25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 22 Aralık 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN 10 Karaca 1 yıl sonra hâkim karşısında AKP’nin elinde patlayan bölgesel emelleri ış politika hayali senaryolara ve önü arkası iyi düşünülmemiş hayalperest ataklara uygun bir alan değil. AKP iktidarı bunu nedense zor yoldan öğrenmeyi seçti. Sonuçta kaybeden Türkiye oldu. AKP ise destekçilerine, büyük iddialarına rağmen, niçin geri adımlar atmak zorunda olduğunu izah etmek gibi bir durumla karşı karşıya şimdi. Hatalı politikalar nedeniyle Türkiye bugün kendisini Suriye’de frenleyen Rusya, Irak’ta da kendisini frenleyen ABD ile karşı karşıya kaldı. Moskova ve Tahran’ın Türkiye’ye karşı Irak üzerindeki etkisini de burada göz ardı edemeyiz. Rusya sayesinde Suriye masasında kendimize çok önemli bir yer bulamayacağımız kesinleşti gibi. Güvenlik Konseyi’nin son Suriye kararı ile bu konuda Amman ve Riyad’da sürdürülen çalışmalar da, Türkiye’nin bu krize çözüm arayışlarında sadece “ikincil” bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP iktidarının, Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta yaşadığı son krizlere getirmeye çalıştıkları izahatlar ise, her zamanki gibi, gerçeklerle uyumlu değil, hatta bir noktadan sonra trajikomik. Örneğin Ankara, Bağdat’ın Başika’ya konuşlandırmaya çalışılan Türk askerlerinin bölgeyi derhal terk etmesi çağrılarının arkasında Rusya ve İran’ı görüyor. Peki, o zaman buna niçin “en yakın müttefiki” sayılan ABD de karşı çıktı? Başkan Obama niçin Erdoğan’a telefonda, “Irak’taki askerlerinizi geri çekin ve bu ülkenin egemenlik haklarına saygı gösterin” diye çağrıda bulundu? Ankara şimdi bu çağrıya uymanın gerekçesini “krizi daha da büyütmeme arzusuna” bağlıyor. Hürriyet’e konuşan “üst düzeyli bir yetkili” ise şu sitemde bulunmuş: “Krizi büyütme niyetimiz yok. 1600 askerle mi Irak’ı böleceğiz? Irak’ta aralarında Avustralya’nın da olduğu 20’ye yakın ülkenin askeri var. İran’ın, Irak’ın neresinde kaç askeri var belli değil. Türkiye’ye haksızlık yapılıyor.” Ancak soru yanlış. Asıl sorul D ması gereken şunlardır: Bu kadar farklı ülkenin Irak’taki askeri varlığı ciddi bir duyarlılık yaratmazken Türkiye’nin az sayıdaki askeri varlığına bu kadar itiraz niçin geldi? Mesele niçin BM Güvenlik Konseyi’ne kadar taşındı? Türkiye’yi ister Irak’ta, ister Suriye’de olsun, bu konuma düşüren temel faktörler nedir? Bölgeye hangi sinyalleri verdi ki, kendisini bugün bu durumda buluyor? Bunun gerçek sebeplerini, iddia edildiği gibi, salt dış etkenlerde mi aramalıyız? Yoksa bunları “öngörüsüzlük” ve “ciddi hesap hatalarını” da içeren bir dizi iç faktörlerde de mi aramak lazım? Örneğin, Ankara’nın “Yeni Osmanlıcılık” öykünmeleri ve açıkça yaptığı “Sünni yandaşlığı” AKP iktidara gelene kadar bu konularda son derece dikkatli davranmış olan Türkiye’yi bugün zor durumda bırakan başlıca faktörlerin arasında sayılabilir mi? Hatalı politikalar nedeniyle bölgede büyük ölçüde etkisiz kalmış olmanın ortaya çıkardığı ihtiyaç nedeniyle şimdi İsrail ile ilişkiler alelacele düzeltilmeye çalışılıyor. Yanlış anlaşılmasın, bu ilişkilerin düzeltilmesinde yarar var. Bunu başından beri savunuyoruz. Fakat AKP bu noktaya istediği için gelmedi. Elinde olsa İsrail ile ilişkileri tümden kesip çoğu Arap ülkeyle aynı hizaya gelerek Tel Aviv’deki büyükelçiliğimizi kapatırdı. Ancak gönlünde yatan aslanlar hep “reelpolitik” duvarına tosladı. Ankara şimdi, İsrail’den başlayarak bölgede yaktığı köprüleri tek tek yeniden inşa etmek gibi zaman ve büyük çaba alacak olan bir durumla karşı karşıya bulunuyor. Bu ise AKP için birçok konuda geri adımlar atmasını gerektirecek. Türkiye’yi tekrar bölgesinde hak ettiği noktaya getirmek için bu yollardan zorunlu olarak geçecek. Başta dediğimiz gibi, AKP iktidarı, ne hikmetse, dış politikanın temel gerçeklerini zor yoldan öğrenme konusunda hep ısrarcı oldu. Tüm bölgesel emelleri elinde patladıktan sonra bu gerçekleri görmeye başladı. ahşiye örgütü iddialarına yönelik yürütülen soruşturmada, kumpas kurdukları öne sürülen ve hakkında yokluğunda tutuklama verilerek kırmızı bülten çıkarılması talep edilen firari sanık Fethullah Gülen’in de arasında bulunduğu 9’u tutuklu 33 sanığın yargılanmasına bugün İstanbul Adliyesi’nde başlanacak. Aynı soruşturma kapsamında geçen yıl 14 Aralık’ta gözaltına alınarak tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca da 1 yılın ardından ilk T kez hâkim karşısına çıkacak. Tahşiye örgütü iddialarına yönelik yapılan soruşturmada kumpas kurulduğu öne sürülen kişiler hakkında soruşturma yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı, 33 kişi hakkında iddianame düzenlemişti. İddianamenin bir numaralı sanığı olan ve yokluğunda tutuklama kararı verilen Fethullah Gülen ile iki numaralı sanığı Karaca’nın “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “zincirleme res mi belgede sahtecilik”, “nitelikli iftira” suçlarından 70 yıl 10 aydan 235.5 yıla kadar hapsi isteniyor. Soruşturma kapsamında tutuklanan eski Emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse’nin de arasında bulunduğu 7’si tutuklu 31 sanığın ise “silahlı terör örgütüne üye olmak“, “zincirleme resmi belgede sahtecilik” ve 32 kişiye “iftira” suçlarından 63 yıl 4 aydan 228 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. l İSTANBUL / Cumhuriyet Hidayet Karaca Silivri Cezaevi önündeki Umut Nöbeti devam ediyor M İT TIR’ları haberi nedeniyle tutuklu bulunan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanması üzerine başlatılan “Umut Nöbeti”ni Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Sevgi Akarçeşme, Samanyolu Haber Tv Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar ve gazeteci Ruhat Mengi devraldı. Nöbet için dün Silivri Cezaevi önüne gelen Metin Yıkar burada yaptığı açıklamada, “ Toplum özgür olmayınca maalesef üretim de duruyor. ArGe yapmakta zorlanıyorsunuz. Bilim üretmekten zorlanıyorsunuz. Sanatçılar artık eskisi gibi üretemiyorlar. Çünkü insanların kafalarında bir şey var bir baskı ortamı var. Bu nöbetin özgürlüklerin yeniden gündemde tutulabilmesi, bütün gazetecilerin özgürlüklerine kavuşması ve dışarı çıkarılması, insanların kendilerini huzurlu hissetmelerine bir katkı olacağımı umut ediyorum”dedi. Dışardakiler de hapis Metin Yıkar ğindeki parti heyeti, Silivri Cezaevi önünde nöbet tutan gazeteciler için “Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Çadırı” kurdu. Nöbet tutacak gazetecilerin, soğuk ve rüzgârdan korunmak için bundan böyle şeffaf çadırda kalacağı belirtildi. İstanbul MilletveCHP’LİLER ÇADIR KURDU CHP kili Ali Şeker önderli Hasan Cemal ve Tuğçe Tatari’nin kitaplarının toplatılmasına itiraz Altıok: Utanç Türkiyesi azeteciler Hasan Cemal ve Tuğçe Tatari’nin kitaplarının toplatılmasına tepki gösteren CHP milletvekili Zeynep Altıok, gazetecileri tutuklayanların düşünceye ne denli karşı olduklarını çağ dışı ve baskıcı uygulamalarıyla gösterdiğini belirterek “Daimi bir yozlaşma hedefleyerek sorgulamayan, diktaya biat eden bir toplum yaratmak için sansür üstüne sansür yağdırıyorlar. Kendilerine karşı darbe yapılacağı paranoyasıyla hem gerçekleri yazan gazetecileri tutuklamaya devam ediyor, hem de kitapları yasaklıyor ve suç delili ilan ediyor. Utanç Türkiyesi’ndeyiz” dedi. l Haber Merkezi G Ruhat Mengi, “Bugün Can Dündar ve Erdem Gül içeride hapisteler. Bizler de dışarıda hapisiz. Çünkü bir gazetecinin elinden, köşesinin, televizyon programlarının alınması, özgür şekilde haber yapamaması, özgür habercilik yapan gazetecilere de saldırılması ve burun kemiklerinin kırılması, üstelik bunu yapanların ödüllendirilmesi, biz gazeteciler için aynı şekilde hapis cezasıdır. Onlar içerideler biz ise dışarıda... Hiç fark etmiyor. Türk medyası bugün hapistir” dedi. Akarçeşme ise “Biz tarihe not düşürmek için buradayız. Tarihin doğru tarafında yer alan insanların grubunda yer almak için buradayız. Bütün gazeteciler ve hatta masum tutuklular ve mahkumlar için nöbet tutuyoruz. Bu nöbet, karıncanın ateşe su taşıması gibi. Elimizden geleni yapıyoruz. İleride bu günleri anlatırken çok şükür haklının ve hakikatin yanındaydık diyebilmek için buradayız” ifadelerini kullandı. Önceki gün de yazar Işık Öğütçü Can Dündar ve Erdem Gül için tutulan nöbete katılarak destek verdi. Öte yandan nöbeti bugün BirGün Haber Koordinatörü İbrahim Varlı ve gazetenin yazarı Erk Acarer ile birlikte İzmir’den gelecek olan gazeteci Tülay Cengiz ile çevreci aktivist Ayşe Tosuner devralacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet Medya tutuklu Önce bir okusaydınız Ö Hasan Cemal Tuğçe Tatari rgüt propagandası yapıldığı iddiasıyla kitapları hakkında toplatma kararı verilen gazeteciler Hasan Cemal ve Tuğçe Tatari, avukatları aracılığıyla Gaziantep 3. Sulh Ceza Hâkimliği’nin verdiği karara itiraz etti. Cemal’in kitaplarına ilişkin karara yapılan itirazda, toplatma kararı verilen kitapların toplam 561 sayCANAN fa olduğu vurgulaCOŞKUN narak, karar verilmeden önce kitapların okunması gerektiğinin altı çizildi. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın toplatma kararı verilmesi talebi ile kararın verildiği tarihin 4 Aralık 2015 olduğu belirtilerek, “Toplatmaya ko nu 25 kitap ve 5 dergi olduğuna göre aynı gün tümünün okunmasını ve okunduktan sonra toplatma kararı verilmesini yaşamın olağan akışına, fiziki koşullara ve mantığa aykırı görüyoruz” denildi. Hasan Cemal’in avukatları Fikret İlkiz ve Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı tarafından hakimliğe sunulan di Abdullah Öcalan kararı lekçede, Abdullah Öcalan’ın kitabı hakkında verilen toplatma kararı hakkında Anayasa Mahkemesi’nin düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğünün ihlal edildiği kararı verdiği anımsatıldı. Dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2013 tarihli Cumhuriyet Vakfı kararıyla mahkemelerce verilen el koyma, toplatma ve yayın durdurma kararlarının basın özgürlüğünün gerektirdiği güvencelere sahip olmadığını belirttiği anlatıldı. Tatari’nin itiraz dilekçesinde ise kararda kitapların okunup incelendiği izlenimi verecek hiçbir alıntı ve atıf yapılmadığı, bütün kitaplar için topluca tam 10 kez “örgüt propagandası yapıldığı” kanaatine varıldığının belirtildiği vurgulandı. NÖBET İZMİR’E SIÇRADI ilivri Cezaevi önünde başlatılan “Umut Nöbeti” avukatlar tarafından İzmir’e taşındı. Avukatlar Kerem Dikmen ve Nilgün Tortop, Can Dündar ve Erdem Gül’e destek için İzmir Konak Meydanı’nda dün oturma eylemi yaptı. 12.3013.30 arasında oturma eylemi yapan avukatlar, Dündar ve Gül’ün hukuk Zeynep Altıok Nöbette bugün S CEVAP VE DÜZELTME .11.2015 tarihli gazeteniz 13. sayfasında ve internet sitenizde Aydın Engin tarafından ‘Valilere bir hal oldu...’ başlığıyla kaleme alınan yazı gerçeği çarpıtmaktadır. Yazı içeriğinde isnat olunduğu gibi, Müvekkil tarafından MİT TIR’ları hadisesinde müvekkil yargının görevini üstlenmiş değildir. Zira soruşturma yahut yargılamayı yürüten açıktır. Müvekkil salt görevi gereği, görev sınırları dahilinde işlem gerçekleştirmiştir. Müvekkil isnat olunduğu gibi, kendisini protesto eden bir vatandaşa yönelik ileri sürülen kelimeyi sarf etmemiştir. Hiçbir neden, husumet, ilgi ve irtibat olmadığı halde Devletin Başbakanına, Valisine ağza alınmayacak nitelikte sinkaflı küfür eden bir şahsa yönelik bir anlık irade dışı ve ağır tahrik altında bir kelime gayriihtiyari sarf edilmiş olup, kelimenin muhatabı da kaçarak şikayetçi olmamıştır. Müvekkil tahrikin etkisi ile ağzından çıkan 08 kelimenin ne olduğunu olay anı kameralarını incelemesi akabinde fark etmiş olup, asla bu kelimeye bir kılıf da aramış değildir. Sadece gerçeği fark etmeden evvel, böyle bir kelime kullanmamış olduğu inancı ile düşüncesini açıklamıştır. Müvekkil tarafından asla hiç bir makam ve mekanda “gavat kötü bir laf değil ki” cümlesi sarf etmemiştir. İlgili içerik Müvekkile karşı başlatılan psikolojik savaşın bir parçası olup, gerçeğin böyle olmadığı bilinmesine ve güncel olmamasına, kamuoyuna yansımasında hukuki bir yarar da bulunmamasına rağmen gerçeği çarpıtmakla huzura taşınmıştır. Bu haliyle yayınlanan yazının arka planında kamuoyuna yansıtılan düşünce ve hesapları kamuoyunun takdirine bırakarak, hukuka aykırılık teşkil eden ilgili içerik hakkında yasal haklarımızı kullanmakta olduğumuzu kamuoyuna saygıyla sunarız. Av. Erhan DURSUN suz bir şekilde tutuklanmısının halkın haber alma özgürlüğüne indirilmiş bir darbe olduğu görüşünü dile getirdi. Oturma eylemine bugün aynı saatlerde devam edeceklerini belirten avukatlar, “hukuksuzluğa dur demek için” meslektaşlarını ve gazetecileri eylemlerine destek vermeye çağırdı. “Askeri Casusluk” soruşturmasında iki ayrı adreste ele geçirilen iki harddiskte aynı kişiye ait DNA bulunması delillerle oynandığı iddiasını güçlendirdi. EMRE DÖKER Kumpasın DNA’sı çözüldü Evrensel çalışanları BUGÜN YARGIÇ KARŞISINDA zmir’de kamuoyuna “Askeri Casusluk” olarak yansıtılan gizli belge ve bilgi bulundurma davası kapsamında iki farklı evde ele geçirildiği savlanan hard disklerde, aynı kişiye ait erkek DNA’sı tespit edildi. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, çoğunluğu asker 357 kişi tutuksuz olarak yargılanıyor. Mahkeme heyeti geçen 14 Aralık’ta aldığı kararla, sanıkların kendilerine ait ol İ madığını savundukları dijital verilerde DNA incelemesi yapılmasını kararlaştırmıştı. Bu kapsamda İzmir Adli Tıp Kurumu, sanıklardan Meryem Bağcı’dan alınan “Sandisk” marka mikro kart ile Coşkun Başbuğ’dan alındığı belirten “Maxtor” marka harddiskin iç ve dış yüzeylerinde, aynı erkeğe ait DNA profili elde eden rapor hazırladı. Bu durum, kumpas kuran polislerin parmak izi olasılığını gündeme getirdi. Başbuğ, bugüun DNA örneği verecek. l İZMİR Gazetecilik tehdit altında E vrensel Gazetesi İmtiyaz Sahibi Arif Koşar ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Vural Nasuhbeyoğlu, Gezi Parkı eylemlerinde Eskişehir’de öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın avukatlarının yazılı açıklamasıyla ilgili haberden dolayı “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla hâkim karşısına çıkıyor. Duruşma bugün İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 10.30’da başlayacak. Koşar ve Nasuhbeyoğlu hak kında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla iddianame hazırlayan savcılık, ifadelerin hakaret kastı taşıdığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın küçültüldüğü ve eleştiri sınırlarının aşıldığını iddia etti. Cumhuriyet’e açıklama yapan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, “Haberimizin arkasındayız. Türkiye’de ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlaması gazetecilik faaliyetlerini tehdit eder hale geldi” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear