14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 21 Aralık 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK 6 R MİMARlA A OBAMA’Y EK: SESlEnEc Atatürk Orman Çiftliği arazisine inşa edilmesi planlanan ABD elçilik binası için mimarlar harekete geçti, ABD Başkanı Barack Obama’ya mektup yazmaya hazırlanıyorlar OZAN ÇEPNİ ‘AOÇ’den vazgeçin’ mari projenin bitirilmesinin ardından birkaç akademisyen ve Mimarlar Odası yöneticileri elçiliğe çağırıldı. Mimarlık Odası yöneticileri ise proje tanıtımına “arazinin AOÇ’ye iade edilmesi gerektiğini” savunarak tepki gösterdi. Mimarlar, bu alanda yapılaşmanın hukuksuz olduğunu hatırlattıkları ABD’li yetkililerden “Bu araziyi sizin hükümetiniz önerdi” cevabını aldı. BD Büyükelçiliği’ne devredilen Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi krizi büyüyor. Atatürk’ün mirası olan arazide “Kaçak Saray”dan sonra bir de diplomatik bina yapılmasına karşı çıkan Mimarlar Odası, ABD Başkanı Obama’ya mektup yazarak sorunu uluslararası platforma taşımaya hazırlanıyor. TMMOB’ye bağlı meslek odası, Beyaz Saray’a “Bu araziden vazgeçin” diyecek. Çukurambar’da bulunan AOÇ arazisi, ilk olarak 1983’te Tıp Fakültesi yapılması planlanarak Gazi Üniversitesi’ne devredildi. Arazinin son bölümü ise 2008’de üniversiteye verilse de bu bölgede eğitim alanı inşa etmeyen Gazi Üniversitesi yönetimi araziyi TOKİ’ye devretti. ABD Büyükelçiliği, 2013’teki bombalı saldırının ardından, Kavaklıdere’deki binadan “daha güvenli” bir alana taşınmak istedi. Dışişleri Bakanlığı ile temas kuruldu. Bakanlığın onayı ile TOKİ’nin elinde bulunan arazi ABD Büyükelçiliği’ne devredildi. Geçen hafta AOÇ arazisine yapılması planlanan diplomatik bina için mi A Kahramanlık destanı çöküyor ünkü analizde, RTE’nin hayatının dönüm noktası olan Başkanlık için tüm iç ve dış siyasal stratejisini MHP’yi bitirmek üzerine kurduğunu belirtmiştim. Dışa yönelik strateji, yayılma, Türklük, kafa tutma vb gösterilerine yönelik... İçeride ise MHP’lileri çekecek ana konu, PKK’ye karşı sürdürülen operasyon. Bu politikalar “başarı”ya ulaşır ve MHP’li en azından 14 milletvekilini veya bir seçimi düşünürsek MHP’li seçmeni AKP’lileştirir veya Erdoğan’laştırır mı, ve bunun sonucunda başkanlık anayasası referanduma götürülür mü? RTE’nin hayatını belirleyecek olan budur. Önce Ortadoğu’ya bakacağız. Bu politikanın bütün “açılım okları” hedeflerini bulmakta zorlanıyor, dahası geri tepiyor. D Mimarlardan eylem planı ‘Araziyi hükümetiniz önerdi’ AOÇ arazisine yapılması planlanan elçilik binasını geçen dönemde protesto eden Mimarlar Odası, yeni eylemlere hazırlanıyor. AOÇ mücadelesiyle simgeleşen isimlerden Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, kendilerine “şartlı olarak verilen araziyi ranta çevirme yaklaşımı” nedeniyle Gazi Üniversitesi yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Büyükelçilik binası için proje çizimlerinin Türk mimarlara ait olduğunu dile getiren Candan, bu mimarlardan hukuksuz olduğu düşünülen bu yapıdan imzalarını çekmelerini isteyeceklerini de ifade etti. Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan, kendilerini AOÇ arazisi ne yapılacak bir yapı için tanıtım toplantısına çağıran ABD Büyükelçiliği’ni ise “kendilerince iyi bir şey yaptıklarını düşünüyorlar ama yanlış yerde doğru yöntem olmaz” diyerek eleştirdi. Türkiye’deki ABD elçiliğinden aradığını bulamayan Mimarlar Odası, ABD Başkanı Barack Obama’ya önümüzdeki hafta bir mektupla durumu anlatmaya hazırlanıyor. l ANKARA Mimarlar Odası, AOÇ arazisinin iadesi için Obama’yı devreye sokacak. Obama İntihar bombacısı böyle demiş: YAPMAK zORunDAYIM nkara’da 102 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim’deki bombalı katliamı gerçekleştiren iki IŞİD’liyi aracıyla Gaziantep’ten Ankara’ya getiren ve polisin Gaziantep’teki hücre evine düzenlediği operasyonda üzerindeki bombaları patlatan Halil İbrahim Durgun’un eşi ifadesinde polise önemli açıklamalarda bulundu. 5 polisin yaralandığı patlamada evde bulunan Esin Durgun ifadesinde, eşinin Ankara katliamının ardından kendisine “Yapmak zorundaydım” dedi A Esin Durgun polise önemli açıklamalarda bulundu ğini söyledi. Esin Durgun ifadesinde, IŞİD ile bağlantısı olmadığını ileri sürdü. Ankara patlamasından bir gün önce Halil İbrahim Durgun’un eve gelip duş aldığını ve eşofmanlarını giyip İstanbul’a gideceğini söylediğini anlatan Esin Durgun şöyle dedi: “İstanbul’a gideceğini söyledi ve kendisini telefonla sık sık aramamam için tembih etti. Sebebini sorunca da araba kullanacağını söyledi. Ben kendisine sitem ettim ve o gün aramadım. Ankara patlamasından sonra ismi konuşu lunca, kendisini patlatan iki bombacıyı Ankara’ya götürdüğünü ve yapmak zorunda olduğunu söyledi.” Patlamadan sonra yaşamını yitirenlerin dava açabileceği ihtimalini göz önünde tutarak otomobilini sattığını ve bu arada kaldığı evlerde ise eşinin gönderdiği not kâğıtlarıyla haberleştiklerini kaydetti. Esin Durgun, Ankara patlamasından önce eşinin ilişkilerini deşifre etmek istediğini ve bunun için yaptığı girişimin başarısızlıkla sonuçlandığını ifadelerinde belirtti. lDHA Başlıklar ve daha başka hatalar l Samandağ’ın komşu bölgesindeki Sünni Türkmen yerleşimlerinin kontrolü Esad güçlerinin denetimine girdi. l Musul bölgesine “eğitim amaçlı”, peki ama öte yandan da Musul petrollerinin yanı başında, bölgenin yeniden haritalandırılmasından parsa toplamaya yönelik askeri yapılanma geri tepti. Irak hükümetinin “egemenlik” hakları üzerine şiddetle karşı çıkışına ABD’den destek geldi. Başkan yardımcısı Biden, Davutoğlu’nu da tamamen yalanlayarak çekilin oradan dedi... Arkasından Obama resmen çekilin dedi. Bazı hükümet hoparlörlerinin yazdıklarının aksine, birlikler çekiliyor. Davutoğlu’nun, “Sınır güvenliğimiz sınırlarımızın ötesinde başlar” sözleriyle birliğin orada bulunmasını gerekçelendirmesi, karşılık bulmadı. l Rus uçağının düşürülmesiyle yaratılmak istenen ikinci “one minute” politikası, ülkenin üzerine ağır bir askeri, ekonomik ve politik baskı olarak geri döndü. İsrail’e yönelik one minute’ün, RTE’ye politik kazancı uzun sürmüştü! Uçak düşürme politikasının mimarları “kuzey ayısı”nı sakinleştirme çabasında, Putin bu kez siyasal baskısını RTE üzerinde ağırlaştırıyor. Rusya’ya ‘one minute’ anında geri tepti ‘Basın Öne Eğilmesin’ edyanın çok yönlü, kendi içinden ya da dışından baskı altında işini yapmaya çalıştığını biliyoruz. Adalet sarayları, adliyeler, kitap toplatma kararları, yeni yeni gözaltılar, tutuklamalar bunun kanıtı. Bu nedenle de hemen her hafta bir tür bilanço çıkarmak zorundayız. Bu hafta da gazeteci örgütlerinin, gazetecilerin direnişlerinden söz edelim. Özel olarak söyleyelim ki, Türkiye’nin tamamında gazetecilik yapmak zorlaşmıştır ama Doğu’da, Güneydoğu’da hemen hemen imkânsızlaştı. Ne yapalım! Gazeteci örgütlerinin son sloganını, Sabahattin Ali’nin ünlü şiirinden bir dizenin medyanın durumuna uyarlanmış halini yinelemek gerçeği tüm çıplaklığı ile anlatmaya ve kuşkusuz üzerimize düşeni vurgulamaya yetecektir: “Basın öne eğilmesin.” M ki medyadan öğrenmeyeceksiniz. Onlarda gerçeğin bir yüzünün hamasetle boyanmış halini görebilirsiniz yalnızca. O nedenle de artık ne kadar kalmışsa, gazeteciliğin temel ilkelerini unutmamış medyanın, zorluklara, ağır mahalle ya da yeni ve çok yakın zamanların “resmi ideolojisinin” baskısına direnebildiği ölçüde yapabildiği gazeteciliğe kalmıştır gerçeği öğrenmek isteyen okurun işi. Aralık, 23. sayfa, manşet: “Basketbolda büyük turnuva Türkiye’de”. Cumhuriyet’in bu habere hak ettiği yeri vermesine sevinirken o da ne? Alt başlıkta “Avrupa Kadınlar Basketbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapacağız” yazılı. Yok öyle bir şey. Ev sahipliği yapacağımız şampiyona erkekler kategorisinde. Belli ki haberi yazan ile başlığı atan farklı kişiler. Başlık atmanın ne denli önemli bir iş olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Başlık atacak kişinin, haberin içeriğiyle ilgili minimum bilgiye sahip olması gerek. Aksi halde, düzeltmenlerin de böylesine vahim bir hatayı bile 13 düzeltmek için gerekli dikkatten yoksun olduğunu düşünürsek yanlışa davetiye çıkarılmış oluyor. Hata ne yazık ki bundan ibaret değil. Haber metninde Türkiye’nin daha önce şampiyonaya iki kez ev sahipliği yaptığı belirtildikten sonra bunların, 2001’de Avrupa ve 2010 dünya şampiyonaları olduğu algısına yol açacak bir anlatım kullanılmış. Burada söz konusu olan dünya şampiyonaları olmadığına göre buna hiç girilmemeliydi. Türkiye’nin bu kategoride daha önce ev sahipliği yaptığı iki Avrupa şampiyonası 1959 ve 2001 yıllarındaydı. Saygılar... Emre Yazman Rus angajman kuralları uçağımızı vuracak Hatasız yazı insanları etkiler en 23 yaşında, MütercimTercümanlık B mezunu ve Avrupa Çalışmaları yüksek lisansı için Almanya’da yaşayan bir Cumhuriyet okuruyum. Saygıdeğer gazetenizi şu anda sadece internetten takip edebiliyorum. Dili iyi kullanmanın insanlar üzerindeki etkisiyle ilgili belli bir birikime sahip olduğuma inanarak, sizden bir ricada bulunmak istiyorum. Gazeteniz haber çeşitliliğiyle ve görselleriyle gerçekten göz doldururken, haber içeriklerinde yapılan yazım yanlışları ve anlatım bozuklukları hayal kırıklığı yaratıyor. Türkiye’nin sayılı “özgür” medya organlarından biri olarak insanların öğreniminde çok büyük bir yere sahip olduğunuzu vurgulayarak, haber içeriklerinizin daha sıkı bir dilsel denetimden geçmesini talep ediyorum. Cumhuriyet ailesi olarak sizler ve okuyucular olarak bizler, gazetemizde daha yüksek bir kaliteyi hak ediyoruz. Teşekkür ederim ve çalışmalarınızın devamını dilerim. Buse Çeliker 27 Kasım’da “Kadın Cinayetleri Önlenebilir” kampanyası kapsamında İstanbul, Ankara, İzmir, Adana,Trabzon, Diyarbakır, Van’da yapılan saha araştırmasının sonuçları paylaşıldı. Araştırma, gazetelerin ve haber sitelerinin kadın cinayetlerine bakışını, nasıl değerlendirdiğini ele aldı; gazetelere not verdi. Notlar Şu derin sessizlik 5 üzerindendi ve Cumhuriyet gaArtık “medya”nın gazetecilizetesinin diğer iki gazete ile birğin en temel ilkelerini görmezden likte 3 aldığı açıklandı. Yani kageldiğini, dahası inkâr ettiğini ve dın cinayetlerinin gazetede natam tersini uygulamaya koydusıl değerlendirildiği, nerede yer ğunu söylemek, gerçeği eksik bulduğu açılarından karnemizin söylemek oluyor. Eklemek gerek, iyi olmadığı belirtilmiş oldu. Kuş“medya” açıkça gerçeğin düşkusuz bu açıdan en iyi durummanı haline gelmiştir. Okurlar bu da olan gazeteler arasında yer alradaki tırnak içindeki medyadan manın “teselli edici” bir yanı olneyin, nasıl bir medyanın anlatıl duğu, pek çok gazetenin “zamak istendiğini biliyorlar. Ülkenin yıf”, “pek zayıf” almasının yanınbir bölgesinde olup bitenleri gör da rahatlatıcı olduğu söylenebilir. mezden gelmek, fotoğrafta görü Ama bu sonucu gazetemiz açınenin tam tersini yazabilmek, bu sından olumlu olarak değerlen“medyanın” işi oldu. dirmek doğru olmayacaktır. Ama halk durumun tek yanBu nedenle de muhabir, edilı aktarılmasını istemiyor. PKK’nin tör ve yönetici arkadaşlarıma kane yaptığını da, güvenlik güçleridın cinayetlerini 3. sayfa habenin ne yaptığını da bilmek istiyor. ri olarak görmemelerini, cinayetHendeklerin arkasındaki eli silahlı lerin faillerini hoş görme eğilimini ları da bu taraftaki tankları da öğ terk edemeyen ajans haberlerini renmek istiyor. Sokağa çıkma ya irdelemeden aktarmamalarını sasaklarının o ilçelerdeki, mahallelık veriyorum. Cumhuriyet, kadın lerdeki insanlara yarattığı zorlukcinayetlerine karşı çıkan, konuyu ları, başka kelimeler de kullanılaerkek egemen bakışın en küçük bilir, öğrenmek istiyor gazete oku bir izini bile taşımayan haberlerru. Ölümlerin kutsanmasını değil, le halka duyurmalıdır. Kısacası sona ermesini istiyor. Orada ne kadın cinayetlerini değerlendiren olup bitiyorsa onu öğrenmek ismedya sıralamasında “orta” altiyor. Ama bunu o tırnak içindemanın övünecek bir yanı yoktur. Kadın cinayetleri ve medya KISA... KISA Haberdir, bilinmesi gerekir ATO’ya üst düzey pozisyonlarN da iki Türk’ün atandığı haberine Cumhuriyet’te rastlayamadım. Kendi halinde bir Cumhuriyet okuru olarak, bu haberi sosyal medyada birçok arkadaşım başka gazete kaynaklarından paylaştılar; ancak siyaset ve dış ilişkilerin ağır topu Cumhuriyet henüz bu haberi yayımlamadı... Bilginize sunar, bu vesileyle habercilik başarılarınızın devamını dilerim. Nail Köker Pazar Yazıları’na da bir ‘buton’ azı Pazar günleri yayımladığınız B Pazar yazıları (yurtdışı yazıları) ve yazarları için, internet ana sayfanızda üst kısımda bulunun butonlar arasına bir buton da onlar için ekleyebilme imkânı olursa çok memnun olacağım. Bulmak zor oluyor veya hiç bulamıyorum o hafta gazetede yayımlanmış bile olsalar. Teşekkür ederim… İyi Çalışmalar... Levent Altınay l Üstelik Putin, “Suriye’ye S300 ve S400 füze savunma sistemleri yerleştirerek Türkiye’nin Suriye’ye yönelik bir uçak bile kaldırmasını” engellemiş durumda. Sanırım “Suriye sınırını geçti geçmedi”ye bakmadan, bizim uçakları aşağı indirme pozisyonu aldılar (Rus angajman kuralları). Vurulan uçaklarının kara kutusunu tantana ile açmaları ve uçaklarının sınırı bile ihlal etmediği iddiası, tamamen buna yönelik bir hazırlıktır. İlk fırsatta bunu yapacaklar. l Ankara’nın Ortadoğu’da birlikte oynayacağı hiçbir politik güç kartı kalmadı. Satranç masasında tek başına. ABD’nin “Musul’dan çekilin” talimatının siyasal anlamı: “Sizin yeni Ortadoğu harita çiziminde hiçbir etkiniz, gücünüz olamaz.” l Çöken IŞİD politikasının da altında kaldılar. Can ve Erdem’in tutukluluğunda bunun rolü büyük. l 98 km’lik Suriye sınır iç bölgesi öyle gözüküyor ki ABD ve Rusya’nın denetimine girecek. “Kürt Koridoru” korkusunun gerçekleşme olasılığı büyüyor. l Vee tabii ki, Batı, Esad ile el sıkıştı! HHH Yani Ortadoğu’dan MHP’lileri okşayacak bir sonuç çıkması imkânsızlaşıyor. Fakat bu iktidarın, başarısızlıkları başarı olarak sunma şampiyonu olduğunu unutmayın! Buna rağmen, MHP’yi çözecek en önemli iç politik malzeme, PKK’ye yönelik operasyondur. Bu yeterli olur mu? Ve MHP, AKP sultasından kurtulabilir mi? RTE bir ‘ara adam’ değil Kelimeler yanlış bölünmese nternet sitenizde, ana sayfadaki lırken başlığın otomatik olarak resim İ haber başlıklarında bir süredir heüzerine sığdırılmasından kaynaklanıcelerin yanlış yerden bölündüğü dikyor ama hem gözü rahatsız ediyor, katimi çekiyor. Bu durum muhtemelen dönen haberler bilgisayara aktarıhem de Cumhuriyet’e yakışmıyor. Kolay gelsin... Sedef Kınacı Şunu da belirteyim: Cumhurbaşkanı’nın büyük politik hırsı, kendisini ya tepelere çıkartacak ya da bunu başaramadığında ise düştüğünde ortadan kaybettirecek, silecek kadar büyüktür. RTE bir “ara adam” değildir. İzlediği çizgi ve büyük hırsı, durumu idare edecek ve ortalama politikalar izleyerek sürekli siyasette kalabilecek bir çerçeveye, yapıya, niteliğe uygun değil. Düşünce, tam düşecektir. Bunu belirleyecek olan, Cumhurbaşkanlığı ve AKP iktidarı döneminde hedeflerine ulaşıp ulaşamayacağıdır. Türkiye’yi ve kendini soktuğu çizginin sonuçlarını, ülkenin, coğrafyanın ve RTE’nin kendine özgü politikalarının güçlü dinamikleri belirleyecek. Şu kadarını söyleyeyim: RTE’nin kendi politikasının dinamikleriyle ülke, ekonomi ve coğrafyanın dinamikleri büyük uyumsuzluk gösteriyor, büyük çatışma yaşanıyor. Düşüşe de bu derinlikler neden olacak. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear