25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 MART 2015 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan, ne olduğu belirsiz başkanlık sistemi kurmak için 330 vekil bulursa iyi olmaz 5 Özal: Taksici ‘babanın yarısı olsan yeter’ dedi LEYLA TAVŞANOĞLU İç Güvenlik Paketi ve ‘Çakallar’ Muhalefet partileri, geçen hafta TBMM Genel Kurulu’nda iç güvenlik paketinin görüşmelerini engelleyebilmek için her yolu denedi. Bugüne kadar ağırlıklı olarak iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında yaşanan “sataşma” gerekçesiyle söz alma hakkını, bu kez muhalefet milletvekilleri birbirlerine sataşarak kullandı. Tutanak düzeltme istemi de muhalefetin en sık kullandığı taktiklerden biriydi. HDP’li Sebahat Tuncel, bir önceki birleşimde AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’a “Mustafa Delitaş” dediğini belirterek, bu ifadesinin tutanaklardan çıkarılmasını isterken gerekçesini de şöyle açıkladı: “AKP hükümetinin çalışma koşullarını bu kadar yoğun yapması, aslında sağlıklı bir tartışma ortamının olmaması, sürekli kavga gürültünün olması, içtüzük ve hukukun sürekli ihlal edilmesi ister istemez dil sürçmesine de neden oluyor.” MHP’li Erkan Akçay da bir önceki gün yaptığı konuşmada MHP’nin politikalarını ve ilkelerini ortaya koymaya çalışırken “bizim partimizin pergelinin sivri ucu” dediğini anımsatarak, tutanaktaki ifadesinin düzeltilmesini istedi: “Bunu ‘pergelimizin sivri ucu’ veya ‘partimizin pergelinin sivri ucu’ olarak değiştirme gereği duyuyorum. Malumunuz, pergelin sivri ucu, Hazreti Mevlana’nın da ifade ettiği gibi hayatın, politikanın, anlayışın, zihniyetin merkezinin neresi olduğunu ifade eder.” HDP’li Hasip Kaplan, görüşmeler sırasında kullandığı “Çakallara lanet olsun” ifadesinin tutanaklardan çıkarılmasını istedi: “Bir eleştiri yapılırken maksadı aşan bir durum olarak onu daha çok iki ayaklılar için düşündüğümüz bir kavram olarak geçiyor. Onun için onun çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Hayvan hakları savunucularını incittiğimi düşündüm.” CHP’li Mustafa Moroğlu, AKP’li Recep Özel’le ilgili olarak “Recep Özel kardeşim” diye hitap ettiği ifadenin tutanaklardan çıkarılması talebinde bulundu. Moroğlu, nedenini ise şöyle açıkladı: “Recep Özel, yaptığı davranıştan ötürü özür dileyinceye kadar Recep Özel’e kardeşim denmesini doğru bulmuyorum.” Görüşmeler sırasında bazı milletvekilleri Trabzon’un kurtuluş yıldönümünü kutladı. Oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı da “Bir Trabzonlu olarak ben de payıma düşeni aldım, ayrıca teşekkür ederim” deyince, HDP’li Sırrı Süreyya Önder duruma tersten yaklaştı: “Bırakın düşman bayram etsin, sizden kurtuldu diye....” Yeni parti kurma çalışmalarına hız veren Ahmet Özal. Önümüzdeki haftalarda TBMM’de en az 50 milletvekilliği olan bir grup kurmakta kararlı. Türkiye’de gerçek demokrasi oturmadan ülkenin hiçbir yere varamayacağı görüşünde. Bir de siyasilerin gündemi boş konularla işgal edecekleri yerde halkın aş, iş gibi gerçek sorunlarına eğilmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Yeni kurmakta olduğunuz AnaPar’ın şansını nasıl görüyorsunuz? Göründüğü kadarıyla sizi 7 Haziran seçimlerine sokmak istemiyorlar. A.Ö. Bunun hiç önemi yok. Bu seçime biz ittifaklarla gireriz. Ortalıkta bir sürü parti var. Onlarla görüşmelerimiz sürüyor. Haziran seçimlerini çok önemsiyorum. Çünkü gerek yurtdışındaki durumu, komşularıyla, AB’yle olan ilişkileri itibarıyla artık Türkiye’de büyük bir değişim gerekiyor. Sürekli televizyonları izliyorum. Hep Suriye, Gazze, meseleleri konuşuluyor. Halkan hiç söz eden yok. Orta direk diye bir şey kalmadı. Bu da beni çok rahatsız ediyor. Türkiye’nin gerçek sıkıntıları, halkın durumu tartışılması gerekirken dönüp dolaşıp bu konulara odaklanıyoruz. Hükümetin gündemlerinin peşinden gitmek yerine gündemleri kendimizin yaratmamız lazım. Yeni parti kurma çalışmalarına hız veren Ahmet Özal, gündeme ilişkin arkadaşımız Leyla Tavşanoğlu’nun sorularını yanıtladı. özüm sürecinin ne olduğunu kimse bilmiyor’ En çok da üzerinde durduğum konulardan birisi çözüm süreci. Çözüm sürecinin ne olduğunu kimse bilmiyor. Türkiye’nin geleceğiyle ilgili 72 milyonu ilgilendiren bir konuda ikiüç kişi konuşup, anlaşıp imza atamaz. Kimsenin böyle bir yetkisi yok. Artık yapılanların şeffaflaşması lazım. İkincisi, anlaşma ne olursa olsun bunun referanduma sunulması gerekir. Bunun kararını TBMM bile veremez. Bunların hepsini ben Diyarbakır’da canlı yayında dile getirdim. Türkiye’nin yedi özerk eyalete bölünüp federasyon olmasına karşıyım. Bu model Türkiye’yi parçalar. Doğu, Güneydoğu değil, Batı parçalar. Çünkü Batı zengin bölge. Aynı hareketleri İspanya, İtalya, Belçika’da da görüyoruz. Bugün Doğu’da referandum yapın. Yüzde 95 ayrılmaya hayır der. Onlar özerkliğe bile karşı. Eğer Batı Türkiye’den bölünürse Orta, Doğu, Güneydoğu Anadolu aç kalır. Tayyip Erdoğan hep, “Ben Özal’ın devamıyım” diyor. İzlediği politikalarla Özal’ın nasıl devamı olabiliyor? A.Ö. Tayyip Erdoğan’ın yetişme tarzıyla babamınki çok farklı. Babam 38 yıl devlet memurluğu yapmış, bürokrasiden yetişmiş, devlet umarı görmüş bir kişi. Tırmanarak müdürlük derken başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı’na kadar yükselmiş. Tayyip Bey de babam gibi çalışarak okumuş. Ama o siyasete 16, babam ise 56 yaşında girmiş. Babam esas olarak siyasetçi değil, bürokrat. Tayyip Bey siyasetin içinden geldiği için, siyaseti daha iyi biliyor. Bu tablo karşısında Türkiye dünyada tek ‘Ç ‘7 Haziran seçimleri çok önemli’ Siz 2002’de siyaseti bırakmıştınız. Neden yeniden siyaset yapmaya karar verdiniz? A.Ö. 7 Haziran seçimlerini Türkiye için çok kritik olarak görüyorum. AKP, çözüm süreci; başkanlık modeli; ne olduğu belli olmayan bir sistemi kurmasına yarayacak 330 milletvekilini bulursa bunun Türkiye için çok iyi olacağını düşünmüyorum. Erdoğan ABD başkanlık sistemine öykünüyor ama orada başkanı çok sıkı denetleyen Temsilciler Meclisi ve Senato var. O zaman ne olacak? başına yaşayabilir mi? A.Ö. Yaşayamaz. Ortada bir çözüm umudu da görünmüyor. Türkiye’nin dış politikasının kötüleşmesinin başlangıcını Dışişleri Bakanlığı döneminde Ahmet Davutoğlu’na bağlıyorum. O dönem açıkça Suriye Devlet Başkanı Esad’ın devrilmesinin istendiği telaffuz edildi. Bu bir kere uluslararası hukuka aykırı. Bir devlet başka bir devletin devlet başkanını devirmek için nasıl faaliyet gösterir? Yarın Fransa, “Türkiye Cumhuriyeti devlet başkanının devrilmesini istiyoruz” dese ne cevap vereceksiniz? Bunun TCK’de yaptırımının olması lazım. Kimi internet sitelerine göre bu ayın sonuna kadar TBMM’de 50 milletvekilinizin olacağını söylemişsiniz. Bu doğru mu? A.Ö. Bir kere TBMM’nin üçte ikisi değişecek. Sadece bir partide değil, Meclis’teki bütün A.Ö. ABD’deki sistemi bizde oturtmak kolay değil. Bir kere uzlaşma kültürü gerekir. Uzlaşma kültürü bizde asla yok. Eğitim ve gelir seviyesinin yüksek olması lazım. Milletvekilleri başkanın değil, halkın seçtiği vekiller olmalı. Malatya halkı beni bağımsız olarak seçti. O dönem Mehmet Ağar da Elazığ’dan bağımsız seçilmişti. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bir gün bana, “TBMM’de halkın seçtiği iki milletvekili sizlersiniz” dedi. Milletvekillerini halk seçtiği zaman demokrasiye geçebilirsiniz. partilerde bu olacak. Vekillikleri düşecek olanlar şu anda yeni parti arayışı içine girdiler. Biz ekip olarak tek başımıza değil, Meclis dışındaki diğer siyasi partilerle de, sağ sol ayrımı yapmadan, rahmetli babamın dört eğilimi gibi, herkesi kucaklayan, Türk, Kürt, Alevi, Sünni ayrımı asla yapmayan bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz. Mart seçim için belirleyici aydır. Çünkü seçimlerden önceki son üç ay önemlidir. Biz martın ortasına doğru ciddi çalışmalarımıza başlayacağız. Ondan önce de bizim mutlaka oluşturacağımız bir milletvekilleri grubu olacak. Hedefim Türkiye’de bugün var olan kutuplaşmayı kırmak. Anadolu’da nereye gidersem gideyim bana şu soru soruluyor: “Rahmetli Özal gibi olacak mısınız?” Geçenlerde bir taksi şoförü, “Abi babanın yarısı olsan bana yeter” dedi. Artık insanların birliğe, beraberliğe özlem duyduğu açık. Artık hiç kimse kavga istemiyor. TBMM personeline ‘tweet’ cezası Gezi Direnişi’nin ardından hükümet sosyal medya sitelerini hedef tahtasına koyarken; kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan pek çok memura bugüne kadar sosyal medya siteleri üzerinden yaptığı paylaşımlardan ötürü soruşturma açıldı. MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri de TBMM Başkanlığı’na sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında ceza verilen personel bulunup bulunmadığını sordu. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut 2013 ve 2014 yıllarında sosyal medya siteleri üzerinden yaptığı paylaşımlar nedeniyle hakkında disiplin işlemi yapılan personel hakkındaki bilgileri açıkladı. Yakut’un verdiği bilgiye göre TBMM’de sosyal medya paylaşımları 2013 yılında 6, 2014 yılında da bir personelin başına dert oldu. TBMM Başkanlığı disiplin işlemlerinin şikâyet üzerine yapıldığını belirtirken, personeli şikâyet edenlerin 5’ini milletvekili, 2’sini de vatandaşlar oluşturdu. 2013 yılında “ilave yardımcı” unvanında TBMM’de görev yapan bir personel hakkında sosyal medya paylaşımları nedeniyle bir vatandaşın şikâyeti üzerine soruşturma açıldı. Soruşturmanın konusunu, bir belediye başkanı ve bir milletvekiline karşı saldırgan bir tutum sergileyerek hakaret ve tehdit ettiği suçlaması oluştururken, soruşturma kapsamında ilgili personele 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması ve aylıktan kesme cezası uygulandı. 2014 yılında da danışman kadrosunda çalışan 5 personel ve “dağıtıcı” unvanıyla görev yapan başka bir personel hakkında da sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma açıldı. Soruşturmanın konusunu Twitter hesabı üzerinden Başbakan’a ve milletvekillerine hakaret içeren ifadelerin kullanılması oluştururken, soruşturma kapsamında danışmanlara uyarma ve kınama cezaları verildi. TBMM’de dağıtıcı olarak görev yapan personel hakkında da sosyal paylaşım sitesi Instagram üzerinden kıyafet satışı yapması nedeniyle soruşturma açılırken, soruşturmanın ardından ilgili personele herhangi bir ceza verilmedi. ‘Türkiye tek başına yaşayamaz’ Emine, Ben galiba bir yanlış yaptım. Ciddi bir yanlış. Bunu kimselere, senden başka hiç kimseye söyleyemem. Bilal’e bile... Söyleyemem, çünkü söyleyecek olsam, bu milletin yarısı mal bulmuş mağribi gibi üstüne atlar; lafı orasından burasından çekiştirip hakaret filan eder. E herkese de hakaret davası açamam ki... Bunun mahkeme harcı var, avukat parası var. Bir düşünsene kaç para tutar. Asıl o zaman sıfırlamış oluruz yani... Öteki yarıya, yani benimkilere de söyleyemem. Aralarına sızmış bir avuç hain dışındakilerin hiçbiri “ben” ve “yanlış” kelimelerini yan yana düşünemez. Yani onlar için bu bir çeşit şey olur... Şey... Hani oskimorton... Yok okismoron... Yok böyle de değildi... Omiksoron... Iıh... Nasıldı lan o laf ?.. Van minüt Emine, van minüt... Bir yere not ettiydim, şimdi bulacağım... Hah işte buldum: oksimoron olur. Yani “sıcak buz”, “köşeli daire” gibi... Veyahut “muhafazakâr liberal” filan gibi... Yok, yok sonuncu yanlış oldu. O benim. Oskimoron değil yani... Sıcak buz’la, köşeli daire iyiydi... Evet kalkıp “Ben bir yanlış yaptım” desem benim taraftaki yüzde 50 inanmaz, şiddetle itiraz eder. Sen bile mektubun başlığını okuyunca hemen “Estağfurullah bey, o ne biçim laf. Hiç senden yanlış sadır olur mu” demedin mi ? Evet, Emine, ben de biliyorum, benden yanlış sadır olmaz. Ama içim içimi yiyor. Sanki bu defa bir yanlış yapmışım gibi... Mesele şu Emine... Ben ne zaman Köşk’e, yani Ben Galiba Yanlış Yaptım Emine... Saray’a çıktım? Ağustosta değil mi ? Hatırlarsın, o günlerde aramızda konuşmuştuk: “2015 Haziranı’nda seçim yaparız. O seçimde anayasayı değiştirecek milletvekili çoğunluğunu elde eder ve başkanlık sistemini getiririz. Ben başkan olurum, sen de First Lady” demiştik değil mi? First Lady memleketteki bütün kadınlar içinde “bir numaralı kadın” manasına geliyor, biliyorsun. İşte Emine, benim Başkanlık da, senin First Lady’lik de öyle tereyağından kıl çeker gibi olmayacak; hatta söylemeye dilim varmıyor ama belki de hiç olmayacak. Bunu nereden çıkarıyorum? Çok yerden Emine. Çok yerden. Yani çok işaret, çok emare var. Bir kere ben Saray’a çıktığımdan beri milletvekilleri benim kontrolümden çıktı. Salı günleri artık onlara ben seslenmiyorum, Ahmet de beni taklit ederek konuşmaya kalkıyor ve tabii olmuyor. Tamam, ben Saray’da her gün yok bakkalları, yok esnafları, yok muhtarları toplayıp konuşuyor ve kurdumu döküyorum. Yarın istersem nalburları, öbür gün nalbantları toplar konuşur; milletimin özlediği o meşhur hitabet sanatımı gösteririm. Ama onların siyaseten pek kıymeti harbiyesi yok. Kıymeti harbiyesi olanlar ise meselâ Merkez Bankası Umum Müdürü, onu koruyup kollayan bizim bebe Ali, Batman Kürdü Mehmet, hatta siyaseten mütekait olmuş Bülent sanki kös dinliyorlar. Halbuki ben şimdi başbakan olaydım, yani başbakan kalaydım bunu göze alabilirler miydi? Tamam, daha bir süre burda Saray’dayım. Ama Haziran 2015’te benim parti yeni anayasa yapacak ve böylece başkanlık sistemini getirecek kadar milletvekili kazanamazsa ne olacak? Anlıyorsun değil mi? Daha da vahimi Emine, yeni seçilecek milletvekillerinin hepsinin benim sözümü dinleyeceklerinin garantisi var mı? Tamam, adaylar belirlenirken “Sayın cumhurbaşkanımızın, yani ebedi genel başkanımızın görüşlerine de başvuruldu” gibi resmi açıklamalar yapılacak ama ben bu Ahmet’in de, etrafındaki bazı bakanların da kendi bildiklerini okumak istediklerinden, kendi kanatlarıyla uçmaya niyetlendiklerinden ciddi olarak şüpheleniyorum. Yani seçilen bizim parti milletvekillerinin içinde çok sayıda çürük elma çıkması, benim değil Ahmet’in sözünü dinleyenlerin bulunması ihtimali de ciddi olarak var. Abdullah’ın sanki üstüne vazifeymiş gibi Başkanlık sistemi üstüne bana laf çarptırmasına değinmeyeceğim bile. O ip artık ebediyyen koptu. Koptu çünkü ben bana kazık atanı affetmem, üstüne çizerim. Onu zaten çizmiştim. Şimdi “çift çizgili Abdullah” oldu yani... Ama Emine benim yaptığım yanlış burada değil. Ben Kürtler üstüne yanlış hesap yaptım. Mesele bu. Ben Öcalan’ı İmralı’dan çıkarır Diyarbakır’da filan bir villaya yerleştirir, ev hapsi altında rahatlatırım. O da silahları susturur, PKK’yı (Şunu “PKK’yi” diye yazanlardan nefret ediyorum) dağdan indirir, iş olur biter hesabı yaptım. Bu hesap artık bana pek doğru gelmiyor Emine. Bu Kürtler seçime parti olarak giriyorlar ve bize çalışan şirketler bile barajı aşmalarına kıl payı kaldı diyorlar. Bu ne demek anlayabiliyor musun Emine? Al eline kalemi hesapla. CHP iki puan artırsa, bence üç dört de artırabilir ama diyelim iki puan artırdı, 140 hatta 145 milletvekili çıkarır mı? Çıkarır! MHP de yüzde 13’den yüzde 16’ya çıkmış, 17’yi zorluyor, diyorlar. (Kim deme, bize çalışan şirketler Emine, yani bizimkiler.) E o da 65 milletvekiliyle gelir mi Meclis’e? Gelir! Kürtlere gelinceeeee... İşte uykularımı kaçıran bu. HDP barajı aşarsa 6065 milletvekili ile geliyor. Hepsi de Güneydoğu’da bizim kazandığımız milletvekilleri üstelik. Al şimdi eline kalemi Emine. 5, 5 daha 10, 5 daha 15. 5’i yazarız. Elde bir. 6, 6 daha 12, 4 daha 16, 1 de elde var etti 17. 7’yi yaz elde 1. 1, 1 daha etti 2. Onu da yazarız. Ne çıktı Emine? 275. Eeee? Meclis’in hepsi kaç: 550. Haydi bakalım anayasayı değiştir, Tayyip Erdoğan’ı Başkan yap, “bal gibi” başkan olsun... Şimdi anladın mı? Ben galiba bir yanlış yaptım. Haziran’dan sonra göstermelik başkan olarak kalırsam, sabah akşam, muhtarlara, esnafa, bakkala, nalbura, nalbanta seslenir ve sadece onlara seslenebilirsem... Offf, Emine of, ben galiba bir yanlış yaptım. Farkında mısın First Lady? Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı, Fırat Kozok, Selda Güneysu parlamentokulisi@gmail.com Traktörle başvuru CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, Mersinli çiftçi Kemal Öncel ile birlikte traktörle CHP Genel Merkezi’ne gelerek aday adaylığı başvurusu yaptı. AA / GÖKHAN BALCI DSP seçimlere parti olarak girme kararı aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP, 7 Haziran’da yapılacak seçimlere parti olarak girme kararı aldı. DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, yaptığı yazılı açıklamada, DSP’nin parti olarak, bütün seçim bölgelerinde milletvekili genel seçimine gireceğini duyurdu. Partiye milletvekili aday adaylığı başvuruları, 31 Mart 2015 Salı günü sona erecek. Adaylardan bin lira başvuru ücreti alınacak. Partinin internet sitesinden alınacak başvuru formları, genel merkeze teslim edilecek. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear