23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EMEK 8 onuya uzaktan yakından vâkıf olanlar, cam işçisinin hep neyi yaptığını hemen anladı bence. Yıllardır hatta yüzyılı aşkın bir süredir artık bir cam geleneğine dönüşen hak arama mücadelesi şimdi bir kez daha sahneleniyor cam işçisi tarafından. Şişecam Grubu Mersin’deki Şişecam, Anadolu Cam ve Paşabahçe fabrikalarında çalışan 200 işçinin iş akdini feshetmek için işçilere bildirimde bulundu. Grubun bu girişimine karşı yaklaşık bir ayOlcay dır görüşmeler yapan Büyüktaş Kristalİş Sendikası görüşmelerden olumlu sonuç çıkmaması üzerine eylem kararı aldı. Bu kapsamda sendika ilk adım olarak, Anadolu Cam Sanayi fabrikasında işyerini terk etmeme eylemi başlattı. Saat 16.00’da vardiyası biten işçiler evlerine dönmek yerine fabrika bahçesinde kaldı. Eyleme diğer vardiyalar da çalışan işçiler de katıldı. 6 madenci gazdan zehirlendi Çorum’un İskilip ilçesinde bir kömür ocağında 6 işçi, karbondioksit gazından etkilendi. Ocaktaki işçilerden Mehmet Ali K., Mustafa C., Naşit A., Abdullah K., Yakup K. ve Sadullah A. tedavi altına alındı. DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.8420 0.4 kuruş 3.0990 2 kuruş TASARIM: SERPİL ÜNAY 9.97 0.09 puan 83.684 770 puan 684.86 3.31 lira 102.40 50 kuruş EDİTÖR: PINAR YILDIZ Perşembe 5 Kasım 2015 Cam işçisi bunu hep Başkanı Ergün Atalay, yeni hükümete asgari ücret, taşeron işçiler ve yapıyor Türkİş işçi emeklilerinin de sözleşmeden yararlanmasına ilişkin 3 mesaj gönderdi K T ürkİş Başkanı Ergün Atalay, yeniden iktidara gelen AKP’ye 3 mesaj gönderdi. AKP’nin bin 300 liralık asgari ücret vaadini “Mükemmel değil ama başlangıç için iyi bir rakam” olarak yorumladı. Kamuda asıl işi yapan yaklaşık 125 bin taşeron işçinin hemen kadroya alınmasını talep eden Atalay, işçi emeklilerinin de memur emeklileri gibi toplusözleşmeden yararlanması gerektiğini vurguladı. Atalay, hükümetin vaatleri hakkında Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Asgari Ücret Tespit van geçmez yerlerinde Komisyonu’nda işçileri elektrik direklerine tel temsilen Türkİş’in buçekiyor. Bu ağır iş. Kot lunduğuna işaret eden taşlama, mermer fabriAtalay, “Bin 300 lira kaları ağır iş. Buralarda mükemmel değil ama asgari ücreti yukarıya MUSTAFA ÇAKIR başlangıç için iyi bir raçekmek lazım” değerkam. Mükemmel üclendirmesini yaptı. ret değil ancak başlangıç olarak, konuşmak noktasında iyi” Kadro bekleniyor dedi. Asgari ücretin daha yükAKP’nin bir diğer vaadi de sek olmasını istediği ağır işlekamuda çalışan taşeron işçirin neler olduğunu da açıklalerin kadroya alınmasıydı. 10 yan Atalay, “Madenler, inşaat yıldır kamuda asıl işlerde çalısektörleri ağır iş. İşçi arkadaşşan taşeron işçilerin kadroya larımız Türkiye’nin her yerinalınmasını istediklerini dile gede, dağlarında, kuş uçmaz ker tiren Atalay, “Şimdi hükümet tamam dedi. Atalay, kamudaki asıl işi yapan yaklaşık 125 bine yakın taşeron işçinin hemen kadroya alınmasını talep ettiklerini söyledi. Bunun dışında kalan taşeron işçiler için de 3 yıllık sözleşme, kıdem tazminatı, izin, yemek, servis gibi sosyal haklar istediklerini belirten Atalay, ayrıca kamu toplusözleşmeleri gibi taşeron işçilerle de sözleşme istedi. Türkİş’ten 3 talep Atalay işçi emeklileriyle ilgili de talepleri olduğunu söyledi. Memur emeklilerinin me Emekliye de sözleşme mur toplusözleşmesinden yararlandıklarına işaret eden Atalay, “Bizim de işçi emeklileriyle ilgili talebimiz var. Biz de kamuda sözleşme yapıyoruz. Aldığımız zamdan işçi emeklileri de yararlanmalı. Biz Türkİş olarak bunu talep ediyoruz” dedi. Türkİş ile hükümet arasında imzalanan kamu toplu iş sözleşmeleri protokolünde 2015’te yüzde 6+5, 2016 için de yüzde 3+3 zam verilmişti. Atalay’ın talebi gerçekleşirse sadece enflasyon zammı alabilen işçi emeklileri, yüzdelik zamlardan yararlanabilecek. l ANKARA Suriyelinin ‘çadır’ sefaleti Gezici outlet merkezi Çadır Turnesi’nin görünmeyen yüzü göçün acı gerçeğini ortaya koyuyor. Suriyeliler 8 aydır maaş almadan sefalet şartlarında çalıştırılıyor ürkiye Çadır Turnesi’ni ünlü markaları daha ucuza almayı kolaylaştıran parlak bir girişim fikri olarak tanıdı. Ancak madalyonun diğer yüzü hiç de parlak değil. Bu markalar tüketiciye Suriyeli göçmen işçilerin ucuz emek gücüyle ulaşıyor. PELİN İşçiler karın tokÜNKER luğuna çalıştırılıp maaşları bile ödenmezken hem alacaklı hem de çaresizler. Bundan birkaç yıl önce orta sınıfa mensup marka meraklılarını hedefine alan şirketler seri sonu orjinal ürünlerini çadırlarda satmaya başlamıştı. Çadır Turnesi ise ünlü markalarla anlaşıp gezici bir outlet merkezi kurarak bu fikri geliştirdi. Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tanrıverdi, Çadır Turnesi’nin misyonunu “herkesin iyi giyinme hakkına sahip çıkmak” olarak açıklamıştı. Rafez Tekstil’e bağlı olarak kurulan şirket birçok markaya yurtdışından aksesuar getiriyor. Çadırda sattığı markalardan ücret almak yerine seri soru ürünlerini alıyor. Markalar stoklarını eritirken Çadır Turnesi de alacaklarını kâra çeviriyor. İnci, Barbour, Fabrika, Monica Ricci, Altın Yıldız, T.box, Silk&Cashmere gibi dünyaca ünlü markalar ucuza satıldığından tüketicinin de akınına uğruyor. Yani bir kazankazan ilişkisi. Ancak burada tek kazanamayan işçiler. KP’nin “beklenmedik” zaferiyle sonuçlanan seçimleri derinlemesine tartışmak gerekiyor. Bu yazımda üç noktaya kısaca değineceğim. AKP’nin sıradan bir “düzen partisi” olmadığını, iktidardan, seçimleri kaybederek gitmek gibi bir seçeneği kabul etmediğini muhalefet partilerinin artık görmeleri gerekiyor. AKP, düzeni değiştirmek için iktidara geldi: Bu yolda ilerliyor, bunu da açıkça söylüyor. AKP bir toplumsal harekete, özgün bir ideolojiye, iktidar anlayışına, bunları iyi ifade edebilen bir söyleme dayanıyor. On üç yıllık AKP iktidarı bu özelliklerinden dolayı, yalnızca devletin kurumsal örüntüsü, ideolojik aygıtları, özellikle de medya üzerinde etkin bir denetim kurmakla kalmadı, toplumun kültürel yaşamında bir “alan hâkimiyeti” inşa etti. AKP bu avantajları kullanarak genel seçimlere girdi, tüm olanaklarını harekete geçirdi ve istediği sonucu aldı. Bu gerçekler varken muhalefet partilerinin seçim ortamının 2013’te Topkapı fabrikası kapatılarak işçilerin işten atılmak istenmesi sırasında; Kristalİş Sendikası uzmanlarından Zafer Aydın’ın yazdığı Grevin Cam’bazları yazısından öğrendik ki cam işçisi 112 yıldır bunu yapıyor. Hak aramaya 1903’te başlıyor çam işçisi, Beykoz’da kurulu LeviModiano fabrikası işçileri, bozuk çıkan malların sorumluluğunun işçilere yıkılarak, ürünlerin yeniden ücret ödenmeksizin ürettirilmek istemesine karşı, iş bırakıyorlar. 1908’de 2. Meşrutiyet’in ilanını takiben Selanik’ten İstanbul’a pek çok işyerinde Osmanlı işçi sınıfı greve çıkarken, aralarında Paşabahçeli cam işçileri de yer alıyor. 11 Ağustos 1908’de Levi Modiano işçileri ücret artışı talebiyle greve gidiyorlar. Paşabahçe sokaklarında yürüyüşler yapıyorlar. Osmanlı cam işçisinin grev yaparak hak arama geleneği, Cumhuriyet döneminde de sürüyor. Cumhuriyet’in ilk cam fabrikasında, Paşabahçe Cam’da 1966’da kendini gösteriyor grev. Henüz altı aylık bir sendika, Kristalİş, “İşkolunda imzalanmış bir sözleşme varken, işyerinde bir sözleşme imzalanabilir mi” sorusunun peşinden gidip, “işverenin yasadışı grev” feryatlarına aldırmadan, “grev maceracılık olur” diye itidal tavsiye edenlerin, önerilerine takılmadan, 31 Ocak 1966’da Paşabahçe Cam’ın bacalarına grev pankartını asıyor. Umulmadık bir zamanda, adeta yoktan var ederek umulmadık bir grev örgütlüyor. Risk alan, sorumluluk üstlenen cesaretle adım atan cam işçisi, 85 gün sonra haklarını geliştirmenin yanında, işçi sınıfına tarihi öneme sahip bir deneyim armağan ediyorlar. Şimdi, Kristalİş Sendikası Mersin Şube Başkanı Ahmet Ergev de, “Şişecam 200 işçiyi çıkarmak, arkadaşlarımızın yaptığı işleri taşeronlara vermek istiyor. 200 işçinin ekmeği o kadar ucuz değil. Bunu bilmiyorlarsa ki cam işçisinin direniş kültürünü en iyi Şişecam bilir, şanlı direnişlerimize bir de Anadolu Cam direnişini yazarız, olur biter” diyor. Yüzyıllık gelenek CGT Renault Başkanı Gache, destek için geldi. T Metalde büyük kıyım yaşandı irleşik Metalİş Sendikası Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, geride bıraktığımız mayısta Bursa başta olmak üzere çevre illerde ücret artışı için eylem yapan bin 500 çalışanın işten atıldığını açıkladı. Bursa da OYAKRenault işçilerinin 16 Mayıs 2015’te başlattıkları ve binlerce metal işçisinin katıldığı grev ve direnişe ardından Tofaş ile birlikte yan sanayi üreten çok sayıdaki fabrikanın çalışanları da katılmıştı. Küresel işçi konfederasyonu İndustriAll üyesi Fransa’da Renault fabrikalarında örgütlü olan CGT (Fransa Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu) Renault Grubu Başkanı Fabien Gache ve CGT sendikası temsilcisi, Nail Yalçın, Bursa’da Renault işçileriyle buluştu. B Yenikapı’da ev Çadır Turnesi şu sıralar Maslak’ta ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Bugüne kadar İstanbul’un pek çok noktasının yanı sıra Kayseri, Ankara, Bursa, Gaziantep, İzmit gibi çok sayıda şehire giden şirketin hedefi tüm illere ulaşmak. Çadır Turnesi’nin çalıştırdığı Suriyelilerin maaşını yaklaşık 8 aydır ödemediği iddia ediliyor. Konuya yakın kaynakların verdiği bilgiye göre, Suriyeliler bir buçuk yıldır bu şirkette çalışıyor. Başta 60 Suriyeli çalıştıran şirkette önce 30, şu anda ise sadece 17 Suriyeli kaldı. Bunun nedeni sefalet düzeyindeki çalışma şartları. Şirket yönetimi işçilere Yenikapı’da yer kiraladı. İşçiler pansiyon olarak kullanılan bu evde kalıyor. Bunun dışında yemek veriliyor. Ancak maaşkoşullarından yakınmaları, Tayland boksu yapılan bir ringe çıkıp sonra “ama bu tekme atıyor yaa” diyerek itiraz etmeye benziyor... Aslına bakarsanız, bu salt AKP’nin bir başarısı olduğu kadar, AKP’yi, “iktidar ve güç olgusunu”, ülkedeki rejimin özelliklerini anlamakta zorlanan, seçimlere, benzer olanakları kurmaya çalışmadan giren muhalefet partilerinin de bir iflasıdır. lardan sekiz aydır haber yok. Çadır Turnesi’ndeki çalışma şartları Suriyeli göçmenlerin neden Türkiye’de kalmayıp Avrupa’ya kaçmaya çalıştıklarının da cevabını veriyor. Şirketten ayrılanların çoğu şu an Avrupa’da. Kalanlar ise çaresiz oldukları için korkuyor. Şirket yetkililerinin maaşını isteyen bir işçiyi darp ettiği ve parmaklarını kırdığı söyleniyor. Bu işçi daha sonra Avrupa’ya göçtü. Yine aynı kaynaklar, Çadır 441 TL fazla geldi Kültürü biliyoruz Turnesi’nde çalışmaya devam eden 17 Suriyelinin 60 bin TL alacağı olduğunu söyledi. Bu hesaba göre 17 işçi aylık 441 TL gibi düşük bir ücrete çalıştırılırken bu maaşı bile alamıyorlar. Bunun yanında 6 bin metrelik çadırda her seferinde 100 bin TL’lik satış yapılıyor. Yine kaynakların verdiği bilgilere göre şirketin bazı depoları kapatılmış. Depolar gizlice başka noktalara taşınmış. Bu da şirketle ilgili yeterli denetim yapılıp yapılmadığına dair soru işaretlerini artırıyor. lediği taktiğe bakınca ne görüyoruz? “Dava”... “Bunlar”... Dinci, kültürel (milliyetçi, ümmetçi) temalar... Bu hâkimiyeti pekiştiren mesajlar. CHP bu mesajları sorgulamadı. AKP tabanı dışındaki seçmeni kendi değerleri üzerinden birleştirmeye çalışmadı. AKP, CHP’nin “ekmek peynir davası” mesajlarını da AKP yedeğine alarak etkisizleştirdi. 8 bin üye arttı Renault’da 400 üyeleri olduğunu belirten genel sekreter Göktaş, şöyle devam etti: “Renault’da sadece Birleşik Metalİş Sendikası var. Şu anda 4 bin üyemiz var ve üye olacak 700 civarında insan var. Metal iş kolundaki bu ayaklanmadan sonra Birleşik Metalİş Sendikasının 8 bin üye artışı olmuştur.” textual”: ekonomi, siyaset, sanat, vb.,) uygulanabilir bilgiyi üretir. Bu üretim kolaylıkla, “zamanın ruhunu”, egemen varsayımları sorgulayan, “Neden böyle de başka türlü değil” sorusuna cevap olabilecek eleştirel bilgilere yol açabilir. İşte, siyasal İslamın “entelijensiyasının”, huzursuzluğunun kaynağında bu iki tür bilginin olası etkileri var. Bu “entelijensiya” sorgulanmak, eleştirilmek, hatta farklı söylem, “öteki” istemiyor. İkincisi, “halkın değerleri” dediği şeyin, çoğunun, aslında halkı denetim altında tutan, egemenlikbağımlılık ilişkisini üreten söylemler olduğunun ortaya çıkmasından korkuyor. Bu yüzden, “aydın sorunu var” ifadesi, İslamcı entelijensiyanın aslında, her türlü muhalefeti, eleştirel aklı susturma, iktidarını koruma arzusunun ifadesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu “kültürel alan hâkimiyetinin” etkisini, zaaflarını, buna ilişkin korkuları anlamadan, herkesi susturma niyetini görmeden de, salt ekonomik mesajlarla, AKP’ye karşı başarılı kampanya yapılamıyor... Cam Keramik’ten cam emekçisine destek İSK’e bağlı Cam Keramikİş Sendikası, fırın kapatma bahanesiyle Mersin’de 200’e yakın işçiyi atacağını duyurmasının ardından işçilerin fabrikayı terk etmeme eylemini destekledi. Cam Keramikİş, “Atılacak işçilere teşvik ödeneceğini açıklayan ve 6 Kasım’a kadar süre tanıyan Şişecam’ın burada başarılı olursa diğer fabrikalarda da aynı şeyi yapacağı herkesin malumudur. Gün birlik ve beraberliği sağlama, dayanışmayı büyütme günüdür” dedi. A D AKP’yi anlamak... Seçimler üzerine üç nokta ki sonuç ne oldu” diye sormuştum. Seçmen desteği 2011’de 25.98’den 2015’te 24.95’e gerilemişti. Salt bu veriler bile, “Gezi travmasını” aşamamış, iç ve dış politikası iflas etmiş, yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmış bir AKP karşısında bir başarı üretemeyen bir seçim politikasının yanlışlığını göstermiyor muydu? CHP son seçimlerde de bu “çok başarılı” taktiği izledi, aynı sonucu aldı. Şimdi HDP’yi, MHP’yi suçlamanın pek bir yararı yok. HDP ve PKK’yi ise ayrıca tartışmak gerekiyor. AKP’nin “kültürel alan hâkimiyeti” üzerinde iz Lufthansa’da grev lmanya’nın en büyük havayolu şirketi Lufthansa’da çalışan kabin görevlileri, görüşmelerden olumlu sonuç çıkmaması üzerine bir hafta iş bırakma kararı aldı. Kabin görevlilerini temsil eden Bağımsız Uçuş Görevlileri Kuruluşu (Ufo) Başkanı Nicoley Baublies, yaptığı açıklamada 6 Kasım gününden başlayıp 13 Kasım’a kadar sürecek iş bırakma eylemi gerçekleştireceklerini açıkladı. A Daha önce, CHP’nin lider kadrosunun, AKP’yi, etkisinin kaynaklarını anlamakta büyük zorluk çektiklerine, 2015’in ilk genel seçimlerinde kampanyasını hazırlarken ekonomik talepler alanında kaldıklarına, AKP’nin kurduğu kültürel alan hâkimiyetinin bileşenlerini, dolayısıyla hegemonyasının temel yapı taşlarını sorgulamadıklarını işaret ettikten sonra, “Pe Aynı hataları tekrarlamak üzerine Diğer taraftan, AKP ve siyasal İslamın “entelijensiyası” bu “alan hâkimiyetinin” ne kadar kırılgan olduğunun ayırdındadır, bu yüzden de çok huzursuzdur. Bu huzursuzluk, biteviye gündeme getirilen “bu ülkede bir aydın sorunu var... aydınlar halkın değerlerine yabancıdır” söyleminde kendini çok açık bir biçimde gösteriyor. Ben, “aydın” yerine, sosyolojik olarak nötr (“Aydınlanma” olayının öznesine göndermeyen) entelektüel kavramını kullanıyorum. Entelektüel birden fazla bağlamda (“cross con Bir ‘aydın sorunu’ C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear