş edemem kendime sıkarım’ demesi ve kafasına sıkması vatan sevgisini ortaya koymuştur. Vatan için şehit olan evladımın itibarının verilmesini istiyorum” dedi. l DHA Mobilya firması Alfemo’ya kayyım İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY’ye “himmet” adı altında finansal destek sağlandığı iddiasıyla yürüttüğü soruşturma kapsamında İzmir Sulh Ceza Hâkimliği, Alfemo AŞ’ye kayyım tayin edilmesine karar verdi. Alfemo şirketine TMSF yetkilileri kayyım olarak atandı. l Haber Merkezi Gülen’in yakınları gözaltına alındı Fethullah Gülen’in Sakarya’nın Hendek ilçesinde yaşayan akrabaları S.K. ve eşi N.K., örgüte üye oldukları iddiasıyla gözaltına alındı. Sakarya Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekiplerine teslim edilen karı koca emniyete götürüldü. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear