23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 10 HABERLER CUMHURİYET 15 ŞUBAT 2015 PAZAR Psaki: Obama 3 Müslüman gencin öldürülmesine sessiz kaldığı eleştirilerini kabul etmiyor ABD’den Erdoğan’a sert yanıt Dış Haberler Servisi ABD’nin Kuzey Carolina eyaletine bağlı Chapel Hill kasabasında üç Müslüman gencin öldürülmesine tepkiler sosyal medyada başlayıp Amerikan yönetimi ve medyasını sessiz kalmakla itham eden bir kampanyaya dönüşmüşken, Başkan Barack Obama’nın 72 saat sonra açıklama yayımlamasına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Obama’ya neredesin Başkan diyorum...” çağrısının yol açtığı iddialarına Washington’dan sert yanıt geldi. ABD Dışişleri Sözcüsü Jen Psaki, “başta Obama olmak üzere Amerikalı yetkililerin cinayetlere sessiz kaldıkları eleştirilerini kesinlikle kabul etmediklerini” söyleyerek şöyle dedi: “Dualarımız ve düşüncelerimiz kurbanların aileleri ve dostları ile birlikte. Chapel Hill toplumunun acılı ailelere gösterdiği destek bizi derinden etkiledi. Olay elbette ki araştırılıyor. Ancak hiç kimse Bakan Kerry’nin, bu binada çalışanların, insan olarak, kayıplar ve aileleri için neler hissettiklerini sorgulamamalı.” Psaki, “Erdoğan’ın sözlerine ne diyeceksiniz” sorusuna da, “Az önce söylediklerimi” yanıtı verdi. Psaki, “Yani Erdoğan’ın eleştirilerini kabul etmiyor musunuz” sorusunu “Doğru” diye yanıtladı. bama ‘Amerikalı gençler’ dedi 23 yaşındaki diş hekimliği öğrencisi Deah Barakat, 21 yaşındaki eşi Yusor Ebu Salha ile 19 yaşındaki kız kardeşi Razan’ın öldürülmeleri Amerika’daki Müslüman toplumu O “tek yürek” haline getirirken, 11 Eylül saldırıları sonrası oluşan “ayrımcılık” vakalarından sonra ilk kez bu denli güçlü ve örgütlü bir tepki ortaya konulmasına vesile oldu. Sosyal medyada çığ gibi büyüyen eleştiriler yetkilileri ve Amerikan basınını hedef aldı. Obama olaydan 72 saat sonra yaptığı yazılı açıklamada cinayetleri kınarken, “Amerika’da hiç kimse, kim olduğu, görünüşü veya ibadet şekli nedeniyle hedef alınmamalı” diyerek kurbanların yakınlarına başsağlığı diledi. Amerikan Başkanı, gençlerin Müslüman olmasını özel olarak anmadan şöyle dedi: “Bu genç Amerikalıların cenazesindeki çok büyük katılımda gördüğümüz gibi hepimiz tek bir Amerikan ailesiyiz. Ne zaman aramızdan biri vaktinden önce bizlerden alınırsa, onların nasıl yaşadığını hatırlayacağız. Kurbanlardan Yusar’un sözleri bizlerin yaşantısına ilham olmalı: Amerika’da büyümek bir nimet. Nereden geldiğiniz fark etmez. Birçok farklı yerden, farklı geçmişten ve dinden gelen birçok farklı insan var ama burada hepimiz biriz.” Erdoğan perşembe günü Güney Amerika turunda yaptığı açıklamada, Obama ve diğer ABD’li üst düzey yetkilileri öldürülen Müslüman gençlerle ilgili sessiz kalmakla suçlayıp “Böyle bir olay karşısında sessiz kalırsanız, dünya da size karşı sessiz kalır” demişti. DAVUTOĞLU: BONZAİ BAHÇELİ, MOLOTOF KILIÇDAROĞLU ilistin soruşturmaya katılmak istedi Filistin hükümeti, Ürdün asıllı Filistinli olan üç genç nedeniyle soruşturmaya müdahil olmayı talep etti. Filistin Dışişleri Bakanlığı Hicks’i “Nefret dolu bir ırkçı ve Amerikalı aşırılıkçı” diye nitelerken olayın Amerika’da Müslümanlara yönelik tehlikeli ayrımcılığa işaret ettiğini kaydetti. Fotoğraf: AP F Paket sadece bonzaiye engelmiş ORDU/ GİRESUN (Cumhuriyet) Başbakan Ahmet Davutoğlu, kamuoyunun büyük tepkisini çeken İç Güvenlik Paketi’ni bonzai ile savundu. “İç Güvenlik Paketi’nde bonzai kullananlara da uyuşturucu muamelesi yapılacak” diyen Davutoğlu, “Eğer Meclis’te bu yasayı engellemeye kalkarlarsa onların hepsine ‘bonzai taraftarları’ diyeceğiz, Bonzai Bahçeli, Bonzai Kılıdaroğlu, Molotof Bahçeli, Molotof Kılıçdaroğlu; unvanları bu olacak” ifadesini kullandı. Davutoğlu, çözüm süreci için de silahlı mücadeleden tümüyle vazgeçildiğine ilişkin iradeyi görmek istediklerini söyledi. Ordu’da Kemal Yazıcıoğlu Spor Salonu’nda düzenlenen partisinin il kongresinde konuşan Davutoğlu, muhalefeti sert bir dille eleştirdi. Polisin silah kullanma yetkisini artıran, vali ve kaymakamlara OHAL yetkileri veren İç Güvenlik Paketi’ne sahip çıkan Davutoğlu, paketin bu hafta görüşüleceğini söyledi. Paketin özgürlükleri kısıtladığı eleştirilerine yanıt veren Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş... Eğer paketi okuduysanız, söyleyin, nerede sizi rahatsız eden ne var? Ama Pensilvanya’dan gelen talimatla hareket ediyorsanız o sizin bileceğiniz bir şey. Nedir bu pakette olan? Molotofkokteyli ile kimse gösteri yapamayacak. Bunun nesine karşı çıkıyorsun Kılıçdaroğlu ya da Bahçeli ya da Demirtaş? Siz ne yaparsanız yapın bundan sonra toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak isteyen herkes yapacak. Ama molotofkokteyli kullanmak isteyen varsa o meydana giremeyecek” dedi. Kılıçdaroğlu için “Gezi provokatörü” ifadesini kullanan Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu’nu anladık Gezi provokatörü ve olayları çıkaranlardan biri. Bahçeli sen de mi molotofkokteylini savunuyorsun? ” diye konuştu. Katilin evi cephanelik gibi Cinayetin faili 46 yaşındaki Craig Stephen Hicks ile kurbanlar arasında uzun süredir bir park kavgası olduğu iddia ediliyor. Hicks’in eşi ve semt sakinleri üç gencin misafir otoparkına sürekli park etmesi nedeniyle gerilim yaşandığını ve zanlının gençleri daha önce de tehdit ettiği aktarıyor. Amerikan medyasına göre asosyal ve etrafında pek sevilmeyen Hicks’in evinden adeta bir “cephanelik” çıktı. Evde yapılan aramada üçü tabanca ve birisi askeri tipte AR15 olmak üzere yedi tüfek toplam 13 silah ile çok sayıda mühimmat bulundu. Yerel polis birinci dereceden üç cinayetle suçlanan Hicks’in motivasyonunun “nefret suçu”na girip girmediği olasılığını araştırıyor. Kurbanların aileleri ise park kavgası tetiklemiş olsa da olayın bir “nefret suçu” olduğunu söylüyor. Eleştiriler üzerine yerel polisin dışında FBI da “nefret suçu” dahil federal yasaların ihlal edilip edilmediğini tespit etmek için paralel soruşturma başlattı. Ancak hukukçular bu vakada “nefret suçunun” ıspatlanmasının çok zor olduğuna dikkat çekiyorlar. Amerika’da federal bir suç olan “nefret suçu” için Hicks’in gençleri dinleri, ırkları yahut ulusal kökenleri nedeniyle öldürdüğünü ıspatlanması gerekiyor. Kuzey Carolina eyaleti yasalarında özel olarak bir “nefret suçu” bulunmazken “etnik tehdit” kategorisi yer alıyor. Kılıçdaroğlu Gezi provokatörü ‘Nefret suçu’nu ıspatlamak zor Çözüm için silahtan uzaklaşsınlar Beyaz Saray önünde cenaze namazı Müslümanlar, cinayete dikkat çekmek için dün Beyaz Saray önünde namaz kıldı. Sosyal medyada çığ gibi büyüyen eleştiriler yetkilileri ve Amerikan basınını hedef aldı. Öte yandan Suriye ve Filistinlilere yardımlarıyla tanınan gençlerin gittiği üniversitede, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar için başlattıkları yardım kampanyasını tamamlayabilmeleri için bağış kampanyası başlatıldı. Çözüm süreciyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu şöyle devam etti: “Türkiye’de artık hangi görüş olursa olsun, demokratik siyaseti benimsemesi ve silahlı mücadeleden veya silahlı yöntemlerden tümüyle uzaklaşması lazım. Bu açık iradeyi görmek arzusundayız. Bu açık irade ortaya çıktığında Türkiye’de demokratik siyasetin alanı da genişleyecek, her şey çok daha rahat şartlarda konuşulur hale gelecek.” MHP LİDERİ HABERİMİZİ DEĞERLENDİRDİ: Dün yaşamını yitiren Kaynak, MİT ajanı olarak çok sayıda aydının cezaevine girmesine neden olmuştu İstanbul Haber Servisi Eski MİT mensubu, iktisatçı, yazar Prof. Dr. Mahir Kaynak, 81 yaşında İstanbul’da tedavi gördüğü askeri hastanede dün sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Kaynak’ın cenazesi pazartesi günü Ataşehir Mimar Sinan Camii’nde, öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek. Geçen yıl kısmi felç geçiren Kaynak’ın, önceki gece evinde rahatsızlanarak hastaneye kal dırıldığı belirtildi. Kaynak, 1934’te Gaziantep’te doğ du. Kuleli Aske ri Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1953’te Kara Harp Okulu’nu bitirdi. Subay olarak çalıştığı dönemde İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. 1967’de askerlikten ayrılarak İÜ İktisat Fakültesi’nde asistanlık yapmaya başladı. Bu dönemde Milli İstihbarat Teşkilatı’na girdi. 1980’e kadar MİT mensubu olarak çalışan Mahir Kaynak, iktisat profesörüydü. Kaynak, 1993 yılına dek Gazi Üniversitesi’nde görev yaptı. Star gazetesi yazarlarından olan Kaynak, çok sayıda kitaba da imza attı. Kod adı: Fakülteli landığı dava 1971 yılında açıldı. Davada başyazarımız İlhan Selçuk, Altan Öymen, Ali Sirmen, Bülent Tanör, İlhami Soysal ve Doğan Avcıoğlu tutuklu yargılandı. 2 Ekim 1974’te sonuçlanan davada tüm sanıklar beraat etti. Kaynak, MİT tarafından kimliği açıklanınca, sıkıyönetim mahkemelerinde tanık olarak dinlendi. Kaynak, kimliği açıklandıktan sonra da 1980 yılına kadar analizci olarak MİT’e çalışmaya devam etti. Kaynak, Cumhuriyet Dergi’nin Yayın Yönetmeni Miyase İlknur’un “İlhan Abi” isimli kitabında, bilgileri “Fakülteli” kod adıyla MİT’e nasıl aktardığını ayrıntılı olarak anlatıyor: “1967 yılında Devrim Ocakları’nda tanıdığım Hıfzı Kaçar, bir ihtilal örgütü kurduklarını ve beni de buna dahil etmek istediklerini söyledi. Teklifi kabul ettim ve durumu Milli İstihbarat Teşkilatı’na bildirdim. Bundan sonra teşkilatın muhtelif zamanlarda toplanarak mevcut hükümeti devirmek için hazırlıklar yaptılar. Bunların hepsini tanıyorum. Hükümeti devirmek hazırlıklarını büyük çoğunluğundan duydum. Oradaki konuşmaları da bazen kendimize has usullerle teyp ile tespit ettim... Ben bandla konuşmaları tespit ederken, onlar istihbarata karşı önleme tedbiri olarak radyo, teyp, pikap gibi müzik aletlerini bulunduruyordu... Dosyada mevcut 41 sayfalık rapor daha önce yine dosyada mevcut muhtelif tarihlerde ‘Fakülteli’ rumuzu ile tarafımdan verilen raporların özetidir.” Silahları açıklasın SELDA GÜNEYSU ANKARA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İç Güvenlik Paketi’nin Meclis Genel Kurulu gündemine gelmesinin ertelenmesinde “AKP’nin MHP ile ittifak yapacağı” iddialarına sert tepki gösterdi. “Bu tam bir AKP densizliğidir” ifadesini kullanan Bahçeli, “Kimse haddini aşmamalı, MHP’yi İmralı canisinin mesafesine almamalıdır. Bu utanç verici bir düşüncedir, büyük bir terbiyesizliktir. Bizi İmralı’da yaşayanla aynı kabın içerisine girdirmek, o manada yorumlamak, bir klasik AKP densizliğidir” diye de uyardı. Bahçeli, gazetemizde önceki gün yayımlanan “Cihatçılara topçu desteği” haberini de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın aday olmak için istifasına işaret ederek, esprili bir dille, “O bölgede neler olduğunu bilmek için ‘Sır Küpü’ne ihtiyaç var, o da siyasete atıldı, ne yapalım?” şeklinde değerlendirdi. Bahçeli, önceki gün akşam yemekte gazetecilerle bir araya geldi. Bahçeli’nin sorulara verdiği yanıtlar şöyle: İP’ye ‘Atatürkçülük’ eleştirisi: Yılların MarksistLeninist bir siyasi kurumu, son zamanlarda, büyük bir Atatürkçü olarak ortaya çıktı. Ayın 15’inde de (bugün) İşçi Partisi “Vatan İçin Birlik” temel sloganıyla yeniden yapılandırmaya çalışılıyor. Milliyetçiler, halkçılar, solcular, muhafazakârlar orada. Bu kadar gelişmenin olduğu, ortam bulanık bir su halini almışken, biz bunların içerisinde, şu bardaki saf suyu nasıl bulandırıp çıkartacağız? Seçimlerde ‘şaibe’ kaygısı: Çok ciddi kaygımız var. MHP’nin sandık görevlileri, görevlerini tam olarak yapamadı, yapmadılar. Her partide böyle bir kayıp var. MHP’nin Nevruz’da kongre kararı: 21 Mart Nevruz Bayramı’dır. Yeni bir gün, yeni bir diriliş… “Yeni bir Türkiye” değil. Kaynak, MİT ajanı olarak çok sayıda aydının cezaevine girmesine neden oldu. Madanoğlu Cuntası davası olarak bilinen dava, Kaynak’ın verdiği bilgilere dayandırılmıştı. Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu’nun da yargı Madanoğlu davası Soner: Çalışmaları raporlamanın ötesindeydi Kaynak, gazetemiz yazarı Şükran Soner’le karşı karşıya geldiği Habertürk televizyonundaki programda ise şöyle konuşmuştu: “Bazıları bana ‘ajan provokatör’ sıfatını kullanıyorlar. Bu tamamen yanlıştır. Provokatör bir işi yapmaya niyeti olmayan kimseleri bu işe ikna eden ve sonra onları ihbar eden kişidir. Olayda böyle bir durum yok... Ben MİT görevlisi olarak işimi yaptım. Ama bu işi aile ilişkilerine karıştırmadım.” Şükran Soner’in anlatımları ise Kaynak’ın çalışmalarının raporlamanın ötesinde geçtiğini gösteriyor: “Mahir Kaynak o derece aktifti ki benim evimde düzenlediğim evlilik yemeğimi bile kadınlarla erkekleri ayrı yerde toplayarak sonradan rapor edeceği bir toplantıya çevirdi. Yemeğe İlhan (Selçuk) Ağabeyi, Raif Ertem, Ali Sirmen ve Cengiz Ballıkaya’yı davet etmiştim. Mahir Kaynak bana kendi evine de misafirler geldiğini, eşimle birlikte benim yemeklerimle konuklarımı aşağıya kendi evlerine aldıklarını, ancak hep erkek olduğunu, benim de kendi karısıyla birlikte çocukları da alıp yukarı bizim eve çıkmamı istemişti. Onun konukları da Cemal Madanoğlu ve arkadaşlarıydı. Sonradan bu toplantı 12 Mart’ın ünlü Madanoğlu davasının ilk gizli örgüt toplantısının belgesi oldu. Şunu da düşünmek gerekir, ihbar ettiklerinin hepsi sonradan beraat etti. O dönemde yapılmak istenen, 1961 Anayasası ile ortaya çıkan ve giderek hızlanan toplumsal uyanışın önlenmesi, rayından çıkarılmak istenmesiydi. İhbarlar, tertipler bunun için yapıldı.” C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear