22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 1 Eylül 2015 KULTUR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Dünya Barış Günü’nde ‘Kültür Servisi’ Türkiye’nin ilk kültür gazetesi Kültür Servisi 1 Eylül itibarıyla www.kulturservisi.com adresinde yayın hayatına başlıyor. Kültür olgusunu her yönüyle değerlendiren deneyimli kültür muhabirleri; Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmeleri günü gününe okuyucusuna aktaracak. Beral Madra, Celal Üster, Oylum Yılmaz , Murat Meriç, İsmail Gezgin, Aydan Çelik gibi önemli isimlerin kalemiyle güç kazanan Kültür Servisi; okuyucuya geniş bir bakış açısı sunacak. 15 Akbal, Akyaka’da uğurlandı İki Cumhuriyet için çok çaba gösterdi MEHMET EMİN BERBER ürk edebiyatının ulu çınarlarından, gazetemiz yazarı Oktay Akbal, 35 yıldır yaşadığı Muğla’nın Akyaka beldesinde son yolculuğuna uğurlandı. Uzun bir süredir tedavi gören Akbal, geçen cuma günü 92 yaşında aramızdan ayrılmıştı. Oktay Akbal’ın eşi Ayla Akbal, Akyaka’daki evinde gelen konukları tek tek karşıladı, başsağlığı dileklerini kabul etti. Akbal’ın evinin önünde düzenlenen törende de, yazarlarımız Ali Sirmen ve Mustafa Balbay, ADD Aydın Şube Başkanı Erol Ertuğrul, ADD Muğla Şube Başkanı Ünal Türkeş, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz’le Akbal’ın yakın dostu Hamdi Yücelen birer konuşma yaptı. Köz, “Bir ömrü edebiyata vermek, ülkenin sürekli belalara yaşadığını düşündüğümüzde hiç de kolay değil. Bu direnci ancak aydınlanma bilinci oluşmuş bir yazar taşıyabilir. Oktay Akbal ülke tarihinin böylesi dirençli yazarlarından biriydi. Sonra, bizlere bir görev verdi. Aydınlanma ışığını sürdürmemiz gerektiğini söyledi. Işık T Cenaze törenine, gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç, yazarlarımız Hikmet Çetinkaya, Ali Sirmen, Mustafa Balbay ve Serdar Kızık katıldı. lar içinde yatsın” dedi. Balbay da, “Oktay Akbal iki cumhuriyet için çok çaba gösterdi. Hem Cumhuriyetimiz hem de Cumhuriyet gazetesi için..” diye konuştu. Ali Sirmen de, “Türkiye’nin 12 Eylül gibi karanlık günlerinde herkes cezaevine girmekten korkarken, o her şeyi göze alarak, bile bile yazıyordu” dedi. Hamdi Yücelen de, hiç kimsenin bilmediği Akyaka’yı, İlhan Selçuk’ların, Nail Çakırhan’ların, Oktay Akbal’ların Türkiye’ye ve dünyaya tanıttığına dikkat çekti. Konuşmaların ardından Akbal’ın cenazesi, Akyaka Camisi’nde kılınan öğle namazının ardından belde mezarlığında toprağa verildi. Cenaze törenine, gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç, yazarlarımız Hikmet Çetinkaya, Ali Sirmen, Serdar Kızık’ın yanı sıra, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, Prof. Dr. Coşkun Özdemir, Orhan Karaveli, Alev Coşkun, Sezgin Akgüç, Erol Toy, Ahmet Güryüz Ketenci, Bahattin Yücel, Prof. Dr. Şadan Gökovalı, Prof. Dr. Ayşe Kaymaz’ın da aralarında olduğu çok sayıda tanınmış isim katıldı. l AKYAKA Güneydeki ritmik gökkuşağı: Antalya Üzümcü’ye siyasal baskı Levent Üzümcü, haklarına yasal süreçler içinde tıpkı 12 Eylül döneminde mağdur edilen ve kurumlarına onurluca geri dönen sanatçı ağabeyleri gibi sahip çıkacaktır. ATSO ve Sunaİnan Kıraç Vakfı ortaklığında hayata geçirilen Antalya Kültür Sanat, Sinan Genim imzalı renkli ve çağdaş mimarisiyle yepyeni bir döneme hazırlanıyor. Vakıf adına Özalp Birol ve bina üzerine Sinan Genim, en büyük kazanımı ‘itibar’ olacak dedikleri projeyi Cumhuriyet’e değerlendiriyor. EBRU NALÂN SÜLÜN * lıcı kılacak “itibar”dır. Diğer taraftan, böyle bir platformun tek baemmuz ayında ön açışına Antalya’nın sanatlışı gerçekleşen Ansal çehresini değiştirtalya Kültür Sanat mesi çok büyük bir id(AKS); ATSO (Antalya Ticadia olur, “AKS kısa süret ve Sanayi Odası) ile Surede kentin kültür ve naİnan Kıraç Vakfı’nın orsanat alanındaki öncü tak bir ürünü. Merkez, Suna ve en önemli oyuncuve İnan Kıraç Vakfı’nın dalarından biri olacaktır” nışmanlığıyla, İstanbul dıdemek daha doğru ve şında bir merkez yaratmagerçekçi olacaktır benyı vaat ediyor. Resmi açılışıce.Antalya kenti ve çevnı Picasso ve Ara Güler eserleri ile eylül ayında gerçekresi, zaten bir çok uyleştirecek merkezin ön açılıgarlığı kapsayan muazCecil Beaton’ın Sotheby’s şı, Cecil Beaton’ın Sotheby’s zam bir açık hava müarşivinden derlenen arşivinden derlenen “Portrezesi. Ayrıca, kentin için“Portreler” sergisinden ler” ve Luigi Mayer’in “Grade Antalya Müzesi, KaAudrey Hepburn... vürler” sergileri ile yapılmış leiçi Müzesi, AKMED gibile. Merkezde Antalya EXyesindeki onlarca iş insanıbi çok değerli kuruluşrı değiştirebilir? PO 2016 etkinliklerine paralel nın, ülkemizin gerek iş geBence AKS, nitelikli bir yölar var. Antalya’nın kültür ve olarak Andy Warhol’u izleme rekse kültür sanat dünyasınnetim, takım çalışması, eşsanat iklimi, ancak bu kuruşansı da mümkün olabilecek. daki öncü isimlerinden İnan güdüm, sabır ve sürekli desluşların ve başta Akdeniz ÜniSuna İnan Kıraç Vakfı Kültür Kıraç’ın ve Suna ve İnan Kıtekle, en geç 5 yıl içinde versitesi Güzel Sanatlar Fave Sanat İşletmesi Genel Müraç Vakfı’nın desteğiyle, böyle Antalya’ya kültür, sanat ve kültesi olmak üzere, kentteki dürü Özalp Birol ve mimar Si bir alana eğilmiş ve AKS gibi kültür turizmi bağlamında ve yakın çevredeki sanat eğinan Genim ile, kurum ve bina bir platformu hayata geçirmiş önemli katkılar sağlayacaktimi veren diğer kuruluşların hakkında konuştuk. olması çok önemlidir. AKS’ın tır. Kuruluş hedeflerinden, da katılımıyla ve hatta zaman AKS, sizin için ne ifade kısa sürede başarı göstermesi stratejisinden ve programlazaman ortaklaşa gerçekleştiediyor? ni, yöresel girişimcilere örnek rından sapmadığı müddetçe, recekleri projelerle farklı bir Bu platform benim için, çok olmasını ve onları özendirme AKS’ın kurucularına ve payboyut kazanabilir. değerli bir kültür girişimcilisini diliyorum. daşlarına sağlayacağı en bü Holdinglerin metropol dıği örneğidir. Antalya Ticaret Kurumsal bir sanat yük katkı, parayla elde edileşı sanatsal yatırımları sive Sanayi Odası (ATSO) bünmekânı kentte hangi olgula meyecek, onları farklı ve kaze göre sanatsal ve ekonomik anlamda risk barındırıyor mu? MİMAR GENİM’DEN ÖNEMLİ MESAJLAR Ben, açıkçası, çoğunluğu İstanbul kökenli büyük holdinglerden ziyade, ilgili yörelerin köklü kuruluşlarının ve varlıklı ailelerinin, koleksiyoncuu çalışma bir anlamda modern atılımlar yapılabilir. sanat ve mimari devletin luktan müzeciliğe uzanan bir Mevlanâ Celâleddini Örneğin Norman Foster beğenisi doğrultusunda çizgide, özellikle kendi yöreleRumî’nin yüzyıllar öncesinde ve Paul Wallot’un yeniden gelişmek mecburiyetinde. rine kültürel ve sanatsal katsöylediği bir deyişi düzenlediği Reichtag Binası, Hiçbir ekonomik güç de kı sağlayacak girişimlerde buyansıtıyor. “Dün dünde kaldı devletin ekonomik gücü ile Richard Rogers’ın yenilediği lunmalarından yanayım. Bu rekabet edemiyor. Devleti cancağızım, bugün yeni Barselona Boğa Arenası süreçte, daha deneyimli olan yönetenlerin beğenisi ve bir şeyler söylemek lâzım.” modern mimariye katkıları büyük holdinglerin, yöresel arzusu sanatçının yeni şeyler olan restorasyon çalışmaları Zaman zaman, futbol maçı girişimlere bilgi, program, eğiyapmasına imkân vermiyor. iken nedense ülkemizde, izleyicilerin tribünlerde tim, yönetim desteği vermeleGelişmiş ve devletten bilinçli veya bilinçsiz bu gibi yaptığı dalgalanmaları her rinin daha doğru olacağını dübağımsız olarak hareket çağdaş atılımların da önü seyrettiğimde bende hoş şünüyorum. Yörenin kuruluşedecek bir burjuvaziye de tıkanmaktadır. Dünyanın duygular uyandırır. Tasarım larının, medyasının, eğitim sahip değiliz. en gelişmiş 20 ülkesi içinde aşamasında aklıma o kurumlarının ve en önemlisi yer alan Türkiye’nin modern dalgalanmalar geldi. Gruplar Restorasyonda da insanının bu girişimlere sahip mimari örnekleri olmayan bir halinde dalgalanan, çeşitli modernlik mümkün çıkması ve sürdürülebilirliğiülke olarak gelecekte nasıl kıyafetlerde coşkularını ifade ni sağlaması esastır diyorum. anılacağını düşünmek bile eden mutlu insanlar... Restorasyon sürecinden (* AİCA TR, Akdeniz Üniv. beni ürkütüyor. Toplumumuzda her türlü geçen yapılarda da bazı Öğr. Üyesi) T ‘Mevlanâ ve tribün coşkusundan ilham aldım’ B am da Ferhan Şensoy’un Mayıs 2015’te basılan ‘Kedittin Direniş’ kitabını okuyordum. Şensoy, bu kitapta Nisan 2011 ile Nisan 2014 arasında Aydınlık’ta çıkmış yazılarını toplamış. Birçok yazısında, bu 3 yıllık dönemde, Sümeyye’nin tiyatroda sakız çiğneyişinden, İBBŞT’deki yönetmelik değişikliğine, tiyatro salonlarının topluluklara kapatılmasından Gezi Direnişi’ni destekleyen özel toplulukların devletten parasal destek almayışına, ‘özelleştirme’ tehditlerine dek, siyasal amaçlarla tiyatromuzun başına getirilmiş dertleri irdeliyor. Birçok yazısında da, ülkenin AKP’li yıllarında, özgür düşüncenin dile getirilmesini engelleyen siyasal baskıları, politik taşlamadan arı gülmeceye uzanan bir çeşitlilik içinde irdeliyor. Kimi yazılar ise tiyatroda düşünce özgürlüğü üstüne... Siyasal erkin tiyatro karşısındaki saldırgan tavrının, seçim ortamı nedeniyle şiddetini yitirdiği düşünülürken, birden Levent Üzümcü olayı patlak verdi. İŞTİSAN (İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları) Derneği’nin başkanı olan sanatçı, Gezi Direnişi sırasında basına verdiği demeçlerle ‘karşı’ duruşunu sergilemişti. Sosyalist Enternasyonal’de yaptığı konuşma siyasal erki özellikle rahatsız etmiş besbelli. Sonuç olarak, bir vatandaş ve sanatçı olarak düşüncelerini dile getirdiği için, ‘tiyatrodan ihracı ve memurluk haklarının feshi’ istemiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kurulu’na veriliyor ve ‘emir büyük yerden’ sözünün de dolaştığı bir iş T lemler süreci içinde Kurum’dan atılıyor. Başta Kurum’un yönetimi ve sanatçıları, tiyatro sanatının özgürce yapılmasını ve özgür düşünceyi özgürce dile getirme hakkını savunan herkes tepki yağdırıyor olaya. (Ardından Kurum’un müdürü de görevden alınıyor. Bu yazı yayımlanana dek başka gelişmeler de yaşanacak gibi görünüyor.) Üzümcü, 12 Eylül darbesi yapıldığında küçük bir çocukmuş. (O dönemde 1402 sayılı yasayla atılan ve memurluk hakları feshedilen onlarca İBBŞT sanatçısının adlarını bile duymadığı yaştaymış.) Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Anasanat Dalı’nda oyunculuk eğitimi görmüş. Sanat yaşamına atılmış. Evlenmiş, çoluğa çocuğa karışmış. Eğitimini yurtdışında da pekiştirmiş. Kadrolu İBBŞT sanatçısı. Televizyonda, sinemada çalışmaları var. Kısacası, Üzümcü bizim ‘en yakın’ tarihimizin çocuğu. Demokratik haklara sahip çıkmayı toplumca yaşadıklarımız öğretmiş ona. Düşüncesini yüreklice savunduğu için de cezalandırılıyor. İçine atıldığı zor durum, tiyatroyu hedef almış, tiyatroyu hedef gösteren siyaset erbabı tarafından bir ‘ibret’ dersi olarak tüm tiyatroculara servis ediliyor. Ferhan Şensoy, birkaç yıl önce kaleme aldığı bir yazısında şöyle toparlamış olayı: ‘Tiyatrodan korkan bir iktidarla karşı karşıyayız. (...) Hitler faşizmi döneminde, kendisiyle alay eden Karl Valentin’in kılına dokunmamıştı Adolf. Abdülhamit döneminde yasak sözcükleri sahnede bangır bangır söyleyen Kel Hasan Efendi’ye çıtını çıkarmamıştır padişah. Uzay çağında kendini padişah sanan, savaş açmış tiyatroya, tiyatro kazanacaktır bu savaşı!’ Levent Üzümcü, haklarına yasal süreçler içinde tıpkı 12 Eylül döneminde mağdur edilen ve Kurum’larına onurluca geri dönen sanatçı ağabeyleri gibi sahip çıkacaktır. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear