23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 5 Kasım 2015 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY En bağımlı ülke Türkiye Moody’s’e göre Türkiye yetersiz döviz rezervleriyle, en kırılgan 5 ülke arasında sermaye akımlarına en bağımlı ülke. Cari açığın finansmanı da borçla yapılıyor luslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin küresel dış risklere karşı en kırılgan ülke olduğu uyarısında bulundu. Türkiye’nin cari dengesinin iyileştiğini, ancak açığın hâlâ büyük olduğunu bildiren Moody’s, enerji fiyatlarının desteğiyle daralan cari açığın finansmanının dış borç ve portföy yatırımlarına dayandığını vurguladı. Türkiye’nin kamu dengesinin güçlü, döviz rezervlerinin ise yetersiz olduğunu belirten Moody’s’e göre, Türkiye en kırılgan 5 ülke arasında sermaye akımlarına en bağımlı ülke. Moody’s, Türkiye’de reform yapılmazsa büyümenin orta vadede yüzde 2.53 civarında kalacağı uyarısında da bulundu. Moody’s’in İstanbul’da düzenlenen “9. Yıllık Türkiye Kredi Riski Konferansı”nda bir sunum yapan Moody’s’in Başkan Yardımcısı ve Kıdemli Türkiye Analisti Alpona Banerji de, 1 Kasım seçimi sonuçlarının siyasi belirsizliği büyük ölçüde ekonomi 9 U Moody’s, bundan sonraki değerlendirmelerinde ekonomi yönetiminde kimin olduğuna deği, politikalara bakacaklarını duyurdu. Riskten kaçış azalttığını, siyasi ortamın, politikaların uygulanması için daha uygun hale geldiğini, ancak Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika ile birlikte en kırılgan beş ülke arasında bulunan Türkiye’nin risklerle karşı karşıya olduğunu ifade etti. ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikasının normalleşmesi ve Çin’de beklenen yavaşlamanın söz konusu beş ülkenin kredi durumunu farklı şekilde etkileyeceğini vurgulayan Banerji, “Bu ülkeler risk lere karşı farklı politikalar yürüttüğünden dolayı farklı tepkiler göreceğiz. Türkiye, diğer ülkelerden daha kırılgan görünüyor, çünkü hem dış dengesizlikleri var hem de riskten kaçmanın en yüksek noktasına ulaştı” diye konuştu. Banerji, “Türkiye en hassas noktada bulunuyor. Türkiye cari açık meselesinde tek başına değil ancak Türkiye’yi ayrıştıran bir faktör var. Türkiye’de cari açık öncelikle portföy açık larından ve uzun vadeli borçlardan kaynaklanıyor” dedi. Ülkenin ciddi bir sıkıntıya düştüğünde bir yıl içinde yapılacak ödemeleri karşılayacak döviz rezervi olmadığına dikkat çeken Banerji, “Halbuki diğer ülkelerdeki dış borç rezervi bu tür şoklara karşı çok daha yüksek miktarlarda” diye konuştu. Türkiye’nin döviz rezervinin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranının diğer dört ülkeye göre daha düşük, dış borçluluğun ise daha yüksek olduğunu dile getiren Banerji, “Bütün bu faktörler Türkiye’nin kırılganlığını, yükselen riskten kaçınma ortamında artırıyor” dedi. Banerji, FED’in faiz artırmasının Türkiye’de ciddi bir sermaye çıkışına neden olacağını da belirterek, “Hali hazırda da bu sebepten ötürü Türkiye’de sermaye çıkışı yaşandı. Ben gelişmekte olan ülkelerde riskten kaçınmanın artacağını, yatırımcının ABD ve gelişmiş ülkelere yöneleceğini düşünüyorum” diye konuştu. l Ekonomi Servisi İslami finans büyüyecek oody’s, İslami finansın Türkiye ve Endonezya gibi ülkelerde hala önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu bildirdi. Moody’s Dubai tarafından yapılan yazılı açıklamada, İslami finansın birçok piyasada artan ve güçlü varlığından yararlandığı, Türkiye ve Endonezya gibi ana yönetim bölgelerinde büyüyeceği belirtildi. Açıklamada, İslami bankacılığın Ortadoğu ve Asya’da geleceği olduğu görüşüne de yer verildi. Moody’s İslami Finans Küresel Başkanı Halit Howladar ise konuyla ilgili açıklamasında, “2016’da Körfez’den hem yerel hem dövize dayalı ihraçlarda artış olacağını tahmin ediyoruz. Bilhassa Suudi Arabistan’dan olmak üzere” dedi. Başkanlıkla barış süreci aray, seçim sonuçlarının okunması, sonrasında İktidarlarının çizeceği yol haritasının belirlenmesine ilişkin, yine seçimi hukuken kazanmış AKP’den bir adım öne çıktı. Daha seçim sonuçları kesinlik kazanmadan, AKP yönetimine, Davutoğlu’na hükümet kurma görevi verilmeden, başkanlığın vazgeçilemez olduğu ilan edildi. Yeni anayasa değişikliklerinin Türkiye’nin prangalarından kurtulmasında ne kadar önemliyse, başkanlık rejimine geçişin de AKP için vazgeçilemez olduğu, kamuoyunun öncelikli, sıcak gündemine taşındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü muhtarlara seslenişinde, anayasa değişikliklerinin öncelikli, yaşamsal sorumluluk olduğunun altını çizerken başkanlık rejimine geçişe ilişkin “Kişisel fikirlerim saklı kalmak koşulu ile Meclis’ten geçen değişikliklere onay vereceğim” demeye yetindi. Yalçın Akdoğan’ın bir gece önceki açıklamasında ise Cumhurbaşkanlığı makamının kaldırılacağı net vurgusu yapıldı. Anayasa değişikliklerine ilişkin, “Geri adım atmayacağımız bir madde de başkanlık sistemidir. Bu bizim temel görüşümüzdür” dedi. Dün gazetemizde manşetten yer alan HDP sözcüsü Ayhan Bilgen’in “Başkanlığı tartışırız” açıklaması, anayasa değişiklikleri uzlaşmasında; başkanlık rejimine geçişle barış sürecine geçiş arasında doğrudan bir uzlaşmayı gündeme taşıdı... HHH Bilgen’in “Tek adamlığa hayır ancak başkanlık sistemi dahil tüm modeller tartışılabilir” açıklamasına HDP, Kürt siyasi hareketinden sözcülerin canlı televizyon yayınlarındaki görüşleriyle birden çok onay açıklama getirildi. Kürt siyasi hareketinden bu sıcak gündeme ilişkin yaygın geliştirilen söylem ve değerlendirmelerde, Cumhurbaşkanı’nın kişiliğine odaklandırılmış sistem değişikliği, Türkiye tipi başkanlığa geçişe karşı durdukları, ancak ABD bir örnek dünyadaki başarılı başkanlık rejimlerine karşı olmadıkları tezinin altı çizildi. Paralel bir yumuşak destek çıkış da Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’dan geldi. İki sisteme ilişkin 1 Kasım seçim sonuçları üzerinden yeniden tartışmaların yapılmasında yarar olduğunun altını çizerek, hangi sistemde kalınacağının milletimize sorulmasıyla sonuca bağlanacağını söyledi. 7 Haziran seçimlerine gidiş sürecinde HDP’nin Cumhurbaşkanı ile karşı karşıya gelmeleri, barış sürecinin kesilmesine giden yolda, en çok da Davutoğlu hükümeti ile son sürece ilişkin yapılmış ortak uzlaşma açıklamasının reddiyle başlayan, karşılıklı suçlamalarla tırmanan gerilimde, “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışı slogan olmuştu. Seçim sonucunda da AKP’deki Kürt oylarından önemli bir HDP’ye kayış gerçeği yaşanmıştı. 1 Kasım seçimlerinde aynı oyların AKP’ye geri dönmesinin gerekçelendirilmesinde, öne çıkan değerlendirmelerde, PKK’nin seçimlerden hemen sonra, iki polisin uyurken şehit edilmesiyle başlattığı, eskisinden daha da insani değerlerden uzak, şiddet dozu yükseltilmiş terör saldırılarıydı... Ancak PKK terör örgütünün, HDP’nin Türkiye partisi olması, hakların savunulmasının Meclis’e taşıması olgusuna karşı silaha sarıldığı tezi yaşananların açıklanmasında çok yetersiz kalmakta... AKPliderlik, İktidarları ile Kürt siyasi cephesinin “barış süreci” uzlaşmasının, “ucu açık”, herkesin mezhebine, eğilimlerine göre içini doldurmayı yeğlediği, Meclis’ten, muhalefet partilerinden de kaçırılmış, kamuoyu önünde açık tartışmaktan kaçınılan içeriklerinin yaşam pratikleri arasındaki yorum ve uygulama uçurumları yenilir yutulur gibi değildi... İktidarları gücüyle kırabilme hesabında, hukuk devleti düzeni içinde suç ortaklığı niteliğinde, sorumlu devlet gücünü çekmesi siyasal sorumsuzlukları bir yana, Kürt siyasilerin birlikte barış içinde yaşam beklentilerini kıran, ayrımcı özerk devletçikleri, özlemlerini devşirmesi sonucuna ne demeli? Bir de hep yok saymayı yeğlediğimiz bölgeden gelen ABDRusyaİran projeleri var ki... Kördüğümde, başkanlık hesaplarında pazarlık, Meclis’te çözümden vazgeçme en büyük tehdit... M S ‘Sermaye kaçar’ Cari açık sorunlu Talih kuşunda sona gelindi zelleştirme İdaresi Başkan Vekili Ahmet Aksu, Milli Piyango’nun özelleştirilmesinin yıl sonuna kadar tamamlanmasının planlandığını belirtirken; bu yıl sonu için 8.7 milyar lira olan özelleştirme geliri hedefinin ise gelecek yıl için 10 milyar lira olduğunu kaydetti. Aksu, “Milli Piyango özelleştirmesini yıl sonuna kadar tamamlamayı planlıyoruz... Aralık ortasına kadar süre var, süreç devam ediyor” dedi. Milli Piyango şans oyunlarını işletmek için lisans sözleşmesini imzalamak üzere 15 Nisan’a kadar ek süre alan Net Holding bu sürede de ihaleyi imzalayamayacağını açıklamış; ardından sürecin ikinci iyi teklifi veren ERGAhlatçı Ortak Girişim Grubu ile devam edilmesi kararı alınmıştı. l Ekonomi Servisi Ö UniCredit Orta ve Doğu Avrupa Bölüm Başkanı Carlo Vivaldi, “Çek Cumhuriyeti, Slovakya daha fazla büyüdü. Şu an itibarıyla Türkiye en hızlı büyüyen değil” dedi niCreditGrubu Orta ve Doğu Avrupa Bölüm Başkanı Carlo Vivaldi, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’nın grup içinde en hızlı büyüyen ülkeler olduğunu Türkiye’nin ise artık en hızlı büyüyen ülke olmadığını söyledi. Vivaldi “Genel olarak Orta ve Doğu Avrupa’da iyi bir büyüme görüyoruz. Ukrayna’da resesyon olduğu için yavaşlama gördük. Önceki seviyelerine gelmesi için daha zaman geçmesi gerek. Rusya’da büyümenin pozitife dönmesi belki ancak 2017 başında gerçekleşecek. Şu an itibariyle Türkiye en hızlı büyüyen değil. Ancak Türkiye’nin potansiyeli orta vadede en yüksek büyümeyi sağlayacak noktada” dedi. Türkiye, Unicredit’in faaliyette olduğu 17 Avrupa ülkesi içinde en hızlı büyüyen ülkeydi. Türkiye’de altyapı projelerinin finansmanında kilit bir rol oynamak istediklerini ifade eden Vivaldi, tüm altyapı projelerinin kendileri için önemli olduğunu ifade etti. Hızlı büyümek hayal oldu U jeler Türkiye’nin alt yapı iyileştirmelerine aktif olarak devam ettiğini gösteriyor. Türkiye ekonomisindeki oynaklığın kısa dönemli olduğunu düşünüyoruz. Biz bundan ziyade orta ve uzun vadeli potansiyele bakıyoruz. Türkiye’nin yapısından ve nüfusunun ortalama yaşından dolayı avantajlı olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu. HSBC Türkiye ve Finansbank’ın satışıyla ilgilenip ilgilenmedikleri konusunda ise Vivaldi “Biz Türkiye’de organik büyümeyi tercih ediyoruz” dedi. Yapı Kredi Bankası Murahhas üyesi ve Genel Müdür Vekili Niccollo Ubertalli ise Türkiye’de kilit bir rol oynamak istediklerini belirterek şunları söyledi: “Şu ana kadar altyapı proje finansmanında yüzde 21’lik pay ve 9 milyar dolarlık hacmimiz var. Yapı Kredi olarak kredilerde 2016’da sektör ortalamasının altında büyümeyeceğimizi söyleyebilirim.” UniCredit ve Yapı Kredi’nin finansman desteği sağladığı projeler arasında, Bilkent Entegre Sağlık Kampusu PPP projesi, Mersin Hastanesi PPP projesi, Dalaman Havalimanı, Hamitabat Doğalgaz Kombine Çevrim Santralı, Star Rafinerisi, Avrasya Tüneli gibi projeler bulunuyor. l Ekonomi Servisi Organik büyüyecek Carlo Vivaldi Niccollo Ubertalli Gıdada fiyat artacak ürkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, yeni hasat edilen ürünlerin piyasaya arz edildiği “bolluk dönemi”nde gıda fiyatlarında yaşanan artışlara dikkati çekerek, “Bu artış, önümüzdeki aylarda gıda enflasyonunun daha fazla yükseleceğinin habercisidir” dedi. Yetkin, gıda fiyatlarındaki aşırı artışın birkaç nedeni olduğuna işaret ederek, “Birçok üründe tarla ile market arasındaki fiyat farkları inanılmaz boyutlarda. Bir diğer neden ise girdi fiyatlarındaki artışın üretici fiyatlarındaki artışın çok üzerinde olması” dedi. 3. havalimanı FİNANSMANI Yapı Kredi’nin İstanbul’daki üçüncü havalimanı finansmanından neden çekildiğine ilişkin bir soruya Vivaldi şu yanıtı verdi: “Bu projeler müşterilerle olan sürekli müzakerelerle gerçekleştirilir. Şartlar üzerinde mutabık kalamadık. Bunun müşteri ile aramızda kalmasını isteriz.” İstanbul’a yapılacak üçüncü havalimanının 6 milyar Avro’ya mal olacak ilk etabı için toplam altı bankadan 4.5 milyar Avro’luk kredi sağlanmış, Yapı Kredi süreçten çekilmişti. “Havalimanlarının ülkelerin modernleşmesi ve dışarıya açılması açısından önemli projeler olduğunu vurgulayan Vivaldi, projenin Türkiye için iyi bir adım olduğunu söyledi. Sorunlar kısa vadeli T Carlo Vivaldi, UniCredit Grubu’nun “Türkiye Altyapı Finansmanı Toplantısı”nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. İçerideki ve dışarıdaki zorluklara rağmen Türkiye’de devletin başını çektiği yatırımlara ilişkin yavaşlama görmediklerini söyleyen Vivaldi, “Üçüncü havalimanı ve Dalaman havalimanı gibi pro Merkez Bankası’ndan kur itirafı erkez Bankası (TCMB), Ekim ayında enflasyonun beklentileri de aşarak yüksek çıkmasının “liradaki kayıpların temel mal fiyatlarında belirgin olarak hissedilmesi”nden kaynaklandığını açıkladı. Merkez Bankası’nın enflasyon raporunda şu ifadeler yer aldı: 4 Yıllık enflasyondaki gerilemede gıda enflasyonundaki yavaşlama ile enerji fiyatlarındaki baz etkisi belirleyici oldu. 4 Buna karşılık, TL’deki birikimli değer kaybına bağlı olarak temel mal grubu enflasyonundaki yükseliş sürdü, hizmet enflasyonu ise yüksek seyrini korudu. 4 Bu doğrultuda çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık enflasyonunda ve ana eğilimin M Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar en fazla fiyat artışının yüzde 34.78 ile domateste görüldüğünü belirterek “Domatesi yüzde 19.99 ile kuru soğan, 14.61 ile kabak, 11.24 ile yeşil soğan, 10.09 ile patlıcan, 9.67 ile nohut izledi” dedi. l Ekonomi Servisi En fazla artış domateste de temel mal grubu kaynaklı olarak artış gözlendi. 4Çekirdek enflasyon göstergelerinin ana eğiliminde ekim ayında bozulma gözlendi. Döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli yansımalarının yanı sıra bu dönemde giyim fiyatlarında kaydedilen yüksek artışla birlikte belirgin olarak yükselen temel mal grubu eğilimi bu gelişmede belirleyici oldu. Diğer yandan TCMB, bugün miktar yöntemiyle düzenlediği 11 Kasım vadeli repo ihalesi ile piyasaya 1 milyar lira verdi. Merkez, piyasadaki geçici likidite sıkışıklığını gidermek amacıyla repo ihalesi açıyor. l Ekonomi Servisi ‘Adam’ satılıyor stanbul Dragos’ta, rezidans, homeofis ve sosyal yaşam alanlarından oluşacak “Adam Kule” projesinin tanıtımı yapılırken, projenin yüzde 47’sinin satıldığı açıklandı. Mimari formu ve konsepti “insan” olan DAP Holding’in “Adam Kule” projesi, cinsiyetçi yaklaşımın hızla artığı son günlerde ismi ile dikkatleri üzerine çekiyor. DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, “Cinsiyetçi bir amaç gütmüyoruz. Ama ‘Adam Kule’ ismi ‘Bayan Kule’ ismine göre kulağa daha hoş geliyor” dedi. KalDer, finalistlerini belirledi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) işbirliğiyle düzenlenen 23’üncü Türkiye Mükemmellik Ödülleri’nin finalistleri Adapazarı Gaz Dağıtım AŞ, Antalya Muratpaşa Sabiha Gökçen Anaokulu, Damla Kaynak Suyu Sapanca Fabrikası ve İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü oldu. TÜSİAD Başkanı Cansen BaşaranSymes, KalDer’in doğru stratejilerin belirlenmesinde önemli bir anahtar olduğunu belirterek “İşdünyasının başarılı örneklerini öne çıkararak kalite yolculuğunun başındaki firmalar için rol model belirliyor. O nedenle yaptıklarını çok önemsiyor ve destekliyoruz” dedi. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan “Amacımız Türkiye’nin her noktasında mükemmellik kültürünü içselleştirmiş, rekabetçi kurum ve kuruluşlar yaratmak” diye konuştu. l Ekonomi Servisi İ Piyasaya 1 milyar Yılmaz, “Arazi fiyatları çok yükseldi, bu yüzden ekonomik konutlar geliştiremiyoruz” dedi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear