20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 14 Nisan 2015 haber EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: BARIŞ AKTAŞ 4 Yazıcıoğlu’nun ölümünü Gül’e bildiren MİT’çinin sırrı Kazanın hemen ardından Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldüğü haberini veren MİT görevlisi Oğuz Eryılmaz’ın hakkında BBP’lilerin ve kendisinin savcıya verdiği ifadeler ilginç bir portre ortaya koyuyor BP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun 2009’da yaşamını yitirdiği helikopter kazasından 3 saat sonra ERDEM BBP’lilere ölüm haberiGÜL ni veren MİT görevlisi Oğuz Eryılmaz’la ilgili savcılık kayıtları, esrarengiz bir portre ortaya koydu. Savcı ifadelerine göre Eryılmaz, “O dönem MİT’in Köşk sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü doğrudan bilgilendiren kişi. BBP’ye gidip geldiği için partililerce tanınıyor, Yazıcıoğlu’na ölmeden önce en son görüşenlerden olacak kadar yakın” bir isim konumunda. Gazeteci Emre Soncan’ın, “Son AkıncıMuhsin Yazıcıoğlu’nun Sır Ölümü” adlı kitabında kazadan hemen sonra “öldü” haberini veren MİT görevlisi Oğuz Eryılmaz’la ilgili çarpıcı detaylar yer aldı. Neden Şimdi? er gün bir olay oluyor, birini yazarken, bir yenisi geliyor, duvar afişi gibi senin irdelediğinin üstünü örtüyor. Türkiye sandığa doğru yaklaştıkça, olayların ivmesi artıyor. Şu soru geliyor akla: Yoksa sandığa gitmeyelim diye mi bütün bunlar, Altan Öymen haklı mı çıkıyor? Bu durumda, Ağrı’nın Diyadin ilçesinde meydana gelen TSK ve PKK arasındaki geniş çaplı çatışmayı hangi çerçeve içinde ele alacağız? Bu sorununun yanıtını ararken, bir de şu soruya yanıt vermek gerek: Bu çatışma haberi kimseyi şaşırttı mı, yoksa beklenen bir şey miydi? Doğrusu olayın üstündeki sis perdesi aralanmaya, ayrıntılar gelmeye başlayınca, böyle bir çatışmanın gerçekleşmiş olması yadırganmadı. Aslında, 40 PKK’linin 10 bin mermi yaktığı böyle bir çatışmanın olması değil, olmaması şaşırtıcıydı bölgede. PKK’nin yol kesip, kimlik denetimi yaptığı, kendi güçlerini her yere egemen kıldığı, bölgede asayişin devletten değil, PKK’den sorulduğu, devlet erklerinin, yargı dahil, hızla el değiştirdiği bir ortamda, bölgedeki durumu barış ortamı olarak nitelemek mümkün değildi. Söz konusu olan barış değil, çatışmasızlık haliydi. HHH Çatışmasızlık hali, PKK’nin lütfu ile mi sürüyordu, yoksa devletin operasyon, hatta mukabele izni vermediği TSK’nin burnunu kışlasından dışarı çıkarmamasıyla mı? Sorunun yanıtı, olaya baktığınız yere göre değişir. Ama artık bölgede kaçakçılığın bile legal kabul edildiği ve devletin güvenlik güçlerinin, bu arada da TSK’nin göz yummak zorunda olduğu ve bunun müktesep hak olarak görüldüğünü de belirtmek gerek. Bu durum barış ortamı olarak nitelendirilemez, olsa olsa bir çatışmama halidir. Ve de çatışmama halleri doğaları gereği belirli bir süreden fazla devam edemez, kaçınılmaz olarak dönüşürler. Çatışmama halleri ya yeniden çatışmaya dönüşür ya da tarafların etkin kalıcı adil barışı arama çabaları sonucunda barışa evrilir. Çatışmama halinin barışa evrilmesi için yapılması gereken şeyler vardır, bunlar da ancak tarafların onların sonuçlarına katlanmayı göze aldıkları takdirde, yaşama geçebilir. Şimdiye dek Tayyip Bey, çatışmama halinin çatışmaya dönüşmesini de göze alamıyordu, barışa dönüşmesi için gerekli girişimleri de yapamıyordu. Bu durumda herkes dananın kuyruğunun günün birinde kopacağını görüyordu. Ama yakın zamana kadar, o gün seçim ertesiydi. Ancak son olaylar, dananın kuyruğunun seçimi beklemeden kopabileceğini gösteriyor. HHH Peki, ne oldu da böyle oldu? Olan şu: Hepsi birbiriyle eşzamanlı olan AKP’nin oy kaybı, ile MHP’deki belirgin, CHP’deki hafif kıpırdanışlar ve HDP’nin barajı geçmesi olasılığının güçlenmesi, bırakın bir yana Tayyip Bey’in başkanlık sistemini, AKP’nin tek başına iktidar olasılığını bile tehlikeye düşürmüş bulunuyor. Bu durumda, çatışmasızlık halinin sürmesinden yarar gören Tayyip Bey, artık oy kaygısıyla çatışmasızlık halinin son bulmasından medet umar hale gelmiştir. Olay budur. Yoksa Diyadin’de ağaç dikme şenliğine PKK’nin katılması ve güç gösterisi yapması gerekçe olarak gösterilemez, gösterilse de kabul edilemez. Öyle ya şimdiye dek nelere katlanılmamıştır ki! Şimdi birden neden bu şiddet bu celal? Tabii Tayyip Bey’in çatışmasızlığı barışa dönüştürmek yerine, yeniden çatışmaya döndürmek politikası feci sonuçlar doğuracaktır. Ne var ki o, başka türlü yapamaz, barışçı çözümü gerçekten sağlayabilemez. Bu konuda yanlış umutlara kapılmanın ne dün bir anlamı vardı, ne de bugün vardır. B oğlu da Eryılmaz’a çarpıcı bir anekdot anlattı. Buna göre, “Türk dünyasından bir ülkenin” büyükelçisi, “dünya politikasına yön veren bir ülkenin” büyükelçisi tarafından makamına davet edilmişti. Büyükelçiliğe gittiğinde, yine çok büyük başka bir ülkenin sefiri de oradaydı. Ev sahibi büyükelçi, misafir ettiği büyükelçiye Yazıcıoğlu’nu kastederek, “Sen onunla konuş, bu kendini ne sanıyor, ne yapıyor?” şeklinde sözler sarf etmişti. Türk dünyasından bir ülkenin Ankara sefirliğini yapan bu isim de yaşadıklarını merhuma anlatmıştı. H Son mitingde konuştu Muhsin Yazıcıoğlu 2009 yılında helikopter kazasında yaşamını yitirmişti. Eryılmaz’ın kazadan 3 saat sonra kriz masası toplantıdayken telefonla görüşüp “Yazıcıoğlu öldü” haberini verdiği BBP’li Erol Dok’un savcılığa verdiği ifadede de ilginç anlatımlarda bulunuyor. “Yazıcıoğlu ölünce siyaseti bıraktım” diyen Erol Dok, kazayı haber alışını, “Helikopter düştüğü zaman ben Ankara’da işyerimdeydim. Haberi alır almaz 15 dakika içerisinde parti genel merkezine gittim. Parti merkezinde helikopterin düşmesi ile ilgili bir komisyon oluşturuldu. Bu, kriz masasına benzer bir oluşumdu. Ben de bu oluşumda görev aldım” diye anlattı. Telefon geldiğinde toplantı halinde olan partilileri Mahir Damatlar, Hasan Çağlayan, Ökkeş Şendiller ve Naci Doğan diye sayan Dok, Eryılmaz’la ilgili olarak da şunları anlattı: “Oğuz Eryılmaz isimli kişiyi de MİT’te çalışan bir polis olarak tanırım. Kendisi partiye gider gelirdi. Olay günü kriz masasındayken başkanımın kaza mahallinde bulunduğu, yaralı olduğu şeklinde bilgiler geldi ancak bu bilgilerin nereden geldiğini şu anda hatırlamıyorum. O gün Oğuz Eryılmaz’la görüşüp görüşmediğimi de hatırlamıyorum.” Kitapta Yazıcıoğlu’nun kazadan sadece 18 gün önce, Şarkışla’da düzenlediği mitingde yaptığı şu konuşma da yer alıyor: “Belçika büyükelçisi, Bosna ve ABD İstanbul konsolosu bir yemekte konuşurken Bosna konsolosu bir hanımefendi, kendisiyle Bosna savaşında tanışmıştık, o bana aktardı. Seninle olan tanışıklığımızı bilmedikleri için Belçika büyükelçisi dedi ki ABD konsolosuna; ‘Bu BBP’ye çok dikkat edin. Ben de konu açılsın diye; ‘BBP’nin Meclis’te milletvekili bile yoktur ona niye dikkat edilsin’ dedim. Belçika büyükelçisi de ‘Şu an küçük ama bir kere tutturursa çok süratle büyüyecek bir tabana sahip, eğer bir kere gelirse de kolay kolay gitmez. Muhsin Yazıcıoğlu ilkelerinde çok katı duran bir siyasetçi’ ifadesini kullanıyor. Açıkça elçi ‘Biz onu yönetemeyiz’ diyor.” ANKARA Cumhuriyet Gül’ün cinayet şüphesi Kitapta Oğuz Eryılmaz’ın o dönem görevinin “MİT’in Cumhurbaşkanlığı sorumlusu” olduğu belirtiliyor. BBP’lileri bilgilendiren Eryılmaz’ın Köşk görevi nedeniyle dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de bilgi iletmiş olabileceği akla uygun bulunuyor çünkü Gül, Yazıcıoğlu’nun ölüm olayının soruşturulması için en fazla uğraşan isim oldu. Hatta Gül, “Bana video geldi. Baktım ki birileri buzlarda cesetlerle ilgileniyor, birileri diğer taraftan vida söküyor” açıklamasını yaptı ve Devlet Denetleme Kurulu’nu da harekete geçirdi. Çarpıcı bir anekdot Oğuz Eryılmaz, Yazıcıoğlu’nun durumuyla ilgili bilgi paylaştığı iddiasıyla savcı Şeref Gürkan’a verdiği ifadede bir dış boyut anlatımında bulundu. İfadesine göre Eryılmaz, kazadan kısa bir süre önce gelen davet üzerine Yazıcıoğlu’nun evine uğradı. Yazıcı Erdoğan Sayıştay heyetini kabul etti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay Başkanı Recai Akyel ve Sayıştay’a yeni seçilen üyeleri kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki basına kapalı kabul, 45 dakika sürdü. Cumhurbaşkanlığı Sarayı kabul salonunda gerçekleşen ziyarete ilişkin tek kare fotoğraf yayımlandı. Fotoğrafta, Erdoğan’ın kabul salonundaki tablolar dikkat çekti. ANKARA/Cumhuriyet de, sandığın başında oldukları sürece sonuçların değişmesi diye bir şeyin söz konusu olamayacağını söyledi. Oy sayımı sırasında yaşanan elektrik kesintileriyle ilgili espri yapan Güven, “Kedileri topladık, kalmadı” ifadesini kullandı. Güven, Okan Üniversitesi’nin düzenlediği ‘Demokrasi ve Seçim Sistemindeki Aktüel Değişiklikler’ konulu konferansta öğrencilerin bir kişinin iki defa oy kullanılmasıyla ilgili sorusu üzerine, “Türkiye’deki seçmen kütüklerinde mükerrer kayıt yoktur. Hiçbir siyasi parti hiçbir kamu kurumu ve kuruluşu hiçbir kişi somut mükerrer kayıt ibraz etmedi” dedi. İç savaşlardan dolayı Türkiye’ye göç edenlerin seçmen kütüğüne kayıtlarının mümkün olmadığını söyledi. YSK’nın 7 Haziran’da uygulayacağı yeni sistemden de bahseden Güven, “Açılmasından itibaren sonuçların YSK’na gelinceye kadar, arada itiraza uğrasa bile, o sandığın tüm seyrini akşam siyasi partiler görebilecekler” dedi. Öğrencilerden çok sayıda kedi sorusu gelince espri yapan Güven, daha sonra “10 dakikalık, 20 dakikalık elektrik kesintisi olur mu olur. Jeneratör olmayan ilçelere de jeneratör koymak suretiylemilletin kafasında şüphe kalmadan yapmanın gayreti içindeyiz. Bir oda ne kadar aydınlık olursa giz o kadar az olur” dedi. l İSTANBUL DHA YSK: Topladık kedi kalmadı üksek Seçim Kurulu (YSK) BaşY kanı Sadi Güven, siyasi partilerin sandıklarına sahip çıkmaları halin AKP seçim startını veriyor aşbakan Ahmet Davutoğlu’nun fu değildir, anayasa ötesi bir meşruyarın açıklayacağı partisinin yiet zeminine dayanır. Doğuştan itiseçim bildirgesinde yeni anayasa ve baren insanlar bunlara sahiptir” debaşkanlık hedefinin yanı sıra yarnilecek. Yeni anayasa başlığı altıngının yeniden düzenlenmesine yöda “devletin yapısı ve işleyişi” bölünelik projeler de yer alıyor. Yargımünde ise başkanlık sisteminin geyı 2010 yılında yapılan anayasa refe rekliliği vurgulanacak. Başbakan Darandumuyla biçimlendiren ancak isvutoğlu tarafından kaleme alınan bötediği gibi sonuçlar elde edemeyen lümde, tek başlı yürütme, denge ve AKP, bildirgede Yargıtay, Danıştay denetim ve kuvvetler ayrılığı ilkeleve Askeri Yargıtay’ı kaldırarak yeririne yer veriliyor. ne “yargıda birlik oluşturulması” gerekçesiyle tek temyiz mahkemesinin Erdoğan hızlı çıktı kurulmasını öngörüyor. Başbakan Davutoğlu, yarın aday Davutoğlu, yarın tanıtımı ve seçim aday tanıtımının yaDavutoğlu’nun açık bildirgesinin açıkpılacağı toplantıda lamasının ardınlaması beklenen partisinin seçim bildan aday listeleriAKP’nin seçim bildir nin kesinleşeceği dirgesini de açıklayacak. Bildirgegesinde en dikkat çeki 24 Nisan’dan sonnin en önemli bölümitinglere başci unsur yargıya toptan ra münü yeni anayasa layacak. İlk mitindüzenlemeler olması. gin emuhtıranın ve bu başlık altında yazılan başkanyıldönümü olan lık sistemi oluşturdu. Türkiye’nin 27 Nisan’da yapılması planlanıyeni, demokratik, sivil ve özgürlükyor. Davutoğlu, mitinglere başlamaçü bir anayasaya sahip olması gerek dan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP tiği vurgulanan bildirgede, mevcut için propaganda çalışmalarına başlaanayasada “devletin milleti” anlayıdı. Erdoğan, il gezilerini iptal etmesişının olduğu, yeni anayasayla bu anne karşın hemen her gün bir toplanlayışın tersine çevrilmesi gerektiği tıda konuşup başkanlık sistemi provurgulanacak. AKP’nin yeni anayapagandası ile isim vermeden AKP’ye sayla ilgili ilkelerinin de sayılacağı 400 milletvekili istiyor. Erdoğan’ın, bildirgede, “Temel hak ve hürriyetçalışmalarını artırarak sürdürmesi ler anayasanın veya devletin bir lütbekleniyor. ANKARA Cumhuriyet B Tandoğan artık Anadolu Meydanı nkara’nın simge meydanlarından biri olan “Tandoğan Meydanı”nın adı, Anadolu Meydanı olarak değiştirildi. Karar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek başkanlığında toplanan belediye meclis toplantısında kabul edildi. İsim değişikliği AKP’li ve bağımsız üyelerin oylarıyla yapıldı, değişikliğe CHP’li üyeleri ret oyu verdi, MHP’liler ise çekimser kaldı. Yüzlerce siyasi parti mitingine ve eyleme ev sahipliği yapan, şehrin sembol meydanlarından Tandoğan, adını eski Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’dan alıyordu. 1929’da Ankara Valiliği’ne atanan ve aynı zamanda Ankara Belediye Başkanlığı görevini de yürüten Nevzat Tandoğan 18 yıl boyunca görevde kaldı. Valilik yaptığı dönemde halk ve kendi istediklerini yazmayan gazeteciler üzerinde baskı kuran Tandoğan ile ilgili en akılda kalan ise şu ünlü sözü oldu: “Türkiye’ye komünizm lazımsa onu da biz getiririz.” Ankara’da 1945’te işlenen ve o dönem ‘Ankara Cinayeti’ olarak anılan olayda adı geçen Vali Tandoğan, cinayeti kasten ve bilerek örtbas etmekle suçlandı. Yaşananların ardından çevresindeki yakın dostlarının kendine sırt çevirdiğini düşünen Nevzat Tandoğan 9 Temmuz 1946’da intihar etti. Belediye meclisinde, ayrıca adliyede öldürülen Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın adının da “İncek Bulvarı”na verilmesi kararlaştırıldı. ANKARA Cumhuriyet A Seçim güvenliği paneli düzenleniyor 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler öncesinde “seçim güvenliği” daha çok tartışılmaya başlandı. Özellikle 27 Mart 2014’te yapılan yerel seçimler sırasında meydana gelen elektrik kesintileri, tutanaklarda yapılan usulsüzlükler ve Ağrı’da yerel seçimleri kazanan adayın sürekli değiştirilmesi, seçimde şaibe tartışmalarını alevlendirmişti. Seçim güvenliği ve seçimlerde yapılabilecek usulsüzler tartışılmaya devam ediyor. Bugün saat 14’te Kızılay’da Ankara Barosu Konferans Salonu’nda bir panel düzenleniyor. Panele konuşmacı olarak, Eral Tuncer (Tesav Vakfı Başkanı), Sezgin Tüzün (Veriaraştırma), Eymen Şahin (Bilgi Güvenliği Derneği), Erdal Aksünger (CHP İzmir Milletvekili), Emrehan Halıcı (Eparti Ankara Milletvekili), Hakan Kara, (Cumhuriyet gazetesi yazarı), Başak Yavcan (Oy ve Ötesi Derneği) katılıyor. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear