21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 23 Kasım 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Nusaybin’de sokağa çıkma yasağına karşı açlık grevi yapan HDP’li vekillerin önünde baklava yiyen polis, ilçeye girmek isteyenlere müdahale etti DEVLET açlık grevini dağıttı Sancar hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Tedavisinin ardından taburcu edilen Sancar, müdahale nedeniyle ara vermek zorunda kaldığı açlık grevine bugün devam edeceğini açıkladı. Polisin müdahale sırasında zaman zaman havaya ateş açtığı olaylarda, 10 kişi gözaltına alındı. Öte yandan Nusaybin Kaymakamı Murat Sarı ile görüşen CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, ilçedeki sokağa çıkma yasağının 34 gün daha devam edebileceğini belirterek Türkiye’nin batısında, bölgede yaşananlara karşı inanılmaz bir sessizlik olduğunu söyledi. Yaşanan ölümler ve yaralanmalarla ilgili soruşturmalara ilişkin hiçbir bilgi olmadığını vurgulayan Tanrıkulu “Operasyon yapanlar bine yakın kişi ve Nusaybin dışından getirilen güvenlik gücüdür. Hiç kimsenin bugüne kadar görmediği şekil ve tipte insanlardır. Bundan sonra yaşanacak ölümler, Nusaybin ile Ankara arasındaki mesafeyi açacaktır. İnsanların siyasete, siyaset kurumlarına ve parlamentoya güvenleri yok olmak üzeredir” dedi. Hafta içinde Nusaybin’deki binlerce öğrenci TEOG sınavına girecek ancak psikolojileri olumsuz etkilendiğinden, sınavın ertelenmesi istendi. Nusaybin EğitimSen Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, “Bu öğrencilerin ülkenin herhangi başka bir yerindeki öğrencilerle eşit şartlarda yarışmalarını beklemek en büyük adaletsizlik olacak ve eğitimdeki fırsat eşitliği ilkesine de aykırılık teşkil edecektir” denildi. l NUSAYBİN haber 5 ardin’in Nusaybin ilçesinde 13 Kasım günü 15 mahallede ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında 10. gününe girerken ilçede şiddetli çatışmalar yaşanıyor. HDP Milletvekilleri Prof. Mithat Sancar, Gülser Yıldırım, Erol Dora ve Ala Atalan’ın, 8 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan MAHMUT Nusaybin’deki yaORAL sağın kalkması için başlattıkları açlık grevi de sürüyor. Dün öğle saatlerinde milletvekillerinin açlık grevi MUHABİRİMİZE SALDIRI 10 kişinin gözaltına alındığı olayları görüntülemeyaptığı noktaya gelen görevli poye çalışan muhabirimiz Mahmut Oral’a tehdit ve küfürler yağdıran polis, lislerin ise tepsilerle gelen bakla muhabirimizin fotoğraf makinesini alarak, çektiği fotoğrafları sildi. vaları yemesi dikkat çekti. ne izin verilmedi. Güvenlik güçleDestek için ilçeye gitmek isteetti. Polisin attığı gaz bombalarınrinin, ilçenin girişinde durdurulan dan etkilenen Emine Ayna, bölgeyen aralarında Mardin Büyükheyette bulunan Ahmet Türk’ü gö den uzaklaşırken bir evin camınşehir Belediye Eşbaşkanı Ahzaltına almaya çalışması üzerine met Türk ve DBP Eş Genel Başkadan atlamak zorunda kaldı. Açlık gerginlik çıktı. Polis, biber gazı ve grevi yapan HDP milletvekilleri nı Emine Ayna’nın da bulunduğu 300 kişilik grubun ilçeye girişi tazyikli suyla kalabalığa müdahale de müdahaleden etkilendi. Mithat M Lice’de sokağa çıkma yasağı kalktı iyarbakır’ın Lice İlçesi’ndeki 7 mahallede geçen Cuma sabahı uygulamaya konulan sokağa çıkma yasağı dün sabah sona erdi. Diyarbakır Valiliği’nden yapılan açıklamada, ilçenin kırsal kesiminde PKK’lilere yönelik operasyon nedeniyle Kılıboğan Tepesi, Ayaz, Birlik, Abdil, Taşburun, Güzelce ve Döşekkaya mahallelerinde uygulanan sokağa çıkma yasağının sona erdiği bildirildi. l Yurt Haberler Aziz Güler uğurlandı Rojava’da IŞİD’e karşı savaşırken yaşamını yitiren ve cenazesi 59 gün sonra getirilen Aziz Güler, Gazi Mahallesi’nde düzenlenen törenle toprağa verildi. Güler için dün Şair Abay Lisesi önünde toplanan binlerce kişi sloganlar atarak cemevine kadar yürüdü. Cemevinden alınan Aziz Güler’in arkasından annesi Elif, babası Mehmet ve kardeşi Ersin Umut Güler ile Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da bir süre yürüdü. GüAziz Güler’in annesi cenazede ler, gözyaşları arasında toprağa verildi. l ALİ AÇAR güçlükle ayakta durdu. n önemli sorun ne biliyor musunuz; Türkiye’de herkes ayrı telden çalıyor. Yok, tabii ki, farklı düşünceler, farklı siyasetlerden bahsetmiyorum, demokrasiler bu farklılıklar baskılanmasın diye önemlidir. “Bizde demokrasi yok, baskı çok” da demiyorum. Orası öyle ama, ben bir başka sorundan söz etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı ve AK Partisi çevresi, yeni bir düzen kurmaktan bahsediyor; “2002 Devrimi”, “Yeni Türkiye”, “Büyük Türkiye” “Cihanşümül Devlet”, “2023 hedefi” gibi kavramlarla konuşuyor. Bu artık siyasetin sıradan otoriterleşmesinin ötesinde, yeni bir rejim inşası. Bu yeni rejimin bir resmi ideolojisi, resmi tarih tezi, devlet kavramı, dost ve düşman tanımı yapılıyor. Muhalif çevreler ise bambaşka havadalar; MHP milliyetçi vurgulu eski Türkiye, CHP seküler vurgulu eski Türkiye özleminden bir adım ötesini kavramamak, anlamamak ta ısrarlı. En acısı, CHP’nin olağanüstü kongre tartışması Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin ilersinde değil, gerisinde bir siyasi vizyonun ifadesi. En önemli sorunumuz: Yeni rejim inşası E siyasetten oldukça uzak bir yere düşmüş vaziyetteler. Fiili özerklik deneyimi müdafaası bir yandan, devrimci dönüşüm eğiliminin demokratik siyasal zemini önemsizleştirmesi diğer yandan, Türkiye’nin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtuluşu nerede gördükleri giderek daha belirsiz bir hal alıyor. Rejim tartışması Kurtuluş nerede? D TEOG ertelensin Eskiden siyasetlerinin tümünü rejim meselesi belirlerdi, bu bir sorundu ama zamanı geçmiş bir sosyal demokrat partiye dönüşme fikri de hiç isabetli olmadı. Tam memlekette ana mesele rejim tartışması olması gerekirken bir diğer uca savrulup bundan hiç bahsetmez oldular. Hoş, konu rejim tartışması olunca da daha demokratik bir Türkiye ufkundan ziyade, eski rejim özlemi öne çıkıyor, o da ayrı sorun. Kürt siyaseti ise, bambaşka bir havada, daha demokratik bir rejim çerçevesinde Kürtlerin siyasal taleplerini merkeze alan bir Sayıları iyice azalan bağımsız demokratlar dahi, artık asıl meselemizin devrimci bir atılım ile yeni bir rejim inşası meselesi olduğunu büyük ölçüde görmezden geliyorlar. Geçmişte rejim tartışması hep statükoyu savunmak biçiminde tezahür ettiği için, demokratlar rejim tartışması yapmaktan imtina ediyor gibi. Oysa, artık eski Türkiye’yi değil yeni ve demokratik bir Türkiye’yi savunmak adına rejim tartışmasına girmenin tam da zamanı. Bence, siyasal muhalefeti tanımlaması gereken birincil mesele bu. Daha önce de yazdım, ben AK Partisi çevresi ve ideolojisinin tanımladığı “Yeni Türkiye” projesinde toptan karşıyım. Artık hepimizin yapması gereken, bu projeyi benimseyip benimsemediğimiz, karşı çıkıyorsak neden karşı çıktığımızı tartışmak ve siyasal tarafımızı bu çerçevede belirlemek. Siyasal tartışmayı bu zemine çekmez ve yeni rejim inşası iddiasını bu manada ciddiye almazsak, adım adım bu yeni rejime doğru alınan yol hızlanacak. Daha kötüsü, sonuçta bazılarımızın itirazı olan yeni bir rejim de kurulamayacak, zira bu iddia Türkiye’nin gerçeklerine ve dinamiklerine rağmen başarılı olamayacağına göre, Türkiye daha kaotik bir durumla karşılaşacak. Benden söylemesi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear