20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 10 Eylül 2015 DUNYA Gazetecilerin yüzkarası Macaristan’da sığınmacı tekmeledi Macaristan’ın Sırbistan sınırındaki Roszke köyünde kampa yerleştirilmeyi beklemekten yorulan sığınmacılar, polisten kaçarak civardaki tarlalara koşmaya başladı. Kameralara kucağında oğluyla koşan bir babanın yere kapaklandığı görüntüler yansıdı. SığınEDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ TASARIM: BETÜL BERİŞE macıları görüntüleyen bir kadın kameramanın babaya çelme taktığı, bir kız çocuğunu tekmelediği, önüne çıkan diğer sığınmacılara omuz attığı anlaşıldı. Çalıştığı kanal, aşırı sağcı Jobbik partisiyle bağlantılı olan Petra Lazlo’nun işine son verdi. 17 [email protected] Kürt gençleri PKK’ye akıyor IRAK nilgun Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yolsuzluklar yüzünden demokrasinin gelişmemesinden hayal kırıklığına uğrayan gençlerin PKK’ye katıldığı belirtildi. Britanya’nın The Independent gazetesinden Cathy Otten’ın Kerkük’ten bildirdiğine göre, ABD ve AB’nin terör örgütleri listesinde bulunan PKK’ye Türkiye’nin saldırmasına rağmen katılım sürekli artıyor. 4 yıldır ilk kez IKBY’nin iznine gerek görmeden Kuzey Irak topraklarında kara operasyonu düzenleyen Türkiye tarafından vurulma riski Iraklı Kürtlerin gözünü korkutmuyor. Adının açıklanmasını istemeyen 23 yaşındaki Kerküklü bir genç “İnsanlar hükümetin sözlerini tutmamasından usandı. Kandil’e gidip PKK’den eğitim alacağım. Diğer gençler de aynı sebeplerden hayatlarını riske ederek PKK’ye katılıyor. Kürdistan’daki siyasi partilere inanıp güvenseydim, Kandil’e gitmezdim” dedi. PKK sözcüsü Zagros Hiva, her ay 100 Iraklı Kürt gencin Kandil’e gelerek PKK’ye katıldığını anlattı. Erbil’in güneybatısından konuşan 21 yaşındaki Serkeft adlı bir PKK’li, “Türkiye’yle yeni savaşın kendilerini IŞİD’le savaştan alıkoymadığını, aslında ‘ikisinin tek ve aynı’ olduğunu” söyledi. ‘Hürriyet’e sahip çıkmak Kotalara sığmazlar Türkiye’den Suriyeli sığınmacı selinin ucu bucağı gözükmüyor. AB ise 160 bin sığınmacıyı paylaştıran kota belirlemek kavgasında M, 400 bini bu yıl olmak suretiyle iki yılda en az 850 bin sığınmacının Akdeniz’den Avrupa’ya geçeceğini duyururken, AB hâlâ krize cevap arıyor. Dün Avrupa Parlamentosu’nda (AP) ‘Birliğin Durumu’ konuşması yapan Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, mayısta İtalya ve Yunanistan’daki 40 bin sığınmacının diğer AB ülkelerine dağıtılması kararının ardından 120 bin sığınmacının daha bağlayıcı kotalar çerçevesinde dağıtılacağını açıkladı. Kotalardan bağımsız bir yılda 800 bin sığınmacı ağırlamaya hazırlanan Almanya kota sistemini destekliyor. Fakat başta Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere bazı AB üyeleri zorunluluk içeren bu uygulamaya karşı bayrak açtı. Transit ülke Macaristan’a hafta sonuna dek 40 bin kişinin daha geleceğinin hesaplanmasıyla da sığınmacıların sonunun Geçen hafta Bodrum’da cansız bedeni kıyıya vuran 3 yaşındaki Aylan’la aynı botta can veren 8 yaşındaki Haydar ve 12 yaşındaki Zeynep, anneleri tarafından Irak’ın Kerbela kentine götürülerek gözyaşları içinde toprağa verildi. Nusra İdlib’de asker bırakmadı SURİYE B Juncker, sığınmacı krizini ele almanın “insanlık ve insan onuruyla ilgili bir sorun” olduğunu söyleyip “Lafa değil eyleme ihtiyaç var” dedi. Suriyeli sığınmacıların ilk durağı Türkiye, Ürdün ve Lübnan’ı “Alkışlamak gerek. Bizden daha Avrupalılar” diye öven Juncker, reddedilen sığınmacıların geri döneceği “güvenli ülkeler” listesine Türkiye’yi de koydu. “Gerçekten sığınmacıların garda, çadırda mı uyumasını istiyoruz? Kesinlikle çalışmalarından yanayım. AB sığınmacılara kabul süreçleri tamamlanana kadar çalışma hakkı tanıyabilir” tablosu çizen Juncker’in kota ve değişiklik önerileri 14 Eylül’deki AB içişleri bakanları toplantısına havale edildi. 12 bin sığınmacı alacağını açıklayan Avustralya’nın ardından ABD, Japonya, Rusya gibi ülkeler de Suriyeli sığınmacılara kapı açacaklarını belirtti. Bırakın çalışsınlar Haziran seçimine yirmi gün kala, tam kampanyanın en civcivli zamanında Hürriyet’te Cumhurbaşkanı’na hitaben bir başyazı yayımlanmıştı. “Bizden ne istiyorsunuz?” diye kırmızı alarm veren yazı, “Neden bize saldırıyorsunuz?” sorusunu soruyor, devam ediyordu: “Bizi neden hedef gösteriyorsunuz? Sürgün mü edeceksiniz bizi? Neden korkmalıyız ki? Demokratik bir ülkenin cumhurbaşkanı vatandaşlarına neden korku ile yaşamalarından söz etsin? Korku ve demokrasi yan yana gelebilecek kavramlar mıdır?” Artık demokrasi olmadığının kanıtları olan vahim satırlar bunlar, diye o zaman da yazmıştım. Hürriyet’e o günlerde artan “baskı”nın fevkalade kaygı verici olan diğer yanı; gazetecilik camiasını ayağa kaldırması gereken bu çığlığın kayıtsızlıkla karşılanmasıydı. Birkaç köşeyazarı dışında konuyu ciddiye alıp da üzerinde duran pek olmamıştı. 7 Haziran’ın iktidar tarafından “kadük” sayılmasının ardından, baskı, bu defa Hürriyet’e “açık şiddet” uygulama noktasına vardırıldı. Dün ve önceki gün gazetelerin baş sayfalarına baktığımda içim acıdı. Yas dolu “şehit haberleri” kadar önemliydi “Hürriyet”in basılması. 48 saatte, “amiral gazete” olarak anılan bir “yayın organı”, çalışanların can güvenliğini açıkça tehdit eder biçimde üst üste iki kez basılıyor ve yandaş olmayan tüm diğer yayın organlarına da böylece gözdağı veriliyor; buna karşın Cumhuriyet dışında hemen hiçbir gazete olaya manşetlik değer biçmiyordu. Şükür ki can kaybı olmamıştı ama basın tarihimize geçecek olan bu korkunç vandallığın ardından “basın özgürlükleri” ölümcül darbe almıştı. 7 Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar destekli Fetih Ordusu Suriye’nin kuzeyinde ele geçirdiği İdlib vilayetinde Suriye askeri bırakmadı. Fetih Ordusu’na liderlik eden Kaide kolu Nusra Cephesi İdlib’de 2 yıldır kuşatma altında tuttuğu Ebu Duhur askeri havaalanını ele geçirdi. Kum fırtınası nedeniyle ordunun havadan operasyon yapamadığı Nusra bazı askerleri esir aldı. Örgüt, esir askerlerin fotoğraflarını sosyal medyada yayımladı. İdlib’in doğu kırsalındaki Ebu Duhur’a büyük saldırı başlatan Nusra, 3 gündür etkili olan kum fırtınasını fırsat bilerek önceki akşam ağır silahlarla ve canlı bombalarla bir kez daha saldırdı. Saatlerce şiddetli çatışmaların ardından, Suriye devlet televizyonu havaalanının Nusra’nın eline geçtiğini ve askerlerin çekildiğini duyurdu. Türkiye’ye övgü Faşizm böyle başlar AP’de Merkel’in sığınmacı alma politikasını hicveden aşırı sağcı vekil Buonanno, Juncker’i de sıkıştırdı. gelmeyeceği netleşiyor. Juncker planı kapsamında, İtalya, Yunanistan ve Macaristan’da bulunan 120 bin sığınmacının 31 bini Almanya, 24 bini Fransa, 15 bini İspanya’ya gönderilecek. Diğer üyeler gelirleri ve nüfusları oranında daha az sayıda alacak. Britanya kota sistemine girmeyeceğini ve 5 yılda 20 bin sığınmacıyı AB üyesi olmayan ülkelerdeki kamplardan alacağını açıkladı. Kotaya uymayan ülke cezalandırılabilecek. ‘Erdoğan’ın ajanları’ yargılanıyor lmanya’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakın isimlerden Muhammed Taha Gergerlioğlu, Ahmet Duran Yüksel ve Göksel Güler hakkında “Türkiye adına casusluk yapmak” suçlamasıyla açılan dava dün başladı. Aralıkta tutuklanan Gergerlioğlu ile tutuksuz yargılanan Yüksel ve Güler aleyhine dava Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde görülüyor. Çok sayıda Türk ve Alman A gazetecinin izlediği ilk duruşma, Başsavcı Bernd Steudl’un iddianamenin 8 sayfalık özetini okumasıyla başladı. Yüksel’le Güler’in uyuşturucu kaçakçılığı ve kalpazanlık faaliyetlerini takip eden Alman güvenliğinin ikilinin Gergerlioğlu’nun görevlendirmesiyle Almanya’daki AKP ve Erdoğan karşıtlarına dair istihbarat topladığının orta 5 yıl hapsi istendi ya çıktığı belirtildi. Sanıkların “yabancı bir güç için gizli istihbarat faaliyeti yürütmekle” suçlandığını söyleyen Başsavcı, duruşma sonrası “Gergerlioğlu için 5 yıl hapis cezası talep edeceğini” açıkladı. Duruşma sonrası gazetecilere konuşma fırsatı bulan Gergerlioğlu da avukatları gibi suçsuz olduğunu savundu: “4 bin telefon görüşmesi dinlenmiş. Bunun 1000’i benim gerçekleştirdiğim konuşmalar üzerine. İddianame tamamen spekü ‘Ruslar sahada operasyonda’ Özellikle ABD medyası ve yönetimi tarafından ayyuka çıkarılan Rusya’nın Suriye’de yeni tip askeri faaliyete girdiği iddialarına bir yenisi eklendi. Reuters’e konuşan ve Suriye’deki siyasiaskeri durumdan haberdar olduğu söylenen üç Lübnanlı kaynak, Rus güçlerinin Suriye’de hükümet güçlerine destek amacıyla askeri operasyonlara katıldığını anlattı. Bunlar “Ruslar Suriye’de iki üs kuruyor, bir kıyıda diğeri operasyon üssü olarak iç bölgede. Ruslar artık askeri danışmandan ibaret değil, terörle savaşa katılıyorlar, ama henüz sayıları fazla değil” dedi. SURİYE Konsolos selamı lasyon ve dedikodu” dedi. Gergerlioğlu, AKP milletvekili Metin Külünk’ün konsolos aracılığıyla kendisine selam yolladığını, Frankfurt ve Frankenthal’de cezaevindeyken iki kentteki başkonsoloslarca ziyaret edildiğini de sözlerine ekledi. Duruşmayı Mainz Muavin Konsolosu Ali Erbaş ile Gergerlioğlu’nun kardeşi MazlumDer eski Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu da izledi. 23 Aralık 2015’e dek haftada iki gün görülecek 25 duruşma öngörülüyor. Faşizm işte böyle başlar. Siyasi mücadelenin; fikir ve ifade özgürlükleri yerine “güç, zorbalık” üzerinden yapıldığı yerde demokratik yöntemler devre dışı bırakılmış, yerini sonu nereye varacağı bilinmeyen “fiziki tehdit” almıştır. İtalya’da, yani faşizmin icat olduğu topraklarda; Mussolini’nin rejimi dönüştürmek için başvurduğu birinci dereceden işlevsel araç, “squadracce” adı verilen “kaba güç grupları”ydı. “Şef”e körü körüne bağlı bu “çetelerin” işi benzerine, burada, bizde 78 Eylül’de rastladığımız gibi, gazete ve parti genel merkezlerini basmak; bu yerleri icabında “kundaklamak” ve icabında muhalif bellenen kesimlere “kaba güç”, “tehdit” kullanmaktı. Karşıt görüşlü kişi/kurumları sindiren “çeteler”in yarattığı “şiddet”, her halükârda “cezasız kalıyor”, “Duçe”nin “kabadayıları” devlet tarafından hep korunup kollanıyordu. “Hukuk” özetle çalışmıyordu. Muhaliflere karşı uygulanan bu büyük “gözdağı kampanyası”nı, ilerki aşamalarda siyasi cinayetler izledi... Mussolini sonra şiddet ikliminde seçim yasasını tekrar istediği gibi dizayn etti. Bu yeni yasaya göre oyların yüzde 25’ini almak “mutlak çoğunluğa” yetecekti. 1924 seçimlerine yasa ve sandıkları baskı altına alan bu “faşist milisler”in gözdağı atmosferinde gidildi. Mussolini’nin üçte iki çoğunluk elde ettiği o “zorba seçimin” ardından; tüm siyasi partiler, sendikalar ve faşist sayılmayan gazeteler kapatıldı. O noktadan sonra “faşist parti” ve Mussolini’ye “muhalefet”, damardan “yasadışı” ilan edildi. İtalya yirmi yıl alan ve ancak bir dünya savaşıyla çıkabildiği bir karanlığa gömüldü. O nedenle diyorum ki ışıklar tamamen söndürülmeden uyanalım ve “Hürriyet”e sahip çıkalım. Yoksa tüm diğer “hürriyetlerimiz”den olabiliriz. Şiddet ortamında seçim ‘Gezgin MİT’çi’ İddianamede, Erdoğan’ın “Başkomutan” ya da “Büyük Şef” olarak kodlandığı görüşmelerde casusların “Fettullah Gülen’in geçmişte bir Kuran kursunda bir oğlan çocuğunu taciz ettiğine dair belge” temin edecekleri, “g..veren” Gülen taraftarlarının camilerde ve okullarda Erdoğan’ı şeytan olarak tanımladıklarını ilettikleri, Alman makamlardan izinli yapılan PKK eylemlerini fotoğrafladıkları, Erdoğan’ın Almanya ziyareti öncesi Alevilerin yaptığı protestoyu takip ettikleri, Erdoğan’a küfür etmekle suçladıkları bir şahsın İstanbul’dan Almanya’ya dönmeden yakalanması için acilen kimlik bilgilerini ilettikleri detayları yer aldı. Başsavcı Steudl bulguları şöyle özetledi: “Sanık Muhammed Taha Gergerlioğlu Türk istihbaratının gezgin bir yönetici elemanıdır. Burada MİT söz konusudur. Bununla birlikte sanığın MİT mensubu mu yoksa buraya istihbarat hizmeti hazırlayan ve/veya bir hükümet üyesi için faaliyet gösterip gayriresmi hareket eden bir istihbarat grubunun mensubu mu olduğu açıklık kazanmamıştır. Yönetici eleman fonksiyonundaki sanık, gayriresmi istihbarat çalışanlarından karmaşık bir ağı yönetiyor ve denetliyordu.” Kaide: IŞİD’i tanımayız ama işbirliği yaparız Kaide lideri Ayman Zevahiri’nin IŞİD’le ilgili ses kaydı yayımlandı. Zevahiri IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi’nin 2014 yazında ilan ettiği halifelik için “Bu gayrimeşru halifeliği tanımıyoruz” diyor. Açıklamadaki göndermelerden kaydın en az 8 ay önce yapıldığı sanılıyor. Kaide lideri IŞİD için “Büyük hatalar yapmalarına karşın, ben Irak ya da Suriye’de olsaydım, haçlıları, laikleri ve Şiileri öldürmekte onlarla işbirliği yapardım. Devletlerini tanımadığım halde yapardım, çünkü burada çok daha büyük bir dava sözkonusu” diye konuşuyor. Kaide’nin Suriye kolu Nusra’nın biat ettiği Zevahiri, Kaide’nin IŞİD’le uzlaşmaya çalıştığı, ama Bağdadi’nin reddettiğinden söz ediyor. Esad biraz kalabilir IŞİD’i Suriye’de de vurmayı tartışan Britanya’da Dışişleri Bakanı Philip Hammond, Rusya ve İran’ın Esad üzerinde nüfuz kullanmasını istedi. Hammond “Esad’ın ilk günden gitmesini söylemiyoruz. Ruslar ve İranlılarla uzlaştığımız geçiş sürecinde Esad kalabilir. Ama seçime katılamaz” dedi. Almanya’da tutuklu yargılanan Gergerlioğlu’nun mahkeme salonuna girerken kelepçesi açıldı. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear