25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 22 Aralık 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: İLKNUR FİLİZ 6 lhan Abi dahil, biz eski Cumhuriyetçilerin, Balbay diye seslendiğimiz Mustafa Balbay’ı siz okurlara anlatmanın, yeteneklerini, erdemlerini, başarılarını, yiğitliğini, ödediği bedelleri anımsatmanın âlemi olduğunu sanmıyorum. Aktif siyaseti ve siyasette de başa güreşmeyi seçtiği için bir süredir yazılarına ara vermiş olan Balbay, geçen hafta içinde 1617 Ocak olağan kurultayında CHP Genel Başkanlığı’na aday olduğunu, içeriğini partisinin Sivas kurultayında da açıkladığı bir deklarasyonla ilan etti. Artık yüzde 25’ler bandına demir atmış ve oradan kıpırdamak niyetinde görünmeyen CHP’de, genel başkanlık yarışını ancak iktidar ortağı olmak önleyebilirdi; o da olmadığına göre bu yarış kaçınılmazdı. Ülkemizde liderin karizmasının (kimi ahvalde de kerizmasının) önemini kabul etmekle birlikte, CHP’nin sorununun genel başkanın kimliğinde odaklandığını düşünmediğimden, yarışın sonucu ne olursa olsun bir şeyi değiştireceği kanısında değilim. Bu görüşüm, CHP’nin sorunsuz olduğu İ Balbay’ın ‘üç Y’ formülü kanaatinden kaynaklanmıyor, bilakis sorun vardır ve kimilerinin sandığından da çok daha derindedir. HHH Her sorunla karşılaştığında, “nasıl” yerine, hep “kim” sorusuyla güçlüğün üstesinden gelmeye çalışanlara karşı sürekli dile getirmeye çalıştığım husus, CHP’nin bir yeniden yapılanmaya, yeni bir örgüt modeline ihtiyaç duyduğudur. Bu yeni örgütlenme modeli yaşama geçirilmeden genel başkanlık koltuğuna kim oturursa otursun, pek bir şey değişmeyecek, CHP durağanlıktan kurtulamayacaktır. İlk defa bu görüşün, Balbay’ın deklarasyonunda da yer aldığını görünce, umutlandım. Partisinin iktidar olarak Cumhuriyet’in ikinci yüzyılındaki yönünü belirleyebilmesi için ihtiyacı olan hususları şöyle sıralıyor Mustafa Balbay: Yeni bir Yön / Yeni bir Yöntem / Yeni bir Yönetim. Balbay “üç Y” formülü içinde yer alan öğelerin en önemlisi yeni yöntemi şöyle açıklıyor: “Sadece bir kişi ya da grubun değil, tüm CHP kadrolarının işe koyulmasını sağlamak, çağın bütün olanaklarını seferber ederek, her alanda halkın içinde olmak ve tüm demokratik örgütlerde örgütlenmek, hepsiyle dirsek temasını geliştirmek. Bunun için tüm örgüt yapısını, bu arada üye kayıtlarını yenilemek ve güncellemek.” HHH Balbay bildirgesinde kadın ve gençlerin çağdaş bir parti için yaşamsal önemini de vurguluyor. Sanırım bu yöntemle tepeden tırnağa yenilenmiş, üye kayıtları güncellenmiş parti yeni yönünü de bu yöntemle belirleyecektir. Evet CHP, aralarında kimlik bunalımının da yer aldığı, karşı karşıya bulunduğu tüm sorunlarını bu yöntemle çözecektir. Yani, “önce yönümüzü belirleyelim, sonra ona göre yöntemlerimizi yaşama geçirir yeni yönetimimizi oluştururuz” yollu düşünmek pek doğru olmasa gerek. Partinin yönünü, iktidarın yolunu belirleyecek olan da yine bu yeni yöntemle biçimlenecek olan bütün politikaların tabandan tavana geniş katılımla oluşturulduğu yeni yapının işi olmak durumundadır. İşin özü, yeni bir Türkiye’nin ana esaslarının çizilmesi, o hedeflere varacak olan iktidarın büyük topluluklar ile birlikte yaşama geçirilmesi, yalnızca genel başkanın değişmesiyle olacak iş değildir. Gerekli olan, tüm örgütlenme modelinin değişmesidir. O bir kez gerçekleşti mi, suyun yatağını bulması gibi, hareket de liderini bulacaktır. MHP, ‘Seni en iyi biz başkan yaparız’ mı diyecek? ün, dışta oluşturulmaya çalışılan “kahramanlık efsanesi”nin çöküşünü yazmıştım. Peki iktidarın PKK kartı, MHP’yi Erdoğanlaştırmaya yeter mi? MHP’lilerin ve bu ülkenin birliğini arzulayan herkesin düşünüp karar vermesi gerekir: İktidarın, şimdi PKK ve Kürtlere karşı izlediği ağır savaş kartı, Kürtlerle bölünmeyi daha mı hızlandıracak, yoksa diğer yarımızla birliğimizi daha mı pekiştirecek... PKK’nin, sivildemokratik politika izlemek yerine, öldürme ile “hak arama”ya kalkışmasını lanetlemekle bir yere varamayacağımız açık. Ayrıca bunun bir “hak arama”dan öte, türlü çeşitli aşamalar ileri sürerek ve gerçekleştirmeye çalışarak “ayrılma”, “kendi rejiminiülkesini kurma” amaçlı olduğunu bilmek ve yazmak da bir işe yaramıyor. D Yandaştan Israil tepkisi KP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MYKY) Toplantısı’nın ardından açıklama yapan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik’in “Kuşkusuz İsrail Devleti ve İsrail halkı Türkiye’nin dostudur” sözleri üzerine hükümete yakınlığıyla bilinen Hilal Kaplan, Fatih Tezcan, Cemile Bayraktar ve Ömer Turan tepki gösterdi. Hükümete yakın yazarların twitter üzerinden paylaştığı mesajlar şöyle: Fatih Tezcan: Ömer Çelik’i çok severim ama gafını ivedilikle tashih etmelidir. ‘İsrail Devleti Türkiye’nin dostudur’ ibaresi tevil olamaz, tashih olur. İsrail Devleti Türkiye’nin hiçbir şart ve bağlamda dostu değildir! Bilakis zalim ve katildir! Bu topraklarda kimse algı operasyonu yapamaz! Cemile Bayraktar: Antisemitizm’e de, siyonist dostluğuna da lüzum yok. Müslüman mutedil olur...Son tahlilde Gazze ne derse o, Hamas’ın açıklaması Çelik’in ‘İsrail Türkiye’nin dostudur’ sözüne yandaş yazarlardan tepki geldi A İran’dan İsrail yakınlaşması yorumu: Hayra alamet değil Ö. Çelik yeterli. Ömer Turan: Kanımca, ‘dostsuz’ ifadesi Ömer Çelik’in o an şifahi olarak kullandığı şahsi ifadesi. O F. Tezcan ifade partiyi değil Çelik’i bağlar. Yazılı metin değil. Hilal Kaplan: Bırakın İsrail devletinin dostumuz olduğu ifadeH. Kaplan sini, halkının dahi dost ilan edilmesine karşıyım. Nedenlerini yazmıştım. l Haber Merkezi nkara ve Tel Aviv arasında ilişkilerin normalleşmesi için atılan adımları eleştiren Tahran, Türkiye’yi “işgalci rejimle ilişkilerinde farklı yol izlemeye” çağırdı. Haftalık basın toplantısında konuşan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Cabir Ensari, “Son günlerdeki gelişmeler, Türkiye’nin komşularıyla sorun yaşadığı bir döneme denk gelmektedir. Bu da bölge için iyi bir görüntü sunmuyor” dedi. Mavi Marmara saldırısına da değinen ve iki ülke arasındaki ilişkileri ‘inişliçıkışlı’ diye tanımlayan Ensari, “İslami devletler, İslam ümmeti ve onlarca yıl işgale kar A şı savaşan Filistin halkının haklarının kötü yönde etkilenmediği bir politika izlemeli” diye konuştu. Türkiye’nin Musul’a asker göndermesini de değerlendiren sözcü, “Terörizme karşı atılacak her türlü adım, ülkelerin milli egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek uluslararası hukuk çerçevesinde yapılmalı. Türkiye’nin Irak ve Suriye’de terörizmle mücadele için attığı her adımı, bu iki ülke yönetimiyle koordineli yapması bekleniyor. Koordinasyon olmadan atılan her adım İran açısından kabul edilir değil” yorumunda bulundu. l Dış Haberler Kurtulmuş: 4198 uçuştan D sadece 391’inin hedefi IŞİ Burada sorun, bugünkü, epey vahşi bir şekilde sürdürülen ve 200’e yakın sivilin de öldürülmesiyle süren “Kürt halkını ve toprakları PKK’den kurtarma” operasyonu sonucunda, o bölgede elde kalanın ne işe yarayacağını anlamaya çalışmaktır. Ordu ordudur, ne kadar “ihtimam” gösterse, aman sivil halk incinmesin lafı, sonuçta sadece bir masal olur çıkar. Toplamda günlerce sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentler adeta bir harabedir; yüz binler, savaş nedeniyle yer değiştirdi, ülkesini terk etti. Çocukları, ne kılıkta olursa olsun, yüzlercesi can veriyor. Bölgede bir savaş ve insani felaket yaşandığı açık. Bu hepimiz için bir utanç meselesi. PKK’lilerin, bunu istismar ederek bir kıyım yaşandığı karşı propagandasının dışında, bizim açımızdan da vahşet tablosu vardır, birinci derecede bizi ve Kürt yurttaşları ilgilendiren. Askerler, polisler de ölüyor. Bu tablonun yaratıcılarından biri ve başlıcası, şüphesiz ki RTE iktidarıdır. Elde kalan ne işe yarayacak? Çocukça palavralarla milleti kandırmaya yöneldiler derhal: Biz barışla uğraşırken onlar meğer savaş hazırlığı yapıyorlarmış! Bu masala inanan şüphesiz saf bakir Anadolulu var. PKK’nin silahlanması, bölgede kendini yönetim mekanizmalarını kurması, mahkemeleri, vergi toplaması, silahlanması vb. hepsi biliniyordu, yazılıp çiziliyordu. İktidar PKK’nin silahlanmasına karşı güvenlik güçlerini durduruyordu. Ne için, oy için... Ayrı bir yönetim kuracak kadar izin ver, sonra büyük bir savaş başlat. Barışla topladığın oyu, şimdi ise savaşla da topla! Siyasi tercihler ve oyunlar bu kadar acımasız. Oysa yazdık hep: Kürt meselesi AKP’nin değil, bu ülkenin temel meselesidir, ne olacaksa milletin çoğunluğunca olmalı, parlamentoda tartışılmalı vb.. Ama RTE ve adamları Kürt meselesinin yağını balını yemek için milletten hep kaçırdı. CHA Rusya’nın uçuşları tek tek sayılmış ükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un Bakanlar Kurulu’nun ardından yaptığı açıklamalar Rusya’nın Suriye’ye yaptığı operasyonları tek tek saydığını ortaya koydu. Kurtulmuş, “Rusya’nın 4 bin 198 uçuşundan 391’i DAEŞ hedeflerine olmuştur” dedi. Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Suriye’de bulunan tarafların varlık sebeplerini IŞİD’in meşrulaştırdığını dile getiren Kurtulmuş, “Sadece Rusya’nın, son zamanlarda yaptığı sortilerden, 4 bin 198 uçuştan 391’i DAEŞ hedeflerine olmuştur. Geri kalanı ılımlı muhalifler ve Suriye vatandaşlarını hedef almıştır” dedi. Başika’daki Türk askeri varlığının bir kısmının “belli bir noktaya çekildiğini” dile getiren Kurtulmuş, çekilme kararı ile “Irak merkezi hükümeti ile Türkiye arasında sorun yaşanmasına engel olundu. Teyakkuz halinde olduğunu ifade etmek isterim” dedi. İsrail ile diplomatik ilişkilerin normalleşmesine ilişkin anlaşmanın nihai noktaya gelmediğini dile getiren Kurtulmuş, “Türkiye 3 temel şartın vazgeçilmez olduğunu açıklamıştır. Olumlu istikamette cereyan ettiğini ifade etmek isterim. Pozisyonumuzda değişiklik yoktur. Görüşmeler siyasi noktaya taşınacaktır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet İktidar ve elindeki savaşbarış kartı Ellerindeki “Kürt Kartı”nın bir yüzünde “barışsüreç” vardı, bu sürecin sandıksal meyvelerini yiyip tükettikten sonra derhal kartın ikinci yüzündeki savaşı çevirdiler. Şimdi MHP’liler, iktidarın adeta kaybettiği toprakları geri almak için bölgede fil gibi tepinip durduğunu bilmeyecek kadar cahil, vurdumduymaz, her şeyden habersiz mi ki, Erdoğanlaşacaklar ve ona başkanlık yolunu açacaklar?.. Cezalandıracaklarına... Tablo kötü mü kötü. Bırakın savaşın vahşet tarafını. Sonuçta Türk’üKürdü birbirinden ayırma politikasına karşılıklı hizmet eden bir fotoğraf var. Türk ile Kürdün birbirine düşmanlığını daha da artıran bir sonuçtan, kendisine milliyetçi diyecek bir politik anlayışın neden memnun olacağını, biri bana izah etsin. Bahçeli, nutuk atıp durur, ama son tahlilde RTE’nin en büyük kurtarıcısı olur. Partisinin büyük oylar kaybetmesi pahasına. Örneğin 7 Haziran ve 1 Kasım seçim sonuçları. MHP, Kürt ve Türk’ün birliğinin şampiyonu olmalı! Bu amaca yönelik politikalar için 7 Haziran’da iktidar bile olmalıydı. Ama MHP’yi egemen olan politikasızlık, küçük ve arkaik düşüncedir. Şimdi Genel Başkanlığa aday olacakların politikalarını görelim. Yoksa RTE’ye, seni en iyi biz başkan yaparız mı diyecekler?! Düşmanlığın neresi milletseverlik? H Sanıktan tehdit M altepe Gülsuyu Mahallesi’nde Eylül 2013’te uyuşturucu çetelerine karşı düzenlenen yürüyüşe saldırarak Hasan Ferit Gedik’in ölümüne neden olan sanıkların yargılandığı davada “örgüt lideri” olmakla suçlanan sanık Zafer Turhan, Gedik’in yakınlarını ve avukat Özgür Yılmaz’ı “Dışarı çıkınca göstereceğim” diyerek tehdit etti. Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, 7 tutuklu ve 6 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı. Dava hakkında gizlilik kararı verildiği için duruşmaya basın mensupları ile izleyiciler alınmadı. Duruşmada söz verilen sanık Zafer Turhan, 2 yıl 6 aydır çete üyesi olmaktan tutuklu olduğunu belirterek, “Bakıldığında bizlerin çete olmadığı, terör örgütü mağduru olduğumuz bellidir. Adliyeye yapılan silahlı saldırı, bir kişinin polis kıyafetiyle mahkeme önünde Zirve katliamında 42 kişiye takipsizlik ALİCAN ULUDAĞ H. Ferit Gedik keşif yapması, tuvalette bulunan silah olaylarına bakıldığında karşı taraf terör örgütüdür ve biz de bu örgütün mağduruyuz” dedi. Tahliye taleplerini reddeden mahkeme, duruşmayı erteledi. Duruşmadan önce Kartal’daki adliye önünde toplanan 10 kişi basın açıklaması yaptı. Oturma eylemi yapan grubu çevik kuvvet yaka paça gözaltına aldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Sorun engellendi’ CHP İstanbul’a iki kadın aday Hafta sonu yapılacak kurultayda il başkanlığı için 20’den fazla isim geçiyor ALİ AÇAR alatya Cumhuriyet Başsavcılığı, Zirve Yayınevi katliamına ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında aralarında gazeteci yazar Hulki Cevizoğlu, eski Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu’nun da bulunduğu 42 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi. Malatya’da 18 Nisan 2007’de Zirve Kitabevi basılarak, biri Alman ikisi Türk üç Hıristiyanın boğazları kesilerek öldürüldü. Katliamın failleri olarak Emre Günaydın, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalandı. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un da aralarında bu M lunduğu çok sayıda kişi hakkında dava açıldı. Cinayette rolleri olduğu iddia edilen diğer şüpheliler hakkında ayrı soruşturma yürütüyordu. Savcı Mehmet Özel, bu soruşturmayı tamamladı. Özel, aralarında Sabah Gazetesi muhabiri Ömer Adıyaman, Emre Günaydın’ın babası Mustafa Günaydın, ilahiyatçı Zekeriya Beyaz, emekli Orgeneral Hasan Iğsız, gazeteci yazar Hulki Cevizoğlu, MHP Malatya İl Genel Meclisi Üyesi Ruhi Polat, Fatih Hilmioğlu, Sinan Aygün, ilahiyatçı Şahin Filiz, Abdurrahman Küçük, dönemin Tanık Koruma Daire Başkanı Ali Uzuner ve ekibinin bulunduğu 42 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi. l ANKARA ‘Şartlar değişmedi’ HP İstanbul İl Başkanlığı’nın bu hafta sonu Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleştireceği kurultayda İl Başkanlığı için 20’den fazla Uluğ adayın ismi geçiyor. Ali Fatinoğlu, Necdet Saraç, Gökan Zeybek, Kenan Sönmez ve gazeteci Koza Yardımcı resmi olarak adaylıklarını açıklarken Süleyman Çelebi, Berhan Şimşek, Müslim Sarı, Çetin Soysal, Kenan Sönmez ve Kadir Gökmen Öğüt de delegelerin nabzını tutuyor. Ayrıca Oğuz Soydan, Seyfullah Beysülen, Şerdil Odabaşı, Yüksel Mansur Kılıç, Cemal Canpolat, Cemil C Ekşi, Ali Mutlu Köylüoğlu, İrfan Karacan, Mehmet Karlı ve Rıza Akpolat’ın da isimleri başkan adaylığı için geçiyor. Aday olmayacağını açıklayan Murat Karayalçın yönetiminde Basın Sorumlusu olarak görev yaYardımcı pan Nimet Elif Uluğ’a da adaylık için baskı olduğu konuşuluyor. CHP tarihinde hiç kadın il başkanının olmaması tartışılırken Elif Uluğ, “Siyasetin toplumu kutuplaştırdığı bir ortamı ancak kendi şehrinde bir kadın il başkanı sonlandırabilir” dedi. Bir başka kadın aday olan Koza Yardımcı ise hedefi İstanbul’u yeniden sosyal demokratların kalesi haline getirmek olarak açıkladı. Yüksel kazandı CHP İzmir’de, 18 saatlik kongre maratonunun galibi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da desteğini alan Parti Meclisi Üyesi Alaattin Yüksel oldu. Yüksel 281 oy alırken rakibi Nevzat Kavalar 269 oyda kaldı. l HAKAN DİRİK / İZMİR ARA GÜLER’e özür borcu... >> Baştarafı 1. Sayfa’da talep ettiği, bu talep üzerine kendisine randevu verilerek Erdoğan’ın Kısıklı’daki konutunda çekimin yapıldığı bilgisi yer alıyordu. Haber doğruydu elbette, ama “Usta’yı ‘Ara’ ki bulasın” şeklinde haksız ve eleştirel bir başlıkla sunulmuştu. Dünyaca ünlü bir fotoğraf sanatçısının ülkenin Cumhurbaşkanı’nın fotoğraflarını çekmek istemesi de, bu çekimin yapılmış ol ması da gayet anlaşılır ve doğal bir durumdur. Buna karşın, her gün şikâyetçi olduğumuz toplumun giderek kamplaştırılması, en insani ve doğal olayların, tutumların ve çalışmaların bile bu kamplaşma bağlamında değerlendirilmesi tuzağına, zaafına ne yazık ki biz de düştük. Bu nedenle Ara Güler’e açık bir özür borcumuz var. Yaptığımız bu yanlış nedeniyle özür dileriz. Cumhuriyet C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear