13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 23 Kasım 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ECE KURTULUŞ 46 yaşındaki Zehra, Şengal’in Rambusi Herbi köyünden. Üç çocuğuyla 10 günü Şengal Dağı’nda geçirmiş. “Kimse yardım etmedi, peşmergeler zaten kaçmışlardı, sonHayat “Kızımı okula göndereceğim” diyor. ra gerillalara rastladık” diyor. IŞİD amcasının kızını çocuklarıyla birlikte götürmüş. Eşi Ömer ve oğlu Ezidi Özgürlük ve Demokrasi Hayaşındaki Hayat, Arapçasıyla “Daeş” dediği reketi TEVDA’ya katılmışlar. PeIŞİD militanları Şengal’de yaşadıkları Heşuha ki evine dönecek mi? “IŞİD’den tede mahallesini bastığında şehrin sırtını dayadığı dağ yo mizlesinler hele bir geri döneceğiz” lunu kullanarak kaçanlardan. Dağda bir çocuğu doğderken, kararlı görünüyor. muş. Şu anda Irak’ta annesinin yanında kalıyor. 2 ve 7 yaşları arasındaki diğer üç çocuğu ve eşi ile çadırda ya Ben savaşmam şıyorlar. Eğitimi yok. “Ezidi kızları okula göndermezler” 16 yaşındaki Asima Kasım, diyor önce 4 yaşındaki kızı Aliza’yı işaret edip, “Ama Şengal’in Sibare Hıdır kasabasınben kızımı okula göndereceğim” diye ekliyor. dan. Sekiz kişilik ailesiyle katEve dönme hayali liamdan kaçanlardan. “Şengal sel Yönetimi’nin (KBY) yahut Rojava’da 13 Kasım’da gelen haberle sevinmişki kanton yönetiminin sağladığı yardım Dağı’nın yarısını yürüyerek geçtik” ler, evlerine yakında dönme umutladiyor. Kasabadayken okula hiç gitmelarla ayakta kalma savaşı veriyorlar. rı canlanmış. Çoğu IŞİD katliamını tamiş, eğitim almayı istiyor. Yaşıtı olan Türkiye sınırının kapalı olmasından ve rihte maruz kaldıkları diğerlerine ekbazı kızların ellerine silah alıp IŞİD’le yardım alamamaktan şikâyet ediyorlar. leyip “73. Ferman” diye andıkları katsavaştıklarını söylediğimde “Yok ben Sünni Arapların çoğunun ya kaçtıklarıliamdan sonra Şengal Dağı’nda serseelime silah alıp savaşmam” diyor. nı yahut IŞİD’e katıldıklarını anlatıyorfil olanlar... BM’nin ve Kürdistan Bölge ir yıllık kâbusun ardından 13 Kasım’da IŞİD’den kurtarılmış “hayalet kent” Şengal’in sakinlerinin izindeyiz... Şengal’in üzerine çeken ölümü dün aktarmıştım. Ezidi kültürü için önem taşıyan Şengal’de şu anda neredeyse sadece kenti kurtarmış olan KDP ve YNK (KYB) peşmergeleri ile PKK’nin askeri gücü HPG (Halk Savunma Birlikleri), YJASTAR (Özgür Kadın Birlikleri), Ezidi örgütlenmesi YBŞ (Şengal Direniş Birlikleri) ve YPJŞengal (Şengal Kadın Savunma Güçleri) var. Şehir ahalisinin pek çoğu Irak’a ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmek zorunda kalmış olsa bile Şengal Dağı ve Rojava’daki Newruz kampında hâlâ geri dönmek için şehirlerinin ve kasabalarının tümüyle temizlenmesini bekleyenler eksik değil. HPG kontrolündeki Şengal Dağı’nda geçen sene IŞİD’le ilk çarpışmalarda açılan HPG kontrolündeki koridorda, dağın yamaçlarında buz gibi bir havada çadırlarda yaşıyorlar. Bir kısmı da sınırın öte yanında Rojava’nın Türkiye sınırında Cudi Dağı manzaralı Newroz kampında barınıyor. Aliza okula gidecek Karan Ceyda Şengal’de haber 7 Ezidilerin en büyük dertlerinden biri eğitim. Rojava kantonu yönetimi özellikle Newroz kampında eğitim için seferber olmuş ŞİLAN B HAYAT ALİZA lar. Hıristiyanların çoğu da ya KBY altındaki Erbil/Hewler ile Duhok’a ve yurtdışına gitmişler. Kamplarda Kürtçe ve seçmeli olarak dördüncü sınıftan sonra Arapça ve İngilizce dersler verilen okullar açılmış. Ezidilerin en büyük derdi eğitim. Rojava kantonu yönetimi özellikle Newroz kampında eğitim için seferber olmuş. Ezidilere yaşadıklarını Arapça ismiyle andıkları “DAEŞ”i ve evlerine dönme hayallerini soruyoruz... 17 yaşındaki Şilan altı yıl okula gitmiş. Toplumumuzu eğitmek gerek ilan Süleyman 17 yaşında. Şengal’in Tıl Kasal köyünden. O eğitim almış Ezidilerden, altı yıl okula gitmiş. 4 kızkardeş, 3 erkek kardeş olmak üzere yedi kardeşin en büyüğü olduğu için ailesine yardım etmek gerektiğinden daha fazla okumamış. “DAEŞ geldiğinde biz fazla mücadele vermeden kaçtık. Halk önce direnmeye çalıştı ancak peşmergenin de kaçıp gittiğini görünce fazla dayanamadık, vazgeçtik” diye anlatıyor. Altı gün dağda kalmışlar. Yürüyerek Rojava’dan YPG gerillalarının açtığı koridora kadar gelmeyi başarmışlar. Kamptaki koşulların bir yıl içerisinde daha iyi hale getirildiğini anlatırken, “Belli kurumlar oluşturuldu, kadınlar ellerinden gelen işleri yapıyorlar. Çocuklar için okullar açıldı. Toplumumuzu eğitmek lazım” diyor. Onun köyü Tıl Kasal hâlâ DAEŞ’in elinde ve “DAEŞ tümüyle temizlenmeden geriye dönemeyiz” diye de ekliyor. Ş 10 gün dağda ŞEMMU Şemmu’nun 1015 kadar torunu var... Dağ yolundan kaçtık Peşmergeler bizi bırakıp gitti yaşındaki Şemmu Hodeyda Şengal’in Şibase Hıdır kasabasından. Ailesini sorduğumda 1718 kişi diyor önce. “Kaç torun var” diye sorunca, gülümseyerek “Var 1015 kadar” yanıtını veriyor. “Okula gönderdiniz mi bari” diye soruyorum. Şemmu amca eğitime önem veren Ezidilerden, “Hepsi okula gitti” diyor. “Peki niye Ezidi halkı genelde göndermiyor” diye sorunca, “Eskiden şeyhler okullar haramdır derlerdi, hele de kızlar için... O yüzden okula göndermezler bizim oralarda” diye anlatıyor. Kendisi 1959’da Şengal’de lise diplomasını almış. 8 kızını da okula göndermiş. Bir tanesi akademi bitirmiş, detayını anlatamıyor ama bitirmiş. Evine dönmek tüm arzusu. Peşmerge güçlerini yaşadıklarından sorumlu tutuyor, “Peşmergeler bizi bırakıp kaçtılar. Bir daha onları istemiyoruz” diyor. 26 70 jder Kaço, 27 yaşında. Şengal’in Sıva Hıdır kasabasından. Eşi, annesi ve bir çoğuyla katliamdan kaçıp yedi gün dağda sersefil olmuşlar. Ailesinin bütün erkekleri Ezidilerin oluşturduğu direniş gücüne katıldığında kalanlarıyla ilgilenmek onun sorumluluğu olmuş. “Çatışma ortamı bitsin evlerimize geri dönmeyi planlıyoruz” diyor. Yedi gün dağda sersefil olduk E Basın Sorunlarına Neden İlgisiz? eçen haftanın mesleğimiz açısından önemli iki haberinden birisi Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü tarafından Cumhuriyet’e Basın Özgürlüğü Ödülü verilmesi, diğeri ise meslek örgütlerimizin Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün yetkilerini artıran yönetmelik değişikliği ve basın kartları ile ilgili yeni uygulamalar konusunu ele aldığı basın toplantısı idi. Cumhuriyet’in aldığı çok önemli ödül Cumhuriyet sayfalarında yer buldu. Refiklerimizden konuya haber olarak değinenleri de unutmayalım. Meslek örgütlerinin Ankara Mülkiyeliler Birliği salonunda yaptığı ve BYEGM’nin son karar ve uygulamalarını eleştirdirdikleri basın toplantısının medyada yer bulduğunu söylemek zor. Demek ki gazeteler ve gazeteciler kendileriyle yakından, yakından da değil çok yakından ilgili bu konuya ilgi duymuyorlar. Demek ki BYE genel müdürünün yetkilerinin artırılması, Basın Kartları Komisyonu’nun yapısının değiştiri G lerek çoğunluğun meslek örgütlerinden oluşmasının önlenmesi önemli değil. Demek ki, Sarı Basın Kartı’nın beğenilmeyen gazetecilere verilmemesi, yalnızca “müsaadeye mazhar” gazetecilerin gazeteci sayılmasının yolunun açılması gazetecileri ilgilendirmiyor. Aralık ayının sonuna kadar basın kartlarının değiştirileceğini açıklayan BYEGM’ye “bu da nereden çıktı, gerekçe nedir?” diye soran da yok. Açıklanan gerekçe ise doğrusunu isterseniz hiç kimseyi tatmin etmedi. Şimdi herkesin aklındaki ve meslek örgütlerinin basın toplantısında da dile getirilen kuşku, “acaba hangi gazetecilerin basın kartları yenilenmeyecek” sorusudur. Haklı bir kuşku, haklı bir sorudur. Gazeteciler kendi sorunlarına sahip çıkmıyor, kendi gazetelerinde yer vermiyorlarsa, tıpkı bir zamanlar sendikalardan topluca istifa ederek bugünkü hazin durumu yaratmaktaki sorumlulukları gibi yeni ve daha vahim durumların sorumluluğunu taşımaya da hazır olmalıdırlar. azetenizi yıllardır izlerim. Her zaman objektif ve tarafsız bir bilgi kaynağı olarak değerlendirmişimdir. Ancak son zamanlarda Bilim Teknoloji ekinizde yer alan ve İstanbul’da özel bir hastaneye verildiği anlaşılan sağlık yazıları bu değerlendirmede ciddi çatlaklara neden oluyor, sizinle paylaşmak istedim. Bir önceki sayıdaki “Okul Çağında Çocuklarda Bel Ağrısı” yazısı sorunun en güzel örneği. Şöyle ciddi sorunlar var: 1. Yazar okul çocuklarında bel ağrısı sıklığının yüzde 70 olduğunu söylüyor. Bu benim özellikle bildiğim bir konudur, ciddi literatürde yüzde 27’nin üzerinde sıklık bildiren hiçbir yazı yok. 2. Yazar, “bilinen bir başka gerçek” diye başladığı cümlesinde çocukluk bel ağrılarının ileri yaşlarda da bel ağrısına neden olacağını belirtiyor, açıkçası bilinen böyle bir gerçeğin kaynağını ben bulamadım. 3. Makalenin içinde ve sonunda hiçbir şekilde bilimsel olarak analizi yapılmamış ve hele ki kesinlikle kanıtlanmamış birçok “tavsiye” bulunuyor. Örneğin; 4. Sırt çantalarının kalça kayışı takılsın, 5. sırt çantaları uzun süre kullanılmasın, 6. sırt çantalarının bel kemeri takılsın, 7. sırt çantası yerine tekerlek Yanıltıcı yazılara dikkat G li çantalar kullanılsın, vb. Sonuçta, yazıyı yazan hekim metin içinde bazı referanslar vermiş, doğru; ama gerçek bilimsel kısım yalnızca bu. Diğerleri büyük ölçüde yazarın kendi fikirlerinin bilimsel gerçekler olarak sunulması. Aslında bu yazıya benzer yazılar (genellikle İngilizce popüler sağlık dergilerinden alınan) birçok gazetenin sağlık sayfalarında yer alıyor. Bu yazıları pek önemsemem, tıp dünyasında da hiçbir saygınlıkları yoktur. Ancak buradaki yazı saygın bir gazetenin “Bilim ve Teknoloji” ekinde çıktığı için, hatalı içeriğin ciddi yanlışlara neden olma olasılığı çok yüksek. Bu bağlamda Cumhuriyet gazetesinden ricam, eğer bir ekinizin herhangi bir sayfasını bir kuruma kiralıyor iseniz, bu durumun sayfa üzerinde belirtilmesi ve içeriğin ilgili kurumun sorumluluğunda olduğunun belirtilmesi. Benzeri örnekler (mesela Economist vb. dergilerde) sayfa üzerinde “reklamdır” ibaresi ile çıkıyor, sizin de böyle bir uygulamaya gitmeniz etik olarak daha uygun olacaktır diye düşünüyorum. Saygılarımla. Prof. Dr. Emre Acaroğlu Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Promosyon bilette 14 günde iade 14 gün içinde “cayma hakkını” kullanarak bütün bilet bedeli geri alınabilecek atça Tüketici İlçe Hakem Heyeti, havayolu şirketlerinin “promosyon bilet” adı altında satışa sundukları iadesiz biletlerin 14 gün içinde iade edilmesi halinde bilet bedelinin tamamının tüketiciye ödenmesine karar verdi. Datça’da tüketici Orhan Keskinsoy, internetten Dalaman İstanbul, İstanbul Samsun aktarmalı bir uçak bileti alarak 306.98 KEMAL GÖKTAŞ TL ödedi. Keskinsoy, bileti yasal süre içinde iptal ettirmek istedi ancak iptal etmek için kendisine sadece 32 TL iade yapıldı. Datça Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti, daha önce ödenen 32 TL’ye ilaveten, tüketiciden haksız yere alınan 274 TL’nin iade edilmesine karar verdi. Hakem Heyeti kararında bilet satışının “Mesafeli Sözleşmeler yönetmeliğine göre cayma hakkı kapsamı içinde olduğu” belirtildi. Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Yönetmeliği’nin ilgili maddelerine göre havayolu şirketlerinin “iadesiz” bilet satmasının “haksız şart” olduğu belirtilen kararda, tüketicinin 14 gün içinde cayma hakkını kullandığından, fazladan alınan 274 TL’nin ödenmesi gerektiğine hükmedildi. l ANKARA D erhaba, Ben İstanbul ÜniversiteM si Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. sınıfta okuyan bir öğrenciyim. Öncelikle lındaki sayılarını incelediğim esnada her hafta bir eseri okurlarına hediye olarak verdiğini gördüm. Hediye olarak verdiğiCumhuriyet gazetesinin 30 Ekim 2015 tari niz eserler özellikle kitap okuma bağımlılığı hinde Bülent Tanör’ün “Kuruluş” isimli ki olanlar için büyük bir hazine. Ben daha öntabını vermesinden ötürü teşekkür ederim. ce Cumhuriyet gazetesinin “Kültür Hizmeti” olarak yürüttüğü bu uygulamanın yeniGeçen hafta içerisinde Beyazıt Devlet den canlandırılmasını canı gönülden desKütüphanesi’nde akademik bir araştırma amacıyla Cumhuriyet gazetesinin 2001 yı tekliyorum. Saygılarımla... Uğur Vardarlı Yeniden verilemez mi? Haksız şart ir iki konuya da kısaca değineB lim. Geçen hafta bir okur mektubundan yola çıkarak “kayyım” ile Yanlışlarda Direnmek Niye? Okutur belki ama yakışır mı? erhabalar, şu haber üzerine yazıyoM rum: http://www.cumhuriyet.com. tr/foto/fotogaleri/419917/1/Silahlafanteziyapmakisteyenkadinhayatinikaybetti.html Foto galeri haberleri tatsızlaştı. Birinci derece cinayetle suçlanan “erkek “kayyum” arasındaki farka ve yanlış kullanıma dikkat çekmiştik. Neden yanlışta ısrar edildiğini anlamak zor. “Herkes böyle kullanıyor, artık galatı meşhurdur” deniliyorsa, “galat” ancak bir yanlış kullanımın uzun sürede yerleşmesi, yaygınlaşması ile olur, bu durum ise pek yenidir. Yineleyelim; kimi şirketlere, gazetelere atanan kişilere “kayyım” denilir. Hukuki bir terimdir. Kayyum ise Allah’a atfedilen sıfatlardan birisidir. Yok siz eğer, “eh bu kişiler de yetkileri bakımından öyle değil mi” diye mizah yapıyorsanız bilemem. Yanlışta direnmenin bir anlamı olduğunu ve bunun Cumhuriyet’e yakıştığını sanmıyorum. Bu yanlış kullanımdan yola çıkarak yazılarda dil yanlışları üzerinde de bir iki söz edelim: Gazetemizde ve gazetelerde eksik olan röportaj dalında işler yapmaya çalışan ve bu çabasını sevinçle karşıladığımız yazarımızın röportajındaki bir cümle irkilticiydi. Yazarımız Gül Kitabevi’ne saldırı ile ilgili röportajında “insan cinsinin alçalabileceği zaviyelere dair” diye bir cümle kurmuş ve “zaviye” ile “seviye” birbirine karışıvermiş. Zaviye’nin iki anlamı var; birincisi açı, ikincisi ise, tekke ve zaviyeleri kapatan devrim kanunlarından hatırlarız, tekkenin küçüğü. Seviye ise düzey, alçaklık yükseklik derecesi anlamındadır. Kimsenin hevesini, heyecanını kırmak istemem ama röportaj gibi yeniden canlandırılması gereken bir dalın dil bakımından çok ama çok büyük özen istediğini, dili rahat kullanırken zedelememeye özen göstermenin de temel bir kural olduğunu bilmekte yarar var. Ne yazık ki bir türlü azaltamadığımız pek çok dil yanlışı arasından Sayın Emre Yazman’ın hatırlattığı birine daha dikkat çekelim de burada ele alamadığımız benzer yanlışlara bir gönderme yapmış olalım. 21 Kasım, 7. sayfada “Kahraman’ı kızdıran isim” başlıklı haberde “acentecilik” diye bir sözcük geçiyor. Türkçede “acentecilik”, “acenteci” gibi sözcükler yok. Ya ne var? “Acentelik” var, “acente” var. arkadaş”ı değil, sanığın ifadesine göre “fantezi yapmak isteyen kadın”ın fotoğraflarını koyarak yaptığınız haber seksizmden başka bir şey değil. Cumhuriyet okuyarak büyümüş bir insan olarak internette yaptığınız bu tür “haberlerden” fena halde rahatsızım. Bilginize... Esen Kendir Başkanlık logosuydu İş Bankası personeli erhaba, 17 Kasım tarihli gazetenin M dördüncü sayfasında “Duvar Yazıları” bölümünde Obama’nın elindeki kahve bardağının ABD’nin ünlü kahvecisinin logosunu bulundurduğu belirtilmiş. Ancak onuncu sayfadaki haberde bu logonun “ABD Başkanlık Logosu” olduğu bir görüntü ile desteklenerek sunulmuş. Altı sayfa arayla böyle bir çelişki ile karşılaşınca size iletmek istedim. Teşekkürler, iyi çalışmalar. Mert Can Doğan Merhaba, 20 Kasım 2015 tarihli gazetenizin 7. sayfasında yer alan halka açık şirketler arasında en yüksek maaş alan şirketler tablosunda Türkiye İş Bankası’nın personel sayısı yanlış yazılmıştır. Türkiye İş Bankası’nın Personel sayısı 24.885’tir. Sanırım Garanti Bankası’nın personel sayısı ile karıştırılmış. Konuyu bilgilerinize sunarım. Saygılarımla... Ramazan Kurt Azeri Elçi: Seçimimizi 500 gözlemci izledi nkara’daki Azerbaycan Büyükelçiliği, 1 Kasım’da ülkelerinde yapılan parlamento seçimleriyle ilgili gazetemizde yer alan “Seçimi yapıyormuş gibi” başlıklı haber için bir açıklama gönderdi. Büyükelçilik, seçimle ilgili haberin tek taraflı yansıtıldığını belirtti. AGİT’in davet edilmesine rağmen, gözlemci göndermediğini ve gözlemci sayısında kısıtlama yapıldığını öne süren Büyükelçilik, açıklamada şöyle dedi: “1 Kasım seçimlerini 40’tan fazla uluslararası kurum, 27 ülkeyi temsilen 500’ü aşkın gözlemci, 27 yabancı yayın kuruluşunu temsilen 42 gazeteci izledi. Son 10 yılda Azerbaycan’da insan hakları ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere ülkemiz bölge ülkeleri için örnek teşkil edecek düzeye çıktı.” A okak ekinizde geçen pazar yayımlanan Orhan Gencebay söyleşisini yadırgadım. Saadettin Teksoy’u daha hazmedememişken Gencebay fazla geldi. Hadi kişi seçiminize bir şey demeyeyim S Gencebay söyleşisi ama sorularınız sayın Gencebay’ı üzmemek için özenle seçilmiş gibiydi. Daha yakın zamanlarda siyaset sahnesinde kendini göstermiş bu sanatçıya sorulmasını beklediğimiz sorular yoktu. Erdem İnce C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear