23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 14 Nisan 2015 TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 11 Yanıtlanamayan Soru... Nüfusun yüzde 13’lük kesimi dindar olmadığını, yüzde 2’lik eçim güvenliğini sağlayacakmış. Söyleyen Başbakan ve AKP Genel Başkanı Bay AD! Oysa 7 Haziran’da, geçen seçimlerde olduğu gibi yüzde 5052 arası oy alamayacağını, vesayeti altında olduğu ağabeyi de kendisi de biliyor. Bu nedenle seçim güvenliğini değil, güvensizliğini kanıtlayacak olayları savunuyor. Oy oranının düşmemesi için yapmayacağı yok! CHP’nin kedili reklamını engellemeye kalkışması, bu iktidarın gitmesini öngören muhalefetin alkışlanmasına bile tahammül edememesi, ne hallere düştüğünün somut işaretleri.. Partinin bir numaralı genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin, bir iki gün önce TV’lerde uzun zaman iktidarda kalan AKP’nin gitme zamanı geldiğinden, koalisyon döneminin açıldığından söz etti. Oysa Saraylı ile seçim beyannamesine Saraylı’yı ürkütmemek için, kalemi ile başkanlık sistemine partinin yandaş olduğunu bizzat yazan Başbakan, burunlarından kıl aldırmıyorlar.. Yine türlü vaatler eşliğinde seçimi kazanacaklarını söylüyorlar. HHH Şurası muhakkak; AKP’nin 7 Haziran seçimini daha fazla vekille kazanmak, öncelikle HDP’nin barajı aşmasına yardımcı olacak AKP’den oy almasını önlemek için, partisel ve devletsel her türlü olanağı kullanmakta bir an tereddüt etmeyeceği medyanın aylardır tartıştığı başlıca konuydu. HDP’nin barajı aşması nasıl engellenebilir? Bu soruyu ülke gerçeklerini ve bugüne dek yaşananları bilen sade bir vatandaş kolaylıkla yanıtlayabilir. HDP’yi PKK’nin siyasal uzantısı olarak yıllardır suçlayanlar; bu partinin Türkiye partisi olamayacağını ve Başbakan’ın dün yinelediği gibi, terörle seçmene baskı yapacağını... ...Ağrı’daki askerle PKK çatışmasının bu kanıyı belgeleyen bir olay olduğunu söylüyorlar. HHH Şayet Başbakan’ın söylediği gerçekse; barajı aşmak sınırında mücadele veren HDP’ye Ağrı olayı PKK’nin yaptığı zamansız, anlamsız ve gereksiz en büyük kötülüktür. Zaten Bay RTE de hemen HDP’yi terörizmden yararlanan parti olarak suçladı. Bu partiye oy vermek PKK terörüne oy vermekle eşdeğerdir demeye getiriyor. HHH Olayı derinlemesine yerinde araştıran, inceleyerek yazan Ahmet Şık, olayın geçtiği Diyadin’de konuştuğu insanların, çatışmanın ardından şu soruyu sorduğunu yazıyor: “Neden şimdi operasyon oldu?” Evet, yöre insanları seçim kampanyasının alanlarda başladığı ilk gün bu operasyonun nedenini karşılayacak doyurucu bir yanıt arıyor, ama şimdilik bulamıyor. Zira HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, çatışmanın daha önce kurgulandığını, o kadar ki askerlerin yaralılarını ölsün diye olay yerinde bıraktıklarını ve yaralıları çarşaflarla oradaki çatışmaya canlı engel olan halkın kaldırdığını içeren vahim bir suçlamada bulundu. Başbakan bu iddiaya, sahibini yalancılıkla suçlayarak karşılık veriyor ama.. şu haber, ister istemez acaba gerçekten seçimi etkileyecek, kurgulanan bir operasyon mu yapıldı sorusunu akla getiriyor: “Genelkurmay, PKK’nin, etkinlikteki vatandaşlara seçimde destekledikleri adaylara oy vermeleri için baskı yapacağı yönündeki bilgi üzerine bölgeye gidildiğini açıkladı.” HHH Askerin asıl görevini ifade etmek amacıyla Başbakan’ın söylediği “İktidar ne derse TSK itaat eder” cümlesi, AKP’nin askeri de kullandığını içeren haklı yorumların desteği oluyor elbette. Halkın % 79’u ‘dindarım’ dedi A tan, Gürcistan, Bangladeş ve Fas izledi. Dindar nüfus oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 6 ile Çin oldu. Ağrı’lı Sorular! am da siyasi partilerin milletvekili adaylarını saptamasının ardından seçim iklimine girilecekken, Ağrı’dan, içinde bir dizi soru barındıran çok ağrılı haberler geldi. Uzun süredir Güneydoğu’dan silah seslerinin gelmemesine, kanın durmuş olmasına olumlu baktığımızı, bütün meselenin bu durumu sağlıklı bir iç barışa çevirebilmek olduğunu biz de bu köşede yeri geldikçe vurguluyoruz. Bunun yanında özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde terör örgütü elemanlarının etkili olduğu, kent merkezlerinde kimlik kontrolü yaptığı, devletin bunu “seyrettiği” yönünde fotoğraflı haberler de ülke gündemindeydi. Genel kanı, 7 Haziran seçimlerine giden yolun büyük ölçüde netleştiği, çatışmasız bir dönemin olacağı yönündeydi. Artık gündemde HDP’nin barajı aşıp aşmayacağı vardı. Devamında da 8 Haziran’a Türkiye’nin nasıl uyanacağı soruluyordu. HHH 11 Nisan cumartesi günü Ağrı’da meydana gelen çatışma bütün bu yorumları ikincilleştirdi. Haberlerin birbiriyle çelişmesi, hükümetin terör örgütüyle uğraşmak yerine hedef tahtasına Demirtaş’ı koyması, Ağrı’yı daha karmaşık hale getirdi. Bütün çelişkileri bir kenara koyup, gelinen noktanın fotoğrafına baktığımızda şunlar görünüyor: PKK hiçbir şekilde silah bırakmaya niyetli değil. Çatışmasızlık silahların gömüldüğü anlamına gelmiyor. AKP, terör sorununu çözmekten değil, kullanmaktan yana olan politikasını sürdürüyor. HDP, süreci kontrol edecek, yönlendirebilecek bir güçte ve konumda değil. Bu tablonun yanına Genelkurmay’dan yapılan açıklamaları da koymak gerekiyor. İlk açıklamalar terör örgütü ile meydana gelen çatışmaların içeriğine ilişkindi. Dünkü açıklama ise bölge halkına yönelik kucaklayıcı yaklaşımı içeriyordu. Yine açıklamanın devamında yaşananların operasyon niteliğine olmadığı, kamu güvenliğine ilişkin her adımın valiliklerce kararlaştırıldığı da vurgulanıyordu. Bu yelpaze, gerilimin sürmesi halinde tarafların sorumluluğu üzerinden atmak için zemin oluşturduğunu gösteriyor. HHH Ağrı olayı olmasaydı hafta başında, ille de başkan olmak isteyen Erdoğan’ın karşısına “Seni başkan yaptırmayacağız” diyen Demirtaş’ı koyma eğilimine dikkat çekip bunu ayrıntılandıracaktık. Şu söz bir kez daha aklımıza geldi: Silahlar konuşunca, gerçeklerin sesi duyulmaz olur! 31 Mart günü İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde yaşanan, savcı Kiraz’ın şehit edilmesi, iki teröristin öldürülmesiyle sonuçlanan olay, 7 Haziran’a çok huzurlu girmeyeceğimizi gösteriyordu. İç barışı AKPHDP tahterevallisinden kurtarmak gerekiyor. Ağrı olayının tüm boyutlarıyla aydınlatılması bunun önemli bir adımı olabilir. S bölümü ise ateist olduğunu belirtti. Yüzde 6’sı ise kararsız gruplarına göre daha dindar. Yaş dışında eğitim, meslek ve gelir durumu da dindarlığı etkiliyor. T BD merkezli kamuoyu araştırma şirketi Gallup’un 65 ülkede yaptığı dindarlık anketinde Türkiye nüfusunun yüzde 79’u dindar çıktı. Yüzde 13 dindar olmadığını ve yüzde 2 ateist olduğunu belirtirken, yüzde 6 kendisini nasıl tanımlayacağına karar veremedi. Ortadoğu ve Afrika’nın katılmadığı ankette Türkiye en dindar 24. ülke oldu. 63 bin kişi katıldı Ev kadınları... Örgün eğitim almayanların alanlardan daha dindar olduğu, tüm eğitim seviyelerinde dindarların çoğunlukta olduğu görülüyor. En dindar meslek grubu ev kadınlarını emekliler ve öğrenciler izliyor. Orta gelirlilerde ateizm oranı yüzde 8 iken, üstorta sınıfta rakam yüzde 25’e çıkıyor. Tayland lider Birinci sırayı yüzde 94 ile Tayland alırken, onu yüzde 93 ile Ermenis Geçen yıl sonu yapılan ve her ülkeden yaklaşık bin kişi olmak üzere 63 bin 898 kişinin katıldığı araştırmaya göre, dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisi kendilerini dindar olarak görüyor. Ateistler ve inançlı olup dindar olmayanların oranı toplamda yüzde 33. Gallup International’ın başkanı JeanMarc Leger, “Din günlük yaşam üzerindeki hâkimiyetini sürdürüyor” diyor. İlginç olansa, dindarlık oranlarının gençlerde daha yüksek olması. 34 yaş altı gençler, diğer yaş Çin % 12 ABD % 34 4.8 20 Diğerleri Türkiye 1.3 Rusya Suudi 4.5 Arabistan 3.5 Fransa 3.4 İngiltere 2.8 Hindistan 2.6 2.1 Almanya G. Kore 1.8 Brezila 1.7 İtalya ‘Kafes’teki imzalar sahte çıktı umhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “Poyrazköy Kumpas Soruşturması” kapsamında savcılık, Kafes Eylem Planı’nda yer alan ve emekli Binbaşı Levent Bektaş’a ait olduğu belirtilen imzanın gerçek olup olmadığının tespitini istedi. Soruşturmaya konu belgeler üzerinde yapılacak inceleme neticesinde bilirkişiden emekli Binbaşı Bektaş’ın imzası ve belgeler üzerindeki imzaların karşılaştırılarak “tıpkıbasım” olup olmadıklarının tespiti istendi. Bilirkişi, Binbaşı Levent Bektaş’ın imzasını belgelerdeki imzayla karşılaştırdı ve ‘tıpkıbasım’ dedi C 1.4 Avustralya 1.3 BAE Askeri harcamalar, geçen yıl ABD ve Batı Avrupa ülkelerinde azalırken, Asya, Okyanusya, Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Afrika’da arttı. Küresel bazda geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 0,4 düşüşle 1,8 trilyon dolarlık askeri harcama yapıldı. Savunma bütçeleri, Kuzey Amerika’da yüzde 6,4, Güney Amerika’da yüzde 1,3 azalırken, Avrupa’da yüzde 0,6, Afrika’da yüzde 5,9, Orta Doğu’da yüzde 5,2, Asya ve Okyanusya’da yüzde 5 ve Orta Amerika’da yüzde 9,1 artış gösterdi. Son günlerde Yemen’e karşı yapılan hava operasyonunda başı çeken Suudi Arabistan’ın geçen yıl askeri harcaması yüzde 17 artarak 81 milyar dolara ulaştı. Türkiye 22,6 milyar dolarlık askeri harcamasıyla 15. sırada yer aldı. Silah harcamasında dünya 15’incisiyiz pan bilirkişi Prof. Dr. Salih Cengiz raporunda, imzaların “tıpkıbasım” olduğunu belirtti. Bilirkişi Cengiz, bu raporunu soruşturma dosyasına sundu. Öte yandan bu rapor emekli Binbaşı Levent Bektaş’ın avukatı Hüseyin Ersöz tarafından Poyrazköy davasının görüldüğü Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne de sunularak Bektaş’ın beraatı talep edildi. Emekli Binbaşı Levent Bektaş’ın Poyrazköy Kafes Davası kapsamında gazeteci Hrant Dink’i öldürttükleri, başta Ermeniler olmak üzere Hıristiyanlara yönelik bir dizi eylemi içeren Kafes Eylem Planı olduğu iddia edilen planı hazırladığı ileri sürülmüştü. Bektaş, dört yıllık tutukluluğun ardından tahliye edilmişti. l İSTANBUL Tahliye olmuştu ‘Tıpkıbasım’ 3 No’lu DVD içinde kayıtlı “Kafes Eylem Planı”nın ekleri olan “EKA GÖREV BÖLÜMÜ” ve “EKB PSİKOLOJİK HAREKÂT KAMPANYA KONTROL FORMU” isimli dokümanların altında yer alan ve emekli Binbaşı Levent Bektaş’a ait olduğu iddia edilen imzalar üzerinde inceleme ya TRT kadro istedi RTÜK vermedi RT Genel Müdürlüğü, sanatçı, koro ve orkestra şefleri ile yardımcılarından oluşacak 243 yeni kadro için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) başvurdu. Üst Kurul, sürpriz bir kararla TRT’ye kadro izni vermedi. AKP kontenjanından seçilen iki üye Hamit Ersoy ve Taha Yücel ile CHP kontenjanından seçilen üyeler Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan talebe itiraz etti. Yapılan oylamanın ardından istek geri çevrildi. Kurumda 2008 yılındaki yeniden yapılanma çalışmaları sırasında kurumun kadrolarından bazılarının kaldırıldığı, bazılarının da şahsa bağlı hale getirildiği anımsatan TRT’nin başvurusu RTÜK Başkanı Davut Dursun tarafından Üst Kurul gündemine taşındı. Dursun’un yanı sıra, AKP kontenjanından seçilen üyeler Hasan Tahsin Fendoğlu ve Nurullah Öztürk ile MHP kontenjanından seçilen üye Esat Çıplak, TRT’nin talebinin karşılanması yönünde oy kullandı. T Bahçede poz veren öğrenciler geleceğe umutla bakıyor. Rus Çarı’nın o dönemde öğrencilere hediye ettiği piyano, koridorda bir köşede canlı tarih gibi duruyor. Peşmergeye yardım Türkiye, Peşmerge güçlerinin kullanması için Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY), Erbil dışındaki Bahirka Askeri Kampı’nda, Türkiye Erbil Başkonsolosluğu yetkilisi Serkan Kıramanlıoğlu ve Peşmerge yetkililerin katılımıyla düzenlenen törenle 2015 model 15 adet Toyota pikap teslim etti. Peşmerge Komutanı Tuğgeneral Hikmet Ömer, yardımdan dolayı Türkiye’ye teşekkür etti. Ünlülerin okulunda hedef büyük evzi Çakmak İlköğretim Okulu, Sarıkamış’ta 1926’da açılmış. Cumhuriyet döneminde açılan ilk okullardan biri. Şimdilerde zorlu kış koşullarında, pek çok sıkıntıyla mücadele etseler de geleceğe ümitle bakıyorlar. Hedefleri ise Dersim katliamı kazısı başlıyor Tunceli’nin Hozat ilçesinin Karabakır Köyü’nde yaşayan Baran ve Canan aileleri, Dersim katliamı sırasında 14 Ağustos 1938’de 24 yakınlarının öldürüldüğü yere 2013 yılında anıt mezar yapmak istedi. Aile üyeleri, kazdıkları alandan insan kemikleri çıkması üzerine kemikleri yeniden gömerek anıt mezar yapımını durdurdu. Hozat Başsavcılığı tarafından zaman aşımı gerekçe gösterilerek reddedilen ailenin isteği Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi’nce onaylandı. Baran ve Canan ailelerinin avukatı Cihan Söylemez, “İlk kez somut adım atılacak ve tarihi karar hayata geçecek” dedi. l TUNCELİ F hem şaşırtıcı hem de iç açıcı: Okulun 30’lu yıllardaki renkli sosyal yaşamını canlandırmak. Müdür Atakan Karabağ’la birlikte arşivdeki kıymetli fotoğrafları karıştırırken 1930’lardan itibaren bu “dağ başında” çocukların kostümlü ti yatro oyunları sahnelediklerini, türlü enstrümanla haşır neşir olduklarını ve dans yarışmalarında boy gösterdiklerini öğrendik. Okulun tanınmış eski mezunları arasında Prof. Bingür Sönmez, kaybından büyük üzüntü duyduğumuz müzik adamı Kayahan, eski genelkurmay başkanlarından Doğan Güreş’in yanı sıra birçok profesör, dekan ve asker var mezunlar arasında. Müdür Karabağ, okulu o günlere döndürebilmek için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyor. l ASLIHAN LODİ C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear