23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 ‘Merkez’in bağımsızlığı TÜSİAD’ın yeni Başkanı Cansen Başaran Symes yaptığı ilk açıklamada, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını önemsediklerini vurguladı ve “İş dünyasının kafasını karıştıran gelişmelerin bir an önce sonlandırılmasını diliyorum” dedi. Ekonomi Servisi Faiz indirimi konusunda son dönemlerde başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet kurmaylarından Merkez Bankası’na dönük açıklamaları eleştiren Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, iş dünyası olarak büyümenin temelinde istisnasız olarak üretkenliği gördüklerini belirterek “Ne para politikasının, ne maliye politikasının ortauzun dönemli büyümeye katkısı söz konusu olamaz” dedi. Bu politika araçları, yani makro ekonomik politika alanının iş yapmanın, yatırım yapmanın, istihdam yaratmanın ve inovasyonun sadece ortamını oluşturabileceğini vurgulayan BaşaranSymes, makro politikaların büyüme için gerekli koşullar olduğunu, ancak kesinlikle yeterli koşullar olmadığını, dolayısıyla bu alanlarda en doğru politika seçiminin bile ancak sıradan, vasati bir büyümeyi sağlayabileceğini vurguladı. Kriz esnasında, bu klasik politika setinin dışına çıkıp makro ihtiyati tedbirlerin de uygulamaya konulduğunu anımsatan Başaran Symes, merkez bankalarının geleneksel olmayan bir seri hedef ve aracı kullanmaya başladığını, Türkiye örneğinde de bunun tecrübe edildiğini ifade etti. TÜSİAD ve Dünya Bankası işbirliği ile düzenlenen “Küresel Ekonomik beklentiler 2015: Mali Hareket Alanı Yaratmak ve Kullanmak” başlıklı konferansın açılışında konuşan Cansen Ayhan Başaran Symes, TÜSİAD olaBaşaran Köse rak daha önce de vurguladıklaSymes rını, merkez bankalarının refah yaratamayacağını ve ana görevlerinin fiyat istikrarı olduğunu anlatarak “Burada belki gündemle ilgili bir tespit yapmak lazım. Bağımsız kurumlarımızın bağımsızlığını TÜSİAD olarak önemsiyoruz. Bu kurumların bağımsızlığının Türkiye ekoPaketler nomisi için önemini burada bir kez dauygulanmalı Dünya Bankası Türkiye Ülha altını çiziyoCansen Başaran Symes, ke Direktörü Martin Raiser, rum. Bu konu art arda açıklanan dönüşüm 2015’te Türkiye için enflasda TÜSİAD’ın paketlerini, hükümetin orta yonun yüzde 6.2, büyümegörüşü hiçbir ya koyduğu reform iradesini ve nin ise yüzde 3.5 olmasısöyledi. şartta değiş Türkiye’nin başlıca yapısal so nı beklediklerini “Küresel Ekonomik runlarını tespit açısından önemli meyecektir. bir adım olarak gördüklerini söy Beklentiler 2015: Mali Dolayısıyla ledi. Başaran Symes, “Kalkınma, Hareket Alanı Yaratmak ülkemizde rekabet ve makro istikrar reform ve Kullanmak” konferanson dönem alanlarında eylem planları içeren sının açılışında konuşan küresel ekonomide bu yönde dönüşüm paketlerinin bir an ön Raiser, nin ağır aksak ilerlediğice hayata geçmeli. Paketler ol ki, kamuoyuduğu kadar, bu paketlerin en et ni, halihazırdaki büyüme nun, iş dün kili yöntemlerle hayata geçme oranlarının geçmişin daha yasının kafa si son derece önemli. Dönüşüm da altında olduğunu, küresını karıştıran paketlerinin doğru önceliklen sel büyümenin yüzde 3’e gelişmelerin dirilmesi ve etkili uygulama yaklaşacağını düşündüklerini kaydetti. Mali koşulların de bir an önce sıyla içinde bulunduğu ülke Türkiye üzerinde yaratacagrubundan kendini ayrışsonlandırılması tırıp yeniden yüzde 56 ğı etkinin tam net olmadığını şahsen ve TÜ bandında bir büyüme nı aktaran Raiser, Türkiye’de birtakım iyileştirmeler yapıldığıSİAD olarak dilidüzeyine ulaşabinı ancak Türkiye’nin halen dış filir” dedi. yorum” değerlendirmesinde bulundu. önemli, kafa karıştırmayın’ IMF 2016 için İnce Çizgi... Barkın Şık, yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgiyi atladığımız için bugün aramızda yok... Aynı kentte gazetecilik yapmadığımız için çok şeyler paylaşılmış ortak anılarımız yok. Sadece gazetecilik tutkusunu içinde barındıran insancıl, değerleri olan, duyarlılığı yansıtan gözlerindeki gülüşü, karşısındakinin gözünün içine içine bakışı bilincime kazılı. İki gündür yaşamı paylaşmış arkadaşlarından duyduklarım, işte o bakışın içindeki dili okuyamama ile başlayan, insan olma hallerimize ilişkin kayıplarımızın dökümü olabilir... Yolda yürürken başkalarına çarpanlardan, başkalarının haklarına gözel koyup, bağırarak, suçlayarak haklı çıkmaya kalkışanlardan, günümüz dünyasında işini bilenlerden, zeytinyağı gibi hep üstte kalmayı becerenlerden olamadan yaşamak, ayakta durmak giderek zorlaşıyor... Gezi Direnişi sırasında, en ağır polis saldırısı, gaz, su bombardımanının ardından çadırı önünde yapışıp kalmaya kararlı bir direnişçinin, kuşak, yaşıttaşının kendileri ile ilgili değerlendirme yaptığı sözcüklerinin anlamını bana daha bir çarpıcı anlattı gibi geliyor... Ayağını çamurlu toprağa bastıra bastıra, sizlerle çok etkilendiğim için birkaç kez paylaştığım şu sözcükleri kullanmıştı: “Bizi ezdiler ezdiler, kene gibi bu toprağa yapıştırdılar. Artık kendimi bu toprağa yapışmış bir kene gibi hissediyorum, söküp atamazlar...” Medya gücünün, silahlı güçten çok daha etkili kullanıldığı, “Algı yönetimi ile kitlelerin güdülenmesi sanatından..” söz edildiği bir dünyada, bu gücün en profesyonel, acımasızca kullanılmasında dünyada olumsuz anlamda birinci sıralara yükselmiş ülkemizde, kirlenmede başı çeken medyamızın çarklarının işleyişi koşullarında, bir genç gazetecinin kimliğini, değerlerini, onurunu koruyarak ayakta durabilmesinin nerede ise olanaksız olduğu o ince çizgiyi, ne zamandır yitirdik? Hani bir üst görevde yargı temsilcisi yargıçların cüzdanları ile hukuk arasında nasıl ezilip kaldıklarını anlatmaya çabalamıştı ya? Bu ülkenin düzen çarklarının işletilmesinde, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, bağımsız, halkın gerçekleri öğrenme hakkına saygılı gazetecilik.. sınırlarının içinde kalınmasına izin vermeyen, İktidarları, evrenseli içinde, birbirinden kirli güç odakları var ya... Barkın Şık, o insancıl gülüşünü kirletmemek uğruna mı aramızdan ayrıldı? Işıklar içinde yatsın... HHH AKP İktidarlarının 13 yıllık icraatları döneminde işçi haklarını aramada anlamlı ilk yasal grevin başlamasının ilk gününde gelen grev yasağının ülkemize özgü, rejimi demokrasi olabilen ülkelerde benzeri olamayacak trajik anlamını “İki fotoğraf karesi” başlıklı yazımla sizlerle paylaşmaya çalışmıştım. Almanya ve ülkemizde ikisi de metal işkolundan grev fotoğraf karelerinin benzer algılanmasının gerçekle en ufak bir ilişkisi olamayacağını vurgulamıştım. Ne de olsa Almanya’da geçerli rejim, sendikal örgütlülükler, sosyal devletten son yıllarda çok anlamlı kayıplara karşın hâlâ demokratik hukuk devleti kuralları içinde işliyordu. Alman metal işçileri sözleşme masasında alamadıkları haklar için, başarılı olabileceklerine inandıkları zaman dilimleri içinde grev haklarını, silahlarını kullanabiliyorlardı. Olumsuz gelişmeler bağlantılı günübirlik uyarı grevi yapmışlardı... Önlerinde çok uzun soluklu pazarlık gücüne yetecek sayısız yaptırım hakları olacaktı. Bizde 12 Eylül’ün mirası yasaklı anayasa ve yasalar sayesinde grev hakkı sadece çok zorlu bir yetki düzeni sonrası, pazarlık masasının bir dizi yasaklarından sonra, yine çok etkisiz bir yaptırım gücü, silahı haline indirgenmişti. Kamu grev yasakları, genel grevdayanışma grevleri silahlarının tümden yok sayılmalarını saymıyorum bile. Zar zor bir avuç işçi için alınabilen yetkilerle, pazarlık masalarında işçi sendikalarının gücünün yok sayıldığı bir noktaya gelinmişti. Öyle olduğu için de sözleşme, sendikal haklar düşmanı İktidarları döneminde benim anımsadığım anlamlı bir grev uygulaması hiç yaşanmadı. Özel sektörde birkaç işyeri için sözleşme masasının kilitlenmesi sonrası alınabilmiş grev kararlarını da İktidarları, hükümet trajik komik bir gerekçeyle, “kamu yararı, halk sağlığını tehdit” gerekçelendirmesiyle, “erteleme” başlıklı, özünde grev hakkını gasp eden yasa maddesiyle ortadan kaldırmıştı. Uzun bir süreç sonrasında yargıdan bu kararı geri döndürebilseniz ne olacak ki? İşkolunun diğer sendikaları ile çoğunluk işçi için sözleşmeler yürürlükte, arada işçinin çalışma hakkı üzerinden oynanacak oyunlar, baskıları varın siz düşünün. Bize özgü asıl tuzak yasal oyunları kamuoyu göremeyecek bile... Sendika ve işçinin üretim ilişkileri içinde en güçlü oldukları süreçler için grev hakları yok ki... Sözleşme masasında haklarını alamadıklarında ya takvime bağlı sınırsız greve, ağır bedel ödetilmeye zorlanacaklar ya da sözleşme yetkisi, hakları boşa düşecek. Unutulmuş sendikal hakları düzeni içinde bu yasal yasakların anlamını, işçiler ve sendikalar için bedellerini anlatabildiğimi bile sanmıyorum... Metal işçilerinin ülke ve dünya emek hareketinden dayanışma gücü alarak direnme çabaları öylesine özel ve anlamlı ki... kötümser Martin Raiser Herkesi zor bir dönem bekliyor nansmana bağlı olduğunu vurguladı. Raiser, gelişmekte olan ülkeler için kriz öncesine göre daha zor bir dönem olduğunu aktaran Raiser, “Türkiye yapısal reformları hayata geçirmeli ve bunları kalıcı hale getirmeli” dedi. Konferansta Küresel Ekonomik Beklentiler: Mali Hareket Alanı Yaratmak ve Kullanmak Raporu’nu da açıklayan Dünya Bankası Kalkınma Beklentileri Direktörü Ayhan Köse, tüm dünyada ciddi hayal kırıklıkları gördüklerini anlatarak “Zorlu bir dönem bizi bekliyor” dedi. Dünya Bankası Grubu’nun yayımladığı Küresel Ekonomik Beklentiler raporuna göre ise yüksek iç borcu veya enflasyonu olan ülkelerin, büyümede yaşanabilecek bir yavaşlamayla başa çıkmak için kullanabileceği para politikası seçenekleri sınırlı. Bu ülkelerin öngörülebilir gelecekte büyümeyi destekleyecek mali teşvik tedbirleri uygulaması gerekebilir. Bazı gelişmekte olan ülkelerde özel sektör borcu son yıllarda önemli oranda artış gösterdi. l Notu düşürdü IMF’nin 910 Şubat’ta İstanbul’da düzenlenecek G20 toplantısı öncesi yayımladığı rapora göre, Türkiye gibi dış finansmana ihtiyaç duyan ülkeler proaktif politikalar uygulamalı. Ayrıca, Türkiye, Brezilya, Güney Afrika ve Hindistan’ın mali konsolidasyonu yüksek enflasyon ve dış borçlanma nedeniyle sürdürmek zorunda olduğu vurgulandı. Raporda “Finans piyasalarına yönelik aşağı yönlü riskler, petrol ihracatçısı ülkelerin ödemeler dengesindeki olası kırılganlıklarla katlandı. Avro Bölgesi ve Japonya’daki durgunluk, deflasyon endişeleri ve jeopolitik gerilimler ciddiyetini korumaya devam ediyor” ifadelerine yer verildi. Raporda, yeni ticaret anlaşmalarının parçalanmaya neden olmaması uyarısında bulunulurken Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı, Trans Pasifik Ortaklığı ve Hizmetlerin Serbestleştirilmesi Anlaşması (TISA) gibi girişimlerin şeffaf bir yaklaşımla sürdürülmesi çağrısı yapıldı. IMF, son 7 ayda yüzde 55’e yakın değer kaybeden petrol fiyatlarını, enerji teşvik ve vergilerine yönelik reformlar için önemli bir fırsat olarak nitelendirirken kaldırılan teşviklerin bütçe açıklarını azaltmak için kullanılması gerektiğini savundu. Çipras’a S&P’den kötü haber Beyaz et devi iflas etti Ekonomi Servisi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P) Yunanistan’ın kredi notunu “B”den “B”ye düşürdü, “negatif” olan kredi görünümünü teyit etti. 29 Ocak’ta Yunanistan’ın kredi notunu negatif izlemeye alan S&P, not indiriminin gerekçesini şöyle açıkladı: “Yeni hükümetin yapacağı anlaşmaların zamanlamasına ve başarısına ilişkin potansiyel belirsizlikler, kredi çıkış riskini artırırken, yatırımları ve vergi uyumunu zayıflattı.” Borç yükü yurttaşın sırtında McKinsey’e göre son 7 yılda Türkiye’nin borcu yüzde 28 artarken, borç artışı diğer ülkelerden ayrışarak kamu borcu odaklı değil, özel sektör ve hanehalkı borcundaki artışla büyüyor. Ekonomi Servisi Türkiye, uluslararası finansal danışmanlık şirketi McKinsey’in “Borç ve Ödemeler” başlıklı raporuna göre, en borçlu ülkeler liginde 47 ülke arasında 38’inci oldu. En borçlu gelişmekte olan ekonomiler sıralamasında ise 12’nci sıraya yerleşti. Türkiye’nin yükselen ekonomiler arasında hanehalkı borç/gelir oranı artışında 5’inci sırada olduğu da belirtildi. 20072014 verilerini kapsayan rapora göre bu süreçte Türkiye’nin toplam borcu yüzde 28 arttı. 2014 itibarıyla Türkiye’nin borç/milli gelir oranı yüzde 104 seviyesinde bulunuyor. Türkiye’nin borç artışı diğer ülkelerden ayrışarak kamu borcu odaklı değil, özel sektör ve hanehalkı borcundaki artışla büyüyor. Türkiye’nin 20072014 döneminde, özel sektör borcu yüzde 22, hanehalkı borcu yüzde 10, finans sektörü borcu ise yüzde 11 arttı. Raporda, gelişmekte olan ülkelerde borcun yüzde 22’sinin yabancı yatırımcılar tarafından finanse edildiği belirtildi. Raporda “Macaristan, Endonezya, Peru ve Türkiye’de yabancı yatırımcılar ödenmemiş bonoların yüzde 40’ından fazlasına sahip. Bu, yabancı yatırımcıların fonlarını, ABD’de faiz oranlarının artması gibi dış olaylara tepki olarak çekmeleri durumunda daha fazla risk oluşturabilir. Dış kreditörlerin borcu yeniden yapılandırmaları da daha zor olabilir” denildi. Hasan Süel Vodafone, Dijital Operasyon Merkezi’nin açılışı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer ile Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcıları Hasan Süel, M. Sinan Kızıldağ, Pınar Kalay ve Selçuk Karaçay’ın katıldığı törenle gerçekleştirildi. Girdiği ekonomik kriz nedeniyle 2012 sonunda 200 milyon liraya yakın borcu nedeniyle iflas erteleme başvurusunda bulunan beyaz et sektörünün en büyük firmalarından olan Şeker Piliç iflas etti. Ekonomi Servisi Şeker Piliç ve Yem Sanayi Ticaret AŞ adına Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada “İflasın ertelenmesi talepli davanın duruşması Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılmıştır. Duruşma sonucu mahkemece Şirketin iflasına karar verilmiştir” denildi. 55 yıl önce kurulan Türkiye’nin beyaz et devi Şeker Piliç, satış için önce Torunlar Gıda ile masaya oturmuş ancak gelen hacizler nedeniyle masadan kalkmak zorunda kalmıştı. Ardından Banvit ile görüşmeler başlarken, sürece ilişkin açıklamalar ya pan Şeker Piliç ortakları Ali Bor ve Osman Bor, buraya gelişte en büyük etkenlerin ise Maliye’nin ödemediği KDV alacakları, ekstra enerji maliyetleri, finans kuruluşlarının sektöre karşı olan tutumu ve geçirdikleri yangın ve sel felaketleri olduğunu belirtmişlerdi. Çipras: Boğun eğmeyeceğiz Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Avrupa turundan sonra ülkesinin kemer sıkma politikaları konusunda AB üyelerinden daha fazla emir almayacağını söyledi. Çipras’ın Yunanistan’ın, gelecek haftaki Eurogroup toplantısında mevcut yardım programıyla ilgili hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceği vurgulanıyor. Çipras “Yunanistan artık emir almıyor, özellikle de eposta şeklinde gönderilenleri. Artık hocalarının ev ödevlerini dinleyen acınası bir AB üyesi değil” diye sert çıktı. Euro Bölgesi maliye bakanları 11 şubatta program dışı Yunanistan ile ilgili toplanacak. Tayfun Acarer Vodafone operasyona 24 milyon TL yatırdı Ekonomi Servisi Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcı Hasan Süel, 24 milyon lira yatırımla kurulan dijital operasyon merkezini hayata geçirdiklerini; önümüzdeki dönemde de teknoloji, hizmet ve sosyal alandaki yatırımlarının devam edeceğini söyledi. Vodafone Türkiye’nin İstanbul Küçükyalı’da toplam 16 bin 500 metrekare alanda kurduğu merkezde 1350 kişi istihdam ediliyor. Süel, “24 milyon lira yatırımla kurduğumuz dijital operasyon merkezi, aynı zamanda afet ya da deprem gibi durumlarda acil yönetim merkezi olarak da konumlandırılmış durumda. Böylece uzaktan müdahale yaparak abonelerimize kesintisiz hizmet vermiş olacağız” dedi. KISA... KISA... l ABD’li teknoloji mağazaları zinciri Radioshack battı. Hisselerinin önemli bir bölümünün satışı için Amazon ile görüşmeler yaptığı belirtilen şirket dün iflas koruma başvurusunda bulundu. Bank Asya’da ortaklar dava açacak Ekonomi Servisi Eski Bank Asya Genel Müdürü Ahmet Beyaz, banka yönetiminin iki gün önce Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınmasını “geçici bir durum” olarak değerlendirirken, ortakların yönetim hakkını almak için Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açacağını belirtti. Beyaz, istenilen belgelerin temininin ardından, ortakların yönetim hakkını geri alacağını ve genel müdür olarak görevine tekrar döneceğini düşündüğünü söyledi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) aralık başında A tipi hissedarlarla ilgili bilgiler istediğini belirten Beyaz, bu dokümanların hazırlanması için yeterli zaman vermediğine dikkat çekti. Süre uzatım taleplerinin kabul edilmediğini söyleyen Beyaz, 4 Şubat tarihinde ortaklardan yüzde 58’nin belgeleri hazırlamış olduğunu ifade etti. l Standard & Poor’s, gelişmekte olan ülkelerdeki şirketlerin borçlarının 20152019 arasında yaklaşık 578 milyar dolar olmasının bekliyor. l Bakanlar Kurulu, inşaat malzemelerinden, hırdavata, manikürpedikür malzemeleri ve törpülerden, küçük mutfak aletleri ve kırtasiyeye kadar birçok ürünün ithalatına yüzde 25 ek vergi getirdi. l Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, aralık ayında kesilmeyen elektrik faturalarını ocakta kesen elektrik şirketlerini uuyardıklarını ve şirketlerin de bunu telafi edeceklerini söyledi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear